4 reasons to learn a new language | John McWhorter

2,068,759 views ・ 2016-10-28

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Hasan Kemal Erkaraca Gözden geçirme: Cihan Ekmekçi
00:12
The language I'm speaking right now
0
12840
2576
Şu an konuşmakta olduğum dil,
00:15
is on its way to becoming the world's universal language,
1
15440
4336
iyisiyle veya kötüsüyle dünyanın evrensel dili olma yolunda
00:19
for better or for worse.
2
19800
2336
hızla ilerliyor.
Kabul etmeliyiz ki
00:22
Let's face it,
3
22160
1216
00:23
it's the language of the internet,
4
23400
1856
İngilizce yalnızca internet dili değil,
00:25
it's the language of finance,
5
25280
1976
aynı zamanda finans,
00:27
it's the language of air traffic control,
6
27280
2336
hava trafik kontrolü,
00:29
of popular music,
7
29640
1376
popüler müzik,
ve diplomasinin de dili.
00:31
diplomacy --
8
31040
1216
00:32
English is everywhere.
9
32280
1440
Kısacası İngilizce her yerde.
00:34
Now, Mandarin Chinese is spoken by more people,
10
34320
4096
Şu an Mandarin Çincesini daha fazla insan konuşuyor
00:38
but more Chinese people are learning English
11
38440
2496
fakat Çince öğrenen İngilizlerden çok daha fazla
00:40
than English speakers are learning Chinese.
12
40960
2696
İngilizce öğrenen Çinliler var.
00:43
Last I heard,
13
43680
1736
En son duyduğum şu ki,
00:45
there are two dozen universities in China right now
14
45440
3456
şu an Çin'de yirminin üstünde üniversite
00:48
teaching all in English.
15
48920
2736
tamamen İngilizce eğitim veriyor.
00:51
English is taking over.
16
51680
1400
İngilizce kontrolü ele geçiriyor.
00:53
And in addition to that,
17
53680
1696
Buna ek olarak,
00:55
it's been predicted that at the end of the century
18
55400
2616
bu yüzyıl sonuna kadar, şu an var olan
çoğu dilin - yaklaşık 6 bin -
00:58
almost all of the languages that exist now --
19
58040
2976
konuşulmaz hale geleceği
01:01
there are about 6,000 --
20
61040
1256
01:02
will no longer be spoken.
21
62320
1896
tahmin ediliyor.
01:04
There will only be some hundreds left.
22
64240
2600
Yalnızca birkaç yüz tanesi varlığını sürdürebilecek.
01:07
And on top of that,
23
67360
1616
Tüm bunların da ötesinde,
İngilizce anlık çevirinin yalnızca mümkün olduğu değil,
01:09
it's at the point where instant translation of live speech
24
69000
4576
01:13
is not only possible, but it gets better every year.
25
73600
3120
aynı zamanda her yıl daha iyi hale geldiği bir noktada.
01:17
The reason I'm reciting those things to you
26
77360
2736
Bütün bunları size anlatmamın sebebi:
Şu soruyu sormaya başlayacak
01:20
is because I can tell that we're getting to the point
27
80120
3136
01:23
where a question is going to start being asked,
28
83280
2216
noktaya geldiğimizi söyleyebilmemdir.
01:25
which is: Why should we learn foreign languages --
29
85520
3536
Eğer İngilizce yabancı dil ise
neden İngilizce'den ayrı bir dil öğrenmeliyim?
01:29
other than if English happens to be foreign to one?
30
89080
3976
Dünyadaki çoğu kişi birbiriyle İngilizce iletişim kurabileceği
01:33
Why bother to learn another one when it's getting to the point
31
93080
3016
noktaya gelindiğinde, neden insanlar başka bir dil daha öğrenmek zahmetine girsin ki?
01:36
where almost everybody in the world will be able to communicate in one?
32
96120
5480
01:42
I think there are a lot of reasons,
33
102560
1816
Bence birçok nedeni var
01:44
but I first want to address
34
104400
2336
ama ilk değinmek istediğim
01:46
the one that you're probably most likely to have heard of,
35
106760
2856
belki sizin de duymuş olabileceğiniz
01:49
because actually it's more dangerous than you might think.
