Want to be happy? Be grateful | David Steindl-Rast

David Steindl-Rast: Mutlu mu olmak istiyorsunuz? Minnettar olun.

3,529,341 views

2013-11-27 ・ TED


New videos

Want to be happy? Be grateful | David Steindl-Rast

David Steindl-Rast: Mutlu mu olmak istiyorsunuz? Minnettar olun.

3,529,341 views ・ 2013-11-27

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Seyedebrahim Safavi Gözden geçirme: Eren Gokce
00:12
There is something you know about me,
0
12496
3735
Benimle ilgili
bir şey biliyorsunuz, çok kişisel bir şey
00:16
something very personal,
1
16255
3816
ve ben de sizin her birinizle ilgili olan
00:20
and there is something I know about every one of you
2
20095
4431
bir şey biliyorum
00:24
and that's very central to your concerns.
3
24550
2948
ve bahsettiğim şey endişelerinizin çok merkezinde.
00:28
There is something that we know
4
28663
2581
Bir şey var,
00:31
about everyone we meet anywhere in the world, on the street,
5
31268
6034
dünyanın her yerinde tanıştığımız herkesle ilgili bildiğimiz,
mesala sokakta tanıştığımız,
00:37
that is the very mainspring of whatever they do
6
37326
4954
işte her ne yapıyorlarsa
ve her neye katlanıyorlarsa,
00:42
and whatever they put up with.
7
42304
2215
ana nedeni bu,
işte bu, hepimiz
00:46
And that is that all of us want to be happy.
8
46047
5255
mutlu olmak istiyoruz.
00:52
In this, we are all together.
9
52341
2338
Bunda hepimiz beraberiz.
Mutluluğumuzu nasıl hayal ettiğimiz,
00:55
How we imagine our happiness, that differs from one another,
10
55203
5474
bizi birbirimizden ayıran konu,
01:00
but it's already a lot that we have all in common,
11
60701
4804
halbuki zaten ortak olduğumuz çok şey var,
01:05
that we want to be happy.
12
65529
2214
o da mutlu olmak istiyoruz.
01:09
Now my topic is gratefulness.
13
69164
2952
Şimdi, benim konum minnettarlık.
Minnetle mutluluğun arasında
01:12
What is the connection between happiness and gratefulness?
14
72612
5390
nasıl bir bağlantı olabilir?
Birçok kişinin söylediği şu ki, bu çok basit.
01:19
Many people would say, well, that's very easy.
15
79310
2994
01:22
When you are happy, you are grateful.
16
82328
2518
Mutlu olduğun zaman minnettarsın.
Ama bir kere daha düşünün.
01:26
But think again.
17
86331
1510
Gerçekten mutlu olan insanlar mı minnettarlar?
01:29
Is it really the happy people that are grateful?
18
89688
4220
Hepimiz birçok kişi tanıyoruz,
01:35
We all know quite a number of people
19
95077
3541
01:38
who have everything that it would take to be happy,
20
98642
4177
ki mutlu olmak için her şeyleri var,
01:42
and they are not happy,
21
102843
1757
ama mutlu değiller,
01:44
because they want something else or they want more of the same.
22
104624
3715
çünkü başka bir şey istiyorlar
veya sahip olduklarının aynısının fazlasını.
Ve hepimiz bazı insanlar tanıyoruz
01:50
And we all know people who have lots of misfortune,
23
110173
6824
pek çok şanssızlık yaşamış olan,
öyle bir şanssızlık ki, biz kendimiz için istemeyiz
01:57
misfortune that we ourselves would not want to have,
24
117021
3777
02:00
and they are deeply happy.
25
120822
2198
ve onlar derinden mutlular.
02:03
They radiate happiness. You are surprised.
26
123574
3419
Mutluluğu yayıyorlar. Şaşırırsınız.
02:07
Why? Because they are grateful.
27
127017
2199
Niye? Çünkü onlar minnettarlar.
02:10
So it is not happiness that makes us grateful.
28
130348
4035
Aslında bizi minnettar yapan mutluluk değil.
02:14
It's gratefulness that makes us happy.
29
134407
2515
Minnettarlık bizi mutlu ediyor.
