Do schools kill creativity? | Sir Ken Robinson | TED

Ken Robinson diyor ki; "Okullar yaratıcılığı öldürüyor."

23,835,546 views

2007-01-07 ・ TED


New videos

Do schools kill creativity? | Sir Ken Robinson | TED

Ken Robinson diyor ki; "Okullar yaratıcılığı öldürüyor."

23,835,546 views ・ 2007-01-07

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Tugba Gezginis Gözden geçirme: ibrahim onur cakir
Günaydın. Nasılsınız? Harika gidiyor, değil mi?
00:27
Good morning. How are you?
0
27103
2575
00:29
(Audience) Good.
1
29702
1403
00:31
It's been great, hasn't it?
2
31129
1668
Bütün bu organizasyon ve yapılmış konuşmalar karşısında afallamış durumdayım.
00:33
I've been blown away by the whole thing.
3
33408
2321
00:35
In fact, I'm leaving.
4
35753
1492
Hatta, şimdi şu an burayı terkediyorum. (Kahkaha)
00:37
(Laughter)
5
37269
3906
Konferans boyunca üç tema vardı işlenen,
00:43
There have been three themes running through the conference,
6
43096
3567
değil mi, ki aslına bakarsanız bu temalar benim konuşmak istediğim
00:46
which are relevant to what I want to talk about.
7
46687
2286
00:48
One is the extraordinary evidence of human creativity
8
48997
4470
konu ile doğrudan ilintiliydi.
Bunlardan ilki, bütün bu sunumların ve buradaki insanların,
00:53
in all of the presentations that we've had
9
53491
2413
insan doğasındaki yaratıcılık eğilimine başlı başına
00:55
and in all of the people here;
10
55928
1952
00:57
just the variety of it and the range of it.
11
57904
2651
kanıt teşkil etmesi. Çeşitliliğine ve genişliğine
bir bakınız sadece. İkincisi ise
01:01
The second is that it's put us in a place
12
61158
2143
01:03
where we have no idea what's going to happen
13
63325
2497
gelecek teması altında yapılmış konuşmalar, aslına bakarsanız, bizi öyle bir pozisyona soktu ki
01:05
in terms of the future.
14
65846
1391
ileride gerçekten ne olacağı konusunda neredeyse hiç bir fikrimiz yok.
01:07
No idea how this may play out.
15
67261
2985
Gelecekte ne olur, ne biter öngöremiyoruz.
01:10
I have an interest in education.
16
70270
1622
Eğitim konusuyla ilgiliyim--
01:11
Actually, what I find is, everybody has an interest in education.
17
71916
4412
aslında bana sorarsanız, eğitime karşı herkesin az çok bir ilgisi olduğunu düşünüyorum.
01:16
Don't you?
18
76352
1317
Öyle değil mi? Misal, ben şunu çok ilginç buluyorum.
01:17
I find this very interesting.
19
77693
1402
Eğer bir akşam yemeğine davet edilmiş iseniz ve eğitim ile
01:19
If you're at a dinner party, and you say you work in education --
20
79119
3958
ilgili çalıştığınızı söylerseniz
01:23
actually, you're not often at dinner parties, frankly.
21
83101
2745
aslında dürüst olmak gerekirse, eğer eğitim konusunda çalışmalar yürütüyorsanız, akşam yemeği partilerinde pek sık boy gösteremezsiniz.
01:25
(Laughter)
22
85870
3796
01:29
If you work in education, you're not asked.
23
89690
2428
(Kahkaha) Çünkü gayet kimse sizi çağırmaz.
01:32
(Laughter)
24
92142
3179
Ve olur da eskaza birisine iştirak etmiş olursanız, bir dahaki sefer için de davet edilmek aklınızın ucundan geçmesin, ki bu bana hep garip gelmiştir.
01:35
And you're never asked back, curiously. That's strange to me.
25
95345
3959
01:39
But if you are, and you say to somebody,
26
99328
2216
Ama olur da orada bulunursanız ve kimliğinizi afişe ederseniz
01:41
you know, they say, "What do you do?"
27
101568
1778
hani bilirsiniz işte, "Ne ile uğraşıyorsun?" diye sorarlar
01:43
and you say you work in education,
28
103370
1688
ve siz onlara eğitim işi ile uğraştığınızı söylerseniz
01:45
you can see the blood run from their face.
29
105082
2049
ardından yüzlerinin renk attığını görebilirsiniz. Gayet şu haldedirler,
01:47
They're like, "Oh my God. Why me?"
30
107155
1685
01:48
(Laughter)
31
108864
2276
"Aman tanrım," bilirsiniz işte, "Neden ben? Bütün hafta boyunca dışarıda geçirdiğim tek gecede hem de" (Kahkaha)
01:51
"My one night out all week."
32
111164
1524
01:52
(Laughter)
33
112712
2610
01:55
But if you ask about their education, they pin you to the wall,
34
115346
3241
Ama eğer onlara kendi aldıkları eğitimi soracak olursanız
sizi köşeye sıkıştırırlar. Çünkü bu insanların içinde olan
01:58
because it's one of those things that goes deep with people, am I right?
35
118611
3407
şeylerden biridir, haksız mıyım?
02:02
Like religion and money and other things.
36
122042
3493
Din, para ve diğer şeylerde olduğu gibi.
02:05
So I have a big interest in education, and I think we all do.
37
125559
4442
Eğitime büyük bir ilgim var, ve hepimizin olduğunu düşünüyorum.
Gerçekten eğitime karşı büyük haklı bir ilgimiz var,
02:10
We have a huge vested interest in it,
38
130025
1802
02:11
partly because it's education that's meant to take us into this future
39
131851
3320
ve kısmen bunun sebebi, eğitimin bizleri o hakkında hiç bir fikrimizin olmadığı
geleceğe taşıyacak olan yegane araç olması.
02:15
that we can't grasp.
40
135195
1654
02:16
If you think of it,
41
136873
1166
Eğer düşünecek olursanız, bu yıl okula başlayan çocuklar
02:18
children starting school this year will be retiring in 2065.
42
138063
6122
2065 yılında emekli olmuş olacaklar. Geçtiğimiz dört gün boyunca
02:25
Nobody has a clue,
43
145272
1571
02:26
despite all the expertise that's been on parade for the past four days,
44
146867
3559
önümüze sunulan bütün uzman görüşlere rağmen, dünyanın sadece beş yıl içerisinde bile
neye benzeyeceği kimse tarafından tahmin edilemiyor.
02:30
what the world will look like in five years' time.
45
150450
2526
Ve bizler bu belirsiz gelecek için onları eğitmekle hükümlüyüz.
02:33
And yet, we're meant to be educating them for it.
46
153000
2294
Olaya böyle baktığımızda mevzu bahis tahmin edilememezlik
02:35
So the unpredictability, I think, is extraordinary.
47
155318
2550
gerçekten korkutucu boyutlarda.
