New experiments in self-teaching | Sugata Mitra

Sugata Mitra'nın kendi kendine öğretim ile ilgili yeni deneyleri

984,923 views

2010-09-07 ・ TED


New videos

New experiments in self-teaching | Sugata Mitra

Sugata Mitra'nın kendi kendine öğretim ile ilgili yeni deneyleri

984,923 views ・ 2010-09-07

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Cem Akköse Gözden geçirme: Sancak Gülgen
00:17
Well, that's kind of an obvious statement up there.
0
17260
2000
Çok belirgin bir ifade var.
00:19
I started with that sentence about 12 years ago,
1
19260
3000
12 yıl önce bu cümleyle başladım,
00:22
and I started in the context
2
22260
3000
ve gelişmiş ülkeler bağlamında
00:25
of developing countries,
3
25260
2000
düşündüm.
00:27
but you're sitting here from every corner of the world.
4
27260
3000
Sizler dünyanın farklı köşelerindensiniz.
00:30
So if you think of a map of your country,
5
30260
3000
Ülkelerinizin haritasını gözününüzün önüne getirdiğinizde,
00:33
I think you'll realize
6
33260
2000
zannediyorum ki Dünya üzerindeki tüm ülkeler için
00:35
that for every country on Earth,
7
35260
2000
geçerli olan bir durum vardır o da
00:37
you could draw little circles to say,
8
37260
2000
öğretmenlerin hiç gitmek istemeyecekleri
00:39
"These are places where good teachers won't go."
9
39260
3000
yerler vardır.
00:43
On top of that,
10
43260
2000
En önemlisi ise
00:45
those are the places from where trouble comes.
11
45260
3000
bu yerler sorunların kaynağı olan yerlerdir.
00:48
So we have an ironic problem --
12
48260
2000
Bu durumda ironik bir sorunla karşı karşıyayız.
00:50
good teachers don't want to go
13
50260
2000
İyi öğretmenler
00:52
to just those places where they're needed the most.
14
52260
3000
kendilerine en fazla ihtiyaç duyulan yerlerde çalışmazlar.
00:55
I started in 1999
15
55260
3000
Ben 1999'da
00:58
to try and address this problem with an experiment,
16
58260
3000
bir deneyle bu soruna dikkat çekmeye başladım,
01:01
which was a very simple experiment in New Delhi.
17
61260
3000
ki bu deney Yeni Delhi'de yaptığım basit bir deneydi.
01:06
I basically embedded a computer
18
66260
3000
Yeni Delhi'nin varoşlarında
01:09
into a wall of a slum in New Delhi.
19
69260
3000
bir duvara bir bilgisayar gömdüm.
01:13
The children barely went to school, they didn't know any English --
20
73260
3000
Mahalledeki çocuklar nadiren okula gidiyorlardı. Hiç biri İngilizce bilmiyordu.
01:16
they'd never seen a computer before,
21
76260
2000
Hiçbiri daha önce bir bilgisayar görmemişlerdi,
01:18
and they didn't know what the internet was.
22
78260
3000
ve internetin ne olduğunu bilmiyorlardı.
01:21
I connected high speed internet to it -- it's about three feet off the ground --
23
81260
3000
Yerden yakşalık bir metre yüksekteydi ve bilgisayara hızlı bir internet bağlantısı kurdum,
01:24
turned it on and left it there.
24
84260
2000
çalıştırdım ve o şekilde bıraktım.
01:26
After this,
25
86260
2000
Sonra
01:28
we noticed a couple of interesting things, which you'll see.
26
88260
3000
size de göstereceğim birkaç ilginç şey oldu.
01:31
But I repeated this all over India
27
91260
3000
Bunu önce tüm Hindistan'da
01:34
and then through
28
94260
2000
ve sonra da
01:36
a large part of the world
29
96260
2000
dünyanın bir çok yerinde tekrarladım
01:38
and noticed
30
98260
2000
ve farkettim ki
01:40
that children will learn to do
31
100260
2000
çocuklar bir şeyi yapmak istiyorlarsa
01:42
what they want to learn to do.
32
102260
3000
onun nasıl yapılacağını öğrenirler.
01:45
This is the first experiment that we did --
33
105260
2000
Bu yaptığımız ilk deney --
01:47
eight year-old boy on your right
34
107260
2000
size göre sağda bulunan sekiz yaşındaki çocuk
01:49
teaching his student, a six year-old girl,
35
109260
3000
altı yaşındaki öğrencisine
01:52
and he was teaching her how to browse.
36
112260
3000
internette nasıl gezineceğini öğretiyordu.
01:56
This boy here in the middle of central India --
37
116260
3000
Buradaki çocuk Orta Hindistan'da
02:00
this is in a Rajasthan village,
38
120260
2000
Rajasthan Köy'ünden,
02:02
where the children recorded their own music
39
122260
3000
burada çocuklar kendi müziklerini yapıp bilgisayara kaydediyorlar
02:05
and then played it back to each other
40
125260
3000
ve sonra da birbirlerine dinletiyorlar
02:08
and in the process,
41
128260
2000
ve bu sayede
02:10
they've enjoyed themselves thoroughly.