02:17
If you think it's happiness that makes you grateful,
30
137835
2917
Eğer mutluluğun sizi minnettar yaptığını düşünüyorsanız,
02:20
think again.
31
140776
1485
bir kez daha düşünün.
02:22
It's gratefulness that makes you happy.
32
142285
2254
Sizi mutlu eden minnettarlıktır.
02:26
Now, we can ask,
33
146293
2488
Şimdi, şunu sorabiliriz,
02:28
what do we really mean by gratefulness?
34
148805
3461
minnettarlıktan gerçekten neyi kastediyoruz?
02:32
And how does it work?
35
152897
1918
Ve nasıl oluyor?
Size kendi deneyimlerinize bakmanızı rica ediyorum.
02:37
I appeal to your own experience.
36
157985
1966
02:39
We all know from experience how it goes.
37
159975
2733
Hepimiz nasıl olacağını deneyimlerden biliyoruz.
02:43
We experience something that's valuable to us.
38
163055
4998
Bizim için değerli olan bir şey
bize veriliyor.
02:48
Something is given to us that's valuable to us.
39
168734
4299
Bize bazı şeyler verilmiş ki, bizim için çok değerliler.
Ve gerçekten verilmiş bunlar.
02:53
And it's really given.
40
173925
1922
Bu iki şey beraber olmalılar.
02:55
These two things have to come together.
41
175871
2219
02:58
It has to be something valuable, and it's a real gift.
42
178114
5589
Değerli bir şey olması lazım
ve gerçek bir hediye.
03:03
You haven't bought it. You haven't earned it.
43
183727
3143
Almamışsınız. Kazanmamışsınız.
03:06
You haven't traded it in. You haven't worked for it.
44
186894
2451
Alıp satmamışsınız. Onun için çalışmamışsınız.
03:09
It's just given to you.
45
189369
1428
Bu sadece size verilmiş.
03:10
And when these two things come together,
46
190821
2243
Ve bu ikisi beraber olduğu zaman,
03:13
something that's really valuable to me and I realize it's freely given,
47
193088
5625
ki bu benim için gerçekten değerli
03:18
then gratefulness spontaneously rises in my heart,
48
198737
4913
ve bunun bedava verildiğini fark ediyorum,
o zaman minnettarlık kendiliğinden
03:23
happiness spontaneously rises in my heart.
49
203674
3644
kalbimde yükseliyor,
mutluluk kendiliğinden kalbimde yükseliyor.
03:28
That's how gratefulness happens.
50
208037
2165
İşte minnettarlık böyle gerçekleşiyor.
03:31
Now the key to all this
51
211546
5395
Bunun anahtarı şu ki,
bu deneyimi arada bir yapamayız.
03:36
is that we cannot only experience this once in a while.
52
216965
6717
Sadece minnet duyduğumuz deneyimlerimiz olamaz.
03:44
We cannot only have grateful experiences.
53
224997
3734
Biz minnettar yaşayan insanlar olabiliriz.
03:48
We can be people who live gratefully.
54
228755
3235
03:52
Grateful living, that is the thing.
55
232649
2611
Minnettar yaşamak, işte bu.
03:56
And how can we live gratefully?
56
236216
2373
Ve nasıl minnettar yaşayabiliriz?
04:00
By experiencing, by becoming aware
57
240136
4360
Deneyimleyerek, her anın verilmiş bir an
04:04
that every moment is a given moment, as we say.
58
244520
4749
olduğunun farkında olarak, dediğimiz gibi.
04:09
It's a gift. You haven't earned it.
59
249293
2581
O bir hediye. Onu kazanmadınız.
04:11
You haven't brought it about in any way.
60
251898
2588
Herhangi bir şekilde onu siz meydana getirmemişsiniz.
04:14
You have no way of assuring
61
254805
3088
Size verilecek başka bir anın
04:17
that there will be another moment given to you,
62
257917
2976
sahibi olacağınıza dair bir güvenciniz yok
04:20
and yet, that's the most valuable thing that can ever be given to us,
63
260917
5065
ve lakin bu bize verilebilecek
en değerli şeydir,
04:26
this moment, with all the opportunity that it contains.
64
266006
5488
bu an ve içerisindeki bütün fırsatlarla.
