Julian Assange: Why the world needs WikiLeaks

Julian Assange: Dünyanın neden WikiSızıntı'ya (WikiLeaks) ihtiyacı var?

731,605 views

2010-07-19 ・ TED


New videos

Julian Assange: Why the world needs WikiLeaks

Julian Assange: Dünyanın neden WikiSızıntı'ya (WikiLeaks) ihtiyacı var?

731,605 views ・ 2010-07-19

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Ayşe Demirel Gözden geçirme: osman oguz ahsen
00:15
Chris Anderson: Julian, welcome.
0
15260
2000
Chris Anderson: Julian, hoşgeldin
00:17
It's been reported that WikiLeaks, your baby,
1
17260
2000
Söylenen o ki, çocuğun sayılan WikiLeaks sitesinde
00:19
has, in the last few years
2
19260
2000
dünyanın geriya kalan bütün
00:21
has released more classified documents
3
21260
3000
medyası aracılığı ile bugüne dek ortaya
00:24
than the rest of the world's media combined.
4
24260
2000
konulandan çok daha fazla gizli belgeyi yayınlamışsınız.
00:26
Can that possibly be true?
5
26260
2000
Bu doğru olabilir mi?
00:28
Julian Assange: Yeah, can it possibly be true?
6
28260
2000
Julian Assange: Bu mümkün mü, evet...
00:30
It's a worry -- isn't it? -- that the rest of the world's media
7
30260
3000
Bu bir endişe aslında, değil mi? medyanın tümünün
00:33
is doing such a bad job
8
33260
2000
bu kadar kötü iş çıkarırken
00:35
that a little group of activists
9
35260
2000
küçük bir grup aktivistin
00:37
is able to release more
10
37260
2000
bu tarzda bilgileri içeren
00:39
of that type of information
11
39260
2000
dökümanları dünyanın toplam
00:41
than the rest of the world press combined.
12
41260
2000
medyasından daha fazla yayınlaması düşündürücü.
00:43
CA: How does it work?
13
43260
2000
CA: Bu iş nasıl oluyor?
00:45
How do people release the documents?
14
45260
3000
İnsanlar bu belgeleri nasıl açığa çıkarıyor?
00:48
And how do you secure their privacy?
15
48260
3000
Mahremiyeti ve gizliliği nasıl sağlıyorsunuz?
00:51
JA: So these are -- as far as we can tell --
16
51260
2000
JA: Bunlar, benim söyleyebileceğim kadarıyla--
00:53
classical whistleblowers,
17
53260
2000
klasik muhbirler.
00:55
and we have a number of ways for them
18
55260
2000
Ve bize bilgiyi iletebilmeleri bir kaç yol
00:57
to get information to us.
19
57260
2000
takip ediyoruz.
00:59
So we use this state-of-the-art encryption
20
59260
2000
Yani sadece şifrelendirme sanatını kullanarak
01:01
to bounce stuff around the Internet, to hide trails,
21
61260
2000
internette bilgi iletiyor, izlerimizi saklıyoruz,
01:03
pass it through legal jurisdictions
22
63260
2000
İsveç veya Belçika'nın yasaları sayesinde
01:05
like Sweden and Belgium
23
65260
3000
yargının içinden sıyırılıp
01:08
to enact those legal protections.
24
68260
3000
hukuki engelleri aşabiliyoruz
01:12
We get information in the mail,
25
72260
2000
Bilgileri normal posta ile alıyoruz,
01:14
the regular postal mail,
26
74260
3000
bildiğiniz normal posta,
01:17
encrypted or not,
27
77260
2000
şifreli veya şifresiz farketmez
01:19
vet it like a regular news organization, format it --
28
79260
3000
sıradan bir haber gibi hazırlıyoruz, formatlıyoruz--
01:22
which is sometimes something that's quite hard to do,
29
82260
3000
ki bunu bazen yapabilmek oldukça da zor oluyor aslında
01:25
when you're talking about
30
85260
2000
konuşurken kolay ama burada
01:27
giant databases of information --
31
87260
2000
çok büyük bilgi database'ları söz konusu--
01:29
release it to the public
32
89260
2000
daha sonra bunu kamuya yayınlıyor
01:31
and then defend ourselves
33
91260
2000
ve kendimizi de kaçınılmaz olan
01:33
against the inevitable legal and political attacks.
34
93260
3000
yasal ve politik saldırılara karşı savunmaya başlıyoruz.
01:36
CA: So you make an effort to ensure
35
96260
2000
Yani bu belgelerin yasallaşması için
01:38
the documents are legitimate,
36
98260
2000
belli bir emek harcıyorsunuz.
01:40
but you actually
37
100260
2000
Ama aslında kaynağın
01:42
almost never know who the identity of the source is?
38
102260
3000
kimliği hakkında neredeyse hiç bir zaman bilginiz yok.
01:45
JA: That's right, yeah. Very rarely do we ever know,
39
105260
3000
JA: Evet öyle. Çok nadiren belki ama neredeyse hiç.
01:49
and if we find out at some stage
40
109260
3000
Ve eğer bir noktada da bu ortaya çıkarsa
01:52
then we destroy that information as soon as possible.
41
112260
3000
o bilgiyi olabildiğince çabuk ortadan kaldırıyoruz.
01:55
(Phone ring) God damn it.
42
115260
2000
(telefon) kahretsin..
01:57
(Laughter)
43
117260
4000
(kahkahalar)
02:01
CA: I think that's the CIA asking what the code is
44
121260
2000
CA: Arayan CIA sanırım, TED üyeliğinin kodunu
02:03
for a TED membership.
45
123260
2000
soruyor olmasınlar.
02:05
(Laughter)
46
125260
3000
(kahkahalar)
02:08
So let's take [an] example, actually.
47
128260
2000
Şimdi cidden bir örneğe girelim.
02:10
This is something
48
130260
2000
Bu önemli bir şey.
02:12
you leaked a few years ago.
49
132260
2000
bir kaç sene önce bilgi sızdırdınız
02:14
If we can have this document up ...
50
134260
2000
O belgeyi şimdi alabilir miyiz?...
02:16
So this was a story in Kenya a few years ago.
51
136260
2000
Bu sizin bir kaç sene önce Kenya'daki hikayeniz.
02:18
Can you tell us what you leaked and what happened?
52
138260
3000
Burada neyi sızdırdığınızı ve ne olduğunu söyler misiniz?
02:21
JA: So this is the Kroll Report.
53
141260
2000
JA: Bu Kroll Raporu.
