The happy secret to better work | Shawn Achor

Shawn Achor: Daha iyi çalışmanın mutlu sırrı

4,279,033 views ・ 2012-02-01

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Yasemin Bayraktar Gözden geçirme: Zeynep Duygu Tamer
00:15
When I was seven years old and my sister was just five years old,
0
15260
3550
Ben sekiz ve kız kardeşim henüz beş yaşındayken,
00:18
we were playing on top of a bunk bed.
1
18834
2402
ranzanın üzerinde oynuyorduk.
00:21
I was two years older than my sister at the time --
2
21260
3026
O zamanlar kardeşimden iki yaş büyüktüm --
yani, hala ondan iki yaş büyüğüm --
00:24
I mean, I'm two years older than her now --
3
24310
2232
00:26
but at the time it meant she had to do everything that I wanted to do,
4
26566
3325
ama o zamanlar bu onun istediğim herşeyi yapması gerektiği anlamına geliyordu,
00:29
and I wanted to play war.
5
29915
1321
ve savaş oyunu oynamak istedim.
00:31
So we were up on top of our bunk beds.
6
31260
2056
Ranzalarımızın üzerindeydik.
00:33
And on one side of the bunk bed,
7
33340
2095
Ve ranzamın bir tarafına
00:35
I had put out all of my G.I. Joe soldiers and weaponry.
8
35459
2610
tüm G.I. Joe askerlerimi ve silahları yerleştirmiştim.
Ve diğer tarafta ise kardeşimin tüm oyuncak atları
00:38
And on the other side were all my sister's My Little Ponies
9
38093
2888
süvari hücumuna hazırdı.
00:41
ready for a cavalry charge.
10
41005
1445
00:42
There are differing accounts of what actually happened that afternoon,
11
42474
3293
O öğleden sonra gerçekten neler olduğu hakkında farklı düşünceler var
ama kardeşim bugün bizimle olmadığına göre,
00:45
but since my sister is not here with us today,
12
45791
2288
size hikayenin aslını anlatayım --
00:48
let me tell you the true story --
13
48103
1896
(Kahkahalar) --
00:50
(Laughter)
14
50023
1213
00:51
which is my sister's a little on the clumsy side.
15
51260
2435
kardeşim biraz acemiydi.
00:53
Somehow, without any help or push from her older brother at all,
16
53719
3022
Bir şekilde, ağabeyinin hiçbir yardımı ve itme kuvveti olmadan,
00:56
Amy disappeared off of the top of the bunk bed
17
56765
2470
Amy aniden ranzanın üzerinden kayboldu ve
yere düştü.
00:59
and landed with this crash on the floor.
18
59259
1930
Endişeli bir şekilde yatağın kenarından
01:01
I nervously peered over the side of the bed
19
61213
2014
düşmüş kardeşimin başına ne geldiğine baktım
01:03
to see what had befallen my fallen sister
20
63251
1985
01:05
and saw that she had landed painfully on her hands and knees
21
65260
2854
ve onun acı verici bir şekilde elleri ve dizleri üzerine düşmüş
olduğunu gördüm.
01:08
on all fours on the ground.
22
68138
1351
01:09
I was nervous because my parents had charged me
23
69513
2476
Endişelenmiştim çünkü ailem beni mümkün olduğu kadar
güvenli ve sessiz bir şekilde
01:12
with making sure that my sister and I
24
72013
1862
01:13
played as safely and as quietly as possible.
25
73899
2337
oynamamız konusunda tembihlemişti.
01:16
And seeing as how I had accidentally broken Amy's arm
26
76260
3652
Ve Amy'nin kolunu yanlışlıkla kırmış olduğumu görmek
01:19
just one week before --
27
79936
1300
onu yaklaşmakta olan hayali ...
01:21
(Laughter)
28
81260
1937
(Kahkahalar)
01:25
(Laughter ends)
29
85359
1001
...sniper kurşunundan kahramanca
01:26
heroically pushing her out of the way of an oncoming imaginary sniper bullet,
30
86384
4660
kurtardıktan sadece bir hafta sonra,
(Kahkahalar)
01:31
(Laughter)
31
91068
2034
ki bunun için hala teşekkür edilmedi,
01:33
for which I have yet to be thanked, I was trying as hard as I could --
32
93126
4083
elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyordum --
yaklaştığını görmemişti bile --
01:37
she didn't even see it coming --
33
97233
1596
01:38
I was trying hard to be on my best behavior.
34
98853
2341
uslu durmak için elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyordum.
Ve kardeşimin yüzünü gördüm,
01:41
And I saw my sister's face,
35
101218
1350
01:42
this wail of pain and suffering and surprise
36
102592
2236
yüzündeki acı, ıstırap ve şaşkınlık ifadesi
01:44
threatening to erupt from her mouth and wake my parents
37
104852
2684
ailemi uzun süren kış uykularından uyandıracak
bir çığlık koparmak üzere olduğunu söylüyordu.
01:47
from the long winter's nap for which they had settled.
