The power of introverts | Susan Cain | TED

Susan Cain: İçe dönüklerin gücü

16,508,257 views ・ 2012-03-02

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Meric Aydonat Gözden geçirme: Sancak Gülgen
00:15
When I was nine years old,
0
15260
1976
Dokuz yaşındayken
00:17
I went off to summer camp for the first time.
1
17260
2143
ilk defa bir yaz kampına gittim.
00:19
And my mother packed me a suitcase full of books,
2
19427
3809
Bavulumu annem hazırladı,
doğal olarak da
00:23
which to me seemed like a perfectly natural thing to do.
3
23260
2667
içi kitaplarla doluydu.
00:25
Because in my family, reading was the primary group activity.
4
25951
4285
Çünkü benim ailemde,
okumak en önemli grup aktivitesiydi.
00:30
And this might sound antisocial to you,
5
30260
1976
Bu size asosyal gelebilir,
00:32
but for us it was really just a different way of being social.
6
32260
2976
ama gerçekten bizim için sosyal olmanın sadece farklı bir yoluydu.
00:35
You have the animal warmth of your family sitting right next to you,
7
35260
3976
Yanınızda oturan ailenizin
sıcaklığını hissetmekle birlikte,
00:39
but you are also free to go roaming around the adventureland
8
39260
2858
kendi zihninizin içindeki maceralarda
dolaşmakta özgürsünüz.
00:42
inside your own mind.
9
42142
1094
00:43
And I had this idea
10
43260
1976
Bence, kamp da
00:45
that camp was going to be just like this, but better.
11
45260
2524
tıpkı böyle olacaktı, daha bile iyi.
00:47
(Laughter)
12
47808
2428
(Gülüşmeler)
00:50
I had a vision of 10 girls sitting in a cabin
13
50260
2976
Kulübede birbirine uyumlu gecelikleriyle
00:53
cozily reading books in their matching nightgowns.
14
53260
2381
kitap okuyan 10 kız olacağını düşünmüştüm.
00:55
(Laughter)
15
55665
1571
(Gülüşmeler)
00:57
Camp was more like a keg party without any alcohol.
16
57260
2976
Ancak kamp alkolsüz bir bira partisine daha çok benziyordu.
01:00
And on the very first day,
17
60260
2976
İlk gün
01:03
our counselor gathered us all together
18
63260
1976
müdürümüz bizi bir araya getirdi
01:05
and she taught us a cheer that she said we would be doing
19
65260
2676
ve bir tezahürat öğretti, bunu yazın geri kalanında
01:07
every day for the rest of the summer to instill camp spirit.
20
67960
3276
kamp ruhunu hissetmek için
her gün yapacaktık.
01:11
And it went like this:
21
71260
1976
Şöyleydi:
01:13
"R-O-W-D-I-E,
22
73260
1976
"Z-O-R-B-A-H,
01:15
that's the way we spell rowdie.
23
75260
1976
zorbah, biz böyle yazarız.
01:17
Rowdie, rowdie, let's get rowdie."
24
77260
3393
Zorbah, zorbah haydi zorbah olalım."
01:20
(Laughter)
25
80677
1000
01:22
Yeah.
26
82260
1976
Evet.
01:24
So I couldn't figure out for the life of me
27
84260
2048
Niçin zorba olmamız gerektiğini
01:26
why we were supposed to be so rowdy,
28
86332
1904
ve niçin bu sözcüğü yanlış yazdığımızı
01:28
or why we had to spell this word incorrectly.
29
88260
2976
bir türlü anlayamadım.
01:31
(Laughter)
30
91260
5976
(Gülüşmeler)
01:37
But I recited a cheer. I recited a cheer along with everybody else.
31
97260
3191
Ama bu tezahüratı diğer herkesle birlikte tekrarladım.
01:40
I did my best.
32
100475
1761
Elimden gelenin en iyisini yaptım.
01:42
And I just waited for the time that I could go off and read my books.
33
102260
4079
Ve gidip kitaplarımı okuyacağım
zamanı bekledim.
01:47
But the first time that I took my book out of my suitcase,
34
107820
2800
Ancak kitaplarımı bavulumdan ilk çıkardığımda
ranzadaki en popüler kız geldi ve bana
01:50
the coolest girl in the bunk came up to me
35
110644
2016
niçin bu kadar bayık olduğumu sordu.
01:52
and she asked me, "Why are you being so mellow?" --
36
112684
2452
Bayık, tabii ki, Z-O-R-B-A-H'ın
01:55
mellow, of course, being the exact opposite
37
115160
2048
tam tersi.
01:57
of R-O-W-D-I-E.
38
117232
1204
Bunu ikinci denediğimde,
01:59
And then the second time I tried it,
39
119159
1877
müdür yüzünde endişeli bir ifadeyle yanıma geldi
02:01
the counselor came up to me with a concerned expression on her face
40
121060
3176
ve kamp ruhuyla ilgili anlattıklarını tekrarladı
02:04
and she repeated the point about camp spirit
41
124260
2096
ve hepimizin dışa dönük olmak için
02:06
and said we should all work very hard to be outgoing.
42
126380
3210
çabalamamız gerektiğini söyledi.
02:09
And so I put my books away,
43
129614
2622
Kitaplarımı
02:12
back in their suitcase,
44
132260
2976
bavuluma kaldırdım,
02:15
and I put them under my bed,
45
135260
3976
yatağımın altına koydum
02:19
and there they stayed for the rest of the summer.
46
139260
2376
ve yazın geri kalanında orada kaldılar.
02:21
And I felt kind of guilty about this.
47
141660
1776
Bunu yaptığım için biraz suçluluk hissettim.
02:23
I felt as if the books needed me somehow,
48
143460
1976
Sanki kitapların bana ihtiyacı varmış,
02:25
and they were calling out to me and I was forsaking them.
49
145460
2776
beni çağırıyorlarmış ve ben onlara ihanet ediyormuşum gibi hissettim.
02:28
But I did forsake them and I didn't open that suitcase again
50
148260
2876
Ancak gerçekten onlara ihanet ettim ve o bavulu
yaz bitip ailemin yanına
02:31
until I was back home with my family at the end of the summer.