42
130260
2000
kendi kendilerine eğleniyorlar.
02:12
They did all of this in four hours
43
132260
2000
Ve tüm bunları
02:14
after seeing the computer for the first time.
44
134260
3000
bilgisayarla tanıştıktan sadece dört saat sonra yapar hale geldiler.
02:17
In another South Indian village,
45
137260
3000
Güney Hindistan'daki başka bir köyde ise
02:20
these boys here
46
140260
2000
bu çocuklar
02:22
had assembled a video camera
47
142260
2000
bir video kamera yaptılar
02:24
and were trying to take the photograph of a bumble bee.
48
144260
2000
ve vızıldayan bir arının fotoğrafını çekmeye çalışıyorlar.
02:26
They downloaded it from Disney.com,
49
146260
2000
Bunu yapmayı köylerine bilgisayar konduktan sadece 14 gün sonra
02:28
or one of these websites,
50
148260
2000
disney.com ya da
02:30
14 days after putting the computer in their village.
51
150260
3000
benzer bir siteden indirdiler.
02:36
So at the end of it,
52
156260
2000
Sonunda
02:38
we concluded that groups of children
53
158260
2000
çocukların
02:40
can learn to use computers and the internet on their own,
54
160260
3000
bilgisayar ve interneti hiçbir kimseye ya da hiçbir yere
02:43
irrespective of who
55
163260
2000
bağlı olmaksızın kendi kendilerine
02:45
or where they were.
56
165260
3000
öğrenebildiklerini belirledik.
02:48
At that point, I became a little more ambitious
57
168260
3000
Bu noktada
02:51
and decided to see
58
171260
3000
çocukların bilgisayarla
02:54
what else could children do with a computer.
59
174260
3000
başka neler yapabildiklerini görmek istedim.
02:57
We started off with an experiment in Hyderabad, India,
60
177260
3000
Hyderabad Hindistanda
03:00
where I gave a group of children --
61
180260
3000
Telugu aksanıyla İngilizce konuşan
03:03
they spoke English with a very strong Telugu accent.
62
183260
3000
bir grup çocukla yeni bir deney yaptım.
03:06
I gave them a computer
63
186260
2000
Onlara, konuşmayı yazıya çeviren bir program yüklü
03:08
with a speech-to-text interface,
64
188260
2000
ki bugün bu program Windows ile ücretsiz veriliyor
03:10
which you now get free with Windows,
65
190260
3000
bir bilgisayar verdim
03:13
and asked them to speak into it.
66
193260
2000
ve çocuklardan bilgisayara konuşmalarını istedim.
03:15
So when they spoke into it,
67
195260
2000
Bilgisayara konuştular
03:17
the computer typed out gibberish,
68
197260
2000
ve bilgisayar konuşmayı karmakarışık bir yazıya çevirdi,
03:19
so they said, "Well, it doesn't understand anything of what we are saying."
69
199260
2000
çocuklar "Bu bizim söylediklerimizi anlamıyor" dediler.
03:21
So I said, "Yeah, I'll leave it here for two months.
70
201260
2000
Ben de onlara "Bu bilgisayarı iki ay süresince
03:23
Make yourself understood
71
203260
2000
burada bırakıyorum,
03:25
to the computer."
72
205260
2000
onun sizi anlamasını sağlayın" dedim.
03:27
So the children said, "How do we do that."
73
207260
2000
Çocuklar "Bunu nasıl yapacağız ki?" dediler.
03:29
And I said,
74
209260
2000
Ben de
03:31
"I don't know, actually."
75
211260
2000
"Gerçekten bilmiyorum" dedim.
03:33
(Laughter)
76
213260
2000
(Kahkahalar)
03:35
And I left.
77
215260
2000
Ve ayrıldım.
03:37
(Laughter)
78
217260
2000
(Kahkahalar)
03:40
Two months later --
79
220260
2000
İki ay sonra --
03:42
and this is now documented
80
222260
2000
bu çalışma Uluslararası Gelişim İçin
03:44
in the Information Technology
81
224260
2000
Bilişim Teknoloji Dergisi'nde
03:46
for International Development journal --
82
226260
2000
yayınlanmıştır --
03:48
that accents had changed
83
228260
2000
aksanları değişti,
03:50
and were remarkably close to the neutral British accent
84
230260
3000
ve aksanları benim çalıştığım
03:53
in which I had trained the speech-to-text synthesizer.
85
233260
3000
İngiliz aksanına dönüşmüştü.
03:56
In other words, they were all speaking like James Tooley.
86
236260
3000
Başka bir deyişle James Tooley gibi konuşuyorlardı.
03:59
(Laughter)
87
239260
2000
(Kahkahalar)
04:01
So they could do that on their own.
88
241260
2000
Bunu kendi kendilerine gerçekleştirdiler.
04:03
After that, I started to experiment
89
243260
2000
Sonrasında,
04:05
with various other things
90
245260
2000
çocukların kendi kendine öğrenebildikleri
04:07
that they might learn to do on their own.
91
247260
2000
çok çeşitli şeyleri denedim.