38
107560
2596
Böylece yedi yaşındaki
01:50
So I did the only thing
39
110180
1156
01:51
my frantic seven year-old brain could think to do to avert this tragedy.
40
111360
3438
küçük, ümitsiz aklımın bu trajediyi önlemek için düşünebildiği tek şeyi yaptım.
01:54
And if you have children, you've seen this hundreds of times.
41
114822
2863
Ve eğer çocuklarınız varsa bu duruma yüzlerce kere şahit olmuşsunuzdur.
Ona şöyle dedim: "Amy, Amy, bekle. Ağlama. Ağlama.
01:57
I said, "Amy, wait. Don't cry. Did you see how you landed?
42
117709
2727
Nasıl düştüğünü gördün mü?
02:00
No human lands on all fours like that.
43
120460
2120
Hiçbir insan böyle dört ayak üstüne düşmez.
02:03
Amy, I think this means you're a unicorn."
44
123851
2385
Amy, bence bu senin tek boynuz at olduğun anlamına geliyor."
02:06
(Laughter)
45
126260
3369
(Kahkahalar)
02:09
Now, that was cheating,
46
129653
1109
Bu aldatmacaydı çünkü dünyada Amy'nin incinmiş beş yaşındaki bir kız kardeş
02:10
because there was nothing she would want more
47
130786
2129
02:12
than not to be Amy the hurt five year-old little sister,
48
132939
2641
olmaktan daha çok isteyeceği tek şey özel
tek boynuzlu at Amy olmaktı.
02:15
but Amy the special unicorn.
49
135604
1432
Tabi ki bu geçmişte ona mantıklı gelen bir seçenekti.
02:17
Of course, this option was open to her brain
50
137060
2124
02:19
at no point in the past.
51
139208
1184
Ve zavallı, kandırılmış kardeşimin, küçük beyni az önce hissettiği acı
02:20
And you could see how my poor, manipulated sister faced conflict,
52
140416
3097
ve şaşkınlık hissine çareler arama girişimindeyken
02:23
as her little brain attempted to devote resources
53
143537
2377
ya da yeni keşfettiği tek boynuzlu at kimliği
02:25
to feeling the pain and suffering and surprise she just experienced,
54
145938
3299
üzerine düşünürken,
sorunla nasıl yüzleştiğiniz görebilirdiniz.
02:29
or contemplating her new-found identity as a unicorn.
55
149261
2545
Ve sonunda ikincisi galip geldi.
02:31
And the latter won.
56
151830
1106
02:32
Instead of crying or ceasing our play,
57
152960
1839
Ağlamak yerine, oyunumuzu durdurmak yerine,
02:34
instead of waking my parents,
58
154823
1413
ailemizi uyandırmak yerine,
02:36
with all the negative consequences for me,
59
156260
2307
ki bu benim için kötü sonuçlar doğururdu,
02:38
a smile spread across her face
60
158591
1645
yüzüne bir gülümseme yayıldı ve
02:40
and she scrambled back up onto the bunk bed
61
160260
2092
yeni doğmuş bir tek boynuzlu atın zarafetiyle zorlanarak ranzaya tekrar çıktı...
02:42
with all the grace of a baby unicorn --
62
162376
1886
(Kahkahalar)
02:44
(Laughter)
63
164286
2529
...bir de kırık bir bacakla.
02:46
with one broken leg.
64
166839
1390
Henüz beş ve yedi gibi
02:48
What we stumbled across
65
168253
1602
02:49
at this tender age of just five and seven --
66
169879
2080
erken yaşta tesadüfen buluğumuz şey --
02:51
we had no idea at the time --
67
171983
1672
o zamanlar hiçbir fikrimiz yoktu --
02:53
was was going be at the vanguard of a scientific revolution
68
173679
3101
yirmi yıl sonra insan beynine bakış şeklimizde meydana gelen bilimsel bir
02:56
occurring two decades later in the way that we look at the human brain.
69
176804
3454
devrimin öncüsü olacak bir şeydi.
Tesadüfen bulduğumuz şey günümüzde pozitif psikoloji denen şey,
03:00
We had stumbled across something called positive psychology,
70
180282
2915
ki bu benim bugün burada olma
03:03
which is the reason I'm here today
71
183221
1645
03:04
and the reason that I wake up every morning.
72
184890
2088
ve her sabah uyanma nedenim.
Bu araştırma hakkında akademik çevre dışında,
03:07
When I started talking about this research
73
187002
2034
şirketlerde ve okullarda konuşmaya başladığımda,
03:09
outside of academia, with companies and schools,
74
189060
2276
bana söyledikleri ilk şey konuşmaya bir
03:11
the first thing they said to never do is to start with a graph.
75
191360
3076
grafikle başlamamam gerektiğiydi.
03:14
The first thing I want to do is start with a graph.
76
194460
2454
Konuşmama ilk olarak bir grafikle başlamak istiyorum.
03:16
This graph looks boring,
77
196938
1298
Bu grafik sıkıcı görünüyor,
03:18
but it is the reason I get excited and wake up every morning.
78
198260
2951
ama beni heyecanlandıran ve her sabah uyanmamı sağlayan neden bu grafik.
