Why are we happy? Why aren't we happy? | Dan Gilbert

Dan Gilbert'in sorusu: Neden mutluyuz?

2,134,810 views ・ 2007-01-16

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Ahmet Yükseltürk Gözden geçirme: Abdülkadir İnel
Konuşmak için 21 dakikanız olduğu zaman,
00:26
When you have 21 minutes to speak,
0
26610
1961
2 milyon yıl gerçekten uzun bir süre gibi geliyor.
00:28
two million years seems like a really long time.
1
28595
2929
Fakat evrim açısından, 2 milyon yıl hiçbir şey.
00:31
But evolutionarily, two million years is nothing.
2
31548
2493
İnsan beyni 2 milyon yılda ağırlığının 3 katına çıktı.
00:34
And yet, in two million years,
3
34065
1953
00:36
the human brain has nearly tripled in mass,
4
36042
3755
00:39
going from the one-and-a-quarter-pound brain of our ancestor here, Habilis,
5
39821
4209
Habilis'in 566 gramlık beyninden,
şu an herkesin kulakları arasındaki 1500 gramlık et dilimine geldik.
00:44
to the almost three-pound meatloaf everybody here has between their ears.
6
44054
5050
Doğa neden bizim böyle bir beyne sahip olmamızı istedi?
00:49
What is it about a big brain
7
49512
3395
00:52
that nature was so eager for every one of us to have one?
8
52931
3757
Beynin boyut olarak üç katına çıktığında,
00:56
Well, it turns out when brains triple in size,
9
56712
2235
00:58
they don't just get three times bigger; they gain new structures.
10
58971
3515
sadece 3 kat büyük hale gelmediği, yeni yapıların oluştuğu anlaşıldı.
01:02
And one of the main reasons our brain got so big is because it got a new part,
11
62510
4886
Beynin bu kadar çok büyümesinin bir nedeni de yeni bir kısım,
frontal lob. Daha doğrusu prefrontal korteks.
01:07
called the "frontal lobe,"
12
67420
1332
01:08
particularly, a part called the "prefrontal cortex."
13
68776
2698
Peki prefrontal korteks ne yapıyor da
01:11
What does a prefrontal cortex do for you
14
71893
2446
01:14
that should justify the entire architectural overhaul of the human skull
15
74363
4577
insan kafatasının mimarisi değişiyor?
01:18
in the blink of evolutionary time?
16
78964
1763
Aslında prefrontal korteks çok iş yapıyor,
01:20
Well, it turns out the prefrontal cortex does lots of things,
17
80751
3016
ama en önemlisi
01:23
but one of the most important things it does is it's an experience simulator.
18
83791
5890
onun bir tecrübe simülatörü olması.
Pilotlar uçuş simülatörlerinde pratik yaparlar ki
01:29
Pilots practice in flight simulators
19
89705
2328
01:32
so that they don't make real mistakes in planes.
20
92057
2555
uçaklarda gerçek hata yapmasınlar.
01:34
Human beings have this marvelous adaptation
21
94997
2596
İnsanoğlu, bir şeyi gerçek hayatta yaşamadan
01:37
that they can actually have experiences in their heads
22
97617
3745
kafasında tecrübe etme
01:41
before they try them out in real life.
23
101386
2191
gibi muhteşem bir adaptasyona sahip.
01:43
This is a trick that none of our ancestors could do,
24
103601
2523
Bu, bizim atalarımızın ve hiçbir hayvanın
01:46
and that no other animal can do quite like we can.
25
106148
3241
biz gibi yapamadığı bir hile. Bu mükemmel bir adaptasyon.
01:49
It's a marvelous adaptation.
26
109413
1530
01:50
It's up there with opposable thumbs and standing upright and language
27
110967
3867
Ayakta durma, konuşma gibi şeyler,
01:54
as one of the things that got our species out of the trees
28
114858
3420
türümüzü ağaçların içinden
01:58
and into the shopping mall.
29
118302
2153
alışveriş mağazalarına soktu.
02:00
(Laughter)
30
120479
1912
(Gülüşmeler) -- Hepiniz bunu yaptınız.
02:02
All of you have done this.
31
122415
1873
Biliyorsunuz ki,
02:04
Ben and Jerry's doesn't have "liver and onion" ice cream,
32
124312
3240
Ben and Jerry'nin karaciğer-soğanlı dondurması yok.
02:07
and it's not because they whipped some up, tried it and went, "Yuck!"
33
127576
3408
Hazırlayıp daha sonra iğrenç olduğunu gördükleri için yok değil.
02:11
It's because, without leaving your armchair,
34
131008
3022
Koltuğunuzdan kalkmadan, o dondurmanın kokusunu kafanızda oluşturup,
02:14
you can simulate that flavor and say "yuck" before you make it.
35
134054
4407
iğrenç olduğunu anlayabilirsiniz.
Haydi tecrübe simülatörleriniz nasıl çalışıyor, onu görelim.
02:20
Let's see how your experience simulators are working.
36
140652
2572
02:23
Let's just run a quick diagnostic
37
143248
1839
Konuşmaya devam etmeden önce, hemen küçük bir tespit yapalım.
02:25
before I proceed with the rest of the talk.
38
145111
2138
02:27
Here's two different futures that I invite you to contemplate.
39
147273
3715
Sizi iki farklı geleceğe davet ediyorum.
02:31
You can try to simulate them and tell me which one you think you might prefer.
40
151012
4026
Bunları simüle etmeye çalışın ve hangisini tercih edeceğinizi söyleyin.
02:35
One of them is winning the lottery. This is about 314 million dollars.
41
155062
5534
Birisi piyango. Yaklaşık 314 milyon dolar.
02:40
And the other is becoming paraplegic.
42
160620
2880
Ve diğeri ise belden aşağısının felç olma durumu.
02:43
(Laughter)
43
163524
1018
Biraz düşünün.
02:44
Just give it a moment of thought.
44
164566
1628
02:46
You probably don't feel like you need a moment of thought.
45
166218
2811
Aslında düşünmeye gerek olmadığını düşünüyorsunuz.
02:49
Interestingly, there are data on these two groups of people,
46
169053
4118
İlginç bir şekilde, bu iki grup insanın
02:53
data on how happy they are.
47
173195
1978
mutlu olma yüzdeleri bilgileri var elimizde.
02:55
And this is exactly what you expected, isn't it?
48
175197
2694
Bu tam sizin beklediğiniz yüzdeler, değil mi?
02:58
But these aren't the data. I made these up!
49
178240
2774
Ama gerçek bu değil. Bunları ben uydurdum!
03:01
These are the data.
50
181038
1190
Gerçek bu. Quizi geçemediniz.
03:02
You failed the pop quiz, and you're hardly five minutes into the lecture.
51
182714
3496
03:06
Because the fact is that a year after losing the use of their legs
52
186234
4172
Çünkü gerçek şu: ayaklarınızı kaybettikten bir yıl sonra ve
03:10
and a year after winning the lotto,
53
190430
2377
piyangoyu kazandıktan bir yıl sonra,
03:12
lottery winners and paraplegics are equally happy with their lives.
54
192831
5091
eşit derecede mutlu oluyorsunuz.
