How to Speak So That People Want to Listen | Julian Treasure | TED

Julian Treasure: Nasıl konuşalım ki insanlar bizi dinlemek istesin

43,251,438 views

2014-06-27 ・ TED


New videos

How to Speak So That People Want to Listen | Julian Treasure | TED

Julian Treasure: Nasıl konuşalım ki insanlar bizi dinlemek istesin

43,251,438 views ・ 2014-06-27

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: ilker gül Gözden geçirme: Ali Maralcan
00:13
The human voice:
0
13960
2086
İnsan sesi:
00:16
It's the instrument we all play.
1
16070
1564
Hepimizin çaldığı bir enstrüman.
Muhtemelen dünyadaki en kuvvetli ses.
00:18
It's the most powerful sound in the world, probably.
2
18610
2459
Aynı zamanda savaş başlatabilen
00:21
It's the only one that can start a war or say "I love you."
3
21093
2823
veya "Seni seviyorum" diyebilen tek ses.
00:23
And yet many people have the experience
4
23940
1858
Ama bir çok insan konuştukları zaman insanların
00:25
that when they speak, people don't listen to them.
5
25822
2364
onları dinlemediğini tecrube etmiştir.
00:28
And why is that?
6
28210
1112
Peki bu neden?
00:29
How can we speak powerfully to make change in the world?
7
29346
3766
Nasıl dünyayı değiştirecek
güçte konuşabiliriz?
00:33
What I'd like to suggest,
8
33485
1312
Size önereceğim şey, değiştirmemiz gereken
00:34
there are a number of habits that we need to move away from.
9
34821
2845
birkaç alışkanlığın olduğu.
Sizin için, konuşmanın
00:37
I've assembled for your pleasure here seven deadly sins of speaking.
10
37690
3730
yedi ölümcül günahını getirdim.
00:41
I'm not pretending this is an exhaustive list,
11
41444
2408
Ayrıntılı bir listeymiş gibi davranmayacağım
00:43
but these seven, I think, are pretty large habits that we can all fall into.
12
43876
5232
ama bu yedisi, bence hepimizin
içine düşebileceği alışkanlıklar.
00:49
First, gossip.
13
49132
2007
İlk olarak, dedikodu,
00:51
Speaking ill of somebody who's not present.
14
51989
2108
orada olmayan biri hakkında kötü konuşmak.
00:54
Not a nice habit, and we know perfectly well
15
54700
2096
İyi bir alışkanlık değil ve gayet iyi biliyoruz ki...
00:56
the person gossiping, five minutes later, will be gossiping about us.
16
56820
3880
bizle dedikodu yapan kişi beş dakika sonra
bizim hakkımızda dedikodu yapacak.
01:01
Second, judging.
17
61771
1720
İkincisi yargılamak.
01:03
We know people who are like this in conversation,
18
63515
2384
Bu konuşmadaki gibi insanlar biliyoruz
01:05
and it's very hard to listen to somebody
19
65923
1932
ve eğer yargılandığınızı düşünüyorsanız
01:07
if you know that you're being judged and found wanting at the same time.
20
67879
4126
ve aynı anda suçlu bulunuyorsanız
birini dinlemek çok zordur.
01:12
Third, negativity.
21
72029
1876
Üçüncüsü, olumsuzluk.
Buna düşebilirsiniz.
01:14
You can fall into this.
22
74447
1288
01:15
My mother, in the last years of her life, became very negative,
23
75759
3037
Annem hayatının son 3 senesinde
çok ama çok olumsuz olmuştu ve dinlemesi çok zordu.
01:18
and it's hard to listen.
24
78820
1322
Bir gün ona şöyle dediğimi hatırlıyorum,
01:20
I remember one day, I said to her, "It's October 1 today,"
25
80166
2733
"Bugün 1 Kasım."
01:22
and she said, "I know, isn't it dreadful?"
26
82923
2093
ve o da dedi ki, "Evet biliyorum, çok korkunç değil mi?"