02:23
This was a secret intelligence report
54
143260
3000
Bu Kenya hükümetinin 2004'te
02:26
commissioned by the Kenyan government
55
146260
2000
seçilmesi sonrasında onlar tarafından yapılmış
02:28
after its election in 2004.
56
148260
3000
gizli bir istihbarat raporuydu.
02:31
Prior to 2004, Kenya was ruled
57
151260
2000
2004 öncesinde, Kenya 18 yıldır
02:33
by Daniel arap Moi
58
153260
2000
Daniel arap Moi tarafından
02:35
for about 18 years.
59
155260
2000
yönetilmekteydi.
02:37
He was a soft dictator of Kenya.
60
157260
3000
Kenya'nın yumuşak diktatörlerindendir.
02:40
And when Kibaki got into power --
61
160260
2000
Kibaki yetkiyi devir alınca--
02:42
through a coalition of forces that were trying
62
162260
2000
Kenya'daki yolsuzlukları temizlemeye çalışan
02:44
to clean up corruption in Kenya --
63
164260
2000
güçler koalüsyonu aracılığı ile
02:46
they commissioned this report,
64
166260
2000
bir rapor hazırlatıldı ve ilişkili
02:48
spent about two million pounds
65
168260
2000
bu rapor için yaklaşık
02:50
on this and an associated report.
66
170260
2000
2 milyon pound harcandı.
02:52
And then the government sat on it
67
172260
3000
Ama sonrasında hükümet bu raporun
02:55
and used it for political leverage on Moi,
68
175260
2000
üstüne oturdu ve Kenya'da hala da
02:57
who was the richest man --
69
177260
2000
en zengin kişi olan Moi üstünde
02:59
still is the richest man -- in Kenya.
70
179260
3000
politik baskı kurmaya başladı.
03:02
It's the Holy Grail of Kenyan journalism.
71
182260
3000
Bu Kenya gazeteciliğinin kutsal kasesidir.
03:05
So I went there in 2007,
72
185260
3000
2007'de ben oraya gittim
03:08
and we managed to get hold of this
73
188260
2000
ve 28 Aralıktaki ulusal seçimlerin
03:10
just prior to the election --
74
190260
2000
hemen öncesinde
03:12
the national election, December 28.
75
192260
3000
bu raporu ele geçirmeyi başardık.
03:17
When we released that report,
76
197260
3000
Raporu şu nedenle yayınladık,
03:20
we did so three days after the new president, Kibaki,
77
200260
3000
başkanlığının üçüncü gününde Kibaki, güya ortadan
03:23
had decided to pal up with
78
203260
2000
kaldıracağı yolsuzluklarını temizleyeceği
03:25
the man that he was going to clean out,
79
205260
2000
kişi olan Daniel arap Moi ile arkadaş olmaya
03:27
Daniel arap Moi,
80
207260
2000
başlamıştı.
03:29
so this report then
81
209260
3000
Ve bu rapor da
03:32
became a dead albatross
82
212260
2000
başkan Kibaki'nin boynuna
03:34
around President Kibaki's neck.
83
214260
3000
dolanmış ölü bir albatros'a dönüşüverdi.
03:38
CA: And -- I mean, to cut a long story short --
84
218260
3000
CA: Ve kısaca anlatacak olursak--
03:41
word of the report leaked into Kenya,
85
221260
3000
Kenya'ya bu rapordakiler resmi medya ile değil
03:44
not from the official media, but indirectly,
86
224260
3000
indirek yoldan yansıtılmış oldu. Ve size göre de
03:47
and in your opinion, it actually shifted the election.
87
227260
3000
gerçekten de Kenya seçimlerinin yönünü değiştirdi.
03:50
JA: Yeah. So this became front page of the Guardian
88
230260
3000
JA: Bu rapor Guardian gazetesinde manşet oldu
03:53
and was then printed in all the surrounding countries of Kenya,
89
233260
3000
ve Kenya çevresindeki ülkelerde basına yansıdı,
03:56
in Tanzanian and South African press.
90
236260
3000
Tanzanian ve kuzey Afrika basınında kullanıldı.
03:59
And so it came in from the outside.
91
239260
2000
Ve aslında bilgi dışarıdan geldi.
04:01
And that, after a couple of days,
92
241260
2000
Ve bir kaç gün sonrasında
04:03
made the Kenyan press feel safe to talk about it.
93
243260
2000
Kenya basını da bunlar hakkında yazmaya başladı.
04:05
And it ran for 20 nights straight on Kenyan TV,
94
245260
3000
Kenya TV'sinde aralıksız 20 gece haberi yapıldı,
04:08
shifted the vote by 10 percent,
95
248260
3000
ve Kenya istihbaratına göre de
04:11
according to a Kenyan intelligence report,
96
251260
2000
oyları da yaklaşık %10 civarında etkileyerek
04:13
which changed the result of the election.
97
253260
2000
seçim sonuçlarını değiştirmiş oldu.
04:15
CA: Wow, so your leak
98
255260
2000
CA: Yani bu sızıntı
04:17
really substantially changed the world?
99
257260
2000
aslında özünde gerçekten de dünyayı değiştirdi.
04:19
JA: Yep.
100
259260
2000
JA: Evet.
04:21
(Applause)
101
261260
4000
(alkışlar)
04:25
CA: Here's -- We're going to just show
102
265260
2000
CA: Şimdi-- size Bağdat'a yapılan CA:
04:27
a short clip from this
103
267260
3000
hava saldırısının
04:30
Baghdad airstrike video.
104
270260
2000
videosunu göstereceğiz.
04:32
The video itself is longer,
105
272260
2000
Videonun kendisi daha uzun.
04:34
but here's a short clip.
106
274260
2000
Bu kısa bir klibi.
04:36
This is -- this is intense material, I should warn you.
107
276260
3000
Bu--şiddet içeriyor.. Sizi uyarmalıyım.
04:39
Radio: ... just fuckin', once you get on 'em just open 'em up.
108
279260
3000
Telsiz; ...lanet olsun sadece, üstlerine gel ve onları deş.
04:42
I see your element, uh, got about four Humvees, uh, out along ...
109
282260
4000
Elemanı gördüm, of, dört tane Humvee jip var, işte orada...
04:46
You're clear. All right. Firing.
110
286260
3000
Görüş net. Tamam. Ateş ediyorum.
04:49
Let me know when you've got them. Let's shoot.
111
289260
3000
Onları hellettiğinde haber ver. Ateş edelim hadi.
