A kinder, gentler philosophy of success | Alain de Botton

Alain de Botton: Daha nazik ve daha kibar bir başarı felsefesi

1,983,950 views

2009-07-28 ・ TED


New videos

A kinder, gentler philosophy of success | Alain de Botton

Alain de Botton: Daha nazik ve daha kibar bir başarı felsefesi

1,983,950 views ・ 2009-07-28

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Serap Çakıl Gözden geçirme: Ayşe Demirel
00:12
For me they normally happen, these career crises,
0
12771
2373
Benim için normaldir bu kariyer krizleri,
00:15
often, actually, on a Sunday evening,
1
15168
2547
aslında, sıklıkla bir Pazar akşamı,
00:17
just as the sun is starting to set,
2
17739
1873
tam güneş batmaya başladığında,
00:19
and the gap between my hopes for myself and the reality of my life
3
19636
4658
ve kendim için umutlarım ve hayatımın
gerçekleri arasındaki uçurum, acı verici bir şekilde
00:24
starts to diverge so painfully
4
24318
1818
00:26
that I normally end up weeping into a pillow.
5
26160
2976
artmaya başlar ki normal olarak ağlayarak noktalanır.
00:29
I'm mentioning all this --
6
29160
1505
Tüm bunları söylüyorum,
00:30
I'm mentioning all this because I think this is not merely a personal problem;
7
30689
3683
söylüyorum çünkü bunun sadece kişisel bir sorun olduğunu düşünmüyorum.
00:34
you may think I'm wrong in this,
8
34396
1536
Yanlış olduğunu düşünebilirsiniz.
00:35
but I think we live in an age when our lives are regularly punctuated
9
35956
3583
Ancak bence hayatlarımızın düzenli olarak kariyer krizleriyle
bölündüğü bir zamanda yaşıyoruz,
00:39
by career crises, by moments when what we thought we knew --
10
39563
3142
hayatımız hakkında, kariyerimiz hakkında,
00:42
about our lives, about our careers --
11
42729
1810
her şeyi bildiğimizi düşündüğümüz anlarda,
00:44
comes into contact with a threatening sort of reality.
12
44563
3429
tehdit eder türde bir gerçeklikle karşı karşıya geliriz.
00:48
It's perhaps easier now than ever before to make a good living.
13
48016
3753
Günümüzde, hiç olmadığı kadar belki de, iyi bir yaşam sürmek mümkün.
00:51
It's perhaps harder than ever before
14
51793
2343
Sakin kalmak, kariyer kaygısından uzak kalmaksa
00:54
to stay calm, to be free of career anxiety.
15
54160
2976
belki de hiç olmadığı kadar zor.
00:57
I want to look now, if I may, at some of the reasons
16
57160
3389
Şimdi, eğer yapabilirsem,
kariyerlerimizle ilgili neden
01:00
why we might be feeling anxiety about our careers.
17
60573
3563
kaygı duyduğumuzun nedenlerine bakmak istiyorum.
01:04
Why we might be victims of these career crises,
18
64160
2239
Neden bu kariyer krizlerinin kurbanları oluyoruz,
01:06
as we're weeping softly into our pillows.
19
66423
3946
sessizce yastıklarımıza gömülmüş ağlarken.
01:10
One of the reasons why we might be suffering
20
70393
2743
Neden acı çektiğimize dair nedenlerin bir tanesi
01:13
is that we are surrounded by snobs.
21
73160
2558
züppelerle çevrili oluşumuzdur.
01:15
In a way, I've got some bad news,
22
75742
2394
Şimdi, özellikle Oxford'a
01:18
particularly to anybody who's come to Oxford from abroad.
23
78160
2762
dışarıdan gelenler için bazı kötü haberlerim var.
01:20
There's a real problem with snobbery,
24
80946
1778
Züppelikle ilgili gerçek bir sorun var.
01:22
because sometimes people from outside the U.K.
25
82748
2166
Çünkü bazen Birleşik Krallık dışındaki insanlar
01:24
imagine that snobbery is a distinctively U.K. phenomenon,
26
84938
2707
züppeliğin taşra evleri ve unvanlara kafayı takan
01:27
fixated on country houses and titles.
27
87669
2467
Birleşik Krallığa özgü bir fenomen olduğunu düşünürler.
01:30
The bad news is that's not true.
28
90160
1664
Kötü haber şu ki, bu doğru değildir.
01:31
Snobbery is a global phenomenon; we are a global organization,
29
91848
2976
Züppelik küresel bir fenomendir.
01:34
this is a global phenomenon.
30
94848
1357
Küresel bir organizasyonuz. Bu küresel bir fenomen.
01:36
What is a snob?
31
96229
1635
Böyle bir şey var. Züppe nedir?
01:37
A snob is anybody who takes a small part of you,
32
97888
3309
Züppe, sizin küçük bir parçanızı alan ve
01:41
and uses that to come to a complete vision of who you are.
33
101221
3365
kim olduğunuza dair bütün bir görüşe ulaşmak için kullanan kişidir.
01:44
That is snobbery.
34
104610
1526
Bu züppeliktir.
01:46
The dominant kind of snobbery that exists nowadays is job snobbery.
35
106160
4325
Ve bugünlerde var olan
baskın türdeki züppelik, iş züppeliğidir.
01:50
You encounter it within minutes at a party, when you get asked
36
110509
3247
Bir partide dakikalar içinde karşılaşırsınız,
erken 21. yüzyılın ünlü ikonik sorusuyla
01:53
that famous iconic question of the early 21st century,
37
113780
3167
karşılaştığınız anda, 'Ne iş yaparsınız?'
01:56
"What do you do?"
38
116971
1173
01:58
According to how you answer that question,
39
118168
2001
Ve bu soruyu nasıl cevapladığınıza göre,
02:00
people are either incredibly delighted to see you,
40
120193
2334
insanlar ya sizi gördüklerine inanılmaz derecede sevinirler,
02:02
or look at their watch and make their excuses.
41
122551
2182
ya da saatlerine bakar ve özürlerini sıralarlar.
02:04
(Laughter)
42
124757
1016
(Gülüşmeler)
02:05
Now, the opposite of a snob is your mother.
43
125797
2339
Şimdi, züppeliğin karşıtı annenizdir.