Eğer biz şimdiki ana sahip olmasaydık,
04:31
If we didn't have this present moment,
65
271518
2640
04:34
we wouldn't have any opportunity to do anything
66
274182
3176
hiçbir şey yapmaya
04:37
or experience anything,
67
277382
1824
veya denemeye fırsatımız olmazdı
04:39
and this moment is a gift.
68
279230
1988
ve bu an bir hediyedir.
04:41
It's a given moment, as we say.
69
281242
1912
Verilmiş bir an, dediğimiz gibi.
04:43
Now, we say the gift within this gift is really the opportunity.
70
283712
6616
Şimdi, bu hediyenin içindeki hediyenin
04:50
What you are really grateful for is the opportunity,
71
290352
4542
gerçekte fırsat olduğunu söylüyoruz.
Sizin gerçekten minnettar olduğunuz şey fırsattır,
04:54
not the thing that is given to you,
72
294918
1934
04:56
because if that thing were somewhere else
73
296876
1955
size verilen şey değil,
çünkü eğer o şey başka bir yerde olsaydı
04:58
and you didn't have the opportunity to enjoy it,
74
298855
3506
ve sizin ondan zevk almaya fırsatınız olmasaydı,
05:02
to do something with it,
75
302385
1811
05:04
you wouldn't be grateful for it.
76
304220
1943
onunla beraber bir şey yapmaya,
05:07
Opportunity is the gift within every gift,
77
307149
3996
onunla ilgili minnettar olmazdınız.
Fırsat, her hediyenin içindeki hediyedir
05:11
and we have this saying, opportunity knocks only once.
78
311169
5673
ve bizim şöyle bir özdeyişimiz var,
fırsat sadece bir kere kapıyı çalar.
05:17
Well, think again.
79
317943
1579
Pekâlâ, bir kez daha düşünün.
05:20
Every moment is a new gift, over and over again,
80
320679
4187
Her an yeni bir hediyedir, defalarca tekrarlanıyor
05:24
and if you miss the opportunity of this moment,
81
324890
3244
ve eğer bu anın fırsatını kaçırdıysanız,
başka bir an bize verilmektedir ve bir başkası.
05:28
another moment is given to us, and another moment.
82
328158
3582
Kendimizi bu fırsattan yararlandırabiliriz
05:32
We can avail ourselves of this opportunity,
83
332175
2690
05:34
or we can miss it,
84
334889
1847
ya da bunu kaybedebiliriz
05:36
and if we avail ourselves of the opportunity,
85
336760
3910
ve eğer kendimizi bu fırsattan yararlandırırsak,
05:40
it is the key to happiness.
86
340694
2793
bu mutluluğun anahtarıdır.
05:43
Behold the master key to our happiness
87
343511
3241
Mutluluğumuzun ana anahtarını
05:46
in our own hands.
88
346776
1779
kendi ellerimizde görelim.
05:48
Moment by moment, we can be grateful for this gift.
89
348579
4697
Her an,
bu hediye için minnettar olabiliriz.
05:53
Does that mean
90
353593
2499
Bu, herşey için minnettar
05:56
that we can be grateful for everything?
91
356116
2711
olacağımız anlamına mı geliyor?
05:59
Certainly not.
92
359629
1587
Kesinlikle hayır.
06:01
We cannot be grateful for violence, for war,
93
361597
4916
Şiddet için, savaş için,
zulüm için, istismar için minnettar olamayız.
06:06
for oppression, for exploitation.
94
366537
2467
Kişisel düzeyde, bir arkadaşın kaybı için,
06:09
On the personal level, we cannot be grateful
95
369360
2739
06:12
for the loss of a friend, for unfaithfulness,
96
372123
3277
sadakatsızlık için veya
yakınlarımızın kaybı için minnettar olamayız.
06:15
for bereavement.
97
375424
1722
06:18
But I didn't say we can be grateful for everything.
98
378733
3770
Ama her şey için minnettar olabiliriz demedim.
06:22
I said we can be grateful in every given moment
99
382527
4482
Bize verilmiş olan her andaki fırsat için
minnettar olabiliriz dedim
06:27
for the opportunity,
100
387033
1830
ve hatta çok zor bir şeyle karşı karşıya
06:28
and even when we are confronted with something that is terribly difficult,
101
388887
6395
geldiğimiz zaman,
bu fırsat için yükselip,
06:35
we can rise to this occasion
102
395306
2516
06:37
and respond to the opportunity that is given to us.
