The best kindergarten you’ve ever seen | Takaharu Tezuka

Kailash Satyarthi: Barışı nasıl sağlarız? Öfkelenin

Çeviri: Şâkir Aşçı Gözden geçirme: Neslihan Kara

This is a kindergarten we designed in 2007.

Bu 2007'de tasarladığımız bir anaokulu.

We made this kindergarten to be a circle.

Bu anaokulunu çember biçiminde yaptık.

It's a kind of endless circulation on top of the roof.

Çatısı bir bakıma sonsuz bir yuvarlak.

If you are a parent,

Anne-babaysanız,

you know that kids love to keep making circles.

çocukların çember çizmeye bayıldığını biliyorsunuzdur.

This is how the rooftop looks.

Çatısı böyle gözüküyor.

And why did we design this?

Peki bunu neden tasarladık?

The principal of this kindergarten said,

Bu anaokulun müdürü

"No, I don't want a handrail."

"Hayır, korkuluk istemiyorum." dedi.

I said, "It's impossible."

Bense "Bu mümkün değil." dedim.

But he insisted: "How about having a net sticking out from the edge of the roof?

Fakat ısrar etti: "Peki ya düşen çocukları yakalamak için

So that it can catch the children falling off?"

çatının kenarına ağ gersek nasıl olur?"

(Laughter)

(Gülüşmeler)

I said, "It's impossible."

"Mümkün değil." dedim.

And of course, the government official said,

Ve tabii ki, devlet yetkilileri

"Of course you have to have a handrail."

"Muhakkak korkuluğunuz olmalı." dedi.

But we could keep that idea around the trees.

Fakat müdürün düşüncesini ağaçlara uygulayabildik.

There are three trees popping through.

Aralardan çıkan 3 ağaç var.

And we were allowed to call this rope as a handrail.

Bu halat ağları korkuluk olarak kullanmaya iznimiz var.

But of course, rope has nothing to do with them.

Fakat tabii ki, halatların korkuluk görevi yok.

They fall into the net.

Çocuklar ağlara düşüyor.

And you get more,

Daha fazla çocuk,

and more,

daha fazla,

more.

daha da fazla.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

Sometimes 40 children are around a tree.

Kimi zamanlar 40 çocuk bir ağacın etrafında oluyor.

The boy on the branch,

Daldaki çocuk,

he loves the tree so he is eating the tree.

ağacı o kadar çok seviyor ki ağacı yiyor.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

And at the time of an event,

Etkinlik zamanları

they sit on the edge.

çatının ucunda oturuyorlar.

It looks so nice from underneath.

Aşağıdan manzara çok hoş görünüyor.

Monkeys in the zoo.

Hayvanat bahçesindeki maymunlar.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

Feeding time.

Beslenme zamanı.

(Laughter) (Applause)

(Gülüşmeler) (Alkış)

And we made the roof as low as possible,

Çatıyı elimizden geldiğince alçak yaptık,

because we wanted to see children on top of the roof,

çünkü yalnızca çatının altını değil

not only underneath the roof.

çatının üstündeki çocukları da görmek istedik.

And if the roof is too high, you see only the ceiling.

Çatı çok yüksek olursa, yalnızca tavanı görürsünüz.

And the leg washing place -- there are many kinds of water taps.

Bu ayak yıkama yerinde -- bunun gibi birçok musluk var.

You see with the flexible tubes,

Esnek boruları görüyorsunuz,

you want to spray water to your friends,

bunlar arkadaşlarınızı ıslatmak isterseniz kullanmak için

and the shower,

ve tekneler var

and the one in front is quite normal.

ve öndeki çocuk oldukça normal duruyor.

But if you look at this,

Fakat iyice bakarsanız,

the boy is not washing his boots,

çocuk çizmelerini yıkamıyor,

he's putting water into his boots.

içine su dolduruyor.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

This kindergarten is completely open, most of the year.

Bu anaokulu yılın büyük bir zamanı tamamen açık.