51
151160
3076
gelene kadar açmadım.
02:34
Now, I tell you this story about summer camp.
52
154260
2976
Şimdi size yaz kampı ile ilgili bu hikayeyi anlattım.
02:37
I could have told you 50 others just like it --
53
157260
2976
Tıpkı buna benzeyen 50 hikaye daha anlatabilirim size,
02:40
all the times that I got the message
54
160260
1976
bunların hepsinde aldığım mesaj
02:42
that somehow my quiet and introverted style of being
55
162260
3976
benim sessiz ve içe dönük halim
02:46
was not necessarily the right way to go,
56
166260
1976
olması gerektiği gibi değil
02:48
that I should be trying to pass as more of an extrovert.
57
168260
2976
ve daha dışa dönük olmak için çaba göstermeliyim.
02:51
And I always sensed deep down that this was wrong
58
171260
2976
Ben içimde her zaman bunun yanlış olduğunu
02:54
and that introverts were pretty excellent just as they were.
59
174260
2858
ve içe dönüklerin de oldukları gibi gayet harika insanlar olduğunu düşündüm.
Ancak bu fikrimi yıllarca inkar ettim
02:57
But for years I denied this intuition,
60
177142
2094
02:59
and so I became a Wall Street lawyer, of all things,
61
179260
2976
ve her zaman olmak istediğim yazar yerine
03:02
instead of the writer that I had always longed to be --
62
182260
2976
bir Wall Street avukatı oldum,
03:05
partly because I needed to prove to myself that I could be bold and assertive too.
63
185260
3976
bunun bir nedeni de benim de cesur ve inatçı
olabileceğimi kendime kanıtlamalıydım.
03:09
And I was always going off to crowded bars
64
189260
2077
Hep kalabalık barlara gittim
03:11
when I really would have preferred to just have a nice dinner with friends.
65
191361
3572
asıl istediğim arkadaşlarımla sakin bir akşam yemeği yemek olmasına rağmen.
03:14
And I made these self-negating choices so reflexively,
66
194957
4279
Ve hep kendimle çelişen seçimleri
refleks haline getirmiştim,
03:19
that I wasn't even aware that I was making them.
67
199260
2703
öyle ki bunları yaptığımın farkına bile varmıyordum.
03:22
Now this is what many introverts do,
68
202757
1779
Pek çok içe dönük bunu yapıyor,
03:24
and it's our loss for sure,
69
204560
1676
bu tabii ki kendi kaybımız,
03:26
but it is also our colleagues' loss
70
206260
1976
ama aynı zamanda iş arkadaşlarımızın
03:28
and our communities' loss.
71
208260
1976
ve toplumumuzun da kaybı.
03:30
And at the risk of sounding grandiose, it is the world's loss.
72
210260
2976
Çok iddialı olsa da, dünyanın kaybı.
03:33
Because when it comes to creativity and to leadership,
73
213260
2976
Çünkü iş yaratıcılığa ve liderliğe geldiğinde
03:36
we need introverts doing what they do best.
74
216260
2976
içe dönüklerin en iyi yaptıkları şeye ihtiyacımız var.
03:39
A third to a half of the population are introverts --
75
219260
2524
Nüfusun üçte biri ile yarısı arasında insan içe dönük,
03:41
a third to a half.
76
221808
1428
üçte biri ile yarısı.
03:43
So that's one out of every two or three people you know.
77
223260
2976
Yani tanıdığınız iki ya da üç insandan biri.
03:46
So even if you're an extrovert yourself,
78
226260
2976
Bu yüzden siz dışa dönük olsanız bile,
03:49
I'm talking about your coworkers
79
229260
1976
sizin iş arkadaşlarınızdan bahsediyorum,
03:51
and your spouses and your children
80
231260
1976
eşinizden, çocuklarınızda,
03:53
and the person sitting next to you right now --
81
233260
2976
yanınızda oturan kişiden bahsediyorum,
03:56
all of them subject to this bias
82
236260
1976
hepsi bu toplumumuza kazınmış
03:58
that is pretty deep and real in our society.
83
238260
2096
ön yargıyla karşı karşıya.
04:00
We all internalize it from a very early age
84
240380
2856
Hepimiz bunu genç yaşlarda
04:03
without even having a language for what we're doing.
85
243260
2976
farkında olmadan içselleştiriyoruz.
04:06
Now, to see the bias clearly,
86
246260
1976
Bu ön yargıyı açık olarak görmek için
04:08
you need to understand what introversion is.
87
248260
2976
içe dönüklüğün ne olduğunu anlamalıyız.
04:11
It's different from being shy.
88
251260
1976
Bu çekingenlikten farklı.
04:13
Shyness is about fear of social judgment.
89
253260
1976
Çekingenlik toplum tarafından yargılanmaktan korkmakla ilgili.
04:15
Introversion is more about,
90
255260
1976
İçe dönüklük daha çok
04:17
how do you respond to stimulation,
91
257260
1976
sosyal tetikleme gibi bir duruma
04:19
including social stimulation.
92
259260
1976
nasıl tepki gösterdiğinizle ilgili.
04:21
So extroverts really crave large amounts of stimulation,
93
261260
2976
Dışa dönükler bu tetiklemelerden zevk alıyorlar,
04:24
whereas introverts feel at their most alive
94
264260
2077
içe dönükler ise kendilerini
04:26
and their most switched-on and their most capable
95
266361
2376
sessiz, sakin ortamlarda en canlı, en açık
04:28
when they're in quieter, more low-key environments.
96
268761
2405
ve en yeterli hissediyorlar.
Her zaman değil -- bunlar kesin değil --
04:31
Not all the time -- these things aren't absolute --
97
271190
2429
ama çoğunlukla.
04:33
but a lot of the time.
98
273643
1193
04:34
So the key then to maximizing our talents
99
274860
4376
Öyleyse yeteneklerimizi
en yüksek kapasitede kullanmak için
04:39
is for us all to put ourselves
100
279260
1976
kendimizi en rahat olduğumuz
04:41
in the zone of stimulation that is right for us.
101
281260
2976
durumlara getirmeliyiz.
04:44
But now here's where the bias comes in.
102
284260
1976
İşte bahsettiğim ön yargı burada ortaya çıkıyor.
