Looks aren't everything. Believe me, I'm a model. | Cameron Russell | TED

Cameron Russell: Görünüş her şey değildir. İnanın, ben bir modelim.

Translator: Joseph Geni Reviewer: Morton Bast

Çeviri: Özlem Can Gözden geçirme: Meric Aydonat

Hi. My name is Cameron Russell,

Merhaba, adım Cameron Russell

and for the last little while, I've been a model.

ve kısa bir süre önce

bir modeldim.

Actually, for 10 years.

Aslında, 10 yıldır.

And I feel like

Şu an burada rahatsız edici bir gerginlik

there's an uncomfortable tension in the room right now

hissediyorum

because I should not have worn this dress.

çünkü bu elbiseyi giymemeliydim. (Gülüşmeler)

(Laughter)

Neyse ki yedek kıyafet getirdim.

So luckily, I brought an outfit change.

This is the first outfit change on the TED stage,

Bu TED sahnesinde gerçekleşen ilk kostüm değişikliği

so you guys are pretty lucky to witness it, I think.

bu yüzden, bence buna şahitlik ettiğiniz için şanslısınız.

If some of the women were really horrified when I came out,

Eğer geldiğimde bazı kadınlar gerçekten dehşete düştülerse

you don't have to tell me now, but I'll find out later on Twitter.

bunu bana şimdi söylemek zorunda değilsiniz, bunu daha sonra Twitter'da zaten göreceğim.

(Gülüşmeler)

(Laughter)

I'd also note that I'm quite privileged

Aynı zamanda şunu belirtmek isterim ki

to be able to transform what you think of me

benim hakkımdaki düşüncelerinizi 10 saniye gibi kısa bir sürede

in a very brief 10 seconds.

değiştirebilme konusunda oldukça imtiyazlıyım.

Not everybody gets to do that.

Herkes bunu yapamaz

These heels are very uncomfortable, so good thing I wasn't going to wear them.

Bu topuklular oldukça rahatsız edici.

neyse ki onları giymeyeceğim.

The worst part is putting this sweater over my head,

En kötü kısmıysa bu kazağı kafamdan geçirecek olmam,

çünkü bu hepinizin bana güleceğiniz zaman,

because that's when you'll all laugh at me,

bu yüzden lütfen kazak kafamdayken bir şey yapmayın.

so don't do anything while it's over my head.

Pekala.

All right.

Neden bunu yaptım?

So, why did I do that?

That was awkward.

Bu çok garipti.

(Laughter)

Pekala,

Well --

(Laughter)

Hopefully not as awkward as that picture.

umarım resimdeki kadar garip değildir.

Image is powerful,

İmaj etkilidir,

but also, image is superficial.

ama aynı zamanda yüzeyseldir.

I just totally transformed what you thought of me, in six seconds.

Hakkımdaki düşüncelerinizi altı saniye içinde tamamen değiştirdim.

And in this picture,

Ve bu resimde,

I had actually never had a boyfriend in real life.

ki gerçek hayatta hiç erkek arkadaşım olmadı;

I was totally uncomfortable,

oldukça rahatsızdım ve fotoğrafçı

and the photographer was telling me to arch my back

sırtımı eğmemi ve elimi o çocuğun

and put my hand in that guy's hair.

saçlarına koymamı söylüyordu.

And of course, barring surgery,

Elbette ki, cerrahi operasyon,

or the fake tan that I got two days ago for work,

veya iki gün önce iş için yapmış olduğum sahte bronzlaşma,

there's very little that we can do to transform how we look,

görünüşümüzün değişmesi için yapabileceğimiz çok az şey var

and how we look, though it is superficial and immutable,

ve nasıl göründüğümüz; ister yüzeysel olsun ister sabit,

has a huge impact on our lives.

hayatımızda çok büyük bir etkiye sahip.

So today, for me, being fearless means being honest.

Bu yüzden bugün, benim için korkusuzluğun anlamı dürüst olmaktır.

And I am on this stage because I am a model.

