Teach every child about food | Jamie Oliver

Jamie Oliver'ın TED Ödül dileği: Her çocuğa besinleri öğretin

2,379,312 views

2010-02-12 ・ TED


New videos

Teach every child about food | Jamie Oliver

Jamie Oliver'ın TED Ödül dileği: Her çocuğa besinleri öğretin

2,379,312 views ・ 2010-02-12

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Isil Arican Gözden geçirme: Ayşe Demirel
Ne yazık ki,
00:16
Sadly,
0
16200
1976
bu konuşmanın bundan sonraki 18 dakikası içinde
00:18
in the next 18 minutes when I do our chat,
1
18200
3263
şu an hayatta olan dört Amerika'lı
00:21
four Americans that are alive
2
21487
2689
yedikleri besinler nedeniyle
00:24
will be dead through the food that they eat.
3
24200
3048
ölmüş olacak.
Benim adım Jamie Oliver, 34 yaşındayım.
00:29
My name's Jamie Oliver.
4
29891
1375
00:31
I'm 34 years old.
5
31290
1133
İngiltere'den, Essex'tenim
00:33
I'm from Essex in England
6
33041
2135
ve son yedi yıldır,
00:35
and for the last seven years
7
35200
2976
yılmadan, yorulmadan, kendimce
00:38
I've worked fairly tirelessly to save lives in my own way.
8
38200
5358
yaşamlar kurtarmaya çalışıyorum.
Ben bir doktor değilim,
00:44
I'm not a doctor;
9
44384
1792
bir aşçıyım;
00:46
I'm a chef,
10
46200
1177
00:47
I don't have expensive equipment
11
47401
2522
pahalı aletlerim
00:49
or medicine.
12
49947
1070
ya da ilaçlarım yok.
00:51
I use information, education.
13
51041
2245
Bilgi ve eğitimi kullanıyorum.
00:54
I profoundly believe that the power of food
14
54525
2977
İnanıyorum ki besinlerin gücünün
00:57
has a primal place in our homes
15
57526
3175
evimizde bizi yaşamın en iyi parçalarına
01:00
that binds us to the best bits of life.
16
60725
4451
bağlayan önemli bir yeri var.
Şu anda korkunç ama
01:07
We have an awful, awful reality right now.
17
67120
5370
korkunç bir gerçekliğe sahibiz.
01:13
America, you're at the top of your game.
18
73779
2976
Amerika, bu konuda başı çekiyorsun.
Burası dünyanın en sağlıksı ülkelerinden biri.
01:17
This is one of the most unhealthy countries in the world.
19
77200
2987
01:20
Can I please just see a raise of hands
20
80890
2646
Lütfen salonda çocukları olanlar
ellerini kaldırabilirler mi?
01:23
for how many of you have children in this room today?
21
83560
2579
Lütfen elinizi kaldırın.
01:26
Put your hands up.
22
86163
1100
01:27
You can continue to put your hands up, aunties and uncles as well.
23
87588
3385
Teyzeler, amcalar, siz de
siz de katılın, ellerinizi kaldırın.
01:31
Most of you. OK.
24
91532
1977
Çoğunuz, tamam.
01:33
We, the adults of the last four generations,
25
93533
2977
Bizler, son dört nesildir yetişkinler
01:36
have blessed our children with the destiny
26
96534
2865
çocuklarımızı kendi ebeveynlerinden
01:39
of a shorter lifespan than their own parents.
27
99423
4332
daha kısa bir yaşam süresi
ile ödüllendirdik.
Sizin çocuğunuz, etrafına besinlerden ördüğünüz
01:45
Your child will live a life ten years younger than you
28
105279
4897
bu manzara nedeniyle
sizden 10 yıl daha az yaşayacak.
01:50
because of the landscape of food that we've built around them.
29
110200
2976
Bu odadakilerin üçte ikisi,
01:54
Two-thirds of this room,
30
114595
1485
bugün, Amerikadakilerin üçte ikisi istatiksel olarak şişman veya obes.
01:56
today, in America, are statistically overweight or obese.
31
116104
2976
Tamam siz iyisiniz, ama ona da sıra gelecek merak etmeyin.
01:59
You lot, you're all right,
32
119434
1247
02:00
but we'll get you eventually, don't worry.
33
120705
2015
(Gülüşmeler)
02:02
(Laughter)
34
122744
1432
Değil mi?
Kötü sağlığın istatistikleri belirgin,
02:04
The statistics of bad health are clear,
35
124200
2976
öyle belirgin ki.
02:07
very clear.
36
127200
1191
Yaşantımızı ölüm, cinayet, adam öldürme, ne varsa paranoyakça...
02:09
We spend our lives being paranoid about death, murder, homicide,
37
129009
3624
paranoyakça korkarak geçiriyoruz. Her gazete başsayfasında bu var, CNN'de...
02:12
you name it; it's on the front page of every paper, CNN.
38
132657
3519
Tanrı aşkına bakın, cinayet burada, en altta.
02:16
Look at homicide at the bottom, for God's sake.
39
136200
2493
Değil mi?
02:19
Right?
40
139598
1031
(Gülüşmeler)
02:20
(Laughter)
41
140653
1523
(Alkışlar)
02:22
(Applause)
42
142200
4976
Burada gördüğünüz kırmızı olanların her biri
02:27
Every single one of those in the red is a diet-related disease.
43
147200
4316
beslenmeye bağlı hastalıklar.
Her doktor, her uzman size bunu söyleyecektir.
02:31
Any doctor, any specialist will tell you that.
44
151540
2588
Gerçek şu: beslenmeye bağlı hastalıklar, bugün
02:34
Fact: diet-related disease is the biggest killer
45
154152
3287
burada, Amerika'da en büyük katil.
02:37
in the United States, right now, here today.
46
157463
3151
Bu dünya çapında bir problem.
02:43
This is a global problem.
47
163305
1457
Bir felaket.
02:45
It's a catastrophe.
48
165770
1152
02:46
It's sweeping the world.
49
166946
1468
Dünyayı silip süpürüyor.
02:48
England is right behind you, as usual.
50
168438
2213
İngiltere, her zaman olduğu gibi hemen arkanızdan takipte.
(Gülüşmeler)
02:51
(Laughter)
51
171413
4207
Yakın olduklarını biliyorum, sadece o kadar değiller.
02:55
I know they were close, but not that close.
52
175644
2023
Bir devrime ihtiyacımız var.
02:58
We need a revolution.
53
178366
1348
02:59
Mexico, Australia, Germany,
54
179738
2279
Meksika, Avustruralya, Almanya, Hindistan, Çin,
03:02
India, China,
55
182041
1228
hepsinda obesite ve bozuk sağlığa bağlı sorunlar mevcut.
03:03
all have massive problems of obesity and bad health.
56
183293
3111
Sigara içmeyi düşünün.
03:07
Think about smoking.
57
187985
1191
Şu anda obesite'den daha az maliyetli.