04:46
Our most important institutions,
103
286260
1976
En önemli kurumlarımız,
04:48
our schools and our workplaces,
104
288260
1976
okullarımız, işyerlerimiz
04:50
they are designed mostly for extroverts
105
290260
1976
hep dışa dönüklere ve onların ihtiyaç
04:52
and for extroverts' need for lots of stimulation.
106
292260
2976
duydukları bolca tetiklere göre düzenlenmiş.
04:55
And also we have this belief system right now
107
295260
3976
Ayrıca ben şuna inanıyorum,
04:59
that I call the new groupthink,
108
299260
1976
buna yeni toplu düşünme diyorum,
05:01
which holds that all creativity and all productivity
109
301260
2976
yaratıcılık ve üretkenlik garip bir
05:04
comes from a very oddly gregarious place.
110
304260
4000
sosyallikten geliyor.
05:09
So if you picture the typical classroom nowadays:
111
309260
2334
Günümüzdeki tipik bir sınıfı düşünürseniz:
05:11
When I was going to school, we sat in rows.
112
311618
3618
Ben okula giderken,
sıralarda otururduk.
05:15
We sat in rows of desks like this,
113
315260
1976
Sıra sıra dizilmiş sandalyelerde oturur
05:17
and we did most of our work pretty autonomously.
114
317260
2263
ve işimizin büyük kısmını kendi kendimize yapardık.
05:19
But nowadays, your typical classroom has pods of desks --
115
319547
3689
Ancak bugünlerde tipik bir sınıfa bakarsanız
sıraların toplu olarak dizildiğini görürsünüz,
05:23
four or five or six or seven kids all facing each other.
116
323260
2976
birbirlerine bakan dört beş altı yedi çocuk.
05:26
And kids are working in countless group assignments.
117
326260
2477
Ve çocuklar sayısız grup çalışmaları yapıyorlar.
05:28
Even in subjects like math and creative writing,
118
328761
2475
Matematik ve kompozisyon gibi
05:31
which you think would depend on solo flights of thought,
119
331260
2976
yalnız başına düşünme gerektireceğini düşündüğünüz konularda bile
05:34
kids are now expected to act as committee members.
120
334260
3976
çocukların komite üyeleri gibi davranmaları bekleniyor.
05:38
And for the kids who prefer to go off by themselves or just to work alone,
121
338260
4191
Kendi başına çalışmak isteyen
çocuklar da çoğunlukla
05:42
those kids are seen as outliers often
122
342475
1861
çıkıntı hatta daha kötüsü
05:44
or, worse, as problem cases.
123
344360
1900
problemli olarak görülüyor.
Ve öğretmenlerin büyük çoğunluğu
05:49
And the vast majority of teachers
124
349006
1876
05:50
reports believing that the ideal student is an extrovert
125
350906
2730
ideal öğrencinin içe dönük değil,
05:53
as opposed to an introvert,
126
353660
1576
dışa dönük olduğunu söylüyor,
05:55
even though introverts actually get better grades
127
355260
2334
araştırmaya göre içe dönüklerin
05:57
and are more knowledgeable,
128
357618
1618
notlarının daha iyi olmasına
05:59
according to research.
129
359260
1976
ve daha bilgili olmalarına rağmen.
06:01
(Laughter)
130
361260
1976
(Gülüşmeler)
06:03
Okay, same thing is true in our workplaces.
131
363260
2976
Aynı şey işyerlerimizde de geçerli.
06:06
Now, most of us work in open plan offices,
132
366260
2976
Çoğumuz açık planlı ofislerde çalışıyoruz,
06:09
without walls,
133
369260
1976
duvarlar yok
06:11
where we are subject to the constant noise and gaze of our coworkers.
134
371260
4286
ve sürekli olarak iş arkadaşlarımızın gürültüsüne
ve bakışlarına maruz bırakılıyoruz.
06:15
And when it comes to leadership,
135
375570
1666
Liderliğe gelince de
06:17
introverts are routinely passed over for leadership positions,
136
377260
2976
liderlik pozisyonları için içe dönükler sürekli pas geçiliyor,
daha dikkatli olmalarına ve bugünlerde işimize yarayacak bir özellik olan
06:20
even though introverts tend to be very careful,
137
380260
2216
gereğinden büyük riskler
06:22
much less likely to take outsize risks --
138
382500
1976
almaktan kaçınmalarına rağmen.
06:24
which is something we might all favor nowadays.
139
384500
2736
06:27
And interesting research by Adam Grant at the Wharton School
140
387260
2976
Wharton Okulu'ndan Adam Grant'ın yaptığı bir araştırmaya göre
06:30
has found that introverted leaders
141
390260
1976
içe dönük liderler sıklıkla
06:32
often deliver better outcomes than extroverts do,
142
392260
2334
dışa dönük liderlerden daha iyi sonuçlar alıyorlar,
06:34
because when they are managing proactive employees,
143
394618
2618
çünkü proaktif çalışanları yönetirken
06:37
they're much more likely to let those employees run with their ideas,
144
397260
3263
onların kendi fikirleriyle çalışmalarına izin veriyorlar,
06:40
whereas an extrovert can, quite unwittingly,
145
400547
2096
oysa dışa dönükler heyecana kapılıp
06:42
get so excited about things
146
402667
1569
olanları bilmeden
06:44
that they're putting their own stamp on things,
147
404260
2216
kendi düşündükleri biçinde şekillendiriyorlar
06:46
and other people's ideas might not as easily then bubble up to the surface.
148
406500
4736
ve böylece diğerlerinin fikirlerinin
gün ışığına çıkmasına engel oluyorlar.
06:51
Now in fact, some of our transformative leaders in history have been introverts.
149
411260
3776
Aslında, tarihin akışını değiştiren pek çok liderimiz içe dönüktü.
Size bazı örnekler vereceğim.
06:55
I'll give you some examples.
150
415060
1376
06:56
Eleanor Roosevelt, Rosa Parks, Gandhi --
151
416460
2776
Eleanor Roosevelt, Rosa Parks, Gandhi
06:59
all these people described themselves as quiet and soft-spoken and even shy.