04:09
I got an interesting phone call once from Columbo,
92
249260
3000
Birgün Columbudan ilginç bir telefon aldım,
04:12
from the late Arthur C. Clarke,
93
252260
2000
arayan Arthur C. Clarke idi
04:14
who said, "I want to see what's going on."
94
254260
2000
ve "Neler olup bittiğini görmek istiyorum" diyordu.
04:16
And he couldn't travel, so I went over there.
95
256260
3000
O seyahat edemediği için ben yanına gittim.
04:19
He said two interesting things,
96
259260
2000
Bana iki tane çok ilginç şey söyledi.
04:21
"A teacher that can be replaced by a machine should be."
97
261260
5000
"Bir makine öğretmenin görevini yerine getirebilir".
04:26
(Laughter)
98
266260
2000
(Kahkahalar)
04:28
The second thing he said was that,
99
268260
2000
Söylediği ikinci şey ise,
04:30
"If children have interest,
100
270260
2000
"Eğer çocuklar ilgi duyuyorsa
04:32
then education happens."
101
272260
3000
eğitim gerçekleşir".
04:35
And I was doing that in the field,
102
275260
2000
Bu benim alanda yaptığım şeydi,
04:37
so every time I would watch it and think of him.
103
277260
2000
onu her izleyşimde aynı şeyi düşünüyorum.
04:39
(Video) Arthur C. Clarke: And they can definitely
104
279260
3000
(Video) Arthur C. Clarke: Ve onlar insanlara gerçekten
04:42
help people,
105
282260
2000
yardım ediyorlar,
04:44
because children quickly learn to navigate
106
284260
2000
çünkü çocuklar hızlı bir şekilde
04:46
the web and find things which interest them.
107
286260
3000
ilgilendikleri şeyleri bulabiliyorlar.
04:49
And when you've got interest, then you have education.
108
289260
3000
Ve eğer ilgiyi oluşturabilirseniz, eğitimi gerçekleştirebiliyorsunuz.
04:52
Sugata Mitra: I took the experiment to South Africa.
109
292260
3000
Sugata Mitra: Deneyi Güney Afrika'da da uyguladım.
04:55
This is a 15 year-old boy.
110
295260
2000
Bu, 15 yaşında bir çocuk.
04:57
(Video) Boy: ... just mention, I play games
111
297260
3000
(Video) Oyun oynuyorum,
05:00
like animals,
112
300260
3000
hayvaanları seviyorum
05:03
and I listen to music.
113
303260
3000
ve müzik dinliyorum.
05:06
SM: And I asked him, "Do you send emails?"
114
306260
2000
Ona " e-posta gönderiyor musun?" diye sordum.
05:08
And he said, "Yes, and they hop across the ocean."
115
308260
3000
Ve " Evet, ve e- postalar okanusun ötesine zıplıyorlar" diye cevap verdi.
05:12
This is in Cambodia,
116
312260
2000
Burası Cambodia,
05:14
rural Cambodia --
117
314260
3000
Cambodia'nın taşrası --
05:17
a fairly silly arithmetic game,
118
317260
3000
hiçbir çocuğun evinde ya da okulada oynamayacağı
05:20
which no child would play inside the classroom or at home.
119
320260
2000
gerçekten saçma bir aritmetik oyunu.
05:22
They would, you know, throw it back at you.
120
322260
2000
Bilirsiniz, çocuklar bunu fırlatıp atarlar.
05:24
They'd say, "This is very boring."
121
324260
2000
"Bu, çok sıkıcı" derler.
05:26
If you leave it on the pavement
122
326260
2000
Ama eğer onları oyuncakla başbaşa bırakırsanız
05:28
and if all the adults go away,
123
328260
2000
oyuncakla
05:30
then they will show off with each other
124
330260
2000
neler yapabildiklerini
05:32
about what they can do.
125
332260
2000
birbirlerine gösterirler.
05:34
This is what these children are doing.
126
334260
2000
İşte çocukların yaptığı budur.
05:36
They are trying to multiply, I think.
127
336260
3000
Bunu yaygınlaştırmaya çalışıyorlar.
05:39
And all over India,
128
339260
2000
İki yılın sonunda ise
05:41
at the end of about two years,
129
341260
2000
Hindistan'ın her yerinden
05:43
children were beginning to Google their homework.
130
343260
3000
çocuklar ev ödevlerini Googleluyorlardı.
05:46
As a result, the teachers reported
131
346260
2000
Sonuç olarak ise
05:48
tremendous improvements in their English --
132
348260
2000
öğretmenler ingilizcelerinde hızlı gelişmeyi rapor ettiler --
05:50
(Laughter)
133
350260
4000
(Kahkahalar)
05:54
rapid improvement and all sorts of things.
134
354260
2000
hızlı gelişim ve bunun gibi şeyler.
05:56
They said, "They have become really deep thinkers and so on and so forth.
135
356260
3000
"Öğrenciler gerçekten iyi düşünürler oldular" dediler.
05:59
(Laughter)
136
359260
3000
(Kahkahalar)
06:02
And indeed they had.
137
362260
2000
Aslında olan şuydu.
06:04
I mean, if there's stuff on Google,
138
364260
2000
Eğer birşey Google'da varsa
06:06
why would you need to stuff it into your head?
139
366260
3000
aynı şeyi kafana yerleştirmene ne gerek var ki?