Quizi kaybettiğiniz için üzülmeyin,
03:18
Don't feel too bad about failing the first pop quiz,
55
198356
2456
03:20
because everybody fails all of the pop quizzes all of the time.
56
200836
3627
çünkü herkes habersiz sınavlarda başarısız oluyor.
Laboratuvarımın yaptığı ve
03:24
The research that my laboratory has been doing,
57
204795
2389
ülke çapında ekonomistlerin ve psikologların yaptığı
03:27
that economists and psychologists around the country have been doing,
58
207208
3333
bir araştırma, şaşırtıcı bir şeyi ortaya çıkardı.
03:30
has revealed something really quite startling to us,
59
210565
2796
Etki eğilimi diye adlandırdığımız bir şey,
03:33
something we call the "impact bias,"
60
213385
1845
03:35
which is the tendency for the simulator to work badly,
61
215254
3517
yani simülatörü kötü çalışmaya meyleden bir şey.
03:38
for the simulator to make you believe that different outcomes are more different
62
218795
5139
Simülatörün sizi, farklı sonuçların gerçek hallerinden çok daha
farklı olduğuna inandırması.
03:43
than, in fact, they really are.
63
223958
1524
03:45
From field studies to laboratory studies,
64
225506
2178
Doğadaki incelemelerde de, laboratuvar incelemelerinde de görüyoruz ki,
03:47
we see that winning or losing an election,
65
227708
2359
seçimi kazanma ya da kaybetme, romantik bir eşi kazanma ya da kaybetme,
03:50
gaining or losing a romantic partner,
66
230091
2264
terfi olup olmama, üniversitede testi geçme ya da geçememe,
03:52
getting or not getting a promotion,
67
232379
1730
03:54
passing or not passing a college test,
68
234133
2165
03:56
on and on,
69
236322
1559
vs. vs. aslında insanların beklediğinden çok daha az
03:57
have far less impact, less intensity and much less duration
70
237905
4315
yoğunlukta ve sürede etkili oluyorlar.
04:02
than people expect them to have.
71
242244
2466
Aslında, yeni bir çalışma -- bu beni afallatıyor --
04:05
A recent study -- this almost floors me --
72
245974
5087
hayati öneme sahip travmaların, insanları
04:11
a recent study showing how major life traumas affect people
73
251085
4541
nasıl etkilediği ile ilgili bir çalışma diyor ki,
04:15
suggests that if it happened over three months ago,
74
255650
2979
eğer olay 3 ay önce gerçekleşmişse, büyük ihtimalle,
mutluluğunuz üzerinde herhangi bir etkisi yoktur.
04:18
with only a few exceptions,
75
258653
1551
Neden?
04:20
it has no impact whatsoever on your happiness.
76
260228
2933
Çünkü mutluluk sentezlenebilir.
04:24
Why?
77
264861
1150
04:26
Because happiness can be synthesized.
78
266589
3601
Sir Thomas Brown 1642'de şöyle yazmıştı: "Ben yaşayan en mutlu insanım.
04:30
Sir Thomas Brown wrote in 1642, "I am the happiest man alive.
79
270214
4217
İçimde fakirliği zenginliğe, sıkıntıyı refaha dönüştürecek şeyler var.
04:34
I have that in me that can convert poverty to riches, adversity to prosperity.
80
274455
5116
Ben Aşil'den daha sağlamım, şansın beni vurabileceği tek yer bile yok."
04:39
I am more invulnerable than Achilles; fortune hath not one place to hit me."
81
279595
4946
Bu elemanın kafasında nasıl bir mekanizma var?
04:44
What kind of remarkable machinery does this guy have in his head?
82
284565
3189
Anlıyoruz ki, bu hepimizde varolan inanılmaz mekanizma ile aynı.
04:47
Well, it turns out it's precisely the same remarkable machinery that all of us have.
83
287778
5256
İnsanoğlu, psikolojik bağışıklık sistemi olarak düşünebileceğimiz bir şeye sahip.
04:53
Human beings have something
84
293819
1679
04:55
that we might think of as a "psychological immune system,"
85
295522
3382
Kendilerini buldukları dünyalarda kendilerini daha iyi hissetmeleri için
04:58
a system of cognitive processes, largely nonconscious cognitive processes,
86
298928
4592
dünyaya bakışlarını değiştirmeye yardım eden,
05:03
that help them change their views of the world,
87
303544
3609
kavramsal süreçler sistemi, çoğunlukla bilinçsiz kavramsal süreçler.
05:07
so that they can feel better about the worlds
88
307177
2435
Tıpkı Sir Thomas gibi, siz de bu makineye sahipsiniz.
05:09
in which they find themselves.
89
309636
2206
Sir Thomas'ın aksine, o makineyi bilmiyorsunuz.
05:11
Like Sir Thomas, you have this machine.
90
311866
2309
05:14
Unlike Sir Thomas, you seem not to know it.
91
314199
3834
Biz mutluluğu sentezliyoruz, fakat mutluluğun bulunması gerektiğini düşünüyoruz.
05:18
We synthesize happiness, but we think happiness is a thing to be found.
92
318486
5085
Şimdi, bana mutluluğu sentezleyen insan örneği vermenize gerek yok.
05:23
Now, you don't need me to give you
93
323595
1674
05:25
too many examples of people synthesizing happiness, I suspect,
94
325293
4136
Şüpheleniyorum. Fakat sizlere deneysel kanıtlar göstereceğim,
kanıt için çok uzaklara gitmenize gerek yok.
05:29
though I'm going to show you some experimental evidence.
95
329453
2657
Kendime ödev olarak, bunu derslerimde arada bir söylüyorum,
05:32
You don't have to look very far for evidence.
96
332134
2136
05:34
I took a copy of the "New York Times"
97
334294
1787
New York Times gazetesinin bir nüshasını alıp mutluluk senyezleyen insanlar bulmaya çalştım.
05:36
and tried to find some instances of people synthesizing happiness.
98
336105
3129
Ve işte üç tane mutluluk sentezleyen adam.
05:39
Here are three guys synthesizing happiness.
99
339258
2018
"Fiziksel, finansal, duygusal, zihinsel ve diğer yönlerimle
05:41
"I'm better off physically, financially, mentally ..."
100
341300
2542
05:43
"I don't have one minute's regret. It was a glorious experience."
101
343866
3072
çok daha iyiyim." "Bir dakikama bile üzülmüyorum.
05:46
"I believe it turned out for the best."
102
346962
1908
Olağanüstü bir tecrübe idi." "Bence en iyisiydi."
05:48
Who are these characters who are so damn happy?
103
348894
2215
Bu kadar mutlu olan karakterler kimler?
05:51
The first one is Jim Wright.
104
351133
1347
05:52
Some of you are old enough to remember:
105
352504
1872
Birincisi Jim Wright.
05:54
he was the chairman of the House of Representatives,
106
354400
2464
Bazılarınız hatırlayacak kadar yaşlı: Temsilciler Meclisi'nin başkanı idi
05:56
and he resigned in disgrace
107
356888
1308
05:58
when this young Republican named Newt Gingrich found out about
108
358220
2928
ve genç Cumhuriyetçi Newt Gingrich'in kendisinin yapmış olduğu
06:01
a shady book deal that he had done.
109
361172
1668
06:02
He lost everything.
