The linguistic genius of babies | Patricia Kuhl

Patricia Kuhl: Bebeklerin dilbilimsel dehası

871,108 views ・ 2011-02-18

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Gani Simsek Gözden geçirme: Sancak Gülgen
Bu bebeğe bakmanızı istiyorum.
00:16
I want you to take a look at this baby.
0
16284
2683
Hemen ilginizi çeken onun gözleri
00:19
What you're drawn to are her eyes and the skin you love to touch.
1
19439
4796
ve dokunmayı sevdiğiniz cildidir.
00:24
But today I'm going to talk to you about something you can't see.
2
24646
3140
Ama bugün size göremediğiniz bir şeyden,
00:27
What's going on up in that little brain of hers.
3
27810
2752
onun minicik beyninde neler olup bittiğinden, söz edeceğim.
00:31
The modern tools of neuroscience are demonstrating to us
4
31395
3921
Nörolojinin modern araçları
orada olup bitenlerin roket biliminden
00:35
that what's going on up there is nothing short of rocket science.
5
35340
3895
aşağı kalır yanı olmadığını gösteriyor.
00:39
And what we're learning is going to shed some light
6
39996
3437
Ve öğrendiğimiz şeyler
yazar ve şairlerin
00:43
on what the romantic writers and poets described as the "celestial openness"
7
43457
5898
"ilahi açıklık" olarak tanımladığı
çocuk aklına biraz ışık
00:49
of the child's mind.
8
49379
1857
tutacaktır.
Bu gördüğümüz
00:52
What we see here is a mother in India,
9
52273
3458
Hindistanlı bir anne,
00:55
and she's speaking Koro, which is a newly discovered language.
10
55755
3904
ve o, yeni keşfedilen
bir dil olan Koroca konuşuyor.
Ve o, bebeğine konuşuyor.
01:00
And she's talking to her baby.
11
60057
1807
Bu anne --
01:02
What this mother --
12
62349
1156
01:03
and the 800 people who speak Koro in the world --
13
63529
3219
ve dünyada Koroca konuşan 800 insan --
01:06
understands is that, to preserve this language,
14
66772
3210
biliyor ki, dili muhafaza etmek için
onu bebeklerine konuşmalıdırlar.
01:10
they need to speak it to the babies.
15
70006
2586
01:12
And therein lies a critical puzzle.
16
72616
2875
Ve burada kritik bir bilmece vardır.
01:15
Why is it that you can't preserve a language
17
75515
2250
Neden bir dili size ve bana,
01:17
by speaking to you and I, to the adults?
18
77789
3235
yetişkinlere, konuşarak muhafaza edemiyoruz?
Sebebi, beyninizle ilgili.
01:21
Well, it's got to do with your brain.
19
81048
2188
01:23
What we see here is that language has a critical period for learning.
20
83798
4438
Burada gördüğümüz
dilin bir kritik öğrenme süreci olduğudur.
01:28
The way to read this slide is to look at your age on the horizontal axis.
21
88260
3800
Bu slaytı okumanın yolu, yatay eksenden yaşınıza bakmaktır.
(Gülüşmeler)
01:32
(Laughter)
22
92084
2683
01:34
And you'll see on the vertical your skill at acquiring a second language.
23
94791
3639
Dikeyde ise ikinci bir dil
edinme başarınızı göreceksiniz.
Bebekler ve çocuklar dahidir,
01:39
The babies and children are geniuses until they turn seven,
24
99049
3859
yedi yaşına kadar,
01:42
and then there's a systematic decline.
25
102932
2304
sonrasında sistematik bir düşüş var.
01:45
After puberty, we fall off the map.
26
105260
2497
Ergenlikten sonra, önemsiz oluyor.
Hiçbir biliminsanı bu eğriye itiraz etmiyor,
01:48
No scientists dispute this curve,
27
108194
2532
01:50
but laboratories all over the world
28
110750
1955
fakat tüm dünyada laboratuvarlar
01:52
are trying to figure out why it works this way.
29
112729
2507
neden bu şekilde olduğunu anlamaya çalışıyor.
