Sugata Mitra: Build a School in the Cloud

Sugata Mitra: Bulut Üzerine Okul İnşa Etmek

714,171 views ・ 2013-02-27

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

00:00
Translator: Joseph Geni Reviewer: Morton Bast
0
0
7000
Çeviri: Fatos Husmenoglu Gözden geçirme: banu yobas
00:16
What is going to be the future of learning?
1
16534
5416
Öğrenmenin gelecekte konumu ne olacak?
00:21
I do have a plan,
2
21950
2280
Bu konuda benim bir planım var.
00:24
but in order for me to tell you what that plan is,
3
24230
3080
Fakat bu planın ne olduğunu anlatmam için size
00:27
I need to tell you a little story,
4
27310
2970
ortama zemin hazırlayan
00:30
which kind of sets the stage.
5
30280
2846
küçük bir hikaye anlatmam gerekiyor.
00:33
I tried to look at
6
33126
1787
Okulda öğrendiğimiz tarzda eğitimin
00:34
where did the kind of learning we do in schools,
7
34913
3407
olduğu yöne bakmaya çalıştım.
00:38
where did it come from?
8
38320
2270
Bu eğitim anlayışı nereden geldi?
00:40
And you can look far back into the past,
9
40590
2432
Ve geçmişe, çok eskilere bakabilirsiniz,
00:43
but if you look at present-day schooling the way it is,
10
43022
3813
fakat günümüzdeki öğretimin haline bakacak olursanız
00:46
it's quite easy to figure out where it came from.
11
46835
3702
nereden geldiğini anlamak hiç de zor değil.
00:50
It came from about 300 years ago,
12
50537
3948
300 yıl önce,
00:54
and it came from the last
13
54485
2217
dünyadaki son ve en büyük
00:56
and the biggest of the empires on this planet. ["The British Empire"]
14
56702
2968
imparatorluklardan biri olan Büyük Britanya'da ortaya çıktı.
00:59
Imagine trying to run the show,
15
59670
2345
Bir gösteriyi
01:02
trying to run the entire planet,
16
62015
2408
tüm gezegeni
01:04
without computers, without telephones,
17
64423
3824
bilgisayar olmadan, telefon olmadan
01:08
with data handwritten on pieces of paper,
18
68247
4132
elle kağıt parçalarına yazılan bilgilerle
01:12
and traveling by ships.
19
72379
3550
ve gemilerle seyahat ederek yönetmeye çalıştığınızı hayal edin.
01:15
But the Victorians actually did it.
20
75929
2154
Viktoryan dönemindeki insanlar bunu gerçekten başardı.
01:18
What they did was amazing.
21
78083
3168
Yaptıkları şey hayranlık uyandırıcıydı.
01:21
They created a global computer
22
81251
3312
İnsanlardan oluşan
01:24
made up of people.
23
84563
3056
küresel bir bilgisayar yarattılar.
01:27
It's still with us today.
24
87619
1793
Aslında bugün bu hala bizimle.
01:29
It's called the bureaucratic administrative machine.
25
89412
5979
Adı da bürokratik yönetim makinesi.
01:35
In order to have that machine running,
26
95391
3327
Bu makineyi çalıştırmak için
01:38
you need lots and lots of people.
27
98718
3201
çok ama çok insana ihtiyacınız var.
01:41
They made another machine to produce those people:
28
101919
4359
Bu insanları üretebilmek için başka bir makine daha yarattılar.
01:46
the school.
29
106278
2896
okul.
01:49
The schools would produce the people
30
109174
2777
Okullar
01:51
who would then become parts of the
31
111951
3849
daha sonra bu bürokratik yönetim makinesinin
01:55
bureaucratic administrative machine.
32
115800
3385
parçaları olacak insanları üretecekti.
01:59
They must be identical to each other.
33
119185
4390
Birbirileriyle aynı olmalıydılar.
02:03
They must know three things:
34
123575
2157
Üç şeyi kesinlikle bilmeleri gerekiyordu.
02:05
They must have good handwriting, because the data is handwritten;
35
125732
3040
Güzel el yazıları olmalıydı, çünkü bilgi el yazısıyla aktarılıyordu;
02:08
they must be able to read;
36
128772
2155
okuyabilmeleri gerekiyordu;
02:10
and they must be able to do multiplication,
37
130927
2279
ve zihinden çarpma
02:13
division, addition and subtraction in their head.
38
133206
3663
bölme, toplama ve çıkarma yapabilmeleri gerekiyordu.
02:16
They must be so identical that you could pick one up from New Zealand
39
136869
3527
O kadar benzer olmalıydılar ki Yeni Zellanda'dan birini alıp
02:20
and ship them to Canada
40
140396
2335
Kanada'ya gönderdiğiniz zaman
02:22
and he would be instantly functional.
41
142731
4081
anında işe yarar olmalıydı.
02:26
The Victorians were great engineers.
42
146812
2869
Viktoryanlar harika mühendislerdi.
02:29
They engineered a system that was so robust
43
149681
3489
Öylesine dirençli bir sistem inşa ettiler ki
02:33
that it's still with us today,
44
153170
2455
bu sistem bugün hâlâ bizimle
02:35
continuously producing identical people
45
155625
3976
durmaksızın, artık var olmayan bir makine için
02:39
for a machine that no longer exists.
46
159601
4816
birbirinin eşi insanlar üretiyor.
02:44
The empire is gone,
47
164417
2928
İmparatorluk bitti.
02:47
so what are we doing with that design
48
167345
2904
Peki, birbirine benzer insanlar üreten
02:50
that produces these identical people,
49
170249
2369
bu tasarımla ne yapıyoruz?
02:52
and what are we going to do next
50
172618
2903
ve şayet bu tasarımla yapılabilecek başka bir şey varsa
02:55
if we ever are going to do anything else with it?
51
175521
3920
onunla bundan sonra ne yapacağız?
02:59
["Schools as we know them are obsolete"]
52
179441
1690
[" Bildiğimiz halleriyle okulların modası geçti"]
03:01
So that's a pretty strong comment there.
53
181131
1892
Bayağı iddiali bir yorum.
03:03
I said schools as we know them now, they're obsolete.
54
183023
3794
Ben şimdi bildiğimiz halleriyle okulların modası geçti dedim.
03:06
I'm not saying they're broken.
55
186817
1734
Bozuk olduklarını söylemedim.
03:08
It's quite fashionable to say that the education system's broken.
56
188551
2997
Eğitim sisteminin bozuk olduğunu söylemek modaya daha uygun.
03:11
It's not broken. It's wonderfully constructed.
