Why we have too few women leaders | Sheryl Sandberg

Sheryl Sandberg: Neden çok az sayıda kadın lider var

3,873,480 views

2010-12-21 ・ TED


New videos

Why we have too few women leaders | Sheryl Sandberg

Sheryl Sandberg: Neden çok az sayıda kadın lider var

3,873,480 views ・ 2010-12-21

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Isil Arican Gözden geçirme: osman oguz ahsen
Bugün burada aramızda bulunanlarla,
00:16
So for any of us in this room today, let's start out by admitting we're lucky.
0
16260
4341
ne kadar şanslı olduğumuzu kabul ederek başlayalım.
00:20
We don't live in the world our mothers lived in,
1
20625
2827
Biz, annelerimizin, büyükannelerimizin yaşadığı
kadınlar için meslek seçimlerinin oldukça sınırlı olduğu
00:23
our grandmothers lived in,
2
23476
1239
00:24
where career choices for women were so limited.
3
24739
2488
bir dünyada yaşamıyoruz.
00:27
And if you're in this room today,
4
27628
1608
Ve bugün burada, bu salonda iseniz,
00:29
most of us grew up in a world where we have basic civil rights,
5
29260
4744
çoğumuz temel sivil haklara sahip olduğumuz
bir dünyada büyüdük.
00:34
and amazingly, we still live in a world where some women don't have them.
6
34028
3923
Ve inanılmaz bir şekilde, bazı kadınların hala aynı haklara
sahip olmadıgı bir dünyada yaşıyoruz.
00:38
But all that aside, we still have a problem,
7
38641
2705
Bütün bunlar bir yana, hala bir sorunumuz var,
Ve bu ciddi bir sorun.
00:41
and it's a real problem.
8
41370
1215
00:42
And the problem is this:
9
42609
1627
Ve sorun şu:
00:44
Women are not making it to the top of any profession
10
44260
4172
Dünyanın hiç bir yerinde
kadınlar hiç bir meslekte
00:48
anywhere in the world.
11
48456
1372
yüksek düzeylere gelemiyorlar.
00:50
The numbers tell the story quite clearly.
12
50354
2433
Rakamlar açıkça gerçekleri anlatiyor.
00:52
190 heads of state -- nine are women.
13
52811
3038
190 devlet başkanı arasında
dokuzu kadın.
00:56
Of all the people in parliament in the world,
14
56260
2466
Dünyada meclisteki bütün insanlar arasında
00:58
13 percent are women.
15
58750
1849
yüzde 13 kadın.
Kurumsal sektörün içinde,
01:01
In the corporate sector, women at the top,
16
61058
2844
üst düzeyde bulunan kadınlar,
01:03
C-level jobs, board seats --
17
63926
2310
üst düzey yönetimde, yönetim kurullarında --
01:06
tops out at 15, 16 percent.
18
66260
2741
yüzde 15, 16 dan ibaret.
01:09
The numbers have not moved since 2002
19
69025
2952
Rakamlar 2002'den bu yana değismedi
ve tam tersine gidiyor.
01:12
and are going in the wrong direction.
20
72001
1949
01:14
And even in the non-profit world,
21
74472
2132
Kar amacı gütmeyen,
01:16
a world we sometimes think of as being led by more women,
22
76628
3272
daha çok kadınlar tarafından yönetildiğini
düşündüğümüz şirketlerde bile,
01:19
women at the top: 20 percent.
23
79924
2312
yüksek düzeyde görev yapan kadinlar: yüzde 20.
Bir diğer sorunumuz ise,
01:23
We also have another problem,
24
83282
1418
01:24
which is that women face harder choices
25
84724
2390
kadınlar profesyonel başarılari ve kişisel hedefleri arasında
01:27
between professional success and personal fulfillment.
26
87138
3098
zor seçimlerle karşı karşıya kalmaları.
01:30
A recent study in the U.S. showed that, of married senior managers,
27
90735
5046
Amerika'da yakın zamanda yapilan bir araştırma
evli üst düzey yönetici
01:35
two-thirds of the married men had children
28
95805
2431
erkeklerin üçte ikisinin çocuk sahibi olmasına rağmen
01:38
and only one-third of the married women had children.
29
98260
2706
evli kadınlardan sadece üçte birinin çocuğu olduğunu gösteriyor.
01:41
A couple of years ago, I was in New York,
30
101929
2010
Birkaç yıl önce, New York'daydim
01:43
and I was pitching a deal,
31
103963
1456
ve bir anlaşma peşindeydim,
01:45
and I was in one of those fancy New York private equity offices
32
105443
3351
Newyork'daki şık özel sermaye ofislerinden birisinde.
tahmin edebilirsiniz.
01:48
you can picture.
33
108818
1173
Bir toplantıdaydım -- yaklaşık üç saatlik bir toplantı --
01:50
And I'm in the meeting -- it's about a three-hour meeting --
34
110015
2810
01:52
and two hours in, there needs to be that bio break,
35
112849
3159
toplantının ikinci saatinde, bir ihtiyaç molası gerekti,
herkes ayaklandı,
01:56
and everyone stands up,
36
116032
1807
01:57
and the partner running the meeting starts looking really embarrassed.
37
117863
3286
ve toplantıya önderlik eden ortak
birden mahçup görünmeye başladı.
02:01
And I realized he doesn't know where the women's room is in his office.