36
109640
4336
gerçekten düşündüğünüzden daha tehlikeli bir neden.
Ve işte bu fikir:
01:54
And that is the idea
37
114000
1736
01:55
that a language channels your thoughts,
38
115760
2776
Bir dille düşüncelerinizi aktarırsınız,
01:58
that the vocabulary and the grammar of different languages
39
118560
4376
o dilin kelimeleri ve dil bilgisi
02:02
gives everybody a different kind of acid trip,
40
122960
3816
herkese farklı hayaller veya halüsinasyonlar
02:06
so to speak.
41
126800
1216
kazandırır.
Bu çok cazip bir fikir
02:08
That is a marvelously enticing idea,
42
128040
4216
02:12
but it's kind of fraught.
43
132280
1296
ama rahatsız edici.
02:13
So it's not that it's untrue completely.
44
133600
3456
Tamamen yanlış da değil.
Mesela, Fransızca ve İspanyolcada masa kelimesi,
02:17
So for example, in French and Spanish
45
137080
3815
02:20
the word for table is, for some reason, marked as feminine.
46
140919
4257
bir sebepten ötürü dişil olarak kullanılır.
02:25
So, "la table," "la mesa," you just have to deal with it.
47
145200
3936
Yani, "la table", "la mesa," bunu bu şekilde öğrenmek zorundasın.
Bu şunu gösterir,
02:29
It has been shown
48
149160
1496
02:30
that if you are a speaker of one of those languages
49
150680
2396
bu dillerden birinin konuşuyorsanız
ve bir masanın konuştuğunu
02:33
and you happen to be asked
50
153100
2676
02:35
how you would imagine a table talking,
51
155800
4056
nasıl hayal edeceğiniz size sorulursa,
02:39
then much more often than could possibly be an accident,
52
159880
3896
rastlantıdan çok daha sık
02:43
a French or a Spanish speaker
53
163800
1696
Fransızca veya İspanyolca konuşan
02:45
says that the table would talk with a high and feminine voice.
54
165520
4856
bir kişi masanın tiz ve dişil bir sesle konuşacağını söyler.
02:50
So if you're French or Spanish, to you, a table is kind of a girl,
55
170400
4136
Yani Fransızca veya İspanyolca konuşan biri iseniz
02:54
as opposed to if you are an English speaker.
56
174560
3176
İngilizce konuşan birinin aksine masa size göre bir kız.
02:57
It's hard not to love data like that,
57
177760
1816
Böyle bilgileri sevmemek çok zordur
02:59
and many people will tell you that that means
58
179600
2136
ve eğer bu dillerden birini konuşuyorsanız
03:01
that there's a worldview that you have if you speak one of those languages.
59
181760
4816
birçok kişi size bunun bir dünya görüşüne sahip olduğunuz anlamına geldiğini söyler.
03:06
But you have to watch out,
60
186600
1296
Ancak dikkat edelim,
03:07
because imagine if somebody put us under the microscope,
61
187920
4456
çünkü birileri de biz ana dili İngilizce olanları
03:12
the us being those of us who speak English natively.
62
192400
2456
böyle mikroskopik bir şekilde inceliyor olabilir.
03:14
What is the worldview from English?
63
194880
3856
İngilizcenin dünya görüşü nedir?
03:18
So for example, let's take an English speaker.
64
198760
2736
Örneğin, bir İngilizce konuşmacı ele alalım.
03:21
Up on the screen, that is Bono.
65
201520
3296
Ekranda, bu Bono.
03:24
He speaks English.
66
204840
1616
İngilizce konuşuyor.
03:26
I presume he has a worldview.
67
206480
2936
Bir dünya görüşü olduğunu varsayalım.
03:29
Now, that is Donald Trump.
68
209440
3656
Bu da Donald Trump.
Kendi çapında,
03:33
In his way,
69
213120
1216
03:34
he speaks English as well.
70
214360
1416
o da İngilizce konuşuyor.