57
191548
3651
Aslında bozuk değil. Harika bir şekilde inşa edilmiş.
03:15
It's just that we don't need it anymore. It's outdated.
58
195199
6226
Sadece artık onlara ihtiyacımız yok. Hükmü kalmadı.
03:21
What are the kind of jobs that we have today?
59
201425
2407
Bugün ne tarz işler mevcut?
03:23
Well, the clerks are the computers.
60
203832
2134
Katipler artık bilgisayarlar.
03:25
They're there in thousands in every office.
61
205966
2531
Her ofiste binlerce var.
03:28
And you have people who guide those computers
62
208497
3205
ve üstelik bu bilgisayarlara yol gösteren
03:31
to do their clerical jobs.
63
211702
2477
ve onların katiplik işlerini yapmasını sağlayan insanlar var.
03:34
Those people don't need to be able to write beautifully by hand.
64
214179
3264
Bu insanların güzel yazı yazma yeteneklerinin olmasına gerek yok.
03:37
They don't need to be able to multiply numbers in their heads.
65
217443
3032
Zihinden sayıları çarpabilmeye de ihtiyaç duymazlar.
03:40
They do need to be able to read.
66
220475
2272
Okuyabilir olmaları gerekli.
03:42
In fact, they need to be able to read discerningly.
67
222747
4150
Aslında sezerek okuyabilmeleri gerekiyor.
03:46
Well, that's today, but we don't even know
68
226897
3107
Peki, bu bugünkü durum, ama geleceğin mesleklerinin
03:50
what the jobs of the future are going to look like.
69
230004
2559
neye benzeyeceğini bile bilmiyoruz.
03:52
We know that people will work from wherever they want,
70
232563
2644
Bildiğimiz şey, insanların istedikleri yerden
03:55
whenever they want, in whatever way they want.
71
235207
3198
istedikleri zaman, istedikleri şekilde çalışabilecekleri.
03:58
How is present-day schooling going to prepare them
72
238405
4188
Günümüdeki öğretim bu insanları
04:02
for that world?
73
242593
2543
böyle bir dünyaya nasıl hazırlayacak?
04:05
Well, I bumped into this whole thing completely by accident.
74
245136
5048
Ben tüm bu olayın içine tamamen kazara daldım.
04:10
I used to teach people how to write computer programs
75
250184
2632
İnsanlara bilgisayar programları yazmayı öğretiyordum,
04:12
in New Delhi, 14 years ago.
76
252816
2464
14 yıl önce, Yeni Delhi'de.
04:15
And right next to where I used to work, there was a slum.
77
255280
3757
Çalıştığım yerin dibinde gecekondu mahallesi vardı.
04:19
And I used to think, how on Earth are those kids
78
259037
2587
Ve düşünürdüm, buradaki çocuklar
04:21
ever going to learn to write computer programs?
79
261624
2520
nasıl olacak da bilgisayar programı yazmayı öğrenecekler?
04:24
Or should they not?
80
264144
3080
Yoksa zaten öğrenmemeliler mi?
04:27
At the same time, we also had lots of parents,
81
267224
2617
Diğer bir yandan, bir sürü
04:29
rich people, who had computers,
82
269841
2431
zengin, bilgisayarı olan aile
04:32
and who used to tell me, "You know, my son,
83
272272
3131
"Biliyor musunuz, benim oğlum,
04:35
I think he's gifted,
84
275403
2189
Çok yetenekli,
04:37
because he does wonderful things with computers.
85
277592
2874
çünkü bilgisayarda harika şeyler yapabiliyor.
04:40
And my daughter -- oh, surely she is extra-intelligent."
86
280466
3976
Ve kızım-- kesinlike süper zeki" deyip duruyordu.
04:44
And so on. So I suddenly figured that,
87
284442
2108
Ve bunun gibi bir sürü şey daha. Aniden
04:46
how come all the rich people are having
88
286550
1796
nasıl olur da bu zengin insanlar
04:48
these extraordinarily gifted children?
89
288346
2141
bu çok yetenekli çocuklara sahip oluyorlar anladım.
04:50
(Laughter)
90
290487
1915
(Kahkahalar)
04:52
What did the poor do wrong?
91
292402
2824
Fakir insanlar nerede hata yaptı?
04:55
I made a hole in the boundary wall
92
295226
3003
Ofisimle gecekondu mahallesi arasındaki duvarda
04:58
of the slum next to my office,
93
298229
2032
bir delik açtım,
05:00
and stuck a computer inside it just to see what would happen
94
300261
2744
ve deliğin içine bir bilgisayar koydum
05:03
if I gave a computer to children who never would have one,
95
303005
2984
hiç bilgisayarı olmamamış,İngilizce bilmeyen İnternetin ne olduğunu bilmeyen
05:05
didn't know any English, didn't know what the Internet was.
96
305989
3336
çocuklara bir bilgisayar verirsem ne olacağını görmek için.
05:09
The children came running in.
97
309325
952
Çocuklar koşarak geldiler.
05:10
It was three feet off the ground, and they said, "What is this?"
98
310277
2170
Yerden 1 metre yüksekteydi, ve "Bu ne?" diye sordular.
05:12
And I said, "Yeah, it's, I don't know."
99
312447
2984
Ve ben de "Evet, bu, ben de bilmiyorum." dedim.
05:15
(Laughter)
100
315431
2216
(Kahkahalar)
05:17
They said, "Why have you put it there?"
101
317647
2556
"Bunu neden buraya koydun?" diye sordular.
05:20
I said, "Just like that."
102
320203
1215
"Öyle işte." dedim.
05:21
And they said, "Can we touch it?"I said, "If you wish to."
103
321418
3009
"Dokunabilir miyiz?" diye sordular. "Eğer isterseniz." dedim.
05:24
And I went away.
104
324427
2377
ve uzaklaştım.
05:26
About eight hours later,
105
326804
1744
Yaklaşık sekiz saat sonra,
05:28
we found them browsing and teaching each other how to browse.
106
328548
2955
onları internette dolaşırken ve birbirilerine bunu nasıl yapacaklarını öğretirken bulduk.
05:31
So I said, "Well that's impossible, because --
107
331503
2497
"Şey, bu imkansız, çünkü-- dedim.
05:34
How is it possible? They don't know anything."
108
334000
3541
Nasıl olabilir? Hiç bir şey bilmiyorlar."
05:37
My colleagues said, "No, it's a simple solution.
109
337541
2864
İş arkadaşım "Hayır, bunun basit bir açıklaması var.
