For more tolerance, we need more ... tourism? | Aziz Abu Sarah

Aziz Abu Sarah: Daha fazla hoşgörü için ihitiyacımız olan daha fazla ... turizm mi?

132,638 views

2015-01-07 ・ TED


New videos

For more tolerance, we need more ... tourism? | Aziz Abu Sarah

Aziz Abu Sarah: Daha fazla hoşgörü için ihitiyacımız olan daha fazla ... turizm mi?

132,638 views ・ 2015-01-07

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Mehmet Şeker Gözden geçirme: Öykü Kübra DOĞAN
00:12
I'm a tourism entrepreneur and a peacebuilder,
0
12810
3158
Ben turizm alanında bir girişimciyim ve arabulucuyum,
00:15
but this is not how I started.
1
15968
2856
fakat bu şekilde başlamadım.
00:18
When I was seven years old, I remember watching television
2
18824
3065
7 yaşımdayken, televizyon izlediğimi,
00:21
and seeing people throwing rocks,
3
21889
2577
insanların taş fırlattığını gördüğümü ve bunun
00:24
and thinking, this must be a fun thing to do.
4
24466
3390
eğlenceli bir şey olduğunu düşündüğümü hatırlıyorum.
00:27
So I got out to the street and threw rocks,
5
27856
2345
Böylece sokağa çıktım ve taş fırlatmaya başladım,
00:30
not realizing I was supposed to throw rocks at Israeli cars.
6
30201
4481
taşları İsraillilerin arabalarına fırlatmam gerektiğinin farkında olmadan.
00:34
Instead, I ended up stoning my neighbors' cars. (Laughter)
7
34682
4226
Bunun yerine ben de komşumuzun arabasını taşlamıştım. (Gülüşmeler)
00:38
They were not enthusiastic about my patriotism.
8
38908
3902
Onlar benim vatanseverliğim konusunda hevesli değillerdi.
00:42
This is my picture with my brother.
9
42810
2094
Bu benim kardeşimle birlikte çekilmiş bir fotoğrafım.
00:44
This is me, the little one, and I know what you're thinking:
10
44904
2835
Bu benim, küçük olan ve şunu düşündüğünüzü biliyorum:
00:47
"You used to look cute, what the heck happened to you?"
11
47739
2941
"Çok şirin görünüyormuşsun, sana ne olmuş böyle?"
00:50
But my brother, who is older than me,
12
50680
1951
Benden büyük olan erkek kardeşim,
00:52
was arrested when he was 18,
13
52631
2414
18 yaşındayken tutuklandı ve
00:55
taken to prison on charges of throwing stones.
14
55045
2949
taş atma suçlamasıyla hapse atıldı.
00:57
He was beaten up when he refused to confess that he threw stones,
15
57994
3576
Taş attığını itiraf etmeyi reddettiği için dövüldü
01:01
and as a result, had internal injuries
16
61570
2601
ve nihayetinde, hapishaneden salıverildiğinde
01:04
that caused his death soon after he was released from prison.
17
64171
4643
ölümüne sebep olan bir takım iç yaralanmaları vardı.
01:08
I was angry, I was bitter,
18
68814
3646
Kızgındım, üzgündüm
01:12
and all I wanted was revenge.
19
72460
3692
ve tüm istediğim şey intikamdı.
01:16
But that changed when I was 18.
20
76152
2507
Fakat 18 yaşıma geldiğimde bu değişti.
01:18
I decided that I needed Hebrew to get a job,
21
78659
3437
İşe girmek için İbranice öğrenmem gerektiğine karar verdim.
01:22
and going to study Hebrew in that classroom
22
82096
2507
Bir sınıfa kaydoldum ve İbranice öğrenmeye başladım.
01:24
was the first time I ever met Jews who were not soldiers.
23
84603
5434
O sınıfta asker olmayan bir Yahudi ile ilk defa karşılaştım.
01:30
And we connected over really small things, like the fact that I love country music,
24
90037
4882
Üstelik, Filistinliler için yabancı olan
01:34
which is really strange for Palestinians.
25
94919
3727
ve benim sevdiğim bir müzik türü olan folk müzik gibi bir takım küçük şeylerle iletişim kurduk.