110
362864
1159
gizli bir işi ortaya çıkarmasından sonra istifa etti.
06:04
The most powerful Democrat in the country lost everything:
111
364047
2737
Her şeyini kaybetti. Ülkedeki en güçlü Demokrat,
06:06
he lost his money, he lost his power.
112
366808
1772
her şeyini kaybetti.
06:08
What does he have to say all these years later about it?
113
368604
2648
Parasını, gücünü kaybetti.
06:11
"I am so much better off physically, financially, mentally
114
371276
2740
Bunca yıl sonra ne demek zorunda?
"Fiziksel, finansal, duygusal, zihinsel ve diğer yönlerim yönünden
06:14
and in almost every other way."
115
374040
1483
06:15
What other way would there be to be better off?
116
375547
2206
çok daha iyiyim."
06:17
Vegetably? Minerally? Animally?
117
377777
2361
İyi olabilecek başka hangi yönlerin olabilir?
06:20
He's pretty much covered them there.
118
380162
1835
Sebzesel? Mineral olarak? Hayvansal? O bunların hepsini kapsamış bile.
06:22
Moreese Bickham is somebody you've never heard of.
119
382021
2416
06:24
Moreese Bickham uttered these words upon being released.
120
384461
3051
Moreese Bickham hiç duymadığınız biri.
Moreese Bickham bu sözleri serbest bırakıldığında dile getirmiş.
06:27
He was 78 years old.
121
387536
1191
06:28
He'd spent 37 years in Louisiana State Penitentiary
122
388751
2741
78 yaşında idi. İşlemediği bir suçtan dolayı 37 yılını
06:31
for a crime he didn't commit.
123
391516
1553
Louisiana Devlet Cezaevi'nde geçirdi.
06:33
He was ultimately [released for good behavior halfway through his sentence.]
124
393093
4132
DNA kanıtı ile, 78 yaşında,
06:37
What did he have to say about his experience?
125
397249
2104
suçsuz olduğu anlaşıldı.
06:39
"I don't have one minute's regret. It was a glorious experience."
126
399377
3087
Bu tecrübeden sonra ne söylemesi gerekiyordu?
06:42
Glorious!
127
402488
1164
"Bir dakikama bile üzülmüyorum. Olağanüstü bir tecrübe idi."
06:43
This guy's not saying, "There were some nice guys. They had a gym."
128
403676
3170
Olağanüstü! Bu adam şunu demiyor,
06:46
"Glorious" -- a word we usually reserve for something like a religious experience.
129
406870
4023
"Yani, orada bazı iyi insanlar da vardı. Spor salonu vardı."
Ne diyor? "Olağanüstü idi."
Normalde manevi bir tecrübe yaşadığımız zaman kullandığımız bir kelime.
06:50
Harry S. Langerman uttered these words.
130
410917
2212
06:53
He's somebody you might have known but didn't,
131
413153
2379
Harry S. Langerman, belki bilebileceğiniz fakat bilmediğiniz birisi,
06:55
because in 1949, he read a little article in the paper
132
415556
2832
çünkü 1949'da gazetede McDonalds adlı iki kardeş tarafından işletilen bir hamburger
06:58
about a hamburger stand owned by these two brothers named McDonald.
133
418412
3293
standı ile ilgili bir haber okumuştu.
07:01
And he thought, "That's a really neat idea!"
134
421729
2105
07:03
So he went to find them.
135
423858
1184
"Gerçekten güzel bir fikir!" diye düşündü.
07:05
They said, "We can give you a franchise on this for 3,000 bucks."
136
425066
3093
Onları bulmaya gitti. Onlar da ona
07:08
Harry went back to New York, asked his brother, an investment banker,
137
428183
3265
"3000 dolara bu işin bayisini sana veririz." dediler.
Harry New York'a geri döndü ve yatırımcı bankacı abisinden
07:11
to loan him 3,000 dollars, and his brother's immortal words were,
138
431472
3082
07:14
"You idiot, nobody eats hamburgers."
139
434578
1718
kendisine 3000 dolar vermesini istedi,
abisinin ölümsüz cümleleri şunlardı,
07:16
He wouldn't lend him the money.
140
436320
1490
07:17
Of course, six months later, Ray Kroc had exactly the same idea.
141
437834
3071
"Seni aptal, kimse hamburger yemiyor."
Parayı ona vermeyecekti ve tabi ki altı ay sonra
07:20
It turns out, people do eat hamburgers,
142
440929
2039
Ray Croc'un aklına aynı fikir gelmişti.
07:22
and Ray Kroc, for a while, became the richest man in America.
143
442992
3328
Öyle anlaşılıyor ki, insanlar hamburger yiyor ve
Ray Croc, Amerika'nın en zengin adamı oluyor.
07:26
And then, finally,
144
446864
1158
07:28
some of you recognize this young photo of Pete Best,
145
448046
3460
Ve sonunda -- biliyorsunuz, olabilecekler için en iyi kelimeler söyleniyor --
07:31
who was the original drummer for the Beatles,
146
451530
2409
Pete Best'in, Beatles'in bir ayak işi için
07:33
until they, you know, sent him out on an errand and snuck away
147
453963
3559
07:37
and picked up Ringo on a tour.
148
457546
1960
ta Rigo'ya gönderilmesine kadarki
07:39
Well, in 1994, when Pete Best was interviewed --
149
459530
2296
gerçek davulcusunun,
07:41
yes, he's still a drummer; yes, he's a studio musician --
150
461850
3036
bu fotoğrafını kiminiz hatırlıyor.
07:44
he had this to say: "I'm happier than I would have been with the Beatles."
151
464910
3507
1994'te Pete Bast ile röportaj yapılırken
-- evet hâlâ bir davulcu, evet hâlâ stüdyo müzisyeni --
07:48
OK, there's something important to be learned from these people,
152
468441
3132
bunları söylemek zorunda idi: "Beatles'la beraber olduğum zamandan daha mutluyum."
07:51
and it is the secret of happiness.
153
471597
1875
07:53
Here it is, finally to be revealed.
154
473496
2373
Bu insanlardan öğrenmemiz gerek bir şeyler var,
07:55
First: accrue wealth, power and prestige,
155
475893
2694
o da mutluluğun sırrı.
07:58
then lose it.
156
478611
1172
Sonunda ifşa ediliyor.
07:59
(Laughter)
157
479807
1984
Bir: zenginleşin, güç ve prestij sahibi olun,
08:01
Second: spend as much of your life in prison as you possibly can.
158
481815
3946
sonra da kaybedin. (Gülüşmeler)
08:05
(Laughter)
159
485785
1002
08:06
Third: make somebody else really, really rich.
160
486811
3181
İki: hayatınızın olabildiğince uzun bir kısmını hapiste geçirin.
(Gülüşmeler) Üç: başkasını gerçekten çok, çok zengin edin. (Gülüşmeler)
08:10
And finally: never, ever join the Beatles.
161
490016
2583
08:12
(Laughter)
162
492623
1024
08:13
Yeah, right.
163
493671
1151
08:14
Because when people synthesize happiness,
164
494846
2086
Ve sonuncusu: kesinlikle Beatles'a katılmayın. (Gülüşmeler)
08:16
as these gentlemen seem to have done,
165
496956
2194
Tamam. Şimdi ben, Ze Frank gibi, sizin bir sonraki düşüncelerinizi
08:19
we all smile at them, but we kind of roll our eyes and say,
166
499174
3779
08:22
"Yeah, right, you never really wanted the job."