02:37
And the third part of this is that we've all agreed, nonetheless,
48
157892
3428
Ve üçüncü olarak
herşeye rağmen, çocukların sahip olduğu
02:41
on the really extraordinary capacities that children have --
49
161344
5305
olağanüstü kapasite konusunda hepimiz hemfikiriz.
02:46
their capacities for innovation.
50
166673
2335
Özellikle söz konusu yeni fikirler olduğunda. Mesela, Sirena dün gece harikuladeydi.
02:49
I mean, Sirena last night was a marvel, wasn't she?
51
169032
2789
Öyle değil mi? Sadece ne yapabildiğini görmekten bahsediyorum.
02:51
Just seeing what she could do.
52
171845
1670
02:53
And she's exceptional, but I think she's not, so to speak,
53
173539
5549
Ve o istisnai bir örnek, fakat bana sorarsanız çocukluk dönemini bir bütün olarak
ele aldığınızda görürsünüz ki çok da istisnai bir durum değil.
02:59
exceptional in the whole of childhood.
54
179112
2905
Sirena'ya baktığınızda göreceğiniz şey, yeteneğini keşfedip olağanüstü bir adanmışlıkla
03:02
What you have there is a person of extraordinary dedication
55
182041
2831
03:04
who found a talent.
56
184896
1171
bunun üstüne giden bir insandır. Ve benim argümanım şudur ki;
03:06
And my contention is, all kids have tremendous talents,
57
186091
2586
bütün çocuklar inanılmaz yeteneklere sahiptir.
03:08
and we squander them, pretty ruthlessly.
58
188701
2394
Ve bizler onları harcıyoruz, hem de acımasızca.
Böylelikle, bugün burada eğitim ve sahip olduğumuz
03:11
So I want to talk about education,
59
191119
1857
03:13
and I want to talk about creativity.
60
193000
1872
yaratıcılık hakkında konuşmak istiyorum. Bana sorarsanız
03:14
My contention is that creativity now is as important in education as literacy,
61
194896
6096
şu an yaratıcılık en az okur-yazarlık kadar eğitimde önemli
ve bizler aynı statüdeymişcesine muamele etmeliyiz.
03:21
and we should treat it with the same status.
62
201016
2787
03:23
(Applause)
63
203827
1112
(Alkış) Teşekkürler. Bu kadardı, konuşmam bitti.
03:24
Thank you.
64
204963
1189
03:26
(Applause)
65
206176
4285
03:30
That was it, by the way. Thank you very much.
66
210485
2286
Çok teşekkür ederim. (Kahkaha) Neyse, hala 15 dakikamiz var.
03:32
(Laughter)
67
212795
2115
03:34
So, 15 minutes left.
68
214934
1677
Evet, ben doğduğumda -- hayır. (Kahkaha)
03:36
(Laughter)
69
216635
3157
03:39
"Well, I was born ... "
70
219816
1671
03:41
(Laughter)
71
221511
3471
Geçenlerde harika bir hikaye duydum -- Anlatmaya bayılıyorum --
03:45
I heard a great story recently -- I love telling it --
72
225006
2650
Resim dersindeki küçük bir kız hakkında. Altı yaşında,
03:47
of a little girl who was in a drawing lesson.
73
227680
2371
03:50
She was six, and she was at the back, drawing,
74
230075
2175
en arkada oturmuş, resim yapan bir kız.
03:52
and the teacher said this girl hardly ever paid attention,
75
232274
2760
ve öğretmenine soracak olursanız bu küçük kız derse hemen hemen
hiç ilgi göstermiyordu. O gün hariç. O gün nedense bütün ilgisi yaptığı resimdeydi.
03:55
and in this drawing lesson, she did.
76
235058
1786
03:56
The teacher was fascinated.
77
236868
1340
03:58
She went over to her, and she said, "What are you drawing?"
78
238232
2789
Öğretmenin ağzı açık kalmış tabii bu durum karşısında. Kızın yanına yaklaşmış,
ve sormuş, "Ne çiziyorsun?"
04:01
And the girl said, "I'm drawing a picture of God."
79
241045
2491
"Tanrı'nın resmini çiziyorum", demiş kız.
04:04
And the teacher said, "But nobody knows what God looks like."
80
244642
3318
"Ama hiç kimse Tanrı'nın nasıl göründüğünü bilmiyor.", demiş öğretmen.
04:07
And the girl said, "They will in a minute."
81
247984
2088
"Problem değil, bir dakika içinde bilecekler", demiş kız.
04:10
(Laughter)
82
250096
6782
(Kahkaha)
Oğlum İngiltere'de dört yaşındayken --
04:21
When my son was four in England --
83
261662
2727
aslında her yerde dört yaşındaydı, dürüst olmak gerekirse. (Kahkaha)
04:24
actually, he was four everywhere, to be honest.
84
264413
2191
Tamam tamam, nereye giderse gitsin, o yıl dört yaşındaydı.
04:26
(Laughter)
85
266628
1752
04:28
If we're being strict about it, wherever he went, he was four that year.
86
268404
3387
04:31
He was in the Nativity play. Do you remember the story?
87
271815
2638
Doğum (Hz.İsa'nın doğumu) oyununda bir rolü vardı.
Hikayeyi hatırlıyor musunuz? Gülmeyin, önemli bir hikaye.
04:34
(Laughter)
88
274477
1219
04:35
No, it was big, it was a big story.
89
275720
1827
Gerçekten önemli bir hikaye, hatta Mel Gibson serisini çekmişti.
04:37
Mel Gibson did the sequel, you may have seen it.
90
277571
2305
04:39
(Laughter)
91
279900
1261
Belki görmüşsünüzdür: "Doğum II". Neyse, James, Joseph rolünü almıştı
04:41
"Nativity II."
92
281185
1561
04:42
But James got the part of Joseph, which we were thrilled about.
93
282770
3884
ki biz bu konuda epey heyecanlıydık.
04:46
We considered this to be one of the lead parts.
94
286678
2906
Ne de olsa biz bunu başrollerden biri olarak düşünüyorduk.
04:49
We had the place crammed full of agents in T-shirts:
95
289608
2487
Mekanı "Joseph, James Robinson'dur." yazılı tişörtler giyen
bir sürü insanla doldurmuştuk. (Kahkaha)
04:52
"James Robinson IS Joseph!"
96
292119
1414
04:53
(Laughter)
97
293557
1033
04:54
He didn't have to speak, but you know the bit where the three kings come in?
98
294614
3628
Konuşmasına gerek yoktu, ama o bölümü bilirsiniz
hani üç kralın geldiği. Hediyeler sunmak için gelirler,
04:58
They come in bearing gifts, gold, frankincense and myrrh.
99
298266
2685
ve altın, tütsü ve mür getirirler.
05:00
This really happened.