38
121521
4273
O zaman fark ettim ki
ofisindeki bayanlar tuvaletinin yerini bilmiyordu.
02:05
So I start looking around for moving boxes,
39
125818
2543
O sırada ofise yeni taşındıklarını düşünerek
etrafa bakınmaya başladım, ama kutu görmedim.
02:08
figuring they just moved in, but I don't see any.
40
128385
2286
02:10
And so I said, "Did you just move into this office?"
41
130695
2944
Ve bu yüzden ona "Ofise yeni mi taşındınız" diye sordum
"Hayır, yaklaşık bir senedir buradayız" dedi.
02:14
And he said, "No, we've been here about a year."
42
134020
2239
02:16
And I said, "Are you telling me that I am the only woman
43
136889
4101
Ona dedim ki, " Siz şimdi bana
bir senedir bu ofiste
02:21
to have pitched a deal in this office in a year?"
44
141014
2782
iş almaya çalışan tek kadin ben olduğumu mu söylüyorsunuz?"
02:24
And he looked at me, and he said,
45
144260
1586
Bana baktı, ve dedi ki,
02:25
"Yeah. Or maybe you're the only one who had to go to the bathroom."
46
145870
3581
"Evet. Ya da belki tek tuvalete gitmek isteyen sizsiniz"
02:29
(Laughter)
47
149475
2399
(kahkahalar)
02:31
So the question is, how are we going to fix this?
48
151898
3469
Sormamız gereken soru,
Bu durumu nasıl düzeltebileceğimiz.
02:36
How do we change these numbers at the top?
49
156867
3252
Bu rakamları nasıl değiştirebileceğimiz?
Bu durumu nasıl değiştirebiliriz?
02:40
How do we make this different?
50
160143
2093
02:42
I want to start out by saying, I talk about this --
51
162879
2637
Söze şunu söyleyerek başlamak istiyorum
Her zaman konuştuğum konu -
02:45
about keeping women in the workforce --
52
165540
2696
kadınların çalışmaya devam etmeleri.
02:48
because I really think that's the answer.
53
168260
2589
çün ki gerçekten çözümün bu olduğunu düşünüyorum.
02:50
In the high-income part of our workforce,
54
170873
2262
Işgücünün yüksek gelir bölümünde,
Ust düzeyde görev yapan insanlar arasında -
02:53
in the people who end up at the top --
55
173159
2077
02:55
Fortune 500 CEO jobs, or the equivalent in other industries --
56
175260
4976
Amerikadaki en büyük 500 şirkette üst düzeyde islerde,
yada diğer sektörlerde eşdeğer işlerde -
03:00
the problem, I am convinced, is that women are dropping out.
57
180260
3647
problemin, kadınların vazgeçmeleri
olduğuna inanıyorum.
03:03
Now people talk about this a lot,
58
183931
2305
Son zamanlarda insanlar bundan çok bahsediyor,
03:06
and they talk about things like flextime and mentoring
59
186260
3014
esnek iş zamanlama ya da mentorluk etme ya da
firmaların kadınları eğitmesi gerektiğinden bahsediyorlar.
03:09
and programs companies should have to train women.
60
189298
2485
03:11
I want to talk about none of that today,
61
191807
1905
Ama bugün, her ne kadar çok önemli olsalar da --
03:13
even though that's all really important.
62
193736
2002
bunlardan bahsetmek istemiyorum.
03:15
Today I want to focus on what we can do as individuals.
63
195762
2826
Bugün, bireysel olarak ne yapabileceğimiz üzerine odaklanmak istiyorum.
03:18
What are the messages we need to tell ourselves?
64
198955
2281
Kendimize vermemiz gereken mesaj nedir?
03:21
What are the messages we tell the women that work with and for us?
65
201260
3164
Bizimle ve bizim için çalışan kadınlara iletmemiz gereken mesaj ne?
03:24
What are the messages we tell our daughters?
66
204448
2085
Kız çocuklarımıza verecepimiz mesaj ne?
03:26
Now, at the outset, I want to be very clear
67
206901
2399
Başlamadan şunu söylemek isterim ki,
bu konuşmamnda herhangi bir yargılayıcı unsur yok.
03:29
that this speech comes with no judgments.
68
209324
2082
03:31
I don't have the right answer.
69
211430
1580
Doğru cevabı bilmiyorum;
03:33
I don't even have it for myself.
70
213034
1527
kendim için bile olsa bilmiyorum.
03:35
I left San Francisco, where I live, on Monday,
71
215260
2976
Pazartesi günü yaşadığım yer olan San Francisco'dan ayrıldım
03:38
and I was getting on the plane for this conference.
72
218260
2766
bu konferansa gelmek için uçağa biniyordum,
Üç yaşındaki kızım, onu anaokuluna bırakırken
03:41
And my daughter, who's three, when I dropped her off at preschool,
73
221050
3096
şu bacağa sarılma hareketini yaptı.
03:44
did that whole hugging-the-leg, crying, "Mommy, don't get on the plane" thing.
74
224170
3667
"Anne, uçağa binme" diye ağladı.
03:47
This is hard. I feel guilty sometimes.
75
227861
2822
Bu çok zor. Bazen kendimi suçlu hissediyorum.
03:50
I know no women,
76
230707
1529
İster evde olsunlar, ister çalışma hayatının içinde
03:52
whether they're at home or whether they're in the workforce,
77
232260
2810
bu hissi zaman zaman yaşamayan bir kadın olduğunu
sanmıyorum.