05:40
One of your students must have been passing by,
110
340405
2823
Oradan geçen öğrencilerden bir tanesi
05:43
showed them how to use the mouse."
111
343228
2095
fareyi nasıl kullanacaklarını göstermiş olmalı." dedi
05:45
So I said, "Yeah, that's possible."
112
345323
1523
Ben de "Evet, mümkün." dedim.
05:46
So I repeated the experiment. I went 300 miles out of Delhi
113
346846
3059
Ardından bu deneyi tekrarladım. Delhi'den 480 km uzağa
05:49
into a really remote village
114
349905
1991
ücra bir köye
05:51
where the chances of a passing software development engineer
115
351896
3792
Software yazılım mühendisinin geçme şansının
05:55
was very little. (Laughter)
116
355688
4416
çok düşük olduğu bir yere gittim. (Kahkahalar)
06:00
I repeated the experiment there.
117
360104
2663
Deneyi burada tekrarladım.
06:02
There was no place to stay, so I stuck my computer in,
118
362767
2287
Kalacak bir yer olmadığından bilgisayarımı orada bırakıp,
06:05
I went away, came back after a couple of months,
119
365054
2200
uzaklaştım, birkaç ay sonra geri döndüğümde
06:07
found kids playing games on it.
120
367254
1695
çocukların bilgisayar oyunu oynadığını gördüm.
06:08
When they saw me, they said,
121
368949
951
Beni gördüklerinde,
06:09
"We want a faster processor and a better mouse."
122
369900
2482
"Daha hızlı bir işlemci ve daha iyi bir fare istiyoruz" dediler.
06:12
(Laughter)
123
372382
4294
(Kahkahalar)
06:16
So I said, "How on Earth do you know all this?"
124
376676
3409
Ben de "Nasıl olur da tüm bunları bilebilirsiniz?" diye sordum.
06:20
And they said something very interesting to me.
125
380085
2455
Ve bana çok ilginç bir şey söylediler.
06:22
In an irritated voice, they said,
126
382540
1665
Rahatsız edici bir ses tonuyla
06:24
"You've given us a machine that works only in English,
127
384205
2553
"Bize bir makine verdin ama o yalnızca İngilizce'yle çalışıyor
06:26
so we had to teach ourselves English in order to use it." (Laughter)
128
386758
6085
bu yüzden biz de kullanmak için kendimize ingilizce öğretmek zorunda kaldık." dediler.
06:32
That's the first time, as a teacher,
129
392843
1977
Bir öğretmen olarak ilk kez
06:34
that I had heard the word "teach ourselves" said so casually.
130
394820
5091
"kendimize öğrettik" sözünü bu kadar doğal bir şekilde kullanıldığını duydum.
06:39
Here's a short glimpse from those years.
131
399911
3602
Bu yıllarla ilgili kısa bir bakış.
06:43
That's the first day at the Hole in the Wall.
132
403513
2647
Duvardaki deliğin ilk günü.
06:46
On your right is an eight-year-old.
133
406160
2238
Sağınızdaki sekiz yaşında.
06:48
To his left is his student. She's six.
134
408398
5720
Solundaki ise onun öğrencisi. Altı yaşında.
06:54
And he's teaching her how to browse.
135
414118
3597
ve ona bilgisayarda nasıl gezileceğini öğretiyor.
06:57
Then onto other parts of the country,
136
417715
3286
Ülkenin diğer bölümlerinde,
07:01
I repeated this over and over again,
137
421001
2283
Bu deneyi bir sürü kez
07:03
getting exactly the same results that we were.
138
423284
3445
sürekli birebir aynı sonucu alarak tekrarladım.
07:06
["Hole in the wall film - 1999"]
139
426729
3927
["Hole in the wall film- 1999"]
07:10
An eight-year-old telling his elder sister what to do.
140
430656
4265
Sekiz yaşında olan büyük ablasına ne yapması gerektiğini söylüyor.
07:19
And finally a girl explaining in Marathi what it is,
141
439720
5557
Son olarak bir kız Marathi dilinde bunun ne olduğunu açıklıyor.
07:25
and said, "There's a processor inside."
142
445277
4249
ve "İçinde işlemci var." dedi
07:29
So I started publishing.
143
449526
2493
Ben de bunu yayınlamaya başladım.
07:32
I published everywhere. I wrote down and measured everything,
144
452019
2555
Her yerde yayınladım. Yazıp çizip her şeyi ölçtüm,
07:34
and I said, in nine months, a group of children
145
454574
2202
ve bir grup çocuk
07:36
left alone with a computer in any language
146
456776
2698
herhangi bir dilde çalışan bir bilgisayarla baş başa bırakıldığında
07:39
will reach the same standard as an office secretary in the West.
147
459474
4515
dokuz ay içinde Batıdaki herhangi bir sekreterin olduğu seviyeye ulaşacaktır dedim.
07:43
I'd seen it happen over and over and over again.
148
463989
4760
Bunun olduğunu defalarca gördüm.
07:48
But I was curious to know, what else would they do
149
468749
2732
Fakat daha da merakladım, eğer bunu başarabiliyorlarsa
07:51
if they could do this much?
150
471481
2240
başka neleri yapabilirlerdi?
07:53
I started experimenting with other subjects,
151
473721
2528
Diğer konularda da deneyler yapmaya başladım.
07:56
among them, for example, pronunciation.
152
476249
2968
Örneğin telafuz bunlardan biri.
07:59
There's one community of children in southern India
153
479217
2448
Güney Hindistan'da İngilizce telafuzları
08:01
whose English pronunciation is really bad,
154
481665
2768
çok kötü olan bir çocuk topluluğu var.
08:04
and they needed good pronunciation because that would improve their jobs.
155
484433
3520
ve düzgün bir telafuzları olmalı çünkü bu mesleklerinde gelişmelerini sağlayacaktı.
08:07
I gave them a speech-to-text engine in a computer,
156
487953
4078
Onlara konuşmayı yazıya çeviren bir bilgisayar verdim,
08:12
and I said, "Keep talking into it until it types what you say."
157
492031
3274
ve "Söylediklerinizi yazana kadar konuşmaya devam edin." dedim.
08:15
(Laughter)
158
495305
4632
(Kahkahalar)
08:19
They did that, and watch a little bit of this.
159
499937
5184
ve dediğimi yaptılar, şunu biraz izleyelim.
08:25
Computer: Nice to meet you.Child: Nice to meet you.
160
505121
5512
Bilgisayar: Tanıştığımıza sevindim. Çocuk: Tanıştığımıza sevindim.