167
502977
2421
tahmin edebilirim, o da şu "Tabi, tabi."
08:25
"Oh yeah, right -- you really didn't have that much in common with her,
168
505422
4091
Çünkü insanlar mutluluğu sentezlediği zaman, yukarıda beyefendilerin yaptığı gibi,
08:29
and you figured that out just about the time
169
509537
2096
onlara güleriz, hepimiz gözlerimi açarız ve
08:31
she threw the engagement ring in your face."
170
511657
2096
08:33
We smirk,
171
513777
1151
"Evet doğru, sen hiçbir zaman gerçekten bir iş aramadın."
08:34
because we believe that synthetic happiness is not of the same quality
172
514952
3910
"Evet doğru. Senin onla hiçbir
ortak yanın yoktu, ve bunu tam da
08:38
as what we might call "natural happiness."
173
518886
2199
onun sana
08:41
What are these terms?
174
521109
1380
08:42
Natural happiness is what we get when we get what we wanted,
175
522513
3404
nişan yüzüğünü attığı anda fark ettin."
Sırıtırız çünkü sentetik mutluluğun doğal mutluluk diye
08:45
and synthetic happiness is what we make when we don't get what we wanted.
176
525941
4904
tabir edebileceğimiz durum kadar kaliteli olmadığını düşünürüz.
08:50
And in our society, we have a strong belief
177
530869
3045
Bu terimler ne anlama geliyor?
Doğal mutluluk istediğimiz bir şeyi istediğimiz zaman elde etmektir,
08:53
that synthetic happiness is of an inferior kind.
178
533938
3041
sentetik mutluluk da istediğimizi elde edemediğimiz zaman yaptığımız şeydir.
08:57
Why do we have that belief?
179
537003
1523
08:58
Well, it's very simple.
180
538900
1674
09:00
What kind of economic engine would keep churning
181
540598
3993
Ve toplumumuzda şöyle yaygın bir inanç var,
09:04
if we believed that not getting what we want
182
544615
2736
sentetik mutluluk ikinci dereceden bir şeydir.
09:07
could make us just as happy as getting it?
183
547375
2706
Böyle bir inanç neden var?
Çok basit. İnsanların istedikleri şeyi elde etmedikleri zaman
09:10
With all apologies to my friend Matthieu Ricard,
184
550844
3217
sanki elde etmiş gibi mutlu olacağına inandığı bir dünyada
09:14
a shopping mall full of Zen monks
185
554085
2088
hangi ekonomi motoru işler?
09:16
is not going to be particularly profitable,
186
556197
2202
09:18
because they don't want stuff enough.
187
558423
2514
09:20
(Laughter)
188
560961
1081
Özür dilerim Matthieu Ricard arkadaşım,
09:22
I want to suggest to you
189
562066
1831
09:23
that synthetic happiness is every bit as real and enduring
190
563921
3993
Zen rahipleri ile dolu bir alışveriş mağazası
kâr getirmeyecektir,
09:27
as the kind of happiness you stumble upon
191
567938
2129
çünkü onlar pek bir şey istemezler.
09:30
when you get exactly what you were aiming for.
192
570091
2742
09:32
Now, I'm a scientist, so I'm going to do this not with rhetoric,
193
572857
3021
Ben size sentetik mutluluğun,
09:35
but by marinating you in a little bit of data.
194
575902
2162
hedeflediğiniz bir şeyi elde ettiğiniz zaman
09:38
Let me first show you an experimental paradigm
195
578088
2224
karşılaştığınız mutlulukla,
09:40
that's used to demonstrate the synthesis of happiness
196
580336
3689
aynı derecede gerçek ve sürücü olduğunu tavsiye etmek istiyorum.
09:44
among regular old folks.
197
584049
1157
Şimdi, ben bir bilim adamıyım, bunu belâgat ile yapmayacağım,
09:45
This isn't mine,
198
585230
1166
onun yerine sizlere bir miktar veri vereceğim.
09:46
it's a 50-year-old paradigm called the "free choice paradigm."
199
586420
2937
Önce size, eskiden sentetik mutluluğu
09:49
It's very simple.
200
589381
1170
09:50
You bring in, say, six objects,
201
590575
2547
göstermek için kullanılan deneysel bir paradigmayı
09:53
and you ask a subject to rank them from the most to the least liked.
202
593146
3261
göstereceğim. Benim icadım değil.
09:56
In this case, because this experiment uses them,
203
596431
2558
Bu 50 yıllık bir paradigma ve ismi serbest seçim paradigması.
09:59
these are Monet prints.
204
599013
1851
Çok basit.
10:00
Everybody ranks these Monet prints from the one they like the most
205
600888
3159
Mesela 6 tane cisim getirirsiniz,
10:04
to the one they like the least.
206
604071
1492
ve deneğe cisimleri sevme derecesine göre sıralamasını istersiniz.
10:05
Now we give you a choice:
207
605587
1725
Bu durumda, size bahsedeceğim deney bunları kullandığı için,
10:07
"We happen to have some extra prints in the closet.
208
607336
2415
10:09
We're going to give you one as your prize to take home.
209
609775
2618
bunlar Monet resimleri.
Ve herkes bu Monet resimlerini
10:12
We happen to have number three and number four," we tell the subject.
210
612417
4081
en sevdiğinden, en az sevdiğine doğru sıralayabilir.
Şimdi, size bir teklifte bulunuyoruz:
10:16
This is a bit of a difficult choice,
211
616522
1724
"Dolabın içinde birkaç tane daha resim var.
10:18
because neither one is preferred strongly to the other,
212
618270
2595
10:20
but naturally, people tend to pick number three,
213
620889
2629
Bir tanesini size hediye olarak vereceğiz.
Elimizde 3. ve 4. resimden var."
10:23
because they liked it a little better than number four.
214
623542
2713
diyoruz deneğe. Bu biraz zor bir seçim,
10:26
Sometime later -- it could be 15 minutes, it could be 15 days --
215
626764
3611
çünkü denek için iki resim arasında fazla bir fark yok,
10:30
the same stimuli are put before the subject,
216
630399
2071
fakat doğal olarak, insanlar üç numaralı resmi seçiyorlar,
10:32
and the subject is asked to re-rank the stimuli.
217
632494
2539
çünkü üç numarayı dört numaradan daha çok seviyorlar.
10:35
"Tell us how much you like them now."
218
635057
2150
10:37
What happens?
219
637231
1206
Biraz zaman geçince -- 15 dakika olabilir, 15 gün olabilir --
10:38
Watch as happiness is synthesized.
220
638461
1885
10:40
This is the result that's been replicated over and over again.
221
640370
3195
aynı resimler kullanılarak deney tekrarlanıyor
10:43
You're watching happiness be synthesized.
222
643589
1991
ve denekten resimleri sıralaması isteniyor.
10:45
Would you like to see it again?
223
645604
1492
"Şimdi bunları ne kadar sevdiğinizi söyleyin."
Ne oluyor? Mutluluğun sentezlenmesini izleyin.
10:48
Happiness!