03:55
who don't feel that sometimes.
78
235094
1539
03:56
So I'm not saying that staying in the workforce
79
236657
2579
Yani, iş hayatında yer almanın her kes için
03:59
is the right thing for everyone.
80
239260
1825
doğru bir karar olduğunu söylemiyorum.
04:01
My talk today is about what the messages are
81
241588
2648
Bugünkü konuşmam, eğer iş hayatında yer almaya karar verdiyseniz
04:04
if you do want to stay in the workforce,
82
244260
2357
size vereceğime mesajlar hakkında.
04:06
and I think there are three.
83
246641
1595
Bence üç temel mesaj var.
04:08
One, sit at the table.
84
248775
1988
Bir, masaya oturun.
04:11
Two, make your partner a real partner.
85
251164
2410
İki, partnerinizin gerçek bir partner olduğundan emin olun.
04:14
And three, don't leave before you leave.
86
254466
3770
Ve üç, -- gerçekten ayrılmadan önce kendinizi ayırmayın.
Birinciden başlayalım: Masaya oturun.
04:19
Number one: sit at the table.
87
259056
1462
Facebook'ta birkaç hafta önce
04:21
Just a couple weeks ago at Facebook,
88
261114
1825
04:22
we hosted a very senior government official,
89
262963
2273
üst düzey bir devlet yetkilisini ağırladık,
04:25
and he came in to meet with senior execs
90
265260
3221
Silikon vadisindeki üst düzey yöneticilerle
görüşmek için geldi.
04:28
from around Silicon Valley.
91
268505
1601
04:30
And everyone kind of sat at the table.
92
270614
2182
Herkes masanın etrafında yerini aldı.
04:32
He had these two women who were traveling with him
93
272820
2572
Bu kişinin yanında, onunla birlikte seyahat eden ve onun departmanında
04:35
pretty senior in his department,
94
275416
1820
epey üst düzeyde çalışan iki kadın vardı.
04:37
and I kind of said to them,
95
277260
1286
Ben onlara "Gelin, masaya oturun" dedim.
04:38
"Sit at the table. Come on, sit at the table,"
96
278570
2214
04:40
and they sat on the side of the room.
97
280808
1763
Ama onlar odanın kenarında duvar dibine oturdular.
04:43
When I was in college, my senior year,
98
283793
1952
Üniversite son sınıftayken
04:45
I took a course called European Intellectual History.
99
285769
2499
Avrupann Entellektüel tarihi isimli bir ders alıyordum.
04:48
Don't you love that kind of thing from college?
100
288292
2207
Üniversitedeki bu tip şeylere bayılmamak mümkün mü?
04:50
I wish I could do that now.
101
290523
1713
Keşke şimdi de yapabilsem.
04:52
And I took it with my roommate, Carrie,
102
292260
1976
Neyse, bu dersi oda arkadaşım olan Carrie ile alıyordum,
04:54
who was then a brilliant literary student --
103
294260
2540
ki her zaman inanılmaz derecede parlak bir öğrenci idi --
04:56
and went on to be a brilliant literary scholar --
104
296824
2310
ve inanılmaz derecede parlak bir akademisyen de oldu sonra --
bir de erkek kardeşim aynı dersi alıyordu --
04:59
and my brother -- smart guy,
105
299158
2017
akıllı bir çocuk, ama su topu delisi bir tıp öğrencisi,
05:01
but a water-polo-playing pre-med,
106
301199
1615
05:02
who was a sophomore.
107
302838
1398
üniversite ikinci sınıftaydı.
05:04
The three of us take this class together.
108
304260
1976
Bu dersi üçümüz birlikte alıyorduk.
05:06
And then Carrie reads all the books in the original Greek and Latin,
109
306818
4176
Carrie bütün kitapları
orjinal Yunanca ve Latincelerinden okuyor --
tüm derslere giriyor --
05:11
goes to all the lectures.
110
311018
1692
05:12
I read all the books in English
111
312734
2050
ben kitapları İngilizcelerinden okuyorum,
05:14
and go to most of the lectures.
112
314808
1657
ve derslerin çoğuna giriyorum.
05:16
My brother is kind of busy.
113
316489
1747
Erkek kardeşim ise çok meşgul;
05:18
He reads one book of 12 and goes to a couple of lectures,
114
318260
3712
12 kitaptan sadece birini okuyor,
ve sadece birkaç derse giriyor,
05:21
marches himself up to our room
115
321996
3047
sınavdan birkaç gün önce de odamıza gelip
bizden onu sınava çalıştırmamızı istiyor.
05:25
a couple days before the exam to get himself tutored.
116
325067
2477
Sonra üçümüz birden sınava giriyoruz, oturuyoruz.
05:28
The three of us go to the exam together, and we sit down.
117
328117
2681
05:30
And we sit there for three hours --
118
330822
2159
ve o sınavda tam üç saat oturduk --
ufak mavi defterlerimize cevapları yazdık -- evet o kadar yaşlıyım ben --
05:33
and our little blue notebooks -- yes, I'm that old.
119
333005
2381
05:35
We walk out, we look at each other, and we say, "How did you do?"
120
335410
3215
ve sınav salonundan çıktık, birbirimize baktık ve sorduk, " Nasıl geçti?"