08:30
Sugata Mitra: The reason I ended with the face
161
510633
2271
Sugata Mitra: Oradaki bu genç bayanın yüzünde durdurmamın sebebi
08:32
of this young lady over there is because I suspect many of you know her.
162
512904
3817
çoğunuzun bu genç kızı tanıyor olduğunuzdan şüphelenmem..
08:36
She has now joined a call center in Hyderabad
163
516721
3496
Hyderabad'da bir çağrı merkezinde çalışıyor.
08:40
and may have tortured you about your credit card bills
164
520217
4722
ve belki size kredi kartı borçlarınız hakkında
08:44
in a very clear English accent.
165
524939
4773
çok anlaşılır bir ingiliz aksanıyla işkence etti.
08:49
So then people said, well, how far will it go?
166
529712
4377
Ardından insanlar, peki, nereye kadar gidecek bu? dediler.
08:54
Where does it stop?
167
534089
1570
Nerede duracak?
08:55
I decided I would destroy my own argument
168
535659
3363
Kendi argümanımı
08:59
by creating an absurd proposition.
169
539022
2504
saçma bir öneriyle çürütmeye karar verdim.
09:01
I made a hypothesis, a ridiculous hypothesis.
170
541526
3888
Bir hipotez yarattım, komik bir hipotez.
09:05
Tamil is a south Indian language, and I said,
171
545414
1804
Tamil bir güney Hindistan dili, ve dedim ki
09:07
can Tamil-speaking children in a south Indian village
172
547218
2645
Güney Hindistan köylerinde Tamil dili konuşan çocuklar
09:09
learn the biotechnology of DNA replication in English
173
549863
3505
ingilizce DNA kopyalama biyoteknolojisini
09:13
from a streetside computer?
174
553368
2247
köşede duran bir bilgisayardan öğrenebilirler mi?
09:15
And I said, I'll measure them. They'll get a zero.
175
555615
2185
ve dedim ki " Bunu ölçeceğim. Büyük ihtimalle sıfır alacaklar.
09:17
I'll spend a couple of months, I'll leave it for a couple of months,
176
557800
3054
Birkaç ay geçireceğim, Bilgisayarı orada bir kaç aylığına bırakacağım,
09:20
I'll go back, they'll get another zero.
177
560854
2304
Geri döneceğim ve yine hiç bir şeyin olmadığını göreceğim.
09:23
I'll go back to the lab and say, we need teachers.
178
563158
4356
Laboratuvara geri dönüp, öğretmenlere ihtiyacımız var, diyeceğim.
09:27
I found a village. It was called Kallikuppam in southern India.
179
567514
4063
Güney Hindistan'da Kallikuppam adında bir köy buldum.
09:31
I put in Hole in the Wall computers there,
180
571577
2677
Duvara yerleştirilen bilgisayarlardan koydum.
09:34
downloaded all kinds of stuff from the Internet about DNA replication,
181
574254
3687
DNA kopyalama hakkında internetten her türden bir sürü şey indirdim
09:37
most of which I didn't understand.
182
577941
3305
bir çoğunu ben bile anlamadım.
09:41
The children came rushing, said, "What's all this?"
183
581246
2977
Çocuklar aceleyle gelip "Tüm bunlar nedir?" dediler.
09:44
So I said, "It's very topical, very important. But it's all in English."
184
584223
5008
Ben de "Bu çok önemli güncel bir konu ama hepsi İngilizce." dedim.
09:49
So they said, "How can we understand such big English words
185
589231
3354
Onlar da "Biz bu uzun İngilizce kelimeleri
09:52
and diagrams and chemistry?"
186
592585
2078
ve diyagramları, kimyayı nasıl anlayacağız?" diye sordular.
09:54
So by now, I had developed a new pedagogical method,
187
594663
2824
Şuana kadar bir pedagojik metod geliştirmiştim.
09:57
so I applied that. I said, "I haven't the foggiest idea."
188
597487
2884
ve bunu uyguladım. "Hiç bir fikrim yok." dedim.
10:00
(Laughter)
189
600371
3195
(Kahkahalar)
10:03
"And anyway, I am going away."
190
603566
2950
"Her neyse, ben gidiyorum."
10:06
(Laughter)
191
606516
4368
(Kahkahalar)
10:10
So I left them for a couple of months.
192
610884
3589
Ve böylece onları birkaç aylığına terk ettim.
10:14
They'd got a zero. I gave them a test.
193
614473
2635
Sıfır alacaklardı. Onlara bir test vermiştim.
10:17
I came back after two months
194
617108
924
İki ay sonra geri geldim.
10:18
and the children trooped in and said, "We've understood nothing."
195
618032
3660
Çocuklar toplanarak "Hiçbir şey anlamadık." dediler.
10:21
So I said, "Well, what did I expect?"
196
621692
2075
Ben de" Ne bekliyordum ki, sanki." dedim.
10:23
So I said, "Okay, but how long did it take you
197
623767
4085
"Tamam, peki bir şey anlayamayacağınıza karar vermeniz
10:27
before you decided that you can't understand anything?"
198
627852
2761
ne kadar sürdü?" diye sordum.
10:30
So they said, "We haven't given up.
199
630613
1948
Onlar da "Henüz vazgeçmedik." dediler.
10:32
We look at it every single day."
200
632561
1976
Her gün gelip bakıyoruz."
10:34
So I said, "What? You don't understand these screens
201
634537
2465
"Ne? Ekrandaki hiçbir şeyi anlamıyorsunuz
10:37
and you keep staring at it for two months? What for?"
202
637002
2704
ve buna rağmen iki aydır ona bakıp duruyor musunuz? Ne için?"
10:39
So a little girl who you see just now,
203
639706
2513
Şuanda gördüğünüz küçük kız
10:42
she raised her hand, and she says to me in broken Tamil and English,
204
642219
2732
elini kaldırıp kötü bir İngilizce ve Tamil dilinde
10:44
she said, "Well, apart from the fact that
205
644951
2197
"Düzensiz DNA molekülü dizilimlerinin
10:47
improper replication of the DNA molecule causes disease,
206
647148
3151
hastalığa sebep olmasından
10:50
we haven't understood anything else."
207
650299
2521
başka hiçbir şey anlamadık." dedi.
10:52
(Laughter) (Applause)
208
652820
5712
(Kahkaha) (Alkış)
10:58
So I tested them.
209
658532
4120
Ben de onları test ettim.
