Are we in control of our decisions? | Dan Ariely

Dan Ariely soruyor, kararlarımız kendi kontrolümüzde mi?

2,070,442 views

2009-05-19 ・ TED


New videos

Are we in control of our decisions? | Dan Ariely

Dan Ariely soruyor, kararlarımız kendi kontrolümüzde mi?

2,070,442 views ・ 2009-05-19

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Arda Cetin Gözden geçirme: Ramazan Gurer
00:16
I'll tell you a little bit about irrational behavior.
0
16477
2659
Size biraz akıldışı davranıştan bahsedeceğim.
00:19
Not yours, of course -- other people's.
1
19160
1881
Sizlerin değil elbette. Başka insanların.
00:21
(Laughter)
2
21065
1182
(Kahkahalar)
00:22
So after being at MIT for a few years,
3
22271
3865
MIT'de bir süre bulunduktan sonra,
00:26
I realized that writing academic papers is not that exciting.
4
26160
4657
akademik makale yazmanın çok da heyecan verici olmadığını farkettim.
00:30
You know, I don't know how many of those you read,
5
30841
2358
Aranızda kimler bu tür yayınları okuyor bilmiyorum.
Ama okuması da yazması da eğlenceli değil.
00:33
but it's not fun to read and often not fun to write --
6
33223
2535
00:35
even worse to write.
7
35782
1354
Özellikle de yazması.
00:37
So I decided to try and write something more fun.
8
37160
2976
Ben de şansımı daha eğlenceli birşeyler yazmakta denemeye karar verdim.
00:40
And I came up with an idea that I would write a cookbook.
9
40160
3447
Ve bir yemek kitabı yazmaya karar verdim.
00:44
And the title for my cookbook was going to be,
10
44971
2152
Yemek kitabımın başlığı da
"Dökmeden Yemek: Lavabonun Üzerinde Yeme Sanatı."
00:47
"Dining Without Crumbs: The Art of Eating Over the Sink."
11
47147
2860
(Kahkahalar)
00:50
(Laughter)
12
50031
1722
00:51
And it was going to be a look at life through the kitchen.
13
51777
2905
Hayata mutfak benzetmesi üzerinden yaklaşan bir kitap olacaktı.
00:54
I was quite excited about this.
14
54706
1555
Çok heyecanlıydım. Biraz araştırma hakkında
00:56
I was going to talk a little bit about research,
15
56285
2269
biraz da mutfak hakkında yazacaktım.
00:58
a little bit about the kitchen.
16
58578
1497
Hayatımızın büyük kısmı mutfakta geçiyor, ben de ilginç bir konu olacağını düşündüm.
01:00
We do so much in the kitchen, I thought this would be interesting.
17
60099
3119
Birkaç bölüm yazıp
01:03
I wrote a couple of chapters, and took it to MIT Press and they said,
18
63242
3892
MIT yayınevine götürdüm. Verdikleri cevap:
"Şirin. Ama bize göre değil. Başka birini bul."
01:07
"Cute, but not for us. Go and find somebody else."
19
67158
3094
01:10
I tried other people, and everybody said the same thing,
20
70276
2881
Başkalarıyla da görüştüm ama herkes aynı şeyi söylüyordu,
"Şirin. Bize göre değil".
01:13
"Cute. Not for us."
21
73181
2071
01:15
Until somebody said,
22
75276
2860
Ta ki birisi şöyle diyene kadar,
01:18
"Look, if you're serious about this,
23
78160
1826
"Eğer bu konuda gerçekten ciddiysen,
01:20
you have to write about your research first; you have to publish something,
24
80010
3531
ilk önce kendi araştırman hakkında yazman gerek. Bir şeyler yayınlamalısın ki
01:23
then you'll get the opportunity to write something else.
25
83565
2698
başka şeyler de yazabilme fırsatını ele geçirebilesin.
Eğer gerçekten istiyorsan, bunu yapmak zorundasın."
01:26
If you really want to do it, you have to do it."
26
86287
2271
Ben de dedim ki, "Ben araştırmalarım hakkında yazmak istemiyorum.
01:28
I said, "I don't want to write about my research.
27
88582
2345
01:30
I do it all day long,
28
90951
1217
Bunu hergün yapıyorum. Ben başka birşeyler yazmak istiyorum.
01:32
I want to write something a bit more free, less constrained."
29
92192
3492
Daha özgür, daha serbest birşeyler."
01:35
And this person was very forceful and said,
30
95708
2428
Konuştuğum kişi oldukça kararlıydı, dedi ki,
01:38
"Look, that's the only way you'll ever do it."
31
98160
2576
"Bak. Bu işi yapabilmenin tek yolu bu."
01:40
So I said, "Okay, if I have to do it --"
32
100760
2310
Ben de dedim ki, "Tamam, eğer illa yapmam gerekiyorsa."
01:43
I had a sabbatical.
33
103094
1159
Ücretli izin hakkım vardı. Dedim ki, "Eğer ki başka yolu yoksa
01:44
I said, "I'll write about my research, if there's no other way.
34
104277
2959
ben de önce araştırmalarım hakkında yazarım.Sonra da yemek kitabımı."
01:47
And then I'll get to do my cookbook."
35
107260
1802
Dolayısıyla araştırmalarımla ilgili bir kitap yazdım.
01:49
So, I wrote a book on my research.
36
109086
3236
Ve oldukça eğlenceli gitti. İki sebepten ötürü.
01:52
And it turned out to be quite fun in two ways.
37
112346
2571
01:54
First of all, I enjoyed writing.
38
114941
2524
Birincisi yazmaktan çok keyif alıyordum.
01:57
But the more interesting thing was that I started learning from people.
39
117489
3754
Ama daha da ilginci
Başkalarından öğrenmeye başlamıştım.
02:01
It's a fantastic time to write,
40
121267
1585
Yazmak için harika bir zaman.
02:02
because there's so much feedback you can get from people.
41
122876
2705
Çünkü insanlardan öğrenebileceğiniz çok fazla şey var.
02:05
People write to me about their personal experience,
42
125605
2531
İnsanlar bana kendi tecrübeleri hakkında yazmaya başladılar,
02:08
and about their examples, and where they disagree,
43
128160
2334
ve kendi örnekleri hakkında, katılmadıkları noktalar,
02:10
and their nuances.