05:38
And Carrie says, "Boy, I feel like I didn't really draw out the main point
121
338649
3477
Carrie "Hegelian diyalektikleri açıklarken ana noktalarında
tam değinmedim sanırım." diyor.
05:42
on the Hegelian dialectic."
122
342150
1575
05:43
And I say, "God, I really wish I had really connected
123
343749
2925
Ben "Tanrım, keşke John Locke'nin mülkiyet teorisini
05:46
John Locke's theory of property with the philosophers that follow."
124
346698
3215
ondan sonra gelen felsefecilerle daha iyi bağdaştırabilseydim." diyorum.
05:49
And my brother says,
125
349937
1504
Erkek kardeşim ise,
05:51
"I got the top grade in the class."
126
351465
1915
"Sınıftaki en iyi notu ben aldım." diyor.
05:53
(Laughter)
127
353404
1945
05:55
"You got the top grade in the class?
128
355373
2096
"Sınıftaki en iyi notu sen mi aldın?
05:57
You don't know anything."
129
357493
1550
Sen hiçbirşey bilmiyorsun ki."
05:59
(Laughter)
130
359067
1400
06:00
The problem with these stories is that they show what the data shows:
131
360491
4548
Bu hikayedeki sorun şu
verilerin gösterdiği şeyle aynı şeyi söylüyor:
06:05
women systematically underestimate their own abilities.
132
365063
3490
kadınlar, kendi yetilerini sistematik olarak azımsıyorlar.
06:08
If you test men and women,
133
368577
1659
Eğer kadınları ve erkekleri test eder
06:10
and you ask them questions on totally objective criteria like GPAs,
134
370260
3594
ve onlara tamamen not ortalamaları gibi tamamen objektif bir konuda soru sorarsanız
06:13
men get it wrong slightly high,
135
373878
1864
erkeklerin tahminleri olduğundan yüksek değerler iken
06:15
and women get it wrong slightly low.
136
375766
2087
kadınların tahminleri olduğundan düşük değerleri içeriyor.
06:18
Women do not negotiate for themselves in the workforce.
137
378260
2976
Kadınlar iş dünyasında kendileri için pazarlık etmiyorlar.
06:21
A study in the last two years
138
381260
1976
Son yıllarda yayınlanan bir çalışmaya göre
06:23
of people entering the workforce out of college
139
383260
2617
üniversiteden mezun olup iş hayatına atılan
06:25
showed that 57 percent of boys entering, or men, I guess,
140
385901
4335
delikanlıların -- ya da daha doğrusu erkeklerin --
%57'si ilk maaşları ile ilgili pazarlık ederken
06:30
are negotiating their first salary,
141
390260
2401
kadınların sadece %7'si
06:32
and only seven percent of women.
142
392685
2078
aynı nedenle pazarlık ediyor.
06:35
And most importantly,
143
395397
2119
Daha da önemlisi,
06:37
men attribute their success to themselves,
144
397540
2696
erkekler başarıları için kendilerine pay biçerlerken,
06:40
and women attribute it to other external factors.
145
400260
2654
kadınlar dış faktörleri etken olarak görüyorlar.
06:43
If you ask men why they did a good job,
146
403260
2373
Eğer erkeklere iyi bir iş başardıklarını söyleyecek olursanız
06:45
they'll say, "I'm awesome.
147
405657
2579
size "Elbette, ben çok iyiyim çünkü.
06:48
Obviously. Why are you even asking?"
148
408260
2976
Bu çok açık. Ne sorduğunuzu anlamadım." diyeceklerdir.
06:51
If you ask women why they did a good job,
149
411260
1976
Oysa kadınlara çok iyi bir iş çıkardıklarını söylediğinizde
06:53
what they'll say is someone helped them,
150
413260
1976
size söyleyecekleri, birinin onlara yardım ettiği,
06:55
they got lucky, they worked really hard.
151
415260
1976
şanslarının yaver gittiği, ya da çok çalıştıklarıdır.
06:57
Why does this matter?
152
417906
1330
Bu neden önemli?
06:59
Boy, it matters a lot.
153
419260
1976
İnanın çok çok önemli
07:01
Because no one gets to the corner office
154
421260
2976
çünkü kimse en büyük ofise
07:04
by sitting on the side, not at the table,
155
424260
2554
masada oturmayıp duvar dibine ilişerek ulaşamaz.
07:06
and no one gets the promotion
156
426838
2003
ve birisi, eğer o başarıyı hak etmediğine inanıyorsa
07:08
if they don't think they deserve their success,
157
428865
2555
ya da kendi başarısının farkında değilse
07:11
or they don't even understand their own success.
158
431444
2792
asla terfi edemez.
Keşke bu sorunun yanıtı basit olsaydı.
07:15
I wish the answer were easy.
159
435112
1764
07:16
I wish I could go tell all the young women I work for,
160
436900
2612
Keşke birlikte çalıştığım bütün genç kadınlara,
bütün o muhteşem kadınlara,
07:19
these fabulous women,
161
439536
1014
07:20
"Believe in yourself and negotiate for yourself.
162
440574
2250
"Özgüveniniz olsun ve kendiniz için pazarlık edin.
07:22
Own your own success."
163
442848
1388
Başarınıza sahip çıkın." diyebilseydim.
07:24
I wish I could tell that to my daughter.
164
444626
2036
Keşke bunu kendi kızıma söyleyebilseydim.
07:27
But it's not that simple.
165
447260
1605
Ama bu o kadar basit değil.
