How Art Helped Me Grapple with Grief | Navied Mahdavian | TED

18,189 views ・ 2025-05-26

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Ceyda Babaoğlu Gözden geçirme: Eren Gokce
00:04
When I found out my grandmother,
0
4376
1835
Nine ve dedelerim arasında yaşayan tek kişinin,
00:06
my last living grandparent, was dying,
1
6211
2753
ninemin, ölüyor olduğunu öğrendiğimde
ilk düşüncem “Ellerini çizmem gerekiyor” oldu.
00:09
my first thought was, "I need to draw her hands."
2
9005
3170
00:12
I'm a visual artist,
3
12634
1168
Ben bir görsel sanatçıyım,
00:13
a cartoonist for "The New Yorker," and comics writer,
4
13843
2503
The New Yorker’da karikatürist ve çizgi roman yazarıyım,
00:16
so drawing is how I understand much of the world.
5
16346
2461
yani çizim yapmak dünyanın çoğunu anlama yöntemim.
Uzun zamandır, karikatürlerim benim için kişisel yapımlar değildi.
00:19
For a long time, my cartoons had been impersonal.
6
19224
3670
[Devralmak istemiyorlar. Sadece dans etmek istiyorlar.]
00:24
Commentary on the world around me, sure, but not really about me.
7
24604
4004
Çevremdeki dünya hakkında yorumlardı tabii ama gerçekten benimle ilgili değildiler.
00:29
The closest my personal life got to influencing my cartoons
8
29776
2920
Kişisel hayatımın eserlerimi etkilemeye en yakın olduğu zaman
00:32
were cartoons I lifted from things my friends
9
32696
2252
arkadaşlarımın ve ailemin etrafımda söylediği şeyleri alıp
00:34
and family had said around me.
10
34990
2127
bunlarla yaptığım karikatürlerdi.
00:37
[Dolly, twenty years later]
11
37117
1334
[Dolly, yirmi yıl sonra]
00:38
["I've become my mother"]
12
38451
1460
[“Tıpkı anneme dönüştüm”]
00:39
(Laughter)
13
39953
3128
(Kahkahalar)
00:43
It was only after my daughter, Elika, was born,
14
43123
2335
Sadece kızım Elika doğduktan sonra
00:45
that my personal life began to creep into my cartoons more.
15
45458
4380
kişisel hayatım karikatürlerime daha çok sızmaya başladı.
00:49
["I have a feeling he understands more than we think."]
16
49879
2586
["Düşündüğümüzden daha fazlasını anladığını hissediyorum."]
00:52
(Laughter)
17
52507
1502
(Kahkahalar)
00:54
Every artist will tell you that their medium is the highest art form,
18
54050
4505
Her sanatçı size kendi dalının en yüksek sanat formu olduğunu söyleyecektir
00:58
but they're wrong because cartooning is in fact the highest art form.
19
58555
3962
ama yanılıyorlar çünkü karikatür aslında en yüksek sanat biçimidir.
01:02
(Laughter)
20
62559
1001
(Kahkahalar)
01:03
For example --
21
63560
1501
Örneğin --
01:05
["You could have told me]
22
65103
1210
["Bana söyleyebilirdin]
01:06
[I've been talking to your ass for 15 minutes"]
23
66313
2210
[15 dakikadır kıçına konuşuyorum"]
01:08
(Laughter)
24
68523
2836
(Kahkahalar)
01:11
Not a great example, the next one's better.
25
71359
3087
Çok da iyi bir örnek değil, bir sonraki daha iyi.
01:14
["I know I have a condom in here somewhere."]
26
74487
2169
["Burada bir yerlerde prezervatifim olduğunu biliyorum."]
01:16
(Laughter)
27
76656
1502
(Kahkahalar)
01:18
I was thinking of the next one.
28
78158
1501
Bir sonrakini düşünüyordum.
01:21
There you go.
29
81786
1293
İşte buyurun.
01:23
(Laughter)
30
83121
1210
(Kahkahalar)
01:24
Cartoons can say so much with so little.
31
84331
3169
Karikatürler çok az şeyle çok şey söyleyebilir.
