If I should have a daughter ... | Sarah Kay

Sarah Kay: Bir Kızım Olursa ..

6,416,502 views ・ 2011-03-21

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Diba Szamosi Gözden geçirme: Sancak Gülgen
Bir kızım olursa,
00:16
If I should have a daughter,
0
16046
2658
00:18
instead of "Mom,"
1
18728
2111
Bana anne yerine,
00:20
she's going to call me "Point B,"
2
20863
3301
B Noktası diyecek,
Çünkü bu şekilde, ne olursa olsun
00:24
because that way she knows that no matter what happens,
3
24188
2627
00:26
at least she can always find her way to me.
4
26839
2397
en azından her zaman bana ulaşmayı başarabilir.
00:29
And I'm going to paint solar systems on the backs of her hands
5
29783
3397
Ve güneş sistemini avcunun içine resmedeceğim,
böylece tüm evreni öğrenmiş olacak
00:33
so she has to learn the entire universe
6
33204
1938
00:35
before she can say, "Oh, I know that like the back of my hand."
7
35166
3094
"Ah, ben bunu avcumun içi gibi bilirim." demeden de önce.
00:38
And she's going to learn
8
38617
1619
Ve bilecek ki,
00:40
that this life will hit you hard in the face,
9
40260
2976
hayat acımadan yüzünün ortasına vuruverir,
00:43
wait for you to get back up just so it can kick you in the stomach.
10
43260
3295
ayağa kalkmanı bekler ve bu sayede midene de bi yumruk indirebilir.
00:46
But getting the wind knocked out of you
11
46579
1912
Ancak rüzgar seni sarhoş ettiğinde
00:48
is the only way to remind your lungs
12
48515
1846
ciğerlerin havanın tadını ne kadar
00:50
how much they like the taste of air.
13
50385
1851
sevdiklerini anlayabilir.
Tam burada acı var
00:53
There is hurt, here,
14
53011
1525
00:54
that cannot be fixed by Band-Aids or poetry.
15
54560
2340
yara bantları ya da şiirin iyileştiremeyeceği.
00:56
So the first time she realizes that Wonder Woman isn't coming,
16
56924
3312
Ve Süper Kahramanının
gelmeyeceğini anladığı ilk anda,
01:00
I'll make sure she knows
17
60260
1514
bilecek ki, pelerinini
01:01
she doesn't have to wear the cape all by herself,
18
61798
2399
tek başına giymek zorunda kalmayacak.
01:04
because no matter how wide you stretch your fingers,
19
64221
2490
Çünkü ellerini ne kadar açarsan aç,
01:06
your hands will always be too small
20
66735
1675
iyileştirmek istediğin acıyı yakalamak için
01:08
to catch all the pain you want to heal.
21
68434
2517
hiç bir zaman yeterince büyük olmayacak.
01:10
Believe me, I've tried.
22
70975
1979
Emin ol, denedim.
01:12
"And, baby," I'll tell her,
23
72978
1295
"Ve bebeğim" diyeceğim ona,
01:14
don't keep your nose up in the air like that.
24
74297
2118
"burnunu havada tutma öyle.
01:16
I know that trick; I've done it a million times.
25
76439
2274
Bu numarayı ben de denedim, milyonlarca kez hem de.
01:18
You're just smelling for smoke
26
78737
1499
Sadece duman kokusu almanı sağlar
01:20
so you can follow the trail back to a burning house,
27
80260
2976
onu takip edersen de yanan bir eve ulaşırsın,
01:23
so you can find the boy who lost everything in the fire
28
83260
2619
ya yangında herşeyini kaybeden çocuğu bulup
01:25
to see if you can save him.
29
85903
1332
kurtarmaya çalışırsın,
01:27
Or else find the boy who lit the fire in the first place,
30
87833
3403
ya da yangını başlatan çocuğu bulup
01:31
to see if you can change him.
31
91260
2477
onu değiştirmeye çalışırsın."
01:33
But I know she will anyway,
32
93761
1475
Ama biliyorum ki hep bildiğini yapacak,
01:35
so instead I'll always keep an extra supply
33
95260
2048
bu yüzden ona hep destek sağlayacağım
01:37
of chocolate and rain boots nearby,
34
97332
2118
çikolata ve yağmur çizmeleriyle.
01:39
because there is no heartbreak that chocolate can't fix.
35
99474
2889
Çünkü çikolatanın tamir edemeyeceği hiçbir üzüntü yoktur.
01:43
Okay, there's a few that chocolate can't fix.
36
103418
2143
Tamam, belki de bütün üzüntülere iyi gelmeyebilir,
01:45
But that's what the rain boots are for,
37
105585
2238
ama tam da bu yüzden var yağmur çizmeleri.