07:29
Because what the data shows, above all else, is one thing,
166
449172
3568
Çünkü verileri gösteriyor ki, herşeyden önce --
07:32
which is that success and likeability are positively correlated for men
167
452764
4301
başarı ve başkaları tarafından sevilmek
erkekler için doğru orantılı iken
07:37
and negatively correlated for women.
168
457089
1986
kadınlar için ters orantılı.
07:39
And everyone's nodding, because we all know this to be true.
169
459881
3234
Herkesin başıyla onayladığını görüyorum.
çünkü hepimiz bunun doğru olduğunu biliyoruz.
07:43
There's a really good study that shows this really well.
170
463472
2764
Bunu gösteren çok iyi bir çalışma var.
07:46
There's a famous Harvard Business School study
171
466260
2191
Harvard İşletme Bölümü'nde yapılmış ünlü bir araştırma.
07:48
on a woman named Heidi Roizen.
172
468475
1633
Silikon Vadisindeki bir firmada
07:50
And she's an operator in a company in Silicon Valley,
173
470132
4404
operatör olarak çalışan Heidi Roizen
isimli bir kadın ile ilgili bir araştırma.
07:54
and she uses her contacts
174
474560
1676
Heidi Rozen, tanıdıklarını kullanarak
07:56
to become a very successful venture capitalist.
175
476260
2536
çok başarılı bir yatırımcı oluyor.
07:59
In 2002 -- not so long ago --
176
479260
1976
2002 yılında, çok da eskiden değil
08:01
a professor who was then at Columbia University
177
481260
2239
Colombia Universitesindeki bir profesör
08:03
took that case and made it [Howard] Roizen.
178
483523
2383
Heidi Rozen vakasını alıyor ve ismini Howard Roizen olarak değiştiriyor.
08:06
And he gave the case out, both of them, to two groups of students.
179
486260
3503
Her iki vakayı da
iki grup öğrencisine ödev olarak veriyor.
08:09
He changed exactly one word:
180
489787
2932
İki vaka arasında tek bir fakr var:
08:12
"Heidi" to "Howard."
181
492743
1493
Heidi kelimesi yerine Howard kelimesi yazılmış.
08:14
But that one word made a really big difference.
182
494260
2976
Ama bu tek kelime çok büyük bir fark yaratıyor.
08:17
He then surveyed the students,
183
497807
1631
Daha sonra öğrencilerine anket yapıyor.
08:19
and the good news was the students, both men and women,
184
499462
2666
İyi haber şu ki, öğrenciler, kız ve erkek öğrenciler,
08:22
thought Heidi and Howard were equally competent,
185
502152
2394
hem Heidi hem Howard'ın eşit derecede başarılı olduğunu düşünüyor,
08:24
and that's good.
186
504570
1278
ki bu çok iyi.
08:26
The bad news was that everyone liked Howard.
187
506260
2683
Ama kötü olan şu ki, herkes Howard'ı beğeniyor.
08:28
He's a great guy. You want to work for him.
188
508967
2000
Süper bir adarm, onun altına çalışmak istersiniz,
08:30
You want to spend the day fishing with him.
189
510991
2000
hatta onunla balığa çıkmak istersiniz.
Peki Heidi? Çok emin değiller.
08:33
But Heidi? Not so sure.
190
513015
1562
08:34
She's a little out for herself. She's a little political.
191
514601
2865
Biraz fazla iddialı. Biraz falza politik.
08:37
You're not sure you'd want to work for her.
192
517490
2047
Onun altında çalışmayı çok da istemezsiniz.
08:40
This is the complication.
193
520260
1625
İşte olayın karmaşık olan kısmı bu.
08:42
We have to tell our daughters and our colleagues,
194
522260
2310
Bizler, kızlarımıza ve meslektaşlarımıza,
08:44
we have to tell ourselves to believe we got the A,
195
524594
2684
ve kendimize terfi etmek için A aldığımıza,
masada oturabileceğimize inanmamız
08:47
to reach for the promotion, to sit at the table,
196
527302
2934
gerektiğini söylemeliyiz.
08:50
and we have to do it in a world
197
530260
1779
Ve bunu erkeklerin herhangi bir tavizde bulunalarına
08:52
where, for them, there are sacrifices they will make for that,
198
532063
3595
gerek olmayan, ama bizlerin tavizlerde bulunmasını
08:55
even though for their brothers, there are not.
199
535682
2287
gerektiren bir dünyada yapmalıyız.
08:59
The saddest thing about all of this is that it's really hard to remember this.
200
539077
3667
Bütün bunların en üzücü noktası ise bunu anımsamanın çok zor olması.
09:02
And I'm about to tell a story which is truly embarrassing for me,
201
542768
3048
Size benim için çok utanç verici bir hikaye anlatmak istiyorum,
09:05
but I think important.
202
545840
1307
çünkü bence çok önemli.
09:07
I gave this talk at Facebook not so long ago
203
547530
3197
Kısa bir zaman önce Facebook'ta
09:10
to about 100 employees,
204
550751
2489
yaklaşık yüz çalışana bir konuşma yaptım.
Birkaç saat sonra, orada çalışan genç kadınlardan biri
09:13
and a couple hours later, there was a young woman who works there
205
553264
3048
benim masamın hemen dışında benimle
09:16
sitting outside my little desk, and she wanted to talk to me.
206
556336
3339
konuşmak için bekliyordu.