04:52
Light 'em all up.
112
292260
2000
Hepsini ışınlayalım.
04:54
C'mon, fire!
113
294260
2000
Hadi, ateş!
04:56
(Machine gun fire)
114
296260
3000
(makinalı tüfek sesi)
04:59
Keep shoot 'n. Keep shoot 'n.
115
299260
3000
Ateşe devam. Ateşe devam.
05:02
(Machine gun fire)
116
302260
3000
(makinalı tüfek sesi)
05:05
Keep shoot 'n.
117
305260
3000
Ateşe devam.
05:08
Hotel ... Bushmaster Two-Six, Bushmaster Two-Six,
118
308260
2000
Otel... Çalıların Efendisi iki-altı, Çalıların Efendisi iki-altı,
05:10
we need to move, time now!
119
310260
2000
hareket etmeliyiz, şimdi!
05:12
All right, we just engaged all eight individuals.
120
312260
3000
Tamam, tamam sekiz şahısla bağlantı kuruldu.
05:15
Yeah, we see two birds [helicopters], and we're still firing.
121
315260
3000
Evet, iki kuş görüyoruz (helikopter), hala ateş ediyoruz.
05:18
Roger. I got 'em.
122
318260
2000
Anlaşıldı. Onları gördüm.
05:20
Two-Six, this is Two-Six, we're mobile.
123
320260
2000
İki-altı, burası iki-altı, hereketliyiz.
05:22
Oops, I'm sorry. What was going on?
124
322260
2000
Hop, Özür dilerim. Neler oluyor?
05:24
God damn it, Kyle. All right, hahaha. I hit 'em.
125
324260
2000
Lanet olsun, Kyle. Neyse, hahaha. Onları vurdum.
05:29
CA: So, what was the impact of that?
126
329260
3000
CA: Peki, bunun etkili yanı nedir?
05:32
JA: The impact on the people who worked on it
127
332260
3000
JA: Üstünde çalışan kişiler için etkisi çok,
05:35
was severe.
128
335260
2000
çok ağır bir etki.
05:37
We ended up sending two people to Baghdad
129
337260
2000
Bağdat'a iki kişi yolladık ve bu konuyu
05:39
to further research that story.
130
339260
2000
hikayeyi daha detaylı araştırdık.
05:41
So this is just the first of three attacks
131
341260
3000
Bu, bu alanda olan toplam üç tane saldırının
05:44
that occurred in that scene.
132
344260
2000
sadece birincisiydi.
05:46
CA: So, I mean, 11 people died in that attack, right,
133
346260
2000
CA: Yani, demek istediğim, bu atakta 11 kişi öldü ve
05:48
including two Reuters employees?
134
348260
2000
bunlardan ikisi de Rueters muhabiriydi?
05:50
JA: Yeah. Two Reuters employees,
135
350260
2000
JA: Evet. İki Reuters çalışanı,
05:52
two young children were wounded.
136
352260
3000
iki genç çocuk da yaralandı.
05:55
There were between 18 and 26 people killed all together.
137
355260
3000
Yani birlikte 18 ve 26 kişi ölmüş oldu.
05:58
CA: And releasing this caused
138
358260
2000
CA: Ve bunun yayınlanması da
06:00
widespread outrage.
139
360260
2000
çok yaygın bir harekete neden oldu.
06:02
What was the key element of this
140
362260
2000
Buradaki asıl anahtar eleman aslında
06:04
that actually caused the outrage, do you think?
141
364260
3000
bu hareketin başlamasına neden oldu, ne diyorsun?
06:07
JA: I don't know. I guess people can see
142
367260
2000
JA: Bilmiyorum, sanıyorum insanlar güçler
06:09
the gross disparity in force.
143
369260
3000
arasındaki inanılmaz uyumsuzluğun farkında.
06:12
You have guys walking in a relaxed way down the street,
144
372260
2000
Sokakta arkadaşlarınla sakince yürüyorsun,
06:14
and then an Apache helicopter sitting up at one kilometer
145
374260
3000
sonra bir Apache helikopter 1 km uzakta havadan
06:17
firing 30-millimeter cannon shells
146
377260
2000
herkesin üstüne 30 mm çapında
06:19
on everyone --
147
379260
2000
kurşunlarını ateşliyor--
06:21
looking for any excuse to do so --
148
381260
3000
bunu yapmak için bir bahane bekliyor--
06:24
and killing people rescuing the wounded.
149
384260
2000
ve yaralanan kişiyi kurtaranları da öldürüyor.
06:26
And there was two journalists involved that clearly weren't insurgents
150
386260
3000
Ve orada tam gün gazeteci olarak çalışan, isyancılardan olmayan
06:29
because that's their full-time job.
151
389260
2000
iki gazeteci de var.
06:33
CA: I mean, there's been this U.S. intelligence analyst,
152
393260
3000
CA: Demek istediğim, Amerikalı istihbarat analizcisi
06:36
Bradley Manning, arrested,
153
396260
2000
Bradley Manning tutuklandı.
06:38
and it's alleged that he confessed in a chat room
154
398260
3000
Ve bir sohbet odasında bu videoyu 280.000 gizli
06:41
to have leaked this video to you,
155
401260
3000
US elçilik kablo bağlantısı ile sana sızdırdığını
06:44
along with 280,000
156
404260
2000
itiraf ettiği
06:46
classified U.S. embassy cables.
157
406260
2000
konusunda söylentiler var.
06:48
I mean, did he?
158
408260
3000
Yani, yaptı mı?
06:51
JA: We have denied receiving those cables.
159
411260
2000
JA: Biz bu kablo yayınlarını aldığımızı reddettik.
06:53
He has been charged,
160
413260
2000
Suçlu bulundu,
06:55
about five days ago,
161
415260
2000
yaklaşık 5 gün önce,
06:57
with obtaining 150,000 cables
162
417260
3000
150.000 kablo yayınını ele geçirip
07:00
and releasing 50.
163
420260
2000
50 tanesini sızdırdığı söylendi.
07:02
Now, we had released,
164
422260
3000
Şimdi bu senein başlarında
07:05
early in the year,
165
425260
2000
Reykjavik ABD elciliğinden
07:07
a cable from the Reykjavik U.S. embassy,
166
427260
3000
bir kablo yayınını sızdırmıştık.
07:11
but this is not necessarily connected.
167
431260
2000
Ama bunlar bağlantılı değildi.
07:13
I mean, I was a known visitor of that embassy.
168
433260
2000
Yani o elçiliğin bilinen bir ziyaretlçisiydim zaten.
