Laura Trice: The power of saying thank you

Lura Trice hepimizin teşekkür ederim demesini öneriyor.

Çeviri: Alp Eren Erol Gözden geçirme: Ramazan Gurer

Hi. I'm here to talk to you about the importance of

Merhaba. Size övgü, takdir ve teşekkürün

praise, admiration and thank you,

önemi, özgünlüğü ve samimiliğinden

and having it be specific and genuine.

bahsetmek için buradayım.

And the way I got interested in this was,

Bu konuya olan ilgim şöyle ortaya çıktı:

I noticed in myself, when I was growing up,

kendimde bunu büyüme çağımda farkettim,

and until about a few years ago,

bir kaç yıl önceleriydi,

that I would want to say thank you to someone,

birisine teşekkür etmek istedim,

I would want to praise them,

onları övmek istedim,

I would want to take in their praise of me

onların övgülerini almak istedim

and I'd just stop it.

ama yapmadım.

And I asked myself, why?

Ve kendime kendime sordum, neden?

I felt shy, I felt embarrassed.

Utangaç ve sıkılgan hissetmiştim.

And then my question became,

Ve bunun üzerine sorum şu hale geldi:

am I the only one who does this?

Böyle yapan sadece ben miyim?

So, I decided to investigate.

Böylece araştırmaya karar verdim.

I'm fortunate enough to work in the rehab facility,

Çalışmamı rehabilitasyon merkezinde yapabilecek kadar şanslıydım,

so I get to see people who are facing life and death with addiction.

böylece yaşam ve ölüm arasında kalan bağımlı insanları görebilecektim.

And sometimes it comes down to something as simple as,

Ve bazen durum şu kadar basit bir hale gelir:

their core wound is their father died without ever saying he's proud of them.

esas yaraları babalarının kendileriyle gurur duyduğunu bir kez bile söylemeden ölmesidir.

But then, they hear from all the family and friends

Fakat daha sonra ailesinden ve arkadaşlarından,

that the father told everybody else that he was proud of him,

babasının herkese onunla gurur duyduğunu söylediğini duyar,

but he never told the son.

fakat oğluna hiç söylememiştir.

It's because he didn't know that his son needed to hear it.

Bunun sebebi oğlunun bunu duymaya ihtiyacı olduğunu bilmemesidir.

So my question is, why don't we ask for the things that we need?

Yani benim sorum şu, neden ihtiyacımız olan şeyler için sormuyoruz?

I know a gentleman, married for 25 years,

Karısından şunu duymayı çok isteyen

who's longing to hear his wife say,

25 yıldır evli bir beyefendi tanıyorum:

"Thank you for being the breadwinner, so I can stay home with the kids,"

"Eve ekmek getirip evde çocuklarla birlikte kalmamı sağladığın için teşekkür ederim."

but won't ask.

ama sormaz.

I know a woman who's good at this.

Bu işte iyi olan bir kadın tanıyorum.

She, once a week, meets with her husband and says,

Haftada bir kez kocasına şunları söyler:

"I'd really like you to thank me for all these things I did in the house and with the kids."

Ev ve çocuklar için yaptığım şeyler adına bana teşekkür etmeni gerçekten çok isterim.

And he goes, "Oh, this is great, this is great."

ve sonra kocası, "Oh, bu harika, bu harika"

And praise really does have to be genuine,

ve övgü gerçekten samimi olmalı,

but she takes responsibility for that.

ama kadın bunun mesuliyetini alıyor.

And a friend of mine, April, who I've had since kindergarten,

Ve ana okulundan beri bir arkadaşım olan April,

she thanks her children for doing their chores.

çocuklarına kendi günlük işlerini kendileri yaptığı için teşekkür eder.

And she said, "Why wouldn't I thank it, even though they're supposed to do it?"

Ve şöyle der, "Yapmaları gerekse bile neden teşekkür etmeyeyim ki"

So, the question is, why was I blocking it?

Yani soru şu, neden bunu yapmayı engelliyordum?