01:55
Work in my lab is focused on the first critical period in development,
30
115778
4034
Laboratuvarımdaki çalışma
gelişmenin ilk kritik dönemine odaklıdır --
01:59
and that is the period in which babies
31
119836
1845
bu dönem bebeklerin hangi seslerin
02:01
try to master which sounds are used in their language.
32
121705
3365
kendi dilllerinde kullanıldığıyla ilgili uzmanlaşmaya çalıştığı dönemdir.
Seslerin nasıl öğrenildiğini çalışarak,
02:05
We think, by studying how the sounds are learned,
33
125094
2490
02:07
we'll have a model for the rest of language,
34
127608
2265
dilin geri kalanı için ve belki de
02:09
and perhaps for critical periods that may exist in childhood
35
129897
2938
çocukluktaki sosyal, duygusal ve kavramsal gelişim
02:12
for social, emotional and cognitive development.
36
132859
2863
dönemleri için bir model
oluşturabileceğimizi düşünüyoruz.
02:16
So we've been studying the babies
37
136295
1941
Tüm dünyada kullandığımız bir teknikle
02:18
using a technique that we're using all over the world
38
138260
2503
bebekler ve her dilden sesler üzerinde
02:20
and the sounds of all languages.
39
140787
1856
çalışmalar yapıyoruz.
02:22
The baby sits on a parent's lap,
40
142667
1791
Bebek ebeveynin kucağında oturur,
02:24
and we train them to turn their heads when a sound changes --
41
144482
2921
ve onları ses değişince başlarını döndürmeleri için eğitiriz --
"aa"'dan "ee"ye geçiş gibi --.
02:27
like from "ah" to "ee."
42
147427
1458
02:28
If they do so at the appropriate time, the black box lights up
43
148909
3433
Bunu zamanında yaparlarsa,
kara kutu ışıldar
02:32
and a panda bear pounds a drum.
44
152366
1984
ve bir panda davul çalar.
02:34
A six-monther adores the task.
45
154374
2418
Altı aylık bir bebek buna tapıyor.
Ne öğrendik?
02:37
What have we learned?
46
157420
1161
02:38
Well, babies all over the world
47
158605
2160
Tüm dünyadaki bebekler,
02:40
are what I like to describe as "citizens of the world."
48
160789
3658
benim tanımıma göre
dünya vatandaşıdır;
02:44
They can discriminate all the sounds of all languages,
49
164906
2928
hangi ülkede denesek, hangi dili kullansak da
02:47
no matter what country we're testing and what language we're using,
50
167858
3232
tüm dillerdeki tüm sesleri ayırt edebiliyorlar.
Ve bu harikadır çünkü siz ve ben bunu yapamayız.
02:51
and that's remarkable because you and I can't do that.
51
171114
2995
Biz kültüre bağlı dinleyicileriz.
02:54
We're culture-bound listeners.
52
174133
1971
Kendi dilimizdeki sesleri ayırt edebiliriz ama
02:56
We can discriminate the sounds of our own language,
53
176128
2395
yabancı dillerdekini edemeyiz.
02:58
but not those of foreign languages.
54
178547
1847
Akla şu soru gelir:
03:00
So the question arises: When do those citizens of the world
55
180418
3167
dünya vatandaşları ne zaman
03:03
turn into the language-bound listeners that we are?
56
183609
2884
bizim gibi dile bağlı dinleyicilere dönüşüyorlar?
03:06
And the answer: before their first birthdays.
57
186517
3137
Ve cevap: ilk doğumgünlerinden önce.
03:09
What you see here is performance on that head-turn task
58
189678
3132
Burada, Tokyo ve Birleşik Devletler, Seattle'da
03:12
for babies tested in Tokyo and the United States,
59
192834
2463
test edilen bebeklerin baş döndürme testi
performansları var,
03:15
here in Seattle,
60
195321
1438
03:16
as they listened to "ra" and "la" --
61
196783
1749
"ra" ve "la" gibi İngilizce'de önemli
03:18
sounds important to English, but not to Japanese.
62
198556
2806
ama Japoncada önemsiz sesleri dinlediler.