224
648023
1153
10:49
"The one I got is really better than I thought!
225
649200
2402
Bu sürekli tekrar tekrar elde edilen bir sonuç.
10:51
That other one I didn't get sucks!"
226
651626
2539
10:54
That's the synthesis of happiness.
227
654189
1761
Mutluluğun sentezlendiğini görüyorsunuz.
10:55
(Laughter)
228
655974
1650
Tekrar görmek ister misiniz? Mutluluk!
10:57
Now, what's the right response to that?
229
657648
2138
10:59
"Yeah, right!"
230
659810
1581
"Aldığım şey düşündüğümden de iyi!
11:02
Now, here's the experiment we did,
231
662334
2148
O diğer almadığım berbat!"
11:04
and I hope this is going to convince you
232
664506
1962
(Gülüşmeler) Bu mutluluk sentezlenmesi.
11:06
that "Yeah, right!" was not the right response.
233
666492
2230
Buna verilen cevap ne? "Evet, tabi ki!"
11:08
We did this experiment with a group of patients
234
668746
2192
11:10
who had anterograde amnesia.
235
670962
1337
11:12
These are hospitalized patients.
236
672323
1659
Şimdi bizim yaptığımız deney.
11:14
Most of them have Korsakoff syndrome,
237
674006
2165
Bence bu deney sizi "Evet, tabi ki!"nin
11:16
a polyneuritic psychosis.
238
676195
2157
doğru cevap olmadığına ikna edecek.
11:18
They drank way too much, and they can't make new memories.
239
678955
3901
Bu deneyi anterograd amneziye yakalanmış
bir grupla yaptık. Bunlar hastanede yatan hastalar.
11:22
They remember their childhood, but if you walk in and introduce yourself
240
682880
3449
Çoğunda Korsakoff sendromu var,
11:26
and then leave the room,
241
686353
1193
yani çok içtikleri için
11:27
when you come back, they don't know who you are.
242
687570
2396
11:31
We took our Monet prints to the hospital.
243
691019
2860
hafızalarına yeni bir şey ekleyemediklerini düşünüyorlar.
Tamam? Çocukluklarını hatırlıyorlar, fakat içeri girip kendinizi tanıttıktan sonra
11:34
And we asked these patients to rank them
244
694391
3380
11:37
from the one they liked the most to the one they liked the least.
245
697795
3274
odadan çıkıp,
tekrar geldiğinizde sizi tanımıyorlar.
11:41
We then gave them the choice between number three and number four.
246
701093
3852
Monet resimlerimizi hastaneye götürdük.
11:44
Like everybody else, they said,
247
704969
1522
Ve hastalara bunları en sevdiklerinden, en az sevdiklerine
11:46
"Gee, thanks Doc! That's great! I could use a new print.
248
706515
2691
doğru sıralamalarını istedik.
11:49
I'll take number three."
249
709230
1606
11:50
We explained we would have number three mailed to them.
250
710860
3532
Sonra da üçüncü ile dördüncü arasında bir tercih yaptırdık.
11:54
We gathered up our materials,
251
714416
1906
Herkes gibi onlar da,
11:56
and we went out of the room and counted to a half hour.
252
716346
2621
"Vay, teşekkürler doktor! Bu muhteşem. Artık yeni bir resmim var.
11:58
(Laughter)
253
718991
1002
Ben üç numarayı alıyorum."
12:00
Back into the room, we say, "Hi, we're back."
254
720017
3295
Ve onlara üç numarayı göndereceğimizi söyledik.
12:03
The patients, bless them, say, "Ah, Doc, I'm sorry,
255
723336
3652
Malzemelerimizi topladık, odadan çıktık
12:07
I've got a memory problem; that's why I'm here.
256
727012
2230
ve yarım saat bekledik.
12:09
If I've met you before, I don't remember."
257
729266
2031
Tekrar odaya girdik ve dedik ki, "Merhaba, biz geri geldik."
12:11
"Really, Jim, you don't remember? I was just here with the Monet prints?"
258
731321
3475
Hastalar, "Ah, doktor, çok özür dilerim.
12:14
"Sorry, Doc, I just don't have a clue."
259
734820
2192
12:17
"No problem, Jim.
260
737036
1584
Benim hafıza problemim var, o yüzden buradayım.
12:18
All I want you to do is rank these for me,
261
738644
2249
Daha önce görüşmüşsek de, ben hatırlamıyorum."
12:20
from the one you like the most to the one you like the least."
262
740917
3596
"Gerçekten mi Jim, hatırlamıyor musun? Ben biraz önce Monet resimleri ile buradaydım."
12:24
What do they do?
263
744966
1151
"Özür dilerim doktor. Hiçbir fikrim yok."
12:26
Well, let's first check and make sure they're really amnesiac.
264
746141
2940
"Sorun değil, Jim. Senden isteğim bunları
12:29
We ask these amnesiac patients to tell us which one they own,
265
749105
3788
en sevdiğinden, en az sevdiğine doğru sıralaman."
12:32
which one they chose last time, which one is theirs.
266
752917
3398
Ne yapıyorlar? Önce gerçekten amnezi sahip olduklarını
12:36
And what we find is, amnesiac patients just guess.
267
756339
3206
kontrol edelim.
12:39
These are normal controls, where if I did this with you,
268
759569
2676
Hangisinin onlarda olduğunu,
12:42
all of you would know which print you chose.
269
762269
2109
en son sefer hangisini seçtiklerini, hangisinin onlarınki olduğunu soruyoruz.
12:44
But if I do this with amnesiac patients, they don't have a clue.
270
764402
3605
Amnezi hastaları sadece tahminde bulunuyorlar.
12:48
They can't pick their print out of a lineup.
271
768031
2577
Bunlar normal kontroller, eğer bunu size yapsaydım,
12:51
Here's what normal controls do: they synthesize happiness. Right?
272
771825
4455
hepiniz hangisini seçtiğinizi bilirdiniz.
Fakat ben bunu amnezi hastaları ile yapıyorum,
12:56
This is the change in liking score,
273
776304
1807
herhangi bir fikirleri yok. Seçimlerini bulamıyorlar.
12:58
the change from the first time they ranked to the second time they ranked.
274
778135
3513
13:01
Normal controls show -- that was the magic I showed you;
275
781672
2680
Normal kontrollerin yaptığı ne idi: mutluluk sentezleme.
13:04
now I'm showing it to you in graphical form --
276
784376
2244
13:06
"The one I own is better than I thought.
277
786644
1909
Değil mi? Sevme derecesindeki değişim,
13:08
The one I didn't own, the one I left behind,
278
788577
2492
ilk sıralama ile ikinci sıralama arasındaki değişim.
13:11
is not as good as I thought."
279
791093
1810
Normal kontroller şunu gösteriyor
-- bu size gösterdiğim sihirdi,
13:13
Amnesiacs do exactly the same thing. Think about this result.
280
793520
4483
şimdi size grafik üzerinde gösteriyorum --
"Sahip olduğum, düşündüğümdem güzel. Sahip olmadığım,
13:18
These people like better the one they own,
281
798027
2921
13:20
but they don't know they own it.
282
800972
2245
arkada bıraktığım, düşündüğüm kadar güzel değil."