152
419260
4976
bütün bu insanlar kendilerini
sessiz, yuşakdilli, hatta çekingen olarak tarif ederlerdi.
07:04
And they all took the spotlight,
153
424260
1976
Ve hepsi ilgiyi kendilerine çektiler,
07:06
even though every bone in their bodies was telling them not to.
154
426260
4000
aslında vücutları
bunu reddetse bile.
07:11
And this turns out to have a special power all its own,
155
431529
2607
Bunun kendi başına bir gücü var,
çünkü diğerleri bu insanların artık dayanamadıklarını hissedebiliyorlardı,
07:14
because people could feel that these leaders were at the helm
156
434160
2976
diğerlerine emir vermekten hoşlandıklarından,
07:17
not because they enjoyed directing others
157
437160
1976
onlara bakılmasından hoşlandıklarından değil,
07:19
and not out of the pleasure of being looked at;
158
439160
2276
başka seçenekleri kalmadığından bunu yapmışlardı,
07:21
they were there because they had no choice,
159
441460
2048
çünkü onlara göre doğru olanı yapıyorlardı.
07:23
because they were driven to do what they thought was right.
160
443532
3172
07:26
Now I think at this point it's important for me to say
161
446728
2608
Bence bunu noktada dışa dönükleri
07:29
that I actually love extroverts.
162
449360
2876
sevdiğimi söylemeliyim.
07:32
I always like to say some of my best friends are extroverts,
163
452260
2976
Sıklıkla söylerim, sevgili eşimin de dahil olduğu,
07:35
including my beloved husband.
164
455260
2000
en yakın arkadaşlarımın bir kısmı dışa dönük.
07:39
And we all fall at different points, of course,
165
459260
2239
Hepimiz tabii ki içe dönük/dışa dönük çizgisinin
07:41
along the introvert/extrovert spectrum.
166
461523
2713
başka noktalarında yer alıyoruz.
07:44
Even Carl Jung, the psychologist who first popularized these terms,
167
464260
3406
Bu terimlerin yaygınlaştıran psikolog Carl Jung bile
07:47
said that there's no such thing as a pure introvert
168
467690
2391
saf içe dönük ya da saf dışa dönük
diye bir şey yoktur demiş.
07:50
or a pure extrovert.
169
470105
1331
07:51
He said that such a man would be in a lunatic asylum,
170
471460
2524
Böyle bir insan olsaydı
tımarhanedeki bir deli olurdu demiş.
07:54
if he existed at all.
171
474008
2228
07:56
And some people fall smack in the middle of the introvert/extrovert spectrum,
172
476260
3976
Bazıları içe dönük/dışa dönük çizgisinin
tam ortasında duruyor,
08:00
and we call these people ambiverts.
173
480260
1976
biz bunlara ortaya dönükler diyoruz.
08:02
And I often think that they have the best of all worlds.
174
482260
3000
Ben hep bunların iki ucun en iyi özelliklerine sahip olduklarını düşünmüşümdür.
08:06
But many of us do recognize ourselves as one type or the other.
175
486259
2977
Ancak çoğumuz kendimizi iki uçtan birinde görürüz.
08:09
And what I'm saying is that culturally, we need a much better balance.
176
489260
3286
Bence kültürel olarak daha iyi bir dengeye ihtiyacımız var.
08:12
We need more of a yin and yang between these two types.
177
492570
3666
Bu iki tip arasında daha çok
yin yange ihtiyacımız var.
08:16
This is especially important
178
496260
1976
İş yaratıcılığa ve üretkenliğe geldiğinde
08:18
when it comes to creativity and to productivity,
179
498260
2286
bence bu özellikle önemli,
08:20
because when psychologists look at the lives of the most creative people,
180
500570
3666
çünkü psikologlar
yaratıcı insanların hayatlarına baktığında
08:24
what they find
181
504260
1976
buldukları
08:26
are people who are very good at exchanging ideas
182
506260
2286
bu insanların fikir alışverişinde ve fikirleri ileri götürmekte
08:28
and advancing ideas,
183
508570
1666
çok iyi oldukları,
08:30
but who also have a serious streak of introversion in them.
184
510260
2976
ancak ciddi derecede içe dönük oldukları.
08:33
And this is because solitude
185
513260
2229
Bunun nedeni yaratıcılığın önemli bir
08:35
is a crucial ingredient often to creativity.
186
515513
2123
bileşeninin yalnızlık olması.
08:37
So Darwin,
187
517660
1576
Darwin,
08:39
he took long walks alone in the woods
188
519260
1976
ağaçlar arasında uzun yürüyüşlere çıkardı
08:41
and emphatically turned down dinner-party invitations.
189
521260
2976
ve akşam yemeği davetlerini reddederdi.
08:44
Theodor Geisel, better known as Dr. Seuss,
190
524260
2976
Daha çok Dr. Seuss olarak bilinen Theodor Geisel,
08:47
he dreamed up many of his amazing creations
191
527260
2025
yarattığı inanılmaz şeylerin çoğunu
08:49
in a lonely bell tower office that he had
192
529309
1976
La Jolla, California'daki evinin
08:51
in the back of his house in La Jolla, California.
193
531309
2927
arkasındaki ofisinde yalnızken düşledi.
08:54
And he was actually afraid to meet the young children who read his books
194
534260
3976
Kendisi kitaplarını okuyan
küçük çocuklarla tanışmaktan çekinirdi,
08:58
for fear that they were expecting him this kind of jolly Santa Claus-like figure
195
538260
4000
çünkü çocukların onun
Noel Baba gibi neşeli birisi olduğunu beklediklerini
09:02
and would be disappointed with his more reserved persona.
196
542284
3952
ve onunla tanışınca hayal kırıklığına uğrayacaklarından korkardı.
09:06
Steve Wozniak invented the first Apple computer
197
546260
2239
Steve Wozniak ilk Apple bilgisayarını
09:08
sitting alone in his cubicle in Hewlett-Packard
198
548523
2997
o zaman çalıştığı Hawlett-Packard'daki
kabininde yalnız başına çalışırken yarattı.
09:11
where he was working at the time.