06:10
So at the end of the next four years,
140
370260
2000
Dört yıllık çalışmanın sonunda ise şuna karar verdim
06:12
I decided that groups of children can navigate the internet
141
372260
3000
çocuklar eğitsel amaçlar için
06:15
to achieve educational objectives on their own.
142
375260
3000
kendi kendilerine internette gezinebilirler.
06:18
At that time, a large amount of money
143
378260
2000
Bu dönemde,
06:20
had come into Newcastle University
144
380260
2000
Newcastle Üniversitesi'ne Hindistanda'ki okullaşmanın
06:22
to improve schooling in India.
145
382260
3000
arttırılması amacıyla büyük bir miktar para aktarıldı.
06:25
So Newcastle gave me a call. I said, "I'll do it from Delhi."
146
385260
3000
Newcastle'dan beni aradılar. Ben de bu işi Delhi'den yapacağımı söyledim.
06:28
They said, "There's no way you're going to handle
147
388260
2000
Onlar da "Delhi'de oturarak üniversitenin
06:30
a million pounds-worth of University money
148
390260
3000
bir milyon poundunu
06:33
sitting in Delhi."
149
393260
2000
yönetemezsin" dediler.
06:35
So in 2006,
150
395260
2000
2006 yılında
06:37
I bought myself a heavy overcoat
151
397260
2000
kendime kalın bir palto aldım
06:39
and moved to Newcastle.
152
399260
2000
ve Newcastle'a gittim.
06:42
I wanted to test the limits
153
402260
2000
Sistemin limitlerini
06:44
of the system.
154
404260
2000
test etmek istedim.
06:46
The first experiment I did out of Newcastle
155
406260
2000
Newcastle'da yaptığım ilk deney
06:48
was actually done in India.
156
408260
2000
Hindistan'da yaptığım deneyin aynısıydı.
06:50
And I set myself and impossible target:
157
410260
3000
Kendime imkansız bir hedef koydum:
06:53
can Tamil speaking
158
413260
3000
Güney Hindistan'da
06:56
12-year-old children
159
416260
2000
Tamil dilini konuşan
06:58
in a South Indian village
160
418260
3000
12 yaşındaki çocuklar
07:01
teach themselves biotechnology
161
421260
2000
kendi kendilerine İngilizce
07:03
in English on their own?
162
423260
2000
biyoteknoloji öğretebilirler mi?
07:05
And I thought, I'll test them, they'll get a zero --
163
425260
3000
Onları test ettiğimde sıfır puan alacaklarını tahmin ediyordum.
07:08
I'll give the materials, I'll come back and test them --
164
428260
2000
Materyalleri verecektim. Sonrasında gidip tekrar gelecektim
07:10
they get another zero,
165
430260
2000
ve sıfır alacaklardı.
07:12
I'll go back and say, "Yes, we need teachers for certain things."
166
432260
4000
Döndüğümde de "Evet bazı şeyler için öğretmenlere ihtiyacımız var" diyecektim.
07:16
I called in 26 children.
167
436260
2000
26 tane çocuk çağırdım.
07:18
They all came in there, and I told them
168
438260
2000
Geldiklerinde onlara
07:20
that there's some really difficult stuff on this computer.
169
440260
2000
bu bilgisayarda gerçekten zor bişeyler var dedim.
07:22
I wouldn't be surprised if you didn't understand anything.
170
442260
3000
Eğer hiçbirşey anlamazsanız hiç şaşırmam dedim.
07:25
It's all in English, and I'm going.
171
445260
3000
Herşey İngilizce ve ben gidiyorum.
07:28
(Laughter)
172
448260
2000
(Kahkahalar)
07:30
So I left them with it.
173
450260
2000
Sonuçta onları orda yalnız bıraktım.
07:32
I came back after two months,
174
452260
2000
İki ay sonra döndüğümde
07:34
and the 26 children marched in looking very, very quiet.
175
454260
2000
26 çocuk çok sessiz görünüyorlardı.
07:36
I said, "Well, did you look at any of the stuff?"
176
456260
3000
Onlara "Peki bu işe bakabildiniz mi?" dedim.
07:39
They said, "Yes, we did."
177
459260
2000
"Evet yaptık" dediler.
07:41
"Did you understand anything?" "No, nothing."
178
461260
3000
"Hiçbirşey anladınız mı?" "Hayrı hiçbirşey".
07:44
So I said,
179
464260
2000
Sonra,
07:46
"Well, how long did you practice on it
180
466260
2000
"Hiçbirşey anlamadığınızı anlamanız için
07:48
before you decided you understood nothing?"
181
468260
2000
ne kadar denediniz?" dedim.
07:50
They said, "We look at it every day."
182
470260
3000
"Hergün baktık." dediler.
07:53
So I said, "For two months, you were looking at stuff you didn't understand?"
183
473260
2000
Ben de "İki aydır hergün bakıyorsunuz ve hiçbirşey anlamıyorsunuz, öyle mi?" dedim.