Amnezi hastaları da aynı şeyi yapıyorlar. Bu sonuç üzerine düşünün.
13:24
"Yeah, right" is not the right response!
283
804526
3770
13:28
What these people did when they synthesized happiness
284
808885
3255
Bu insanlar sahip oldukları şeyi daha çok seviyor,
fakat ona sahip olduklarını bilmiyorlar.
13:32
is they really, truly changed
285
812164
2562
13:34
their affective, hedonic, aesthetic reactions to that poster.
286
814750
4733
"Evet, doğru," doğru bir cevap değil!
Bu insanlar mutluluk üretirken
13:40
They're not just saying it because they own it,
287
820003
2389
13:42
because they don't know they own it.
288
822416
2535
gerçekten, tam manası ile değiştiler.
13:45
When psychologists show you bars,
289
825753
2562
O postere karşı duygusal, zevksel, estetik tepkileri değişti.
13:48
you know that they are showing you averages of lots of people.
290
828339
3555
Bunu sadece ona sahip oldukları için değil,
13:51
And yet, all of us have this psychological immune system,
291
831918
3309
ona sahip olduklarını bilmedikleri için söylüyorlar.
13:55
this capacity to synthesize happiness,
292
835251
2474
13:57
but some of us do this trick better than others.
293
837749
3151
Şimdi, psikolojiciler size çubuk gösterdikleri zaman,
14:00
And some situations allow anybody to do it more effectively
294
840924
4033
bunların birçok insanın ortalamasını gösterdiğini biliyorsunuz.
Ve hepimiz bu psikolojik bağışıklık sistemine sahibiz,
14:04
than other situations do.
295
844981
1760
mutluluk sentezleme kapasitesi,
14:08
It turns out that freedom,
296
848321
3245
fakat bazılarımız bu hileyi diğerlerine göre daha iyi yapıyor.
14:11
the ability to make up your mind and change your mind,
297
851590
3326
Ve bazı durumlar, bunu diğer durumlara göre
14:14
is the friend of natural happiness,
298
854940
2153
daha etkili bir şekilde yapmamızı sağlıyor.
14:17
because it allows you to choose among all those delicious futures
299
857117
3711
14:20
and find the one that you would most enjoy.
300
860852
2350
Hürriyetin
14:23
But freedom to choose,
301
863226
1752
-- fikrinizi oluşturup değiştirme becerisi --
14:25
to change and make up your mind,
302
865002
1757
14:26
is the enemy of synthetic happiness,
303
866783
2797
doğal mutluluğun arkadaşı olduğunu anlıyoruz, çünkü
14:29
and I'm going to show you why.
304
869604
1447
bu size, tüm o lezzetli geleceklerden en fazla hoşunuza gideni seçmenizi sağlıyor.
14:31
Dilbert already knows, of course.
305
871075
1700
14:32
"Dogbert's tech support. How may I abuse you?"
306
872799
2182
14:35
"My printer prints a blank page after every document."
307
875005
2614
Fakat seçim hürriyeti
14:37
"Why complain about getting free paper?"
308
877643
1976
-- fikrinizi değiştirip, oluşturmak -- sentetik mutluluğun düşmanı.
14:39
"Free? Aren't you just giving me my own paper?"
309
879643
2276
14:41
"Look at the quality of the free paper compared to your lousy regular paper!
310
881943
3676
Ve ben size bunun nedenini göstereceğim.
Dilbert her zaman biliyor, tabi ki.
Siz ben konuşurken karikatürü okuyorunuz.
14:45
Only a fool or a liar would say that they look the same!"
311
885643
2776
"Dogbert'in teknik servisi. Sena nasıl zarar verebilirim?"
14:48
"Now that you mention it, it does seem a little silkier!"
312
888443
2762
"Yazıcım her dökümandan sonra bir boş sayfa basıyor."
14:51
"What are you doing?"
313
891229
1176
"Bedava kağıt almaktan neden şikayetçisin?"
14:52
"I'm helping people accept the things they cannot change." Indeed.
314
892429
3827
"Bedava? Bana kendi kağıdımı vermiyor musun?"
"Olur mu yahu! Şu bedava kağıdın kalitesine bak,
14:56
The psychological immune system works best
315
896835
2444
bir de senin normal kağıdının kalitesine!
Sadece bir deli ya da yalancı ikisinin de aynı olduğunu söyler!"
14:59
when we are totally stuck, when we are trapped.
316
899303
3017
"Ah! Şimdi bunu söyledin ya, biraz daha ipeksi gözüküyor!"
15:02
This is the difference between dating and marriage.
317
902344
2519
15:04
You go out on a date with a guy,
318
904887
1555
"Ne yapıyorsun?"
15:06
and he picks his nose; you don't go out on another date.
319
906466
2644
"İnsanlara değiştiremeyecekleri şeyleri kabul etmelerini sağlıyorum." Gerçekten de.
15:09
You're married to a guy and he picks his nose?
320
909134
2164
Psikolojik bağışıklık sistemi en iyi,
15:11
He has a heart of gold. Don't touch the fruitcake!
321
911322
2653
tamamen tıkandığımız ve sıkıştığımız zaman çalışıyor.
15:13
You find a way to be happy with what's happened.
322
913999
3421
Flörtle evliliğin farkı da bu değil mi?
15:17
(Laughter)
323
917444
1001
15:18
Now, what I want to show you
324
918469
1389
Yani, birisi ile buluşuyorsunuz,
15:19
is that people don't know this about themselves,
325
919882
2603
o bir terslik yapıyor; bir daha buluşmuyorsunuz.
15:22
and not knowing this can work to our supreme disadvantage.
326
922509
4278
Evlisiniz ve adam ters bir şey yaptı?
Evet, altın gibi bir kalbe sahip;
keke dokunma. Değil mi? (Gülüşmeler)
15:26
Here's an experiment we did at Harvard.
327
926811
1977
Olanla mutlu olmaya çalışıyorsunuz.
15:28
We created a black-and-white photography course,
328
928812
3028
15:31
and we allowed students to come in and learn how to use a darkroom.
329
931864
3577
Şimdi size insanların,
kendileri ile ilgili bu özelliğini bilmediğini göstereceğim
15:35
So we gave them cameras, they went around campus,
330
935465
2343
15:37
they took 12 pictures of their favorite professors
331
937832
2361
ve bunu bilmeme dezavantajımıza olabilir.
15:40
and their dorm room and their dog,
332
940217
2055
Harvard'da yaptığımız bir deney şöyle idi.
15:42
and all the other things they wanted to have Harvard memories of.
333
942296
3118
Bir tane fotoğrafçılık dersi açtık, siyah-beyaz fotoğraf dersi
15:45
They bring us the camera, we make up a contact sheet,
334
945438
2526
ve öğrencilere karanlık odayı kullanmalarını öğrenme fırsatı verdik.
15:47
they figure out which are the two best pictures.
335
947988
2295
Onlara makineler verdik, kampüste dolaştılar,
15:50
We now spend six hours teaching them about darkrooms,
336
950307
2511
en çok sevdikleri 12 şeyin fotoğrafını çektiler: profesörlerini, yurt odalarını, köpeklerini
15:52
and they blow two of them up.