01:25
(Laughter)
27
85040
2198
(Gülüşmeler)
01:27
It's hard to listen when somebody's that negative.
28
87262
2349
Birisi böylesine olumsuzsa onu dinlemek zordur.
01:29
(Laughter)
29
89635
1272
01:30
And another form of negativity, complaining.
30
90931
2520
Ve olumsuzluğun bir başka türü, şikayet etmek.
01:33
Well, this is the national art of the U.K.
31
93475
4043
Pekala, bu Birleşik Krallığın ulusal sanatı.
01:37
It's our national sport.
32
97542
1411
Bizim ulusal sporumuz. Hava hakkında şikayet ederiz,
01:38
We complain about the weather, sport, about politics, about everything,
33
98977
3434
spor hakkında şikayet ederiz, politika hakkında, her şey hakkında.
01:42
but actually, complaining is viral misery.
34
102435
2096
aslında şikayet etmek bulaşıcı bir ızdırap.
01:44
It's not spreading sunshine and lightness in the world.
35
104555
2632
Işık saçan bir güneş değil ve dünyaya hafiflik vermiyor.
01:48
Excuses.
36
108292
1732
Mazeretler. Hepimiz bu arkadaşla tanışmışızdır.
01:50
We've all met this guy.
37
110048
1324
01:51
Maybe we've all been this guy.
38
111396
1576
Belki hepimiz bu adam olduk.
01:52
Some people have a blamethrower.
39
112996
2470
Bazı insanların alev saçan kuleleri var.
01:55
They just pass it on to everybody else
40
115490
2204
Onlar bunu diğer herkese paslarlar
01:57
and don't take responsibility for their actions,
41
117718
2304
ve hareketleri için sorumluluk almazlar
ve yine böyle insanları dinlemek zordur.
02:00
and again, hard to listen to somebody who is being like that.
42
120046
2912
02:02
Penultimate, the sixth of the seven,
43
122982
1798
Sondan bir önceki, yedinin altıncısı,
02:04
embroidery, exaggeration.
44
124804
3382
uydurmak, abartma.
02:08
It demeans our language, actually, sometimes.
45
128210
2404
Aslında bunlar bazen dilimizin şeytanlarıdır.
02:10
For example, if I see something that really is awesome,
46
130638
3268
Örneğin, eğer gerçekten
harika bir şey görürsem,
02:13
what do I call it?
47
133930
1266
onu nasıl anlatırım?
02:15
(Laughter)
48
135220
2596
(Gülüşmeler)
02:17
And then, of course, this exaggeration becomes lying,
49
137840
3436
Sonra tabii ki de abartma yalana dönüşüyor
ve bize yalan söylediğini bildiğimiz
02:21
and we don't want to listen to people we know are lying to us.
50
141300
2999
birini dinlemek istemeyiz.
02:24
And finally, dogmatism.
51
144323
2240
Ve son olarak dogmalar,
02:27
The confusion of facts with opinions.
52
147688
3611
fikirlerin gerçekler ile karıştırılması.
02:31
When those two things get conflated,
53
151323
1915
Bu iki taraf birleştiği zaman,
02:33
you're listening into the wind.
54
153262
1477
rüzgarın sesini dinliyorsunuz demektir.
02:34
You know, somebody is bombarding you with their opinions as if they were true.
55
154763
3667
Bilirsiniz biri sizi fikirleri ile bombalıyor, sanki onlar doğruymuş gibi.
Bunu dinlemek zordur.
02:38
It's difficult to listen to that.
56
158454
2069
02:40
So here they are, seven deadly sins of speaking.
57
160547
3017
İşte buradalar, konuşmanın yedi ölümcül günahı.
02:43
These are things I think we need to avoid.
58
163588
2409
Bunlar sanırım uzak durmamız gereken şeyler.
02:46
But is there a positive way to think about this?
59
166021
2845
Ama bunun hakkında olumlu düşünmenin bir yolu var mı?
02:48
Yes, there is.
60
168890
1259
Evet. var.