199
551544
1637
Kendisi büyürken evinden çıkmak için fazla içe dönük olmasaydı
09:13
And he says that he never would have become such an expert in the first place
200
553205
3675
şimdi olduğu gibi
09:16
had he not been too introverted to leave the house
201
556904
2432
uzmanlaşamayacağını söyler.
09:19
when he was growing up.
202
559360
1276
Şimdi söylediklerim
09:21
Now, of course,
203
561068
2168
09:23
this does not mean that we should all stop collaborating --
204
563260
2976
tabii ki ortak çalışmayı bırakmamız anlamına gelmiyor --
09:26
and case in point, is Steve Wozniak famously coming together with Steve Jobs
205
566260
3620
tam bu noktada Steve Wozniak'ın gayet ünlü bir şekilde
09:29
to start Apple Computer --
206
569904
2332
Steve Jobs'la bir araya gelip
09:32
but it does mean that solitude matters
207
572260
2976
Apple Bilgisayarları'nı kurduğunu unutmayalım --
09:35
and that for some people it is the air that they breathe.
208
575260
3976
ancak yalnızlık önemlidir
ve bazı insanlar için bir yaşam tarzı olmuştur.
09:39
And in fact, we have known for centuries about the transcendent power of solitude.
209
579260
5976
Aslında yüzyıllarca yalnızlığın
üstün gücünü bildik.
09:45
It's only recently that we've strangely begun to forget it.
210
585260
2976
Sadece son zamanlarda nedense bunu unutmaya başladık.
09:48
If you look at most of the world's major religions,
211
588260
2976
Dünyanın başlıca bütün dinlerine bakarsanız,
09:51
you will find seekers --
212
591260
1976
temelde bir arayış olduğunu görürsünüz
09:53
Moses, Jesus, Buddha, Muhammad --
213
593260
2976
Hz. Musa, Hz. İsa, Buda, Hz. Muhammet
09:56
seekers who are going off by themselves alone to the wilderness,
214
596260
3976
bunlar hep doğayla baş başa
bir arayış işinde olan,
10:00
where they then have profound epiphanies and revelations
215
600260
2676
orada yüce değerlere ve değişimlere ulaşan
10:02
that they then bring back to the rest of the community.
216
602960
2676
ve bunları içinde bulundukları toplumla paylaşan insanlar.
10:05
So, no wilderness, no revelations.
217
605660
3576
Yani doğa yoksa değişim de yok.
10:09
This is no surprise, though,
218
609260
1976
Günümüz psikoloji bilimine bakarsanız
10:11
if you look at the insights of contemporary psychology.
219
611260
2976
aslında bunun süpriz olmadığını görürsünüz.
10:14
It turns out that we can't even be in a group of people
220
614260
2976
Öyle ki, bir grup içindeyken
10:17
without instinctively mirroring, mimicking their opinions.
221
617260
2976
sürekli diğerlerinin fikirlerini taklit ediyoruz.
10:20
Even about seemingly personal and visceral things
222
620260
2334
Bu, kimden hoşlandığınız
10:22
like who you're attracted to,
223
622618
1618
gibi kişisel şeylerde bile geçerli,
10:24
you will start aping the beliefs of the people around you
224
624260
2976
farkında olmadan sürekli etrafınızdaki insanların
10:27
without even realizing that that's what you're doing.
225
627260
2524
inançlarını kabul ediyorsunuz.
10:29
And groups famously follow the opinions
226
629808
2428
Ve bilindiği gibi gruplar
10:32
of the most dominant or charismatic person in the room,
227
632260
2676
grup içindeki en baskın ya da en karizmatik kişinin fikirlerini kabul ediyor,
10:34
even though there's zero correlation
228
634960
1776
oysa ki en iyi konuşmacı olmakla
10:36
between being the best talker and having the best ideas --
229
636760
2776
en iyi fikirlere sahip olmak arasında hiçbir ilişki yok.
10:39
I mean zero.
230
639560
1676
Hiçbir.
10:41
So --
231
641260
1976
Bu yüzden...
10:43
(Laughter)
232
643260
1976
(Gülüşmeler)
10:45
You might be following the person with the best ideas,
233
645260
2976
En iyi fikirlere sahip insanı takip ediyor olabilirsiniz,
10:48
but you might not.
234
648260
1976
ama olmayadabilirsiniz.
10:50
And do you really want to leave it up to chance?
235
650260
2976
Bunu gerçekten şansa bırakmak istiyor musunuz?
10:53
Much better for everybody to go off by themselves,
236
653260
2381
Kişilerin kendi başlarına,
10:55
generate their own ideas
237
655665
1571
grup dinamiklerinin verdiği kirlilikten uzakta
10:57
freed from the distortions of group dynamics,
238
657260
2143
kendi fikirlerini üretmesi
10:59
and then come together as a team
239
659427
1809
ve sonra tekrar bir takım olarak bir araya gelerek
11:01
to talk them through in a well-managed environment
240
661260
2976
bunları iyi yönetilmiş bir ortamda tartışıp
11:04
and take it from there.
241
664260
1976
oradan devam etmesi daha iyi.
11:06
Now if all this is true,
242
666260
1976
Eğer bu doğruysa,
11:08
then why are we getting it so wrong?
243
668260
2976
neden hep yanlış yapıyoruz?
11:11
Why are we setting up our schools this way, and our workplaces?
244
671260
2976
Niçin okulları ve işyerlerini bu şekilde düzenliyoruz?
Ve neden içe dönüklere bazen kendi başlarına olmak
11:14
And why are we making these introverts feel so guilty
245
674260
2524
istedikleri için kendilerini suçlu hissettiriyoruz?
11:16
about wanting to just go off by themselves some of the time?
246
676808
2928
11:19
One answer lies deep in our cultural history.
247
679760
2476
Bunun cevabı kültürel tarihimizin derinliklerinde gizli.
11:22
Western societies,
248
682260
1976
Batı uygarlıklarında,
11:24
and in particular the U.S.,
249
684260
1976
özellikle de ABD'de,
11:26
have always favored the man of action over the "man" of contemplation.
250
686260
6105
eylem adamı her zaman
düşünce adamına tercih edilir,
düşünce "adamı".