337
952842
1424
15:54
They have two gorgeous 8 x 10 glossies
338
954290
1866
15:56
of meaningful things to them, and we say,
339
956180
2021
ve Harvard günlerinden hatırlamak istedikleri diğer şeyler.
15:58
"Which one would you like to give up?"
340
958225
2371
Onlar kamerayı bize getiriyor, biz filmi hazırlıyoruz,
16:00
"I have to give one up?"
341
960620
1151
16:01
"Yes, we need one as evidence of the class project.
342
961795
3112
onlar da en iyi iki fotoğrafı seçiyorlar
ve onlarla karanlık odada da altı saat geçiyoruz,
16:04
So you have to give me one. You have to make a choice.
343
964931
2618
bu arada iki tanesine zarar veriyorlar
16:07
You get to keep one, and I get to keep one."
344
967573
2746
ve sonunda iki tane 8x10'luk fotoğrafa sahip oluyorlar
ve biz de diyoruz ki,
16:10
Now, there are two conditions in this experiment.
345
970343
2976
"Hangisini bırakmak istersin?"
16:13
In one case, the students are told,
346
973343
2278
Onlar diyor ki, "Geri vermek mi zorundayım?"
16:15
"But you know, if you want to change your mind,
347
975645
2356
"Evet tabi ki. Bu sınıf projesi yaptığımızın kanıtı olacak.
16:18
I'll always have the other one here,
348
978025
1853
Bir tanesini bana vermek zorundasın. Bir tercih yapman lazım.
16:19
and in the next four days, before I actually mail it to headquarters" --
349
979902
4475
Bir tanesini sen, bir tanesini ben alacağım."
16:24
yeah, "headquarters" --
350
984401
1933
Şimdi, bu deneyde iki tane durum var.
16:26
(Laughter)
351
986358
1005
16:27
"I'll be glad to swap it out with you.
352
987387
1849
İlk durumda, öğrencilere, "Eğer fikrin değişirse,
16:29
In fact, I'll come to your dorm room, just give me an email.
353
989260
3053
diğer fotoğraf önümüzdeki dört gün hep burada duracak,
16:32
Better yet, I'll check with you.
354
992337
1991
onu merkeze göndermeden önce,
16:34
You ever want to change your mind, it's totally returnable."
355
994352
2888
16:37
The other half of the students are told exactly the opposite:
356
997264
2897
memnuniyetle" -- (Gülüşmeler) -- evet, "merkez" --
16:40
"Make your choice, and by the way,
357
1000185
1730
"memnuniyetle seninkinle değiştiririm. Hatta,
16:41
the mail is going out, gosh, in two minutes, to England.
358
1001939
2890
yurt odana getiririm
16:44
Your picture will be winging its way over the Atlantic.
359
1004853
2645
-- sadece e-posta atman yeterli. Hatta, her gün seni kontrol edeceğim.
16:47
You will never see it again."
360
1007522
1747
Fikrini değiştirdiğin an, geri alabilirsin."
16:49
Half of the students in each of these conditions
361
1009881
2257
Öğrencilerin diğer yarısına ise tam tersi söyleniyor:
16:52
are asked to make predictions
362
1012162
1480
16:53
about how much they're going to come to like
363
1013666
2072
"Tercihini yap. Bu arada,
16:55
the picture that they keep
364
1015762
1352
posta, hay Allah, iki dakika içinde İngiltere'ye gidiyor.
16:57
and the picture they leave behind.
365
1017138
1687
16:58
Other students are just sent back to their little dorm rooms
366
1018849
2901
Fotoğrafın Atlantik okyanusun üzerinde uçuyor olacak.
Onu bir daha göremeyeceksin."
17:01
and they are measured over the next three to six days
367
1021774
3111
Şimdi, her iki durumdaki öğrencilerin yarısından,
17:04
on their satisfaction with the pictures.
368
1024909
1998
sakladıkları ile verdikleri fotoğrafları
17:06
Look at what we find.
369
1026931
1238
sevme derecelerinin zamana göre nasıl değişeceğini
17:08
First of all, here's what students think is going to happen.
370
1028193
3355
tahmin etmeleri isteniyor.
17:11
They think they're going to maybe come to like the picture they chose
371
1031572
3893
Diğer öğrenciler ise küçük yurt odalarına geri gönderiliyor
17:15
a little more than the one they left behind.
372
1035489
2516
ve önümüzdeki üç-altı gün boyunca fotoğrafları
17:18
But these are not statistically significant differences.
373
1038029
3088
sevme, tatmin olmaları ölçülüyor.
17:21
It's a very small increase, and it doesn't much matter
374
1041141
3516
Ve bulduğumuz şeye bakın.
Öncelikle, öğrencilerin tahmini şöyle.
17:24
whether they were in the reversible or irreversible condition.
375
1044681
2968
Seçtikleri resmi birazcık daha fazla
17:27
Wrong-o.
376
1047673
1160
17:28
Bad simulators.
377
1048857
1169
17:30
Because here's what's really happening.
378
1050050
1898
sevebileceklerini düşünüyorlar,
17:31
Both right before the swap and five days later,
379
1051972
3334
fakat bu fark istatiksel olarak mühim değil.
17:35
people who are stuck with that picture,
380
1055330
2186
17:37
who have no choice,
381
1057540
1152
Çok az bir artma, ve diğer resmi geri alıp
17:38
who can never change their mind,
382
1058716
2040
almadıklarının hiçbir önemi yok.
17:40
like it a lot.
383
1060780
1429
17:42
And people who are deliberating -- "Should I return it?
384
1062934
2951
Yanlış. Kötü simülatörler. Çünkü gerçek şu.
17:45
Have I gotten the right one?
385
1065909
1383
17:47
Maybe this isn't the good one. Maybe I left the good one?" --
386
1067316
2899
Değişiminden hemen önce ve beş gün sonra,
17:50
have killed themselves.
387
1070239
1200
o resme bağlı kalmış insanlar,
17:51
They don't like their picture.
388
1071463
1458
17:52
In fact, even after the opportunity to swap has expired,
389
1072945
2657
ve seçimi olmayanlar,
fikrini hiçbir zaman değiştiremeyenler, resimlerini çok seviyorlar!
17:55
they still don't like their picture.
390
1075626
2010
17:58
Why?
391
1078127
1151
Düşünen insanlar ise -- "Acaba geri vermeli miyim?
17:59
Because the [reversible] condition is not conducive
392
1079302
3308
Doğru olanı mı aldım acaba? Belki bu güzel olan değildir?
18:02
to the synthesis of happiness.
393
1082634
1821
Belki güzel olanı bırakmışımdır?" -- kendilerini öldürüyorlar.
18:05
So here's the final piece of this experiment.
394
1085218
2903
Fotoğraflarını sevimiyorlar ve
değiştirme süresi bitince de
18:08
We bring in a whole new group of naive Harvard students
395
1088145
3740
hâlâ fotoğraflarını sevmiyorlar? Neden?
18:11
and we say, "You know, we're doing a photography course,
396
1091909
3356
18:15
and we can do it one of two ways.
397
1095289
1751
Çünkü değiştirme şartı mutluluk sentezlemeye
18:17
We could do it so that when you take the two pictures,
398
1097607
2633
yardımcı olmuyor.
18:20
you'd have four days to change your mind,
399
1100264
2021
Bu da deneyin son kısmı.