Bu sahnedeyim çünkü ben bir modelim.

I am on this stage because I am a pretty, white woman,

Bu sahnedeyim çünkü güzel ve beyaz bir kadınım

and in my industry, we call that a sexy girl.

ve benim işimde, biz buna "seksi kız" deriz.

I'm going to answer the questions that people always ask me,

İnsanların bana her zaman sorduğu soruları cevaplayacağım,

ama dürüst bir şekilde.

but with an honest twist.

So the first question is, how do you become a model?

İlk soru, nasıl model olduğum?

I always just say, "Oh, I was scouted,"

Her zaman sadece şunu söylerim, "Keşfedildim," ama bunun bir anlamı yok.

but that means nothing.

The real way that I became a model

Model olmamın asıl yolu

is I won a genetic lottery, and I am the recipient of a legacy,

kalıtsal bir loto kazanmam ve ben bir mirasın alıcısıyım

and maybe you're wondering what is a legacy.

ve belki bu mirasın ne olduğunu merak ediyorsunuzdur.

Well, for the past few centuries

Pekala, geçen birkaç yüzyıldır

we have defined beauty not just as health and youth

biyolojik olarak hayran kalmaya programlanmış olduğumuz

and symmetry that we're biologically programmed to admire,

güzelliği; sağlık, gençlik ve uyumdan ziyade

but also as tall, slender figures,

uzun, ince figürler olarak tanımladık

and femininity and white skin.

ve feminizm ile beyaz ten.

And this is a legacy that was built for me,

Bu benim için inşa edilmiş bir miras

ve bu benim paraya çevirdiğim bir miras.

and it's a legacy that I've been cashing out on.

And I know there are people in the audience

Seyirciler arasında bu noktada şüphe duyan

who are skeptical at this point,

birileri olduğunu biliyorum

and maybe there are some fashionistas who are like,

ve belki "Ama, Naomi. Tyra. Joan Smalls. Liu Wen" diyecek

"Wait. Naomi. Tyra. Joan Smalls. Liu Wen."

bazı moda tutkunları var.

And first, I commend you on your model knowledge. Very impressive.

Öncelikle, modellerle ilgili bilgim sizden fazla Çok etkileyici!

(Laughter)

(Gülüşmeler)

But unfortunately, I have to inform you that in 2007,

Ama maalesef sizi bilgilendirmeliyim ki, 2007de

a very inspired NYU Ph.D. student

çok yaratıcı bir NYU Ph.D. öğrencisi

counted all the models on the runway, every single one that was hired,

podyumdaki bütün modelleri saydı, işe alınan her bir modeli,

and of the 677 models that were hired,

ve işe alınan 677 modelden

only 27, or less than four percent, were non-white.

yalnızca 27'si ya da yüzde 4'ten daha azı beyaz değildi.

The next question people always ask is,

İnsanların bana sorduğu diğer bir soru ise

"Can I be a model when I grow up?"

"Büyüdüğümde bir model olabilir miyim?"

And the first answer is, "I don't know, they don't put me in charge of that."

İlk cevap, "Bilmiyorum, bu işi ben yapmıyorum."

Ama ikinci cevap, ki bu küçük kızlara gerçekten söylemek istediğim şeydir, "Neden?

But the second answer,

and what I really want to say to these little girls is,

"Why? You know? You can be anything.

Biliyor musunuz? Her şey olabilirsiniz.

You could be the President of the United States,

Birleşik Devletlerin Başkanı olabilirsiniz,

or the inventor of the next Internet,

veya bir sonraki internetin mucidi,

veya bir ninja göğüs kalp cerrahı ozan,

or a ninja cardiothoracic surgeon poet,

which would be awesome, because you'd be the first one."

ki bu harika olurdu, çünkü siz ilk olabilirdiniz."

(Laughter)

(Gülüşmeler)

If, after this amazing list, they still are like,

Eğer, bu heyecan verici listenin ardından hala

"No, no, Cameron, I want to be a model,"

"Hayır, hayır, Cameron, Ben model olmak istiyorum," diyorlarsa

o zaman şöyle derim, "Patronum ol."

well, then I say, "Be my boss."