100
300975
1158
Bu gerçekten oldu. Orada oturuyorduk
05:02
We were sitting there, and I think they just went out of sequence,
101
302157
3116
ve sanırsam o sırada replik sırasını karıştırdılar,
05:05
because we talked to the little boy afterward and said,
102
305297
2579
çünkü daha sonra küçük çocukla konuştuk ve sorduk,
05:07
"You OK with that?" They said, "Yeah, why? Was that wrong?"
103
307900
2796
"Sence doğru oldu mu?". O da, "Evet, niye, yanlış mıydı?" demişti.
Sadece sırayı karıştırmıslardı bence, o kadar.
05:10
They just switched.
104
310720
1156
05:11
The three boys came in, four-year-olds with tea towels on their heads.
105
311900
3310
Her neyse 3 çocuk sahneye geldi,
kafalarında çay süzgeci olan dört yaşındaki çocuklar,
ve kutuları yere bıraktılar.
05:15
They put these boxes down, and the first boy said, "I bring you gold."
106
315234
3322
ve ilk çocuk "Sana altın getirdim", dedi.
05:18
And the second boy said, "I bring you myrrh."
107
318580
2274
Ve ikinci çocuk, "Sana mür getirdim", dedi.
05:20
And the third boy said, "Frank sent this."
108
320878
2082
05:22
(Laughter)
109
322984
5477
Ve üçüncüsü, "Bunu Frank gönderdi." (Kahkaha) (Burada ingilizce kelime oyunu var. frankincense -> frank sent this)
05:35
What these things have in common is that kids will take a chance.
110
335711
3090
Bütün bunların ortak noktası şu ki; çocuklar şanslarını denemekten korkmayacaklar.
05:38
If they don't know, they'll have a go.
111
338825
3482
Bilmeseler de, devam edecekler.
Haklı değil miyim? Yanlış yapmaktan korkmuyorlar.
05:42
Am I right? They're not frightened of being wrong.
112
342331
3029
Şimdi, yanlış yapmak yaratıcı olmakla aynı şeydir demek istemiyorum.
05:45
I don't mean to say that being wrong is the same thing as being creative.
113
345924
3507
05:49
What we do know is, if you're not prepared to be wrong,
114
349886
3090
Bildiğimiz şu ki,
eğer yanlış yapmaya hazırlıklı değilseniz,
05:53
you'll never come up with anything original --
115
353000
2367
hiç bir zaman orijinal birşey bulamazsınız.
05:55
if you're not prepared to be wrong.
116
355391
2580
Eğer yanlış yapmaya hazırlıklı değilseniz. Ve zamanla yetişkin olduklarında,
05:57
And by the time they get to be adults, most kids have lost that capacity.
117
357995
4443
çoğu çocuk bu kapasitesini yitiriyor.
Yanlış yapmaktan korkar hale geliyorlar.
06:02
They have become frightened of being wrong.
118
362462
2464
06:04
And we run our companies like this.
119
364950
1690
Ve firmalarımızı da bu şekilde yönetiyoruz, yeri gelmişken.
06:06
We stigmatize mistakes.
120
366664
1652
Hataları damgalıyoruz. Ve mevcut
06:08
And we're now running national education systems
121
368340
2302
ulusal eğitim sistemlerimizde de bir çocuğun yapabileceği
06:10
where mistakes are the worst thing you can make.
122
370666
2539
en kötü şey "hatalar"dır.
06:13
And the result is that we are educating people
123
373800
3108
Ve sonuç şu ki insanları yaratıcı kapasitelerinin dışına yönelik
06:16
out of their creative capacities.
124
376932
2342
eğitiyoruz. Picasso bir keresinde,
06:19
Picasso once said this, he said that all children are born artists.
125
379298
4427
Bütün çocukların sanatçı olarak doğduklarını söylemiş.
06:23
The problem is to remain an artist as we grow up.
126
383749
3222
Problem büyüdüğümüzde de sanatçı olarak kalabilmekte. Şuna yürekten inanıyorum:
06:26
I believe this passionately, that we don't grow into creativity,
127
386995
3232
bizler yaratıcılık özelliğimize yönelik değil,
06:30
we grow out of it.
128
390251
1705
aksi yönde büyüyoruz. Ya da daha doğrusu, ondan uzaklaştırılacak şekilde eğitiliyoruz.
06:31
Or rather, we get educated out of it.
129
391980
1883
Peki, niye bu, bu şekilde oluyor?
06:34
So why is this?
130
394607
1903
Beş yıl öncesine değin Stratford-on-Avon'da yaşadım.
06:37
I lived in Stratford-on-Avon until about five years ago.
131
397124
2783
06:39
In fact, we moved from Stratford to Los Angeles.
132
399931
2253
Hatta Stratford'tan Los Angeles'a taşındık.
Ne kadar kesintisiz bir geçiş olduğunu hayal edebilirsiniz
06:42
So you can imagine what a seamless transition this was.
133
402912
2624
06:45
(Laughter)
134
405560
1416
(Kahkaha) Aslında,
06:47
Actually, we lived in a place called Snitterfield,
135
407000
2376
Snitterfield denilen bir yerde yaşadık,
06:49
just outside Stratford,
136
409400
1251
Stratford'un biraz dışında, Shakespeare'in
06:50
which is where Shakespeare's father was born.
137
410675
2635
babasının doğduğu yerde. Bunu söylediğimde yeni bir düşünceye gark oldunuz mu? Ben öyle olmuştum.
06:53
Are you struck by a new thought? I was.
138
413334
2123
06:55
You don't think of Shakespeare having a father, do you?
139
415481
2595
Shakespeare'in bir babası olduğunu hiç düşünmemiştiniz, öyle değil mi?
06:58
Do you?
140
418100
1373
Öyle değil mi? Çünkü Shakespeare'i bir çocuk olarak
06:59
Because you don't think of Shakespeare being a child, do you?
141
419497
2891
düşünmemiştiniz, değil mi?
07:02
Shakespeare being seven?
142
422412
1264
Shakespeare yedi yaşında? Ben hiç düşünmemiştim. Demek istiyorum ki,
07:03
I never thought of it.
143
423700
1176
07:04
I mean, he was seven at some point.
144
424900
1692
O da bir zamanlar yedi yaşındaydı. O da
07:06
He was in somebody's English class, wasn't he?
145
426616
2266
birinin İngilizce sınıfındaydı bir zamanlar, öyle değil mi? Ne kadar da rahatsız edici olmalı.
07:08
(Laughter)
146
428906
6787
07:15
How annoying would that be?
147
435717
1329
(Kahkaha) "Daha fazla çalışmalısın". Babası tarafından yatağa gönderilmiştir, bilirsiniz,
07:17
(Laughter)
148
437070
3000
07:24
"Must try harder."
149
444939
1340
07:26
(Laughter)
150
446303
3400
07:30
Being sent to bed by his dad, to Shakespeare, "Go to bed, now!"
151
450559
2981
Shakespeare'e," Hemen yatağa git, şimdi",
07:33
To William Shakespeare.
152
453564
1158
William Shakespeare'e, "ve kalemi bırak.