02:08
(Laughter)
44
128160
1976
(Gülüşmeler)
02:10
Not necessarily your mother, or indeed mine,
45
130160
2977
İlla sizin anneniz değil, ya da aslında benimkisi de.
02:13
but, as it were, the ideal mother,
46
133161
1635
Ama olması gerektiği gibi, ideal anne.
02:14
somebody who doesn't care about your achievements.
47
134820
2348
Başarılarınızı o kadar önemsemeyen birisi.
02:17
Unfortunately, most people are not our mothers.
48
137192
2198
Ama ne yazık ki, çoğu insan annelerimiz değildir.
02:19
Most people make a strict correlation between how much time,
49
139414
2818
Çoğu insan ne kadar zaman, ya da dilerseniz, aşk, romantik aşk değil,
02:22
and if you like, love --
50
142256
1393
başka bir şey olabilir,
02:23
not romantic love, though that may be something --
51
143673
2463
ama aşk genel olarak, saygı
02:26
but love in general, respect -- they are willing to accord us,
52
146160
3295
arasında katı bir korelasyon kurarlar,
bizi, bu katı bir şekilde tanımlanacaktır,
02:29
that will be strictly defined by our position in the social hierarchy.
53
149479
3657
sosyal hiyerarşi içinde durumumuzla uzlaştırmaya isteklidirler.
02:33
And that's a lot of the reason why we care so much about our careers
54
153160
3239
Ve bu da kariyerlerimiz konusuna neden bu kadar değer verdiğimize dair nedenlerdir.
02:36
and indeed start caring so much about material goods.
55
156423
3713
Ve aslında maddi şeylere fazla değer vermemizin.
02:40
You know, we're often told that we live in very materialistic times,
56
160160
3239
Bilirsiniz, sıklıkla maddi zamanlarda yaşadığımız söylenir,
02:43
that we're all greedy people.
57
163423
1713
hepimizin açgözlü olduğu.
02:45
I don't think we are particularly materialistic.
58
165160
2286
Özellikle materyalist olduğumuzu düşünmüyorum.
02:47
I think we live in a society which has simply pegged certain emotional rewards
59
167470
4428
Bence belli duygusal ödüllerin
basitçe maddi malların edinilmesine bağlanan
02:51
to the acquisition of material goods.
60
171922
2212
bir toplumda yaşıyoruz.
02:54
It's not the material goods we want; it's the rewards we want.
61
174158
2930
İstediğimiz maddi mallar değil. İstediğimiz ödül aslında.
02:57
It's a new way of looking at luxury goods.
62
177112
2008
Ve bu da lüks mallara yeni bir bakış.
02:59
The next time you see somebody driving a Ferrari, don't think,
63
179144
2961
Bir dahaki sefere Ferrari kullanan birini gördüğünüzde
'Bu açgözlü biri.' diye düşünmeyin.
03:02
"This is somebody who's greedy."
64
182129
1824
03:03
Think, "This is somebody who is incredibly vulnerable and in need of love."
65
183977
3718
'Bu inanılmaz derecede kırılgan ve sevilmeye ihtiyacı olan biri.' diye düşünün.
Diğer bir deyişle - (Gülüşmeler)
03:07
(Laughter)
66
187719
3417
03:11
Feel sympathy, rather than contempt.
67
191160
2403
küçümsemek yerine sempati hissedin.
03:13
There are other reasons --
68
193587
1508
Başka nedenler var -
03:15
(Laughter)
69
195119
1017
(Gülüşmeler)
03:16
There are other reasons why it's perhaps harder now to feel calm than ever before.
70
196160
3922
Eskiye göre şimdi sakin kalmanın neden zor olduğuna
dair başka nedenler var.
03:20
One of these, and it's paradoxical,
71
200106
1676
Bunlardan biri ve bu çelişkili çünkü daha çok hoş bir şeyle ilişkili,
03:21
because it's linked to something that's rather nice,
72
201806
2510
kariyerlerimiz için sahip olduğumuz umut.
03:24
is the hope we all have for our careers.
73
204340
2046
03:26
Never before have expectations been so high
74
206410
2098
Hayatı boyunca insanın neler başarabileceği hakkında
03:28
about what human beings can achieve with their lifespan.
75
208532
2723
beklentiler hiç bu kadar yüksek olmamıştı.
03:31
We're told, from many sources, that anyone can achieve anything.
76
211279
3029
Birçok kaynak tarafından herkesin her şeyi yapabileceği söylendi.
03:34
We've done away with the caste system,
77
214332
1883
Kast sistemini ortadan kaldırdık.
03:36
we are now in a system where anyone can rise to any position they please.
78
216239
3691
Şimdi herkesin istediği herhangi bir pozisyona
yükselebileceği bir sistemdeyiz.
03:39
And it's a beautiful idea.
79
219954
2182
Ve bu çok güzel bir fikir.
03:42
Along with that is a kind of spirit of equality;
80
222160
2453
Bununla birlikte bir tür eşitlik ruhu var. Hepimiz temel olarak eşitiz.
03:44
we're all basically equal.
81
224637
1357
03:46
There are no strictly defined hierarchies.
82
226018
4118
Kesin olarak tanımlanmış
hiyerarşiler yok.
03:50
There is one really big problem with this,
83
230160
2462
Bununla ilgili büyük bir sorun var.
03:52
and that problem is envy.
84
232646
1508
Ve bu sorun kıskançlık.
03:54
Envy, it's a real taboo to mention envy,
85
234679
2263
Kıskançlık, kıskançlıktan bahsetmek gerçek bir tabu,
03:56
but if there's one dominant emotion in modern society, that is envy.
86
236966
3480
ama eğer modern toplumda tek baskın duygu varsa, o kıskançlıktır.
04:00
And it's linked to the spirit of equality.
87
240470
2667
Ve o eşitlik ruhu ile ilişkili. Açıklamama izin verin.
04:03
Let me explain.
88
243161
1151
04:04
I think it would be very unusual for anyone here, or anyone watching,
89
244336
3261
Sanırım buradaki herhangi biri ya da izleyen herhangi biri için,
04:07
to be envious of the Queen of England.
90
247621
1872
İngiltere Kraliçesini kıskanmak olağandışı olacaktır.
04:09
Even though she is much richer than any of you are,
91
249517
3237
Buradaki herkesten çok daha zengin olmasına rağmen.