44
130518
1618
ve farklılıklar hakkında.
02:12
And even being here -- I mean, the last few days,
45
132160
2286
Ve burada olmak bile. Yani son birkaç gündür,
02:14
I've known heights of obsessive behavior
46
134470
2666
asla aklıma gelmeyecek derecede
02:17
I never thought about.
47
137160
1976
takıntılı davranışlar gördüm.
02:19
(Laughter)
48
139160
1632
(Kahkahalar)
02:20
Which I think is just fascinating.
49
140816
1892
Ve bence bu harikulade.
02:22
I will tell you a little bit about irrational behavior,
50
142732
2595
Size biraz akıldışı davranıştan bahsedeceğim.
02:25
and I want to start by giving you some examples of visual illusion
51
145351
3178
Söze birkaç görsel yanılsama örneği ile başlamak istiyorum.
02:28
as a metaphor for rationality.
52
148553
1933
Akılcı davranışa örnek olması için.
02:30
So think about these two tables.
53
150510
1818
Bu iki masaya dikkat edin.
02:32
And you must have seen this illusion.
54
152352
1784
Bu yanılsamayı önceden görmüşsünüzdür.
02:34
If I asked you what's longer, the vertical line on the table on the left,
55
154160
3821
Size hangisinin daha uzun olduğunu sorsam, soldaki masanın dikey kenarı mı,
yoksa sağdaki masanın yatay kenarı mı?
02:38
or the horizontal line on the table on the right,
56
158005
2793
02:40
which one seems longer?
57
160822
2314
Hangisi daha uzun görünüyor?
02:43
Can anybody see anything but the left one being longer?
58
163160
2975
Soldakinin daha uzun olduğu dışında bir şey görebilen var mı?
02:46
No, right? It's impossible.
59
166159
1847
Yok, değil mi? Mümkün değil.
02:48
But the nice thing about visual illusion is we can easily demonstrate mistakes.
60
168030
3892
Fakat görsel yanılsamaların güzel tarafı yanlışları hemen gösterebiliyor olmamız.
02:51
So I can put some lines on; it doesn't help.
61
171946
2463
Üzerlerine bazı çizgiler koyabilirim. Bir şey değişmiyor.
02:54
I can animate the lines.
62
174433
1702
Çizgileri hareket ettirebilirim.
02:56
And to the extent you believe I didn't shrink the lines,
63
176159
2668
Çizgileri kısaltmadığıma inanacağınıza güvenerek,
02:58
which I didn't, I've proven to you that your eyes were deceiving you.
64
178851
4788
ki kısaltmadım, gözlerinizin sizi yanılttığını kanıtlayabilirim.
03:03
Now, the interesting thing about this is when I take the lines away,
65
183663
3473
Şimdi, bunun ilginç tarafı,
çizgileri kaldırdığımda,
03:07
it's as if you haven't learned anything in the last minute.
66
187160
2810
az önce öğrendiklerinizin hiçbir anlamı kalmıyor.
03:09
(Laughter)
67
189994
2220
(Kahkahalar)
03:12
You can't look at this and say, "Now I see reality as it is."
68
192238
3691
Buna baktıp da, "Tamam şimdi gerçeği görüyorum" diyemezsiniz.
03:15
Right? It's impossible to overcome this sense that this is indeed longer.
69
195953
4040
Değil mi? Bunun daha uzun olduğu hissinin
üstesinden gelmek mümkün değil.
03:20
Our intuition is really fooling us
70
200017
1627
Sezgilerimiz bizi tekrar tekrar, öngörülebilir ve tutarlı bir şekilde yanıltıyor.
03:21
in a repeatable, predictable, consistent way.
71
201668
2147
03:23
and there is almost nothing we can do about it,
72
203839
2297
Ve bu konuda yapabileceğimiz neredeyse hiçbir şey yok.
03:26
aside from taking a ruler and starting to measure it.
73
206160
2976
Bir cetvel alıp ölçmeye başlamaktan başka.
03:29
Here's another one. It's one of my favorite illusions.
74
209770
2564
İşte bir başka örnek. Bu benim en sevdiğim yanılsamalardan.
03:32
What color is the top arrow pointing to?
75
212358
2689
Üstteki okun işaret ettiği rengi ne olarak görüyorsunuz?
Kahverengi. Teşekkür ederim.
03:36
Audience: Brown. Dan Ariely: Brown. Thank you.
76
216119
2172
Aşağıdaki? Sarı.
03:38
The bottom one? Yellow.
77
218315
1969
Aslında her ikise de aynı.
03:40
Turns out they're identical.
78
220308
1341
03:41
Can anybody see them as identical?
79
221673
1911
Aynı olduklarını görebilen var mı?
03:43
Very, very hard.
80
223608
1374
Çok çok zor.
03:45
I can cover the rest of the cube up.
81
225006
2130
Küpün üst tarafını kapatıp
03:47
If I cover the rest of the cube, you can see that they are identical.
82
227160
3406
sonra da geri kalanını da kapatınca aynı olduklarını görebiliyorsunuz.
03:50
If you don't believe me, you can get the slide later
83
230590
2437
Bana inanmıyorsanız slaytları sonra alıp
biraz uğraşıp aynı olduklarını görebilirsiniz.
03:53
and do some arts and crafts and see that they're identical.
84
233051
2816
03:55
But again, it's the same story, that if we take the background away,
85
235891
3333
Ama yine aynı hikaye.
Arka planı kaldırdığımızda,
03:59
the illusion comes back.
86
239248
2205
yanılsama geri geliyor. Evet.
04:01
There is no way for us not to see this illusion.
87
241477
2977
Bu yanılsamadan kurtulabilmemizin yolu yok.
04:04
I guess maybe if you're colorblind, I don't think you can see that.
88
244478
3317
Bir ihtimal eğer renk körüyseniz bunu göremeyebilirsiniz.
04:07
I want you to think about illusion as a metaphor.
89
247819
2317
Yanılsamayı mecazi anlamda düşünmenizi istiyorum.
04:10
Vision is one of the best things we do.
90
250160
2135
Görmek en iyi yaptığımız şeylerden bir tanesi.
04:12
We have a huge part of our brain dedicated to vision --
91
252319
2596
Beynimizin büyük bir kısmı görme işlevine ayrılmış.