07:55
So a 12 year-old girl raises her hand and says,
184
475260
2000
12 yaşındaki bir kız elini kaldırdı ve
07:57
literally,
185
477260
2000
sözel olarak
08:00
"Apart from the fact that improper replication of the DNA molecule
186
480260
3000
"DNA'nın düzensiz bölünmesinin
08:03
causes genetic disease,
187
483260
2000
genetik hastalıklara neden olduğunun
08:05
we've understood nothing else."
188
485260
2000
dışında hiçbirşey anlamadık." dedi.
08:07
(Laughter)
189
487260
2000
(Kahkahalar)
08:09
(Applause)
190
489260
7000
(Alkışlar)
08:16
(Laughter)
191
496260
3000
(Kahkahalar)
08:19
It took me three years to publish that.
192
499260
2000
Bu çalışmayı yayınlamam üç yıl sürdü.
08:21
It's just been published in the British Journal of Educational Technology.
193
501260
3000
Bu çalışma İngiliz Eğitim Teknolojileri Dergisi'nde yayınlandı.
08:24
One of the referees who refereed the paper said,
194
504260
3000
Makaleyi değerlendiren hakemlerden birisi
08:27
"It's too good to be true,"
195
507260
3000
"Doğru olmak bazen fazla iyidir" dedi
08:30
which was not very nice.
196
510260
2000
ki bu iyi birşey değildi.
08:32
Well, one of the girls had taught herself
197
512260
2000
Neyse, kızlardan birisi
08:34
to become the teacher.
198
514260
2000
kendine öğretmen olmayı öğretmişti.
08:36
And then that's her over there.
199
516260
2000
Şurda görünen o.
08:46
Remember, they don't study English.
200
526260
2000
Unutmayın onlar ingilizce çalışmıyorlar.
09:01
I edited out the last bit when I asked, "Where is the neuron?"
201
541260
3000
"Nöron nerdedir?" diye sordum,
09:04
and she says, "The neuron? The neuron,"
202
544260
2000
ve o "Nöron? Nöron?" dedi.
09:06
and then she looked and did this.
203
546260
3000
Sonra baktı ve bunu yaptı.
09:09
Whatever the expression, it was not very nice.
204
549260
3000
İfade ne olursa olsun çok iyiydi.
09:12
So their scores had gone up from zero to 30 percent,
205
552260
3000
Puanları sıfırtan yüzde otuza yükseldi,
09:15
which is an educational impossibility under the circumstances.
206
555260
3000
ki bu eğitim programlarında bir imkansızdır.
09:18
But 30 percent is not a pass.
207
558260
3000
Ama yüzde otuz geçer not değildir.
09:21
So I found that they had a friend,
208
561260
2000
Sonra, bir arkadaş bulduklarını gördüm,
09:23
a local accountant, a young girl,
209
563260
2000
genç bir kız, bir muhasebeci,
09:25
and they played football with her.
210
565260
2000
onunla futbol oynuyorlardı.
09:27
I asked that girl, "Would you teach them
211
567260
2000
O'na "Onların geçer not alması için
09:29
enough biotechnology to pass?"
212
569260
2000
biyoteknoloji öğretebilir misin?" diye sordum.
09:31
And she said, "How would I do that? I don't know the subject."
213
571260
2000
O da "Bunu nasıl yapabilirim ki? Ben kendim konuyu bilmiyorum" dedi.
09:33
I said, "No, use the method of the grandmother."
214
573260
2000
Ben de "Hayır, sadece babaanne yöntemini kullan" dedim.
09:35
She said, "What's that?"
215
575260
2000
"O ne demek? dedi.
09:37
I said, "Well, what you've got to do
216
577260
2000
"Tek yapman gereken
09:39
is stand behind them
217
579260
2000
arkalarında durmak
09:41
and admire them all the time.
218
581260
3000
ve onları sürekli takdir etmek" dedim.
09:44
Just say to them, 'That's cool. That's fantastic.
219
584260
2000
Onlara sadece "Bu harikaydı. Bu çok ilginç.
09:46
What is that? Can you do that again? Can you show me some more?'"
220
586260
3000
Bu nedir? Bunu tekrar yapabilir misin? BAna daha fazlasını gösterir misin?" de dedim.
09:49
She did that for two months.
221
589260
2000
Bunları iki ay süresince yaptı.
09:51
The scores went up to 50,
222
591260
2000
Puanları 50 ye yükseldi,
09:53
which is what the posh schools of New Delhi,
223
593260
2000
ki bu puan Yeni Delhi'nin gösterişli okullarındaki
09:55
with a trained biotechnology teacher were getting.
224
595260
3000
biyoteknoloji öğretmenlerinin yardımıyla alınan puana eşitti.
09:58
So I came back to Newcastle
225
598260
2000
Ben bu sonuçlarla
10:00
with these results
226
600260
2000
Newcastle'a döndüm
10:02
and decided
227
602260
2000
ve burada gerçekten çok
10:04
that there was something happening here
228
604260
2000
ciddi şeylerin meydana geldiğine
10:06
that definitely was getting very serious.
229
606260
3000
karar verdim.
10:10
So, having experimented in all sorts of remote places,
230
610260
3000
Uzak yerlerde yaptığım deneyle ilgili düşünmek için
10:13
I came to the most remote place that I could think of.
231
613260
3000
en uzak yere gelmiştim.