04:12
and she's got a very large house,
92
252778
2262
Ve çok büyük bir evi var.
04:15
the reason why we don't envy her is because she's too weird.
93
255064
3658
Kıskanmamamızın nedeni, onun çok tuhaf olmasıdır.
04:18
(Laughter)
94
258746
1008
04:19
She's simply too strange.
95
259778
1357
Basit olarak çok yabancı.
04:21
We can't relate to her, she speaks in a funny way,
96
261159
2381
Onunla ilişkilendiremiyoruz kendimizi. Komik bir şekilde konuşuyor.
04:23
she comes from an odd place.
97
263564
1373
Tuhaf bir yerden geliyor.
04:24
So we can't relate to her,
98
264961
1373
Bu nedenle onunla ilişkilendiremiyoruz. Ve başkasıyla kendinizi ilişkilendiremezseniz, onu kıskanmazsınız.
04:26
and when you can't relate to somebody, you don't envy them.
99
266358
2898
04:29
The closer two people are -- in age, in background,
100
269280
2856
İki insanın yaş ya da geçmişleri ne kadar yakınsa,
04:32
in the process of identification -- the more there's a danger of envy,
101
272160
3318
kişiselleştirme sürecinde, kıskanma tehlikesi daha fazladır.
04:35
which is incidentally why none of you should ever go to a school reunion,
102
275502
3475
Ki sırası gelmişken, hiçbirinizin asla bir mezunlar gününe gitmemenizin nedenidir.
Çünkü okula gittiğinizi insanlar kadar güçlü
04:39
because there is no stronger reference point than people one was at school with.
103
279001
4099
bir referans noktası yoktur.
04:43
The problem of modern society is it turns the whole world into a school.
104
283124
3538
Ancak genel olarak, modern toplumun sorunu şu ki, tüm dünyayı
04:46
Everybody's wearing jeans, everybody's the same.
105
286686
2270
bir okul haline getiriyor. Herkes jean pantalon giyiyor, herkes aynı.
04:48
And yet, they're not.
106
288980
1155
Ancak aynı da değiller.
04:50
So there's a spirit of equality combined with deep inequality,
107
290159
2977
Yani bir eşitlik ruhu var, ancak derin eşitsizliklerle birlikte.
04:53
which can make for a very stressful situation.
108
293160
2691
Bu da çok stresli durumlar yaratıyor - yaratabiliyor.
04:55
It's probably as unlikely that you would nowadays
109
295875
2325
Muhtemelen bugünlerde Bill Gates kadar zengin
04:58
become as rich and famous as Bill Gates,
110
298224
1912
ve ünlü olma ihtimaliniz yok,
05:00
as it was unlikely in the 17th century
111
300160
1976
tıpkı 17. yüzyılda Fransız aristokrasisi
05:02
that you would accede to the ranks of the French aristocracy.
112
302160
3242
rütbesine erişemeyeceğiniz gibi.
05:05
But the point is, it doesn't feel that way.
113
305426
2048
Ancak asıl nokta şu ki, öyle hissedilmiyor.
05:07
It's made to feel, by magazines and other media outlets,
114
307498
3066
Dergiler ve diğer medya tarafından eğer enerjiniz varsa,
05:10
that if you've got energy, a few bright ideas about technology, a garage --
115
310588
3856
teknoloji ile ilgili birkaç parlak fikir, bir garajınız varsa,
büyük bir şey başlatabileceksiniz gibi hissettiriliyor.
05:14
you, too, could start a major thing.
116
314468
2431
05:16
(Laughter)
117
316923
1355
(Gülüşmeler)
05:18
The consequences of this problem make themselves felt in bookshops.
118
318302
3239
Ve bu sorunun sonuçları kendini kitapçılarda hissettiriyor.
05:21
When you go to a large bookshop and look at the self-help sections,
119
321565
3191
Büyük bir kitapçıya gittiğinizde ve kişisel gelişim kısmına baktığınızda,
05:24
as I sometimes do --
120
324780
1180
benim yaptığım gibi,
05:25
if you analyze self-help books produced in the world today,
121
325984
3086
eğer günümüzde üretilen kişisel gelişim kitaplarına
bakarsanız, temelde iki türdür.
05:29
there are basically two kinds.
122
329094
1447
05:30
The first kind tells you, "You can do it! You can make it! Anything's possible!"
123
330565
3786
İlk tür size 'Yapabilirsin! Başarabilirsin! Her şey mümkün!' der.
Ve diğeri kibarca 'düşük kendine güven' dediğimiz
05:34
The other kind tells you how to cope with what we politely call "low self-esteem,"
124
334375
4596
ya da kibar olmayan şekilde
05:38
or impolitely call, "feeling very bad about yourself."
125
338995
2627
'kendi hakkında kötü hissetmek' diyebileceğimiz şeyle nasıl baş edeceğinizi söyler.
05:41
There's a real correlation
126
341646
1490
İnsanlara istedikleri her şeyi
05:43
between a society that tells people that they can do anything,
127
343160
3976
yapabileceklerini söyleyen bir toplumla düşük özgüven arasında
05:47
and the existence of low self-esteem.
128
347160
1976
gerçek bir ilişki vardır.
05:49
So that's another way in which something quite positive can have a nasty kickback.
129
349160
3976
Yani bu aslında oldukça olumlu olan bir şeyin nahoş bir
ters tepkisinin olduğu durum.
05:53
There is another reason why we might be feeling more anxious --
130
353160
3325
Kariyerlerimizle, günümüzdeki dünyadaki statümüzle ilgili olarak
05:56
about our careers, about our status in the world today, than ever before.
131
356509
3627
daha önce olmadığı kadar endişeli olmamızın bir başka nedeni var.
06:00
And it's, again, linked to something nice.
132
360160
2048
Ve yine, hoş bir şeyle ilişkili.
06:02
And that nice thing is called meritocracy.
133
362232
2698
Ve bu hoş şey meritokrasi olarak adlandırılıyor.
06:04
Everybody, all politicians on Left and Right,
134
364954
2302
Şimdi, herkes, sol ve sağ tüm politikacılar,
06:07
agree that meritocracy is a great thing,
135
367280
2217
meritokrasinin harika bir şey olduğunda hemfikirdir,
06:09
and we should all be trying to make our societies really, really meritocratic.