07:34
"And put the pencil down!"
153
454746
1271
Ve bu şekilde konuşmayı kes. Herkesin kafasını karıştıyorsun."
07:36
(Laughter)
154
456041
1075
07:37
"And stop speaking like that."
155
457140
1477
07:38
(Laughter)
156
458641
3579
07:42
"It's confusing everybody."
157
462244
1324
07:43
(Laughter)
158
463592
5270
(Kahkaha)
07:48
Anyway, we moved from Stratford to Los Angeles,
159
468886
5186
Neyse, Stratford'tan Los Angeles'a taşındık,
ve bu geçiş hakkında birşey söylemek istiyorum, aslında.
07:54
and I just want to say a word about the transition.
160
474096
2476
Oğlum gelmek istemedi.
07:56
Actually, my son didn't want to come.
161
476596
1802
07:58
I've got two kids; he's 21 now, my daughter's 16.
162
478422
2395
İki çocuğum var. O şu an 21; kızım 16.
08:00
He didn't want to come to Los Angeles.
163
480841
2203
Los Angeles'a gelmek istemedi. Orayı sevmişti,
08:03
He loved it, but he had a girlfriend in England.
164
483068
3788
ama İngiltere'de bir kız arkadaşı vardı. Hayatının aşkı, Sarah.
08:06
This was the love of his life, Sarah.
165
486880
2857
Onu bir aydır tanıyordu.
08:09
He'd known her for a month.
166
489761
1375
Uyarayım, dördüncü yıl dönümlerini kutlamışlardı,
08:11
(Laughter)
167
491160
1350
08:12
Mind you, they'd had their fourth anniversary,
168
492534
3279
çünkü 16 yaşındayken bir ay göründüğünden daha uzun gelir insana.
08:15
because it's a long time when you're 16.
169
495837
1936
08:17
He was really upset on the plane.
170
497797
1641
Neyse, uçaktayken gerçekten çok üzgündü,
08:19
He said, "I'll never find another girl like Sarah."
171
499462
2407
ve "Bir daha hiç bir zaman Sarah gibi bir kız bulamayacağım", demişti.
08:21
And we were rather pleased about that, frankly --
172
501893
2314
Ve bunun böyle olmasından, açıkça söylemek gerekirse, biz gayet memnunduk,
çünkü halihazırda ülkeden ayrılma sebebimiz o kızın ta kendisiydi.
08:24
(Laughter)
173
504231
4233
08:32
because she was the main reason we were leaving the country.
174
512434
2946
08:35
(Laughter)
175
515404
3000
(Kahkaha)
Ama Amerika'ya taşınınca bir şeyin farkına varıyorsunuz,
08:41
But something strikes you when you move to America
176
521141
2362
ve dünyada yolculuk yaparken:
08:43
and travel around the world:
177
523527
1367
dünya üzerindeki her eğitim sistemi aynı konu hiyerarşisine sahip.
08:44
every education system on earth has the same hierarchy of subjects.
178
524918
3647
Hepsi. Nereye giderseniz gidin.
08:48
Every one. Doesn't matter where you go.
179
528589
1903
Öbür türlü olacağını sanıyorsunuz ama, öyle değil.
08:50
You'd think it would be otherwise, but it isn't.
180
530516
2270
En tepede matematik ve diller,
08:52
At the top are mathematics and languages, then the humanities.
181
532810
2981
sonra insani bilimler, ve en altta sanat.
08:55
At the bottom are the arts. Everywhere on earth.
182
535815
2291
Dünyada heryerde.
08:58
And in pretty much every system, too, there's a hierarchy within the arts.
183
538130
4365
Ve yine her sistemde,
sanat dahilinde de bir hiyerarşi var.
09:02
Art and music are normally given a higher status in schools
184
542519
2857
Resim ve müziğe normal olarak daha fazla ağırlık veriliyor okullarda
09:05
than drama and dance.
185
545400
1428
drama ve dansa kıyasla. Ve gezegenimizde çocuklara hergün matematik öğrettiğimiz
09:06
There isn't an education system on the planet
186
546852
2107
09:08
that teaches dance every day to children
187
548983
1919
şekliyle dans öğretilen bir
09:10
the way we teach them mathematics.
188
550926
1650
eğitim sistemi yok. Neden?
09:12
Why?
189
552600
1158
09:13
Why not?
190
553782
1167
Neden olmasın? Bence bu soru daha önemli.
09:14
I think this is rather important.
191
554973
1594
Matematiğin çok önemli olduğunu düşünüyorum, ama dans da öyle.
09:16
I think math is very important, but so is dance.
192
556591
2264
09:18
Children dance all the time if they're allowed to, we all do.
193
558879
2880
Eğer izin verilirse çocuklar her zaman dans ederler, hepimiz ederiz.
09:21
We all have bodies, don't we? Did I miss a meeting?
194
561783
2450
Hepimizin vücudu var, değil mi? Bir toplantı mı kaçırdım?
09:24
(Laughter)
195
564257
3364
(Kahkaha) Gerçekten, olan şu ki,
09:27
Truthfully, what happens is, as children grow up,
196
567645
2321
çocuklar büyüdükçe, onları belden yukarı doğru artan bir şekilde
09:29
we start to educate them progressively from the waist up.
197
569990
2714
eğitmeye başlıyoruz. Ve daha sonra kafalarına odaklanıyoruz.
09:32
And then we focus on their heads.
198
572728
1626
Ve hafifçe bir tarafa doğru. (Meraklısına beynin sol lobunun işlevi hakkında araştırma yapması tavsiye edilir.)
09:34
And slightly to one side.
199
574378
1490
Eğer bir uzaylı olarak eğitimi ziyaret edecek olsanız,
09:37
If you were to visit education as an alien
200
577044
2071
09:39
and say "What's it for, public education?"
201
579139
2981
ve deseniz "Halk eğitimi, ne içindir?"
09:42
I think you'd have to conclude, if you look at the output,
202
582144
2727
Eğer çıktıya bakacak olursanız, bence şu karara varırsınız,
09:44
who really succeeds by this,
203
584895
1357
kim başarılı olarak addediliyor,
09:46
who does everything they should,
204
586276
1700
kim herkesin yaptığını yapıyorsa,
09:48
who gets all the brownie points, who are the winners --
205
588000
2731
kim ödüllendirilmişse , kim kazanlarsa--
09:50
I think you'd have to conclude the whole purpose of public education
206
590755
3238
Eğitimin bütün amacının şu olduğu kararına varırsınız
09:54
throughout the world
207
594017
1198
bütün dünyada
09:55
is to produce university professors.
208
595239
1979
üniversite profesörleri yetiştirmek. Öyle değil mi?
09:57
Isn't it?
209
597718
1168
09:58
They're the people who come out the top.
210
598910
1984
En tepedeki insanlar onlardır.
10:00
And I used to be one, so there.