04:14
bigger than dedicated to anything else.
92
254939
1895
Diğer bütün işlevlerden daha büyük bir alan.
04:16
We use our vision more hours of the day than anything else.
93
256858
3848
Gün boyunca görmek kadar yoğun şekilde yaptığımız birşey daha yok.
04:20
We're evolutionarily designed to use vision.
94
260730
2070
Ve evrim tarafından görmek için tasarlamışız.
04:22
And if we have these predictable repeatable mistakes in vision,
95
262824
2976
Ve görme konusunda böyle öngörülebilir ve tekrarlanan hatalar yapabiliyorsak,
04:25
which we're so good at,
96
265824
1506
bu kadar iyi olduğumuz halde,
04:27
what are the chances we won't make even more mistakes
97
267354
2564
çok da iyi olmadığımız konularda
04:29
in something we're not as good at, for example, financial decision-making.
98
269942
3551
hata yapma ihtimalimizi düşünün.
Mesela, finansal konularda.
04:33
(Laughter)
99
273517
1619
(Kahkahalar)
04:35
Something we don't have an evolutionary reason to do,
100
275160
2650
Evrimleşmemiz için bir gerekçe olmayan konularda.
04:37
we don't have a specialized part of the brain for,
101
277834
2350
Beynimizde özel bir alanı kapsamayan
ve gün boyunca uzun saatler boyunca yapmadığımız konularda.
04:40
and we don't do that many hours of the day.
102
280208
2015
Bu tür durumlarda
04:42
The argument is in those cases,
103
282247
1968
04:44
it might be that we actually make many more mistakes.
104
284239
3897
çok daha fazla hata yapabileceğimizi düşünebiliriz.
04:48
And worse -- not having an easy way to see them,
105
288160
2773
Ve işin kötüsü, hatalarımızı anlamamızın kolay yolu da yok.
04:50
because in visual illusions, we can easily demonstrate the mistakes;
106
290957
3229
Çünkü görsel yanılsamalardaki hataları kolaylıkla oraya çıkarabiliriz.
04:54
in cognitive illusion it's much, much harder
107
294210
2087
Ama algısal yanılsamalarda insanlara hatalarını göstermek
04:56
to demonstrate the mistakes to people.
108
296321
1815
çok ama çok daha zor.
04:58
So I want to show you some cognitive illusions,
109
298160
2976
Size bazı algısal yanılsamalar göstermek istiyorum,
05:01
or decision-making illusions, in the same way.
110
301160
3082
ya da aynı şekilde verdiğimiz kararlardaki yanılsamaları.
05:04
And this is one of my favorite plots in social sciences.
111
304266
3476
Bu benim sosyal bilimlerdeki en sevdiğim grafiklerden bir tanesi.
05:07
It's from a paper by Johnson and Goldstein.
112
307766
3838
Johnson ve Goldstein'in bir makalesinden alınma.
05:11
It basically shows the percentage of people who indicated
113
311628
3698
Organlarını bağışlayabileceğini
belirten insanların
05:15
they would be interested in donating their organs.
114
315350
3730
yüzdesel dağılımını gösteriyor.
05:19
These are different countries in Europe.
115
319104
1925
Ve bunlar Avrupa'daki farklı ülkeler.
05:21
You basically see two types of countries:
116
321053
1961
Ve açıkça iki tip ülke görüyorsunuz.
05:23
countries on the right, that seem to be giving a lot;
117
323038
2602
Sağdaki ülkeler çok bağışlıyor gibi görünüyor.
05:25
and countries on the left that seem to giving very little,
118
325664
2959
Soldaki ülkeler ise daha az bağışlıyor,
05:28
or much less.
119
328647
1603
ya da çok daha az.
05:30
The question is, why?
120
330274
1152
Soru şu, neden? Neden bazı ülkeler çok bağışlarken
05:31
Why do some countries give a lot and some countries give a little?
121
331450
3324
bazıları az bağışlıyor?
05:34
When you ask people this question,
122
334798
1628
İnsanlara bu soruyu sorduğunuzda,
05:36
they usually think that it has to be about culture.
123
336450
2532
genellikle kültürle ilgili bir açıklaması olduğunu düşünürler.
Değil mi? İnsanları ne kadar önemsiyorsunuz?
05:39
How much do you care about people?
124
339006
1626
05:40
Giving organs to somebody else
125
340656
1480
Organlarınızı bir başkasına bağışlamak
05:42
is probably about how much you care about society, how linked you are.
126
342160
3334
muhtemelen toplumu ne kadar önemsediğinizle, aranızdaki bağın kuvveti ile ilgilidir.
05:45
Or maybe it's about religion.
127
345518
1618
Ya da belki de dinle ilgilidir.
05:47
But if you look at this plot,
128
347160
1955
Fakat bu grafiğe dikkat ederseniz
05:49
you can see that countries that we think about as very similar,
129
349139
3427
oldukça benzer olduğunu düşündüğümüz ülkelerin
05:52
actually exhibit very different behavior.
130
352590
2142
çok farklı davranışlar sergilediğini görebilirsiniz.
05:55
For example, Sweden is all the way on the right,
131
355368
2261
Mesela, İsveç en sağda.
05:57
and Denmark, which we think is culturally very similar,
132
357653
2659
Kültürel olarak yakın diyebileceğimiz Danimarka ise
06:00
is all the way on the left.
133
360336
1800
en solda.
06:02
Germany is on the left, and Austria is on the right.
134
362160
3976
Almanya solda. Avusturya ise sağda.
06:06
The Netherlands is on the left, and Belgium is on the right.
135
366160
3316
Hollanda solda. Belçika ise sağda.
06:09
And finally, depending on your particular version
136
369500
2636
Ve son olarak, Avrupa'daki benzerlikleri
06:12
of European similarity,
137
372160
1976
nasıl yorumladığınıza bağlı olarak
06:14
you can think about the U.K. and France as either similar culturally or not,
138
374160
5166
İngiltere ve Fransa'yı kültürel olarak benzer ya da farklı bulabilirsiniz.
06:19
but it turns out that with organ donation, they are very different.
139
379350
3824
Ama öyle görünüyor ki, organ bağışı açısından oldukça farklılar.
06:23
By the way, the Netherlands is an interesting story.