03:10
It costs way less than obesity now.
58
190294
1882
Obesite Amerika'lıların sağlık harcamalarının
03:12
Obesity costs you Americans 10 percent of your health-care bills,
59
192937
4910
yüzde 10'unu oluşturuyor.
03:17
150 billion dollars a year.
60
197871
2721
Yılda 150 milyar dolar.
On yıl içinde iki katına çıkacak.
03:22
In 10 years, it's set to double:
61
202274
1902
Yılda 300 milyar dolar.
03:24
300 billion dollars a year.
62
204200
1493
03:25
Let's be honest, guys, you haven't got that cash.
63
205717
2376
Ama dürüst olalım arkadaşlar, o kadar paranız yok.
03:28
(Laughter)
64
208117
3116
(Gülüşmeler)
Buraya gönülden inandığım
03:32
I came here to start a food revolution that I so profoundly believe in.
65
212025
6391
bir yemek devrimi başlatmak için geldim.
Buna ihtiyacımız var. Tam zamanı.
03:38
We need it. The time is now.
66
218440
2255
03:40
We're in a tipping-point moment.
67
220719
1727
Bardağın taşmak üzere olduğu bir noktadayız.
03:42
I've been doing this for seven years.
68
222470
1785
Bunu yedi yıldır yapıyorum,
03:44
I've been trying in America for seven years.
69
224279
2163
bunu, Amerika'da yedi yıldır yapmaya çalışıyorum.
03:46
Now is the time when it's ripe -- ripe for the picking.
70
226466
3884
Şimdi artık ektiklerimizi biçmenin vakti geldi.
Fırtınanın tam ortasına,
03:50
I went to the eye of the storm.
71
230374
1802
Batı Virginia'ya, Amerika'daki en sağlıksız eyalete gittim.
03:52
I went to West Virginia, the most unhealthy state in America.
72
232200
2929
Ya da geçen yıl en sağlıksız eyaletti.
03:55
Or it was last year.
73
235153
1039
03:56
We've got a new one this year, but we'll work on that next season.
74
236216
3239
Bu yıl yeribi bir başka eyalete bıraktı, ama onunla sonraki sezon ilgileneceğiz.
03:59
(Laughter)
75
239479
1883
(Gülüşmeler.)
Huntington, Batı Virgina.
04:01
Huntington, West Virginia. Beautiful town.
76
241386
2023
Güzel bir kasaba.
04:03
I wanted to put heart and soul and people,
77
243433
3497
Artık kanıksadığımız istatistiki
04:06
your public,
78
246954
1755
bilgilere, sizin insanlarınızı
04:08
around the statistics that we've become so used to.
79
248733
3491
onların kalplerini ve ruhlarını eklemek
istedim.
04:12
I want to introduce you to some of the people that I care about:
80
252604
3000
Sizi, önemsediğim bazı insanlarla tanıştırmak istiyorum.
04:15
your public, your children.
81
255628
1620
Sizin insanlarınız, sizin çocuklarınız.
Size dostum Brittany'nin resmini göstermek istiyorum.
04:17
I want to show a picture of my friend Brittany.
82
257272
2549
04:19
She's 16 years old.
83
259845
1673
16 yaşında.
Önünde şimdiye dek yedikleri nedeniyle
04:22
She's got six years to live
84
262128
3490
6 yıllık ömrü kaldı.
04:25
because of the food that she's eaten.
85
265642
2534
O, evde ya da okulda yemek pişirmeyi öğrenmemiş
04:28
She's the third generation of Americans
86
268484
2104
04:30
that hasn't grown up within a food environment
87
270612
2191
besinlerin çevresinin bir parçası olmadığı bir
04:32
where they've been taught to cook at home or in school,
88
272827
2589
ortamda büyümüş üçüncü nesil,
annesi veya anneannesi de öyle idi.
04:35
or her mom, or her mom's mom.
89
275440
2007
04:37
She has six years to live.
90
277471
2182
Yaşamak için altı yılı kalmış durumda.
04:40
She's eating her liver to death.
91
280787
2174
Karaciğerini ölümüne tüketiyor.
Stacy, Edwards ailesinden.
04:43
Stacy, the Edwards family.
92
283660
1436
04:45
This is a normal family, guys.
93
285613
1848
Bu normal bir aile, arkadaşlar.
Stacy elinden geleni yapıyor, ama o da üçüncü nesil;
04:48
Stacy does her best, but she's third-generation as well;
94
288200
2826
ve evde veya okulda yemek pişirmek ona hiç öğrenmemiş.
04:51
she was never taught to cook at home or at school.
95
291050
2349
Bu aile obes.
04:53
The family's obese.
96
293423
1135
04:54
Justin here, 12 years old, he's 350 pounds.
97
294582
2721
Buradaki Justin, 12 yaşında.
160 kilo.
Onunla dalga geçiyor ve tartaklıyorlar,
04:57
He gets bullied, for God's sake.
98
297327
1668
Bu da kızları, Kate, 4 yaşında.
04:59
The daughter there, Katie, she's four years old.
99
299019
2467
Daha ilkokula başlamadı ama o da obes.
05:01
She's obese before she even gets to primary school.
100
301510
2508
Marissa. O iyi,sizden biri.
05:04
Marissa, she's all right, she's one of your lot.
101
304534
2642
Ama biliyor musunuz? Obes olan babası
05:07
But you know what?
102
307482
1023
05:08
Her father, who was obese, died in her arms,
103
308529
3358
onun kollarında vefat etti.
05:11
And then the second most important man in her life,
104
311911
2404
Daha sonra da hayatındaki ikinci en önemli erkek,
amcası, obesite'den öldü.
05:14
her uncle, died of obesity,
105
314339
2524
05:16
and now her step-dad is obese.
106
316887
1905
Şimdi üvey-babası da obes.
05:19
You see, the thing is,
107
319977
1776
Görüyorsunuz ya
05:21
obesity and diet-related disease
108
321777
2399
obesite ya da beslenme kökenli diğer hastalıklar
Sadece hastaları değil, onlarla beraber
05:24
doesn't just hurt the people that have it;
109
324200
2000
dostlarını, ailelerini, kardeşlerini de
05:26
it's all of their friends, families, brothers, sisters.
110
326224
2625
incitiyor.
Bu Peder Steve.
05:30
Pastor Steve:
111
330413
1763
İlham veren biri. Huntington, Batı Virginia'daki ilk yandaşlarımdan.
05:32
an inspirational man,
112
332200
1437
05:33
one of my early allies in Huntington, West Virginia.
113
333661
2514
Bu sorunun en sıkıntılı noktasında yer alıyor.
05:36
He's at the sharp knife-edge of this problem.
114
336531
3452
Insanları gömmesi gerekli, tamam mı?
05:40
He has to bury the people, OK?
115
340475
1984
Ve bundan; ailesini, arkadaşlarını,
05:42
And he's fed up with it.