01:38
But it was then that I realized also that we have a wall of anger,
26
98646
4660
Ancak, bizi birbirimizden ayrı düşüren
01:43
of hatred and of ignorance that separates us.
27
103306
5613
öfke, nefret ve cahillik gibi duvarların olduğunu ilk defa farkettim.
01:48
I decided that it doesn't matter what happens to me.
28
108919
4499
Artık bana ne olduğunun çok da fark etmediğine karar verdim.
01:53
What really matters is how I deal with it.
29
113418
2693
Asıl önemli olan onunla nasıl başa çıktığımdı.
01:56
And therefore, I decided to dedicate my life
30
116111
3344
Böylece, hayatımı insanları birbirinden ayıran
01:59
to bringing down the walls that separate people.
31
119455
4388
bu duvarları yıkmaya adadım.
02:03
I do so through many ways.
32
123843
2020
Bunu da birçok yoldan yaptım.
02:05
Tourism is one of them, but also media and education,
33
125863
3100
Turizm bunlardan sadece bir tanesi, bunun yanı sıra medya ve eğitim de var.
02:08
and you might be wondering, really, can tourism change things?
34
128963
3694
Merak ediyor olabilirsiniz, turizm gerçekten bir şeyleri değiştirebilir mi?
02:12
Can it bring down walls? Yes.
35
132657
1710
O duvarları yıkabilir mi? Evet.
02:14
Tourism is the best sustainable way to bring down those walls
36
134367
4720
Turizm o duvarları yıkmak
ve insanların birbiri ile iletişimini sağlayabilmek
02:19
and to create a sustainable way of connecting with each other
37
139087
4385
ve arkadaşlıkları oluşturmak için en iyi sürdürülebilir yöntem.
02:23
and creating friendships.
38
143472
2554
2009 yılında, iki yahudi arkadaşla birlikte
02:26
In 2009, I cofounded Mejdi Tours,
39
146026
3785
insanları birbiri ile iletişime geçirebilmek amacıyla
02:29
a social enterprise that aims to connect people,
40
149811
3460
bir sosyal girişimcilik olarak, Mejdi Tours'u kurdum.
02:33
with two Jewish friends, by the way,
41
153271
2461
Yapacağımız şey, uygulayacağımız model ise,
02:35
and what we'll do, the model we did,
42
155732
2299
örneğin, Kudüs'de iki tane tur rehberimiz olacak,
02:38
for example, in Jerusalem, we would have two tour guides,
43
158031
3506
bir İsrailli ve bir Filistinli gezilere birlikte rehberlik edecekler,
02:41
one Israeli and one Palestinian, guiding the trips together,
44
161537
3459
tamamen farklı açılardan tarihi, hikayeleri
02:44
telling history and narrative and archaeology and conflict
45
164996
3205
ve arkeolojiyi ve çatışmaları anlatacaklardı.
02:48
from totally different perspectives.
46
168201
2972
02:51
I remember running a trip together with a friend named Kobi --
47
171173
3358
Kobi adından bir arkadaşımla birlikte bir geziyi idare ettiğimizi hatırlıyorum.
Chicago'dan gelen bir yahudi topluluğu idi ve gezi Kudüs'te idi.
02:54
Jewish congregation from Chicago, the trip was in Jerusalem --
48
174531
3024
Onları bir mülteci kampına götürdük, Filistintililerin yaşadığı bir mülteci kampına
02:57
and we took them to a refugee camp, a Palestinian refugee camp,
49
177555
3162
03:00
and there we had this amazing food.
50
180717
2100
ve orada muhteşem yemekler yedik.
03:02
By the way, this is my mother. She's cool.
51
182817
2883
Bu arada bu benim annem. O çok iyi birisidir.
03:05
And that's the Palestinian food called maqluba.
52
185700
2554
Bu ise maklube dediğimiz bir Filistin yemeği.
03:08
It means "upside-down."
53
188254
1317
"Tepetaklak" anlamına geliyor.
03:09