02:50
I'd like to suggest that there are four really powerful cornerstones, foundations,
61
170458
5492
Size şu çok güçlü 4 köşe taşını,
temeli önermek istiyorum ki
02:55
that we can stand on if we want our speech
62
175974
2422
eğer dünyayı değişterecek güçte bir
02:58
to be powerful and to make change in the world.
63
178420
3211
konuşma yapabilmek istiyorsak bunların üzerinde durabiliiz.
Şansa bakın ki, bunlar şu kelime ile telafuz ediliyor.
03:02
Fortunately, these things spell a word.
64
182288
2211
03:04
The word is "hail," and it has a great definition as well.
65
184523
3072
Kelime "selam"(hail) ve tam olarak doğru tanımlama.
03:07
I'm not talking about the stuff that falls from the sky
66
187619
2644
Gökten düşüp kafanıza çarpan şeylerden
bahsetmiyorum. (hail dolu anlamına da gelir)
03:10
and hits you on the head.
67
190287
1264
Ben sıcak coşkulu heyecanlı
03:11
I'm talking about this definition,
68
191575
1620
bir selamlamadan bahsediyorum ki
03:13
to greet or acclaim enthusiastically,
69
193219
1797
eğer bu dört temel üzerinde durursanız
03:15
which is how I think our words will be received
70
195040
2243
03:17
if we stand on these four things.
71
197307
1572
söylediğimiz sözcükler anlaşılacaktır.
03:18
So what do they stand for?
72
198903
1498
Pekala neye dayanıyorlar?
03:20
See if you can guess.
73
200425
1376
Tahmin edip edemeyeceğinizi görelim.
H, Honesty - dürüstlük, tabi ki,
03:22
The H, honesty, of course,
74
202320
2939
03:25
being true in what you say, being straight and clear.
75
205283
2947
dediklerinizin doğru, açık ve net olması.
03:28
The A is authenticity, just being yourself.
76
208254
4017
A, Authenticity - özgünlük, sadece kendiniz olmak.
03:32
A friend of mine described it as standing in your own truth,
77
212295
3186
Bir arkadaşım bunu kendi doğrularına
dayanmak olarak tarif ediyor,
03:35
which I think is a lovely way to put it.
78
215505
1914
ki bence oldukça hoş bir tanım.
03:37
The I is integrity, being your word,
79
217443
2612
I, Integrity - doğruluk, sözünün eri olmak,
03:40
actually doing what you say,
80
220079
1764
dediğini yapmak,
03:41
and being somebody people can trust.
81
221867
1830
ve insanların güvenebileceği bir insan olmak.
Ve L, Love - sevgi.
03:44
And the L is love.
82
224358
1997
03:47
I don't mean romantic love,
83
227130
2097
romantik sevgiyi, aşkı kast etmiyorum
03:49
but I do mean wishing people well, for two reasons.
84
229251
3385
insanların iyi olmalarını temenni eden sevgiden bahsediyorum. İki sebeple...
03:52
First of all, I think absolute honesty may not be what we want.
85
232660
3390
İlk olarak, sanırım dürüstlük
tam olarak istediğimiz şey olmayabilir.
03:56
I mean, my goodness, you look ugly this morning.
86
236074
2565
Demek istediğim, Tanrım, bu sabah çok çirkin güzüküyorsun.
03:58
Perhaps that's not necessary.
87
238663
3334
Belki bu gerekli değildir.
04:02
Tempered with love, of course, honesty is a great thing.
88
242021
3334
Sevgi ile karışan dürüstlük tabi ki harika bir şey.
04:05
But also, if you're really wishing somebody well,
89
245379
3071
Ama tabi ki, birinin gerçekten iyi olmasını istiyorsanız,
04:08
it's very hard to judge them at the same time.
90
248474
2613
onu yargılamak da o kadar zorlaşır.
04:11
I'm not even sure you can do those two things simultaneously.
91
251111
3562
Bu ikisini aynı anda yapabileceğinizden
emin değilim.
04:15
So hail.
92
255310
1576
Öyleyse, selam (hail).