11:02
I got an educational impossibility, zero to 30 percent
210
662652
3272
Eğitimsel bir imkansızlıkla karşılaştım. 0'dan yüzde 30'lara
11:05
in two months in the tropical heat
211
665924
2304
tropik sıcağında iki ay içinde
11:08
with a computer under the tree in a language they didn't know
212
668228
3440
ağaç altında bilmedikleri bir dildeki bilgisayarla
11:11
doing something that's a decade ahead of their time.
213
671668
3072
kendi zamanlarından onlarca yıl ötesinde bir bilgiye ulaşmışlardı.
11:14
Absurd. But I had to follow the Victorian norm.
214
674740
5377
Olanaksız. Ama Viktoryan standartlarını takip etmeliyim.
11:20
Thirty percent is a fail.
215
680117
3400
Yüzde otuz başarısızlık demektir.
11:23
How do I get them to pass? I have to get them 20 more marks.
216
683517
2936
Onların geçmesini nasıl sağlayabilirdim? Yüzde 20'lik bir artış nasıl sağlanabilirdi?
11:26
I couldn't find a teacher. What I did find was a friend that they had,
217
686453
4837
Bir öğretmen bulamadım. Bulabildiğim tek kişi
11:31
a 22-year-old girl who was an accountant
218
691290
2386
eskiden muhasebeci olan 22 yaşında
11:33
and she played with them all the time.
219
693676
2448
her zaman onlarla oyun oynayan bir kızdı.
11:36
So I asked this girl, "Can you help them?"
220
696124
2121
Böylece, kıza "Onlara yardım edebilir misin?" diye sordum.
11:38
So she says, "Absolutely not.
221
698245
2271
"Kesinlikle hayır,
11:40
I didn't have science in school. I have no idea
222
700516
3077
Okulda fen dersi almadım. Sabahtan akşama kadar
11:43
what they're doing under that tree all day long. I can't help you."
223
703593
4529
o ağacın altında ne yaptıklarına dair hiçbir fikrim yok. Sana yardım edemem." dedi.
11:48
I said, "I'll tell you what. Use the method of the grandmother."
224
708122
4531
Ben de "Sana ne diyeceğim, büyükanne yöntemini kullan." dedim.
11:52
So she says, "What's that?"
225
712653
1330
"O nedir?" dedi.
11:53
I said, "Stand behind them.
226
713983
1387
"Arkalarında dur." dedim.
11:55
Whenever they do anything, you just say,
227
715370
1606
Ne zaman bir şey yapsalar,
11:56
'Well, wow, I mean, how did you do that?
228
716992
2781
"Ooo, bunu nasıl yaptınız?" diye sor.
11:59
What's the next page? Gosh, when I was your age, I could have never done that.'
229
719789
3096
Diğer sayfada ne varmış, Tanrım ben sizin yaşınızdayken bunların hiç birini yapamazdım." de.
12:02
You know what grannies do."
230
722885
2922
Büyükannelerin ne yaptığını bilirsin.
12:05
So she did that for two more months.
231
725807
2174
İki ay boyunca söylediğimi yaptı.
12:07
The scores jumped to 50 percent.
232
727981
2914
Puanları yüzde 50'ye yükseldi
12:10
Kallikuppam had caught up
233
730895
1654
Kallikuppam,
12:12
with my control school in New Delhi,
234
732549
1878
Yeni Delhi'deki kontrol grubumla beraber
12:14
a rich private school with a trained biotechnology teacher.
235
734427
4136
eğitimli bir biyoteknoloji öğretmeni olan özel bir okul seviyesini yakaladı.
12:18
When I saw that graph I knew there is a way to level the playing field.
236
738563
4837
Bu grafiği gördüğümde, bu durumu eşitlemenin bir yolu olduğunu biliyordum.
12:23
Here's Kallikuppam.
237
743400
2096
İşte Kallikuppam.
12:25
(Children speaking) Neurons ... communication.
238
745496
8195
(Çocuklar konuşuyorlar) Nöronlar ... iletişim.
12:33
I got the camera angle wrong. That one is just amateur stuff,
239
753691
3691
Kamera açısı yanlış, bunlar amatör işi biraz,
12:37
but what she was saying, as you could make out,
240
757382
2496
fakat söylediği şey, anlayabildiğiniz üzere,
12:39
was about neurons, with her hands were like that,
241
759878
2407
nöronlar hakkındaydı. Ellerini böyle yaparak
12:42
and she was saying neurons communicate.
242
762285
3556
nöronların iletişimini anlatıyor.
12:45
At 12.
243
765841
3344
12 yaşında.
12:49
So what are jobs going to be like?
244
769185
3210
Peki meslekler neye benzeyecek?
12:52
Well, we know what they're like today.
245
772395
2291
Günümüzde nasıl olduklarını biliyoruz.
12:54
What's learning going to be like? We know what it's like today,
246
774686
2338
Öğrenme nasıl olacak? Günümüzde nasıl olduğunu biliyoruz,
12:57
children pouring over with their mobile phones on the one hand
247
777024
3053
çocuklar bir ellerinde cep telefonu
13:00
and then reluctantly going to school to pick up their books with their other hand.
248
780077
3773
diğer elleriyle de kitap tutmak için isteksizce okula gidiyorlar.
13:03
What will it be tomorrow?
249
783850
3959
Yarın nasıl olacak?
13:07
Could it be that we don't need to go to school at all?
250
787809
4900
Okula hiç bir şekilde gitmek zorunda kalmayacağımız, bir durum olabilir mi?
13:12
Could it be that, at the point in time when you need to know something,
251
792709
3540
Öğrenmek istediğin şeyi
13:16
you can find out in two minutes?
252
796249
3320
iki dakika içinde öğrenebileceğin bir noktaya gelmek mümkün mü?
13:19
Could it be -- a devastating question,
253
799569
4105
Acaba -- yıkıcı bir soru,
13:23
a question that was framed for me by Nicholas Negroponte --
254
803674
2792
Nicholas Negroponte tarafından, bana uyarlanarak sorulmuş bir soru.
13:26
could it be that we are heading towards or maybe in
255
806466
3039
Acaba bizler bilmenin modasının geçmiş olacağı
13:29
a future where knowing is obsolete?
256
809505
3360
bir geleceğe doğru mu gidiyoruz?
13:32
But that's terrible. We are homo sapiens.
257
812865
2533
Fakat bu korkunç. Bizler homo sapiensiz.
13:35
Knowing, that's what distinguishes us from the apes.
258
815398
3917
Bilmek, bizi maymunlardan ayıran şey.
13:39
But look at it this way.
259
819315
1777
Ama şu şekilde bakın.
13:41
It took nature 100 million years
260
821092
2546
Doğanın maymunları
13:43
to make the ape stand up
261
823638
2136
ayağa kaldırıp
13:45
and become Homo sapiens.