11:34
But in America's early days,
251
694260
2976
Ama Amerika'nın ilk yıllarında,
11:37
we lived in what historians call a culture of character,
252
697260
2976
tarihçilerin karakter kültürü dedikleri şekilde yaşıyorduk,
11:40
where we still, at that point, valued people
253
700260
2096
o zamanlar insanlara öz benlikleri
11:42
for their inner selves and their moral rectitude.
254
702380
2856
ve dürüstlükleri için değer veriyorduk.
11:45
And if you look at the self-help books from this era,
255
705260
2576
O zamanki kişisel gelişim kitaplarına bakarsanız da
11:47
they all had titles with things like
256
707860
1776
hep "Karakter, Dünyadaki En Önemli Şey"
11:49
"Character, the Grandest Thing in the World."
257
709660
2576
gibi başlıklara sahip olduklarını görürsünüz.
11:52
And they featured role models like Abraham Lincoln,
258
712260
2976
Abraham Lincoln gibi alçakgönüllü ve iddiasız
11:55
who was praised for being modest and unassuming.
259
715260
2286
rol modellerinden bahsederler.
11:57
Ralph Waldo Emerson called him
260
717570
1666
Ralph Waldo Emerson onun için
11:59
"A man who does not offend by superiority."
261
719260
2976
"Üstünlükle incitmeyen bir adam." derdi.
12:02
But then we hit the 20th century,
262
722260
2976
Ancak 20. yüzyıla geldiğimizde
12:05
and we entered a new culture
263
725260
1976
yeni bir kültür oluştu,
12:07
that historians call the culture of personality.
264
727260
2263
tarihçiler buna kişilik kültürü diyorlar.
12:09
What happened is we had evolved an agricultural economy
265
729547
2676
Tarım ekonomisinden büyük şirketlere
evrimleştik.
12:12
to a world of big business.
266
732247
1389
12:13
And so suddenly people are moving from small towns to the cities.
267
733660
3576
Birdenbire insanlar
kasabalardan şehirlere taşınmaya başladılar.
12:17
And instead of working alongside people they've known all their lives,
268
737260
3311
Ve kendilerini, hayatları boyunca tanıdıkları insanlarla çalışmaktan,
12:20
now they are having to prove themselves in a crowd of strangers.
269
740595
3641
etraflarını sarmalayan yabancılara
kanıtlamak zorunda buldular.
12:24
So, quite understandably,
270
744260
1976
Ve anlaşılabilir şekilde,
12:26
qualities like magnetism and charisma suddenly come to seem really important.
271
746260
3976
çekicilik ve karizma
birdenbire önem kazandı.
12:30
And sure enough, the self-help books change to meet these new needs
272
750260
3191
Tabii ki de kişisel gelişim kitapları da bu yeni ihtiyaçları
12:33
and they start to have names
273
753475
1761
karşılayacak şekilde değişmeye başladı ve
12:35
like "How to Win Friends and Influence People."
274
755260
2216
"Arkadaş Kazanmanın ve İnsanları Etkilemenin Yolları" gibi adları oldu.
12:37
And they feature as their role models really great salesmen.
275
757500
4736
Ve rol modelleri olarak
harika satıcılardan bahsetmeye başladılar.
12:42
So that's the world we're living in today.
276
762260
2000
Bugün içinde yaşadığımız dünya böyle.
12:44
That's our cultural inheritance.
277
764284
3952
Bu bizim kültürel mirasımız.
12:48
Now none of this is to say that social skills are unimportant,
278
768260
4976
Sosyal yetenekler önemli değildir
ve takım çalışmasını
12:53
and I'm also not calling for the abolishing of teamwork at all.
279
773260
4976
tamamen ortadan kaldırmalıyız
demek istemiyorum.
12:58
The same religions who send their sages off to lonely mountain tops
280
778260
3191
Yalnız başına bilgeleri dağa gönderen dinler,
13:01
also teach us love and trust.
281
781475
2761
bize aynı zamanda sevgiyi ve güveni öğütlüyorlar.
13:04
And the problems that we are facing today
282
784260
1976
Ve bilim ve ekonomi alanında
13:06
in fields like science and in economics
283
786260
1976
karşı karşıya olduğumuz bazı problemler
13:08
are so vast and so complex
284
788260
1976
o kadar geniş ve karmaşık ki
13:10
that we are going to need armies of people coming together
285
790260
2776
onları çözmek için birlikte çalışan
insan ordularına ihtiyacımız var.
13:13
to solve them working together.
286
793060
1576
13:14
But I am saying that the more freedom that we give introverts to be themselves,
287
794660
3776
Ancak benim söylediğim içe dönüklere kendileri olmaları için
ne kadar özgürlük verirsek onlar da
13:18
the more likely that they are
288
798460
1476
13:19
to come up with their own unique solutions to these problems.
289
799960
3000
bu sorunlara kendi çözümlerini o kadar üretebilirler.
13:24
So now I'd like to share with you what's in my suitcase today.
290
804260
5000
Şimdi sizinle bavulumda neler
olduğunu paylaşmak istiyorum.
13:33
Guess what?
291
813260
1976
Sizce ne?
13:35
Books.
292
815260
1976
Kitaplar.
13:37
I have a suitcase full of books.
293
817260
1976
Bir bavul dolusu kitabım var.
13:39
Here's Margaret Atwood, "Cat's Eye."
294
819260
1976
Margaret Atwood'dan "Kedi Gözü" .
13:41
Here's a novel by Milan Kundera.
295
821260
2976
Milan Kundera'dan bir roman.
13:44
And here's "The Guide for the Perplexed" by Maimonides.
296
824260
4976
Bu da Maimonides'ten
"The Guide for the Perplexed".
13:49
But these are not exactly my books.
297
829260
2976
Bunlar benim kitaplarım değiller.
13:52
I brought these books with me
298
832260
1976
Bunları yanımda getirdim
13:54
because they were written by my grandfather's favorite authors.
299
834260
3976
çünkü bunlar büyükbabamın en sevdiği yazarlar tarafından yazılmış.
13:58
My grandfather was a rabbi
300
838260
1976
Büyükbabam bir hahamdi
14:00
and he was a widower
301
840260
1976
ve bir duldu,
14:02
who lived alone in a small apartment in Brooklyn
302
842260
2976
Brooklyn'de küçük bir apartman dairesinde yalnız yaşardı.