140
383198
2439
Bu arada, Hollanda'daki durum enteresan.
06:25
You see, the Netherlands is kind of the biggest of the small group.
141
385661
3619
Gördüğünüz gibi Hollanda küçük grubun en büyüğü.
06:30
It turns out that they got to 28 percent
142
390494
2642
Ülkedeki bütün evlere
06:33
after mailing every household in the country a letter,
143
393160
3279
organ bağışı programına katılmaları için yalvaran mektuplar gönderdikten sonra
06:36
begging people to join this organ donation program.
144
396463
2673
yüzde 28'e ulaşmayı başarmışlar.
06:39
You know the expression, "Begging only gets you so far."
145
399672
2968
Hani yalvarmakla olmaz derler ya,
06:42
It's 28 percent in organ donation.
146
402664
2472
yüzde 28 organ bağışından bahsediyoruz.
06:45
(Laughter)
147
405160
1869
(Kahkahalar)
06:47
But whatever the countries on the right are doing,
148
407433
2350
Fakat sağdaki ülkeler her ne yapıyorlarsa
06:49
they're doing a much better job than begging.
149
409807
2111
yalvarmaktan daha iyi bir iş çıkardıkları kesin.
06:51
So what are they doing?
150
411942
1308
Peki ne yapıyorlar?
06:53
Turns out the secret has to do with a form at the DMV.
151
413274
3468
Görünüşe göre işin sırrı motorlu taşıt bürosundaki bir formda.
06:56
And here is the story.
152
416766
1370
Olay şöyle gerçekleşiyor.
06:58
The countries on the left have a form at the DMV
153
418160
2507
Soldaki ülkelerin motorlu taşıt bürolarındaki formlarda
07:00
that looks something like this.
154
420691
1691
şöyle bir seçenek var.
07:02
"Check the box below if you want to participate in the organ donor program."
155
422406
4285
Eğer organ bağışı kampanyasına katılmak istiyorsanız
aşağıdaki kutuyu işaretleyin.
07:06
And what happens?
156
426715
1421
Ve ne oluyor?
07:08
People don't check, and they don't join.
157
428160
2309
İnsanlar işaretlemiyor. Ve katılmıyorlar.
07:11
The countries on the right, the ones that give a lot,
158
431160
2502
Sağdaki, daha çok bağışlayan ülkelerdeki form ise
07:13
have a slightly different form.
159
433686
1602
birazcık farklı.
07:15
It says, "Check the box below if you don't want to participate ..."
160
435312
3500
Bu formlarda, eğer katılmak istemiyorsanız işaretleyiniz diyor.
07:18
Interestingly enough, when people get this,
161
438836
2190
İlginç şekilde, insanlar bu formu doldururken
yine işaretmeliyorlar. Ama bu sefer katılmış oluyorlar.
07:21
they again don't check, but now they join.
162
441050
2086
07:23
(Laughter)
163
443160
2976
(Kahkahalar)
07:26
Now, think about what this means.
164
446160
2912
Şimdi bunun ne anlama geldiği bir düşünün.
07:29
You know, we wake up in the morning and we feel we make decisions.
165
449566
3570
Sabah yataktan kalkıyor ve kararlar verdiğimizi sanıyoruz.
07:33
We wake up in the morning and we open the closet;
166
453160
2310
Sabah uyanıyor ve gardrobu açıyoruz.
07:35
we feel that we decide what to wear.
167
455494
1784
Ve ne giyeceğimize karar verdiğimizi sanıyoruz.
07:37
we open the refrigerator and we feel that we decide what to eat.
168
457302
3072
Sonra buzdolabını açıyoruz. Ve ne yiyeceğimize karar verdiğimizi sanıyoruz.
07:40
What this is actually saying,
169
460398
1499
Bütün bunlar şu anlama geliyor:
07:41
is that many of these decisions are not residing within us.
170
461921
2810
bu kararların çoğunda ipler aslında bizim elimizde değil.
07:44
They are residing in the person who is designing that form.
171
464755
2777
İpler aslında o formları tasarlayan insanların elinde.
07:47
When you walk into the DMV,
172
467881
1946
Motorlu taşıt bürosuna gittiğinizde
07:49
the person who designed the form will have a huge influence
173
469851
2999
sizin vereceğiniz karar üzerinde, o formu tasarlayan kişinin
07:52
on what you'll end up doing.
174
472874
1809
çok büyük bir etkisi olacak.
07:54
Now, it's also very hard to intuit these results.
175
474707
2779
Şimdi, bu sonuçları önceden sezmek çok zor. Kendinizi bir düşünün.
07:57
Think about it for yourself.
176
477510
1341
07:58
How many of you believe
177
478875
1261
Aranızdan kaç kişi
08:00
that if you went to renew your license tomorrow,
178
480160
2286
yarın ehliyetini yenilmek için
08:02
and you went to the DMV,
179
482470
1666
motorlu taşıt bürosuna gittiğinde
08:04
and you encountered one of these forms,
180
484160
2267
bu formlarların
08:06
that it would actually change your own behavior?
181
486451
2461
davranışlarını etkileyeceğine inanabilir?
08:08
Very hard to think that it would influence us.
182
488936
2307
Bizleri etkileyeceğine inanmak çok ama çok zor.
08:11
We can say, "Oh, these funny Europeans, of course it would influence them."
183
491267
3539
"Ah şu komik Avrupa'lılar. Elbette onları etkileyecektir." diyebiliriz..
Ama bize geldiğinde
08:14
But when it comes to us,
184
494830
1763
08:16
we have such a feeling that we're in the driver's seat,
185
496617
2638
iplerin bizim elimizde olduğuna inanırız,
kontrolün bizde olduğunu
08:19
such a feeling that we're in control and we are making the decision,
186
499279
3289
ve kararları bizim verdiğimizi hissederiz.
08:22
that it's very hard to even accept the idea
187
502592
2599
Aslında kararı bizim vermediğimizi,
ve bir karar vermiş yanılsamasına sürüklendiğimizi
08:25
that we actually have an illusion of making a decision,
188
505215
2675
kabullenmek o kadar zor ki.
08:27
rather than an actual decision.
189
507914
2064
08:30
Now, you might say,
190
510002
2468
Bu noktada diyebilirsiniz ki,
08:32
"These are decisions we don't care about."