04:16
Also, now that's what you say,
93
256910
1733
Şimdi söyledğiniz şey de bu,
04:18
and it's like the old song, it is what you say,
94
258667
2244
ve eski bir şarkı gibi, bu hem söylediğiniz şey,
04:20
it's also the way that you say it.
95
260935
1679
aynı zamanda söyleme şekliniz.
04:22
You have an amazing toolbox.
96
262638
1748
Harika bir alet çantanız var.
04:24
This instrument is incredible,
97
264410
1836
Bu enstrüman inanılmaz
04:26
and yet this is a toolbox that very few people have ever opened.
98
266270
3516
ama alet çantasını şimdiye kadar çok az insan açtı.
04:29
I'd like to have a little rummage in there with you now
99
269810
2597
Burada sizinle beraber ufak bir araştırma
yapmak istiyorum, bir kaç aleti çantadan çıkarırsak
04:32
and just pull a few tools out
100
272431
1400
04:33
that you might like to take away and play with,
101
273855
2239
belki onlarla oynayarak
konuşmanızın gücünü artırabilirsiniz.
04:36
which will increase the power of your speaking.
102
276118
2300
04:38
Register, for example.
103
278442
1520
Ses perdesi, örneğin.
04:39
Now, falsetto register may not be very useful most of the time,
104
279986
4170
Şimdi falseto (tiz erkek sesi) çoğu zaman pek kullanışlı olmayabilir,
04:44
but there's a register in between.
105
284180
2030
ama aralarında bir ses perdesi var.
04:46
I'm not going to get very technical about this
106
286234
2161
Sizin gibi ses koçlarına işin
bu kadar tekniğine girmeyeceğim.
04:48
for any of you who are voice coaches.
107
288419
1762
Ancak sesinizi yönetebilirsiniz.
04:50
You can locate your voice, however.
108
290205
1713
04:51
So if I talk up here in my nose, you can hear the difference.
109
291942
2858
Eğer buradan burnumdan konuşursam farkı duyabilirsiniz.
gırtlağıma doğru inersem,
04:54
If I go down here in my throat,
110
294824
1484
ki çoğu zaman çoğumuz böyle konuşuruz.
04:56
which is where most of us speak from most of the time.
111
296332
2629
04:58
But if you want weight,
112
298985
1633
Ama eğer ağırlık istiyorsanız,
05:00
you need to go down here to the chest.
113
300642
2454
Aşağı göğsünüze inmeniz gerek.
05:03
You hear the difference?
114
303120
1586
Farkı duydunuz mu?
05:04
We vote for politicians with lower voices, it's true,
115
304730
4016
Biz düşük sesli politikacılara oy atarız, bu doğru,
05:08
because we associate depth with power
116
308770
2944
çünkü derinliği güç ve otorite
05:11
and with authority.
117
311738
1762
ile bağdaştırırız.
05:14
That's register.
118
314445
1367
Ses perdesi bu.
05:16
Then we have timbre.
119
316134
1343
Sonra tını var.
05:17
It's the way your voice feels.
120
317501
1745
Bu, sesinizin nasıl hissetiği demek.
05:19
Again, the research shows
121
319270
1332
Tekrardan araştırmalar gösteriyor ki
05:20
that we prefer voices which are rich, smooth, warm,
122
320626
3774
bizler zengin, yumuşak, sıcak çikolata gibi olan sesleri tercih ederiz.
05:24
like hot chocolate.
123
324424
1486
05:26
Well if that's not you, that's not the end of the world,
124
326635
3264
Eğer bu sizde yoksa, dünyanın sonu değil,
05:29
because you can train.
125
329923
1418
çünkü kendinizi eğitebilirsiniz.
05:31
Go and get a voice coach.
126
331365
1220
Gidin ve bir ses koçu edinin.
05:32
And there are amazing things you can do
127
332609
1858
Ve sesinizle tavırlarınızla ve egzersizlerle
05:34
with breathing, with posture, and with exercises
128
334491
2406
ses tınınızı geliştirmek için inanılmaz
05:36
to improve the timbre of your voice.