14:05
that was my favorite place in the world when I was growing up,
303
845260
2976
Bu daire büyürken benim dünyada en sevdiğim yerdi,
14:08
partly because it was filled with his very gentle, very courtly presence
304
848260
3429
biraz onun nazik va zarif varlığıyla dolu olduğu için,
14:11
and partly because it was filled with books.
305
851713
2523
biraz da kitaplarla dolu olduğu için.
14:14
I mean literally every table, every chair in this apartment
306
854260
2976
Kelimenin tam anlamıyla söylüyorum evindeki
14:17
had yielded its original function
307
857260
1976
her masa, her sandalye asıl amaçlarını bir kenara bırakıp
14:19
to now serve as a surface for swaying stacks of books.
308
859260
2976
sallanan kitap yığınları için raf olarak kullanılıyordu.
14:22
Just like the rest of my family,
309
862260
1976
Ailemin geri kalanı gibi
14:24
my grandfather's favorite thing to do in the whole world was to read.
310
864260
3286
büyükbabamın en sevdiği şey kitap okumaktı.
14:27
But he also loved his congregation,
311
867570
2666
Cemaatini de çok severdi,
14:30
and you could feel this love in the sermons that he gave
312
870260
2976
haham olarak çalıştığı 62 yılda
14:33
every week for the 62 years that he was a rabbi.
313
873260
3976
verdiği vaazlarda bu sevgiyi hissedebilirdiniz.
14:37
He would takes the fruits of each week's reading
314
877260
2976
Her hafta okuduğu kitaplardan öğrendiklerini
14:40
and he would weave
315
880260
1312
eski insancıl hikayelerle birlikte bir halı gibi örerdi.
14:41
these intricate tapestries of ancient and humanist thought.
316
881596
2841
Birçok yerden insanlar
14:44
And people would come from all over to hear him speak.
317
884461
2638
onu dinlemeye gelirlerdi.
14:47
But here's the thing about my grandfather.
318
887963
2273
Büyükbabamla ilgili can alıcı şey şuydu.
Bu seremoni rolünün altında
14:51
Underneath this ceremonial role,
319
891327
1609
14:52
he was really modest and really introverted --
320
892960
2276
gerçekten mütevazı ve içe dönük birisiydi.
14:55
so much so that when he delivered these sermons,
321
895260
2976
O kadar ki bu vaazları verirken
14:58
he had trouble making eye contact
322
898260
1976
62 yıldır konuştuğu cemaatin
15:00
with the very same congregation that he had been speaking to for 62 years.
323
900260
4000
gözlerinin içine
bakmakta zorlanırdı.
15:04
And even away from the podium,
324
904284
1952
Podyumdan uzakta bile
15:06
when you called him to say hello,
325
906260
1976
ona merhaba dediğinizde
15:08
he would often end the conversation prematurely
326
908260
2239
sizin zamanınızı çalmaktan çekindiği için
15:10
for fear that he was taking up too much of your time.
327
910523
3713
konuşmayı fazla uzatmadan keserdi.
15:14
But when he died at the age of 94,
328
914260
2976
Ama 94 yaşında öldüğünde,
15:17
the police had to close down the streets of his neighborhood
329
917260
2976
onun için yas tutmaya gelen
15:20
to accommodate the crowd of people who came out to mourn him.
330
920260
3910
insanlar yüzünden
polis, mahallesinin sokaklarını kapatmak zorunda kaldı.
Bugünlerde büyükbabam örneğinden
15:27
And so these days I try to learn from my grandfather's example
331
927106
3030
kendimce öğrenmeye çalışıyorum.
15:30
in my own way.
332
930160
1376
15:31
So I just published a book about introversion,
333
931560
2676
Son günlerde içe dönüklükle ilgili bir kitabım basıldı,
15:34
and it took me about seven years to write.
334
934260
2000
bu kitabı yazmak yedi yılımı aldı.
15:36
And for me, that seven years was like total bliss,
335
936284
2952
Bana sorarsanız bu yedi yıl harika geçti,
15:39
because I was reading, I was writing,
336
939260
2976
çünkü okuyordum, yazıyordum,
15:42
I was thinking, I was researching.
337
942260
1976
düşünüyordum, araştırıyordum.
15:44
It was my version
338
944260
1976
Bu benim için,
15:46
of my grandfather's hours of the day alone in his library.
339
946260
2976
büyükbabamın kütüphanesinde geçirdiği zamanın eşdeğeriydi.
15:49
But now all of a sudden my job is very different,
340
949260
2976
Ancak şimdi birdenbire işim değişti,
15:52
and my job is to be out here talking about it,
341
952260
2976
artık işim çıkıp bunun hakkında konuşmak,
15:55
talking about introversion.
342
955260
2976
içe dönüklük hakkında konuşmak.
15:58
(Laughter)
343
958260
3976
(Gülüşmeler)
16:02
And that's a lot harder for me,
344
962260
1976
Bu benim için çok daha zor,
16:04
because as honored as I am to be here with all of you right now,
345
964260
3976
burada size konuşmaktan
ne kadar onur duysam da,
16:08
this is not my natural milieu.
346
968260
2976
bu benim doğal ortamım değil.
16:11
So I prepared for moments like these as best I could.
347
971260
3976
Böyle ortamlar için kendimi
elimden geldiğince hazırladım.
16:15
I spent the last year practicing public speaking
348
975260
2286
Geçtiğimiz yılı her bulduğum firsatta
16:17
every chance I could get.
349
977570
1666
topluluk önünde konuşarak geçirdim.
16:19
And I call this my "year of speaking dangerously."
350
979260
2976
Bu yıla "tehlikeli konuşma yılım" diyorum.
16:22
(Laughter)
351
982260
1976
(Gülüşmeler)
16:24
And that actually helped a lot.
352
984260
1976
Bu gerçekten yardımcı oldu.
16:26
But I'll tell you, what helps even more
353
986260
1976
Ama bundan daha yardımcı olan
16:28
is my sense, my belief, my hope that when it comes to our attitudes
354
988260
4976
benim içe dönüklüğe, sessizliğe, yalnızlığa
olan hislerim, inancım, umudum oldu
16:33
to introversion and to quiet and to solitude,
355
993260
2120
ve bana kalırsa çok köklü bir
16:35
we truly are poised on the brink on dramatic change.