10:16
(Laughter)
232
616260
2000
(Kahkahalar)
10:19
Approximately 5,000 miles from Delhi
233
619260
3000
Delhi'den yaklaşık 5000 mil uzakta
10:22
is the little town of Gateshead.
234
622260
2000
Gateshead adlı küçük bir kasaba.
10:24
In Gateshead, I took 32 children
235
624260
3000
Gateshead'de 32 tane çocuk buldum
10:27
and I started to fine-tune the method.
236
627260
3000
ve yöntemle ilgili küçük düzeltmeleri yapmaya başladım.
10:30
I made them into groups of four.
237
630260
3000
Onları dört kişilik gruplara ayırdım.
10:33
I said, "You make your own groups of four.
238
633260
2000
Onlara "Kendi dört kişilik gruplarınızı oluşturun.
10:35
Each group of four can use one computer and not four computers."
239
635260
3000
Her grup tek bir bilgisayar kullanabilir, dört tane değil." dedim.
10:38
Remember, from the Hole in the Wall.
240
638260
3000
Duvardaki Delik'i hatırlayın.
10:41
"You can exchange groups.
241
641260
2000
"Grupları değiştirebilirsiniz.
10:43
You can walk across to another group,
242
643260
2000
Eğer kendi grubunuzu beğenmezseniz
10:45
if you don't like your group, etc.
243
645260
2000
diğer gruba geçebilirsiniz.
10:47
You can go to another group, peer over their shoulders, see what they're doing,
244
647260
3000
Diğer gruplarsaki arkadaşlarınızın neler yaptıklarına bakabilirsiniz,
10:50
come back to you own group and claim it as your own work."
245
650260
3000
ve kendi grubunuza dönüp kendi işinizmiş gibi uygulayabilirsiniz." dedim.
10:53
And I explained to them
246
653260
2000
Ve onlara birçok bilimsel araştırmanın da
10:55
that, you know, a lot of scientific research is done using that method.
247
655260
3000
bu şekilde yapıldığını söyledim.
10:58
(Laughter)
248
658260
2000
(Kahkahalar)
11:00
(Applause)
249
660260
5000
(Alkışlar)
11:07
The children enthusiastically got after me and said,
250
667260
2000
Çocuklar hevesle yanıma geldiler ve
11:09
"Now, what do you want us to do?"
251
669260
2000
"Şimdi bizden ne yapmamızı istiyorsun?" dediler.
11:11
I gave them six GCSE questions.
252
671260
3000
Onlara altı tane GCSE sorusu verdim.
11:14
The first group -- the best one --
253
674260
2000
İlk grup, en iyisiydi,
11:16
solved everything in 20 minutes.
254
676260
2000
hepsini 20 dakikada çözdüler.
11:18
The worst, in 45.
255
678260
3000
En kötüsü 45 dakikada.
11:21
They used everything that they knew --
256
681260
2000
Bildikleri her yöntemi kullandılar,
11:23
news groups, Google, Wikipedia,
257
683260
2000
yeni gruplar, Google, Wikipedia,
11:25
Ask Jeeves, etc.
258
685260
2000
Jeeves' e sorma ve benzrleri.
11:27
The teachers said, "Is this deep learning?"
259
687260
3000
Öğretmenler "Bu derinlemesine öğrenme mi?" diye sordular.
11:30
I said, "Well, let's try it.
260
690260
2000
Ben de" Deneyelim.
11:32
I'll come back after two months.
261
692260
2000
İki ay sonra geri geleceğim.
11:34
We'll give them a paper test --
262
694260
2000
Onlara kağıda yazılı sınavlar vereceğim,
11:36
no computers, no talking to each other, etc."
263
696260
2000
bilgisayar yok, birbirleriyle konuşma yok."
11:38
The average score when I'd done it with the computers and the groups
264
698260
2000
Bilgisayar ve gruplarla uygulama yaptığımda ortalama
11:40
was 76 percent.
265
700260
2000
puan yüzde 76 idi.
11:42
When I did the experiment, when I did the test,
266
702260
2000
İki ay sonra
11:44
after two months, the score
267
704260
3000
yaptığım sınavdaki
11:47
was 76 percent.
268
707260
3000
puan yüzde 76 idi.
11:50
There was photographic recall
269
710260
2000
Çocuklarda
11:52
inside the children,
270
712260
2000
fotoğrafik geriçağırma vardı,
11:54
I suspect because they're discussing with each other.
271
714260
3000
şüphelerim var çünkü birbirleriyle tartışıyorlardı.
11:57
A single child in front of a single computer
272
717260
2000
Tek bir bilgisayarın başındaki tek bir çocuk
11:59
will not do that.
273
719260
2000
bunu yapamayacaktır.
12:01
I have further results,
274
721260
2000
Zamanla inanılmaz diyebileceğim
12:03
which are almost unbelievable,
275
723260
2000
veriler
12:05
of scores which go up with time.
276
725260
2000
elde ettim.
12:07
Because their teachers say
277
727260
2000
Çünkü öğretmenlerinin dediğine göre
12:09
that after the session is over,
278
729260
2000
oturumların sonunda
12:11
the children continue to Google further.