07:15
CA: I mean, if you did receive thousands
169
435260
2000
CA: Yani eğer binlerce ABD elçiliğinin
07:17
of U.S. embassy diplomatic cables ...
170
437260
3000
diplomatik kablo yayınını ele geçirmiş olsaydın...
07:20
JA: We would have released them. (CA: You would?)
171
440260
2000
JA: Şimdiye kadar çoktan sızdırırdım. (CA: Yapar mıydın?)
07:22
JA: Yeah. (CA: Because?)
172
442260
3000
JA: Evet. (CA: Çünkü?)
07:25
JA: Well, because these sort of things
173
445260
2000
JA: Çünkü asıl gerçekleri anca böyle şeyler
07:27
reveal what the true state
174
447260
3000
ortaya koyabiliyor,
07:30
of, say,
175
450260
2000
yani söz gelimi
07:32
Arab governments are like,
176
452260
2000
Arap hükümetleri aslında
07:34
the true human-rights abuses in those governments.
177
454260
3000
o hükümetlerdeki gerçek insan hakları ihlalcileri.
07:37
If you look at declassified cables,
178
457260
2000
Eğer tasnif edilmemiş yayınlara
07:39
that's the sort of material that's there.
179
459260
2000
bakarsanız, bu tarz materyalleri görüyorsunuz.
07:41
CA: So let's talk a little more broadly about this.
180
461260
2000
CA: O zaman bu konuda az daha detaya girelim.
07:43
I mean, in general, what's your philosophy?
181
463260
2000
Yani, genel anlamda, felsefen nedir?
07:45
Why is it right
182
465260
2000
Neden gizli bilgilerin
07:47
to encourage leaking of secret information?
183
467260
3000
açığa çıkmasını desteklemek gereklidir?
07:51
JA: Well, there's a question as to what sort of information is important in the world,
184
471260
3000
JA: Aslında önemli olan hangi türden bilgilerin dünya için önem taşıdığı ve hangi
07:54
what sort of information
185
474260
2000
türde bilginin
07:56
can achieve reform.
186
476260
2000
bir reform yapabileceği.
07:58
And there's a lot of information.
187
478260
2000
Ve çok fazla bilgi var aslında.
08:00
So information that organizations
188
480260
2000
Yani özellikle organizasyonların
08:02
are spending economic effort into concealing,
189
482260
3000
özellikle ekonomik çabaya girerek üstünü örttüğü
08:05
that's a really good signal
190
485260
2000
bilgi bizim için olumlu bir sinyal
08:07
that when the information gets out,
191
487260
2000
bu tarzda bilgi dışarıya sızdığında
08:09
there's a hope of it doing some good --
192
489260
2000
bayağı işe yaraması da söz konusu.
08:11
because the organizations that know it best,
193
491260
2000
Çünkü konuyu en iyi bilen organizasyon,
08:13
that know it from the inside out,
194
493260
2000
yani içeriden dışarıya biliyorlar,
08:15
are spending work to conceal it.
195
495260
3000
ve kapatmak için çaba harcıyorlar.
08:18
And that's what we've found in practice,
196
498260
2000
Ve pratikte de bununla karşılaşıyoruz.
08:20
and that's what the history of journalism is.
197
500260
3000
Gazeteciliğin tarihi de bundan ibarettir.
08:23
CA: But are there risks with that,
198
503260
3000
CA: Ama bunun bazı riskleri var,
08:26
either to the individuals concerned
199
506260
3000
bireylerle ilgili veya
08:29
or indeed to society at large,
200
509260
2000
büyük ölçekte tüm toplumla ilgili
08:31
where leaking can actually have
201
511260
2000
bu bilgi sızdırmanın amaçlanmayan
08:33
an unintended consequence?
202
513260
2000
bazı sonuçları da olabilir.
08:35
JA: Not that we have seen with anything we have released.
203
515260
2000
JA: Şimdiye kadar sızdırdıklarımızla ilgili böyle bir şey olmadı.
08:37
I mean, we have a harm immunization policy.
204
517260
2000
Yani bizim zarar bağışıklığı politikamız var.
08:39
We have a way of dealing with information
205
519260
2000
Bizim elimizdeki bilgi ile ilgilenirken bir çeşit
08:41
that has sort of personal --
206
521260
2000
kişisel bir yaklaşımımız var--
08:43
personally identifying information in it.
207
523260
2000
kişisel olarak bilgiyi tanımlıyoruz.
08:46
But there are legitimate secrets --
208
526260
3000
Ama bazı yasal sırlar var--
08:49
you know, your records with your doctor;
209
529260
3000
yani, doktorunuzdaki kayıtlarınız gibi,
08:52
that's a legitimate secret --
210
532260
2000
bunlar yasal sırlardır.
08:54
but we deal with whistleblowers that are coming forward
211
534260
2000
Ama bizler aslında doğru şekilde motive olmup öne çıkan
08:56
that are really sort of well-motivated.
212
536260
3000
muhbirler ile ilgileniyoruz.
08:59
CA: So they are well-motivated.
213
539260
2000
CA: Yani iyice motive olmuş haldeler.
09:01
And what would you say to, for example,
214
541260
2000
Peki ya şöyle birine ne dersin, örneğin,
09:03
the, you know, the parent of someone
215
543260
3000
birisinin anne-babasına--
09:06
whose son is out serving the U.S. military,
216
546260
3000
diyelim ki oğulları ABD ordusunda çalışıyor,
09:09
and he says, "You know what,
217
549260
2000
ve diyor ki, "Biliyor musunuz,
09:11
you've put up something that someone had an incentive to put out.
218
551260
2000
bu bulduğunuz şey, birilerinin teşviki ile bulunan bir şey aslında.
09:13
It shows a U.S. soldier laughing
219
553260
2000
Bu ölmüş insanlara gülen bir
09:15
at people dying.
220
555260
2000
askeri olsun.
09:17
That gives the impression, has given the impression,
221
557260
2000
Bu öyle bir izlenim veriyor ki--böyle bir izlenim verdi ki
09:19
to millions of people around the world
222
559260
2000
dünyadaki milyonlarca insan artık
09:21
that U.S. soldiers are inhuman people.
223
561260
2000
ABD askeri insan değilmiş gibi hissediyor.
09:23
Actually, they're not. My son isn't. How dare you?"
224
563260
2000
Ama değil. Öyle değiller. Oğlum öyle değil, bu ne cesaret?"
09:25
What would you say to that?
225
565260
2000
Buna ne cevap verirsin?