01:27
With just a few lines, you can express happiness,
32
87834
5422
Sadece birkaç satırla mutluluğu, kendini beğenmeyi
01:33
smugness
33
93298
2002
ve üzüntüyü ifade edebilirsiniz.
01:35
and sadness.
34
95342
1251
01:37
This is called face pareidolia.
35
97385
2002
Buna pareidolia denir.
01:39
It's the phenomenon where we see faces in inanimate objects.
36
99429
4171
Cansız nesnelerde yüzleri gördüğümüz fenomendir.
01:44
We see ourselves in these cartoonish faces.
37
104142
4046
Kendimizi bu karikatür yüzlerinde görüyoruz.
01:48
They're blank canvases onto which we project ourselves.
38
108229
3003
Onlar kendimizi yansıttığımız boş tuvaller.
01:51
We see faces everywhere,
39
111608
1918
Her yerde yüzler, her şeyde kendimizi görüyoruz.
01:53
ourselves in everything.
40
113568
2044
01:55
It's evolutionary, a survival technique.
41
115654
2919
Bu evrimseldir, bir hayatta kalma tekniği.
01:58
But how do we convey complex emotions using just lines,
42
118948
3796
Ama yas gibi karmaşık duyguları sadece çizgiler kullanarak nasıl aktarabiliriz?
02:02
emotions like grief?
43
122786
2168
02:05
This became really important to me
44
125622
1668
Ninemin ölüyor olduğunu öğrendiğimde
02:07
when I found out that my grandmother was dying.
45
127290
2378
bu benim için gerçekten önemli hâle geldi.
02:10
I got to know my grandmother Homa
46
130043
1752
Nine Homa’yı diğer büyüklerimin hiçbirini tanımadığım bir şekilde tanıyordum,
02:11
in a way I didn't get to know any of my other grandparents
47
131795
2794
02:14
because they all lived and died in Iran,
48
134631
2794
çünkü hepsi İran'da yaşadılar ve öldüler,
02:17
a country I’ve only ever been to twice, and not since I was 10.
49
137467
3212
10 yaşımdan beri gitmediğim, hayatım boyunca sadece iki kez gittiğim bir ülke.
02:21
But Homa lived with my parents for the last 10 years of her life.
50
141805
3378
Ama Homa hayatının son 10 yılını ailemle birlikte yaşadı.
02:25
And in that time she danced the funky chicken at my wedding,
51
145225
2961
Ve o zamanlarda düğünümdeki tuhaf tavukla dans etti,
02:28
she got to hold my newborn daughter,
52
148186
2127
yeni doğmuş kızımı kucağına aldı
02:30
and she told me stories about Iran before the revolution over morning tea,
53
150355
4838
ve bana sabah çayında devrimden önce İran’la ilgili hikâyeler anlattı,
02:35
which was usually around noon
54
155235
1710
ki uyumayı sevdiğinden bu genellikle öğlen saatlerinde olurdu.
02:36
because she liked to sleep in.
55
156986
1585
02:38
(Laughter)
56
158571
1168
(Kahkahalar)
02:39
One of my earliest memories is of her hands.
57
159781
3462
En eski anılarımdan biri elleriyle ilgili.
02:43
Not the way that they looked, but the way that they felt.
58
163284
2795
Nasıl göründükleri değil, nasıl hissetirdikleri.
02:46
I can still, even today,
59
166079
1793
Bugün bile, hâlen daha
02:47
recall the physical sensation of them,
60
167872
2294
pürüzsüzlüğü ve hatta kokuları gibi
02:50
like the smoothness of her nails and even their smell,
61
170208
3545
fiziksel hislerini hatırlayabiliyorum,
02:53
but not the way they looked.
62
173795
1710
ama nasıl göründüklerini hatırlamıyorum.
02:55
Which is why, when I found out that she was dying,
63
175505
2377
Bu yüzden ölmekte olduğunu öğrendiğimde ilk içgüdüm
02:57
my first instinct was to try to preserve that memory.
64
177882
3003
o anıyı korumaya çalışmak oldu.