116
342832
1180
05:44
He's fed up with burying his friends, his family, his community.
117
344036
3042
çevresindekileri gömmekten bıkmış.
Kış gelince ölen insan sayısı üç kat artıyor.
05:47
Come winter, three times as many people die.
118
347387
2948
05:50
He's sick of it.
119
350716
1055
Bundan usanmış durumda.
Bu önlenebilir bir hastalık. Hayatlar ziyan oluyor.
05:52
This is preventable disease. Waste of life.
120
352200
2666
Bu arada, bu şekilde defnediliyorlar.
05:55
By the way, this is what they get buried in.
121
355200
2079
Bunu yapmak için donanımız yok.
05:58
We're not geared up to do this.
122
358525
1683
Ciddiyim, bunları kapıdan çıkarmak bile mümkün değil.
06:01
Can't even get them out the door, and I'm being serious.
123
361303
2628
06:03
Can't even get them there. Forklift.
124
363955
1721
Kaldırmak bile mümkün değil. Forklift.
Ben bunu bir üçgen olarak görüyorum, tamam mı?
06:06
OK, I see it as a triangle, OK?
125
366732
2092
06:08
This is our landscape of food.
126
368848
1532
Bu besin manzaramız.
06:10
I need you to understand it.
127
370404
1357
Bunu anlamanızı istiyorum.
06:11
You've probably heard all this before.
128
371785
2064
Bunları daha çnce muhtemelen dinlediniz,
ama bırakın tekrar edelim.
06:13
Over the last 30 years,
129
373873
1286
Geçen 30 yılda,
06:15
what's happened that's ripped the heart out of this country?
130
375183
2833
bu ülkenin kalbini söküp atacak ne olmuş olabilir?
Açık ve dürüst olalım.
06:18
Let's be frank and honest.
131
378040
1241
Modern hayat.
06:20
Well, modern-day life.
132
380724
2200
06:22
Let's start with the Main Street.
133
382948
1625
Ana cadde ile başlayalım.
Fast food bütün ülkeyi ele geçirdi. Bunu biliyoruz.
06:25
Fast food has taken over the whole country; we know that.
134
385327
2684
Büyük markalar bu ülkedeki en önemli,
06:28
The big brands are some of the most important powers,
135
388035
2804
06:30
powerful powers, in this country.
136
390863
1840
en güçlü isimlerden bazıları.
Süpermarketler de öyle.
06:33
(Sighs)
137
393313
1001
06:34
Supermarkets as well.
138
394338
1299
Büyük şirketler, büyük şirketler.
06:36
Big companies. Big companies.
139
396080
1976
30 yıl önce, besinlerin çoğu
06:38
Thirty years ago, most of the food
140
398471
2960
yerel ve taze idi.
06:41
was largely local and largely fresh.
141
401455
2721
Şimdi çoğu fazlasıyla işlenmiş ve çeşitli katkı maddeleri ve
06:44
Now it's largely processed and full of all sorts of additives,
142
404200
3359
ilave maddelerle dolular. Hikayenin devamını biliyorsunuz.
06:47
extra ingredients, and you know the rest of the story.
143
407583
2691
Porsyon büyüklüğü elbette ki çok büyük, büyük bir problem.
06:50
Portion size is obviously a massive, massive problem.
144
410298
2878
Etiketleme çok büyük bir problem.
06:54
Labeling is a massive problem.
145
414877
1839
Bu ülkedeki etiketleme bir yüz karası.
06:57
The labeling in this country is a disgrace.
146
417533
2167
Kendi kendilerinin polisi olmak istiyorlar.
07:00
The industry wants to self-police themselves.
147
420690
4455
Gıda endüstrisi kendi kendine polislik etmek istiyor.
Bu tip bir ortamda? Bunu hak etmiyorlar.
07:06
What, in this kind of climate? They don't deserve it.
148
426200
2555
07:08
How can you say something is low-fat when it's full of so much sugar?
149
428779
3266
Şeker ile tıkabasa dolu bir şeyi nasıl olur da 'az yağlı' diye etiketleyebilirsiniz?
Ev.
07:13
Home.
150
433271
1020
En büyük problem, toplumumzda
07:16
The biggest problem with the home
151
436473
1575
yemek kültürünün aktarıldığı yer ve
07:18
is that used to be the heart of passing on food culture,
152
438072
5104
bu kültürün kalbi kalbi olan ev
kavramı.
07:23
what made our society.
153
443200
2424
07:25
That is not happening anymore.
154
445648
1433
Bu artık olmuyor.
Biliyorsunuz, işe gidip geldikçe, yaşam değiştikçe
07:27
And you know, as we go to work and as life changes,
155
447105
2881
ve yaşam her zaman gelişir
07:30
and as life always evolves,
156
450010
1977
bu konuya holistik bir şekilde yaklaşmalıyız.
07:32
we kind of have to look at it holistically --
157
452011
2113
bir an geriye bir adım atın ve dengeyi tekrar değerlendirin.
07:34
step back for a moment, and re-address the balance.
158
454148
2388
Bu artık olmuyor, 30 yıldır da olmadı.
07:36
It hasn't happened for 30 years, OK?
159
456560
2063
Size bir şey göstermek istiyorum.
07:39
I want to show you a situation
160
459604
3358
bu artık çok normal.
07:42
that is very normal right now; the Edwards family.
161
462986
3241
Edwards ailesi.
07:46
(Video) Jamie Oliver: Let's have a talk.
162
466842
1976
(Video) Jamie Oliver: Hadi biraz konuşalım.
Bu yemekler, her hafta senin ve ailenin
07:49
This stuff goes through you and your family's body every week.
163
469672
4033
bedenine giriyor.
07:53
And I need you to know
164
473729
1909
Ve bunun, çocuklarının erken ölmesine neden olacağını anlamanı istiyorum.
07:55
that this is going to kill your children early.
165
475662
3570
07:59
How are you feeling?
166
479810
1390
Ne hissediyorsun?
08:01
Stacy: Just feeling really sad and depressed right now.
167
481899
3277
Stacy: Şu anda çok üzgün ve depresif hissediyorum.
Ama biliyorsun, çocuklarımın hayatta başarılı olmalarını istiyorum
08:05
But, you know, I want my kids to succeed in life
168
485890
3113
ama bu, onları başarıya götürmeyecek.
08:09
and this isn't going to get them there.
169
489027
2149
Ben, onları öldürüyorum.
08:12
But I'm killing them.
170
492009
1496
JO: Evet, öyle yapıyorsun. Öyle yapıyorsun.
08:14
JO: Yes you are. You are.
171
494915
2976
Ama bunu durdurabiliriz.
08:17
But we can stop that.
172
497915
1212
Normal. Okullara dönelim,
08:23
Normal.
173
503017
1074
08:25
Let's get on schools,
174
505266
1834
daha uzman olduğum bir konu.
08:27
something that I'm fairly much a specialist in.
175
507124
3052
Tamam. Okullar.
08:30
OK, school.