09:27
JA: Yeah, we do get a lot of that.
226
567260
2000
JA: Evet, bunlardan çok duyuyoruz.
09:29
But remember, the people in Baghdad,
227
569260
2000
Ama anımsayın, Bağdat'taki o insanlar,
09:31
the people in Iraq, the people in Afghanistan --
228
571260
3000
Irak'taki o insanlar, Afganistan'daki o insanlar--
09:34
they don't need to see the video;
229
574260
2000
onların bu videoyu seyretmesine gerek yok;
09:36
they see it every day.
230
576260
2000
onlar bunu her gün görüyor.
09:38
So it's not going to change their opinion. It's not going to change their perception.
231
578260
3000
Yani bu onların fikrini değiştirmez. Algılarını değiştirmeyecektir.
09:41
That's what they see every day.
232
581260
2000
Her gün gördükleri şey bu çünkü.
09:43
It will change the perception and opinion
233
583260
3000
Ama tüm bunların hesabını veren kişilerin
09:46
of the people who are paying for it all,
234
586260
2000
algılarını ve fikirlerini değiştirecektir.
09:48
and that's our hope.
235
588260
3000
Ve umudumuz da budur.
09:51
CA: So you found a way to shine light
236
591260
3000
CA: Yani sen şirketler ve
09:54
into what you see
237
594260
3000
hükümetlerdeki
09:57
as these sort of dark secrets in companies and in government.
238
597260
3000
bu tarzdaki karanlık sırların üzerine ışık tutmanın bir yolunu buldun.
10:01
Light is good.
239
601260
2000
Işık iyidir.
10:03
But do you see any irony in the fact that,
240
603260
2000
Ama şu ironik olan da bu ışığı tutabilmek için
10:05
in order for you to shine that light,
241
605260
2000
aslında senin, kendi kaynaklarının
10:07
you have to, yourself,
242
607260
2000
çevresinde bir çeşit
10:09
create secrecy around your sources?
243
609260
3000
gizlilik yaratmak zorunda olduğun gerçeği.
10:12
JA: Not really. I mean, we don't have
244
612260
3000
JA: Aslında hayır, demek istediğim,
10:15
any WikiLeaks dissidents yet.
245
615260
3000
henüz wikileaks karşıtına denk gelmedim.
10:19
We don't have sources who are dissidents on other sources.
246
619260
3000
Kaynaklarımız diğer kaynaklara henüz hiç karşı çıkmadı.
10:23
Should they come forward, that would be a tricky situation for us,
247
623260
3000
Eğer bu olursa durmum bizim için aldatıcı bir hale geliyor demiştir.
10:26
but we're presumably acting in such a way
248
626260
3000
Ama tahminim öyle bir şekilde hareket ediyoruz ki
10:29
that people feel
249
629260
2000
insanlar ahlaki açıdan
10:31
morally compelled
250
631260
2000
misyonumuza devam
10:33
to continue our mission, not to screw it up.
251
633260
3000
etmemizi ve kendimizi batırmamamızı istiyor.
10:37
CA: I'd actually be interested, just based on what we've heard so far --
252
637260
3000
CA: Aslında merak da ediyorum, yani şimdiye dek duyduğumuz kadarı ile--
10:40
I'm curious as to the opinion in the TED audience.
253
640260
3000
TED izleyicilerinin fikrini önemsiyorum.
10:45
You know, there might be a couple of views
254
645260
2000
Yani WikiLeaks ve Julian hakkında bir kaç fikir
10:47
of WikiLeaks and of Julian.
255
647260
2000
olacaktır diye düşünüyorum.
10:49
You know, hero -- people's hero --
256
649260
3000
Yani, kahraman--kişilerin kahramanı--
10:52
bringing this important light.
257
652260
3000
bunu gün ışığına çıkarıyor.
10:55
Dangerous troublemaker.
258
655260
2000
Tehlikeli bela yaratan.
10:58
Who's got the hero view?
259
658260
3000
Kim kahraman olduğunu düşünüyor?
11:02
Who's got the dangerous troublemaker view?
260
662260
3000
Peki kim tehlikeli bir bela çıkarıcı olduğunu düşünüyor?
11:06
JA: Oh, come on. There must be some.
261
666260
2000
JA: Hadfi ama. Birisi olmalı.
11:09
CA: It's a soft crowd, Julian, a soft crowd.
262
669260
2000
CA: Bu yumuşak bir kalabalık Julian, yumuşaklar.
11:11
We have to try better. Let's show them another example.
263
671260
2000
Daha iyi olalım. Bir örnek daha gösterelim onlara.
11:13
Now here's something that you haven't yet leaked,
264
673260
3000
Şimdi henüz sızdırmadığın bir şey var,
11:16
but I think for TED you are.
265
676260
3000
ve sen TED için böylesin.
11:19
I mean it's an intriguing story that's just happened, right?
266
679260
2000
Yani az önce olan çok şaşırtıcı bir hikayeydi, değil mi?
11:21
What is this?
267
681260
2000
nedir bu?
11:23
JA: So this is a sample of what we do
268
683260
2000
JA: Yani bu bizim her gün yaptığımız
11:25
sort of every day.
269
685260
2000
şeyin bir örneği aslında.
11:27
So late last year -- in November last year --
270
687260
3000
Geçen sene sonu--geçen sene kasım ayında--
11:30
there was a series of well blowouts
271
690260
2000
Meksika körfezindeki muhbirlikteki gibi
11:32
in Albania,
272
692260
2000
çok büyük
11:34
like the well blowout in the Gulf of Mexico,
273
694260
3000
olmasa da Arnavutluk'ta da
11:37
but not quite as big.
274
697260
2000
bir seri bilgi sızdırıldı.
11:39
And we got a report --
275
699260
3000
Ve bir de rapor aldık--
11:42
a sort of engineering analysis into what happened --
276
702260
3000
olan biten ile ilgili analiz mühendisliği gibiydi--
11:45
saying that, in fact, security guards
277
705260
3000
söylenene göre, aslında birbiri ile
11:48
from some rival, various competing oil firms
278
708260
3000
rekabet eden petrol şirketlerinin güvenliklerinin
11:51
had, in fact, parked trucks there and blown them up.
279
711260
3000
verdiği bilgiye göre, bu şirketler kendi yük araçlarını patlatıyorlardı.
11:55
And part of the Albanian government was in this, etc., etc.
280
715260
3000
Ve Arnavutluk hükümetinin bir kısmı da bu işin içindeydi vs vs...