03:35
(Laughter)
71
215800
1520
(Kahkaha)
03:39
And here is Ms. Kardashian,
72
219520
3336
Ve işte Kardashian Hanım,
03:42
and she is an English speaker, too.
73
222880
1976
o da İngilizce konuşuyor.
03:44
So here are three speakers of the English language.
74
224880
2776
İşte İngilizce konuşan üç kişi.
03:47
What worldview do those three people have in common?
75
227680
3576
Bu üç insanın dünyaya bakış açısı ne kadar ortak?
03:51
What worldview is shaped through the English language that unites them?
76
231280
5096
Onları birleştiren İngiliz dili ile şekillenen dünya görüşü nedir?
03:56
It's a highly fraught concept.
77
236400
1816
Oldukça sorunlu bir kavram.
03:58
And so gradual consensus is becoming that language can shape thought,
78
238240
4856
Kademeli bir fikir birliği dili düşünce şekli haline getirebiliyor,
ama bu üstü kapalı psikolojik tahliller içinde gerçekleşiyor.
04:03
but it tends to be in rather darling, obscure psychological flutters.
79
243120
6456
04:09
It's not a matter of giving you a different pair of glasses on the world.
80
249600
4600
Bu size dünyaya farklı bir bakış açısı kazandırmakla ilgili değil.
04:14
Now, if that's the case,
81
254680
2336
Şimdi bu durumda,
o zaman neden dil öğreniyorsunuz?
04:17
then why learn languages?
82
257040
1936
Düşünce şekliniz değişmeyecekse,
04:19
If it isn't going to change the way you think,
83
259000
2536
04:21
what would the other reasons be?
84
261560
1600
diğer nedenler ne olabilir?
04:23
There are some.
85
263720
1200
İşte birkaçı:
04:25
One of them is that if you want to imbibe a culture,
86
265600
5376
Bunlardan birisi, eğer bir kültürü öğrenmek isterseniz,
onu yalayıp yutmak isterseniz, onun bir parçası olmak isterseniz,
04:31
if you want to drink it in, if you want to become part of it,
87
271000
3136
o halde o kültürün dil kanalları
04:34
then whether or not the language channels the culture --
88
274160
3896
gözüksün veya gözükmesin,
04:38
and that seems doubtful --
89
278080
1936
eğer kültürü öğrenmek istiyorsanız,
04:40
if you want to imbibe the culture,
90
280040
1816
04:41
you have to control to some degree
91
281880
2456
bir dereceye kadar kültürün
04:44
the language that the culture happens to be conducted in.
92
284360
3336
yaşandığı dile hakim olmanız gerekiyor.
04:47
There's no other way.
93
287720
1696
Başka yolu yok.
04:49
There's an interesting illustration of this.
94
289440
2496
Bunun ilginç bir gösterimi var.
04:51
I have to go slightly obscure, but really you should seek it out.
95
291960
3696
Biraz yüzeysel anlatmak zorundayım, isterseniz araştırabilirsiniz.
04:55
There's a movie by the Canadian film director Denys Arcand --
96
295680
4336
Eğer bakmak isterseniz Kanadalı film yönetmeni Denys Arcand'ın
- İngilizce okunuşu Dennis Ar-cand -
05:00
read out in English on the page, "Dennis Ar-cand,"
97
300040
2696
05:02
if you want to look him up.
98
302760
1336
bir filmi var.
"Jesus of Montreal" adlı bir film çekti.
05:04
He did a film called "Jesus of Montreal."
99
304120
3056
05:07
And many of the characters
100
307200
2136
Fransız-Kanadalı karakterlerin çoğunu
05:09
are vibrant, funny, passionate, interesting French-Canadian,
101
309360
5056
canlı, komik, tutkulu, ilginç
Fransızca konuşan kadınlar oluşturuyor.
05:14
French-speaking women.
102
314440
1336
05:15
There's one scene closest to the end,
103
315800
2456
Filmin sonlarına doğru bir arkadaşlarını
05:18
where they have to take a friend to an Anglophone hospital.
104
318280
3456
İngilizce konuşulan bir hastaneye götürmek zorunda kalıyorlar.