Because I'm not in charge of anything,

Çünkü ben hiçbir şeyin sorumlusu değilim,

oysa sen Amerika Vogue'un baş editörü olabilirsin

and you could be the editor in chief of American Vogue

ya da H&M'in CEO'su ya da gelecek Steven Meisel.

or the CEO of H&M, or the next Steven Meisel.

Saying that you want to be a model when you grow up

Büyüdüğünüzde model olmak istediğinizi söylemek

is akin to saying that you want to win the Powerball when you grow up.

büyüdüğünüzde lotoyu kazanmak istediğinizi söylemekle aynı.

Bu kontrolünüzün dışındadır ve harikadır

It's out of your control, and it's awesome,

and it's not a career path.

ve bu bir kariyer yolu değildir.

I will demonstrate for you now 10 years of accumulated model knowledge,

Şimdi bunu,on yıllık birikmiş modellik bilgimle sizin için göstereceğim,

because unlike cardiothoracic surgeons,

çünkü kalp ve göğüs cerrahlarının aksine,

it can just be distilled right now.

şu an da burada ayrılabiliriz.

So, if the photographer is right there,

Eğer fotoğrafçı tam oradaysa

the light is right there, like a nice HMI,

ve ışıkta tıpkı hoş bir HMI gibi oradaysa

and the client says, "We want a walking shot,"

ve müşteride "Cameron, yürüyüş pozu çekmek istiyoruz" diyorsa

işte o zaman bu bacak önce gider, hoş, uzun; bu kol geriye gider, bu kol öne

this leg goes first, nice and long, this arm goes back, this arm goes forward,

baş üç çeyreğe ve siz öne arkaya

the head is at three quarters, and you just go back and forth,

sadece bunu yap ve sonra arkandaki hayali arkadaşına bakarsın,

just do that, and then you look back at your imaginary friends,

300, 400, 500 kez (gülüşmeler)

300, 400, 500 times.

(Laughter)

It will look something like this.

Buna benzer bir şey. (Gülüşmeler)

(Laughter)

Hopefully less awkward than that one in the middle.

Umarım, şu ortadakinden daha az garip görünecektir.

That was -- I don't know what happened there.

O da ne, Orada ne olmuş bilmiyorum.

Unfortunately, after you've gone to school,

Maalesef, siz okula gittikten sonra

and you have a résumé and you've done a few jobs,

ve bir özgeçmişiniz olduğunda, birkaç işin ardından

daha fazla bir şey söylemezsiniz.

you can't say anything anymore,

bu yüzden siz Birleşik Devletler Başkanı olmak istediğinizi söylediğinizde

so if you say you want to be the President of the United States,

eğer özgeçmişinizde "10 yıllık iç çamaşırı modeli" yazılıysa

but your résumé reads, "Underwear Model: 10 years,"

insanlar size gülerler.

people give you a funny look.

İnsanların bana sürekli sorduğu diğer bir soruysa "tüm fotoğraflarla oynanıyor mu?"

The next question is, "Do they retouch all the photos?"

And yeah, they pretty much retouch all the photos,

Evet, oldukça fazla oynuyorlar

ama bu diğer olanların yanında küçük bir öğe

but that is only a small component of what's happening.

Bu çekindiğim ilk fotoğraf

This picture is the very first picture that I ever took,

üstelik ilk bikini giyişim

and it's also the very first time that I had worn a bikini,

and I didn't even have my period yet.

dahası henüz regli bile olmamıştım

I know we're getting personal, but I was a young girl.

Farkındayım fazla kişisel oldu ama

genç bir kızdım.

This is what I looked like with my grandma just a few months earlier.

Bu birkaç ay öncesinde büyükannemle çekindiğim bir fotoğraftaki görünüşüm

Burada aynı gün bu çekim yapıldığında

Here's me on the same day as this shoot.