103
397846
4231
bize verilmiş olan fırsata karşılık verebiliriz.
06:42
It isn't as bad as it might seem.
104
402101
2351
Bu, göründüğü kadar kötü değil.
06:44
Actually, when you look at it and experience it,
105
404476
3869
Aslında, ona bakıp denediğiniz zaman
çoğunlukla bize verilmiş olan şeyin
06:48
you find that most of the time,
106
408369
2932
06:51
what is given to us is the opportunity to enjoy,
107
411325
3709
zevk almak için bir fırsat olduğunu görüyorsunuz
06:55
and we only miss it because we are rushing through life
108
415058
3017
ve onu sadece hayatın içindeki koşuşturmamız
06:58
and we are not stopping to see the opportunity.
109
418099
3403
yüzünden kaçırıyoruz
ve fırsatı görmek için durmuyoruz.
07:01
But once in a while,
110
421919
1407
07:03
something very difficult is given to us,
111
423350
2922
Ama ara sıra,
bazen bize çok zor bir şey verilmiş oluyor
07:06
and when this difficult thing occurs to us,
112
426296
4067
ve bu zorluk bizim başımıza geldiğinde
07:10
it's a challenge to rise to that opportunity,
113
430387
4304
o fırsat için yükselmek bir meydan okumadır
07:14
and we can rise to it by learning something
114
434715
3396
ve bazen çok acı verici bir şey öğrenerek,
07:18
which is sometimes painful.
115
438135
1717
ona doğru yükselebiliriz.
07:19
Learning patience, for instance.
116
439876
2063
Örneğin, sabrı öğrenmek.
07:21
We have been told that the road to peace
117
441963
2973
Bize söylenen şey, huzura giden yolun
07:24
is not a sprint, but is more like a marathon.
118
444960
3744
bir sürat koşusu değil,
07:28
That takes patience. That's difficult.
119
448728
2537
daha çok bir maraton gibi olduğu.
Sabır gerektirir. Zordur.
07:32
It may be to stand up for your opinion, to stand up for your conviction.
120
452439
6091
Kendi görüşünüz için ayağa kalkmalısınızdır belki,
kendi inancınız için ayağa kalkmalısınızdır.
07:39
That's an opportunity that is given to us.
121
459126
2737
İşte bu bize verilmiş olan bir fırsattır.
07:42
To learn, to suffer, to stand up,
122
462314
3425
Öğrenmeye, acı çekmeye, ayağa kalkmaya,
07:45
all these opportunities are given to us,
123
465763
2346
bütün bu fırsatlar bize verilmiştir,
07:48
but they are opportunities,
124
468133
1482
ama onlar fırsatlardır
07:49
and those who avail themselves of those opportunities
125
469639
3852
ve kendilerini o fırsatlardan
yararlandıran kişileri
07:53
are the ones that we admire.
126
473515
2103
biz takdir ediyoruz.
07:55
They make something out of life.
127
475642
2248
07:57
And those who fail get another opportunity.
128
477914
4728
Onlar hayatın üstesinden geliyorlar.
Ve kaybedenler başka bir fırsat alıyorlar.
Her zaman başka bir fırsat elde ediyoruz.
08:03
We always get another opportunity.
129
483023
2193
08:05
That's the wonderful richness of life.
130
485240
3057
İşte bu, yaşamın harika zenginliğidir.
Peki bunu kullanmamızı sağlayacak
08:10
So how can we find a method that will harness this?
131
490272
6525
nasıl bir yöntem bulabiliriz?
Her birimiz minnettar yaşamak için
08:16
How can each one of us find a method for living gratefully,
132
496821
5006
nasıl bir yöntem bulabiliriz?
08:21
not just once in a while being grateful,
133
501851
1905
Sadece arada bir minnettar değil,
08:23
but moment by moment to be grateful.
134
503780
2408
her an minnettar olarak.
Bunu nasıl yapabiliriz?
08:26
How can we do it? It's a very simple method.
135
506591
3352
Çok kolay bir yöntemle.