05:21
In the hospital, they have to speak English.
105
321760
2096
Hastanede İngilizce konuşmak zorundalar.
05:23
Now, they speak English but it's not their native language,
106
323880
2856
İngilizce konuşuyorlar ama ana dilleri değil,
05:26
they'd rather not speak English.
107
326760
1696
ayrıca İngilizce konuşmak istemiyorlar.
05:28
And they speak it more slowly,
108
328480
1936
Yavaş ve aksanlı konuşuyorlar
05:30
they have accents, they're not idiomatic.
109
330440
1976
ve deyim kullanmıyorlar.
05:32
Suddenly these characters that you've fallen in love with
110
332440
2696
Birden bire sevdiğiniz bu karakterler
aslında kendilerinin kabukları ve kendilerinin gölgeleri.
05:35
become husks of themselves, they're shadows of themselves.
111
335160
3400
05:39
To go into a culture
112
339280
1696
Bir kültürğn içine girmek
ve yalnızca bu tür bir perde ile insanları analiz etmek
05:41
and to only ever process people through that kind of skrim curtain
113
341000
4016
o kültürü asla anlamamaktır.
05:45
is to never truly get the culture.
114
345040
2896
05:47
And so to the extent that hundreds of languages will be left,
115
347960
2776
Böylece yüzlerce dilin kalacağı uzamda,
05:50
one reason to learn them
116
350760
1256
dil öğrenmenin nedenlerinden biri,
sadece o dilin kodları sayesinde,
05:52
is because they are tickets to being able to participate
117
352040
3696
05:55
in the culture of the people who speak them,
118
355760
2256
onları konuşan insanların kültürüne katılabilmek için
dilin bir bilet niteliği taşımasıdır.
05:58
just by virtue of the fact that it is their code.
119
358040
3176
06:01
So that's one reason.
120
361240
1240
Bu birinci sebebi.
06:03
Second reason:
121
363440
1296
İkinci sebebi:
06:04
it's been shown
122
364760
1416
Eğer iki dil konuşuyorsanız,
06:06
that if you speak two languages, dementia is less likely to set in,
123
366200
4936
bunama ihtimalinizin az olduğunu
ve daha iyi bir çoklu görev yapıcısı olduğunuzu gösterir.
06:11
and that you are probably a better multitasker.
124
371160
3336
06:14
And these are factors that set in early,
125
374520
3416
Üstelik bunlar erken oluşan unsurlardır,
06:17
and so that ought to give you some sense
126
377960
1936
sizin farklı bir dili benimsemeniz için
06:19
of when to give junior or juniorette lessons in another language.
127
379920
4536
siz daha ana okuluna giderken bu eğitim verilmeye başlanmalıdır.
06:24
Bilingualism is healthy.
128
384480
2416
İki dilli olmak sağlıklıdır.
06:26
And then, third --
129
386920
1896
Gelelim üçücü nedene,
06:28
languages are just an awful lot of fun.
130
388840
3400
diller inanılmaz eğlencelidir.
06:32
Much more fun than we're often told.
131
392800
1736
Söylenenden çok daha eğlenceli.
06:34
So for example, Arabic: "kataba," he wrote,
132
394560
3296
mesela, Arapça "kataba" 'o yazı yazdı' demek iken
06:37
"yaktubu," he writes, she writes.
133
397880
3216
"yaktubu", 'o yazı yazar' demektir.
"Uktub" ise emir kipinde 'yaz' demektir.
06:41
"Uktub," write, in the imperative.
134
401120
3016
Bu kelimelerin ortak noktaları nelerdir?
06:44
What do those things have in common?
135
404160
1896
Bütün kelimelerin ortak noktası,
06:46
All those things have in common
136
406080
2096
06:48
the consonants sitting in the middle like pillars.
137
408200
3536
sabit sütunlar gibi kelimelerin içindeki ünsüzlerdir.
06:51
They stay still,
138
411760
1456
Onlar sabit duruyorlar
06:53
and the vowels dance around the consonants.
139
413240
3136
ve sesli harfler ünsüzlerin etrafında dans ediyor.