My friend got to come.

Arkadaşımda benimle gelmek zorunda kalmıştı

Here's me at a slumber party a few days before I shot French Vogue.

Burada bir pijama partisinde, Fransız Vogue çekiminden birkaç gün önce

Here's me on the soccer team and in V Magazine.

Burada futbol takımındayım ve bu da V dergisi pozum

And here's me today.

İşte bugünkü halim

And I hope what you're seeing

ve umarım şuan bu halimi görüyorsunuzdur

is that these pictures are not pictures of me.

bunlar bana ait fotoğraflar değil

They are constructions,

Bunlar kurgulanmış

and they are constructions by a group of professionals,

ve bu kurgulama profesyonellerce yapılıyor

by hairstylists and makeup artists and photographers and stylists

saç stilistleri, makyözler, fotoğrafçılar ve stilistler

and all of their assistants and pre-production and post-production,

tabii onların asistanları ve prodüksiyonlar

ve bunu onlar ortaya çıkarıyor. O gördüğünüz ben değilim.

and they build this.

That's not me.

Okay, so the next question people always ask me is,

İnsanların her zaman sorduğu diğer bir soru ise

"Bedava şeyler alıyor musun?"

"Do you get free stuff?"

(Laughter)

I do have too many 8-inch heels which I never get to wear,

Hiç giyme fırsatı bulamadığım 20 cm'lik topuklularım var

except for earlier,

biraz önce giydiğim dışında,

but the free stuff that I get is the free stuff that I get in real life,

oysa asıl bedava edindiğim şeyler

gerçek hayatta edindiklerim ve bunlar hakkında konuşmak sevilmez

and that's what we don't like to talk about.

Cambridge'de büyüdüm

I grew up in Cambridge,

and one time I went into a store and I forgot my money

ve bir gün bir mağazaya gittim, parayı unutmuşum

and they gave me the dress for free.

ve aldığım elbiseyi bana bedava verdiler.

When I was a teenager, I was driving with my friend

Gençken arkadaşımla yolda gidiyoruz

who was an awful driver and she ran a red and of course,

ki o çok kötü bir sürücüdür, kırmızı ışıkta geçti ve tabii ki

polis bizi kenara çekti

we got pulled over,

and all it took was a "Sorry, officer," and we were on our way.

ve tek yapmamız gereken "üzgünüm memur bey" demek oldu

sonra yolumuza devam ettik.

And I got these free things because of how I look,

Bu bedava şeyleri sadece güzel olduğum için elde ettim

not who I am, and there are people paying a cost

bunun kim olduğumla ilgisi yok. Kişilikleri için değil görünüşleri yüzünden

for how they look and not who they are.

bedel ödeyen insanlar var.

I live in New York, and last year,

Ben New York'ta yaşıyorum, geçen yıl

of the 140,000 teenagers that were stopped and frisked,

polis tarafından durdurulan ve aranan 140.000 gençten

86% of them were black and Latino, and most of them were young men.

yüzde 86'sı siyahi ve Latin kökenliydi.

üstelik büyük çoğunluğu genç adamlardı

And there are only 177,000 young black and Latino men in New York,

New York'ta sadece 177.000 genç siyahi ve Latin kökenli yaşıyor

so for them, it's not a question of, "Will I get stopped?"

yani onlar için soru "polis durdurur mu?" değil

but "How many times will I get stopped? When will I get stopped?"

"Kaç kez durdurulurum" "Ne zaman durdurulurum?"dur.

When I was researching this talk,

Bu konuşma için araştırma yaparken

Birleşik Devletler'deki 13 yaş kızların

I found out that of the 13-year-old girls in the United States,

53% don't like their bodies,

yüzde 53'ünün vücudunu sevmediğini

and that number goes to 78% by the time that they're 17.

bu oranın 17 yaşına geldiklerinde yüzde 78'e yükseldiğini öğrendim.

İnsanların bana sordukları son soruysa:

So, the last question people ask me is,

"What is it like to be a model?"