129
336921
2490
sesler yapabilirsiniz.
05:39
Then prosody. I love prosody.
130
339435
1768
Sonra ölçü. Ölçüyü severim.
05:41
This is the sing-song, the meta-language
131
341227
2152
Bu sefer ki şarkı söylemek,
05:43
that we use in order to impart meaning.
132
343403
2050
anlam vermek amacıyla kullandığımız meta-dil.
05:45
It's root one for meaning in conversation.
133
345477
2814
Konuşmalarda anlamanın köküdür.
05:48
People who speak all on one note are really quite hard to listen to
134
348315
4056
Hep tek notada konuşan insanları
dinlemek gerçekten oldukça zordur
05:52
if they don't have any prosody at all.
135
352395
2192
hele bir de ölçüler-vezinleri yoksa.
05:54
That's where the word "monotonic" comes from,
136
354611
2951
Bu dünyanın monotonluğuna sebebiyet veren şey,
05:57
or monotonous, monotone.
137
357586
1937
veya sıradanlık, tekdüzelik.
06:00
Also, we have repetitive prosody now coming in,
138
360306
3273
Aynı zamanda sonunda soru varmış gibi biten
06:03
where every sentence ends as if it were a question
139
363603
2696
fakat soru olmayan cümleler
06:06
when it's actually not a question, it's a statement?
140
366323
2477
tekrarlayan ölçünün geldiği yerler.
06:08
(Laughter)
141
368824
2306
(Gülüşmeler)
06:11
And if you repeat that one,
142
371154
1562
Eğer aynı şeyi tekrar ve tekrar söylüyorsanız
06:12
it's actually restricting your ability to communicate through prosody,
143
372740
3344
aslında iletişim kurma yeteneğinizi
ölçü kaybı sebebiyle sınırlıyorsunuz
ki bence bu utanç verici,
06:16
which I think is a shame,
144
376108
1862
06:17
so let's try and break that habit.
145
377994
1985
öyle ise hadi bu alışkanlığı kıralım.
Hız. Böyle gerçekten gerçekten hızlı bir şey söyleyerek
06:21
Pace.
146
381315
1079
06:22
I can get very excited by saying something really quickly,
147
382418
2761
çok çok heyecanlanıyorum.
veya yavaş yavaş altlarını çizip vurgulayıp
06:25
or I can slow right down to emphasize,
148
385203
3352
06:28
and at the end of that, of course, is our old friend silence.
149
388579
3616
ve sonunda bu eski dostumuzla da sonlandırabilirim
sessizlik.
06:34
There's nothing wrong with a bit of silence in a talk, is there?
150
394555
3140
Konuşmada bir parça sesliğin olmasında bir
sıkıntı yok, değil mi?
06:38
We don't have to fill it with ums and ahs.
151
398561
2439
Hımm ve ummlarla bu boşlukları doldurmak zorunda değiliz.
06:41
It can be very powerful.
152
401833
1230
Gerçekten güçlü olabilir.
06:43
Of course, pitch often goes along with pace
153
403823
2304
Tabi ki, derecelendirme çoğunlukla uyarılmayı belirtmek için
06:46
to indicate arousal, but you can do it just with pitch.
154
406151
2620
hızla birlikte gider ama bunu sadece derecelendirme ile yapabilirsiniz.
06:48
Where did you leave my keys?
155
408795
1564
Anahtarlarımı nereye bıraktın?
06:50
(Higher pitch) Where did you leave my keys?
156
410383
2080
Anahtarlarımı nereye bıraktın?
06:52
So, slightly different meaning in those two deliveries.
157
412487
3645
Bu iki söyleyiş
birbirinden biraz farklı algılanır.
06:56
And finally, volume.
158
416156
2222
Ve son olarak, ses.
06:58
(Loud) I can get really excited by using volume.
159
418402
3377
Sesin şiddetiyle gerçekten heyecanlanabilirim.
07:01
Sorry about that, if I startled anybody.
160
421803
2153
Eğer şaşırttıysam affedersiniz.