09:19
I said, okay, and she sat down, and we talked.
207
559699
2143
Tamam dedim, oturdu ve konuşmaya başladık.
09:21
And she said, "I learned something today.
208
561866
1953
Bana "bugün birşey öğrendim" dedi.
09:23
I learned that I need to keep my hand up."
209
563843
2055
"Anladım ki, elimi havada tutmam lazım."
Ona "ne demek istiyorsun?" diye sordum.
09:26
"What do you mean?"
210
566239
1032
09:27
She said, "You're giving this talk,
211
567295
1794
Bana "Konuşma yaparken,
09:29
and you said you would take two more questions.
212
569113
2297
en son iki soru daha alacağını söyledin.
09:31
I had my hand up with many other people,
213
571434
2080
O anda pekçok insanla birlikte benim de elim havadaydı. İki kişiye daha söz verdin.
09:33
and you took two more questions.
214
573538
1595
Ben de elimi indirdim, ve diğer tüm kadınların da ellerini indirdiğini fark ettim,
09:35
I put my hand down, and I noticed all the women did the same,
215
575157
2910
ama sonra iki soruyu daha yanıtladın,
09:38
and then you took more questions,
216
578091
1929
sadece erkeklerin sorularını."
09:40
only from the men."
217
580044
1192
Kendi kendime,
09:42
And I thought to myself,
218
582416
1291
09:43
"Wow, if it's me -- who cares about this, obviously --
219
583731
2805
Vay canına -- eğer bu konulara dikkat eden ben bile--
09:46
giving this talk --
220
586560
1934
bu konuşma sırasında
09:48
and during this talk, I can't even notice that the men's hands are still raised,
221
588518
5718
erkeklerin ellrinin hala havada olduğunu
kadınların ellerinin ise inmiş olduğunu
09:54
and the women's hands are still raised,
222
594260
1976
fark edemiyorsam
09:56
how good are we
223
596260
1178
şirketlerde çalışan yöneticiler olarak
09:57
as managers of our companies and our organizations
224
597462
2704
fırsatlara ulaşmak için erkeklerin
10:00
at seeing that the men are reaching for opportunities
225
600190
2525
kadınlara göre daha çok hamle yaptığını
10:02
more than women?"
226
602739
1047
fark edebileceğiz?
10:04
We've got to get women to sit at the table.
227
604537
2390
Kadınların o masaya oturmalarını sağlamamız lazım.
10:06
(Cheers)
228
606951
1001
10:07
(Applause)
229
607976
3208
(Alkışlar)
İkinci mesaj:
10:11
Message number two:
230
611208
1323
10:12
Make your partner a real partner.
231
612555
1887
partnerinizin gerçek bir partner olmasına dikkat edin.
10:14
I've become convinced that we've made more progress in the workforce
232
614466
3191
Ben, iş hayatında evdekinden daha çok aiama kaydettiğimize
10:17
than we have in the home.
233
617681
1555
ikna olmuş durumdayım.
10:19
The data shows this very clearly.
234
619260
2211
Veriler bunu çok açık şekilde gösteriyor.
10:22
If a woman and a man work full-time and have a child,
235
622260
4179
Eğer kadın ver erkek tam gün çalışırsa
ve çocukları varsa,
10:26
the woman does twice the amount of housework the man does,
236
626463
3353
kadınlar erkeğin yaptığının iki katı kadar ev işi yapıyorlar,
10:29
and the woman does three times the amount of childcare the man does.
237
629840
4396
ve kadınlar erkekten üç kat daha fazla
çocuk bakımını üstleniyorlar.
10:34
So she's got three jobs or two jobs, and he's got one.
238
634707
3750
Yani kadınların iki ya da üç işi varken,
erkeklerin bir tane.
10:38
Who do you think drops out when someone needs to be home more?
239
638481
3027
Birinin evde daha .ok kalması gerekiyorsa kim işini bırakıyor dersiniz?
Bunun nedenleri oldukça karmaşık ve
10:42
The causes of this are really complicated, and I don't have time to go into them.
240
642074
3810
bunlara değinecek vaktim yok.
10:45
And I don't think Sunday football-watching and general laziness is the cause.
241
645908
3936
ve ana nedenin pazar günleri futbol seyretmek
ya da genel anlamda tembellik olduğunu düşünmüyorum.
10:49
I think the cause is more complicated.
242
649868
2214
Bence nedenler çok daha karmaşık.
Bence, toplumsal olarak,
10:52
I think, as a society,
243
652106
1489
10:53
we put more pressure on our boys to succeed
244
653619
2217
erkeklere başarılı olmaları konusunda
10:55
than we do on our girls.
245
655860
1376
kadınlardan daha çok baskı uyguluyoruz.
10:57
I know men that stay home
246
657714
2028
Evden çalışan, evde oturan ve
10:59
and work in the home to support wives with careers,
247
659766
3067
kariyer sahibi eşlerine evden destek olan erkekler tanıyorum.
Ve bu çok zor.
11:02
and it's hard.
248
662857
1027
11:03
When I go to the Mommy-and-Me stuff and I see the father there,
249
663908
3328
Annem-ve-ben aktivitelerinden birine gittiğimde
orada bir baba gördüğümde
11:07
I notice that the other mommies don't play with him.
250
667260
3519
diğer annelerin onunla iletişime geçmediğini
görüyorum.
11:11
And that's a problem,
251
671260
1976
Bence bu bir sorun.