356
995404
2477
değişime çok yakınız.
16:37
I mean, we are.
357
997905
1331
Gerçekten öyleyiz.
16:39
And so I am going to leave you now
358
999260
1976
Ve burada bu fikri
16:41
with three calls for action for those who share this vision.
359
1001260
3976
benimle paylaşanlara
üç ödev veriyorum.
16:45
Number one:
360
1005260
1976
Birincisi:
16:47
Stop the madness for constant group work.
361
1007260
1976
Sürekli takım çalışması çılgınlığını durdurun.
16:49
Just stop it.
362
1009260
1976
Yeter.
16:51
(Laughter)
363
1011260
2976
(Gülüşmeler)
16:54
Thank you.
364
1014260
1976
Teşekkürler.
16:56
(Applause)
365
1016260
1976
(Alkış)
16:58
And I want to be clear about what I'm saying,
366
1018260
2143
Söylediklerim açıkça anlaşılsın istiyorum,
17:00
because I deeply believe our offices
367
1020427
1809
çünkü ofislerimizin
17:02
should be encouraging casual, chatty cafe-style types of interactions --
368
1022260
3976
rastgele, kafe tarzı etkileşimleri
cesaretletlendirmesi gerektiğine inanıyorum --
17:06
you know, the kind where people come together
369
1026260
2120
bilirsiniz, insanlar öylesine bir araya gelip
17:08
and serendipitously have an exchange of ideas.
370
1028404
2191
fikir alışverişinde bulunabilmeli.
17:10
That is great.
371
1030619
1617
Bu harika.
17:12
It's great for introverts and it's great for extroverts.
372
1032260
2676
Bu içe dönüklükler ve dışa dönükler için harika.
17:14
But we need much more privacy and much more freedom
373
1034960
2429
Ancak iş yerinde daha fazla özel alana, daha fazla özgürlüğe
ve daha fazla özerkliğe ihtiyacımız var.
17:17
and much more autonomy at work.
374
1037413
1523
17:18
School, same thing.
375
1038960
1276
Okullar da aynı şekilde.
17:20
We need to be teaching kids to work together, for sure,
376
1040260
2976
Çocuklara birlikte çalışmayı tabii ki öğretmeliyiz,
17:23
but we also need to be teaching them how to work on their own.
377
1043260
2976
ancak kendi başlarına çalışmayı da öğretmeliyiz.
Bu dışa dönük çocuklar için de geçerli.
17:26
This is especially important for extroverted children too.
378
1046260
2776
Kendi başlarına çalışabilmeliler
17:29
They need to work on their own
379
1049060
1476
17:30
because that is where deep thought comes from in part.
380
1050560
2572
çünkü derin düşüncelere o şekilde ulaşabilirler.
Evet ikinci ödevim: Doğaya gidin.
17:33
Okay, number two: Go to the wilderness.
381
1053156
2080
17:35
Be like Buddha, have your own revelations.
382
1055260
2976
Buda gibi olun, kendi değişimleriniz olsun.
17:38
I'm not saying
383
1058260
1976
Hep birlikte gidelim,
17:40
that we all have to now go off and build our own cabins in the woods
384
1060260
3239
ağaçların arasında bir kulübe yapalım
17:43
and never talk to each other again,
385
1063523
2713
ve bir daha birbirimizle konuşmayalım demek istemiyorum,
17:46
but I am saying that we could all stand to unplug
386
1066260
2334
ancak söylemeye çalıştığım daha sık
17:48
and get inside our own heads a little more often.
387
1068618
4642
fişimizi çekip
kendi düşüncelerimizle başbaşa kalmalıyız.
17:54
Number three:
388
1074260
2976
Üçüncüsü:
17:57
Take a good look at what's inside your own suitcase
389
1077260
2429
Bavulunuzun içindekilere dikkatle bakın
17:59
and why you put it there.
390
1079713
1523
ve onları oraya neden koyduğunuzu düşünün.
18:01
So extroverts,
391
1081260
1976
Dışa dönükler,
18:03
maybe your suitcases are also full of books.
392
1083260
2073
belki sizin bavulunuz da kitaplarla dolu.
18:05
Or maybe they're full of champagne glasses or skydiving equipment.
393
1085357
4879
Belki de şampanya kadahleriyle
veya skydiving malzemeleriyle dolu.
18:10
Whatever it is, I hope you take these things out every chance you get
394
1090260
3976
Ne olursa olsun, bunları bulduğunuz her fırsatta dışarı çıkarın
18:14
and grace us with your energy and your joy.
395
1094260
2976
ve enerjinizi ve neşenizi bizimle paylaşın.
18:17
But introverts, you being you,
396
1097260
2976
Ancak içe dönükler, içe dönük olduğunuz için
18:20
you probably have the impulse to guard very carefully
397
1100260
2554
büyük olasılıkla bavulunuzdakileri
18:22
what's inside your own suitcase.
398
1102838
1876
dikkatle koruyorsunuz.
18:24
And that's okay.
399
1104738
1498
Bu sorun değil.
18:26
But occasionally, just occasionally,
400
1106260
1976
Ancak arada sırada
18:28
I hope you will open up your suitcases for other people to see,
401
1108260
3000
başka insanların da görmesi için bavulunuzu açmanızı umuyorum,
18:31
because the world needs you and it needs the things you carry.
402
1111284
3000
çünkü dünyanın size ve taşıdıklarınıza ihtiyacı var.
18:36
So I wish you the best of all possible journeys
403
1116260
2239
Size yolculuklarınız için en iyi dileklerimi sunuyorum
18:38
and the courage to speak softly.
404
1118523
2713
ve yumuşak dille konuşma cesareti diliyorum.
18:41
Thank you very much.
405
1121260
1976
Çok teşekkür ederim.
18:43
(Applause)
406
1123260
3976
(Alkış)
18:47
Thank you. Thank you.
407
1127260
2976
Teşekkür ederim. Teşekkür ederim.
18:50
(Applause)
408
1130260
7000
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7