07:03
Or, I can have you really pay attention by getting very quiet.
161
423980
3523
Veya, sessizleşerek
gerçekten dikkatinizi çekebilirim.
07:08
Some people broadcast the whole time.
162
428707
1796
Bazı insanlar her zaman bangır bangır.
07:10
Try not to do that.
163
430527
1349
Bunu yapmamaya çalışsın.
07:11
That's called sodcasting,
164
431900
1828
Buna hoparlörden yayın deniyor,
07:13
(Laughter)
165
433752
1669
07:15
Imposing your sound on people around you carelessly and inconsiderately.
166
435445
4544
sesinizi düşüncesizce ve dikkatsizce çevredeki
insanlara empoze etmek. Hoş değil.
07:20
Not nice.
167
440013
1078
Tabi ki, çoğunlukla bunları uygulamaya koyacağımız zamanlar
07:21
Of course, where this all comes into play most of all
168
441115
2532
07:23
is when you've got something really important to do.
169
443671
2504
gerçekten önemli bir şeyler olduğu zamanlardır.
Belki bunun gibi sahneye çıkmak
07:26
It might be standing on a stage like this and giving a talk to people.
170
446199
3428
ve insanlara konuşma yapmak olabilir.
07:29
It might be proposing marriage,
171
449651
1864
Belki evlilik teklifi,
07:31
asking for a raise, a wedding speech.
172
451539
3130
zam istemek, düğün konuşması.
07:34
Whatever it is, if it's really important,
173
454693
1982
Her ne olursa olsun, eğer gerçekten önemli ise
07:36
you owe it to yourself to look at this toolbox
174
456699
3749
sahip olduğunuz bu alet çantasına bakmalısınız
07:40
and the engine that it's going to work on,
175
460472
2013
ve üzerinde çalışacağı motora,
07:42
and no engine works well without being warmed up.
176
462509
3071
ancak hiç bir motor ısınmadan verimli bir şekilde çalışamaz.
07:45
Warm up your voice.
177
465604
1469
Sesinizi ısıtın.
07:47
Actually, let me show you how to do that.
178
467482
2051
Aslına bakarsanız, hadi size bunun nasıl olduğunu göstereyim.
07:49
Would you all like to stand up for a moment?
179
469557
2955
Bir dakika için ayağa kalkar mısınız?
07:52
I'm going to show you
180
472536
1131
Size her konuşmamadan önce yaptığım
07:53
the six vocal warm-up exercises that I do before every talk I ever do.
181
473691
5210
altı ses egzersizi göstereceğim.
07:58
Any time you're going to talk to anybody important, do these.
182
478925
2910
Ne zaman önemli biriyle konuşacak olursanız bunları yapın.
08:01
First, arms up, deep breath in,
183
481859
2779
Önce, kollar yukarı, derin nefes alın
08:04
and sigh out, ahhhhh, like that.
184
484662
3078
ve dışarı bırakın, ahhhh, işte böyle.
08:07
One more time.
185
487764
1604
Bir kez daha.
08:09
Ahhhh, very good.
186
489392
2974
Ahhhh, çok güzel.
08:12
Now we're going to warm up our lips,
187
492390
1718
Şimdi dudaklarımızı ısındıracağız
08:14
and we're going to go Ba, Ba, Ba, Ba,
188
494132
2328
ve ba, ba, ba, ba, ba diyeceğiz,
08:16
Ba, Ba, Ba, Ba. Very good.
189
496484
2928
ba, ba, ba, ba. Çok güzel.
08:19
And now, brrrrrrrrrr,
190
499436
3416
Ve şimdi, brrrrrrrr,
08:22
just like when you were a kid.
191
502876
1526
aynı çocukken yaptığınız gibi.
08:24
Brrrr. Now your lips should be coming alive.
192
504426
2403
Brrr. Şimdi dudaklarımız canlanıyor olmalı.
08:26
We're going to do the tongue next
193
506853
1651
Sırada dilimizi abartılı bir şekilde
08:28
with exaggerated la, la, la, la, la, la, la, la, la.