136
369521
4146
ve hepimiz toplumlarımızı gerçekten meritokratik yapmaya çalışıyor olmalıyız.
06:13
In other words -- what is a meritocratic society?
137
373691
3319
Diğer bir deyişle, meritokratik bir toplum nasıl olur?
06:17
A meritocratic society is one in which, if you've got talent and energy and skill,
138
377034
4126
Meritokratik bir toplumda
eğer yeteneğiniz ve enerjiniz ve beceriniz varsa
06:21
you will get to the top, nothing should hold you back.
139
381184
2572
en yukarı çıkarsınız. Hiçbir şey sizi tutamaz.
06:23
It's a beautiful idea.
140
383780
1162
Bu çok güzel bir fikir. Sorun şu ki
06:24
The problem is, if you really believe in a society
141
384966
3324
eğer en yukarı çıkmayı hak edenin çıktığı
06:28
where those who merit to get to the top, get to the top,
142
388314
2668
bir topluma gerçekten inanıyorsanız,
06:31
you'll also, by implication, and in a far more nasty way,
143
391006
3005
siz ayrıca, tanım gereğince, çok daha nahoş bir şekilde,
06:34
believe in a society where those who deserve to get to the bottom
144
394035
3697
en alta inmeyi hak edenin de en alta indiği ve orada kaldığı
06:37
also get to the bottom and stay there.
145
397756
2223
bir topluma da inanacaksınızdır.
06:40
In other words, your position in life comes to seem not accidental,
146
400003
3348
Diğer bir deyişle, hayattaki pozisyonunuz rastlantısal görünmez,
06:43
but merited and deserved.
147
403375
1761
ancak layık olduğunuz ve hak ettiğinizdir.
06:45
And that makes failure seem much more crushing.
148
405160
2976
Ve bu başarısızlığı çok daha fazla ezici gösterir.
06:48
You know, in the Middle Ages, in England,
149
408160
2378
Bilirsiniz, Ortaçağ’da, İngiltere'de,
06:50
when you met a very poor person,
150
410562
1872
çok fakir bir insanla karşılaştığınızda,
06:52
that person would be described as an "unfortunate" --
151
412458
2864
bu kişi "talihsiz" olarak tanımlanırdı.
06:55
literally, somebody who had not been blessed by fortune, an unfortunate.
152
415346
3790
Kelime anlamıyla, talih tarafından kutsanmamış, talihsiz, şanssız kişi.
06:59
Nowadays, particularly in the United States,
153
419160
2096
Şimdilerde, özellikle Amerika Birleşik Devletleri’nde,
07:01
if you meet someone at the bottom of society,
154
421280
2143
toplumun alt tabakasından biri ile karşılaştığınızda,
07:03
they may unkindly be described as a "loser."
155
423447
2689
kibar olmayan bir şekilde, "kaybeden" olarak tanımlanır.
07:06
There's a real difference between an unfortunate and a loser,
156
426160
2976
Bir talihsiz ve kaybeden arasında gerçek bir farklılık vardır.
07:09
and that shows 400 years of evolution in society
157
429160
2976
Ve bu toplumun 400 yıllık evrimini ve
07:12
and our belief in who is responsible for our lives.
158
432160
3097
kendi hayatlarımız için kimin sorumlu olduğuna dair düşüncelerimizi gösterir.
07:15
It's no longer the gods, it's us. We're in the driving seat.
159
435281
2855
Artık tanrılar değil, biziz. Biz sürücü koltuğundayız.
07:18
That's exhilarating if you're doing well,
160
438160
1976
Eğer bunu iyi yapıyorsanız, heyecanlandırıcıdır
07:20
and very crushing if you're not.
161
440160
1852
ve değilseniz çok ezici.
07:22
It leads, in the worst cases --
162
442036
1542
En kötü durumda Emile Durkheim gibi bir sosyologun analizine
07:23
in the analysis of a sociologist like Emil Durkheim --
163
443602
2967
neden olur, intihar olaylarının artışına neden olur.
07:26
it leads to increased rates of suicide.
164
446593
2307
07:28
There are more suicides in developed, individualistic countries
165
448924
3212
Gelişmiş bireyci ülkelerde dünyanın diğer bölgelerine göre
07:32
than in any other part of the world.
166
452160
1741
daha fazla intihar görülmektedir.
07:33
And some of the reason for that
167
453925
1574
Ve bunun bir nedeni insanların kendi başına gelenleri
07:35
is that people take what happens to them extremely personally --
168
455523
3069
ileri derecede kişisel almalarıdır.
07:38
they own their success, but they also own their failure.
169
458616
3519
Başarılarını sahipleniyorlar. Ama başarısızlıklarını da.
07:42
Is there any relief from some of these pressures
170
462159
2287
Bu belirtmekte olduğum baskıların bazılarından
07:44
that I've been outlining?
171
464470
1337
kurtulmak mümkün mü?
07:45
I think there is.
172
465831
1159
Bence mümkün.
07:47
I just want to turn to a few of them.
173
467014
1766
07:48
Let's take meritocracy.
174
468804
1332
Meritokrasiyi alalım.
07:50
This idea that everybody deserves to get where they get to,
175
470160
2976
Herkesin ulaşmayı hak ettiği yere ulaştığı fikri.
07:53
I think it's a crazy idea, completely crazy.
176
473160
2808
Bence çılgın bir fikir bu, tamamıyla çılgın.
07:55
I will support any politician of Left and Right,
177
475992
2252
Yarım yamalak da olsa herhangi meritokratik
07:58
with any halfway-decent meritocratic idea;
178
478268
2294
bir fikri olan sol ya da sağ her politikacıyı desteklerim.
08:00
I am a meritocrat in that sense.
179
480586
1550
Ben bir meritokratım ve bu böyle.
08:02
But I think it's insane to believe
180
482160
1672
Ama bence samimi olarak meritokratik bir toplum yaratabileceğimize
08:03
that we will ever make a society that is genuinely meritocratic;
181
483856
3457
inanmak çılgınca bir fikir. Bu imkânsız bir hayal.
08:07
it's an impossible dream.
182
487337
1234
08:08
The idea that we will make a society where literally everybody is graded,
183
488595
3461
Kelime anlamıyla herkesin sınıflandırıldığı,
iyiler üstte ve kötüler altta olmak üzere,
08:12
the good at the top, bad at the bottom,
184
492080
1896
bir toplum yaratma fikri,
08:14
exactly done as it should be, is impossible.