Ve bu grafiğin anlamı bile yok, sahte bir bilgi.
03:21
And this graph doesn't even mean anything; it's fake data.
79
201235
2765
Bulduğumuz şey --
03:24
What we found is --
80
204024
1271
(Kahkahalar)
03:25
(Laughter)
81
205319
2917
03:28
If I got this data studying you, I would be thrilled,
82
208260
2976
Eğer bu bilgiyi bu odada, sizleri araştırarak elde etseydim, çok heyecanlanırdım,
03:31
because there's a trend there,
83
211260
1976
çünkü burada açıkça görülen bir akım var
03:33
and that means that I can get published,
84
213260
1976
ve bu basına çıkabileceğim anlamına geliyor,
03:35
which is all that really matters.
85
215260
1976
ki önemli olan da bu.
03:37
There is one weird red dot above the curve,
86
217260
2076
Aslına bakılırsa kavisin üzerinde tek bir garip kırmızı nokta var,
03:39
there's one weirdo in the room --
87
219360
2501
odada sadece bir tane garip tip var --
03:41
I know who you are, I saw you earlier --
88
221885
3025
kim olduğunuzu biliyorum, sizi daha önce gördüm --
03:44
that's no problem.
89
224934
1302
bu sorun değil.
03:46
That's no problem, as most of you know, because I can just delete that dot.
90
226260
3976
Çoğunuzun bildiği gibi, bu sorun değil
çünkü bu noktayı silebilirim.
03:50
I can delete that dot because that's clearly a measurement error.
91
230260
3104
Bu noktayı silebilirim çünkü açıkça görülüyor ki bu bir ölçü hatası.
Ve bunun bir ölçü hatası olduğunu biliyoruz
03:53
And we know that's a measurement error because it's messing up my data.
92
233388
3366
çünkü verimi berbat ediyor.
03:56
(Laughter)
93
236778
1039
03:57
So one of the first things we teach people
94
237841
2163
İktisat, istatistik, işletme ve psikoloji kurslarında
insanlara öğrettiğimiz şeylerden ilki, istatistiksel olarak geçerli bir
04:00
in economics, statistics, business and psychology courses
95
240028
2816
04:02
is how, in a statistically valid way, do we eliminate the weirdos.
96
242868
3165
şekilde, garip tipleri nasıl elediğimizi öğretiyoruz.
En iyi uyum doğrusunu bulmak için
04:06
How do we eliminate the outliers so we can find the line of best fit?
97
246057
3379
aykırı değerleri nasıl eleriz?
04:09
Which is fantastic if I'm trying to find out
98
249460
2096
Eğer ortalama bir insanın kaç tane
04:11
how many Advil the average person should be taking -- two.
99
251580
2756
Advil alması gerektiğini bulmaya çalışsaydım harika olurdu -- iki.
04:14
But if I'm interested in your potential,
100
254360
2811
Ama potansiyelle ilgileniyorsam, sizin potansiyelinizle ilgileniyorsam,
ya da mutluluk için, üretkenlik için,
04:17
or for happiness or productivity or energy or creativity,
101
257195
3041
enerji ya da yaratıcılık için,
04:20
we're creating the cult of the average with science.
102
260260
2571
yaptığımız şey bilimsel yolla bir ortalama kültü yaratmak.
04:22
If I asked a question like,
103
262855
1381
Eğer şöyle bir soru sorarsam,
04:24
"How fast can a child learn how to read in a classroom?"
104
264260
2697
"Bir çocuk okumayı bir sınıfta nasıl hızlı öğrenir?"
04:26
scientists change the answer to
105
266981
1485
bilim adamları cevabı şuna çeviriyor: "Ortalama bir çocuk okumayı
04:28
"How fast does the average child learn how to read in that classroom?"
106
268490
3339
bu sınıfta nasıl hızlı öğrenir?"
ve sonra sınıfı bu ortalamaya göre düzenliyoruz.
04:31
and we tailor the class towards the average.
107
271853
2146
Şimdi bu kaviste seviyenin altına düşerseniz,
04:34
If you fall below the average,
108
274023
1523
psikologlar heyecanlanır,
04:35
then psychologists get thrilled,
109
275570
1593
çünkü bu ya depresyondasınız ya da bir hastalığınız var demektir
04:37
because that means you're depressed or have a disorder,
110
277187
2816
ya da umarım ikisi birden.
04:40
or hopefully both.
111
280027
1209
04:41
We're hoping for both because our business model is,
112
281260
2476
İkisinin de olmasını isteriz çünkü bizim iş modelimize göre,
04:43
if you come into a therapy session with one problem,
113
283760
2476
bir terapi seansına tek bir sorunla gelirseniz,
10 tane sorununuz olduğunu bilerek ayrılmanızı sağlarız,
04:46
we want to make sure you leave knowing you have ten,
114
286260
2476
böylece tekrar tekrar gelmeye devam edersiniz.
04:48
so you keep coming back.