194
508528
4298
la, la, la, la, la, la, la, la, la.
08:32
Beautiful. You're getting really good at this.
195
512850
2191
Güzel. Bunda gerçekten iyi gidiyorsunuz.
Ve sonra, yuvarlayarak R. Rrrrr.
08:35
And then, roll an R. Rrrrrrr.
196
515065
2866
08:37
That's like champagne for the tongue.
197
517955
2192
Bu diliniz için bir şampanya gibi.
08:40
Finally, and if I can only do one,
198
520171
2296
Son olarak eğer bir tane yapabilirsem,
08:42
the pros call this the siren.
199
522491
1783
profesyoneller buna siren diyor.
08:44
It's really good. It starts with "we" and goes to "aw."
200
524298
2620
Oldukça yararlıdır. "Vi" sesiyle başlıyor ve "av" ile devam ediyor.
08:46
The "we" is high, the "aw" is low.
201
526942
1620
Yükselirken "vi" ve inişte "av".
Öyle ise yapıyoruz, viiiiiiaavvvvv, viiiiiiaavvv.
08:48
So you go, weeeaawww, weeeaawww.
202
528586
6096
08:54
Fantastic. Give yourselves a round of applause.
203
534706
2239
Harika. Kendinize bir alkış yapın.
08:56
Take a seat, thank you.
204
536969
1245
Teşekkür ederim, oturun. (Alkışlar)
08:58
(Applause)
205
538238
1450
08:59
Next time you speak, do those in advance.
206
539712
2600
Bir dahaki sefere konuşacağınız zaman, önce bunları yapın.
09:02
Now let me just put this in context to close.
207
542336
2616
Şimdi bu konuda biraz daha derinleşmeme izin verin.
09:04
This is a serious point here.
208
544976
2272
Burası ciddi bir nokta.
09:07
This is where we are now, right?
209
547272
1807
Şu an geldiğimiz nokta bu değil mi?
09:09
We speak not very well
210
549103
1641
Kötü akustiğe sahip ve gürültülü yerlerde
09:10
to people who simply aren't listening
211
550768
1844
bizi özünde dinlemeyen insanlarla
09:12
in an environment that's all about noise and bad acoustics.
212
552636
2895
iyi konuşamayız.
09:15
I have talked about that on this stage in different phases.
213
555555
3219
Bunun hakkında bu sahnede değişik dönemlerde
konuştum.
09:18
What would the world be like
214
558798
1610
Amacına gerçekten uygun ortamlarda,
09:20
if we were speaking powerfully
215
560432
1696
bizi bilinçli bir şekilde dinleyen insanlara
09:22
to people who were listening consciously
216
562152
2032
etkin bir biçimde konuşuyor olsaydık
09:24
in environments which were actually fit for purpose?
217
564208
3370
dünya nasıl bir yer olurdu?
09:27
Or to make that a bit larger,
218
567602
2959
Veya bunu biraz daha büyütelim,
09:30
what would the world be like
219
570585
1334
Eğer sesi bilinçli bir şekilde yaratıyor
09:31
if we were creating sound consciously
220
571943
2343
ve yine sesi bilinçli bir şekilde tüketiyor olsaydık
09:34
and consuming sound consciously
221
574310
2009
ve çevreyi tümüyle ses için
09:36
and designing all our environments
222
576343
1703
bilinçli bir şekilde tasarlasaydık dünya
nasıl bir yer olurdu?
09:38
consciously for sound?
223
578070
1453
09:39
That would be a world that does sound beautiful,
224
579547
3100
Bu, kulağa hoş gelen ve
09:42
and one where understanding would be the norm,
225
582671
3887
anlayışın bir ilke olduğu
bir dünya olurdu.
09:46
and that is an idea worth spreading.
226
586582
2649
ve işte bu yaymaya değer bir fikir.
09:49
Thank you.
227
589255
1132
Teşekkürler.
09:50
(Applause)
228
590411
1522
Teşekkürler. (Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7