191
512494
2417
"Çok da önemsediğimiz kararlar değil bunlar."
08:34
In fact, by definition, these are decisions
192
514935
2273
Oysa ki, tanım gereği, bu kararlar
08:37
about something that will happen to us after we die.
193
517232
2583
bizler öldükten sonra bize olacaklarla ilgili.
08:39
How could we care about something less
194
519839
2120
Biz öldükten sonra olacak şeyler hakkında
08:41
than about something that happens after we die?
195
521983
2289
neden endişelenelim ki?
08:44
So a standard economist, somebody who believes in rationality,
196
524296
2922
Akılcılığa inanan herhangi bir ekonomist size diyecektir ki,
08:47
would say, "You know what?
197
527242
1253
"Biliyor musunuz? Bir kalemi kaldırıp
08:48
The cost of lifting the pencil and marking a "V" is higher
198
528519
3452
kutuyu işaretlemenin bedeli
08:51
than the possible benefit of the decision,
199
531995
2141
kararın olası kazancından daha yüksek."
08:54
so that's why we get this effect."
200
534160
1798
Bu yüzden bu sonuca görüyoruz.
08:55
(Laughter)
201
535982
1009
Fakat, işin aslı, kolay olduğu için değil.
08:57
But, in fact, it's not because it's easy.
202
537015
2498
08:59
It's not because it's trivial. It's not because we don't care.
203
539537
3016
Önemsiz olduğu için değil. Umursamadığımız için değil.
09:02
It's the opposite. It's because we care.
204
542577
2421
Tam tersi. Önemsediğimiz için.
09:05
It's difficult and it's complex.
205
545022
1944
Zor ve karmaşık bir durum.
09:06
And it's so complex that we don't know what to do.
206
546990
2551
O kadar karmaşık ki ne yapacağımızı bilmiyoruz.
09:09
And because we have no idea what to do,
207
549565
1976
Ve ne yapacağımızı bilmediğimiz için de
09:11
we just pick whatever it was that was chosen for us.
208
551565
3571
bizim için seçilen neyse onu kabul ediyoruz.
09:15
I'll give you one more example.
209
555769
1541
Size bir örnek vereyim.
09:17
This is from a paper by Redelmeier and Shafir.
210
557334
2587
Redelmeier ve Schaefer'in bir makalesinden alıntı.
09:19
And they said, "Would this effect also happens to experts?
211
559945
3506
Diyorlar ki, "Bu yanılsamalardan uzmanlar da,
09:23
People who are well-paid, experts in their decisions,
212
563475
3128
iyi maaş alan, kendi kararlarında uzman insanlar da
09:26
and who make a lot of them?"
213
566627
1356
nasibini bolca alıyor".
09:28
And they took a group of physicians.
214
568007
2185
Çalışmaları bir doktor grubunu kapsıyor.
09:30
They presented to them a case study of a patient.
215
570216
2452
Doktorlara bir hastanın vaka analizini gösteriyorlar.
09:32
They said, "Here is a patient. He is a 67-year-old farmer.
216
572692
3444
Hastanın durumu şu. 67 yaşında yaşlı bir çiftçi.
09:36
He's been suffering from right hip pain for a while."
217
576160
2730
Uzun zamandır sağ kalça eklemindeki bir ağrıdan şikayetçi.
09:38
And then, they said to the physicians,
218
578914
1834
Ve doktorlara diyorlar ki;
09:40
"You decided a few weeks ago
219
580772
1364
"Birkaç hafta önce hiçbir yöntemin
09:42
that nothing is working for this patient.
220
582160
1976
bu hastada işe yaramadığına karar verdiniz.
09:44
All these medications, nothing seems to be working.
221
584160
2429
Bütün ilaçları denediniz. Hiçbiri işe yaramadı.
09:46
So you refer the patient for hip replacement therapy.
222
586613
2772
Ve hastayı kalça nakli ameliyatına yönlendirdiniz.
09:49
Hip replacement. Okay?"
223
589409
1727
Kalça nakli. Tamam mı?"
09:51
So the patient is on a path to have his hip replaced.
224
591160
2975
Hasta kalça nakli için hazırlıklarına başladı.
09:54
Then they said to half of the physicians,
225
594616
1969
Sonra doktorların yarısına diyolar ki;
09:56
"Yesterday, you reviewed the patient's case,
226
596609
2339
"Dün hastanın durumunu tekrar incelediniz,
09:58
and you realized that you forgot to try one medication.
227
598972
2610
ve denemeyi unuttuğunuz bir ilaç olduğunu farkettiniz.
10:01
You did not try ibuprofen.
228
601606
1596
İbuprofeni denemediniz.
10:04
What do you do? Do you pull the patient back and try ibuprofen?
229
604160
3325
Ne yapardınız? Hastayı tekrar çağırıp ibuprofeni dener miydiniz?
10:07
Or do you let him go and have hip replacement?"
230
607509
2770
Yoksa kalça nakli ameliyatına girmelerine razı mı olurdunuz?"
10:10
Well, the good news is that most physicians in this case
231
610303
2651
İşin güzel tarafı, bu çalışmadaki doktorların çoğu
10:12
decided to pull the patient and try ibuprofen.
232
612978
2809
hastayı geri çekip ibuprofeni denemeye karar veriyor.
10:15
Very good for the physicians.
233
615811
1740
Doktorlar açısından doğru bir karar.
10:17
To the other group of physicians, they said,
234
617575
2067
Doktorların diğer yarısına ise soruyu şu şekilde soruyorlar;
10:19
"Yesterday when you reviewed the case, you discovered there were two medications
235
619666
3849
"Dün hastanın durumunu tekrar incelediniz,
ve denemeyi unuttuğunuz iki ilaç olduğunu farkettiniz,
10:23
you didn't try out yet -- ibuprofen and piroxicam."
236
623539
2516
ibuprofen ve piroxicam."
10:26
You have two medications you didn't try out yet.
237
626079
2251
Ve diyorlar ki, "Denemediğiniz iki ilaç var. Ne yapardınız?
10:28
What do you do? You let him go, or you pull him back?
238
628354
2643
Ameliyata gönderir miydiniz? Yoksa geri mi çağırıdınız?
10:31
And if you pull him back, do you try ibuprofen or piroxicam? Which one?"