185
494000
2136
ve bunu tam olarak olması gerektiği gibi yapmak, imkânsız.
08:16
There are simply too many random factors:
186
496160
1976
Basitçe çok fazla rastgele faktör var.
08:18
accidents, accidents of birth,
187
498160
1976
Kazalar, doğum kazaları,
08:20
accidents of things dropping on people's heads, illnesses, etc.
188
500160
3000
insanların kafalarına bir şeylerin düştüğü kazalar, hastalıklar, vs.
08:23
We will never get to grade them,
189
503184
1952
Bunları asla sınıflandıramayız.
08:25
never get to grade people as they should.
190
505160
1976
İnsanları olması gerektiği gibi asla sınıflandıramayız.
08:27
I'm drawn to a lovely quote by St. Augustine in "The City of God,"
191
507160
3143
Aziz Augustine'in 'Tanrı'nın Şehri'nden latif bir alıntıya aklım kayıyor,
08:30
where he says, "It's a sin to judge any man by his post."
192
510327
4413
şöyle diyor, "İnsanları vazifeleriyle yargılamayın."
08:34
In modern English that would mean
193
514764
1642
Modern İngilizcede bu, kiminle
08:36
it's a sin to come to any view of who you should talk to,
194
516430
2724
konuşacağınıza dair fikrinizi insanların
kartvizitlerine göre vermek günahtır, demektir.
08:39
dependent on their business card.
195
519178
1583
08:40
It's not the post that should count.
196
520785
1751
Güveneceğiniz mevki değildir.
08:42
According to St. Augustine, only God can really put everybody in their place;
197
522560
3780
Ve Aziz Augustine'e göre,
Sadece Tanrı insanları kendi yerlerine koyabilir.
08:46
he's going to do that on the Day of Judgment,
198
526364
2135
Ve bunu Kıyamet Günü'nde, melekler ve trampetlerle
08:48
with angels and trumpets, and the skies will open.
199
528523
2382
yapacaktır ve gökyüzü açılacaktır.
08:50
Insane idea, if you're a secularist person, like me.
200
530929
2507
Delice bir fikir, eğer seküler bir insansanız, benim gibi.
08:53
But something very valuable in that idea, nevertheless.
201
533460
2620
Ancak yine de bu fikirde çok değerli bir şey var.
Diğer bir deyişle, insanları yargılamaya geldiğinde kendiniz frenleyin.
08:56
In other words, hold your horses when you're coming to judge people.
202
536104
3332
08:59
You don't necessarily know what someone's true value is.
203
539460
2676
Bir kişinin gerçek değerinin ne olduğunu mutlaka bilemeyebilirsiniz.
09:02
That is an unknown part of them,
204
542160
1976
Onlarla ilgili bilinmeyen bir parçadır bu.
09:04
and we shouldn't behave as though it is known.
205
544160
3195
Ve biliniyor gibi davranmamalıyız.
09:07
There is another source of solace and comfort for all this.
206
547379
2801
Tüm bunda başka bir avuntu ve rahatlık kaynağı var.
09:10
When we think about failing in life, when we think about failure,
207
550204
3125
Hayatta başarısız olmakla ilgili düşündüğümüzde, başarısızlığı düşündüğümüzde,
09:13
one of the reasons why we fear failing
208
553353
1842
başarısızlıktan korkmamızın nedenlerinden biri
09:15
is not just a loss of income, a loss of status.
209
555219
2275
gelirimizi kaybetmek, statümüzü kaybetmek değildir.
09:17
What we fear is the judgment and ridicule of others.
210
557518
2743
Korktuğumuz başkalarının yargılama ve alaylarıdır. Ve bu olur.
09:20
And it exists.
211
560285
1153
09:21
The number one organ of ridicule, nowadays, is the newspaper.
212
561462
3556
Biliyorsunuz, bir numaralı alay aracı bugünlerde
gazetedir.
09:25
If you open the newspaper any day of the week,
213
565042
2189
Ve eğer haftanın herhangi bir günü gazeteyi açarsanız,
09:27
it's full of people who've messed up their lives.
214
567255
2316
hayatlarını mahveden insanlarla doludur.
09:29
They've slept with the wrong person, taken the wrong substance,
215
569595
2993
Yanlış insanla yatarlar. Yanlış maddeyi kullanırlar.
09:32
passed the wrong piece of legislation --
216
572612
2022
Yanlış kanunu geçirirler. Neyse ne.
09:34
whatever it is, and then are fit for ridicule.
217
574658
2168
Ve alay için uygundurlar.
09:36
In other words, they have failed. And they are described as "losers."
218
576850
3285
Diğer bir deyişle, başarısız olurlar. Ve "kaybeden" olarak tanımlanırlar.
09:40
Now, is there any alternative to this?
219
580159
1828
Şimdi, buna alternatif var mı?
09:42
I think the Western tradition shows us one glorious alternative, which is tragedy.
220
582011
4596
Bence Batı geleneği bize ihtişamlı bir alternatif gösteriyor.
Ve bu da trajedi.
09:46
Tragic art, as it developed in the theaters of ancient Greece,
221
586631
3222
Trajik sanat, Antik Yunan tiyatrolarında 5. yüzyılda
09:49
in the fifth century B.C., was essentially an art form
222
589877
2770
geliştiği şekliyle, temel olarak insanların nasıl başarısız
09:52
devoted to tracing how people fail,
223
592671
2465
olduğunun izini sürmeye adanmış bir sanat formuydu.
09:55
and also according them a level of sympathy,
224
595160
4383
Ve ayrıca onlara göre bir sempati düzeyiydi.
09:59
which ordinary life would not necessarily accord them.
225
599567
3276
Ki gündelik hayat onlarla mutlaka uyum göstermeyecekti.
10:02
A few years ago, I was thinking about this,
226
602867
2040
Bir kaç yıl öncesini hatırlıyorum, tüm bunları düşünüyordum.
10:04
and I went to "The Sunday Sport,"
227
604931
1595
Ve "Pazar Sporu"nu görmeye gittim,
10:06
a tabloid newspaper I don't recommend you start reading
228
606550
2610
okumaya başlamanızı önermeyeceğim bir bulvar gazetesi,
10:09
if you're not familiar with it already.