262
825774
2184
Homo sapiense dönüştürmesi 100 milyon yıl aldı.
13:47
It took us only 10,000 to make knowing obsolete.
263
827958
3696
Bilmenin eskide kalması yalnızca 10,000 yıl sürdü.
13:51
What an achievement that is.
264
831654
2182
Ne kadar büyük bir başarı.
13:53
But we have to integrate that into our own future.
265
833836
4027
Ama bunu kendi geleceğimizle bütünleştirmeliyiz.
13:57
Encouragement seems to be the key.
266
837863
2959
Cesaretlendirme işin anahtarı gibi duruyor.
14:00
If you look at Kuppam,
267
840822
1210
Kuppam'a bakarsanız,
14:02
if you look at all of the experiments that I did,
268
842032
2814
yaptığım tüm deneylere bakarsanız
14:04
it was simply saying, "Wow," saluting learning.
269
844846
7135
Sadece "Ooo" demek, öğrenmeye selam duruyor
14:11
There is evidence from neuroscience.
270
851981
2394
Burada nörolojiden bir kanıt var.
14:14
The reptilian part of our brain, which sits in the center of our brain,
271
854375
3202
Beynimizin tam ortasında olan sürüngen beyin kısmı
14:17
when it's threatened, it shuts down everything else,
272
857577
3736
tehdit edildiğinde diğer her şeyi kapatıyor.
14:21
it shuts down the prefrontal cortex, the parts which learn,
273
861313
3678
Ön frontal korteksi, öğrenmenin olduğu kısmı
14:24
it shuts all of that down.
274
864991
2744
hepsini kapatıyor.
14:27
Punishment and examinations are seen as threats.
275
867735
4148
Ceza ve sınavlar tehdit olarak görülüyor.
14:31
We take our children, we make them shut their brains down,
276
871883
3625
Çocuklarımızı alıp beyinlerini kapattırıyoruz
14:35
and then we say, "Perform."
277
875508
2696
ve ardından da "Yap." diyoruz.
14:38
Why did they create a system like that?
278
878204
3481
Neden böyle bir sistem yarattılar?
14:41
Because it was needed.
279
881685
1646
Çünkü gerekliydi.
14:43
There was an age in the Age of Empires
280
883331
2585
İmparatorluklar döneminde bir çağ vardı
14:45
when you needed those people who can survive under threat.
281
885916
4270
o zamanda tehdit altında hayatta kalabilen insanlara ihtiyaç vardı.
14:50
When you're standing in a trench all alone,
282
890186
2267
Çukurda tek başına durduğunda
14:52
if you could have survived, you're okay, you've passed.
283
892453
4031
hayatta kalabilirsen, iyisin, geçtin.
14:56
If you didn't, you failed.
284
896484
2973
Yapamazsan, başarısızsın.
14:59
But the Age of Empires is gone.
285
899457
2656
Fakat İmparatorluklar Dönemi bitti.
15:02
What happens to creativity in our age?
286
902113
3638
Dönemimizdeki yaratıcılığa ne oldu?
15:05
We need to shift that balance back
287
905751
3015
Bu dengenin değişmesine ihtiyacımız var.
15:08
from threat to pleasure.
288
908766
3409
tehditten keyfe dönüşmeli.
15:12
I came back to England looking for British grandmothers.
289
912175
3952
İngiliz büyükanneler aramak üzere İngiltere'ye döndüm.
15:16
I put out notices in papers saying,
290
916127
3017
Şunları söylediğim notlar ve kağıtlar yayımladım;
15:19
if you are a British grandmother, if you have broadband and a web camera,
291
919144
3420
İngiliz bir büyükanne iseniz, internetiniz ve web kameranız varsa
15:22
can you give me one hour of your time per week for free?
292
922564
3227
haftada bir saatinizi ücret beklemeden bana ayırabilir misiniz?
15:25
I got 200 in the first two weeks.
293
925791
2112
İlk iki hafta 200 tane cevap aldım.
15:27
I know more British grandmothers than anyone in the universe. (Laughter)
294
927903
4908
Evrendeki herkesten daha çok İngiliz büyükanne tanıyorum. (Kahkahalar)
15:32
They're called the Granny Cloud.
295
932811
3815
Onlara Büyükanne Bulutu deniyor.
15:36
The Granny Cloud sits on the Internet.
296
936626
1730
Büyükanne bulutu internette bulunuyor.
15:38
If there's a child in trouble, we beam a Gran.
297
938356
4374
Eğer bir çocuğun sorunu varsa bir büyükanneyle görüştürüyoruz.
15:42
She goes on over Skype and she sorts things out.
298
942730
3569
Skype'la ya da buna benzer bir şey yoluyla sorunları çözüyor.
15:46
I've seen them do it from a village called Diggles
299
946299
3619
Onların İngiltere'nin kuzeybatısındaki
15:49
in northwestern England,
300
949918
2045
Diggles adlı bir köyden
15:51
deep inside a village in Tamil Nadu, India,
301
951963
3304
9700 km uzakta Hindistan'daki Tamil Nadu'nun içlerindeki köye
15:55
6,000 miles away.
302
955267
2240
yaptıklarına şahit oldum.
15:57
She does it with only one age-old gesture.
303
957507
3576
Sadece bir tane yaşlı insan mimiği kullanarak yapıyordu.
16:01
"Shhh."
304
961083
1715
"Şşşşt."
16:02
Okay?
305
962798
2725
Tamam?
16:05
Watch this.
306
965523
1536
Bunu izleyin.
16:07
Grandmother: You can't catch me. You say it.
307
967059
4256
Büyükanne: Beni yakalayamazsın. Sen söyle.
16:11
You can't catch me.
308
971315
3768
Beni yakalayamazsın.
16:15
Children: You can't catch me.
309
975083
2968
Çocuklar: Beni yakalayamazsın.
16:18
Grandmother: I'm the Gingerbread Man.Children: I'm the Gingerbread Man.
310
978051
5582
Büyükanne: Ben Zencefelli Adam. Çocuk: Ben Zencefilli Adam.
16:23
Grandmother: Well done! Very good.
311
983633
4590
Büyükanne: Aferin! Çok iyi.
16:28
SM: So what's happening here?
312
988223
2458
SM: Burada ne oluyor?
16:30
I think what we need to look at is
313
990681
1844
Burada bakacağımız nokta
16:32
we need to look at learning
314
992525
2381
öğrenmeye
16:34
as the product of educational self-organization.
315
994906
4588
eğitimsel kendini örgütlemenin bir ürünü olarak bakmak.