176
510200
1537
Okul nedir? Kim icat etmiş? Neye yararlar?
08:32
What is school? Who invented it? What's the purpose of school?
177
512200
2976
Okullar her zaman bizi gerekli araçlarla donatarak
08:35
School was always invented to arm us with the tools
178
515200
2832
yaratıcı olmamızı, harika şeyler yapmamızı
08:38
to make us creative, do wonderful things,
179
518056
2819
08:40
make us earn a living, etc., etc.
180
520899
2457
para kazanmızı sağlamak için icat edildi.
08:43
You know, it's been kind of in this sort of tight box for a long, long time, OK?
181
523380
4158
Biliyorsunuz, çok çok uzun bir süredir de bunu yapıyorlar.
Tamam?
Ama biz, gerçekten de bunları Amerika'daki
08:48
But we haven't really evolved it
182
528200
1976
sağlık felaketleriyle başa çıkacak şekilde geliştirmedik.
08:50
to deal with the health catastrophes of America, OK?
183
530200
3330
Okul yemeği öyle bir şey ki
08:53
School food is something
184
533554
3087
çoğu çocuk --aslında günde 31 milyon tanesi--
08:56
that most kids -- 31 million a day, actually --
185
536665
2658
günde en az iki öğün, kahvaltı ve öğle yemeği
08:59
have twice a day, more than often, breakfast and lunch,
186
539347
4661
olmak üzere, yılın 180 günü bunu yüyorlar.
09:04
180 days of the year.
187
544032
1729
Öyleyse, bu duruma bakarak, gerçekten de, okul yemeğinin
09:05
So you could say that school food is quite important, really,
188
545785
3175
ne kadar önemli olduğunu söyleyebiliriz.
09:08
judging the circumstances.
189
548984
1586
09:10
(Laughter)
190
550594
4016
(Gülüşmeler)
09:15
Before I crack into my rant,
191
555659
2517
Dört gözle beklediğiniz gevezeliğime
başlamadan önce....
09:18
which I'm sure you're waiting for --
192
558200
2026
09:20
(Laughter)
193
560250
3047
(Gülüşmeler)
Bir şey söylemeliyim, ki bu çok önemli
09:23
I need to say one thing, and it's so important
194
563321
2366
09:25
in, hopefully, the magic that happens and unfolds
195
565711
2707
önümüzdeki 3 ay içinde büyülü birşeyler
09:28
in the next three months.
196
568442
1213
olacağından eminim.
Amerika'nın öğle yemeği aşçıları...
09:30
The lunch ladies, the lunch cooks of America --
197
570200
3289
Kendimi onların temsilcisi olarak görüyorum.
09:33
I offer myself as their ambassador.
198
573513
3375
09:36
I'm not slagging them off.
199
576912
1486
Onları küçümsemiyorum
09:38
They're doing the best they can do.
200
578422
2000
ellerinden gelenin en iyisini yapıyorlar.
En iyisini yapıyorlar.
09:43
They're doing their best.
201
583088
1412
Ama onlar, kendilerine söyleneni yapıyorlar
09:45
But they're doing what they're told,
202
585200
1832
ve onlara söylenenler yanlış.
09:47
and what they're being told to do is wrong.
203
587056
2261
09:49
The system is highly run by accountants;
204
589636
3237
Sistem, muhasebecilerin elinde
09:52
there's not enough, or any, food-knowledgeable people in the business.
205
592897
4077
Bu işin içinde beslenmeden anlayan
uygun sayıda insan yok.
09:56
There's a problem:
206
596998
1031
Bu bir sorun.
09:58
If you're not a food expert, and you've got tight budgets
207
598053
3123
Eğer beslenme konusunda uzman değilseniz ve sıkı bir bütçeye sahipseniz
ve bu bütçe de gittikçe daralıyorsa yaratıcı olamazsınız,
10:01
and it's getting tighter, then you can't be creative,
208
601200
2710
kafanızı kuma gömüp farklı yaklaşımlar getiremezsiniz.
10:03
you can't duck and dive and write different things around things.
209
603934
3139
Eğer muhasebeciyseniz ve görevinizi yapıyorsanız
10:07
If you're an accountant, and a box-ticker,
210
607097
2007
bu duruda yapabileceğiniz tek şey
10:09
the only thing you can do in these circumstances
211
609128
2246
daha ucuz şeyler almaktır.
10:11
is buy cheaper shit.
212
611398
1028
10:12
Now, the reality is,
213
612450
1330
Şimdi, gerçek şu ki
10:13
the food that your kids get every day is fast food,
214
613804
3611
çocuklarınızın her gün yediği yemek fast food,
fazlasıyla işlenmiş bir besin ve
10:17
it's highly processed,
215
617439
1309
10:18
there's not enough fresh food in there at all.
216
618772
2240
içinde yeterli taze besin neredeyse hiç yok.
Bliyor musunuz, içindeki katkı maddeleri, E numaraları ve diğerlerine inanamazsınız.
10:21
You know, the amount of additives, E numbers,
217
621036
2181
10:23
ingredients you wouldn't believe --
218
623241
1706
10:24
there's not enough veggies at all.
219
624971
1711
Yeterli sebze yok. Patates kızartması sebze sayılıyor.
10:26
French fries are considered a vegetable.
220
626706
1924
Kahvaltıda pizza yiyorlar. Çatal bıçakları dağıtılmıyor.
10:28
Pizza for breakfast. They don't even get crockery.
221
628654
2522
Çatal bıçak? Hayır, çok tehlikeli.
10:31
Knives and forks? No, they're too dangerous.
222
631200
2332
her sınıfta makas mevcut ama
10:34
They have scissors in the classroom,
223
634357
1740
çatal bıçağa gelince, hayır.
10:36
but knives and forks? No.
224
636121
1381
10:37
And the way I look at it is:
225
637526
1396
Benim olaya bakışım ise şu şekilde, eğer okulunuzda
10:38
If you don't have knives and forks in your school,
226
638946
2389
çatal bıçak yoksa
10:41
you're purely endorsing,
227
641359
1539
10:42
from a state level, fast food, because it's handheld.
228
642922
3072
eyalet nezdinde fast-food'u destekliyorsunuz. Çünkü elle o yeniyor.
Ve evet bunlar fast-food. Sloppy joe,
10:46
And yes, by the way, it is fast food:
229
646018
1785
10:47
It's sloppy Joes, it's burgers,
230
647827
1590
hamburger, sosisli,
10:49
it's wieners, it's pizzas, it's all of that stuff.
231
649441
2776
pizza ve diğerleri.
10:53
(Sighs)
232
653465
1439
10:55
Ten percent of what we spend on health care, as I said earlier,
233
655652
2977
Sağlık harcamalarınıjn yüzde 10'u, daha önce de söylediğim gibi
10:58
is on obesity, and it's going to double.
234
658653
2435
obesite ile ilgili. Ve ikiye katlanacak.
Çocuklarımıza öğretmiyoruz.