"Model olmak nasıl bir duygu?"

And I think the answer that they're looking for is,

Bence aradıkları cevap

"If you are a little bit skinnier and you have shinier hair,

"Eğer sıskaysan ve parlak saçlara sahipsen

you will be so happy and fabulous."

çok mutlu ve fevkalade olursun."

And when we're backstage,

Kulisteyken bir cevap veririz

we give an answer that maybe makes it seem like that.

ki bu düşündüklerini doğrular

"Seyehat etmek harika

We say, "It's really amazing to travel, and it's amazing to get to work

yaratıcı, ilham verici, tutkulu insanlarla çalışmak inanılmaz"

with creative, inspired, passionate people."

And those things are true, but they're only one half of the story,

Üstelik bunlar doğrudur ama bu hikayenin sadece bir yüzüdür

because the thing that we never say on camera,

çünkü kamera önünde asla söylemediklerimiz

that I have never said on camera, is,

...söylemediklerim

"I am insecure."

şudur ki "kendime güvensizim."

And I'm insecure because I have to think about what I look like every day.

Güvensizim, çünkü her gün nasıl göründüğümü

düşünmek zorundayım.

Eğer şunu merak ediyorsanız:

And if you ever are wondering,

"If I have thinner thighs and shinier hair, will I be happier?"

"Daha zayıf baldırlara ve daha ışıltılı saçlara sahip olursam, daha mutlu olur muyum?"

you just need to meet a group of models,

sadece bir grup modelle görüşün

because they have the thinnest thighs, the shiniest hair and the coolest clothes,

çünkü onlar en zayıf baldırlara, en ışıltılı saçlara ve en klas kıyafetlere sahipler

ve muhtemelen gezegendeki fiziksel görünüşleri hakkında en güvensiz kadınlar onlar.

and they're the most physically insecure women probably on the planet.

When I was writing this talk,

Bu yüzden bu konuşmayı hazırlarken, dengede,

I found it very difficult to strike an honest balance,

dürüst bir etki bırakmak için çok zorlandım, çünkü bir yandan

because on the one hand,

buraya gelip "Bakın tüm bu fırsatları yararıma bir istiften edindiğimi"

I felt very uncomfortable to come out here and say,

"Look I've received all these benefits from a deck stacked in my favor,"

söylemek konusunda rahatsızlık duydum.

üstelik bunu şu sözlerle devam ettirmek de rahatsızlık verici

and it also felt really uncomfortable to follow that up with,

"tüm bunlar beni her zaman mutlu etmiyor"

"and it doesn't always make me happy."

But mostly it was difficult to unpack a legacy of gender and racial oppression

Ama en çok da

cinsiyet ve ırksal baskı mirasını ortaya dökmek zordu

when I am one of the biggest beneficiaries.

çünkü ben haklardan en çok faydalananlardan biriyim.

Aynı zamanda burada olmaktan onur duyuyorum, mutluyum

But I'm also happy and honored to be up here

and I think that it's great that I got to come

ve gelmiş olmam harika

before 10 or 20 or 30 years had passed and I'd had more agency in my career,

10, 20 ya da 30 yıl geçtikten ve kariyerimde daha fazla ajans olduktan sonra

because maybe then I wouldn't tell the story of how I got my first job,

çünkü o zaman ilk işimi nasıl edindiğimi anlatmam

or maybe I wouldn't tell the story of how I paid for college,

ya da belki kolej parasını nasıl ödediğimi söylemem

which seems so important right now.

ki şu an bunlar çok önemli görünüyorlar.

If there's a takeaway to this talk,

Eğer bu konuşma için paket servis varsa, umarım öyledir

I hope it's that we all feel more comfortable acknowledging

kabullenmek konusunda daha rahat hissederiz

the power of image in our perceived successes

Hissettiğimiz başarılarımızda

and our perceived failures.

ve başarısızlıklarımız da imajımız etkilidir.

Thank you.

Teşekkürler (Alkış)

(Applause)