16:39
If you allow the educational process to self-organize,
316
999494
2845
Eğer eğitim sürecinin kendini örgütlemeyle olmasına izin verirseniz
16:42
then learning emerges.
317
1002339
2491
öğrenme gerçekleşir.
16:44
It's not about making learning happen.
318
1004830
2393
Konu öğrenmenin meydana gelmesi değil.
16:47
It's about letting it happen.
319
1007223
2216
Konu meydana gelmesine imkân verilmesi.
16:49
The teacher sets the process in motion
320
1009439
3273
Öğretmen işlemi harekete geçirecek
16:52
and then she stands back in awe
321
1012712
2719
ve sonra arkasına yaslanacak
16:55
and watches as learning happens.
322
1015431
2368
ve öğrenmenin gerçekleşmesini izleyecek.
16:57
I think that's what all this is pointing at.
323
1017799
2953
Bence tüm bunlar buna işaret ediyor.
17:00
But how will we know? How will we come to know?
324
1020752
2752
Peki nasıl biliyoruz? Bildiğimizi nasıl idrak ediyoruz?
17:03
Well, I intend to build
325
1023504
1675
Öz denetimli
17:05
these Self-Organized Learning Environments.
326
1025179
3301
Öğrenme Ortamı yaratmaya karar verdim.
17:08
They are basically broadband, collaboration
327
1028480
3685
Basitçe, geniş kapasiteli ağ bağlantısı, işbirliği
17:12
and encouragement put together.
328
1032165
2393
ve cesaretlendirmenin bir araya gelmesiyle oluşuyor.
17:14
I've tried this in many, many schools.
329
1034558
1706
Bunu bir sürü okulda denedim.
17:16
It's been tried all over the world, and teachers
330
1036264
2535
Dünyanın her bir yanında, geri çekilip
17:18
sort of stand back and say, "It just happens by itself?"
331
1038799
3626
"Bu şimdi kendiliğinden mi oluyor?"diye soran öğretmenlerle birlikte denedim.
17:22
And I said, "Yeah, it happens by itself.""How did you know that?"
332
1042425
3117
Ve ben de "Evet kendiliğinden oluyor." dedim. "Bunu nasıl biliyorsunuz?"
17:25
I said, "You won't believe the children who told me
333
1045542
3493
"Bunu bana hangi çocukların öğrettiğine
17:29
and where they're from."
334
1049035
2928
ve o çocukların nereli olduğuna inanamayacaksınız." dedim.
17:31
Here's a SOLE in action.
335
1051963
2744
Gördüğünüz SOLE ( öz-disiplin ortamında öğrenme ortamı)
17:34
(Children talking)
336
1054707
6109
(Çocuk konuşuyorlar)
17:40
This one is in England.
337
1060816
6289
Bu İngiltere'de.
17:47
He maintains law and order,
338
1067105
3766
(ufak erkek çocuğu kastederek) O adaleti ve düzeni sürdürüyor.
17:50
because remember, there's no teacher around.
339
1070871
8515
çünkü hatırlayın etrafta öğretmen yok.
18:01
Girl: The total number of electrons is not equal to the total number of protons -- SM: Australia
340
1081356
3903
Kız: Elektronların toplamı protonların toplam sayısına eşit değil-- SM: Avusturalya
18:05
Girl: -- giving it a net positive or negative electrical charge.
341
1085259
6735
Kız: -- ona net pozitif vererek negatif elektrik yükü elde edilir.
18:11
The net charge on an ion is equal to the number of protons
342
1091994
3584
Bir iyondaki net yük iyondaki proton sayısı eksi
18:15
in the ion minus the number of electrons.
343
1095578
3293
elektron sayısına eşittir
18:18
SM: A decade ahead of her time.
344
1098871
3049
SM: Zamanının çok ötesinde.
18:21
So SOLEs, I think we need a curriculum of big questions.
345
1101920
3603
Bence SOLE 'de büyük soruların olduğu bir eğitim programına ihtiyacımız var.
18:25
You already heard about that. You know what that means.
346
1105523
2206
Bunu duydunuz ne anlama geldiğini biliyorsunuz.
18:27
There was a time when Stone Age men and women
347
1107729
3401
Taş Devrinde kadınlarla erkeklerin
18:31
used to sit and look up at the sky and say,
348
1111130
2104
yan yana oturup gökyüzüne baktıkları ve
18:33
"What are those twinkling lights?"
349
1113234
2479
" Bu parlayan ışıklar ne?" diye sordukları zaman vardı.
18:35
They built the first curriculum, but we've lost sight of those wondrous questions.
350
1115713
4794
Onlar ilk öğrenim programını geliştirdiler fakat biz bu harika soruların izini kaybettik.
18:40
We've brought it down to the tangent of an angle.
351
1120507
4130
Bir köşenin tanjantına indirgedik.
18:44
But that's not sexy enough.
352
1124637
3708
Ama bu yeterince çekici/seksi değil.
18:48
The way you would put it to a nine-year-old is to say,
353
1128345
2961
Bunu dokuz yaşında birine anlatırken şöyle söylersiniz ,
18:51
"If a meteorite was coming to hit the Earth,
354
1131306
3153
"Eğer bir meteroid Dünya'ya çarpmaya geliyorsa
18:54
how would you figure out if it was going to or not?"
355
1134459
3398
çarpıp çarpmayacağını nasıl anlarsın?
18:57
And if he says, "Well, what? how?"
356
1137857
2560
ve eğer "Ehm, ne , nasıl? derse
19:00
you say, "There's a magic word. It's called the tangent of an angle,"
357
1140417
2985
"Sihirli bir kelime var. Bir açının tanjantı deniyor,"
19:03
and leave him alone. He'll figure it out.
358
1143402
2871
deyip onu yalnız bırakırsınız. Ne olduğunu anlayacaktır.
19:06
So here are a couple of images from SOLEs.
359
1146273
4458
SOLE'lardan bir kaç görüntü var.
19:10
I've tried incredible, incredible questions --
360
1150731
5589
Dokuz yaşındakilere
19:16
"When did the world begin? How will it end?" —
361
1156320
4288
inanılmaz, inanılmaz sorular sordum--
19:20
to nine-year-olds.
362
1160608
1945
"Dünya ne zaman başladı? Nasıl bitecek?"--
19:22
This one is about what happens to the air we breathe.
363
1162553
2976
Bu havayı içimize çektiğimizde ne olur hakkında
19:25
This is done by children without the help of any teacher.
364
1165529
4958
Bu hiç bir öğretmen olmadan çocukların yaptığı bir şey.