And there is no boundary between inside and outside.

İçerisiyle dışarısı arasında bir sınır yok.

So it means basically this architecture is a roof.

Bu yüzden temelde bu binanın mimârisi yalnızca bir çatı.

And also there is no boundary between classrooms.

Sınıflar arasında da sınırlar yok.

So there is no acoustic barrier at all.

Bu yüzden hiçbir anlamda ses sınırlaması yok.

When you put many children in a quiet box,

Çok fazla çocuğu sessiz bir kutuya koyduğunuzda

some of them get really nervous.

bazı çocuklar gerçekten gerginleşiyor.

But in this kindergarten,

Fakat bu anaokulunda,

there is no reason they get nervous.

gerginleşmek için hiçbir sebep yok.

Because there is no boundary.

Çünkü ortada hiçbir sınır yok.

And the principal says

Müdür diyor ki,

if the boy in the corner doesn't want to stay in the room,

köşedeki bir çocuk odada kalmak istemezse

we let him go.

bırakın gitsin.

He will come back eventually, because it's a circle, it comes back.

Eninde sonunda geri gelecek, ne de olsa bu bir çember, başa döner.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

But the point is, in that kind of occasion,

Fakat asıl mesele, böyle bir durumda,

usually children try to hide somewhere.

çocuklar genelde bir yere saklanmaya çalışır.

But here, just they leave and come back.

Fakat burada, tek yaptıkları başladıkları noktaya dönmektir.

It's a natural process.

Doğal bir süreçtir bu.

And secondly, we consider noise very important.

İkincisi, gürültüye büyük önem veriyoruz.

You know that children sleep better in noise.

Çocukların gürültüde daha iyi uyuduğunu bilirsiniz.

They don't sleep in a quiet space.

Sessiz yerde uyumazlar.

And in this kindergarten,

Ve bu anaokulunda

these children show amazing concentration in class.

bu çocuklar sınıfta inanılmaz biçimde yoğunlaşıyorlar.

And you know, our kind grew up in the jungle with noise.

Bizim türümüz ormanda gürültüyle büyüdü.

They need noise.

Gürültüye gereksinimleri var.

And you know, you can talk to your friends in a noisy bar.

Arkadaşlarınızla gürültülü kafelerde konuşursunuz.

You are not supposed to be in silence.

Sessizlik içinde olmamanız gerekiyor.

And you know, these days

Şu aralar, bilirsiniz,

we are trying to make everything under control.

her şeyi denetim altında tutmaya çalışıyoruz.

You know, it's completely open.

Fakat burası tamamen açık.

And you should know that

Ve bilmelisiniz ki,

we can go skiing in -20 degrees in winter.

kışın -20 derecede kayağa gidebiliyoruz.

In summer you go swimming.

Yazın yüzmeye gidiyoruz.

The sand is 50 degrees.

Kumun sıcaklığı 50 derece oluyor.

And also, you should know that you are waterproof.

Ve ayrıca, bilmelisiniz ki su geçirmeziz.

You never melt in rain.

Yağmurda erimemiz gibi bir şey söz konusu değil.

So, children are supposed to be outside.

Bu yüzden, çocuklarımızın dışarıda olması gerekiyor.

So that is how we should treat them.

Bu yüzden biz de onlara böyle davranıyoruz.

This is how they divide classrooms.

Sınıfları böyle bölüyorlar.

They are supposed to help teachers.

Öğretmenlere yardım etmeleri gerekiyor.

They don't.

Etmiyorlar.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

I didn't put him in.

Onu oraya ben koymadım.

A classroom.

Sınıfın birisi.

And a washbasin.

Lavabonun birisi.

They talk to each other around the well.

Çeşmenin başında birbirleriyle konuşuyorlar.

And there are always some trees in the classroom.

Sınıfta her zaman bir parça ağaç oluyor.

A monkey trying to fish another monkey from above.

Yukarıdan aşağıdaki maymunu avlamaya çalışan başka bir maymun.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

Monkeys.