03:21
So at six to eight months, the babies are totally equivalent.
63
201386
3378
Altı aydan sekiz aya kadar bebekler tamamen eşit.
03:24
Two months later, something incredible occurs.
64
204788
2554
İki ay sonra inanılmaz bir şey oluyor.
03:27
The babies in the United States are getting a lot better,
65
207366
2680
Birleşik Devletler'deki bebekler çok iyiye giderken,
Japonya'daki bebekler kötüye gidiyor,
03:30
babies in Japan are getting a lot worse,
66
210070
1924
fakat her iki gruptaki bebekler
03:32
but both of those groups of babies are preparing for exactly the language
67
212018
3450
tam da öğrenecekleri dile hazırlanıyorlar.
03:35
that they are going to learn.
68
215492
1492
Ve soru şudur, bu iki aylık
03:37
So the question is: What's happening during this critical two-month period?
69
217008
4624
kritik dönemde ne oluyor?
03:41
This is the critical period for sound development,
70
221656
2343
Bu sesin gelişim dönemidir,
fakat orada olanlar ne?
03:44
but what's going on up there?
71
224023
1415
03:45
So there are two things going on.
72
225462
1979
Olup biten iki şey var.
03:47
The first is that the babies are listening intently to us,
73
227465
2876
İlki bebekler bizi dikkatlice dinliyor,
03:50
and they're taking statistics as they listen to us talk --
74
230365
3733
ve bizi dinledikçe istatistik tutuyorlar --
istatistik tutuyorlar.
03:54
they're taking statistics.
75
234122
1981
İki annenin çocuklarla konuşurken kullandığımız
03:56
So listen to two mothers speaking motherese --
76
236127
2539
03:58
the universal language we use when we talk to kids --
77
238690
3042
evrensel dil olan "annece" konuşmalarını dinleyin,
04:01
first in English and then in Japanese.
78
241756
2211
önce İngilizce sonra Japonca.
04:03
(Video) Ah, I love your big blue eyes --
79
243991
3439
(Video) İngiliz Anne: Ah, o büyük mavi gözlerini seviyorum --
04:07
so pretty and nice.
80
247454
2806
çok hoş ve güzel.
04:11
(Japanese)
81
251309
5927
Japon Anne: [Japonca]
04:17
Patricia Kuhl: During the production of speech, when babies listen,
82
257712
3367
Patricia Kuhl: Konuşmanın üretildiği sırada,
çocuklar dinlerken,
04:21
what they're doing is taking statistics on the language that they hear.
83
261103
4769
yaptıkları şey duydukları dil hakkında
istatistikler toplamaktır.
04:26
And those distributions grow.
84
266613
2910
Ve dağılımlar gelişir.
04:29
And what we've learned is that babies are sensitive to the statistics,
85
269547
4373
Öğrendiğimiz şey
bebeklerin istatistiğe duyarlı olduğudur,
04:33
and the statistics of Japanese and English are very, very different.
86
273944
3828
ve Japonca ile İngilizce'nin istatistikleri çok farklıdır.
04:37
English has a lot of Rs and Ls.
87
277796
2657
Dağılıma göre İngilizce'de
04:40
The distribution shows.
88
280477
1759
çok R ve L harfi var.
04:42
And the distribution of Japanese is totally different,
89
282260
2840
Ve Japonca'nın dağılımı ise tamamen farklı,
Japonca R olarak bilinen
04:45
where we see a group of intermediate sounds,
90
285124
3001
birtakım ara sesler var.
04:48
which is known as the Japanese "R."
91
288149
2415
04:50
So babies absorb the statistics of the language
92
290588
4108
Bebekler
dilin istatistiklerini emiyor
04:54
and it changes their brains;
93
294720
1678
ve bu onların beynini değiştiriyor;
04:56
it changes them from the citizens of the world
94
296422
2151
onları dünya vatandaşlığından ayırıp
04:58
to the culture-bound listeners that we are.
95
298597
2946
bizim gibi kültür bağımlı dinleyiciler yapıyor.
05:01
But we as adults are no longer absorbing those statistics.