18:22
or we're doing another course where you take the two pictures
400
1102309
2889
Harvard'dan tamamen yeni, naif bir öğrenci topluluğu oluşturuyoruz
18:25
and you make up your mind right away and you can never change it.
401
1105222
3065
ve diyoruz ki, "Bir fotoğrafçılık dersi veriyoruz,
18:28
Which course would you like to be in?" Duh!
402
1108311
2024
18:30
Sixty-six percent of the students, two-thirds,
403
1110359
2418
ve bunu iki farklı yolla yapıyoruz.
18:32
prefer to be in the course where they have the opportunity to change their mind.
404
1112801
4069
İki tane fotoğraf çektikten sonra,
fikrinizi değiştirebilmek için dört gününüz var,
18:36
Hello? Sixty-six percent of the students choose to be in the course
405
1116894
3562
ya da iki tane fotoğraf çektikten sonra
hemen o anda bir tercih yapıyorsunuz
18:40
in which they will ultimately be deeply dissatisfied with the picture --
406
1120480
3664
ve bir daha değiştiremiyorsunuz. Hangi derse kaydolmak istersiniz?
"Öğrencilerin yüzde 66'sı, üçte ikisi,
18:44
(Laughter)
407
1124168
1016
18:45
because they do not know the conditions under which synthetic happiness grows.
408
1125208
5901
resimleri değiştirme şanslarının olduğu dersi seçiyorlar.
18:51
The Bard said everything best, of course, and he's making my point here
409
1131747
5004
Merhabalar? Öğrencilerin yüzde 66'sı, sonunda
18:56
but he's making it hyperbolically:
410
1136775
1976
fotoğrafları ile kesinlikle tatmin olmayacakları dersi seçiyorlar.
18:58
"'Tis nothing good or bad But thinking makes it so."
411
1138775
3260
Çünkü sentetik mutluluğun oluştuğu şartları bilmiyorlar.
19:02
It's nice poetry, but that can't exactly be right.
412
1142059
3222
19:05
Is there really nothing good or bad?
413
1145305
2088
Ozan her şeyi en iyi şekilde söylemiştir, tabi ki, ve burada benim demek istediğimi söylemiş
19:07
Is it really the case that gall bladder surgery and a trip to Paris
414
1147417
3915
19:11
are just the same thing?
415
1151356
1537
ve bunu abartarak yapmış:
19:12
(Laughter)
416
1152917
1087
19:14
That seems like a one-question IQ test.
417
1154028
3857
"İyi ya da kötü diye bir şey yoktur / Düşünmek bunları oluşturur."
19:17
They can't be exactly the same.
418
1157909
1872
Güzel bir şiir, fakat tam doğru değil.
19:19
In more turgid prose, but closer to the truth,
419
1159805
3080
Gerçekten iyi ya da kötü diye bir şey yok mu?
19:22
was the father of modern capitalism, Adam Smith, and he said this.
420
1162909
3374
Gerçekten de safrakesesi ameliyatı ile Paris gezisi
19:26
This is worth contemplating:
421
1166307
1955
aynı şeyler mi? Bu sanki tek soruluk IQ testi gibi duruyor.
19:28
"The great source of both the misery and disorders of human life
422
1168286
3952
19:32
seems to arise from overrating the difference
423
1172262
2623
Bunlar aynı şeyler olamaz.
19:34
between one permanent situation and another.
424
1174909
2976
Biraz da abartılmış, fakat gerçeğe yakın bir dizi de
19:37
Some of these situations may, no doubt, deserve to be preferred to others,
425
1177909
5297
modern kapitalizmin babası, Adam Smith'e ait. Şöyle demiş.
Düşünmeye değer.
19:43
but none of them can deserve to be pursued
426
1183230
2929
"İnsan hayatının sefalet ve düzensizliklerinin büyük kaynağı,
19:46
with that passionate ardor which drives us to violate the rules
427
1186183
4570
sanki bir duruma diğerine göre daha fazla
19:50
either of prudence or of justice,
428
1190777
2469
değer vermekmiş gibi geliyor ...
19:53
or to corrupt the future tranquility of our minds,
429
1193270
2765
Bu bazı durumların, şüphesiz, diğerlerine tercih edilmemesi lazım,
19:56
either by shame from the remembrance of our own folly,
430
1196059
3537
fakat hiçbiri kuralları bozmaya iten şevke
19:59
or by remorse for the horror of our own injustice."
431
1199620
4072
20:03
In other words: yes, some things are better than others.
432
1203716
4732
sağduyu ya da adalete,
20:08
We should have preferences that lead us into one future over another.
433
1208472
5503
ya da zihnimizin sükunetini bozmaya,
20:13
But when those preferences drive us too hard and too fast
434
1213999
3781
ya da hatalarımızı hatırlayınca utanmaya,
20:17
because we have overrated the difference between these futures,
435
1217804
3691
ya da yaptığımız haksızlık dehşetimizden duyduğumuz pişmanlığa tercih edilmeye değmez."
20:21
we are at risk.
436
1221519
2536
Ya da: evet, bazı şeyler diğerlerinden iyidir.
20:24
When our ambition is bounded, it leads us to work joyfully.
437
1224079
3718
Bizi bir gelecekten diğerine götürecek olan tercihlere sahip olmak zorundayız.
20:27
When our ambition is unbounded,
438
1227821
1872
20:29
it leads us to lie, to cheat, to steal, to hurt others,
439
1229717
4414
Fakat ne zaman ki bu tercihler bizi,
20:34
to sacrifice things of real value.
440
1234155
1999
bu iki gelecek arasındaki farka, olduğundan daha fazla değer verdiğimizden dolayı
20:36
When our fears are bounded,
441
1236178
2017
20:38
we're prudent, we're cautious,
442
1238219
2135
bizi çok sert ya da çok hızlı itekliyorsa, o zaman riskteyiz demektir.
20:40
we're thoughtful.
443
1240378
1183
20:41
When our fears are unbounded and overblown,
444
1241585
3263
Tutkumuz sınırlı olunca, sevinçle çalışıyoruz.
20:44
we're reckless, and we're cowardly.
445
1244872
2210
Tutkumuz sınırsız olunca, yalan söylüyoruz, hile yapıyoruz, çalıyoruz, başkalarına zarar veriyoruz,
20:47
The lesson I want to leave you with, from these data,
446
1247625
3350
20:50
is that our longings and our worries are both to some degree overblown,
447
1250999
4079
gerçek değere sahip şeylerden ödün veriyoruz. Korkularımız sınırlı olursa,
20:55
because we have within us the capacity to manufacture the very commodity
448
1255102
6172
ihtiyatlıyız, dikkatliyiz, düşünceliyiz.
Korkularımız sınırsız ve şişkin ise,
21:01
we are constantly chasing when we choose experience.
449
1261298
4419
pervasızız ve korkağız.
21:05
Thank you.
450
1265741
1151
Bu verilerden size vermek istediğim ders
21:06
(Applause)
451
1266916
4925
özlemlerimiz ve kaygılarımız aynı derecede şişkinler,
çünkü içimizde tecrübeyi seçtiğimiz zaman,
sürekli kovaladığımız eşyayı üretme kapasitemiz var.
Teşekkürler.
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7