11:13
because we have to make it as important a job,
252
673260
3186
Evde olmak -- bunu iş hayatı kadar önemli hale getirmeliyiz,
11:16
because it's the hardest job in the world to work inside the home,
253
676470
3379
her iki cins için de dünyanın en zor işi bu --
11:19
for people of both genders,
254
679873
1480
evde çalışmak.
11:21
if we're going to even things out and let women stay in the workforce.
255
681377
3494
Eğer eşitlik ve kadınların iş hayatında kalmasını sağlayacaksak yapmamız gereken bu.
11:24
(Applause)
256
684895
1341
(Alkışlar)
11:26
Studies show that households with equal earning
257
686260
2239
Çalışmalar, eşit gelir ve eşit sorumluluk içeren
11:28
and equal responsibility
258
688523
1942
evlerdeki boşanma oranlarının
11:30
also have half the divorce rate.
259
690489
2161
yarı yarıya az olduğunu gösteriyor.
11:32
And if that wasn't good enough motivation for everyone out there,
260
692674
3184
Eğer bu herkes için yeterince motive edici bir faktör değilse,
11:35
they also have more --
261
695882
1813
bu ailelerin --
11:37
how shall I say this on this stage?
262
697719
1810
bunu sahnede nasıl söylesem ki?--
11:39
They know each other more in the biblical sense as well.
263
699553
2683
birbiriyle daha çok haşır neşir olduğunu söylemekte fayda var.
11:42
(Cheers)
264
702260
2493
(Tezahüratlar)
11:44
Message number three:
265
704777
1935
Üçüncü mesaj:
11:46
Don't leave before you leave.
266
706736
1500
"Ayrılmadan önce ayrılmayın."
11:48
I think there's a really deep irony
267
708799
1743
Bence, kadınların iş hayatında kalmak
11:50
to the fact that actions women are taking --
268
710566
2085
amacı ile yaptıkları davranışlarının
11:52
and I see this all the time --
269
712675
1561
aslında sonunda iş hayatını bıraklamarına
11:54
with the objective of staying in the workforce
270
714260
3126
neden olmasında ciddi bir ironi var. --
11:57
actually lead to their eventually leaving.
271
717410
2565
ki ben bunu sıklıkla görüyorum--.
11:59
Here's what happens:
272
719999
1237
Olan şu:
12:01
We're all busy. Everyone's busy. A woman's busy.
273
721260
2544
Hepimiz meşguluz: herkes meşgul; diyelim ki meşgul bir kadın var.
12:03
And she starts thinking about having a child,
274
723828
2408
ve çocuk yapmayı düşünmeye başladı.
12:06
and from the moment she starts thinking about having a child,
275
726260
2976
Çocuk yapmayı aklından geçirmeye başladığı anda
12:09
she starts thinking about making room for that child.
276
729260
2524
o çocuğa hayatında yer açmayı da düşünmeye başlıyor.
"Şu an yapmakta olduğum şeylerin yanısıra, çocuğu hayatıma nasıl sığdıracağım?"
12:12
"How am I going to fit this into everything else I'm doing?"
277
732257
2811
12:15
And literally from that moment,
278
735442
2650
Ve o andan itibaren,
artık soru sormak için elini kaldırmamaya,
12:18
she doesn't raise her hand anymore,
279
738116
2294
12:20
she doesn't look for a promotion, she doesn't take on the new project,
280
740434
3330
zam istememeye, yeni bir projeye istekli olmamaya başlıyor.
12:23
she doesn't say, "Me. I want to do that."
281
743788
1977
"O projeyi bana verin, ben yapabilirim."
12:25
She starts leaning back.
282
745789
1274
demez oluyor, kendini geri çekiyor.
12:27
The problem is that --
283
747462
1397
Buradaki sorun, --
12:28
let's say she got pregnant that day, that day --
284
748883
3564
diyelim ki o gün, tam o gün hamile kaldı --
12:32
nine months of pregnancy, three months of maternity leave,
285
752471
2765
hamilelik dokuz ay, üç ay da doğum izni var,
12:35
six months to catch your breath --
286
755260
2150
altı ay da sonrasında kendin toparlamak için --
12:37
Fast-forward two years,
287
757434
1462
toplamda iki yıl diyelim,
12:38
more often -- and as I've seen it --
288
758920
1960
--benim gördüğüm, sıklıkla--
12:40
women start thinking about this way earlier --
289
760904
2514
kadınlar bunun hakkında çok daha erkenden düşünmeye başlıyorlar --
12:43
when they get engaged, or married,
290
763442
1890
nişanlandıklarında, evlendiklerinde
12:45
when they start thinking about having a child,
291
765356
2148
çocuk sahibi olmak için öalışmaya başladıklarında, ki bu epey uzun sürebilir.
12:47
which can take a long time.
292
767528
1467
Birgün bu konu ile ilgili konuşmak için genç bir kadın bana geldi,
12:49
One woman came to see me about this.
293
769019
2008
ona baktım ve dedim ki -- biraz genç göründü bana.
12:51
She looked a little young.
294
771051
1729
12:52
And I said, "So are you and your husband thinking about having a baby?"
295
772804
3334
Ona dedim ki, "Yani eşin ve sen bir bebek sahibi olmaya mı karar verdiniz?"
Bana, "Yooo, ben evli değilim ki." dedi.
12:56
And she said, "Oh no, I'm not married."