239
631021
3444
Ve eğer geri çağırırsanız, ibuprofeni mi yoksa piroxicamı mı denerdiniz? Hangisini?"
10:34
Now, think of it:
240
634489
1156
Şimdi düşünün.Bu karar
10:35
This decision makes it as easy to let the patient continue with hip replacement,
241
635669
3872
hastayı kalça nakline gönderme konusunda bir karmaşa yaratmıyor.
10:39
but pulling him back, all of the sudden it becomes more complex.
242
639565
3126
Ama hastayı geri çağırmak, birden daha karmaşık bir hal alıyor.
10:42
There is one more decision.
243
642715
1818
Karar verilecek bir şey daha var.
10:44
What happens now?
244
644557
1326
Bu durumda ne oluyor?
10:45
The majority of the physicians now choose to let the patient go
245
645907
3619
Doktorların çoğu hastanın kalça nakline
10:49
for a hip replacement.
246
649550
1517
gitmesine razı oluyor.
10:51
I hope this worries you, by the way --
247
651091
2045
Umarım bunlar sizi endişelendiriyordur bu arada
10:53
(Laughter)
248
653160
1233
(Kahkahalar)
10:54
when you go to see your physician.
249
654417
1719
doktorunuzu bir sonraki görüşünüzde olacaklarla ilgili olarak.
10:56
The thing is that no physician would ever say,
250
656782
2722
Olay şu ki, hiçbir doktor asla
10:59
"Piroxicam, ibuprofen, hip replacement. Let's go for hip replacement."
251
659528
3793
piroxicam, ibuprofen ve kalça nakli tercihleri arasından
kalça nakline gitmeyi seçmez.
11:03
But the moment you set this as the default,
252
663345
2791
Ama bunu bir ihmal olarak gösterdiğinizde
11:06
it has a huge power over whatever people end up doing.
253
666160
3976
insanların vereceği karar üzerinde büyük bir etkisi oluyor.
11:10
I'll give you a couple of more examples on irrational decision-making.
254
670160
3334
Akıldışı kararlara birkaç örnek daha vereceğim.
11:13
Imagine I give you a choice:
255
673518
1818
Size bir tercih sunuğumu farzedin.
11:15
Do you want to go for a weekend to Rome, all expenses paid --
256
675360
3613
Bir haftasonu için Roma'ya mı gitmek isterdiniz?
Bütün masraflar ödenmiş,
11:18
hotel, transportation, food, a continental breakfast, everything --
257
678997
4562
otel, ulaşım, yemek, kahvaltı,
Basit bir kahvaltı, ve diğer herşey.
11:23
or a weekend in Paris?
258
683583
1553
Yoksa Paris'te bir haftasonunu mu tercih ederdiniz?
11:25
Now, weekend in Paris, weekend in Rome -- these are different things.
259
685160
3254
Şimdi, Paris veya Roma'da bir haftasonu geçirmek farklı şeyler.
11:28
They have different food, different culture, different art.
260
688438
2778
Farklı yemekler, farklı kültürler, farklı sanat eserleri.
Şimdi de işin içine kimsenin istemeyeceği
11:31
Imagine I added a choice to the set that nobody wanted.
261
691240
3356
bir seçenek dahil ettiğimi farzedin.
11:34
Imagine I said, "A weekend in Rome,
262
694620
1752
Mesela diyorum ki, "Roma'da bir haftasonu mu,
11:36
a weekend in Paris,
263
696396
1368
Paris'te bir haftasonu mu, yoksa arabanızın çalınması mı?"
11:37
or having your car stolen?"
264
697788
1592
11:39
(Laughter)
265
699404
3033
(Kahkahalar)
11:42
It's a funny idea, because why would having your car stolen,
266
702461
3246
Komik bir düşünce. Neden arabanızın çalınması
11:45
in this set, influence anything?
267
705731
1596
bu seçenekler arasındaki kararınızı etkilesin ki?
11:47
(Laughter)
268
707351
2114
(Kahkahalar)
11:49
But what if the option to have your car stolen was not exactly like this?
269
709489
4449
Fakat arabanızın çalınması seçeneğini
farklı bir seçenekle değiştirsek.
11:53
What if it was a trip to Rome, all expenses paid,
270
713962
2532
Mesela bütün masrafların ödendiği bir Roma seyahati,
11:56
transportation, breakfast,
271
716518
2278
ulaşım, kahvaltı dahil,
11:58
but it doesn't include coffee in the morning?
272
718820
2316
ama sabah içeceğiniz kahveyi kapsamıyor.
12:01
If you want coffee, you have to pay for it yourself, it's two euros 50.
273
721160
3373
Eğer kahve isterseniz ödemeniz gerekecek. Fiyatı da iki buçuk avro.
12:04
(Laughter)
274
724557
1007
Bu durumda bir şekilde,
12:05
Now in some ways,
275
725588
1548
12:07
given that you can have Rome with coffee,
276
727160
2299
elinizde Roma'yı kahve ile seçebilme fırsatı varken
12:09
why would you possibly want Rome without coffee?
277
729483
2381
neden kahvesiz Roma'yı seçesiniz ki?
12:11
It's like having your car stolen. It's an inferior option.
278
731888
2944
Arabanızın çalınması gibi. Değersiz bir seçenek.
12:15
But guess what happened?
279
735474
1152
Fakat tahmin edin ne oldu. Kahvesiz Roma seçeneğini eklediğiniz anda
12:16
The moment you add Rome without coffee,
280
736650
2311
kahveli Roma daha popüler hale geldi. İnsanlar da bu seçeneğe yöneldiler.
12:18
Rome with coffee becomes more popular, and people choose it.
281
738985
3618
12:22
The fact that you have Rome without coffee
282
742627
2509
Roma'yı kahvesiz de seçebilme durumunda olmanız
12:25
makes Rome with coffee look superior,
283
745160
1976
kahveli Roma seçeneğini üstün bir duruma soktu.
12:27
and not just to Rome without coffee -- even superior to Paris.
284
747160
2976
Sadece kahvesiz Roma'ya karşı değil, Paris'e karşı da.
12:30
(Laughter)
285
750160
4077
(Kahkahalar)
12:34
Here are two examples of this principle.
286
754261
2452
İşte size bu prensibe dair iki örnek.