279
731260
3000
çocuklar Google'dan tarama yapmaya devam ediyorlardı.
12:14
Here in Britain, I put out a call
280
734260
2000
Burada, İngiltere'de
12:16
for British grandmothers,
281
736260
2000
İngiliz babaannelere
12:18
after my Kuppam experiment.
282
738260
2000
deneyimden sonra bir çağrı yaptım.
12:20
Well, you know,
283
740260
2000
Biliyorsunuz,
12:22
they're very vigorous people, British grandmothers.
284
742260
2000
İngiliz babaanneler çok canlıdırlar
12:24
200 of them volunteered immediately.
285
744260
2000
200 tanesi hemen gönüllü oldu.
12:26
(Laughter)
286
746260
2000
(Kahkahalar)
12:28
The deal was that they would give me
287
748260
3000
Teklifim şuydu
12:31
one hour of broadband time,
288
751260
2000
bana haftada birgün
12:33
sitting in their homes,
289
753260
2000
evlerinde oturarak
12:35
one day in a week.
290
755260
2000
bir saatlik zaman ayrıracaklardı.
12:37
So they did that,
291
757260
2000
Bunu yaptılar.
12:39
and over the last two years,
292
759260
2000
Ve son iki yıl içinde
12:41
over 600 hours of instruction
293
761260
2000
Skype üzerinden
12:43
has happened over Skype,
294
763260
2000
600 saatlik bir uygulama yaptık,
12:45
using what my students call the granny cloud.
295
765260
3000
öğrencilerimin nine bulutu dedikleri bir uygulama.
12:48
The granny cloud sits over there.
296
768260
3000
Nine bulutu burada.
12:51
I can beam them to whichever school I want to.
297
771260
3000
İstediğim okulla paylaşabilirim.
13:00
(Video) Teacher: You can't catch me.
298
780260
2000
(Video) Öğretmen: Beni yakalayamazsın.
13:02
You say it.
299
782260
3000
Söyle.
13:05
You can't catch me.
300
785260
3000
Beni yakalayamazsın.
13:08
Children: You can't catch me.
301
788260
3000
Çocuklar: Beni yakalayamazsın.
13:11
Teacher: I'm the gingerbread man.
302
791260
3000
Öğretmen: Ben zencefilli çörek adamım.
13:14
Children: I'm the gingerbread man.
303
794260
2000
Çocuklar: Ben zencefilli çörek adamım.
13:16
Teacher: Well done. Very good ...
304
796260
2000
Öğretmen: Harika. Çok iyiyiydi.
13:24
SM: Back at Gateshead,
305
804260
2000
SM: Gateshead'de
13:26
a 10-year-old girl gets into the heart of Hinduism
306
806260
2000
10 yaşındaki bir kız 15 dakikada
13:28
in 15 minutes.
307
808260
2000
Hinduizmin kalbine ulaşabiliyor.
13:30
You know, stuff which I don't know anything about.
308
810260
3000
Biliyorsunuz, benim hiç anlamadığım bir iştir.
13:36
Two children watch a TEDTalk.
309
816260
2000
İki çocuk bir TED konuşmasını izliyorlar.
13:38
They wanted to be footballers before.
310
818260
2000
Daha önce futbolcu olmak isterlerken
13:40
After watching eight TEDTalks,
311
820260
2000
8 tane TED konuşmasını izledikten sonra
13:42
he wants to become Leonardo da Vinci.
312
822260
3000
Leonardo da Vinci olmak istiyorlar.
13:45
(Laughter)
313
825260
3000
(Kahkahalar)
13:48
(Applause)
314
828260
3000
(Alkışlar)
13:51
It's pretty simple stuff.
315
831260
2000
Bu çok basit bir iş.
13:53
This is what I'm building now --
316
833260
2000
Bu ise yeni oluşturduğum bir iş.
13:55
they're called SOLEs: Self Organized Learning Environments.
317
835260
3000
Kendi Kendine Düzenlenmiş Öğrenme Ortamları olarak adlandırılıyorlar.
13:58
The furniture is designed
318
838260
2000
Mobilyalar yapılandırılmış,
14:00
so that children can sit in front of big, powerful screens,
319
840260
3000
böylece çocuklar büyük, güçlü ekranların karşısında oturabiliyorlar,
14:03
big broadband connections, but in groups.
320
843260
3000
hızlı internet bağlantısı var, fakat grup olarak çalışıyorlar.
14:06
If they want, they can call the granny cloud.
321
846260
3000
Eğer ihtiyaç duyarlarsa nine bulutunu çağırıyorlar.
14:09
This is a SOLE in Newcastle.
322
849260
2000
Bu Newcastle'daki bir uygulama.
14:11
The mediator is from Pune, India.
323
851260
2000
Moderator Hindistan'dan.
14:13
So how far can we go? One last little bit and I'll stop.
324
853260
3000
Ne kadar daha devam edebilirim? Son olarak birşey anlatıp bitireceğim.
14:16
I went to Turin in May.
325
856260
3000
Mayıs'ta Turin'e gittim.
14:20
I sent all the teachers away from my group of 10 year-old students.
326
860260
3000
10 yaşında öğrencilerden oluşan bir grubun öğretmenlerini gönderdim.