115
288760
1176
04:49
We'll go back into your childhood if necessary,
116
289960
2215
Gerekliyse çocukluğunuza geri döneriz,
ama eninde sonunda yapmak istediğimiz şey sizi normale döndürmek.
04:52
but eventually we want to make you normal again.
117
292199
2276
Ama normal sadece ortalamadır.
04:54
But normal is merely average.
118
294499
1437
04:55
And positive psychology posits that if we study what is merely average,
119
295960
3348
Ve önerdiğim, pozitif psikolojinin önerdiği şey şu,
ortalama olan bir şey üzerinde çalışırsak,
04:59
we will remain merely average.
120
299332
2332
sadece ortalama kalmaya devam ederiz.
05:01
Then instead of deleting those positive outliers,
121
301688
2294
Pozitif aykırı değerleri silmek yerine,
özellikle yapmak istediğim şey bunun gibi bir topluluğa girip
05:04
what I intentionally do is come into a population like this one
122
304006
3042
neden diye sormak.
05:07
and say, why?
123
307072
1016
Neden bazılarınız entelektüel, atletik ve müzikal yetenek bakımından,
05:08
Why are some of you high above the curve
124
308112
1924
yaratıcılık, enerji düzeyi, bir sorun karşısında gösterdiğiniz dayanıklılık
05:10
in terms of intellectual, athletic, musical ability,
125
310060
2585
ve espri anlayışınız bakımından
05:12
creativity, energy levels,
126
312669
1267
05:13
resiliency in the face of challenge, sense of humor?
127
313960
2476
bu kavisin üst kısımlarında yer alıyorsunuz?
Her ne ise, sizi silmek yerine, yapmak istediğim şey sizi araştırmak.
05:16
Whatever it is, instead of deleting you, what I want to do is study you.
128
316460
3543
Çünkü belki bilgiyi azar azar toplayabiliriz --
05:20
Because maybe we can glean information,
129
320027
1909
sadece insanları ortalamaya nasıl yükselteceğimiz değil,
05:21
not just how to move people up to the average,
130
321960
2154
dünya çapında şirketlerimizde ve okullarımızda
05:24
but move the entire average up in our companies and schools worldwide.
131
324138
3398
tüm ortalamayı nasıl yükselteceğimiz hakkında.
05:27
The reason this graph is important to me
132
327560
1976
Bu grafiğin benim için önemli olmasının nedeni şu,
05:29
is, on the news, the majority of the information is not positive.
133
329560
3076
haberleri açtığımda görüyorum ki bilginin büyük kısmı pozitif değil,
aslında negatif.
05:32
in fact it's negative.
134
332660
1076
05:33
Most of it's about murder, corruption, diseases, natural disasters.
135
333760
3176
Çoğu cinayet, yıkım, hastalıklar ve doğal afetler hakkında.
05:36
And very quickly, my brain starts to think
136
336960
2076
Ve çok hızlı bir şekilde beynim bunun
dünyada negatifin pozitife olan doğruluk oranı olduğunu düşünüyor.
05:39
that's the accurate ratio of negative to positive in the world.
137
339060
2995
Bunun yaptığı şey tıp okulu sendromu
05:42
This creates "the medical school syndrome."
138
342079
2204
denen birşey yaratmak --
05:44
During the first year of medical training,
139
344307
2556
eğer tıp okuluna giden birilerini tanıyorsanız,
05:46
as you read through a list of all the symptoms and diseases,
140
346887
3388
tıp eğitiminin ilk yıllı süresince,
olabilecek semptomlar ve hastalıklar listesini okurken aniden,
05:50
suddenly you realize you have all of them.
141
350299
2231
hepsinin sizde olduğunu fark edersiniz.
05:52
(Laughter)
142
352554
1001
Bobo adında bir eniştem var -- ki bu başka bir hikaye.
05:53
I have a brother in-law named Bobo, which is a whole other story.
143
353579
3072
Bobo tek boynuzlu at olan Amy ile evlendi.
05:56
Bobo married Amy the unicorn.
144
356675
1562
05:58
Bobo called me on the phone --
145
358261
1732
Bobo Yale Tıp Okulundan
06:00
(Laughter)
146
360017
2145
beni aradı ve şöyle dedi,
06:02
from Yale Medical School,
147
362186
2050
06:04
and Bobo said, "Shawn, I have leprosy."
148
364260
2281
"Shawn, cüzzama yakalandım."
06:06
(Laughter)
149
366565
1671
(Kahkahalar)
06:08
Which, even at Yale, is extraordinarily rare.
150
368260
2587
Ki bu, Yale'de bile, son derece nadir bir şey.
06:10
But I had no idea how to console poor Bobo
151
370871
2365
Ama zavallı Bobo'ya nasıl danışmanlık yapacağımı bilmiyordum
06:13
because he had just gotten over an entire week of menopause.
152
373260
2858
çünkü bir haftalık menopoz sürecini yeni atlatmıştı.
(Kahkahalar)
06:16
(Laughter)
153
376142
1094
06:17
We're finding it's not necessarily the reality that shapes us,
154
377260
2976
Gördüğünüz gibi bulduğumuz şey şu, gerçekliğin bizi şekillendirmesine gerek yok,
06:20
but the lens through which your brain views the world that shapes your reality.