296
776162
1962
12:58
She didn't even have a boyfriend.
297
778148
1575
Erkek arkadaşı bile yoktu.
12:59
(Laughter)
298
779747
1001
13:00
I said, "You're thinking about this just way too early."
299
780772
3331
Ben de "Bunları bence biraz fazla erken
düşünüyorsun." dedim.
13:04
But the point is that what happens
300
784479
2618
Ama söylemeye çalıştığım şu, bu başladığında
13:07
once you start kind of quietly leaning back?
301
787121
2648
yavaşça kendini geri çektiğinde ne oluyor?
13:10
Everyone who's been through this --
302
790803
1766
Bunu yaşayan herkes bilir--
13:12
and I'm here to tell you, once you have a child at home,
303
792593
2743
ben de öyle, bir kez çocuk sahibi olduğunuzda,
13:15
your job better be really good to go back,
304
795360
2586
işinize geri dönmek için işinizin gerçekten de iyi olması gerekir,
13:17
because it's hard to leave that kid at home.
305
797970
2143
çünkü bir çocuğu evde bırakıp işe gitmek çok zordur--
işinizin motive edici, heyecanlandırıcı ve
13:20
Your job needs to be challenging.
306
800137
1864
ödüllendirici olması gerekir.
13:22
It needs to be rewarding.
307
802025
1666
13:23
You need to feel like you're making a difference.
308
803715
2521
Bir fark yarattığınızı hissediyor olmanız lazım.
13:26
And if two years ago you didn't take a promotion
309
806260
2976
Eğer iki yıl önce bir terfi almadıysanız o terfiyi
13:29
and some guy next to you did,
310
809260
2266
yanınızdaki başka bir erkek alacak,
13:31
if three years ago you stopped looking for new opportunities,
311
811550
3686
eğer üç yıl önce
yeni fırsatlar aramayı bıraktıysanız,
13:35
you're going to be bored
312
815260
1728
canınız sıkılmaya başlayacak
13:37
because you should have kept your foot on the gas pedal.
313
817012
2693
çünkü ayağınızı gaz pedalından çekmemeliydiniz.
13:40
Don't leave before you leave.
314
820472
2395
Ayrılmadan, ayrılmayın.
13:42
Stay in.
315
822891
1345
İşinizde kalın.
13:44
Keep your foot on the gas pedal,
316
824260
1976
Ayağınızı gaz pedalı üzerinde tutun,
13:46
until the very day you need to leave to take a break for a child --
317
826260
4631
ta ki çocuğunuz için bir ara vereceğiniz
ayrılacağınız güne kadar --
13:50
and then make your decisions.
318
830915
1786
ve sonra kararlarınızı verin.
O kararları çok erkenden vermeyin,
13:53
Don't make decisions too far in advance,
319
833156
2478
13:55
particularly ones you're not even conscious you're making.
320
835658
2718
özellikle de bu kararları aldığınızın farkında bile değilseniz.
13:59
My generation really, sadly,
321
839771
1741
Ne yazık ki benim ait olduğum nesil
14:01
is not going to change the numbers at the top.
322
841536
2271
tepğedeki rakamları çok fazla değiştiremeyecek.
14:03
They're just not moving.
323
843831
1720
Bu rakamlar pek değişmiyor.
14:05
We are not going to get to where 50 percent of the population --
324
845575
3202
Benim neslimin zamanında, nüfusun %50'sinin
14:08
in my generation, there will not be 50 percent of [women]
325
848801
2667
insanların %50'sinin sektörde de lider olduğunu
14:11
at the top of any industry.
326
851492
1507
göremeyeceğiz.
Ama gelecek nesillerden ümitliyim.
14:14
But I'm hopeful that future generations can.
327
854130
2421
14:17
I think a world where half of our countries and our companies
328
857544
4689
Bence, ülkelerin ve
dünyadaki şirketlerin yarısınının kadınlar tarafından
yönetilmeye başladığı zaman, dünyamız daha iyi bir yer olacak.
14:22
were run by women, would be a better world.
329
862257
2413
14:24
It's not just because people would know where the women's bathrooms are,
330
864694
3381
Bunun nedeni, o zaman herkesin kadınlar tuvaletinin yerini bilecek olması değil,
tabi bu da epey faydalı olur.
14:28
even though that would be very helpful.
331
868099
2653
14:30
I think it would be a better world.
332
870776
1747
Bence böyle bir dünya çok daha iyi bir dünya.
Benim iki çocupum var.
14:33
I have two children.
333
873503
1275
14:34
I have a five-year-old son and a two-year-old daughter.
334
874802
2572
Beş yaşında bir oğlum ve iki yaşında bir kızım.
14:37
I want my son to have a choice
335
877820
1677
Ben, oğlumun önünde bir seçenek olmasını istiyorum,
14:39
to contribute fully in the workforce or at home,
336
879521
3072
iş hayatına tamamen atılmakla evde kalmak arasında seçim yapabilmeli.
14:42
and I want my daughter to have the choice to not just succeed,
337
882617
3896
ve kıızımın da önünde bir seçenek olmasını istiyorum
sadece başarılı olmak değil,
14:46
but to be liked for her accomplishments.
338
886537
2699
başarılıar nedeniyle sevilmeyi de seçebilmeli.
Teşekkürler
14:49
Thank you.
339
889260
1110
14:50
(Applause)
340
890394
1866
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7