229
609184
1897
eğer hala kendisiyle tanış değilseniz.
10:11
(Laughter)
230
611105
1008
Ve Batı sanatındaki büyük trajediler
10:12
And I went to talk to them
231
612137
1242
10:13
about certain of the great tragedies of Western art.
232
613403
2741
hakkında onlarla konuşmaya gittim.
10:16
I wanted to see how they would seize the bare bones of certain stories,
233
616168
3585
Ve onların bazı hikâyeleri nasıl kemiklerinden sıyırıp
bir Cumartesi öğleden sonrası haber masasına
10:19
if they came in as a news item at the news desk on a Saturday afternoon.
234
619777
3960
gelen haber malzemesi yapacaklarını görmek istedim.
10:23
I mentioned Othello; they'd not heard of it but were fascinated.
235
623761
3124
Böylece onlara Othello'dan bahsettim. Hiç duymamışlardı ama büyülendiler.
10:26
(Laughter)
236
626909
1008
(Gülüşmeler)
10:27
I asked them to write a headline for the story.
237
627941
2302
Ve onlara Othello'nun hikâyesi için bir haber başlığı yazmalarını istedim.
10:30
They came up with "Love-Crazed Immigrant Kills Senator's Daughter."
238
630267
3439
"Aşk çılgını göçmen senatörün kızını öldürdü" şeklinde bir başlıkla geldiler,
10:33
Splashed across the headline.
239
633730
1406
ön sayfayı kaplamış bir şekilde.
10:35
I gave them the plotline of Madame Bovary.
240
635160
2000
Onlara Madam Bovary'nin olay örgüsünü verdim.
10:37
Again, a book they were enchanted to discover.
241
637184
2191
Yine, keşfetmekten büyülendikleri bir kitap.
10:39
And they wrote "Shopaholic Adulteress Swallows Arsenic After Credit Fraud."
242
639399
4737
Ve "Alışveriş hastası aldatan kadın kredi sahtekârlığından sonra arsenik yuttu" yazdılar.
10:44
(Laughter)
243
644160
1016
(Gülüşmeler)
10:45
And then my favorite --
244
645200
1183
Ve şimdi favorim.
10:46
they really do have a kind of genius of their own, these guys --
245
646407
3079
Gerçekten tamamen kendilerine özgü bir zekâları var bu adamların.
10:49
my favorite is Sophocles' Oedipus the King:
246
649510
2094
Favorim Sofokles'in "Kral Oedipus".
10:51
"Sex With Mum Was Blinding."
247
651628
2508
"Anneyle seks körleştiriciydi"
10:54
(Laughter)
248
654160
2976
(Gülüşmeler)
10:57
(Applause)
249
657160
1976
(Alkışlar)
10:59
In a way, if you like, at one end of the spectrum of sympathy,
250
659160
2976
Bir şekilde, sempati spektrumunun bir ucunda,
11:02
you've got the tabloid newspaper.
251
662160
1793
bulvar gazetelerini bulursunuz.
11:03
At the other end of the spectrum, you've got tragedy and tragic art.
252
663977
3191
Ve spektrumun diğer ucunda trajedi ve trajik sanat vardır.
11:07
And I suppose I'm arguing that we should learn a little bit
253
667192
2774
Ve sanırım trajik sanatta neler olduğuna dair biraz daha
11:09
about what's happening in tragic art.
254
669990
1786
fazla bilgi sahibi olmamız gerektiğini ileri sürüyorum.
11:11
It would be insane to call Hamlet a loser.
255
671800
2698
Hamlet'i bir kaybeden olarak tanımlamak çılgıncadır.
11:14
He is not a loser, though he has lost.
256
674522
2311
Bir kaybeden değildir, kaybetmiş olmasına rağmen.
11:16
And I think that is the message of tragedy to us,
257
676857
2637
Ve bence trajedinin bize mesajı budur
11:19
and why it's so very, very important, I think.
258
679518
2618
ve çok çok önemli olmasının nedeni de, sanıyorum.
11:22
The other thing about modern society and why it causes this anxiety,
259
682160
3976
Modern toplumla ilgili diğer şey
ve neden bu endişeye yarattığı
11:26
is that we have nothing at its center that is non-human.
260
686160
2976
Toplumun merkezinde insan-olmayan hiçbir şey olmamasıdır.
11:29
We are the first society to be living in a world
261
689160
2588
Kendimizden başka hiçbir şeye tapmadığımız
11:31
where we don't worship anything other than ourselves.
262
691772
2492
bir dünyada yaşayan ilk toplumuz.
11:34
We think very highly of ourselves, and so we should;
263
694288
2445
Kendimizi çok yüksek görüyoruz. Ve görmeliyiz de.
11:36
we've put people on the Moon, done all sorts of extraordinary things.
264
696757
3293
İnsanları aya yolladık. Birçok inanılmaz şeyler yaptık.
Ve böylece kendimize tapmaya meylettik.
11:40
And so we tend to worship ourselves. Our heroes are human heroes.
265
700074
3293
Kahramanlarımız, hep insan kahramanlar.
11:43
That's a very new situation.
266
703391
1563
Bu çok yeni bir durum.
11:44
Most other societies have had, right at their center,
267
704978
2507
Daha önce sahip olduğumuz çoğu toplum, tam merkezlerinde,
11:47
the worship of something transcendent: a god, a spirit, a natural force,
268
707509
3421
insanüstü bir şeye tapınıyorlardı. Bir Tanrı,
bir ruh, doğal güç, evren.
11:50
the universe, whatever it is -- something else that is being worshiped.
269
710954
3350
Bu her ne ise, tapınılan bir şey.
11:54
We've slightly lost the habit of doing that,
270
714328
2072
Bunu yapma alışkanlığımızı kısmen kaybettik.
11:56
which is, I think, why we're particularly drawn to nature.
271
716424
2768
Ki, bence, neden doğaya özellikle çekildiğimizin nedeni bu.
Sağlığımızın hatırına değil, daha çok bu şekilde sunulsa da.
11:59
Not for the sake of our health, though it's often presented that way,
272
719216
3256
Ama insanla dolu şehirlerden kaçış olduğu için.
12:02
but because it's an escape from the human anthill.