155
380260
3776
beyninizin dünyaya bakışınızı belirleyen lensler gerçekliğinizi şekillendiriyor.
Ve eğer lensleri değiştirebilirsek, mutluluğunuzu değiştirmekle kalmayıp
06:24
And if we can change the lens, not only can we change your happiness,
156
384060
3277
aynı zamanda her bir eğitimsel ve ticari sonucu da değiştirebiliriz.
06:27
we can change every single educational and business outcome at the same time.
157
387361
3648
Harvard'da başvurduğumda,
06:31
I applied to Harvard on a dare.
158
391033
1503
Kabul edilmeyi beklemiyordum ve ailemin üniversite için parası yoktu.
06:32
I didn't expect to get in, and my family had no money for college.
159
392560
3176
İki hafta sonra askeri burs kazandığımda gitmeme izin verdiler.
06:35
When I got a military scholarship two weeks later, they let me go.
160
395760
3176
Aniden, ihtimal dahilinde bile olmayan bir şey gerçekliğe dönüştü.
06:38
Something that wasn't even a possibility became a reality.
161
398960
2776
Oraya gittiğimde, diğer herkesin de bunu bir ayrıcalık olarak göreceğini,
06:41
I assumed everyone there would see it as a privilege as well,
162
401760
2976
orada olmaktan heyecan duyacaklarını düşünmüştüm.
06:44
that they'd be excited to be there.
163
404760
1676
Sizden daha zeki insanlarla dolu bir sınıfta olsanız bile,
06:46
Even in a classroom full of people smarter than you,
164
406460
2476
o sınıfta bulunduğunuz için mutlu olurdunuz, ben de böyle hissediyordum.
06:48
I felt you'd be happy just to be in that classroom.
165
408960
2476
Ama orada bulduğum şey,
bazıları şu an bunu yaşıyor,
06:51
But what I found is, while some people experience that,
166
411460
2676
dört yıl sonra mezun olduğumda ve
06:54
when I graduated after my four years
167
414160
1776
sonraki sekiz yılı öğrencilerle birlikte yurtlarda geçirdiğimde --
06:55
and then spent the next eight years living in the dorms with the students --
168
415960
3577
Harvard benden o adam olmamamı istedi.
06:59
Harvard asked me to; I wasn't that guy.
169
419561
1879
(Kahkahalar)
07:01
(Laughter)
170
421464
1772
07:03
I was an officer to counsel students through the difficult four years.
171
423260
3376
Ben Harvard'da öğrencilere geçirdikleri zorlu dört yıl süresince danışmanlık yapan bir memurdum.
07:06
And in my research and my teaching,
172
426660
1767
Ve araştırmam ve eğitim verme sürecinde bulduğum şey şu
07:08
I found that these students, no matter how happy they were
173
428451
2776
bu öğrenciler okula girmelerini sağlayan asıl başarıları
için ne kadar mutlu olurlarsa olsunlar,
07:11
with their original success of getting into the school,
174
431251
2685
07:13
two weeks later their brains were focused, not on the privilege of being there,
175
433960
3776
iki hafta sonra beyinleri orada olmanın ayrıcalığına ya da felsefelerine
veya fiziklerine odaklanmıyor.
07:17
nor on their philosophy or physics,
176
437760
1676
Beyinleri rekabete, iş yüküne, mücadeleye, strese ve
07:19
but on the competition, the workload,
177
439460
1776
şikayetlere odaklanıyor.
07:21
the hassles, stresses, complaints.
178
441260
1676
07:22
When I first went in there, I walked into the freshmen dining hall,
179
442960
3176
Oraya ilk gidişimde, birinci sınıfların yemekhanesine girdim,
büyüdüğüm yer Teksas, Waco'dan arkadaşlarımın olduğu yere --
07:26
which is where my friends from Waco, Texas, which is where I grew up --
180
446160
3376
bir kaçınızın daha önce orayı duyduğunu biliyorum.
07:29
I know some of you know this.
181
449560
1476
Beni ziyarete gelmişlerdi, etrafa bakıp şöyle demişlerdi,
07:31
When they'd visit, they'd look around,
182
451060
1876
"Bu birinci sınıfların yemekhanesi "Harry Potter" filmindeki
07:32
and say, "This dining hall looks like something out of Hogwart's."
183
452960
3176
Hogwarts'a benziyor", ki öyle.
Bu "Harry Potter" filmindeki Hogwart's ve bu Harvard.
07:36
It does, because that was Hogwart's and that's Harvard.
184
456160
2576
Ve bunu gördüklerinde,
07:38
And when they see this,
185
458760
1176
07:39
they say, "Why do you waste your time studying happiness at Harvard?
186
459960
3276
şöyle diyorlar: "Shawn, neden vaktini Harvard'da mutluluk üzerine çalışmakla harcıyorsun?
Gerçekten, bir Harvard öğrencisini mutsuz edebilecek
07:43
What does a Harvard student possibly have to be unhappy about?"