96
301567
4713
Fakat biz yetişkinler
artık bu istatistikleri tutmuyoruz.
Bizi yöneten, belleğimizdeki gelişim çağında
05:06
We are governed by the representations in memory
97
306304
2557
05:08
that were formed early in development.
98
308885
2549
oluşturulan sembollerdir.
05:11
So what we're seeing here
99
311458
1778
Burada gördüğümüz
05:13
is changing our models of what the critical period is about.
100
313260
3233
kritik dönemin ne hakkında olduğuna dair modellerimizi değiştiriyor.
05:16
We're arguing from a mathematical standpoint
101
316517
2769
Matematiksel bir açıdan bakarsak,
05:19
that the learning of language material may slow down
102
319310
3140
dağılımlar dengelendiği zaman dilin öğrenilmesi
05:22
when our distributions stabilize.
103
322474
2380
yavaşlamaya başlar.
05:24
It's raising lots of questions about bilingual people.
104
324878
2862
Bu durum çift dili olanlarla ilgili birçok soruyu akla getiriyor.
Çift dili olan insanlar, zihinlerinde iki farklı istatistik seti tutmalı
05:28
Bilinguals must keep two sets of statistics in mind at once
105
328178
4031
ve kimle konuştuklarına bağlı olarak
05:32
and flip between them, one after the other,
106
332233
2883
bunlar arasında geçiş yapmalılar.
05:35
depending on who they're speaking to.
107
335140
1772
05:36
So we asked ourselves,
108
336936
1154
Kendimize sorduk,
05:38
can the babies take statistics on a brand new language?
109
338114
3407
bebekler yepyeni bir dil için istatistik tutabilir mi?
05:41
And we tested this by exposing American babies
110
341545
3278
Ve bunu, daha önce hiç ikinci bir dil duymamış
Amerikan bebeklere kritik dönemlerinde
05:44
who'd never heard a second language
111
344847
1689
ilk defa Çince dinleterek denedik.
05:46
to Mandarin for the first time during the critical period.
112
346560
2716
Taipei ve Seattle'da tek dillilere Çince
05:49
We knew that, when monolinguals were tested in Taipei and Seattle
113
349300
3537
dinlettiğimiz zaman, aynı düzeni
05:52
on the Mandarin sounds, they showed the same pattern.
114
352861
2662
gösterdiklerini biliyorduk.
05:55
Six to eight months, they're totally equivalent.
115
355547
2471
Altı, sekiz ay boyunca tamamen eşit.
İki ay sonra, inanılmaz bir şey olur.
05:58
Two months later, something incredible happens.
116
358042
2536
06:00
But the Taiwanese babies are getting better, not the American babies.
117
360602
3552
Fakat Tayvanlı bebekler daha iyiye gidiyor, Amerikalılar değil.
Bu dönemde yaptığımız Amerikalı bebekleri Çince'ye maruz
06:04
What we did was expose American babies, during this period, to Mandarin.
118
364178
4882
bırakmaktı.
Sanki, Çinli akrabalar bir ay boyunca evinize misafir olmuş da
06:09
It was like having Mandarin relatives come and visit for a month
119
369084
3008
12 oturum boyunca
06:12
and move into your house and talk to the babies for 12 sessions.
120
372116
3797
bebeklerle konuşuyor gibiydi.
06:15
Here's what it looked like in the laboratory.
121
375937
2206
Laboratuvarda nasıl olduğuna bakalım.
(Video) Çinli Konuşmacı: [Çince]
06:18
(Mandarin)
122
378167
5556
06:39
PK: So what have we done to their little brains?
123
399922
2246
PK: Peki o minicik beyinlerine ne yaptık?
(Gülüşmeler)
06:42
(Laughter)
124
402192
2044
06:44
We had to run a control group to make sure
125
404260
2671
Sadece laboratuvara gelmenin
06:46
that coming into the laboratory didn't improve your Mandarin skills.
126
406955
3212
Çincenizi geliştirmediğinden emin olmak için
bir kontrol grubu oluşturmalıydık.
06:50
So a group of babies came in and listened to English.