11:02
We're not teaching our kids.
235
662350
1430
11:03
There's no statutory right to teach kids about food,
236
663804
2705
İlk ve ortaokulda çocuklara besinleri öğretecek
bir müfredat yok. Tamam mı?
11:06
elementary or secondary school, OK?
237
666533
1793
Çocuklarımıza besinleri öğretmiyoruz, değil mi?
11:08
We don't teach kids about food, right?
238
668350
2318
Bu film bir ilkokuldaki çekimden,
11:10
And this is a little clip from an elementary school,
239
670692
2429
İngiltere'de sık rastlanan bir durumdan.
11:13
which is very common in England.
240
673145
1579
Video: Bunun ne olduğunu kim biliyor?
11:17
(Video) Who knows what this is?
241
677200
1529
11:18
Child: Potatoes.
242
678753
1071
Çocuk: Patates. Jamie Oliver: Patates? Bunların patates mi ooduğunu düşünüyorsun?
11:19
Jamie Oliver: Potato? So, you think these are potatoes?
243
679848
2588
Bunların ne olduğunu biliyor musun?
11:22
Do you know what that is?
244
682460
1221
11:23
Do you know what that is?
245
683994
1204
Bu ne biliyor musun? Çocuk: Brokoli?
11:25
Child: Broccoli?
246
685222
1015
JO: Peki bu ne? Eski dostumuz?
11:26
JO: What about this? Our good old friend.
247
686261
2456
Bu ne biliyor musun tatlım? Çocuk: Kereviz.
11:28
Child: Celery.
248
688741
1160
11:29
JO: No. What do you think this is?
249
689925
1944
JO: Hayır. Bu ne biliyor musun? Çocuk: Soğan JO: Soğan mı? Hayır.
11:31
Child: Onion. JO: Onion? No.
250
691893
1484
Jamie Oliver: Çocukların besinlerin nereden geldiği konusunda
11:33
JO: Immediately you get a really clear sense
251
693401
2406
11:35
of "Do the kids know anything about where food comes from?"
252
695831
3220
hiç bir fikri olmadığını anında anlayabilirsiniz.
Video: JO: Bunun ne olduğunu bilen var mı? Çocuk: Eee, Armut.
11:39
Who knows what that is? Child: Uh, pear?
253
699075
1977
JO: Bu ne biliyor musun? Çocuk: Bilmiyorum.
11:41
JO: What do you think this is? Child: I don't know.
254
701076
2428
JO: Çocuklar ne olduğunu bilmedikleri bir şeyi
11:43
JO: If the kids don't know what stuff is,
255
703528
1984
asla yemezler.
11:45
then they will never eat it.
256
705536
1399
(Gülüşmeler)
11:49
(Laughter)
257
709123
1257
JO: Normal. İngiltere ve Amerika'da
11:50
JO: Normal. England and America,
258
710404
2772
normal bu.
11:53
England and America.
259
713200
1538
11:54
Guess what fixed that.
260
714762
2143
Bunu ne düzeltti tahmin edin, tahmin edin.
İki adet bir saatlik ders.
11:57
Two one-hour sessions.
261
717367
1473
Çocuklarımıza, olulda besinler hakkında
12:00
We've got to start teaching our kids about food in schools, period.
262
720411
3389
eğitim vermeliyiz. Nokta.
12:04
(Applause)
263
724636
5540
(Alkışlar)
Size bir şey anlatmak istiyorum.
12:10
I want to tell you about something
264
730200
4021
İçinde bulunduğumuz sıkıntılı durumu
12:14
that kind of epitomizes the trouble that we're in, guys, OK?
265
734245
4338
özetleyen bir hikaye, tamam mı?
Süt kadar basit bir şeyden bahsetmek istiyorum.
12:18
I want to talk about something so basic as milk.
266
738607
2571
12:21
Every kid has the right to milk at school.
267
741842
2001
Her çocuğun okulda süt içme hakkı var.
12:23
Your kids will be having milk at school, breakfast and lunch, right?
268
743867
3596
Çocuklarınız okulda, kahvaltı ve öğle yemeklerinde süt içiyolar, değil mi?
Her gün iki şişe, tamam mı?
12:27
They'll be having two bottles, OK?
269
747487
1798
Çoğu çocuk bunu yapar.
12:29
And most kids do.
270
749309
1493
12:30
But milk ain't good enough anymore.
271
750826
2785
Ama süt artı faydalı bir şey değil.
12:33
Don't get me wrong, I support milk --
272
753635
2541
Çünkü süt kurulundaki biri, -- beni yanlış anlamayın
sütü ben de destekliyorum, ama süt kurulundaki biri
12:36
but someone at the milk board
273
756200
2116
muhtemelen bir başkasına eğer sütün içine
12:38
probably paid a lot of money for some geezer to work out
274
758340
2670
dünya kadar aroma, boya ve şeker ilave ederseniz
12:41
that if you put loads of flavorings,
275
761034
1741
çocukların sütü daha çok seveceğini göstermek için
12:42
colorings and sugar in milk,
276
762799
1423
epey para ödemiş olmalı. Evet.
12:44
more kids will drink it.
277
764246
1418
12:46
Yeah.
278
766905
1000
( Alkışlar)
Elbette bu davranış bulaşıcı olacak.
12:48
Obviously now that's going to catch on
279
768421
1953
Elma kurulundaki biri de çocukların
12:50
the apple board is going to work out
280
770398
1786
elmalara karamel eklenirse daha çok elma yediklerini gösterecek.
12:52
that if they make toffee apples they'll eat more as well.
281
772208
2777
Anlatabiliyor muyum?
12:55
Do you know what I mean?
282
775009
1413
Bence, süte aroma eklemeye gerek yok.
12:56
For me, there isn't any need to flavor the milk.
283
776446
3047
Değil mi? Şeker her şeyde var.
12:59
Okay? There's sugar in everything.
284
779517
2023
Besin içeriklerini iyi biliyorum.
13:01
I know the ins and outs of those ingredients.
285
781564
2149
Şeker her şeyde var. Süt bile bu modern çağ
13:03
It's in everything.
286
783737
1026
13:04
Even the milk hasn't escaped the kind of modern-day problems.
287
784787
3578
sorunundan kaçamadı.
İşte sütümüz, kartonda.
13:08
There's our milk. There's our carton.
288
788389
1787
İçinde bir kutu gazlı içecektekine eşit miktarda
13:10
In that is nearly as much sugar as one of your favorite cans of fizzy pop,
289
790200
4249
ilave şeker var.
Ve bundan günde iki tane içiyorlar.
13:14
and they are having two a day.
290
794473
1436
13:15
So, let me just show you.
291
795933
1555
Bakın, size göstereyim.
13:17
We've got one kid, here --
292
797512
3082
Burada bir çocuk var diyelim
günde sekiz yemek kaşığı şeker tüketiyor.
13:22
having, you know, eight tablespoons of sugar a day.