273
722496
2640
12:05
It's an escape from our own competition,
274
725160
1976
Kendi rekabetimizden bir kaçış
12:07
and our own dramas.
275
727160
1976
ve kendi dramlarımızdan.
12:09
And that's why we enjoy looking at glaciers and oceans,
276
729160
2620
Ve bu neden buzullara ve okyanuslara bakmayı sevdiğimizin
12:11
and contemplating the Earth from outside its perimeters, etc.
277
731804
3951
ve dünyayı boyutları dışında düşünmemizin, vs. nedeni.
12:15
We like to feel in contact with something that is non-human,
278
735779
3579
İnsan olmayan bir şeyle ilişkide olmayı seviyoruz.
12:19
and that is so deeply important to us.
279
739382
3754
Ve bu bizim için çok derinden önemli.
12:23
What I think I've been talking about really is success and failure.
280
743160
3191
Şimdiye kadar konuştuklarım aslında başarı ve başarısızlık üzerine.
12:26
And one of the interesting things about success
281
746375
2429
Ve başarı ile ilgili ilginç şeylerden biri
12:28
is that we think we know what it means.
282
748828
1984
ne anlama geldiğini bildiğimizi sanmamız.
12:30
If I said that there's somebody behind the screen who's very successful,
283
750836
3397
Eğer size sahne arkasında çok çok başarılı biri var desem
belli fikirler hemen aklınıza gelecektir.
12:34
certain ideas would immediately come to mind.
284
754257
2377
12:36
You'd think that person might have made a lot of money,
285
756658
2650
Bu kişinin çok para yapmış olabileceğini, bir alanda şöhrete
ulaştığını düşünecektiniz.
12:39
achieved renown in some field.
286
759332
1908
12:41
My own theory of success --
287
761264
1329
Benim kendi başarı teorim ve ben başarı konusuyla
12:42
I'm somebody who's very interested in success,
288
762617
2159
çok ilgili bir insanım. Gerçekten başarılı olmak isterim.
12:44
I really want to be successful,
289
764800
1481
12:46
always thinking, how can I be more successful?
290
766305
2182
Her zaman "Nasıl daha başarılı olabilirim?" diye düşünürüm.
12:48
But as I get older, I'm also very nuanced about what that word "success" might mean.
291
768511
3981
Ama yaşım ilerledikçe, "başarı" kelimesinin
ne anlama geldiği konusunda ince düşünüyorum.
12:52
Here's an insight that I've had about success:
292
772865
2214
İşte size başarı hakkında bir içgörü.
Her konuda başarılı olamazsınız.
12:55
You can't be successful at everything.
293
775103
1881
12:57
We hear a lot of talk about work-life balance.
294
777008
2263
İş-yaşam dengesi hakkında çok şey duyarız.
12:59
Nonsense.
295
779295
1151
Saçmalık. Hepsine sahip olamazsınız. Olamazsınız.
13:00
You can't have it all. You can't.
296
780470
1666
13:02
So any vision of success has to admit what it's losing out on,
297
782160
4475
Yani herhangi bir başarı vizyonu
neyi kaybettiğini, kaybın parçasının
13:06
where the element of loss is.
298
786659
1677
nerede olduğunu kabul etmek zorundadır.
13:08
And I think any wise life will accept,
299
788360
2524
Ve bence herhangi bir bilge yaşam
13:10
as I say, that there is going to be an element where we're not succeeding.
300
790908
3776
dediğim gibi, başarılı olamayacağımız bir parça olacağını kabul edecektir.
13:14
And the thing about a successful life is that a lot of the time,
301
794708
3008
Ve başarılı bir yaşamla ilgili şey
çoğu zaman, başarılı bir şekilde
13:17
our ideas of what it would mean to live successfully are not our own.
302
797740
3890
yaşamaya dair fikirlerimizin kendimize ait olmamasıdır.
13:21
They're sucked in from other people;
303
801654
1715
Başka insanlardan özümsenmiştir.
13:23
chiefly, if you're a man, your father, and if you're a woman, your mother.
304
803393
3604
Bilhassa, eğer erkekseniz, babanızdan.
Ve eğer kadınsanız, annenizden.
13:27
Psychoanalysis has been drumming home this message for about 80 years.
305
807021
3365
Psikanaliz bu mesajı yaklaşık 80 yıldır söyleyip duruyor.
13:30
No one's quite listening hard enough, but I very much believe it's true.
306
810410
3507
Kimse yeterince dikkatli dinlemiyor. Ama ben bunun doğru olduğuna kesinlikle inanıyorum.
13:33
And we also suck in messages from everything from the television,
307
813941
3118
Ve bize aynı zamanda televizyondan
reklamlara, pazarlamaya, vs. her şeyden
13:37
to advertising, to marketing, etc.
308
817083
1786
gelen mesajları özümsüyoruz.
13:38
These are hugely powerful forces
309
818893
2243
Bunlar muazzam güçlü kuvvetler,
13:41
that define what we want and how we view ourselves.
310
821160
3976
ne istediğimizi ve kendimizi nasıl gördüğümüzü tanımlıyorlar.
13:45
When we're told that banking is a very respectable profession,
311
825160
2976
Bankacılığın çok saygıdeğer bir meslek olduğu söylendiğinde
13:48
a lot of us want to go into banking.
312
828160
1976
birçoğumuz bankacılığa girmek istiyoruz.
13:50
When banking is no longer so respectable, we lose interest in banking.
313
830160
3334
Bankacılık artık saygıdeğer kabul edilmiyorsa, bankacılığa ilgimiz azalıyor.
13:53
We are highly open to suggestion.
314
833518
3058
Önerilere çok açığız.
13:56
So what I want to argue for is not that we should give up
315
836600
2897
Yani benim söylemek istediğim, başarı ile ilgili fikirlerimizden
13:59
on our ideas of success,
316
839521
1615
vazgeçmemiz gerektiği değil.
14:01
but we should make sure that they are our own.
317
841160
2191
Ama bu fikirlerin kendimizin olduğundan emin olmalıyız.
14:03
We should focus in on our ideas,
318
843375
1761
Kendi fikirlerimize odaklanmalıyız.
14:05
and make sure that we own them;
319
845160
2731
Ve onlara sahip olduğumuzdan,
14:07
that we are truly the authors of our own ambitions.