08:29
It's so simple that it's actually what we were told as children
136
509967
5063
O kadar basit ki, aslında çocukluğumuzda caddede karşıdan karşıya geçmeyi
öğrendiğimizde bize söylenen şey.
08:35
when we learned to cross the street.
137
515054
2305
08:37
Stop.
138
517882
1239
Dur. Bak. Git.
08:39
Look.
139
519421
1201
08:40
Go.
140
520646
1201
08:41
That's all.
141
521871
1375
Hepsi bu kadar.
Ama ne sıklıkla duruyoruz?
08:43
But how often do we stop?
142
523270
2373
08:45
We rush through life. We don't stop.
143
525982
2745
Yaşamın içinde koşuşturuyoruz. Durmuyoruz.
08:48
We miss the opportunity because we don't stop.
144
528751
3398
Fırsatı kaçırıyoruz, çünkü durmuyoruz.
Durmalıyız. Sessiz olmalıyız.
08:53
We have to stop.
145
533012
2328
08:55
We have to get quiet.
146
535883
1833
Ve hayatımıza dur işaretleri
08:58
And we have to build stop signs into our lives.
147
538128
4802
koymalıyız.
09:03
When I was in Africa some years ago and then came back,
148
543628
4968
Bir kaç sene önce Afrika'da olduğum zaman
ve sonra geri döndüğümde,
09:08
I noticed water.
149
548620
2104
suyu fark ettim.
09:11
In Africa where I was, I didn't have drinkable water.
150
551114
4155
Afrika'da bulunduğum yerde içecek suyum yoktu.
Musluğu her açtığımda,
09:15
Every time I turned on the faucet, I was overwhelmed.
151
555293
3956
şaşkına dönüyordum.
Her ışığı yaktığımda,
09:20
Every time I clicked on the light, I was so grateful.
152
560067
3585
minnettar oluyordum. Bu, beni çok mutlu etti.
09:23
It made me so happy.
153
563676
1541
09:25
But after a while, this wears off.
154
565241
1983
Ama bir süre sonra, bu kaybolur.
09:27
So I put little stickers on the light switch
155
567248
3762
Bu yüzden lamba anahtarı ve
musluğun üzerine küçük çıkartmalar koydum
09:31
and on the water faucet,
156
571034
1677
09:32
and every time I turned it on, water.
157
572735
2456
ve her defa suyu açtığımda, su.
09:35
So leave it up to your own imagination.
158
575817
2856
Yani kendi hayal gücünüze bırakın.
09:38
You can find whatever works best for you,
159
578697
1953
Siz, sizin için en iyi olanı bulabilirsiniz,
09:40
but you need stop signs in your life.
160
580674
3262
ancak hayatınızda dur işaretleri gerekiyor.
09:44
And when you stop,
161
584278
1927
Ve durduğunuz zaman,
09:46
then the next thing is to look.
162
586229
2080
bir sonraki şey bakmaktır.
09:48
You look. You open your eyes.
163
588730
2231
Bakın. Gözlerinizi açın.
09:50
You open your ears. You open your nose.
164
590985
2262
Kulaklarınızı açın. Burnunuzu açın.
09:53
You open all your senses
165
593271
2396
Bütün duyularınızı açın,
09:55
for this wonderful richness that is given to us.
166
595691
3231
bize verilen bu harika zenginlik için.
Bunun sonu yok
09:59
There is no end to it, and that is what life is all about,
167
599326
3952
ve işte bu hayatın tamamen ne anlama geldiğidir,
10:03
to enjoy, to enjoy what is given to us.
168
603302
3606
zevk almak için, bize verilmiş olan şeyden zevk almak için.
10:06
And then we can also open our hearts,
169
606932
2819
Ve sonra kalbimizi de açabiliriz,
10:09
our hearts for the opportunities,
170
609775
2822
fırsatlar için,
başkalarına yardım etmek için,
10:12
for the opportunities also to help others,
171
612621
3218
diğerlerini mutlu etmek için, çünkü hepimizin mutlu olduğu zamandan başka hiçbir şey
10:15
to make others happy,
172
615863
1271
10:17
because nothing makes us more happy than when all of us are happy.
173
617158
4108
bizi daha fazla mutlu edemez.