12:36
This was an ad in The Economist a few years ago
287
756737
2652
İki yıl önce Ekonomist dergisinde çıkan bir reklamdan alıntı.
12:39
that gave us three choices:
288
759413
2080
Bize üç seçenek veriyorlar.
12:41
an online subscription for 59 dollars,
289
761517
2833
59 dolara internet üyeliği.
12:44
a print subscription for 125 dollars,
290
764374
3485
125 dolara baskı üyeliği.
12:47
or you could get both for 125.
291
767883
2253
Ya da 125 dolara ikisi birden.
12:50
(Laughter)
292
770160
1976
(Kahkahalar)
12:52
Now I looked at this, and I called up The Economist,
293
772160
2585
Bunu gördüğümde Ekonomist'e telefon açtım.
12:54
and I tried to figure out what they were thinking.
294
774769
2563
Ve kafalarından geçeni anlamaya çalıştım.
12:57
And they passed me from one person to another to another,
295
777356
3142
Beni sürekli birinden diğerine aktarıp durdular.
13:00
until eventually I got to the person who was in charge of the website,
296
780522
3723
En sonunda internet sitesinden sorumlu kişiye ulaştım.
13:04
and I called them up, and they went to check what was going on.
297
784269
3595
Aradım, onlarda bana durumu inceleyeceklerini söylediler.
13:07
The next thing I know, the ad is gone, no explanation.
298
787888
3847
Sonrasında tek bildiğim reklam kaldırıldığı. Hem de hiçbir açıklama olmadan.
13:11
So I decided to do the experiment
299
791759
1887
Ben de Ekonomist'in benimle yapmasını
13:13
that I would have loved The Economist to do with me.
300
793670
2642
isteyeceğim bir deney yapmaya karar verdim.
13:16
I took this and I gave it to 100 MIT students.
301
796336
2399
Bunu alıp 100 MIT öğrencisine verdim.
13:18
I said, "What would you choose?"
302
798759
1564
Dedim ki, "Hangisini seçerdiniz?"
13:20
These are the market shares -- most people wanted the combo deal.
303
800347
3986
Bunlar pazar payı. Çoğu insan ikili seçeneği istedi.
13:24
Thankfully, nobody wanted the dominant option.
304
804357
2208
Ne mutlu ki kimse egemen olan seçeneği istemedi.
13:26
That means our students can read.
305
806589
1640
Bu da öğrencilerimizin okuyabildiği anlamına geliyor.
13:28
(Laughter)
306
808253
1382
(Kahkahalar)
13:29
But now, if you have an option that nobody wants,
307
809659
2889
Fakat, eğer kimsenin istemediği bir seçenek varsa
13:32
you can take it off, right?
308
812572
1699
onu çıkartabilirsiniz. Değil mi?
13:34
So I printed another version of this,
309
814295
1841
Ortadaki seçeneği çıkartarak
13:36
where I eliminated the middle option.
310
816160
1817
bunu tekrar bastırdım.
13:38
I gave it to another 100 students. Here is what happened:
311
818001
3483
Testi bir diğer 100 öğrenciye verdim. İşte sonuç.
13:41
Now the most popular option became the least popular,
312
821508
2737
En popüler seçenek şimdi en az popüler olan oldu.
13:44
and the least popular became the most popular.
313
824269
2643
En az popüler olan ise en popüler.
13:47
What was happening was the option that was useless,
314
827801
3335
Burada olan şu, ortadaki amaçsız seçenek
13:51
in the middle, was useless in the sense that nobody wanted it.
315
831160
3851
kimse onu istemediği için amaçsızdı.
13:55
But it wasn't useless in the sense that it helped people figure out
316
835035
3166
Fakat insanlara ne istediklerini bulmalarına yardım etmesi açısından
amaçsız değildi.
13:58
what they wanted.
317
838225
1151
13:59
In fact, relative to the option in the middle,
318
839400
2736
Aslında, sadece baskıyı 125'e alabildiğiniz
14:02
which was get only the print for 125,
319
842160
4499
ortadaki seçeneğe kıyasla
14:06
the print and web for 125 looked like a fantastic deal.
320
846683
3753
125'e baskı artı internet üyeliği iyi bir pazarlık gibi görünüyor.
14:10
And as a consequence, people chose it.
321
850460
2103
Ve sonuç olarak da, insanlar seçiyor.
14:12
The general idea here, by the way,
322
852587
1627
Buradaki ana fikir şu,
14:14
is that we actually don't know our preferences that well.
323
854238
2691
önceliklerimizin çok da iyi farkında değiliz.
14:16
And because we don't know our preferences that well,
324
856953
2470
Ve önceliklerimizi iyi bilmediğimiz için de
dışardan gelebilecek hertürlü etkiye açığız.
14:19
we're susceptible to all of these influences from the external forces:
325
859447
3289
14:22
the defaults, the particular options that are presented to us, and so on.
326
862760
3676
Bize sunulan esas ve yan seçenekler. Ve benzerleri.
14:26
One more example of this.
327
866792
1344
Bir diğer örnek.
14:28
People believe that when we deal with physical attraction,
328
868160
3357
Konu fiziksel çekim olduğunda insanlar zanneder ki
14:31
we see somebody, and we know immediately whether we like them or not,
329
871541
3263
birini görür görmez onu beğenip beğenmediğimizi anlarız.
14:34
if we're attracted or not.
330
874828
1308
Etkilenip etkilenmediğimizi.
14:36
This is why we have these four-minute dates.
331
876160
2432
Bu dört dakikalık randevuların çıkış noktası da budur.
14:38
So I decided to do this experiment with people.
332
878616
2520
Bu konuda insanlar üzerinde bir deney yapmaya karar verdim.
14:41
I'll show you images here, no real people, but the experiment was with people.
333
881160
3976
Size insan çizimleri göstereceğim -- gerçek insanlar değil.
Deney insanlar üzerine.
14:45
I showed some people a picture of Tom, and a picture of Jerry.
334
885160
2976
Br grup insana Tom'un ve Jerry'nin resimlerini gösterdim.
14:48
and I said, "Who do you want to date?
335
888160
2069
Ve sordum "Hangisiyle çıkmak isterdiniz? Tom'la mı, Jerry'le mi?"
14:50
Tom or Jerry?"