187
463260
3076
ne olabilir ki?
Bu sorunun içindeki kilit nokta
07:46
Embedded within that question
188
466360
1476
07:47
is the key to understanding the science of happiness.
189
467860
2576
mutluluk bilimini anlamak.
Çünkü bu sorunun anlattığı şey
07:50
Because what that question assumes
190
470460
1676
dış dünyanın mutluluk seviyelerimizin belirleyiciği olduğu,
07:52
is that our external world is predictive of our happiness levels,
191
472160
3072
gerçekte ise, dış dünyanızla ilgili herşeyi bilirsem,
07:55
when in reality, if I know everything about your external world,
192
475256
3076
uzun vadeli mutluluğunuzun sadece yüzde 10'unu tahmin edebilirim.
07:58
I can only predict 10% of your long-term happiness.
193
478356
2480
Uzun vadeli mutluluğun yüzde 90'ı ise
08:00
90 percent of your long-term happiness is predicted not by the external world,
194
480860
3776
dış dünya tarafından değil, beyninizin
dünya yönlendirme şekliniz tarafından belirlenir.
08:04
but by the way your brain processes the world.
195
484660
2191
Ve eğer bunu değiştirirsek,
08:06
And if we change it,
196
486875
1061
08:07
if we change our formula for happiness and success,
197
487960
2429
mutluluk ve başarı formülümüzü değiştirirsek,
gerçekliği etkileme şeklimizi
08:10
we can change the way that we can then affect reality.
198
490413
2822
değiştirebiliriz.
08:13
What we found is that only 25% of job successes are predicted by IQ,
199
493259
3977
Bulgulara göre iş başarısınız sadece yüzde 25'i I.Q.ya
göre tahmin ediliyor.
08:17
75 percent of job successes
200
497260
1976
İş başarısının yüzde 75'ini ise
08:19
are predicted by your optimism levels, your social support
201
499260
2976
iyimserlik seviyeniz, sosyal desteğiniz ve stresi tehdit yerine
08:22
and your ability to see stress as a challenge instead of as a threat.
202
502260
3276
bir mücadele olarak görebilme yeteneğiniz belirliyor.
08:25
I talked to a New England boarding school, probably the most prestigious one,
203
505560
3676
New England'daki muhtemelen en prestijli yatılı okulun yetkilileryle konuştum
ve şöyle dediler, "Bunu zaten biliyoruz.
08:29
and they said, "We already know that.
204
509260
1776
Her sene, öğrencilerimize sadece eğitim vermek yerine, iyileşme haftası da düzenliyoruz.
08:31
So every year, instead of just teaching our students, we have a wellness week.
205
511060
3676
Ve bundan çok heyecan duyuyoruz. Pazartesi gecesi dünyanın önde gelen
08:34
And we're so excited. Monday night we have the world's leading expert
206
514760
3276
uzmanı ergenlik depresyonu hakkında konuşmak için geliyor.
08:38
will speak about adolescent depression.
207
518060
1876
Salı gecesi, okulda siddet ve zorbalık.
08:39
Tuesday night it's school violence and bullying.
208
519960
2239
Çarşamba gecesi, yeme bozuklukları.
08:42
Wednesday night is eating disorders.
209
522223
1813
Perşembe gecesi, uyuşturu kullanmanın nedenleri.
08:44
Thursday night is illicit drug use.
210
524060
1676
Ve cuma gecesi de riskli seks ya da mutluluk arasında karar vermeye çalışıyoruz."
08:45
And Friday night we're trying to decide between risky sex or happiness."
211
525760
3429
(Kahkahalar)
08:49
(Laughter)
212
529213
1023
08:50
I said, "That's most people's Friday nights."
213
530260
2143
Ben de şöyle dedim: "Birçok insanın Cuma gecesi böyledir."
08:52
(Laughter)
214
532427
2809
(Kahkahalar)
08:55
(Applause)
215
535260
2976
(Alkış)
08:58
Which I'm glad you liked, but they did not like that at all.
216
538260
2858
Beğenmenize sevindim ama onlar hiç sevmedi.
Telefonda sessizlik oldu.
09:01
Silence on the phone.
217
541142
1094
09:02
And into the silence, I said, "I'd be happy to speak at your school,
218
542260
3276
Ve sessizliğe şöyle dedim: "Okulunuzda konuşma yapmaktan mutluluk duyarım
ama bildiğiniz gibi bu bir iyileşme haftası değil, hastalık haftası.
09:05
but that's not a wellness week, that's a sickness week.
219
545560
2676
Yaptığınız şey olabilecek tüm negatif şeyler bahsetmekti,
09:08
You've outlined all the negative things that can happen,
220
548260
2676
fakat pozitif olanlardan hiç bahsetmediniz."
09:10
but not talked about the positive."
221
550960
1676
Hastalığın olmaması sağlık değildir.
09:12
The absence of disease is not health.
222
552660
1776
Şu şekilde sağlıklı oluruz:
09:14
Here's how we get to health:
223
554460
1376
09:15
We need to reverse the formula for happiness and success.