11:59
And the engineering report
281
719260
1000
Ve mühendislik raporunun üstünde
12:00
had nothing on the top of it,
282
720260
2000
hiç bir şey yazılı değildi.
12:02
so it was an extremely difficult document for us.
283
722260
2000
Bizim için inanılmaz zor bir dökümandı.
12:04
We couldn't verify it because we didn't know
284
724260
2000
Kimin yazdığını ve konunun ne olduğunu
12:06
who wrote it and knew what it was about.
285
726260
2000
bilmediğimiz için soruşturmakta zorlandık.
12:08
So we were kind of skeptical that maybe it was
286
728260
2000
Ve acaba rakip bir petrol şirketinden gelen ve gerçek dışı
12:10
a competing oil firm just sort of playing the issue up.
287
730260
2000
bir konu olabilir mi diye de şüpheye düşmüş olduk.
12:12
So under that basis, we put it out and said,
288
732260
2000
Bu temelin üstünde "bak biz bu konuda
12:14
"Look, we're skeptical about this thing.
289
734260
2000
şüpheye düştük. Bilmiyoruz ki, ne yapalım
12:16
We don't know, but what can we do?
290
736260
2000
Aslında bilgi gayet güzel, gerçek gibi duruyor
12:18
The material looks good, it feels right,
291
738260
2000
ama bunu doğrulayamıyoruz" yazıp
12:20
but we just can't verify it."
292
740260
2000
belgeyi sayfaya koyduk.
12:22
And we then got a letter
293
742260
3000
Ve aslında raporda ismi belirtilmemiş
12:25
just this week
294
745260
3000
olan bu şirketten
12:28
from the company who wrote it,
295
748260
3000
bu belgenin kaynağını soruşturan
12:31
wanting to track down the source --
296
751260
3000
bir mektup aldık--
12:34
(Laughter)
297
754260
3000
(kahkahalar)
12:38
saying, "Hey, we want to track down the source."
298
758260
3000
şöyle diyordu, "Hey, belgenin kaynağını bulmak istiyoruz"
12:41
And we were like, "Oh, tell us more.
299
761260
2000
Bizde cevap verdik "Oh, daha fazlasını anlatsanıza
12:43
What document is it, precisely, you're talking about?
300
763260
3000
tam olarak hangi dökümandan bahsediyorsunuz ki?
12:46
Can you show that you had legal authority over that document?
301
766260
3000
Bu döküman ile ilgili yasal bir hakkınız olduğunu gösterebilir misiniz?
12:49
Is it really yours?"
302
769260
2000
Gerçekten size mi ait?"
12:51
So they sent us this screen shot
303
771260
3000
Onlar da bize belgenin yazarının
12:54
with the author
304
774260
2000
Microsoft Word
12:56
in the Microsoft Word ID.
305
776260
3000
kimliği ile görüntüleyen bir ekran print-screen'i yolladı.
13:01
Yeah.
306
781260
2000
Evet...
13:03
(Applause)
307
783260
5000
(alkışlar)
13:08
That's happened quite a lot though.
308
788260
2000
Bunu çok sık yaşıyoruz aslında.
13:10
This is like one of our methods
309
790260
2000
Bu bizim kimliği ortaya çıkarmamızın
13:12
of identifying, of verifying, what a material is,
310
792260
3000
yollarından birisi--yani materyalin içeriğini doğrulama yolu,
13:15
is to try and get these guys to write letters.
311
795260
2000
bu adamların bize mektup yazmasını sağlıyoruz.
13:17
CA: Yeah. Have you had information
312
797260
3000
CA: Evet. BP'nin içinden de aldığın
13:20
from inside BP?
313
800260
2000
bilgi var mıydı?
13:22
JA: Yeah, we have a lot, but I mean, at the moment,
314
802260
3000
JA: Evet, hem de çok, yani şu anda bir takım ciddi
13:25
we are undergoing a sort of serious fundraising and engineering effort.
315
805260
3000
mühendislik ve maddi destek toplama çabası içindeyiz.
13:28
So our publication rate
316
808260
2000
Son bir kaç ayda
13:30
over the past few months
317
810260
2000
toplumdan gördüğümüz inanılmaz
13:32
has been sort of minimized
318
812260
2000
ilgiden dolayı kullandığımız
13:34
while we're re-engineering our back systems
319
814260
3000
sistemlerin mühendisliğini yenilerken
13:37
for the phenomenal public interest that we have.
320
817260
3000
yayın sayımız ve hızımız biraz azaldı.
13:40
That's a problem.
321
820260
2000
Bu aslında sorun.
13:42
I mean, like any sort of growing startup organization,
322
822260
3000
Yeni başlayan ve büyümekte olan her organizasyon gibi
13:45
we are sort of overwhelmed
323
825260
2000
kendi büyümemizden dolayı
13:47
by our growth,
324
827260
2000
boğulmuş haldeyiz.
13:49
and that means we're getting enormous quantity
325
829260
2000
Bu aslında çok fazla sayıda muhbirden çok fazla
13:51
of whistleblower disclosures
326
831260
2000
sayıda bilginin büyük yetenekle
13:53
of a very high caliber
327
833260
2000
sızdırıldığı anlamına geliyor
13:55
but don't have enough people to actually
328
835260
2000
ama bu bilgiyi işleyecek araştıracak
13:57
process and vet this information.
329
837260
2000
yeteri kadar insana sahip değiliz.
13:59
CA: So that's the key bottleneck,
330
839260
2000
CA: Yani sık boğaz olduğunuz şey
14:01
basically journalistic volunteers
331
841260
2000
temelde yeterli sayıda gönüllü gazeteci
14:03
and/or the funding of journalistic salaries?
332
843260
3000
ve/veya gazetecilik maaş bağışına sahip olmamanız.
14:06
JA: Yep. Yeah, and trusted people.
333
846260
2000
JA: Evet. Ve bir de güvenilir kişilere.
14:08
I mean, we're an organization
334
848260
2000
Yani biz bir organizasyonuz
14:10
that is hard to grow very quickly
335
850260
2000
çabuk büyümek zor bir iş
14:12
because of the sort of material we deal with,
336
852260
2000
özellikle ilgilendiğimiz materyal yüzünden böyle.
14:14
so we have to restructure
337
854260
3000
Bu nedenle yeniden yapılanıp
14:17
in order to have people
338
857260
2000
yüksek ulusal güvenlikle
14:19
who will deal with the highest national security stuff,
339
859260
3000
ilgilenecek ve sonra da güvenlikle ilgili vakaları azaltacak
14:22
and then lower security cases.