127
410191
2653
Ve bir grup bebek gelip İngilizce dinledi.
06:52
And we can see from the graph
128
412868
1402
Ve grafikten görüyoruz ki
06:54
that exposure to English didn't improve their Mandarin.
129
414294
2583
İngilizce'ye maruz kalmak Çince'yi geliştirmiyor.
06:56
But look at what happened to the babies exposed to Mandarin for 12 sessions.
130
416901
3595
Fakat 12 oturum boyunca Çince'ye
maruz kalan bebeklere ne olduğuna bakalım.
07:00
They were as good as the babies in Taiwan
131
420520
2400
Tıpkı Tayvan'da on buçuk ay boyunca
07:02
who'd been listening for 10 and a half months.
132
422944
2976
dinleyen bebekler kadar iyiydi.
07:05
What it demonstrated is that babies take statistics on a new language.
133
425944
3824
Bebeklerin yeni bir dil
ile ilgili istatistik tuttuğunu gösteriyor.
07:09
Whatever you put in front of them, they'll take statistics on.
134
429792
3444
Önlerine ne koyarsanız, onunla ilgili istatistik tutacaklardır.
07:13
But we wondered what role
135
433260
1590
Fakat bu öğrenme egzersizlerinde
07:14
the human being played in this learning exercise.
136
434874
4237
insanların ne rol
oynadığını merak ettik.
07:19
So we ran another group of babies in which the kids got the same dosage,
137
439428
4316
Bu yüzden bir grup daha oluşturduk
onlar da 12 oturum boyunca aynı dozu aldılar
07:23
the same 12 sessions, but over a television set.
138
443768
2468
fakat televizyondan
07:26
And another group of babies who had just audio exposure
139
446260
3661
ve diğer bir grup bebek sadece ses olarak dinledi
07:29
and looked at a teddy bear on the screen.
140
449945
2088
ve ekrandaki bir ayıcığa baktı.
Ne yaptık beyinlerine?
07:32
What did we do to their brains?
141
452057
2179
07:34
What you see here is the audio result --
142
454260
3375
Buradaki sadece sesin sonucu --
hiç öğrenme yok --
07:38
no learning whatsoever --
143
458183
1738
07:39
and the video result --
144
459945
1758
ve video sonucu --
07:42
no learning whatsoever.
145
462496
1845
hiç öğrenme yok.
07:44
It takes a human being for babies to take their statistics.
146
464365
4141
Bebeklerin istatistik
tutması için karşıda bir insan olmalı.
07:48
The social brain is controlling
147
468882
2166
Sosyal beyin bebeklerin
ne zaman istatistik tutacaklarını kontrol ediyor.
07:51
when the babies are taking their statistics.
148
471072
2105
Bebeklerin karşısında, insan
07:53
We want to get inside the brain and see this thing happening
149
473201
3493
yerine televizyon olunca
07:56
as babies are in front of televisions, as opposed to in front of human beings.
150
476718
3938
beyinlerinde ne olduğunu öğrenmek için
onların beynine girmeyi istedik.
08:00
Thankfully, we have a new machine, magnetoencephalography,
151
480680
4697
Şükürler olsun ki, yeni bir makinemiz var,
manyetoensefalografi (MEG),
bunu yapmamızı sağlıyor.
08:05
that allows us to do this.
152
485401
1293
08:06
It looks like a hair dryer from Mars.
153
486718
2585
Mars'tan gelmiş bir saç kurutucu gibi.
Fakat tamamen güvenli,
08:09
But it's completely safe, completely noninvasive and silent.
154
489327
4483
tamamen zararsız ve sessiz.
08:13
We're looking at millimeter accuracy
155
493834
2443
Çalışmamızı yaparken,
değişen manyetik alanları
08:16
with regard to spatial and millisecond accuracy
156
496301
3316
yakalamak için 306 SQUID
08:19
using 306 SQUIDs --
157
499641
2622
(Süper İletken
Kuantum Girişim Cihazı)
08:22
these are superconducting quantum interference devices --
158
502287
3100
kullanarak uzaysal ve milisaniyelik
08:25
to pick up the magnetic fields that change as we do our thinking.