211
600918
1819
10:02
(Laughter)
212
602761
3697
Ben de onlardan biriyim, ne var yani?! (Kahkaha)
Ve ben şahsen profesörleri severim, ama
10:06
And I like university professors,
213
606482
1600
10:08
but, you know, we shouldn't hold them up
214
608106
1915
onları bütün insanlığın varabildiği en üst başarı noktası olarak görmemeliyiz
10:10
as the high-water mark of all human achievement.
215
610045
2931
10:13
They're just a form of life.
216
613000
2113
O da sadece bir yaşam şekli.
10:15
Another form of life.
217
615137
1423
Fakat tabii daha nadir bulunan bir yaşam şekli.
10:16
But they're rather curious.
218
616584
1397
ve bunu onlara değer verdiğim için söylüyorum.
10:18
And I say this out of affection for them:
219
618005
1964
10:19
there's something curious about professors.
220
619993
2075
Profesörler hakkında acaip bir durum var, tecrübeme dayanarak söylüyorum
10:22
In my experience -- not all of them, but typically -- they live in their heads.
221
622092
3746
hepsi değil ama, genellikle -- bir çoğu kafalarının içinde yaşıyorlar.
10:25
They live up there and slightly to one side.
222
625862
2143
Orada yaşıyorlar, ve kısmen bir tarafa doğru. (Bu noktada beynin sol lobuna gönderme yapıyor)
Hatta kelimenin tam anlamıyla bedenlerinden soyutlanmışlardır neredeyse.
10:28
They're disembodied, you know, in a kind of literal way.
223
628495
3436
10:31
They look upon their body as a form of transport for their heads.
224
631955
3150
Öyle ki, "beden" onlara tek bir şey ifade eder
o da kafalarını taşımak için yegane araç olmasıdır.
10:35
(Laughter)
225
635129
6047
10:41
Don't they?
226
641200
1377
10:42
It's a way of getting their head to meetings.
227
642601
2145
(Kahkaha) Kafalarını toplantılara bu şekilde götürürler.
10:44
(Laughter)
228
644770
5228
İnsanın beden dışı deneyim (Otoskopi) yoluyla kendini yukarıdan görebilmesine bir kanıt istiyorsanız
10:50
If you want real evidence of out-of-body experiences, by the way,
229
650022
3922
profesörlerin konuştuğu bir konaklamalı
10:53
get yourself along to a residential conference of senior academics
230
653968
3475
bir konferansa katılın,
10:57
and pop into the discotheque on the final night.
231
657467
2351
ve son gece eğlencesi olan diskoya gidin onlarla beraber.
10:59
(Laughter)
232
659842
2612
(Kahkaha) Ve orada göreceksiniz, yaşını başını almış kadınlar ve erkekler
11:02
And there, you will see it.
233
662478
1356
11:03
Grown men and women writhing uncontrollably, off the beat.
234
663858
4493
kontrolsüz bir şekilde, ritm ile uyumsuz bir halde kıvırıyorlar
11:08
(Laughter)
235
668375
2492
bekliyorlar ki bitsin, böylelikle eve gidip bu gece hakkında bir makale yazabilsinler.
11:10
Waiting until it ends, so they can go home and write a paper about it.
236
670891
3325
Şu anda bizim eğitim sistemimiz akademik yetenekler göz önünde bulundurularak dizayn edilmiştir.
11:14
(Laughter)
237
674240
1981
11:16
Our education system is predicated on the idea of academic ability.
238
676245
3861
Ve bunun böyle gerçekleşmesinin bir sebebi vardı.
11:20
And there's a reason.
239
680130
1171
11:21
Around the world, there were no public systems of education,
240
681325
3629
Bütün sistem 19. yüzyıldan önce, dünya çapında
ortalıkta herhangi bir eğitim sistemi yokken ilk defa ortaya çıktı.
11:24
really, before the 19th century.
241
684978
2107
Ve dahası hepsi endüstrileşmenin ihtiyacını karşılamak♪
11:27
They all came into being to meet the needs of industrialism.
242
687109
3247
üzere oluşturuldu.
Bu yüzden hiyerarşinin temelinde iki fikir var.
11:30
So the hierarchy is rooted on two ideas.
243
690380
2052
11:32
Number one, that the most useful subjects for work are at the top.
244
692456
4562
Birincisi, en tepede iş sahası için en faydalı konular yer alacak
Hatta bu yüzden büyük ihtimalle siz de okuldayken
11:37
So you were probably steered benignly away from things at school
245
697042
3033
hoşlandığınız şeylerden, eğer böyle devam ederseniz
11:40
when you were a kid,
246
700099
1152
bir işe sahip olamayacağınız söylenerek
11:41
things you liked,
247
701275
1153
11:42
on the grounds you would never get a job doing that.
248
702452
2442
uzaklaştırıldınız. Öyle değil mi?
11:44
Is that right?
249
704918
1151
Müzikle uğraşma, müzisyen olmayacaksın;
11:46
"Don't do music, you're not going to be a musician;
250
706093
2412
resim yapma, ressam olmayacaksın.
11:48
don't do art, you won't be an artist."
251
708529
1851
11:50
Benign advice -- now, profoundly mistaken.
252
710404
2746
İyi tavsiye-- fakat şimdi görüyoruz ki büyük bir yanılgı. Bütün dünya
11:53
The whole world is engulfed in a revolution.
253
713174
2145
köklü bir değişim girdabına girdi.
11:55
And the second is academic ability,
254
715343
2097
Ve ikincisi, zeka algımızı domine eden
11:57
which has really come to dominate our view of intelligence,
255
717464
2819
akademik yetenek,
çünkü sistemi üniversiteler dizayn etti.
12:00
because the universities design the system in their image.
256
720307
2739
Eğer bütün dünyadaki eğitim sistemlerini
12:03
If you think of it,
257
723070
1151
12:04
the whole system of public education around the world is a protracted process
258
724245
3664
düşünürseniz, halk eğitimi öğrencileri üniversiteye hazırlayan
bir süreçtten öte bir anlam taşımamaktadır.
12:07
of university entrance.
259
727933
1151
Ve sonuç olarak bir çok yetenekli,
12:09
And the consequence is that many highly talented,
260
729108
2293
12:11
brilliant, creative people think they're not,
261
731425
2518
zeki, yaratıcı insan aslında hiç de öyle olmadıklarını düşünüyor,
12:13
because the thing they were good at at school
262
733967
2133
çünkü okulda iyi oldukları şeylere değer
verilmiyor, ya da daha fenası küçümseniyor.
12:16
wasn't valued, or was actually stigmatized.
263
736124
2302
12:18
And I think we can't afford to go on that way.
264
738450
2229
Ve bence bu şekilde devam ederek durumu kurtaramayız.
12:20
In the next 30 years, according to UNESCO,
265
740703
2287
UNESCO'ya göre gelecek 30 yılda
12:23
more people worldwide will be graduating through education
266
743014
3406
dünya çapında tarihin başlangıcından bu yana olduğundan
12:26
than since the beginning of history.