293
802287
3812
13:26
You know, there's your week.
294
806819
2126
İşte, burada bir hafta.
13:29
There's your month.
295
809700
1856
İşte bir ay.
13:32
And I've taken the liberty of putting in
296
812778
2195
Beş yıllık ilköğretim hayatında alacağı şeker miktarını da
13:34
just the five years of elementary school sugar,
297
814997
3000
göstereyim dedim.
Bu sadece sütten.
13:41
just from milk.
298
821653
1198
Şimdi, sizi bilemem ama
13:46
Now, I don't know about you guys,
299
826200
1820
bulunduğumuz bu koşullara bakacak olursak
13:48
but judging the circumstances, right,
300
828044
2817
13:50
any judge in the whole world,
301
830885
2291
dünyanın herhangi bir yerindeki
herhangi bir yargıç bu verilere ve kanıtlara bakarak
13:53
would look at the statistics and the evidence,
302
833200
2464
13:55
and they would find any government of old guilty of child abuse.
303
835688
3285
herhangi bir devleti çocuk istismarından
suçlu bulurdu. Ben buna inanıyorum.
13:59
That's my belief.
304
839528
1104
(Alkışlar)
14:00
(Applause)
305
840656
3000
14:07
(Applause ends)
306
847547
1629
Şimdi bugün buraya --çok istememe rağmen olmadı ama--
14:09
Now, if I came up here, and I wish I could come up here today
307
849200
3292
kanser veya AIDS'e bir çare buldum diye çıksaydım
14:12
and hang a cure for AIDS or cancer,
308
852516
2661
bana ulaşmak için birbirinizi yiyiyor olurdunuz.
14:15
you'd be fighting and scrambling to get to me.
309
855201
2450
14:18
This, all this bad news, is preventable.
310
858684
2976
Bütün bu kötü haberler, önlenebilir.
İyi haber de bu.
14:22
That's the good news.
311
862200
1511
14:23
It's very, very preventable.
312
863735
1976
Kesinlikle engellenebilir.
Şimdi şöyle düşünelim, burada bir sorunumuz var,
14:26
So, let's just think about, we got a problem here,
313
866480
2696
yeniden başlamak zorundayız.
14:29
we need to reboot.
314
869200
1118
Tamam, öyleyse ne yapmamız lazım?
14:31
Okay so, in my world, what do we need to do?
315
871533
2643
İşte bunu, değil mi?
14:34
Here is the thing, right,
316
874200
1715
14:35
it cannot just come from one source.
317
875939
2237
Tek kaynaktan sorunu çözemeyiz.
Yeniden başlamalı ve gözle görünür değişiklik yapmalıyız.
14:38
To reboot and make real tangible change,
318
878200
3407
Gerçek bir değişiklik, öyle ki gözlerinizin içine bakıp
14:41
real change, so that I could look you in the white of the eyes
319
881631
2944
" 10 yıl içinde çocuklarınızın geleceği
14:44
and say, "In 10 years' time,
320
884599
1577
daha farklı görünecek, daha mutlu -- ve unutmayın,
14:46
the history of your children's lives,
321
886200
1976
iyi beslenirseniz daha akıllı olursunuz-- daha uzun ömürlü
14:48
happiness -- and let's not forget, you're clever if you eat well,
322
888200
3048
ve buna benzer şeyler, daha farklı olacak"
14:51
you know you're going to live longer --
323
891272
1858
diyebilmeliyim, tamam mı?
14:53
all of that stuff, it will look different. OK?"
324
893154
2933
Öyleyse, süpermarketler.
14:56
So, supermarkets.
325
896806
1706
Başka nereden bu kadar çok alıçveriş ediyorsunuz ki?
14:58
Where else do you shop so religiously?
326
898536
1920
Hafta başından sonuna kadar.
15:00
Week in, week out.
327
900480
1188
15:01
How much money do you spend, in your life, in a supermarket?
328
901692
3079
Hayat boyunca süpermarketlerde ne kadar para harcarsınız?
15:04
Love them.
329
904795
1008
Onları çok seviyorum. Ne istersek bize temin ediyorlar. Tamam.
15:05
They just sell us what we want. All right.
330
905827
2056
15:07
They owe us to put a food ambassador in every major supermarket.
331
907907
4459
her bir büyük süpermarket
bize bir besin temsilcisi sağlamalı.
15:12
They need to help us shop.
332
912882
1580
Bize alışverişte yardım etmeliler. Meşgul insanlara
15:14
They need to show us how to cook quick, tasty, seasonal meals
333
914486
3690
hızlı, leziz ve mevsime uygun yemekleri
pişirmeyi göstermeliler.
15:18
for people that are busy.
334
918200
1865
Bu pahalı değil.
15:20
This is not expensive.
335
920089
1969
Bazı marketlerde bu var. Bir an önce baştan başa bütün
15:22
It is done in some, and it needs to be done across the board
336
922082
2881
Amerika'da bunun yapılması lazım.
15:24
in America soon, and quick.
337
924987
1705
Büyük markalar, biliyorsunuz büyük gıda markaları
15:27
The big brands, you know, the food brands,
338
927064
2977
işletmelerinin kalbine besin eğitimini
15:30
need to put food education at the heart of their businesses.
339
930065
3725
koymalılar.
15:33
I know, easier said than done.
340
933814
1880
Biliyorum, söylemesi yapmaktan kolay.
15:35
It's the future. It's the only way.
341
935718
2211
Bu gelecek. Bu tek yol.
15:37
Fast food.
342
937953
1621
Fast food. Fast food endüstrisi
15:39
With the fast-food industry
343
939598
2760
biliyorsunuz, çok rekabetçi.
15:42
you know, it's very competitive.
344
942382
1794
Daha önce fast food restoranları ile ilgili
15:44
I've had loads of secret papers and dealings
345
944200
2095
pekçok yazışma ve anlaşmaya şahit oldum.
15:46
with fast food restaurants.
346
946319
1718
İşlerin nasıl yürüdüğünü bilirim.
15:48
I know how they do it.
347
948061
1817
15:49
I mean, basically they've weaned us on
348
949902
2273
Yani, aslında bizi şeker, tuz, yağ, x, y ve z ile
bağımlı hale getiriyorlar.
15:52
to these hits of sugar, salt and fat, and x, y, and z,
349
952199
2779
Ve herkes de onlara bayılıyor, değil mi?
15:55
and everyone loves them, right?
350
955002
1977
O zaman, bunlar da çözümğn bir parçası olacak.
15:57
So, these guys are going to be part of the solution.
351
957003
3196
Ama bunun için devletin tüm fast food satıcıları ve
16:00
But we need to get the government to work
352
960223
1953
restoran sektörünü bir araya getirmesi gerekli.
16:02
with all of the fast food purveyors and the restaurant industry,
353
962200
3048
Beş, altı, yedi yıllık bir süre içinde
16:05
and over a five, six, seven year period
354
965272
2049
bizi yağ, şeker ve diğer besin olmayan maddelere
16:07
wean of us off the extreme amounts
355
967345
2319
16:09
of fat, sugar and all the other non-food ingredients.