Maymunlar.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

And each classroom has at least one skylight.

Her sınıfta en az bir tane tavan penceresi var.

And this is where Santa Claus comes down at the time of Christmas.

Noel Baba da Noel zamanı buradan geliyor.

This is the annex building,

Bu ek binamız,

right next to that oval-shaped kindergarten.

çember anaokulumuzun hemen yanında.

The building is only five meters tall with seven floors.

Bina yalnızca beş metre uzunluğunda ve yedi katlı.

And of course, the ceiling height is very low.

Tabii ki tavan yüksekliği çok alçak.

So you have to consider safety.

Bu yüzden güvenliğe önem vermek gerekiyor.

So, we put our children, a daughter and a son.

Bu yüzden, kendi çocuklarımızı koyduk, bir kız ve bir erkek çocuk.

They tried to go in.

İçeri girmeye çalıştılar.

He hit his head.

Oğlum kafasını vurdu.

He's okay. His skull is quite strong.

Bir şeyi yok. Kafatası oldukça güçlü.

He is resilient. It's my son.

Dayanıklıdır. Babasının oğlu.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

And he is trying to see if it is safe to jump off.

Atlamanın güvenli olup olmadığını görmeye çalışıyor.

And then we put other children.

Sonra diğer çocukları da oraya aldık.

The traffic jam is awful in Tokyo, as you know.

Bildiğiniz gibi Tokyo'da trafik sıkışıklığı berbattır.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

The driver in front, she needs to learn how to drive.

Öndeki sürücünün nasıl süreceğini öğrenmesi gerekiyor.

Now these days,

Şu sıralarda

kids need a small dosage of danger.

çocukların küçük miktarda tehlikeye gereksinimi var.

And in this kind of occasion,

Bu türde ortamlarda,

they learn to help each other.

birbirlerine yardım etmeyi öğreniyorlar.

This is society. This is the kind of opportunity we are losing these days.

Toplum budur. Bu günlerde böyle fırsatları kaybediyoruz.

Now, this drawing is showing the movement of a boy

Buradaki çizim bir çocuğun

between 9:10 and 9:30.

09:10-09:30 arası hareketini gösteriyor.

And the circumference of this building is 183 meters.

Bu binanın çevresi 183 metredir.

So it's not exactly small at all.

O kadar da küçük bir uzunluk değil.

And this boy did 6,000 meters in the morning.

Ve bu çocuk sabah 6000 metre yol gitti.

But the surprise is yet to come.

Ama asıl şaşırtıcı şey şimdi geliyor.

The children in this kindergarten do 4,000 meters on average.

Bu anaokuldaki çocuklar ortalama 4000 metre mesâfe gidiyor.

And these children have the highest athletic abilities

Bu çocuklar diğer birçok anaokulu arasında

among many kindergartens.

en yüksek bedensel yeteneklere sâhip.

The principal says,

Okul müdürü,

"I don't train them. We leave them on top of the roof.

"Ben onları eğitmiyorum. Çatının üstüne salıyoruz.

Just like sheep."

Tıpkı koyunlar gibi." diyor.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

They keep running.

Koşuyorlar da koşuyorlar.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

My point is don't control them,

Demek istediğim, çocukları denetlemeyin,

don't protect them too much,

çok fazla korumayın

and they need to tumble sometimes.

ve bazen kösteklenmeleri gerekiyor.

They need to get some injury.

Biraz yaralanmaları gerekiyor.

And that makes them learn

Bu, onlara bu dünyada

how to live in this world.

nasıl yaşayacaklarını öğretiyor.

I think architecture is capable of changing this world,

Mimarlığın bu dünyayı ve insanların yaşamını

değiştirebileceğine inanıyorum.

and people's lives.

And this is one of the attempts to change the lives of children.

Bu da çocukların yaşamını değiştirme girişimlerinden birisi.

Thank you very much.

Çok teşekkür ederim.

(Applause)

(Alkış)