224
555860
2776
Mutluluk ve başarı formülümüzü tersine çevirmeliyiz.
09:18
In the last three years, I've traveled to 45 countries,
225
558660
2676
Son üç yılda, ekonomik bunalımın ortasındaki
45 ülkeye gittim, oralardaki
09:21
working with schools and companies in the midst of an economic downturn.
226
561360
3476
okullar ve şirketlerle çalıştım.
09:24
And I found that most companies and schools
227
564860
2076
Ve şunu gördüm, birçok şirket ve okul bir başarı
09:26
follow a formula for success, which is this:
228
566960
2072
formülü uyguluyor, o da şu:
Daha çok çalışırsam, daha başarılı olurum.
09:29
If I work harder, I'll be more successful.
229
569056
2076
Ve daha başarılı olursam, daha mutlu olurum.
09:31
And if I'm more successful, then I'll be happier.
230
571156
2380
09:33
That undergirds most of our parenting and managing styles,
231
573560
2776
Bu ebeveynlik tarzlarımızı, yönetim tarzlarımızı, davranışımızı
motive etme şeklimizi destekliyor.
09:36
the way that we motivate our behavior.
232
576360
1876
Ve sorun şu ki, bu iki nedenden dolayı bilimsel olarak eksik ve geriye dönük.
09:38
And the problem is it's scientifically broken and backwards for two reasons.
233
578260
3620
Öncelikle, beyniniz ne zaman başarılı olsa,
09:41
Every time your brain has a success,
234
581904
1732
09:43
you just changed the goalpost of what success looked like.
235
583660
2776
başarının görünüş şeklini değiştiriyorsunuz.
İyi notlar aldınız, şimdiyse daha iyi notlar almalısınız,
09:46
You got good grades, now you have to get better grades,
236
586460
2677
iyi bir okula gittiniz ve şimdi daha iyi bir okula gidiyorsunuz,
09:49
you got into a good school and after you get into a better one,
237
589161
2971
iyi bir işiniz vardı, şimdi daha iyisini bulmalısınız,
şatış hedefinizi tutturdunuz, satış hedefinizi değiştireceğiz.
09:52
you got a good job, now you have to get a better job,
238
592156
2577
Ve eğer mutluluk başarının karşısında ise, beyniniz oraya ulaşamaz.
09:54
you hit your sales target, we're going to change it.
239
594757
2477
Toplum olarak yaptığımız şey mutluluğu
09:57
And if happiness is on the opposite side of success, your brain never gets there.
240
597258
3877
kavramsal bir ufka doğru itmek.
10:01
We've pushed happiness over the cognitive horizon, as a society.
241
601159
3077
İşte bu yüzden başarılı olmamız gerektiğini, böylece mutlu
olacağımızı düşünüyoruz.
10:04
And that's because we think we have to be successful,
242
604260
2524
Ama sorun şu ki beynimiz bunun tersi şekilde işliyor.
10:06
then we'll be happier.
243
606808
1124
10:07
But our brains work in the opposite order.
244
607956
2075
Günümüzde birinin pozitiflik seviyesini yükselttiğinizde,
10:10
If you can raise somebody's level of positivity in the present,
245
610055
2977
beyinleri şu an mutluluk avantajı dediğimiz şeyi tecrübe eder,
10:13
then their brain experiences what we now call a happiness advantage,
246
613056
3240
beyniniz pozitif durumdayken
negatif, nötr ya da stresli olduğu
10:16
which is your brain at positive performs significantly better
247
616320
2914
zamankinden çok daha iyi çalışır.
10:19
than at negative, neutral or stressed.
248
619258
1868
Kavrama yetiniz gelişir, yaratıcılığınız gelişir, enerji seviyeniz yükselir.
10:21
Your intelligence rises, your creativity rises, your energy levels rise.
249
621150
3430
Aslında, bulgularımıza göre
10:24
In fact, we've found that every single business outcome improves.
250
624604
3171
her bir ticari ürün gelişim gösteriyor.
Pozitif olan beyniniz negatif, nötr ya da stresli olana
10:27
Your brain at positive is 31% more productive
251
627799
2129
oranla yüzde 31 daha üretkendir.
10:29
than your brain at negative, neutral or stressed.
252
629952
2310
Satışlarınızda yüzde 37 daha başarılı olursunuz.
10:32
You're 37% better at sales.
253
632286
1376
10:33
Doctors are 19 percent faster, more accurate
254
633686
2096
Doktorlar negatif, nötr ya da stresli olmak yerine
10:35
at coming up with the correct diagnosis
255
635806
1930
pozitifken doğru teşhis koymada
10:37
when positive instead of negative, neutral or stressed.
256
637760
2676
yüzde 19 daha hızı ve isabetli oluyorlar.
Bu da formülü tersine çevirebileceğimiz anlamına geliyor.
10:40
Which means we can reverse the formula.
257
640460
1876
Eğer günümüzde pozitif olmanın bir yolunu bulabilirsek,
10:42
If we can find a way of becoming positive in the present,
258
642360
2776
beynimiz çok daha başarılı bir şekilde çalışır
10:45
then our brains work even more successfully
259
645160
2048
ve daha fazla, daha hızlı ve daha akıllıca çalışabiliriz.