10:22
And when we open our hearts to the opportunities,
174
622743
4134
Ve kalbimizi fırsatlara açtğımız zaman,
fırsatlar bizi bir şeyler yapmaya davet eder
10:26
the opportunities invite us to do something,
175
626901
3616
10:30
and that is the third.
176
630541
1323
ve bu da üçüncüsü.
10:31
Stop, look, and then go, and really do something.
177
631888
4090
Dur, Bak, ve sonra Git, ve gerçekten bir şeyler yap.
Ve bizim yapabileceğimiz şey,
10:36
And what we can do
178
636351
1580
10:37
is whatever life offers to you in that present moment.
179
637955
4662
hayatın o anda size sunduğu şeydir.
Çoğunlukla zevk almaya bir fırsat,
10:42
Mostly it's the opportunity to enjoy,
180
642641
5043
ama bazen daha zor bir şey.
10:47
but sometimes it's something more difficult.
181
647708
3376
Ama ne olursa olsun, eğer bu fırsatı alıp
10:51
But whatever it is, if we take this opportunity,
182
651108
4268
kullanırsak, yaratıcı oluruz,
10:55
we go with it, we are creative, those are the creative people.
183
655400
5447
işte onlar yaratıcı insanlardır,
11:00
And that little stop, look, go,
184
660871
3849
ve o küçük Dur, Bak, Git,
11:04
is such a potent seed
185
664744
2230
öylesine güçlü bir tohumdur ki,
11:06
that it can revolutionize our world.
186
666998
3071
dünyamızda devrim yapabilir.
11:10
Because we are at the present moment
187
670500
5296
Çünkü ihtiyacımız var, biz şimdiki anda
bir bilinç değişikliği ortasındayız
11:15
in the middle of a change of consciousness,
188
675820
3312
ve şaşıracaksınız eğer siz ...
11:19
and you will be surprised if you --
189
679156
2541
Ben her zaman bu "minnettarlık" ve "şükran" kelimelerinin
11:22
I am always surprised when I hear how many times
190
682002
2662
11:24
this word "gratefulness" and "gratitude" comes up.
191
684688
2904
kaç kere kullanıldığını duyduğumda şaşırıyorum.
11:27
Everywhere you find it,
192
687952
1314
Her yerde buluyorsunuz,
11:29
a grateful airline, a restaurant gratefulness,
193
689290
3255
minnettar bir havayolu, bir restoran minnettarlık
11:32
a café gratefulness, a wine that is gratefulness.
194
692569
3185
bir kafe minnettarlık, bir minnettarlık olan şarap.
11:35
Yes, I have even come across a toilet paper
195
695778
3251
Evet, hatta markası "Teşekkürler" olan bir tuvalet kağıdına
rastlamıştım. (Gülüşmeler)
11:39
whose brand is called "Thank You."
196
699053
2343
11:41
(Laughter)
197
701420
1596
11:43
There is a wave of gratefulness
198
703040
1942
Bir minnet dalgası var, çünkü
11:45
because people are becoming aware how important this is
199
705006
3782
insanlar bunun ne kadar önemli olduğunun farkına varıyorlar
11:48
and how this can change our world.
200
708812
2596
ve de bunun nasıl dünyamızı değiştirebileceğinin.
11:51
It can change our world in immensely important ways,
201
711884
6616
Dünyamızı son derece önemli şekilde
değiştirebilir,
11:58
because if you're grateful, you're not fearful,
202
718524
3587
çünkü eğer minnettar iseniz, korku dolu değilsinizdir,
ve eğer korku dolu değilseniz, o zaman şiddetli değilsinizdir.
12:02
and if you're not fearful, you're not violent.
203
722135
3362
12:05
If you're grateful, you act out of a sense of enough
204
725521
4162
Eğer minnettar iseniz, yeterlilik duygusuyla hareket edersiniz,
12:09
and not of a sense of scarcity,
205
729707
2070
kıtlık duygusuyla değil,
12:11
and you are willing to share.
206
731801
2025
ve o zaman paylaşmak istersiniz.
12:13
If you are grateful,
207
733850
1268
12:15
you are enjoying the differences between people,
208
735142
2851
Eğer minnettar iseniz, insanların arasındaki farklardan
12:18
and you are respectful to everybody,
209
738017
2355
zevk alırsınız
12:20
and that changes this power pyramid under which we live.