03:00
My memory of her by drawing her hands.
65
180927
3045
Ellerini çizerek onu hatırlıyorum.
03:04
Not surprisingly, when I finally made it there to see her,
66
184723
2711
Doğal olarak, sonunda onu görmek için oraya gittiğimde
03:07
I didn't have a whole lot of time to sit around drawing
67
187475
2586
çizim yapacak çok zamanım yoktu
03:10
because I was busy with other things.
68
190103
1793
çünkü başka şeylerle meşguldüm.
03:11
Things like comforting my mom,
69
191896
2002
Annemi teselli etmek,
03:13
comforting my grandmother by doing magic,
70
193898
3796
ninemi büyü yaparak rahatlatmak,
03:17
and helping my mom and my sister plan for what would come next.
71
197736
5422
annemle kız kardeşime sonrasında ne olacağını planlamada yardım etmek gibi.
03:24
It's that classic Proustian experience.
72
204325
3337
Bu klasik bir Proustian deneyimi.
03:27
Life doesn't mean anything while you're moving through it,
73
207704
2753
Hayat, siz onun içindeyken hiçbir şey ifade etmez,
03:30
it's only when you stop to reflect on it
74
210457
1918
ancak düşünmek için durduğunuzda
03:32
that you can make any sense of it.
75
212417
1835
onu anlamlandırabilirsiniz.
03:34
Sense memory, what Proust calls involuntary memory,
76
214294
3378
Proust'un istemsiz hafıza dediği duyu hafızası,
03:37
contains the essence of the past.
77
217714
2377
geçmişin özünü içerir.
03:40
And so if I wanted to tell the story of my Grandma Homa,
78
220091
3253
Ve eğer ninem Homa’nın hikâyesini anlatmak isteseydim,
03:43
I would have to begin with a sensation of her hands.
79
223386
3295
ellerinin hissiyle başlamak zorunda kalırdım.
03:47
When I set out to write this comic, which was published in the “LA Times,”
80
227265
3504
“LA Times” da yayınlanan bu çizgi romanı yazmaya başladığımda,
03:50
I wanted to take something complicated and big
81
230769
2335
karmaşık ve büyük bir şeyi alıp
03:53
and make it small.
82
233104
1627
onu küçük bir şey yapmak istedim.
03:54
Grief is complicated.
83
234731
1877
Yas karmaşık bir şeydir.
03:56
I needed to reach a point where I could process my loss,
84
236941
3546
Kaybımı kabullendiğim bir noktaya ulaşmam,
04:00
to distill the experience of losing my last living grandparent
85
240487
3920
yaşayan son büyüğümü kaybetme deneyimini temel parçalarına ayırmam
04:04
into its essential parts
86
244449
1626
04:06
and make it clear enough that I could actually grieve.
87
246117
3379
ve yas tutabileceğimi yeterince netleştirmem gerekiyordu.
04:10
My family doesn't tend to deal well with grief,
88
250538
2336
Ailem yasla başa çıkmakta pek iyi değil,
04:12
which isn't great because we have so much experience with it.
89
252874
3170
ki bu iyi değil çünkü yasla çok fazla deneyimimiz oldu.
04:16
When we're trying to dodge grief, we caricature those we've lost.
90
256085
4088
Yastan kaçmaya çalışırken, kaybettiklerimizi karikatürize ederiz.
04:20
We focus on and exaggerate their most obvious features,
91
260465
4671
En belirgin özelliklerine odaklanıyor ve abartıyoruz,
04:25
which is why sometimes we'll hear somebody say something like,
92
265178
2919
bu yüzden bazen birinin şöyle bir şey dediğini duyduğumuzda
04:28
"He was a saint."
93
268097
1210
″Melek gibi bir insandı.″
04:29
He probably wasn't.
94
269349
1334
Muhtemelen öyle biri değildi.
04:30
(Laughter)
95
270725
1126
(Kahkahalar)
04:31
When we do that, we're not actually grieving.
96
271893
2586
Bunu yaptığımızda aslında yas tutmuyoruz.