336
890253
1475
14:51
But for half the people, I added an ugly version of Jerry.
337
891752
3279
Fakat insanların yarısına Jerry'nin çirkin bir versiyonunu da gösterdim.
14:55
I took Photoshop and I made Jerry slightly less attractive.
338
895055
5081
Photoshop'u açtım ve Jerry biraz daha az çekici hale getirdim.
15:00
(Laughter)
339
900160
1413
(Kahkahalar)
15:01
For the other people, I added an ugly version of Tom.
340
901597
3539
Diğer gruba ise Tom'un çirkin versiyonunu gösterdim.
15:05
And the question was, will ugly Jerry and ugly Tom
341
905160
2976
Ve şunu öğrenmeye çalıştım, çirkin Jerry ve Tom'un
15:08
help their respective, more attractive brothers?
342
908160
3768
daha çekici kardeşlerine yardımı dokunacak mı?
15:11
The answer was absolutely yes.
343
911952
2229
Cevap kesin bir şekilde evet oldu.
15:14
When ugly Jerry was around, Jerry was popular.
344
914205
2146
Çirkin Jerry varken Jerry popüler oldu.
15:16
When ugly Tom was around, Tom was popular.
345
916375
2140
Çirkin Tom varken Tom popüler oldu.
15:18
(Laughter)
346
918539
1597
(Kahkahalar)
15:20
This of course has two very clear implications
347
920160
2512
Buradan hayata dair
15:22
for life in general.
348
922696
2309
iki sonuç çıkarabiliriz.
15:25
If you ever go bar-hopping, who do you want to take with you?
349
925950
3186
Eğer biriyle tanışma umuduyla bir bara gidecekseniz yanınıza kimi alacaksınız?
15:29
(Laughter)
350
929160
5729
(Kahkahalar)
15:34
You want a slightly uglier version of yourself.
351
934913
3777
Sizin biraz daha çirkin bir versiyonunuza ihtiyacınız var.
15:38
(Laughter)
352
938714
1422
(Kahkahalar)
15:40
Similar, but slightly uglier.
353
940160
2237
Benzer. Benzer... ama azıcık daha çirkin.
15:42
(Laughter)
354
942421
1443
(Kahkahalar)
15:43
The second point, or course, is that if somebody invites you to bar hop,
355
943888
3769
İkinci nokta da, tabi ki,
eğer birisi sizi davet ediyorsa, sizin hakkında ne düşündüğünü bilebilirsiniz.
15:47
you know what they think about you.
356
947681
1747
15:49
(Laughter)
357
949452
2684
(Kahkahalar)
15:52
Now you get it.
358
952160
2282
Şimdi anlıyorsunuz.
15:54
What is the general point?
359
954466
1670
Buradan çıkarılacak ana fikir nedir?
15:56
The general point is that,
360
956160
1258
Şöyle ki, ekonomide
15:57
when we think about economics, we have this beautiful view of human nature.
361
957442
3694
insan doğasına dair beğeniyle bezenmiş bir bakış açısı vardır.
16:01
"What a piece of work is a man! How noble in reason!"
362
961160
2537
"İnsan ne üstün bir yaratıktır! Ne yüce emelleri vardır!"
16:03
We have this view of ourselves, of others.
363
963721
2578
Kendimiz için de, başkaları için de bu şekilde düşünürüz.
16:06
The behavioral economics perspective is slightly less "generous" to people;
364
966323
5214
Davranışçı ekonomi ise
insanlara bu kadar yüce gönüllü yaklaşmaz.
16:11
in fact, in medical terms,
365
971561
2099
Aslında tıbbi anlamda, bu bizim bakış açımız.
16:13
that's our view.
366
973684
1192
16:14
(Laughter)
367
974900
5127
(Kahkahalar)
16:20
But there is a silver lining.
368
980051
2085
Ama işin bir de iyi tarafı var.
16:22
The silver lining is, I think,
369
982160
1874
İyi tarafı, bana göre, aynı zamanda
16:24
kind of the reason that behavioral economics is interesting and exciting.
370
984058
4078
davranışçı ekonominin ilginç ve heyecan verici olmasının da nedeni.
16:28
Are we Superman, or are we Homer Simpson?
371
988160
2865
Süpermen miyiz? Yoksa Homer Simpson mu?
Fiziksel dünyayı inşa etme konusunda
16:31
When it comes to building the physical world,
372
991446
2991
16:34
we kind of understand our limitations.
373
994461
2032
kendi sınırlarımızı anlayabiliyoruz.
16:36
We build steps.
374
996517
1171
Merdivenler yapıyoruz. Ve kimsenin kullanmayı beceremediği
16:37
And we build these things that not everybody can use, obviously.
375
997712
3143
bu şeyleri yapıyoruz.
16:40
(Laughter)
376
1000879
1896
(Kahkahalar)
16:42
We understand our limitations,
377
1002799
1547
Sınırlarımızın farkındayız.
16:44
and we build around them.
378
1004370
1650
Ve üzerine inşa ediyoruz.
16:46
But for some reason, when it comes to the mental world,
379
1006044
2579
Ama iş bir şekilde zihinsel dünyaya gelince,
16:48
when we design things like healthcare and retirement and stock markets,
380
1008647
3357
sağlık ve emeklilik sigortaları, borsa gibi şeyler tasarlayıp,
16:52
we somehow forget the idea that we are limited.
381
1012028
2348
bir şekilde sınırlarımız olduğu gerçeğini unutuyoruz.
16:54
I think that if we understood our cognitive limitations
382
1014400
2907
Bence eğer fiziksel sınırlarımız olduğunu anladığımız şekilde,
16:57
in the same way we understand our physical limitations,
383
1017331
2612
algılsal sınırlarımız olduğunu da kavrayabilirsek,
16:59
even though they don't stare us in the face the same way,
384
1019967
2810
her ne kadar gözümüze aynı şekilde görünmeseler de,
daha iyi bir dünya tasarlayabiliriz.
17:02
we could design a better world, and that, I think,
385
1022801
2480
Ve, bana kalırsa, işin umut verici tarafı da bu.
17:05
is the hope of this thing.
386
1025305
1393
17:06
Thank you very much.
387
1026722
1414
Çok teşekkür ederim.
17:08
(Applause)
388
1028160
6642
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7