210
740396
3709
ve herkese saygı duyarsınız
ve bu altında yaşadığımız
bu güç piramidini değiştirir.
12:24
And it doesn't make for equality, but it makes for equal respect,
211
744129
5004
Ve bu eşitliği sağlamaz,
ancak eşit saygıyı sağlar
12:29
and that is the important thing.
212
749157
1980
ve önemli olan budur.
12:31
The future of the world will be a network,
213
751161
3676
Dünyanın geleceği bir ağ olacak,
bir piramit değil, baş aşağı dönmüş bir piramit değil.
12:34
not a pyramid turned upside down.
214
754861
3626
Bahsettiğim devrim,
12:38
The revolution of which I am speaking is a nonviolent revolution,
215
758511
4488
şiddetsiz bir devrimdir
12:43
and it's so revolutionary that it even revolutionizes
216
763023
3865
ve o kadar devrimci ki,
devrim kavramının kendisini bile kökten değiştiriyor,
12:46
the very concept of a revolution,
217
766912
2157
çünkü normal bir devrim,
12:49
because the normal revolution
218
769093
2237
güç piramidinin baş aşağı olduğu yerde olur
12:51
is one where the power pyramid is turned upside down
219
771354
2984
12:54
and those who were on the bottom are now on the top
220
774362
3145
ve altta olanlar artık üstte olurlar
12:57
and are doing exactly the same thing that the ones before.
221
777531
4126
ve bir öncekilerin yaptıklarının
aynısını yaparlar.
13:02
What we need is a networking of smaller groups,
222
782246
4312
İhtiyacımız olan küçük grup ağlarıdır,
13:06
smaller and smaller groups who know one another,
223
786582
3646
birbirini tanıyan küçük ve daha küçük gruplar,
13:10
who interact with one another, and that is a grateful world.
224
790252
4547
birbirleriyle etkileşim kuranlar,
ve bu minnettar bir dünyadır.
13:14
A grateful world is a world of joyful people.
225
794823
4124
Minnettar bir dünya neşeli insanlarla dolu bir dünyadır.
13:18
Grateful people are joyful people,
226
798971
2647
Minnettar insanlar neşeli insanlardır
13:21
and joyful people --
227
801642
2017
ve neşeli insanlar,
13:23
the more and more joyful people there are,
228
803683
2739
ne kadar çok neşeli insan olursa,
13:26
the more and more we'll have a joyful world.
229
806446
3274
o kadar neşeli bir dünyamız olacak.
13:30
We have a network for grateful living, and it has mushroomed.
230
810758
6047
Minnettar bir yaşam için bir ağımız var
ve mantar gibi çoğaldı.
13:36
We couldn't understand why it mushroomed.
231
816829
2423
Niye çoğaldığını anlayamadık.
13:39
We have an opportunity for people to light a candle
232
819276
3312
Bir şey için minnettar olduklarında,
13:42
when they are grateful for something.
233
822612
2161
insanların bir mum yakması için fırsatımız var.
13:45
And there have been 15 million candles lit in one decade.
234
825217
6421
Ve on yıl içinde,
15 milyon yanan mum olmuştur.
13:52
People are becoming aware that a grateful world is a happy world,
235
832072
6201
İnsanlar farkına varıyor,
minnettar bir dünyanın mutlu bir dünya olduğunun
ve hepimizin fırsatı var
13:58
and we all have the opportunity by the simple stop, look, go,
236
838297
6002
basit Dur, Bak, Git ile
14:04
to transform the world, to make it a happy place.
237
844323
3712
dünyayı dönüştürmek için,
mutlu bir yer haline getirmek için.
14:08
And that is what I hope for us,
238
848059
1478
Ve bunu diliyorum hepimize
14:09
and if this has contributed a little to making you want to do the same,
239
849561
4874
ve biraz olsun katkısı olduysa
aynı şeyi yapma isteği vermek için,
14:14
stop, look, go.
240
854459
1638
Dur, Bak, Git.
14:16
Thank you.
241
856121
1169
14:17
(Applause)
242
857314
3364
Teşekkürler.
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7