267
746444
2195
daha fazla insan mezun olmuş olacak.
12:28
More people.
268
748663
1157
Daha fazla insan, bu konuştuğumuz bütün bu şeylerin
12:29
And it's the combination of all the things we've talked about:
269
749844
2921
bileşimi--
12:32
technology and its transformational effect on work,
270
752789
2393
teknoloji ve onun dönüşümü iş, demografi ve
12:35
and demography and the huge explosion in population.
271
755206
2478
nüfustaki dev patlama.
12:37
Suddenly, degrees aren't worth anything.
272
757708
2437
Birden, lisans derecelerinin pek kıymeti kalmadı. Doğru değil mi?
12:40
Isn't that true?
273
760169
1677
Ben öğrenciyken eğer lisans dereceniz varsa bir işiniz olurdu.
12:41
When I was a student, if you had a degree, you had a job.
274
761870
2981
12:44
If you didn't have a job, it's because you didn't want one.
275
764875
2798
Eğer işiniz olmadıysa bu istemediğiniz içindi.
12:47
And I didn't want one, frankly.
276
767697
2334
Ve doğruyu söylemek gerekirse ben istemiyordum. (Kahkaha)
12:50
(Laughter)
277
770055
1591
Ama şimdi lisans derecesine sahip çocuklar
12:51
But now kids with degrees are often heading home
278
771670
3805
12:55
to carry on playing video games,
279
775499
1794
eve video oyunu oynamaya geri dönüyorlar,
çünkü bir önceki işinizde lisans derecesine ihtiyacınız varken şimdi mastera ihtiyacınız var
12:57
because you need an MA where the previous job required a BA,
280
777317
3048
ve şimdi bir başkası içinde doktoraya ihtiyacınız var.
13:00
and now you need a PhD for the other.
281
780389
1787
13:02
It's a process of academic inflation.
282
782200
1776
Bu bir akademik enflasyon süreci.
13:04
And it indicates the whole structure of education is shifting beneath our feet.
283
784000
3756
Ve bu demek oluyor ki bütün sistem ayaklarımızın
altından kayıp gitmekte. Zeka algımızı köklü bir şekilde
13:07
We need to radically rethink our view of intelligence.
284
787780
2542
yeniden düşünmeye ihtiyacımız var.
Zeka hakkında üç şey biliyoruz.
13:10
We know three things about intelligence.
285
790346
1924
Birincisi, türlü türlü olduğu. Dünyayı tecrübe ettiğimiz yollar
13:12
One, it's diverse.
286
792294
1151
13:13
We think about the world in all the ways that we experience it.
287
793469
2981
ile düşünüyoruz. Görsel olarak düşünüyoruz,
13:16
We think visually, we think in sound, we think kinesthetically.
288
796474
2977
sesli düşünüyoruz, kinestetik olarak düşünüyoruz.
13:19
We think in abstract terms, we think in movement.
289
799475
2321
Soyut olarak düşünüyoruz, hareket şeklinde düşünüyoruz.
13:21
Secondly, intelligence is dynamic.
290
801820
1996
İkincisi, zeka dinamiktir.
13:24
If you look at the interactions of a human brain,
291
804673
2303
Dün izlediğimiz sunumlardaki gibi ,
13:27
as we heard yesterday from a number of presentations,
292
807000
3023
insan beynindeki etkileşimlere bakarsanız,
13:30
intelligence is wonderfully interactive.
293
810047
2158
zeka mükemmel bir şekilde etkileşimlidir.
13:32
The brain isn't divided into compartments.
294
812229
2238
Beyin bölümlere ayrılmamıştır.
13:34
In fact, creativity --
295
814872
1574
Aslını bakarsak, yaratıcılık-- değerli orijinal fikirlere sahip
13:36
which I define as the process of having original ideas that have value --
296
816470
4020
olma aşaması olarak tanımladığım süreç --
13:40
more often than not comes about
297
820514
1930
çoğu kez bir disipline ait olguyu başka bir disiplinle ifade
13:42
through the interaction of different disciplinary ways of seeing things.
298
822468
3557
etmekten geçiyor.
Beynin böyle olmasının amacı var -- bu arada
13:47
By the way, there's a shaft of nerves that joins the two halves of the brain,
299
827472
3631
Corpus callosum denilen, beynin iki lobunu birleştiren
13:51
called the corpus callosum.
300
831127
1298
bir sinir ağı vardır. Kadınlarda daha kalındır.
13:52
It's thicker in women.
301
832449
1221
Dün Helen'in yaptığı sunumdan yola çıkarak, kadınların muhtemelen bu yüzden
13:54
Following off from Helen yesterday,
302
834471
1723
aynı anda bir çok iş yapabildiğini düşünüyorum.
13:56
this is probably why women are better at multitasking.
303
836218
3011
13:59
Because you are, aren't you?
304
839253
1825
Çünkü öylesiniz, değil mi?
14:01
There's a raft of research, but I know it from my personal life.
305
841102
3334
Bu konuda yığınla araştırma var, ama ben kendi özel hayatımdan biliyorum.
14:04
If my wife is cooking a meal at home, which is not often ...
306
844865
2935
Eğer karım evde yemek yapıyorsa--
pek sık olmasada, şükür ki. (Kahkaha)
14:09
thankfully.
307
849224
1166
14:10
(Laughter)
308
850414
2690
Ama bilirsiniz, yapıyor-- hayır, bazı şeylerde iyidir--
14:13
No, she's good at some things.
309
853128
1452
ama işte eğer yemek yapıyorsa,
14:14
But if she's cooking, she's dealing with people on the phone,
310
854604
2895
aynı anda telefonla konuşuyordur,
14:17
she's talking to the kids, she's painting the ceiling --
311
857523
2647
çocuklarla konuşuyordur, tavanı boyuyordur,
14:20
(Laughter)
312
860194
1015
burada açık-kalp ameliyatı yapıyordur.
14:21
she's doing open-heart surgery over here.
313
861233
2025
14:23
If I'm cooking, the door is shut, the kids are out,
314
863282
2998
Eğer ben yemek yapıyorsam, kapı kapalıdır, çocuklar dışarıdadır,
14:26
the phone's on the hook,
315
866304
1239
telefonu meşgule bırakmışımdır, eğer o mutfağa gelirse rahatsız olurum
14:27
if she comes in, I get annoyed.
316
867567
1690
14:29
I say, "Terry, please, I'm trying to fry an egg in here."
317
869281
2790
Derim ki, "Terry, lütfen, burada yumurta yapmaya çalışıyorum. Müsade eder misin?" (Kahkaha)
14:32
(Laughter)
318
872095
6730
14:39
"Give me a break."
319
879254
1200
14:40
(Laughter)
320
880478
1720
14:42
Actually, do you know that old philosophical thing,
321
882222
2499
Hani eski bir felsefi düşünce vardır,
14:44
"If a tree falls in a forest, and nobody hears it, did it happen?"