01:47
because rain will wash away everything, if you let it.
38
107847
3389
Çünkü izin verdiğinde yağmur yıkayıverir tüm hüzünleri.
01:51
I want her to look at the world
39
111260
1976
Ondan tabanı camlı teknesinden
01:53
through the underside of a glass-bottom boat,
40
113260
2582
aşğıdaki dünyayı izlemesini isteyeceğim,
01:55
to look through a microscope
41
115866
1370
ve mikroskopla incelemesini
01:57
at the galaxies that exist
42
117260
1976
insan zekasının ucunda
01:59
on the pinpoint of a human mind,
43
119260
2175
var olan galaksileri,
02:01
because that's the way my mom taught me.
44
121459
2008
çünkü annem de bana böyle öğretmişti,
02:03
That there'll be days like this.
45
123491
1745
böyle günlerin olabileceğini.
02:05
(Singing) There'll be days like this, my momma said.
46
125260
2976
♫ Böyle günler gelecek, demişti annem. ♫
02:08
When you open your hands to catch
47
128260
1976
Ellerini yakalamak için açıp da
02:10
and wind up with only blisters and bruises;
48
130260
2547
yakaladıkların sadece yara izleri olduğu;
02:12
when you step out of the phone booth and try to fly
49
132831
2405
telefon kulübesinden çıkıp uçmaya çalışırken
02:15
and the very people you want to save
50
135260
1877
kurtarmak istediğin insanların aslında
02:17
are the ones standing on your cape;
51
137161
1739
pelerinine basanlar olduğunu farkettiğin;
02:18
when your boots will fill with rain,
52
138924
1904
çizmelerin yağmurla dolup da,
02:20
and you'll be up to your knees in disappointment.
53
140852
2384
dizlerine kadar hayal kırıklığına gömüldüğün günler..
02:23
And those are the very days you have all the more reason to say thank you.
54
143260
3502
İşte böyle günler aslında teşekkür etmen gereken günlerdir.
02:26
Because there's nothing more beautiful
55
146786
1855
Çünkü dalgaların kumsalı öpmekten vazgeçmeyi
02:28
than the way the ocean refuses to stop kissing the shoreline,
56
148665
2861
reddetmesinden daha güzel birşey yoktur,
02:31
no matter how many times it's sent away.
57
151550
2242
kaç defa yıkıp geçtiği mühim değil.
02:33
You will put the wind in win some, lose some.
58
153816
4031
Rüzgarla bazen kazanıp, bazen kaybedeceksin.
02:37
You will put the star in starting over, and over.
59
157871
3365
Yıldızlarla
yeniden başlamayı öğreneceksin.
02:41
And no matter how many land mines erupt in a minute,
60
161260
2976
Bir dakikada silinip giden topraklara inat,
02:44
be sure your mind lands
61
164260
1626
aklın zemine sağlam basacak,
02:45
on the beauty of this funny place called life.
62
165910
2357
hayat denen komik yerin güzellik zeminine.
02:48
And yes, on a scale from one to over-trusting,
63
168291
2762
Ve evet, güven duyma skalasında
02:51
I am pretty damn naive.
64
171077
2159
oldukça safım.
02:53
But I want her to know that this world is made out of sugar.
65
173260
3499
Ama kızım bilecek ki bu dünya şekerlemeden yapıldığı için
02:56
It can crumble so easily,
66
176783
1453
çabucak parçalanabilir,
02:58
but don't be afraid to stick your tongue out and taste it.
67
178260
2976
ama dilini çıkarıp da tadına bakmaktan korkmayacak.
03:01
"Baby," I'll tell her, "remember, your momma is a worrier,
68
181260
2976
"Bebeğim," diyeceğim ona "unutma, annen bir savaşçıydı,
03:04
and your poppa is a warrior,
69
184260
1834
baban da bir savaşçı,
03:06
and you are the girl with small hands and big eyes
70
186118
2362
ve sen de minicik ellerin ve koca gözlerinle
03:08
who never stops asking for more."
71
188504
1732
daha fazlasını isteyen bir kızsın."
03:10
Remember that good things come in threes
72
190260
2579
Unutma ki iyi şeyler hep üçtür,
03:12
and so do bad things.
73
192863
1419
kötü şeyler de öyle.
03:14
Always apologize when you've done something wrong,
74
194768
2880
Ve hata yaptığında her zaman özür dile.
Ama asla gözlerindeki parıltı
03:17
but don't you ever apologize
75
197672
1381
sönmek istemediği için özür dileme.
03:19
for the way your eyes refuse to stop shining.