19:30
The teacher only raises the question,
365
1170487
2384
Öğretmen sadece soruyu soruyor,
19:32
and then stands back and admires the answer.
366
1172871
3664
ve ardından geri çekilip cevaplara hayran oluyor.
19:36
So what's my wish?
367
1176535
3736
Peki, benim dileğim ne?
19:40
My wish is
368
1180271
2216
Benim dileğim
19:42
that we design the future of learning.
369
1182487
4314
öğrenmenin geleceğini tasarlamak.
19:46
We don't want to be spare parts
370
1186801
1966
Harika bir insan bilgisayarı
19:48
for a great human computer, do we?
371
1188767
2392
için yedek parçalara ihtiyacımız yok, değil mi?
19:51
So we need to design a future for learning.
372
1191159
3656
Öğrenmenin geleceğini tasarlamalıyız.
19:54
And I've got to -- hang on,
373
1194815
1636
Ve bende de --bekleyin,
19:56
I've got to get this wording exactly right,
374
1196451
2700
bunu kesinlikle doğru şekilde ifade etmeliyim,
19:59
because, you know, it's very important.
375
1199151
2644
çünkü biliyorsunuz bu çok önemli.
20:01
My wish is to help design a future of learning
376
1201795
2316
Benim dileğim öğrenmenin geleceğini
20:04
by supporting children all over the world
377
1204111
2234
dünyanın her yerindeki çocukların, meraklarını arttırarak
20:06
to tap into their wonder and their ability to work together.
378
1206345
3046
ve birlikte çalışma yeteneklerini destekleyerek tasarlamaya yardım etmek.
20:09
Help me build this school.
379
1209391
2232
Bu okulu inşa etmem için bana yardım edin.
20:11
It will be called the School in the Cloud.
380
1211623
3336
Adı Buluttaki Okul olacak.
20:14
It will be a school where children go on these intellectual adventures
381
1214959
5073
Öyle bir okul ki çocuklar bu entelektüel maceralarına arabulucuları tarafından
20:20
driven by the big questions which their mediators put in.
382
1220032
3857
sorulan büyük soruların yönlendirmesiyle devam edecekler
20:23
The way I want to do this
383
1223889
2271
Bunu, bu tarz çalışmalar yapabileceğim
20:26
is to build a facility where I can study this.
384
1226160
4360
bir tesis inşa ederek gerçekleştirmek istiyorum.
20:30
It's a facility which is practically unmanned.
385
1230520
2800
Neredeyse insanı olmayan bir tesis.
20:33
There's only one granny
386
1233320
1767
Sadece sağlık ve güvenlikle ilgilenecek.
20:35
who manages health and safety.
387
1235087
2441
bir büyükanne olacak.
20:37
The rest of it's from the cloud.
388
1237528
1433
Geri kalan bulut sağlayacak.
20:38
The lights are turned on and off by the cloud,
389
1238961
1915
Işıklar bulut tarafından açılıp kapanacak.
20:40
etc., etc., everything's done from the cloud.
390
1240876
2028
vs., vs., her şeyi bulut yapacak.
20:42
But I want you for another purpose.
391
1242904
3225
Fakat size başka bir sebeple ihtiyacım var,
20:46
You can do Self-Organized Learning Environments
392
1246129
2759
Sizler de Kendini Örgütleyen Öğrenme Ortam'ları oluşturabilirsiniz.
20:48
at home, in the school, outside of school, in clubs.
393
1248888
5016
evde, okulda, okul dışında, kulüplerde.
20:53
It's very easy to do. There's a great document
394
1253904
2128
Yapması çok kolay. TED tarafından üretilen
20:56
produced by TED which tells you how to do it.
395
1256032
1888
ve nasıl yapmanız gerektiğini söyleyen harika bir belge var.
20:57
If you would please, please do it
396
1257920
3376
Eğer isterseniz lütfen, lütfen yapın
21:01
across all five continents
397
1261296
2365
beş kıta üzerinde.
21:03
and send me the data,
398
1263661
2211
ve bana bilgileri yollayın.
21:05
then I'll put it all together, move it into the School of Clouds,
399
1265872
3504
ben de hepsini bir araya getirip Buluttaki Okul'a taşıyayım.
21:09
and create the future of learning.
400
1269376
3264
böylece öğrenmenin geleceğini yaratalım.
21:12
That's my wish.
401
1272640
1792
Bu benim dileğim.
21:14
And just one last thing.
402
1274432
1423
Ve son bir şey.
21:15
I'll take you to the top of the Himalayas.
403
1275855
2593
Sizi Himalayaların tepesine götüreceğim.
21:18
At 12,000 feet, where the air is thin,
404
1278448
3303
Havanın inceldiği, 3657m yüksekliğe.
21:21
I once built two Hole in the Wall computers,
405
1281751
2985
Bir keresinde duvara sabitlenen iki bilgisayar yaptım,
21:24
and the children flocked there.
406
1284736
1455
ve çocuklar oraya üşüştü.
21:26
And there was this little girl who was following me around.
407
1286191
2897
Ve beni takip eden küçük bir kız vardı.
21:29
And I said to her, "You know, I want to give a computer to everybody, every child.
408
1289088
4716
"Biliyorsun, herkese, her çocuğa bir bilgisayar vermek istiyorum.
21:33
I don't know, what should I do?"
409
1293804
2401
Bilmiyorum, ne yapmalıyım?" diye sordum.
21:36
And I was trying to take a picture of her quietly.
410
1296205
4031
Sessizce fotoğrafını çekmeye çalışıyordum.
21:40
She suddenly raised her hand like this, and said to me,
411
1300236
4056
Elini şu şekilde kaldırıp bana şunu dedi,
21:44
"Get on with it."
412
1304292
1889
" Devam et."
21:46
(Laughter) (Applause)
413
1306181
11864
(Kahkaha) (Alkış)
21:58
I think it was good advice.
414
1318045
1861
Bence güzel bir tavsiyeydi.
21:59
I'll follow her advice. I'll stop talking.
415
1319906
2068
Tavsiyesini dikkate alacağım. Konuşmamı bitiriyorum.
22:01
Thank you. Thank you very much.
416
1321974
3990
Teşekkürler. Çok teşekkürler.
22:05
(Applause)
417
1325964
3751
(Alkış)
22:09
Thank you. Thank you. (Applause)
418
1329715
8324
Teşekkür ederim. Teşekkürler. (Alkış)
22:18
Thank you very much. Wow. (Applause)
419
1338039
6415
Çok teşekkür ediyorum. Oooo. (Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7