10:47
as we're able to work harder, faster and more intelligently.
260
647232
2904
Beynimizin gerçek kapasitesini görmeye başlamak için
10:50
We need to be able to reverse this formula
261
650160
2076
10:52
so we can start to see what our brains are actually capable of.
262
652260
2976
yapabilmemiz gereken şey bu formülü tersine çevirmek.
Çünkü pozitif olduğunuzda sisteminizde salgılanan dopaminin
10:55
Because dopamine, which floods into your system when you're positive,
263
655260
3276
iki işlevi var.
10:58
has two functions.
264
658560
1064
Bu sizi daha mutlu etmekle kalmıyor,
10:59
Not only does it make you happier,
265
659648
1977
aynı zamanda dünyaya farklı bir şekilde adapte olmanızı
11:01
it turns on all of the learning centers in your brain
266
661649
2577
sağlayan beyninizdeki öğrenme merkezlerini harekete geçiriyor.
11:04
allowing you to adapt to the world in a different way.
267
664250
2577
Bulgularımıza göre daha pozitif olabilmek için beyninizi
11:06
We've found there are ways that you can train your brain
268
666851
2677
eğitmenin yolları var.
11:09
to be able to become more positive.
269
669552
1677
Art arda 21 gün boyunca yapılan iki dakikalık bir süre içinde
11:11
In just a two-minute span of time done for 21 days in a row,
270
671253
2970
beyninizin gerçekten daha iyimser
11:14
we can actually rewire your brain,
271
674247
1677
ve daha başarılı bir şekilde
11:15
allowing your brain to actually work more optimistically and more successfully.
272
675948
3877
çalışmasını sağlayabiliyoruz.
Bu şeyleri çalıştığım her bir şirketteki
11:19
We've done these things in research now
273
679849
1877
araştırmalarda yaptık,
11:21
in every company that I've worked with,
274
681750
1977
art arda 21 gün boyunca minnettar oldukları üç şeyi yazmalarını
11:23
getting them to write down three new things that they're grateful for
275
683751
3277
istedik, her gün yeni üç şey.
Ve bunun sonunda,
11:27
for 21 days in a row, three new things each day.
276
687052
2287
beyinleri dünyayı negatif yerine
11:29
And at the end of that,
277
689363
1167
11:30
their brain starts to retain a pattern
278
690554
1877
pozitif bir şekilde görmelerini sağlayan bir yöntem geliştiriyor.
11:32
of scanning the world not for the negative, but for the positive first.
279
692455
3477
Geçen 24 saat boyunca başınıza gelen bir tane pozitif olayı kayda geçirmek
11:35
Journaling about one positive experience you've had over the past 24 hours
280
695956
3577
beyninizin onu tekrar yaşamasını sağlıyor.
Alıştırma beyninize davranış sorunlarını öğretiyor.
11:39
allows your brain to relive it.
281
699557
1559
Bulduğumuza göre, meditasyon beyninizin
11:41
Exercise teaches your brain that your behavior matters.
282
701140
2657
aynı anda birden fazla iş yapmaya çalışarak yarattığımız
11:43
We find that meditation allows your brain
283
703821
1977
11:45
to get over the cultural ADHD that we've been creating
284
705822
2577
kültürel dikkat eksikliği, hiperaktivite bozukluğunun
üstesinden gelmesini ve el altındaki işe odaklanmamızı sağlıyor.
11:48
by trying to do multiple tasks at once
285
708423
1877
11:50
and allows our brains to focus on the task at hand.
286
710324
2477
Ve sonunda, rastgele yapılan nezaketler bilinçli nezaketlerdir.
11:52
And finally, random acts of kindness are conscious acts of kindness.
287
712825
3277
İnsanlara, gelen kutularını açtıklarında,
sosyal destek ağlarındaki
11:56
We get people, when they open up their inbox,
288
716126
2144
birine teşekkür ya da iltifat eden bir pozitif eposta yazdırıyoruz.
11:58
to write one positive email
289
718294
1310
Ve bu aktiviteleri yaparak
11:59
praising or thanking somebody in their support network.
290
719628
2677
ve beynimizi vücutlarımızı çalıştırdığımız gibi çalıştırarak,
12:02
And by doing these activities
291
722329
1477
mutluluk ve başarı formülünü tersine çevirebileceğimizi keşfettik,
12:03
and by training your brain just like we train our bodies,
292
723830
2677
ve bunu yaparak, iyimserlik dalgaları yaratmakla kalmıyoruz,
12:06
what we've found is we can reverse the formula for happiness and success,
293
726531
3477
aynı zamanda gerçek bir devrim yaratıyoruz.
12:10
and in doing so, not only create ripples of positivity,
294
730032
2703
Çok teşekkür ederim.
12:12
but a real revolution.
295
732759
1077
(Alkış)
12:13
Thank you very much.
296
733860
1076
12:14
(Applause)
297
734960
1000
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7