06:56
Who wouldn't want to roll that around in their mouths?
140
416400
3176
Kim onları ağzında yuvarlamak istemez ki?
Bunu İbranicede de yapabilirsiniz,
06:59
You can get that from Hebrew,
141
419600
1416
Etiyopya'nın ana dili olan Amharcada da.
07:01
you can get that from Ethiopia's main language, Amharic.
142
421040
3656
07:04
That's fun.
143
424720
1416
Bu eğlenceli.
Bir de dillerin farklı sözcük düzenleri var.
07:06
Or languages have different word orders.
144
426160
3416
07:09
Learning how to speak with different word order
145
429600
2216
Farklı sözcük düzeni ile konuşmayı öğrenmek,
07:11
is like driving on the different side of a street if you go to certain country,
146
431840
4976
bir ülkeye giderseniz bir sokağın farklı tarafında araba kullanmak gibidir
07:16
or the feeling that you get when you put Witch Hazel around your eyes
147
436840
4496
veya Witch Hazel'i gözlerinizin etrafına sürdüğünüzdeki
verdiği kaşıntı hissine benzer.
07:21
and you feel the tingle.
148
441360
1336
07:22
A language can do that to you.
149
442720
2576
Bir dil bunu yapabilir.
07:25
So for example,
150
445320
1216
Örneğin,
07:26
"The Cat in the Hat Comes Back,"
151
446560
2016
"Şapkadaki Kedi"
07:28
a book that I'm sure we all often return to,
152
448600
2496
eminim hepimizin sık sık okuduğu bir kitap
tıpkı "Moby Dick" gibi.
07:31
like "Moby Dick."
153
451120
1256
07:32
One phrase in it is, "Do you know where I found him?
154
452400
5096
İçinden bir alıntı: "Onu nerede bulduğumu biliyor musun?
07:37
Do you know where he was? He was eating cake in the tub,
155
457520
2656
Nerede olduğunu biliyor musun? Küvette pasta yiyordu.
07:40
Yes he was!"
156
460200
1216
Evet oradaydı!"
07:41
Fine. Now, if you learn that in Mandarin Chinese,
157
461440
2336
Eğer Mandarin Çincesi öğrenecek olursanız
07:43
then you have to master,
158
463800
1256
ve ustalaşırsanız:
"Bilirsin, onu nerede buldum?
07:45
"You can know, I did where him find?
159
465080
2256
07:47
He was tub inside gorging cake,
160
467360
1816
O içindeydi küvet kek tıkınıyor.
07:49
No mistake gorging chewing!"
161
469200
1816
Hata yok tıkınıyor çiğniyordu!' olur.
Gerçekten güzel bir his.
07:51
That just feels good.
162
471040
1216
07:52
Imagine being able to do that for years and years at a time.
163
472280
4296
Bunu yıllarca yapabildiğinizi düşünün.
07:56
Or, have you ever learned any Cambodian?
164
476600
4336
Ya da hiç Kamboçya'nın resmi dili Khmerce öğrendiniz mi?
08:00
Me either, but if I did,
165
480960
3016
Ben de öğrenmedim, ama öğrenseydim,
Sesli harflerle adeta oynardım,
08:04
I would get to roll around in my mouth not some baker's dozen of vowels
166
484000
4616
08:08
like English has,
167
488640
1256
İngilizce gibi bir düzine değil,
08:09
but a good 30 different vowels
168
489920
3016
Komboçya lehçesinde
08:12
scooching and oozing around in the Cambodian mouth
169
492960
3896
kovandaki arı sesleri gibi ağızda yayılarak söylenen
08:16
like bees in a hive.
170
496880
2336
30 farklı sesli harf var.
08:19
That is what a language can get you.
171
499240
2520
Bu dil sizi yorabilir.
08:22
And more to the point,
172
502440
1256
Ancak daha da önemlisi,
08:23
we live in an era when it's never been easier to teach yourself another language.
173
503720
3936
kendi kendimize dil öğrenmenin bu kadar kolay olduğu bir çağ yaşanmadı.