320
847915
2421
kendi tutkularımızın gerçek sahibi olduğumuzdan emin olmalıyız.
14:10
Because it's bad enough not getting what you want,
321
850360
2801
Çünkü istediğinizi elde edememek yeterince kötüdür.
Ancak daha kötüsü istediğinizin
14:13
but it's even worse to have an idea of what it is you want,
322
853185
3087
ne olduğuna dair bir fikriniz olması ve yolun sonunda
14:16
and find out, at the end of the journey,
323
856296
2040
14:18
that it isn't, in fact, what you wanted all along.
324
858360
3164
aslında başından beri istediğinizin bu olmadığını fark etmenizdir.
14:21
So, I'm going to end it there.
325
861548
1588
Burada bitireceğim.
14:23
But what I really want to stress is: by all means, success, yes.
326
863160
4976
Ama gerçekten dikkat çekmek istediğim
her anlamda, başarı, evet.
14:28
But let's accept the strangeness of some of our ideas.
327
868160
2572
Ama fikirlerimizin bazılarının tuhaf olduğunu da kabul edelim.
14:30
Let's probe away at our notions of success.
328
870756
2745
Başarı düşüncelerimizi iyice araştıralım.
14:33
Let's make sure our ideas of success are truly our own.
329
873525
3611
Başarı fikirlerimizin gerçekten kendimizin olduğundan emin olalım.
14:37
Thank you very much.
330
877160
1976
Çok teşekkürler.
14:39
(Applause)
331
879160
6284
(Alkışlar)
14:54
Chris Anderson: That was fascinating.
332
894858
1817
Chris Anderson: Bu heyecan vericiydi. Birisinin,
14:56
But how do you reconcile this idea
333
896699
5437
birisini kaybeden olarak düşünmenin
15:02
of it being bad to think of someone as a "loser,"
334
902160
2770
kötü olduğunu bilerek, birçok insan
15:04
with the idea that a lot of people like, of seizing control of your life,
335
904954
4838
hayatının kontrolünü almak istemesini
15:09
and that a society that encourages that,
336
909816
2905
ve belki de biraz kazanan ve biraz kaybeden
15:12
perhaps has to have some winners and losers?
337
912745
2391
olması gerektiğini destekleyen bir toplumu nasıl bağdaştırıyorsun?
15:15
Alain De Botton: Yes, I think it's merely the randomness
338
915160
2651
Alain de Botton: Evet. Sanırım sadece kazanma ve
15:17
of the winning and losing process that I want to stress,
339
917835
2666
kaybetme sürecinin rastlantısallığı asıl vurgulamak istedim.
15:20
because the emphasis nowadays is so much on the justice of everything,
340
920525
3611
Çünkü bugünlerde vurgu daha çok
her şeyin adaleti üzerine.
15:24
and politicians always talk about justice.
341
924160
2001
Ve politikacılar her zaman adaletten bahsediyor.
15:26
Now I'm a firm believer in justice, I just think that it's impossible.
342
926185
3408
Ben adalete katiyetle inanırım. Sadece imkânsız olduğunu düşünüyorum.
15:29
So we should do everything we can to pursue it,
343
929617
3603
Yani, yapabildiğimiz her şeyi yapmalı,
ona ulaşmak için elimizden geleni yapmalıyız.
15:33
but we should always remember that whoever is facing us,
344
933244
3436
Ancak günün sonunda kiminle yüzleşirsek yüzleşelim,
hayatlarına her ne olmuşsa, tesadüfün önemli bir faktör
15:36
whatever has happened in their lives,
345
936704
2143
15:38
there will be a strong element of the haphazard.
346
938871
2265
olduğunu her zaman hatırlamalıyız.
15:41
That's what I'm trying to leave room for;
347
941160
2216
Ve aslında aklımızın bir köşesinde durmasını istediğim şey bu.
15:43
otherwise, it can get quite claustrophobic.
348
943400
2066
Çünkü diğer şekilde oldukça klostrofobik olabilir.
15:45
CA: I mean, do you believe that you can combine
349
945490
2225
Chris Anderson: Demek istediğim, senin daha kibar, nazik iş felsefeni
15:47
your kind of kinder, gentler philosophy of work
350
947739
2285
başarılı bir ekonomi ile birleştirebileceğine
inanıyor musun?
15:50
with a successful economy?
351
950048
3088
15:53
Or do you think that you can't,
352
953160
1782
Ya da yapamayacağına mı inanıyorsun?
15:54
but it doesn't matter that much that we're putting too much emphasis on that?
353
954966
3674
Ama buna çok fazla vurgu yapıyor olmamızın fazla önemi yok?
Alain de Botton: Kâbus düşünce şu,
15:58
AB: The nightmare thought
354
958664
1472
16:00
is that frightening people is the best way to get work out of them,
355
960160
3976
insanları korkutmak, onlardan iş çıkarmanın en iyi yolu.
16:04
and that somehow the crueler the environment,
356
964160
3412
Ve bir şekilde ortam ne kadar acımasız olursa
16:07
the more people will rise to the challenge.
357
967596
2365
daha fazla insan mücadeleye girişecektir.
16:09
You want to think, who would you like as your ideal dad?
358
969985
2945
İdeal babanızın kim olmasını isterdiniz diye düşünürsünüz?
16:12
And your ideal dad is somebody who is tough but gentle.
359
972954
3182
Ve ideal babanız, sert ama şefkatli biridir.
16:16
And it's a very hard line to make.
360
976160
2213
Ve bu çizilmesi çok zor bir çizgidir.
16:18
We need fathers, as it were, the exemplary father figures in society,
361
978397
3739
Daha önce olduğu gibi, toplumda örnek baba figürleri olarak babalarımıza
16:22
avoiding the two extremes,
362
982160
2423
ihtiyacımız var, iki uçtan kaçınarak.
16:24
which is the authoritarian disciplinarian on the one hand,
363
984607
3529
Otoriter, disiplinli bir yanda.
16:28
and on the other, the lax, no-rules option.
364
988160
4801
Ve diğer yanda, yumuşak, kuralsız seçenek.
16:32
CA: Alain De Botton.
365
992985
1373
Chris Anderson: Alain de Botton.
16:34
AB: Thank you very much.
366
994382
1755
Alain de Botton: Çok teşekkürler.
16:36
(Applause)
367
996161
5887
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7