356
969688
3488
aşırı çekilde bağımlı hale getirdiler.
Şimdi, büyük markalara ve şu etiketleme olayına dönelim.
16:13
Now, also, back to the sort of big brands:
357
973200
2282
16:15
labeling, I said earlier, is an absolute farce
358
975506
3182
Daha önce dediğim gibi, b
16:18
and has got to be sorted.
359
978712
1411
u önüne geçilmesi gereken bir saçmalık.
Evet, okul.
16:21
OK, school.
360
981503
1325
16:23
Obviously, in schools, we owe it to them
361
983730
2446
Elbette okullarda, sevimli dört yaşından
18, 20, 24 ya da
16:26
to make sure those 180 days of the year,
362
986200
1976
hangi yaşa kadar gerekirse
16:28
from that little precious age of four,
363
988200
1976
o yaşa kadar çocuklarımızı
16:30
until 18, 20, 24, whatever,
364
990200
1976
yerel çiftçilerce yetiştirilen
16:32
they need to be cooked proper, fresh food
365
992200
4851
taze, düzgün gıdalar pişirip
beslemeliyiz.
16:37
from local growers on site, OK?
366
997075
2101
Çocuklarınız için, taze ve düzgün besinlerin
16:39
There needs to be a new standard of fresh, proper food
367
999200
2526
yeni bir standardı olmalı değil mi?
16:41
for your children, yeah?
368
1001750
1426
(Alkışlar)
16:43
(Applause)
369
1003200
4429
16:47
Under the circumstances, it's profoundly important
370
1007653
3436
Mevcut şartlar altında, her bir Amerikalı çocuk
okuldan 10 tarifi pişirebilecek şekilde
16:51
that every single American child leaves school
371
1011113
2569
16:53
knowing how to cook 10 recipes
372
1013706
1977
mezun olursa bu
16:55
that will save their life.
373
1015707
1349
onların hayatını kurtaracaktır.
Yaşamsal beceriler.
16:58
Life skills.
374
1018200
1079
16:59
(Applause)
375
1019303
2197
(Alkışlar)
Bu şu demek, bu kişiler yemek pişirme
17:01
That means that they can be students, young parents,
376
1021524
3038
prensipleri içinde kendilerince sağa sola giden
17:04
and be able to sort of duck and dive around the basics of cooking,
377
1024586
4239
genç öğrenciler, genç ebeveynler olabilecekler.
17:08
no matter what recession hits them next time.
378
1028849
2103
Ekonomik krizin bir daha ne zaman ortaya çıkacağı önemli değil.
17:10
If you can cook, recession money doesn't matter.
379
1030976
2382
Eğer yemek pişirebiliyorsanız, krizin çok da önemi yoktur.
Eğer pişirebiliyorsanız, zamanın çok da önemi yoktur.
17:13
If you can cook, time doesn't matter.
380
1033382
2471
İş ortamı. Bu konuda fazla konuşmadık.
17:17
The workplace, we haven't really talked about it.
381
1037395
2445
17:19
You know, it's now time for corporate responsibility
382
1039864
3562
Biliyorsunuz, artık çalışanlarına ne yedirdikleri
ya da ne gibi seçenekler sundukları
17:23
to really look at what they feed or make available to their staff.
383
1043450
4024
kurumsal şirketlerin sorumluluğunda.
Buralarda çalışanlar Amerika'nın çocuklarının anne ve babaları.
17:27
The staff are the moms and dads of America's children.
384
1047498
3310
17:30
Marissa, her father died in her hand,
385
1050832
2159
Marissa, babası onun kollarında öldü.
Sanırım, kurumsal Amerikan şirketleri
17:33
I think she'd be quite happy
386
1053015
1977
çalışanlarını düzgün beslemeye başlasa epey mutlu olurdu.
17:35
if corporate America could start feeding their staff properly.
387
1055016
3160
Kesinlikle ihmal edilmeyecek bir konu bu.
17:38
Definitely they shouldn't be left out.
388
1058200
1976
Şimdi eve tekrar dönelim.
17:40
Let's go back to the home.
389
1060200
1566
17:41
Now, look, if we do all this stuff, and we can,
390
1061790
2240
Bakın, bunları yapmamız mümkün, hepsi yapılabilir.
Hem bunlara özen gösterebilir hem de ticari olabilirsiniz.
17:44
it's so achievable.
391
1064054
1073
17:45
You can care and be commercial.
392
1065151
1742
17:46
Absolutely.
393
1066917
1023
Kesinlikle.
17:47
But the home needs to start passing on cooking again, for sure.
394
1067964
4995
Ama ev, yemek pişirmeyi yeni nesile
tekrar aktarmaya başlamalı.
17:52
For sure, pass it on as a philosophy.
395
1072983
1976
Kesinlikle, bunu bir felsefe aktarımı olarak yapmalı.
Bu aynı zamanda benim için çok da romantik.
17:55
And for me, it's quite romantic,
396
1075473
1644
Şimdi bir kişi eğer üç kişiye
17:57
but it's about if one person teaches three people
397
1077141
2393
yemek pişirmeyi öğretirse
17:59
how to cook something,
398
1079558
1618
ve bu kişiler de üç arkadaşlarına öğretirlerse
18:01
and they teach three of their mates,
399
1081200
1740
18:02
that only has to repeat itself 25 times,
400
1082964
2324
ve bu sadece 25 defa tekrar ederse
bu tüm Amerika'nın nüfusu demek.
18:05
and that's the whole population of America.
401
1085312
2255
18:07
Romantic, yes, but most importantly,
402
1087591
4300
Romantik, evet, ama
daha da önemlisi
18:11
it's about trying to get people to realize
403
1091915
2691
bu insanların her birinin bireysel
18:14
that every one of your individual efforts makes a difference.
404
1094630
2984
çabalarının bir fark yarattığını göstermek adına
çok önemli.
18:17
We've got to put back what's been lost.
405
1097638
2200
Kaybolanı yerine koymalıyız.
Huntington Mutfağı. Bu programı yaptığım yer, Huntington,
18:20
Huntington's Kitchen.
406
1100332
1222
18:22
Huntington, where I made this program,
407
1102195
2271
18:24
we've got this prime-time program
408
1104490
1587
ve biliyorsunuz, bu insanları özendirerek bir değişim
sağlamayı umduğumuz bir prime time programımız yayında.
18:26
that hopefully will inspire people to really get on this change.
409
1106101
3188
Gerçekten bu değiimin olacağına inanıyorum.
18:29
I truly believe that change will happen.
410
1109313
2031
Huntington Mutfağı. Bir toplum ile çalışıyorum.
18:31
Huntington's Kitchen. I work with a community.
411
1111368
2167
Okullarda çalıştım. Bölgedeki her bir okulu
18:33
I worked in the schools.