340
862260
2000
kişilere ihtiyaç duyuyoruz.
14:24
CA: So help us understand a bit about you personally
341
864260
3000
Bunu kişisel olarak nasıl yapmaya başladığını anlamamız
14:27
and how you came to do this.
342
867260
2000
için bize biraz yardımcı olur musun?
14:29
And I think I read that as a kid
343
869260
2000
Doğru okuduysam çocukken
14:31
you went to 37 different schools.
344
871260
3000
37 farklı okula gitmişsin.
14:34
Can that be right?
345
874260
2000
Bu doğru mu?
14:36
JA: Well, my parents were in the movie business
346
876260
3000
Ebeveynlerim film işindeydi ve bu arada da bir
14:39
and then on the run from a cult,
347
879260
2000
tarikatten kaçıyorlardı,
14:41
so the combination between the two ...
348
881260
2000
bu ikisi birleşince de...
14:43
(Laughter)
349
883260
4000
(kahkahalar)
14:47
CA: I mean, a psychologist might say
350
887260
2000
Yani, bir psikolog bunun paranoya
14:49
that's a recipe for breeding paranoia.
351
889260
3000
üretmek için bir reçete olduğunu söyleyebilir.
14:52
JA: What, the movie business?
352
892260
2000
JA: Hangisi, Film işi mi?
14:54
(Laughter)
353
894260
3000
(kahkahalar)
14:57
(Applause)
354
897260
3000
(alkışlar)
15:00
CA: And you were also -- I mean,
355
900260
2000
Ve ayrıca da-- Yani sen
15:02
you were also a hacker at an early age
356
902260
2000
çok erken yaşlarda hacker olmuşsun
15:04
and ran into the authorities early on.
357
904260
3000
yetkili kişilerle de erken tanışmışsın.
15:07
JA: Well, I was a journalist.
358
907260
3000
JA: Evet, ben gazeteciydim.
15:10
You know, I was a very young journalist activist at an early age.
359
910260
2000
Yani çok küçük bir yaştayken de küçük bir gazeteci ve aktivisttim.
15:12
I wrote a magazine,
360
912260
2000
Bir magazin yazdığım için
15:14
was prosecuted for it when I was a teenager.
361
914260
3000
daha ergenliğimde soruşturuldum.
15:17
So you have to be careful with hacker.
362
917260
2000
Bir hacker ile dikkatli olmalısınız.
15:19
I mean there's like -- there's a method
363
919260
2000
Yani, pek çok şey için kullanılabilen
15:21
that can be deployed for various things.
364
921260
2000
bir metod olabilir.
15:23
Unfortunately, at the moment,
365
923260
2000
Ne yazık ki şu anda
15:25
it's mostly deployed by the Russian mafia
366
925260
2000
bu daha ziyade rus mafyası tarafından
15:27
in order to steal your grandmother's bank accounts.
367
927260
2000
büyükannelerimizin banka hesaplarını çalmak için kullanılıyor.
15:29
So this phrase is not,
368
929260
3000
Yani deyim yerindeyse--
15:32
not as nice as it used to be.
369
932260
2000
eskisi kadar iyi bir şey değil.
15:34
CA: Yeah, well, I certainly don't think
370
934260
2000
CA: Evet, ben kesinlikle kimsenin büyükannesinin
15:36
you're stealing anyone's grandmother's bank account,
371
936260
3000
banka hesabını çaldığını düşünmüyorum.
15:39
but what about
372
939260
2000
Peki ya temel
15:41
your core values?
373
941260
2000
değerleriniz neler?
15:43
Can you give us a sense of what they are
374
943260
3000
Bize temel değerlerinizin neler olduğu ve
15:46
and maybe some incident in your life
375
946260
2000
bunları belirlerken yaşadıklarınızla ilgili
15:48
that helped determine them?
376
948260
3000
bir parça bilgi vermeniz mümkün mü?
15:53
JA: I'm not sure about the incident.
377
953260
2000
JA: Yaşadıklarım konusunda emin değilim
15:55
But the core values:
378
955260
3000
Ama temel değerlerim;
15:58
well, capable, generous men
379
958260
3000
iyi, becerikli ve yüce gönüllü erkekler
16:01
do not create victims;
380
961260
2000
kurbanlar yaratmazlar;
16:03
they nurture victims.
381
963260
2000
kurban olanları iyileştirirler.
16:05
And that's something from my father
382
965260
2000
Ve bu aslında babamdan gelen bir şey
16:07
and something from other capable, generous men
383
967260
3000
ve hayatıma giren diğer becerikli ve yüce gönüllü
16:10
that have been in my life.
384
970260
3000
erkeklerden kaynaklanıyor.
16:13
CA: Capable, generous men do not create victims;
385
973260
2000
CA: Becerikli, yüce gönüllü erkekler kurban yaratmazlar
16:15
they nurture victims?
386
975260
2000
kurbanları iyileştirirler mi?
16:17
JA: Yeah. And you know,
387
977260
2000
JA: Evet, bilirsiniz,
16:19
I'm a combative person,
388
979260
4000
Ben hırçın biriyim,
16:23
so I'm not actually so big on the nurture,
389
983260
2000
ve aslında iyileştirme konusunda çok iyi değilim.
16:25
but some way --
390
985260
3000
Ama bir şekilde--
16:28
there is another way of nurturing victims,
391
988260
3000
Kurbanları iyileştirmenin başka bir yolu da var,
16:31
which is to police perpetrators
392
991260
3000
bu da suç faillerine karşı polislik
16:34
of crime.
393
994260
2000
yapmak.
16:36
And so that is something
394
996260
2000
Bu benim karakterimde
16:38
that has been in my character
395
998260
2000
çok uzun zamanlardan beri
16:40
for a long time.
396
1000260
2000
var olan bir şey.
16:42
CA: So just tell us, very quickly in the last minute, the story:
397
1002260
3000
CA: Peki bize çok hızlı bir son dakika hikayesi anlatın;
16:45
what happened in Iceland?
398
1005260
3000
İzlanda'da ne oldu?
16:48
You basically published something there,
399
1008260
3000
Orada bir şey yayınladınız,
16:51
ran into trouble with a bank,
400
1011260
3000
ve bir banka ile sorun yaşadınız,
16:54
then the news service there
401
1014260
2000
ve oradaki haber servisleri
16:56
was injuncted from running the story.
402
1016260
3000
bu hikayeyi yayınlamaktan men edildi.