04:34
We're not confronting the person we've lost as a complex individual,
97
274521
4087
Kaybettiğimiz kişiyle kusurlarıyla karmaşık bir birey olarak yüzleşmiyoruz.
04:38
flaws and all.
98
278650
1376
04:40
Cartooning has allowed me to go narrow,
99
280610
2711
Çizim yapmak odaklanmamı, sembolik detayları bulmamı sağladı
04:43
to find the details that are emblematic,
100
283321
2794
04:46
which opens up into a whole, rich, complex person
101
286157
3712
ki bu da tam, zengin ve karmaşık kişiyi
04:49
and to my complicated relationship with them.
102
289869
3712
ve bu kişiyle olan karışık ilişkimi ortaya çıkarıyor.
04:53
It avoids flattening them and leaves them their richness
103
293998
3087
Onları yassılamaktan kaçınarak zenginlikleriyle bırakıyor
04:57
so I can grieve all of them.
104
297126
2461
böylece onların her şeyleriyle yasını tutabiliyorum.
04:59
And so I focused on my grandmother's hands,
105
299629
3295
Bu yüzden ninemin ellerine,
05:02
the quivering lines of her arthritic fingers,
106
302966
4671
artritik parmaklarının titreyen çizgilerine,
05:07
the contours of her veins,
107
307679
1877
damarlarının kıvrımlarına odaklandım,
05:09
now pronounced by the thinning of the skin
108
309597
2002
şimdi bakımı için çok zaman harcadığı cildin incelmesiyle belirginleşti.
05:11
that she spent so much time caring for.
109
311641
2586
05:14
They were beautiful hands, soft from years of moisturizing.
110
314936
4212
Güzel ellerdi, yıllarca süren nemlendirmeden yumuşaktılar.
05:19
They were also the hands of someone who was really, really vain,
111
319524
3420
Aynı zamanda, gerçekten, gerçekten kibirli, dönemindeki İranlı
05:22
emblematic of the gender norms of an Iranian woman of her period.
112
322986
4546
bir kadının cinsiyet normlarını simgeleyen birinin elleriydi.
05:27
And as a consequence,
113
327574
1418
Ve sonuç olarak,
05:28
incapable of dealing with the process of aging well.
114
328992
3336
yaşlanma süreciyle iyi başa çıkamıyordu.
05:32
For example, I can remember this one time she called me into her room,
115
332996
3295
Örneğin, bir keresinde beni odasına çağırdığını hatırlıyorum
05:36
and when I walked in, she was standing there,
116
336332
2127
ve içeri girdiğimde orada duruyordu,
05:38
arms stretched out to her side and topless, and she said,
117
338459
4088
kolları yana uzanmıştı ve üstsüzdü. Şöyle söyledi:
05:42
"Look what I've become."
118
342547
1460
“Bak neye dönüştüm.”
05:44
[Image not available]
119
344007
1209
[Resim mevcut değil]
05:45
(Laughter)
120
345216
3879
(Kahkahalar)
05:49
They were also the hands that she used,
121
349429
1918
Ayrıca o eller,
05:51
as she got older and was less capable of caring for herself,
122
351389
3837
yaşlandıkça ve gitgide kendine bakamamaya başladığında kullandığı,
05:55
to hit those around her,
123
355226
1543
en sevdiği insanlara vurmak için kullandığı ellerdi.
05:56
the people she loved the most.
124
356769
2002
05:59
Because I didn't actually get to draw her hands when I last saw her,
125
359522
3212
Çünkü aslında onu en son gördüğümde ellerini çizemedim
06:02
and I don't have any photos of them,
126
362734
1751
ve ellerinin fotoğrafları bende yok,
06:04
I had to use my own hands to draw her hands.
127
364485
2878
ellerini çizmek için kendi ellerimi kullanmak zorunda kaldım.
06:07
So I drew my hands old and spotted,
128
367697
2794
Bu yüzden ellerimi yaşlı ve benekli,
06:10
my knuckles gnarled,
129
370491
1168
parmak eklemlerimi buruşuk çizdim,
06:11
and I imagined what it would be like
130
371701
1752
ve ellerimin günlük işlevleri yerine getirememesinin,
06:13
for my hands to no longer be able to perform basic, everyday functions,
131
373453
4337
artık çizim yapamamasının
06:17
to no longer be able to draw.