322
884745
3483
eğer ormanda bir ağaç düşerse ve bunu hiç kimse duymazsa,
Bu gerçekleşmiş midir? Bu eski hikayeyi hatırlıyorsunuz?
14:48
Remember that old chestnut?
323
888252
1329
14:49
I saw a great T-shirt recently, which said,
324
889605
2910
Geçenlerde çok harika bir tişört gördüm üzerinde şey yazıyordu " Eğer bir adam ormanda
14:52
"If a man speaks his mind in a forest, and no woman hears him,
325
892539
3437
aklından geçeni söylerse, ve onu hiç bir kadın duymazsa,
14:56
is he still wrong?"
326
896000
1396
hala haksız mıdır?" (Kahkaha)
14:57
(Laughter)
327
897420
5606
15:05
And the third thing about intelligence is,
328
905089
2039
Ve zeka hakkındaki üçüncü şey,
15:07
it's distinct.
329
907152
1369
kendine özgü olmasıdır. Şu an yeni bir kitap yazıyorum
15:09
I'm doing a new book at the moment called "Epiphany,"
330
909114
2504
adı "Tezahür", insanlarla yeteneklerini nasıl keşfettiklerine
15:11
which is based on a series of interviews with people
331
911642
2441
dair yapılan röportajlarından
15:14
about how they discovered their talent.
332
914107
1864
oluşuyor. İnsanların vardıkları noktalara nasıl geldiklerine hayran kalıyorum.
15:15
I'm fascinated by how people got to be there.
333
915995
2121
Belki daha çoğu insanın duymadığı, Gillian Lynne,
15:18
It's really prompted by a conversation I had with a wonderful woman
334
918140
3191
adındaki harika kadın ile yaptığı konuşmadan
15:21
who maybe most people have never heard of, Gillian Lynne.
335
921355
2677
esinlenmiştim bu kitabı.
Onu duymuş muydunuz? Bazıları duymuş. O bir kareograf
15:24
Have you heard of her? Some have.
336
924056
1596
15:25
She's a choreographer, and everybody knows her work.
337
925676
2452
ve herkes onun yaptığı işleri bilir.
"Cats" ve "Phantom of Opera" yı yaptı.
15:28
She did "Cats" and "Phantom of the Opera."
338
928152
2016
O harikadır. İngiltere'de Royal Ballet'te bulundum
15:30
She's wonderful.
339
930192
1151
15:31
I used to be on the board of The Royal Ballet, as you can see.
340
931367
2947
gördüğünüz gibi.
15:34
(Laughter)
341
934338
1929
Neyse, Gillian ve ben bir gün öğle yemeği yedik ve dedim ki,
15:36
Gillian and I had lunch one day. I said, "How did you get to be a dancer?"
342
936291
3525
"Gillian, nasıl dansçı oldun?" Ve o
15:39
It was interesting.
343
939840
1151
ilginç bir hikayesi olduğunu söyledi, okuldayken,
15:41
When she was at school, she was really hopeless.
344
941015
2247
gerçekten ümitsizmiş. Ve okul, 30'lu yıllarda,
15:43
And the school, in the '30s, wrote to her parents and said,
345
943286
2789
ebeveynlerine yazı göndermiş, yazıda diyormuş ki "Biz
15:46
"We think Gillian has a learning disorder."
346
946099
2035
Gillian'da öğrenme bozukluğu olduğunu düşünüyoruz. Konsantre olamıyormuş,
15:48
She couldn't concentrate; she was fidgeting.
347
948158
2098
durduğu yerde duramıyormuş. Bence şimdi olsaydı
15:50
I think now they'd say she had ADHD.
348
950280
1877
hiperaktif olduğunu söylerlerdi? Öyle değil mi? Ama bu 1930'lu yıllarda oluyor,
15:52
Wouldn't you?
349
952181
1299
15:53
But this was the 1930s, and ADHD hadn't been invented at this point.
350
953504
4177
ve daha o zaman hiperaktivite bulunmamıştı.
15:57
It wasn't an available condition.
351
957705
2040
Mevcut bir durum değildi. (Kahkaha)
15:59
(Laughter)
352
959769
3215
İnsanlar buna sahip olabileceklerinin farkında değillerdi.
16:03
People weren't aware they could have that.
353
963008
2042
Neyse, bir uzmanı görmeye gitmişler,
16:05
(Laughter)
354
965074
2425
16:07
Anyway, she went to see this specialist.
355
967523
4176
annesi ile birlikte.
16:11
So, this oak-paneled room, and she was there with her mother,
356
971723
3707
O uzaktaki bir sandalyede ellerinin üzerine
oturmuş beklerken, annesi 20 dakika boyunca
16:15
and she was led and sat on this chair at the end,
357
975454
2327
bu uzman ile Gillian'ın yaşadığı problemleri konuşmuş.
16:17
and she sat on her hands for 20 minutes,
358
977805
1945
İşte insanları rahatsız ettiğinden
16:19
while this man talked to her mother
359
979774
1681
16:21
about all the problems Gillian was having at school,
360
981479
2464
ödevini her zaman geç verdiğinden gibi gibi,
16:23
because she was disturbing people, her homework was always late, and so on.
361
983967
3549
işte 8 yaşındaki bu küçük kızın sebep olduğu sorunlar.
Sonunda doktor annesinin yanından ayrıplıp Gillian'ın yanına oturmuş.
16:27
Little kid of eight.
362
987540
1151
16:28
In the end, the doctor went and sat next to Gillian and said,
363
988715
2911
ve demiş ki, "Gillian
16:31
"I've listened to all these things your mother's told me.
364
991650
2713
annenin bana anlattığı herşeyi dinledim
ve onunla özel olarak konuşmam gerekiyor."
16:34
I need to speak to her privately.
365
994387
1594
Demiş ki, "Burada bekle, döneceğiz, uzun sürmeyecek."
16:36
Wait here. We'll be back. We won't be very long,"
366
996005
2316
16:38
and they went and left her.
367
998345
2650
ve onu orada bırakıp annesi ile ayrılmışlar.
Ama onlar odadan çıkarken masasının
16:41
But as they went out of the room,
368
1001019
1640
16:42
he turned on the radio that was sitting on his desk.
369
1002683
2856
üzerinde duran radyoyu açmış doktor. Ve onlar
odadan çıkınca, annesine,
16:45
And when they got out of the room,
370
1005563
1638
"Sadece dur ve onu izle", demiş. Ve onlar odadan çıkar çıkmaz
16:47
he said to her mother, "Just stand and watch her."
371
1007225
2378
16:49
And the minute they left the room,
372
1009627
2512
o ayaklarının üzerinde, müziğe doğru hareket ettiğini söyledi.
16:52
she was on her feet, moving to the music.
373
1012163
2595
Ve onlar birkaç dakika onu dışarıdan izlemişler.