You cook it with rice and chicken, and you flip it upside-down.
54
189571
3224
Pirinç ve tavukla pişiyorsunuz ve altını üstüne çeviriyorsunuz.
03:12
It's the best meal ever.
55
192795
1641
Gelmiş geçmiş en harika yemek.
03:14
And we'll eat together.
56
194436
1308
Hepimiz birlikte yeriz.
03:15
Then we had a joint band, Israeli and Palestinian musicians,
57
195744
2804
Sonra İsrailli ve Filistinli müzisyenlerin oluşturduğu bir müzik grubuna katıldık
ve biraz göbek dansı yaptık.
03:18
and we did some belly-dancing.
58
198548
1857
03:20
If you don't know any, I'll teach you later.
59
200405
3390
Eğer hiç bilmiyorsanız, size sonra öğretebilirim.
03:23
But when we left, both sides,
60
203795
3112
Ama orayı terk ettiğimizde, her iki tarafı da,
03:26
they were crying because they did not want to leave.
61
206907
2577
ayrılmak istemedikleri için ağlıyorlardı.
03:29
Three years later, those relationships still exist.
62
209484
3622
Kurulan bu bağlar, 3 yıl sonra da hala devam ediyor.
Bir milyon insanın,
03:33
Imagine with me if the one billion people
63
213106
2810
bu tarzda her yıl uluslararası seyahat ettiğini,
03:35
who travel internationally every year travel like this,
64
215916
3807
bir otobüsle bir yerden bir yere,
03:39
not being taken in the bus from one side to another,
65
219724
2972
bir otelden bir başkasına götürülmediğini,
03:42
from one hotel to another,
66
222696
2321
otobüslerin penceresinden insanları ve kültürleri fotoğraflamadığını
03:45
taking pictures from the windows of their buses of people and cultures,
67
225017
3971
fakat insanlarla gerçekten bağ kurduğunu hayal edin.
03:48
but actually connecting with people.
68
228988
3181
03:52
You know, I remember having a Muslim group from the U.K.
69
232169
3924
Bir keresinde İngiltere'den müslüman bir grubu alıp,
Ortadox Yahudi bir ailenin evine götürdüğümü
03:56
going to the house of an Orthodox Jewish family,
70
236093
2786
03:58
and having their first Friday night dinners, that Sabbath dinner,
71
238879
4389
ve orada ilk cuma akşamı, sebt günü yemeği yediklerini,
birlikte hamin olarak adlandırılan
04:03
and eating together hamin, which is a Jewish food, a stew,
72
243268
3575
bir yahudi yemeği olan yahniyi yediklerini
04:06
just having the connection of realizing, after a while,
73
246843
2879
bir süre sonrada da ailelerin 100 yıl önce
04:09
that a hundred years ago, their families came out
74
249722
2972
Kuzey Amerika'da aynı yerde ortaya çıktığına ilişkin bağın farkına vardıklarını hatırlıyorum.
04:12
of the same place in Northern Africa.
75
252694
3079
04:15
This is not a photo profile for your Facebook.
76
255773
3075
Bu sizin Facebook profil resminiz değil.
04:18
This is not disaster tourism.
77
258848
1834
Bu afet turizmi değil.
04:20
This is the future of travel,
78
260682
2368
Bu seyahat etmenin varacağı nokta
04:23
and I invite you to join me to do that, to change your travel.
79
263050
3064
ve ben de sizleri seyahatlerin şeklini değiştirerek bana katılmaya davet ediyorum.
04:26
We're doing it all over the world now,
80
266114
1951
Şu anda tüm dünyada bu faaliyeti sürdürüyoruz
İrlanda'dan, İran'a, Türkiye'ye
04:28
from Ireland to Iran to Turkey,
81
268065
2438
04:30
and we see ourselves going everywhere to change the world.
82
270503
2996
ve heryere ulaşıp, dünyayı değiştirebileceğimizi düşünüyoruz.
04:33
Thank you.
83
273499
1230
Teşekkürler.
04:34
(Applause)
84
274729
1904
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7