132
377832
1919
nasıl bir şey olacağını hayal ettim.
06:20
I regularly use myself as a reference for my comics,
133
380627
2544
Kendimi düzenli olarak çizgi romanlarım için referans olarak kullanıyorum,
06:23
so most of the photos on my phone look something like this.
134
383212
2920
bu yüzden telefonumdaki fotoğrafların çoğu böyle görünüyor.
06:26
(Laughter)
135
386174
1126
(Kahkahalar)
06:27
And through this, I have become my grandmother,
136
387675
2419
Bu sayede ninem oldum,
06:30
I have become my friends,
137
390136
1251
arkadaşlarım oldum
06:31
and I've even become my five-year-old daughter.
138
391387
2545
ve hatta beş yaşındaki kızım oldum.
06:35
It's a process that's allowed me to experience these stories more deeply,
139
395850
5047
Bu hikayeleri fiziksel bir şekilde daha derinlemesine deneyimlememe izin veren,
06:40
in a physical way,
140
400897
1501
06:42
allowing me to inhabit them,
141
402398
2211
daha eksiksiz ve daha zengin bir şekilde anlamama izin veren bir süreç.
06:44
to come to a fuller, richer understanding of them in context.
142
404609
4296
06:49
If a loved one's death makes us confront our own mortality,
143
409405
3462
Sevilen birinin ölümü bizi kendi ölümlülüğümüzle yüzleştiriyorsa,
06:52
then the process of physically transforming myself into my grandmother
144
412867
3921
o zaman kendimi fiziksel olarak nineme veya böbrek yetmezliğinden
06:56
or my father, who is slowly dying of kidney failure,
145
416829
3170
yavaş yavaş ölmekte olan babama dönüştürme süreci,
06:59
has made me confront it in a uniquely deep way.
146
419999
2962
onunla benzersiz bir şekilde derin bir şekilde yüzleşmemi sağladı.
07:03
This is a photo I took of myself in my dad's boots and jeans
147
423461
3253
“The New Yorker” için ilk kez diyalize eşlik etmekle ilgili bir karikatür için
07:06
for a comic I did for "The New Yorker"
148
426714
1919
07:08
about accompanying him to dialysis for the first time.
149
428633
3170
babamın botları ve kot pantolonuyla çektiğim bir fotoğraf bu.
07:13
It's a process that's also allowed me to reach a place of deeper empathy
150
433221
6506
Bu aynı zamanda daha derin bir empati
07:19
and of forgiveness.
151
439727
1585
ve af konumuna ulaşmamı sağlayan bir süreç.
07:22
For me, art is about communication.
152
442814
3920
Benim için sanat iletişim ile ilgilidir.
07:26
It's about expressing what's most important to us
153
446776
3128
Bizim için en önemli olanı ifade etmek
07:29
and knowing that other people feel the same way,
154
449946
2919
ve diğer insanların da aynı şekilde hissettiğini,
07:32
that we're not alone,
155
452907
1376
yalnız olmadığımızı bilmekle ilgilidir,
07:34
which is particularly important when we're grieving.
156
454325
3295
ki bu özellikle yas tuttuğumuzda önemlidir.
07:37
It's that distillation of something complex into its simplest terms.
157
457954
5547
Karmaşık bir şeyin en basit terimleriyle damıtılmasıdır.
07:44
For you to see your grandmother
158
464752
2419
Nineni
07:47
or a parent
159
467213
1210
ya da bir ebeveynini
07:48
in the curved lines of my grandmother's beautiful hands,
160
468464
4255
güzel ellerinin kavisli çizgilerinde görmen,
07:52
and to communicate without words
161
472760
2294
kelimesiz iletişim kurman içindir
07:55
because words were never the point anyway.
162
475096
3253
çünkü zaten kelimeler asla mesele değildi.
07:58
Thank you.
163
478391
1168
Teşekkür ederim.
07:59
(Applause)
164
479559
5297
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7