14:24
I speak only English, they speak only Italian,
327
864260
3000
Ben sadece İngilizce onlar ise İtalyanca konuşuyorlar,
14:27
so we had no way to communicate.
328
867260
2000
yani iletişim kurmamız mümkün değil.
14:29
I started writing English questions on the blackboard.
329
869260
3000
Tahtaya İngilizce sorular yazdım.
14:33
The children looked at it and said, "What?"
330
873260
2000
Çocuklar baktı ve "Ne?" dediler.
14:35
I said, "Well, do it."
331
875260
2000
Ben" Haydi yapın" dedim.
14:37
They typed it into Google, translated it into Italian,
332
877260
3000
Google'a yazdılar ve İtalyanca'ya çevirdiler,
14:40
went back into Italian Google.
333
880260
2000
sonra tekrar İtalyanca Google'a döndüler.
14:42
Fifteen minutes later --
334
882260
3000
15 dakika sonra...
14:52
next question: where is Calcutta?
335
892260
3000
Sıradaki soru: Calcutta nerededir?
14:57
This one, they took only 10 minutes.
336
897260
3000
Bu sadece 10 dakika sürdü.
15:04
I tried a really hard one then.
337
904260
3000
Sonra gerçekten zor bir şey denedim.
15:07
Who was Pythagoras, and what did he do?
338
907260
3000
Pisagor kimdir ve ne yapmıştır?
15:12
There was silence for a while,
339
912260
2000
Bir süre sesszilik oldu,
15:14
then they said, "You've spelled it wrong.
340
914260
2000
sonra "Yanlış söyledin, doğrusu
15:16
It's Pitagora."
341
916260
3000
Pitagora olacak" dediler.
15:23
And then,
342
923260
2000
Ve sonra,
15:25
in 20 minutes,
343
925260
2000
20 dakikada
15:27
the right-angled triangles began to appear on the screens.
344
927260
2000
doğru açılı üçgenler ekranda belirmeye başladı.
15:29
This sent shivers up my spine.
345
929260
3000
Bende titremeler başladı.
15:32
These are 10 year-olds.
346
932260
2000
Bunlar 10 yaşındalar.
15:47
Text: In another 30 minutes they would reach the Theory of Relativity. And then?
347
947260
3000
Metin: Bir sonraki 30 dakikada bunlar İzafiyet teorisine ulaşabilirler. Ya sonra?
15:50
(Laughter)
348
950260
2000
(Kahkahalar)
15:52
(Applause)
349
952260
9000
(Alkışlar)
16:01
SM: So you know what's happened?
350
961260
2000
SM: Ne olduğunu biliyor musunuz?
16:03
I think we've just stumbled across
351
963260
2000
Biz, bir kendi kendini düzenleme organizasyonunu
16:05
a self-organizing system.
352
965260
2000
atladık.
16:07
A self-organizing system is one
353
967260
2000
Bu kendi kendini düzenleme organizasyonu
16:09
where a structure appears
354
969260
2000
bir yapının dışardan herhangi bir
16:11
without explicit intervention from the outside.
355
971260
3000
uygulama olmadan oluştuğu bir yapıdır.
16:14
Self-organizing systems also always show emergence,
356
974260
3000
Kendi kendini düzenleme organizasyonları
16:17
which is that the system starts to do things,
357
977260
2000
sistemlerin yapmak için üretildiği şeyler yapmaya
16:19
which it was never designed for.
358
979260
2000
başladığında ortaya çıkarlar.
16:21
Which is why you react the way you do,
359
981260
2000
Siz onlara bildiğiniz şekilde tepki verirsiniz,
16:23
because it looks impossible.
360
983260
3000
çünkü imkansız gözükürler.
16:26
I think I can make a guess now --
361
986260
3000
Sanırım artık bir tahminde bulunabilirim.
16:29
education is self-organizing system,
362
989260
2000
Eğitim, öğrenmenin bir fenomen olarak ortaya çıktığı
16:31
where learning is an emergent phenomenon.
363
991260
2000
bir kendi kendini düzenleme sistemidir.
16:33
It'll take a few years to prove it, experimentally,
364
993260
2000
Bunu deneysel olarak test etmem birkaç yıl alacak,
16:35
but I'm going to try.
365
995260
2000
ama bunu deneyeceğim.
16:37
But in the meanwhile, there is a method available.
366
997260
3000
Ama bu arada olanaklı olan bir yöntem var.
16:40
One billion children, we need 100 million mediators --
367
1000260
3000
Bir milyar çocuk için yüz milyon moderatöre ihtiyacımız var,
16:43
there are many more than that on the planet --
368
1003260
2000
gezegenimizde bunlardan çok daha fazlası var,
16:45
10 million SOLEs,
369
1005260
2000
on milyon Kendi Kendini Düzenleyen Eğitim Ortamları,
16:47
180 billion dollars and 10 years.
370
1007260
3000
yüzseksen milyar dolar ve on yıl.
16:51
We could change everything.
371
1011260
2000
Herşeyi değiştirebiliriz.
16:53
Thanks.
372
1013260
2000
Teşekkürler.
16:55
(Applause)
373
1015260
11000
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7