08:27
It used to be that you had to go to a classroom,
174
507680
2256
Eskiden bir okula gitmek zorundaydınız,
08:29
and there would be some diligent teacher --
175
509960
2056
orada itinalı bir öğretmen olurdu,
çok zeki bir öğretmen
08:32
some genius teacher in there --
176
512040
1616
08:33
but that person was only in there at certain times
177
513680
2336
ama sadece belli zamanlarda orda olurdu
ve sis o zamanda gitmek zorundaydınız
08:36
and you had to go then,
178
516040
1256
08:37
and then was not most times.
179
517320
1816
o zaman size bir türlü uymazdı.
Okula gitmek zorundaydınız.
08:39
You had to go to class.
180
519160
1400
08:40
If you didn't have that, you had something called a record.
181
520974
2762
Okul yoksa kayıtlar vardı.
08:43
I cut my teeth on those.
182
523760
1696
Gençken ben de denemiştim.
08:45
There was only so much data on a record,
183
525480
2696
Bir kayıt, kaset veya CD olarak bilinen
08:48
or a cassette,
184
528200
1256
antika nesnede
08:49
or even that antique object known as a CD.
185
529480
2336
çok fazla bilgi vardı.
08:51
Other than that you had books that didn't work,
186
531840
2616
Bunlardan başka işe yaramayan kitaplarınız vardı
08:54
that's just the way it was.
187
534480
1376
bu sadece bir yöntemdi.
08:55
Today you can lay down --
188
535880
2896
Bugün oturma odasında
08:58
lie on your living room floor,
189
538800
2456
arkanıza yaslanıp
09:01
sipping bourbon,
190
541280
1216
çayınızı yudumlarken
09:02
and teach yourself any language that you want to
191
542520
2776
kendi kendinize Rosetta Stone gibi harika setlerle
09:05
with wonderful sets such as Rosetta Stone.
192
545320
2576
istediğiniz bir dili öğretebilirsiniz.
09:07
I highly recommend the lesser known Glossika as well.
193
547920
3136
Daha az bilinen Glossika'yı da şiddetle tavsiye ederim.
İstediğiniz zaman yapabilirsiniz,
09:11
You can do it any time,
194
551080
1296
09:12
therefore you can do it more and better.
195
552400
2600
bu nedenle daha çok ve daha iyi yapabilirsiniz.
09:15
You can give yourself your morning pleasures in various languages.
196
555480
3816
Sabah zevklerinizi çeşitli dillerde yapabilirsiniz.
09:19
I take some "Dilbert" in various languages every single morning;
197
559320
3736
Ben her sabah çeşitli dillerde "Dilbert" alıyorum.
Bu yeteneklerinizi artırabilir.
09:23
it can increase your skills.
198
563080
1656
09:24
Couldn't have done it 20 years ago
199
564760
1856
20 yıl önce,
09:26
when the idea of having any language you wanted
200
566640
3536
cebinizdeki telefonda
09:30
in your pocket,
201
570200
1576
istediğiniz bir dile
09:31
coming from your phone,
202
571800
1496
sahip olmazdınız, eğer sorulsaydı
09:33
would have sounded like science fiction to very sophisticated people.
203
573320
3720
bu fikir kültürlü insanlara bilim kurgu gibi gelirdi.
09:37
So I highly recommend
204
577800
2536
Bu nedenle ana dilimizden farklı diller öğrenmenizi
09:40
that you teach yourself languages other than the one that I'm speaking,
205
580360
3976
şiddetle tavsiye ediyorum,
09:44
because there's never been a better time to do it.
206
584360
3176
çünkü bunu yapmanın daha iyi zamanı olmadı.
09:47
It's an awful lot of fun.
207
587560
1496
İnanılmaz eğlenceli.
Fikilerinizi değiştirmez
09:49
It won't change your mind,
208
589080
1816
09:50
but it will most certainly blow your mind.
209
590920
3176
ama aklınızı başınızdan alır.
Çok teşekkür ederim.
09:54
Thank you very much.
210
594120
1216
09:55
(Applause)
211
595360
4801
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7