412
1113559
1481
18:35
I found local sustainable funding
413
1115064
2265
abur cuburdan, taze besinlere çevirecek
18:37
to get every single school in the area from the junk, onto the fresh food:
414
1117353
4286
sürdürülebilir bir fon buldum.
18:41
six-and-a-half grand per school.
415
1121663
1869
Yılda okul başına 6.500 Dolar.
(Alkışlar)
18:44
(Applause)
416
1124200
1206
Tek gereken bu. Okul başına 6.500 Dolar.
18:45
That's all it takes, six-and-a-half grand per school.
417
1125430
2496
18:47
The Kitchen is 25 grand a month. Okay?
418
1127950
2403
Mutfak, ayda 25.000 Dolara çıkıyor. Tamam mı?
Bu, yılda 5000 insan eder,
18:50
This can do 5,000 people a year,
419
1130377
2875
nüfusun yüzde 10'u.
18:53
which is 10 percent of their population,
420
1133276
2118
Ve insanlar insanlarla.
18:55
and it's people on people.
421
1135418
1381
18:56
You know, it's local cooks teaching local people.
422
1136823
2301
Yani, yerel aşçılar yerel insanlara öğretiyor.
Bedava yemek kursları arkadaşlar, ana cadde üzerinde bedava yemek kursları.
18:59
It's free cooking lessons, guys, in the Main Street.
423
1139148
3586
Bu gerçek, net olarak elle görülebilir bir değişim.
19:03
This is real, tangible change, real, tangible change.
424
1143540
3347
19:07
Around America, if we just look back now,
425
1147684
3022
Amerika'nın her yerinde, eğer geriye bakarsak
19:10
there is plenty of wonderful things going on.
426
1150730
2403
pek çok güzel şey oluyor.
19:13
There is plenty of beautiful things going on.
427
1153834
2109
Çok fazla güzel şey oluyor. Amerika'da ortalıkta
19:15
There are angels around America doing great things
428
1155967
3209
harika şeyler yapan melekler var.
okullarda, çiftlikten okula çevrilmiş yerlerde,
19:19
in schools -- farm-to-school set-ups,
429
1159200
2897
bahçelerde, eğitim.
19:22
garden set-ups, education --
430
1162121
2611
19:24
there are amazing people doing this already.
431
1164756
2097
Bunu halihazırda yapan harika insanlar var.
19:26
The problem is they all want to roll out
432
1166877
1929
Sorun, bu yaptıklarını bir yandaki okula, sonra bir yandakine
19:28
what they're doing to the next school,
433
1168830
2135
sonra bir yandakine geçirebilmekte.
19:30
but there's no cash.
434
1170989
1348
Ama nakit yok.
Bu melekleri ve uzmanları bir an önce tanımalıyız.
19:33
We need to recognize the experts and the angels quickly,
435
1173257
3700
19:36
identify them, and allow them to easily find the resource
436
1176981
3195
Onları tanımlamalı ve ihtiyaçları olan ve yaptıkları işi
iyi yaptıkları bu işi devam ettirmelerini sağlayacak
19:40
to keep rolling out what they're already doing,
437
1180200
2240
kaynakları bulmalıyız.
19:42
and doing well.
438
1182464
1000
Amerika'daki işletmelerin desteğe ihtiyacı var.
19:44
Businesses of America need to support
439
1184048
2272
Bayan Obama'nın da öyle, istediklerini yapmak için.
19:46
Mrs. Obama to do the things that she wants to do.
440
1186344
2832
(Alkışlar)
19:49
(Applause)
441
1189200
6399
Ama bakın, biliyorum karşınızda
19:55
And look, I know it's weird
442
1195623
1946
bir İngilizin durup bunlardan bahsetmesi
19:57
having an English person standing here before you
443
1197593
2583
sizin için çok tuhaf.
20:00
talking about all this.
444
1200200
1441
20:01
All I can say is: I care.
445
1201665
1348
Ama tek söyleyebileceğim şu, ben önemsiyorum. Ben bir babayım
20:03
I'm a father,
446
1203569
1422
ve bu ülkeyi seviyorum.
20:05
and I love this country.
447
1205015
1341
Ve gerçekten inanıyorum ki
20:07
And I believe truly, actually,
448
1207200
2602
20:09
that if change can be made in this country,
449
1209826
2849
eğer bu ilkede bu değişimi gerçekleştirebilirsek,
20:12
beautiful things will happen around the world.
450
1212699
2183
dünyada da güzel şeyler olacak. Eğer bunu Amerika yaparsa
20:14
If America does it, other people will follow.
451
1214906
2135
inanıyorum ki diğer insanlar da takip edecekler.
Bu inanılmaz derecede önemli.
20:17
It's incredibly important.
452
1217065
1396
20:18
(Audience) Yeah!
453
1218837
1068
(Alkışlar)
20:19
(Applause)
454
1219929
5631
20:25
When I was in Huntington,
455
1225584
1278
Ben Huntington'da iken, yolunda gitmeyen bazı şeyleri
20:26
trying to get a few things to work when they weren't,
456
1226886
2624
halletmeye çalışıyordumç Düşündüm ki eğer
20:29
I thought "If I had a magic wand, what would I do?"
457
1229534
5311
sihirli bir değneğim olsa ne yapardım? Dedim ki
20:34
And I thought, "You know what?
458
1234869
1557
Amerika'daki en etkin ve çarpıcı insanların karşısına çıkıp
20:36
I'd just love to be put in front of some of the most amazing
459
1236450
3283
20:39
movers and shakers in America."
460
1239757
1764
konuşmak isterdim.
ve bir ay sonra TED'den bir telefon aldım ve bana bu ödülü verdiler.
20:42
And a month later, TED phoned me up and gave me this award.
461
1242441
3087
20:46
I'm here.
462
1246993
1055
İşte karşınızdayım.
20:50
So, my wish.
463
1250715
1182
Öyleyse, benim dileğim şu,
20:56
Dyslexic, so I'm a bit slow.
464
1256935
1762
Disleksik olduğum için biraz yavaş olsa da
Benim dileğim
21:04
My wish
465
1264200
1976
her bir çocuğu yemekler
21:06
is for you to help a strong, sustainable movement
466
1266200
4131
konusunda eğitecek
güçlü ve sürdürülebilir bir harekete
21:10
to educate every child
467
1270355
3674
yardımcı olmanız
21:14
about food,
468
1274053
2388
aileleri tekrar yemek pişirme konusunda
21:16
to inspire families to cook again,
469
1276465
3515
özendirmeniz ve her yerdeki insanları
21:20
and to empower people everywhere
470
1280004
2661
21:22
to fight obesity.
471
1282689
1523
şişmanlıkla savaşta yüreklendirmeniz.
(Alkışlar)
21:25
(Applause)
472
1285200
3104
Teşekkür ederim.
21:35
Thank you.
473
1295443
1053
21:36
(Applause continues)
474
1296520
3000
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7