16:59
Instead, they publicized your side.
403
1019260
2000
Bunun yerine, sizin reklamınızı yaptılar.
17:01
That made you very high-profile in Iceland. What happened next?
404
1021260
3000
Bu da izlanda da sizi bayağı meşhur etti. Sonra ne oldu?
17:04
JA: Yeah, this is a great case, you know.
405
1024260
2000
JA: Bu harika bir vakaydı.
17:06
Iceland went through this financial crisis.
406
1026260
2000
İzlanda'da finansal bir kriz yaşandı.
17:08
It was the hardest hit of any country in the world.
407
1028260
2000
Dünyadaki bütün ülkelerden daha büyük bir hasar aldılar.
17:10
Its banking sector was 10 times the GDP
408
1030260
2000
Banka sektöründeki GDP ekonominin geri kalanından
17:12
of the rest of the economy.
409
1032260
2000
10 kat daha fazlaydı.
17:14
Anyway, so we release this report
410
1034260
3000
Geçen sene haziran ayında
17:17
in July last year.
411
1037260
3000
biz bu raporu yayınladık.
17:20
And the national TV station was injuncted
412
1040260
2000
Ve ulusal televizyon kanalı yayına girmesine
17:22
five minutes before it went on air,
413
1042260
2000
beş dakika kala men edildi.
17:24
like out of a movie: injunction landed on the news desk,
414
1044260
2000
Bir filmmiş gibi, mahkeme emri haber masasının üstüne konuldu
17:26
and the news reader was like,
415
1046260
2000
ve haber spikeri de şaşkın
17:28
"This has never happened before. What do we do?"
416
1048260
2000
"Bu daha önce hiç olmamıştı. Şimdi ne yapacağız?" diye sordu.
17:30
Well, we just show the website instead,
417
1050260
2000
Bizde yayın boyunca arka planda
17:32
for all that time, as a filler,
418
1052260
3000
kendi web sitemizi gösterdik.
17:35
and we became very famous in Iceland,
419
1055260
2000
Ve izlanda'da çok meşhur olduk,
17:37
went to Iceland and spoke about this issue.
420
1057260
3000
İzlanda'ya gidip konu hakkında konuştuk.
17:40
And there was a feeling in the community
421
1060260
2000
Toplumda öyle bir duygu vardı ki sanki
17:42
that that should never happen again,
422
1062260
2000
bu asla olmamalıydı.
17:44
and as a result,
423
1064260
2000
Sonuç olarak,
17:46
working with Icelandic politicians
424
1066260
2000
bazı İzlanda politikacısı ile birlikte çalıştık
17:48
and some other international legal experts,
425
1068260
2000
daha sonra da uluslararası yasal bir kaç uzmanla
17:50
we put together a new sort of
426
1070260
2000
ve birlikte İzlanda özgür basınına
17:52
package of legislation for Iceland
427
1072260
3000
açık denizde sığınacak bir liman
17:55
to sort of become an offshore haven
428
1075260
3000
sunan bir yasa paketi
17:58
for the free press,
429
1078260
3000
hazırlamış olduk,
18:01
with the strongest journalistic protections in the world,
430
1081260
3000
dünyadaki en güçlü gazetecilik korumasıyla birlikte
18:04
with a new Nobel Prize
431
1084260
2000
konuşma özgürlüğü için
18:06
for freedom of speech.
432
1086260
2000
yeni bir de Nobel Ödülü geldi.
18:08
Iceland's a Nordic country,
433
1088260
2000
İzlanda da Norveç gibi bir İskandinav
18:10
so, like Norway, it's able to tap into the system.
434
1090260
3000
ülkesi ve yine Norveç gibi sistemin içine dokunabiliyor.
18:13
And just a month ago,
435
1093260
2000
Ve henüz 1 ay önce
18:15
this was passed by the Icelandic parliament unanimously.
436
1095260
3000
bu izlanda parlementosundan anonim şekilde geçirildi.
18:18
CA: Wow.
437
1098260
2000
CA: Wow.
18:20
(Applause)
438
1100260
6000
(alkışlar)
18:26
Last question, Julian.
439
1106260
2000
Son sorum, Julian.
18:28
When you think of the future then,
440
1108260
2000
Geleceğe bakınca ne görüyorsun,
18:30
do you think it's more likely to be
441
1110260
2000
Big Brother (hükümet) üstümüzde
18:32
Big Brother exerting more control,
442
1112260
2000
daha büyük bir kontrol ve gizlilik
18:34
more secrecy,
443
1114260
2000
mi uyguluyor,
18:36
or us watching
444
1116260
2000
yada bizler,
18:38
Big Brother,
445
1118260
2000
Big Brother'ı mı izliyoruz
18:40
or it's just all to be played for either way?
446
1120260
3000
veya bunların ikisi birden mi devam ediyor?
18:43
JA: I'm not sure which way it's going to go.
447
1123260
2000
JA: Hangi yolla devam edecek emin değilim.
18:45
I mean, there's enormous pressures
448
1125260
2000
Yani dünyada şu anda konuşma özgürlüğü
18:47
to harmonize freedom of speech legislation
449
1127260
3000
yasası ve şeffaflık yasası için inanılmaz
18:50
and transparency legislation around the world --
450
1130260
3000
bir baskı uygulanıyor--
18:53
within the E.U.,
451
1133260
2000
EU içinde,
18:55
between China and the United States.
452
1135260
2000
Çin ve ABD arasında.
18:57
Which way is it going to go? It's hard to see.
453
1137260
3000
Hangi yöne gidecek görmek çok zor.
19:00
That's why it's a very interesting time to be in --
454
1140260
2000
Bu nedenlerle bunlar de yaşamak için çok ilginç günler.
19:02
because with just a little bit of effort,
455
1142260
2000
Çünkü sadece bir parça çaba ile bu yollardan
19:04
we can shift it one way or the other.
456
1144260
3000
birine de diğerine de yönelmek mümkün.
19:07
CA: Well, it looks like I'm reflecting the audience's opinion
457
1147260
3000
CA: Julian sanıyorum izleyenlerin de fikrini yansıtıyor olacağım
19:10
to say, Julian, be careful,
458
1150260
2000
lütfen dikkatli ol ve
19:12
and all power to you.
459
1152260
2000
tüm güçler seninle olsun.
19:14
JA: Thank you, Chris. (CA: Thank you.)
460
1154260
2000
JA: Teşekkürler, Chris. (CA: Teşekkürler.)
19:16
(Applause)
461
1156260
10000
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7