16:54
And they watched for a few minutes, and he turned to her mother and said,
374
1014782
3503
ve uzman annesine dönüp,
16:58
"Mrs. Lynne, Gillian isn't sick.
375
1018309
1979
"Bayan Lynne, Gillian hasta değil, o bir dansçı.
17:00
She's a dancer.
376
1020312
1664
Onu bir dans okuluna götürün", demiş.
17:03
Take her to a dance school."
377
1023338
1386
17:04
I said, "What happened?"
378
1024748
1228
"Ne oldu?" dedim,
17:06
She said, "She did. I can't tell you how wonderful it was.
379
1026000
2976
Dedi ki "Evet beni bir dans okuluna götürdü. Sana ne kadar harika olduğunu anlatamam.
17:09
We walked in this room, and it was full of people like me --
380
1029000
2829
Bir odaya girdik ve orası benim gibi insanlarla
17:11
people who couldn't sit still,
381
1031853
2222
doluydu. Kıpır kıpır insanlarla.
17:14
people who had to move to think."
382
1034099
2907
Düşünmek için hareket etmesi gereken insanlarla. Düşünmek için hareket etmesi gereken.
17:17
Who had to move to think.
383
1037030
1832
Bale yaptılar, step yaptılar, jazz yaptılar
17:18
They did ballet, they did tap, jazz; they did modern; they did contemporary.
384
1038886
3610
modern dans yaptılar, çağdaş dans yaptılar.
Sonunda Royal Bale'ye giriş sınavına katıldı,
17:22
She was eventually auditioned for the Royal Ballet School.
385
1042520
2746
orada dansçı oldu, Royal Bale'de mükemmel bir
17:25
She became a soloist; she had a wonderful career at the Royal Ballet.
386
1045290
3253
kariyeri oldu. Nihayet Royal Bale Okulu'ndan
17:28
She eventually graduated from the Royal Ballet School,
387
1048567
2555
mezun oldu ve
kendi şirketini kurdu, Gillian Lynne Dans Şirketi,
17:31
founded the Gillian Lynne Dance Company,
388
1051146
1928
17:33
met Andrew Lloyd Webber.
389
1053098
1237
Andrew Lloyd Weber'le tanıştı. Tarihteki en başarılı
17:34
She's been responsible for
390
1054359
1296
17:35
some of the most successful musical theater productions in history,
391
1055679
3148
müzikaller yapımların bazılarından
17:38
she's given pleasure to millions,
392
1058851
1596
sorumlu oldu, milyonlara keyif verdi.
17:40
and she's a multimillionaire.
393
1060471
1407
17:41
Somebody else might have put her on medication and told her to calm down.
394
1061902
3710
ve o bir multi-milyoner. Bir başkası
17:45
(Applause)
395
1065636
6782
ona ilaç tedavisi verip ona
sakinleşmesini söyleyebilirdi.
Şimdi, Düşünüyorum -- (Alkış) Şuraya geliyor:
17:53
What I think it comes to is this:
396
1073603
1573
17:55
Al Gore spoke the other night
397
1075200
1776
Önceki akşam Al Gore konuştu
17:57
about ecology and the revolution that was triggered by Rachel Carson.
398
1077000
4519
ekoloji hakkıında, ve Rachel Carson tarafından başlatılan devrim hakkında.
Gelecek için tek umudum
18:02
I believe our only hope for the future
399
1082257
2112
18:04
is to adopt a new conception of human ecology,
400
1084393
3875
insan ekolojisi için yeni bir anlayışı bizlere adapte etmek,
ki bu anlayış dahilinde insanın sahip olduğu kapasitenin
18:08
one in which we start to reconstitute our conception
401
1088292
2527
18:10
of the richness of human capacity.
402
1090843
2261
ne kadar zengin olduğunun farkına varmaktır.
18:13
Our education system has mined our minds
403
1093128
3371
Eğitim sistemimiz, bizlerin dünyayı belli bir yer altı zenginliği için
18:16
in the way that we strip-mine the earth for a particular commodity.
404
1096523
3441
kazdığımız gibi aklımızı kazmakta.
Ve gelecek için bu şekliyle aklımız yeterli hizmeti veremeyecek.
18:20
And for the future, it won't serve us.
405
1100377
2422
18:22
We have to rethink the fundamental principles
406
1102823
2153
Çocuklarımızı eğitirken ki ana prensiplerimizi
18:25
on which we're educating our children.
407
1105000
2063
yeniden düşünmeliyiz. Jonas Salk'tan mükemmel
18:27
There was a wonderful quote by Jonas Salk, who said,
408
1107087
2674
bir alıntı yapacağım "Eğer bütün böcekler
18:29
"If all the insects were to disappear from the Earth,
409
1109785
5097
dünyadan yokolacak olsaydı,
18:34
within 50 years, all life on Earth would end.
410
1114906
2783
50 yıl içerisinde dünyada hayat sona ererdi.
Eğer insanoğlu dünyadan yok olsaydı,
18:38
If all human beings disappeared from the Earth,
411
1118770
3037
50 yıl içerisinde bütün yaşam kendini yeniler ve gelişirdi."
18:41
within 50 years, all forms of life would flourish."
412
1121831
2634
Ve o haklı.
18:45
And he's right.
413
1125378
1285
TED'in bugün burada kutladığı şey insanın sahip olduğu hayalgücüdür. Bu bir hediyedir bizler için.
18:47
What TED celebrates is the gift of the human imagination.
414
1127390
3731
Ve şimdi bu hediyeyi kullanırken dikkatli olmalıyız,
18:51
We have to be careful now that we use this gift wisely,
415
1131533
4234
akıllı davranarak, bu senaryoların gerçekleşmesine
18:55
and that we avert some of the scenarios that we've talked about.
416
1135791
3229
meydan vermemeliyiz. Ve bunu yapabilmemizin tek yolu
18:59
And the only way we'll do it is by seeing our creative capacities
417
1139044
3755
yaratıcı kapasitelerimizi görerek,
19:02
for the richness they are
418
1142823
1787
onların zenginliğinin farkına vararak, ve
19:04
and seeing our children for the hope that they are.
419
1144634
3182
çocuklarımızın bunu gerçekleştimek için umudumuz olduğunu görerek olacaktır. Ve hedefimiz
19:07
And our task is to educate their whole being,
420
1147840
2398
onların varlığını bir bütün olarak eğitmek, ki böylelikle onlar bu gelecekle yüzleşebilsinler.
19:10
so they can face this future.
421
1150262
1413
19:11
By the way -- we may not see this future,
422
1151699
2505
Bu arada -- biz bu geleceği göremeyebiliriz.
19:14
but they will.
423
1154228
1563
ama onlar görecekler. Ve bizim işimiz onların bu gelecekten ortaya
19:15
And our job is to help them make something of it.
424
1155815
2718
bir şeyler çıkarmalarına yardım etmek. Çok teşekkür ederim.
19:18
Thank you very much.
425
1158557
1185
19:19
(Applause)
426
1159766
5447
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7