Why were other people blocking it?

Neden diğer insanlar bunu yapmayı engelliyordu?

Why can I say, "I'll take my steak medium rare,

Neden, "Biftegimi orta pişmiş alayım,

I need size six shoes," but I won't say,

altı numara ayakkabılara ihtiyacım var" diyebilirim, ama

"Would you praise me this way?"

"Beni şöyle över misiniz?" demem.

And it's because I'm giving you critical data about me.

Çünkü size kendim hakkında kritik bilgiler veriyorum.

I'm telling you where I'm insecure.

Size güvensiz olduğum yeri söylüyorum.

I'm telling you where I need your help.

Size yardımınıza nerde ihtiyacım olduğunu söylüyorum.

And I'm treating you, my inner circle,

Ve size yani yakın çevreme,

like you're the enemy.

düşmanımmışsınız gibi davranıyorum.

Because what can you do with that data?

Çünkü bu bilgilerle ne yapabilirsiniz?

You could neglect me.

Bana aldırmayabilirsiniz.

You could abuse it.

Bunları kötüye kullanabilirsiniz.

Or you could actually meet my need.

Ya da gercekten benim ihtiyacımı karşılayabilirsiniz.

And I took my bike into the bike store-- I love this --

Ve bisikletimi bisiklet mağazasına götürmüştüm-- buna bayılıyorum--

same bike, and they'd do something called "truing" the wheels.

tekerlekleri "düzeltme" adı verilen bir şey yapmak istediler.

The guy said, "You know, when you true the wheels,

Adam şunu söyledi, "Biliyorsun, tekerlekleri düzeltmen

it's going to make the bike so much better."

bisikletini çok daha iyi bir duruma getirecek."

I get the same bike back,

Bisikleti geri aldım,

and they've taken all the little warps out of those same wheels

ve tekerlekler üzerindeki o bütün küçük eğrilikleri gidermişlerdi.

I've had for two and a half years, and my bike is like new.

İki buçuk yıldır sahibim ve bisikletim yeni gibi.

So, I'm going to challenge all of you.

Şimdi hepinizi davet ediyorum.

I want you to true your wheels:

Sizden tekerleklerinizi düzeltmenizi istiyorum:

be honest about the praise that you need to hear.

duymak istediğiniz övgü hakkında dürüst olun.

What do you need to hear? Go home to your wife --

Ne duymaya ihtiyacınız var? Eve gidin,

go ask her, what does she need?

karınıza sorun, neye ihtiyacı var?

Go home to your husband -- what does he need?

Eve gidin kocanıza sorun -- neye ihtiyacı var?

Go home and ask those questions, and then help the people around you.

Eve gidin ve bu soruları sorun ve sonra çevrenizdeki insanlara yardım edin.

And it's simple.

Ve bu çok basit.

And why should we care about this?

Ve bu neden mi önemsenmeli?

We talk about world peace.

Dünya barışından bahsediyoruz.

How can we have world peace with different cultures, different languages?

Farklı diller ve farklı kültürlerle, dünya barışına nasıl sahip olabiliriz?

I think it starts household by household, under the same roof.

Bence bu aileden başlıyor, aynı çatı altındakilerden.

So, let's make it right in our own backyard.

Yani haydi şimdi bunu kendi arka bahçemizde doğru yapalım.

And I want to thank all of you in the audience

Ve harika kocalar, harika anneler,

for being great husbands, great mothers,

arkadaşlar, kızlar, oğullar olduğunuz için

friends, daughters, sons.

hepinize teşekkür etmek istiyorum

And maybe somebody's never said that to you,

Ve belki de bunu size daha önce kimse söylemedi,

but you've done a really, really good job.

ama gerçekten iyi bir iş çıkardınız.

And thank you for being here, just showing up

Ve burda olduğunuz, sadece boy gösterdiğiniz

and changing the world with your ideas.

ve dünyayı fikirlenizle değiştirdiğiniz için size teşekkür ederim.

Thank you.

Teşekkürler.

(Applause)

(Alkış)