159
505411
3631
doğruluk bakımından
milimetrik doğruluğu inceliyoruz.
08:29
We're the first in the world to record babies in an MEG machine
160
509509
5609
Dünyada ilk kez,
bebekler öğrenirken
MEG cihazıyla
08:35
while they are learning.
161
515142
2391
onları kaydettik.
08:37
So this is little Emma.
162
517557
1679
Bu küçük Emma.
08:39
She's a six-monther.
163
519260
1908
Altı aylık.
08:41
And she's listening to various languages in the earphones that are in her ears.
164
521192
5118
Kulağındaki kulaklıklardan
çeşitli dilleri dinliyor
08:46
You can see, she can move around.
165
526334
2224
Görüyorsunuz ki, hareket edebiliyor.
08:48
We're tracking her head with little pellets in a cap,
166
528582
3770
Başlıktaki ufak topaklarla
onun başını takip ediyoruz,
08:52
so she's free to move completely unconstrained.
167
532376
2975
kısıtlanmadan, özgürce hareket edebiliyor.
08:55
It's a technical tour de force.
168
535375
2213
Bu teknik bir zoru başarmadır.
08:57
What are we seeing?
169
537612
1584
Ne görüyoruz?
08:59
We're seeing the baby brain.
170
539220
1894
Bebek beynini görüyoruz.
09:01
As the baby hears a word in her language, the auditory areas light up,
171
541138
5286
Bebek kendi dilinde bir sözcük duyunca
işitsel alanlar aydınlanır,
09:06
and then subsequently areas surrounding it that we think are related to coherence,
172
546448
4788
ve hemen ardından beynin diğer alanlarıyla
koordine olmasını sağlayan uyumluluk ve
09:11
getting the brain coordinated with its different areas, and causality,
173
551260
3976
beynin bir tarafının diğerlerini aktifleştirmesini sağlayan
nedensellik,
09:15
one brain area causing another to activate.
174
555260
2976
ile ilgili olduğunu düşündüğümüz alanlar aydınlanır.
09:18
We are embarking on a grand and golden age of knowledge
175
558861
5384
Çocukların
zihin gelişimi ile ilgili bilgilerin
muhteşem ve altın çağına giriyoruz.
09:24
about child's brain development.
176
564269
2236
09:26
We're going to be able to see a child's brain
177
566529
2421
Çocukların beynini,
09:28
as they experience an emotion, as they learn to speak and read,
178
568974
4241
bir duyguyu deneyimlediklerinde,
okuma ve konuşmayı öğrendiklerinde,
bir matematik problemini çözdüklerinde
09:33
as they solve a math problem, as they have an idea.
179
573239
3202
bir fikirleri olduğunda görebileceğiz.
09:36
And we're going to be able to invent brain-based interventions
180
576775
3349
Ve öğrenmede güçlük çeken çocuklar için beyin ile ilgili
müdahalelerde bulunabileceğiz.
09:40
for children who have difficulty learning.
181
580148
2270
09:42
Just as the poets and writers described,
182
582831
3066
Tıpkı şair ve yazarların anlattığı gibi,
09:45
we're going to be able to see, I think, that wondrous openness,
183
585921
4154
sanırım çocuk zihninin
harikulade açıklığını,
mutlak ve tam açıklığını,
09:50
utter and complete openness, of the mind of a child.
184
590099
3424
görebileceğiz.
09:54
In investigating the child's brain,
185
594284
2676
Çocukların beynini incelerken,
09:56
we're going to uncover deep truths about what it means to be human,
186
596984
3996
insan olmanın ne demek olduğuna dair
derin gerçekleri keşfedecek,
ve bu süreçte,
10:01
and in the process,
187
601004
1155
10:02
we may be able to help keep our own minds open to learning
188
602183
3071
belki kendi zihnimizi de tüm hayat boyunca
öğrenmeye açık tutabiliriz.
10:05
for our entire lives.
189
605278
1691
10:06
Thank you.
190
606993
1243
Teşekkürler.
10:08
(Applause)
191
608260
3000
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7