76
199077
2159
03:21
Your voice is small, but don't ever stop singing.
77
201260
2976
Sesin kısık olabilir ama şarkı söylemeyi bırakma.
03:24
And when they finally hand you heartache,
78
204260
1976
Ve sana kalp acıları bıraktıklarında,
03:26
when they slip war and hatred under your door
79
206260
2976
kapının altına savaş ve nefret attıklarında
03:29
and offer you handouts on street-corners
80
209260
1976
ve sokak köşelerinde ellerine
03:31
of cynicism and defeat,
81
211260
1976
kötümserlik ve yenilgi tutuşturduklarında,
03:33
you tell them that they really ought to meet your mother.
82
213260
4128
işte o zaman, onlara, gidip annenle tanışmalarını söylemelisin.
03:38
(Applause)
83
218830
1001
03:39
Thank you. Thank you.
84
219855
3381
Teşekkür ederim. Teşekkürler.
03:43
(Applause)
85
223260
3325
(Alkışlar)
Teşekkür ederim.
03:46
Thank you.
86
226609
1364
03:47
(Applause)
87
227997
2159
(Alkışlar)
03:50
Thanks.
88
230260
2009
Teşekkürler.
03:52
(Applause)
89
232293
3148
(Alkışlar)
Teşekkür ederim.
03:55
Thank you.
90
235553
1183
03:56
(Applause)
91
236760
3476
(Alkışlar)
04:00
All right, so I want you to take a moment,
92
240260
2976
Pekala, şimdi kendinize biraz zaman ayırıp,
04:03
and I want you to think of three things that you know to be true.
93
243260
3976
gerçek olduğunu bildiğiniz üç şey
düşünmenizi istiyorum.
04:07
They can be about whatever you want --
94
247260
1976
İstediğiniz herşey hakkında olabilirler --
04:09
technology, entertainment, design,
95
249260
2558
teknoloji, eğlence, tasarım,
04:11
your family, what you had for breakfast.
96
251842
1929
aileniz, kahvaltıda yedikleriniz.
04:13
The only rule is don't think too hard.
97
253795
1968
Tek şart, çok düşünmemelisiniz.
04:16
Okay, ready? Go.
98
256541
1719
Hazır mısınız? Başlayın.
04:24
Okay.
99
264982
1008
Tamam.
04:26
So here are three things I know to be true.
100
266387
2207
İşte benim doğru olduğunu bildiğim üç şey:
04:28
I know that Jean-Luc Godard was right when he said that,
101
268618
3031
Jean-Luc Godard'ın "iyi bir öykü
başı, ortası ve sonu olandır,
04:31
"A good story has a beginning, a middle and an end,
102
271673
3024
bu sırayı takip etmese bile."
04:34
although not necessarily in that order."
103
274721
2287
dediğinde haklı olduğunu biliyorum.
04:37
I know that I'm incredibly nervous and excited to be up here,
104
277032
3204
Bu sahnede olduğum için çok gergin ve heyecanlı olduğumu,
04:40
which is greatly inhibiting my ability to keep it cool.
105
280260
3001
bunun da sakinleşmemi engellediğini biliyorum.
(Kahkahalar)
04:43
(Laughter)
106
283285
1333
04:44
And I know
107
284642
1594
Ve biliyorum ki,
04:46
that I have been waiting all week to tell this joke.
108
286260
2724
bu epiriyi yapmak için bir haftadır bekliyorum.
(Kahkahalar)
04:49
(Laughter)
109
289596
1556
Bir korkuluğu neden TED'e davet etmişler?
04:51
Why was the scarecrow invited to TED?
110
291176
2174
Çünkü alanında göze çarpan oymuş.
04:54
Because he was out standing in his field.
111
294128
2413
(Kahkahalar)
04:57
(Laughter)
112
297025
2008
04:59
I'm sorry.
113
299803
1569
Özür dilerim.
05:02
Okay, so these are three things I know to be true.
114
302525
3136
Neyse, işte bunlar doğru olduğunu düşündüğüm üç şey.
05:05
But there are plenty of things I have trouble understanding.
115
305685
3183
Ancak, anlamakta zorlandığım bir çok şey de var.
05:08
So I write poems to figure things out.
116
308892
2896
Birşeyleri anlayabilmek için şiir yazıyorum.
05:12
Sometimes the only way I know how to work through something
117
312260
2810
Bazen birşeyi çözümleyebilmek için bildiğim tek yol
şiir yazmak.
05:15
is by writing a poem.
118
315094
1453
05:16
Sometimes I get to the end of the poem,
119
316571
1898
Ve bazen şiirin sonuna geldiğimde
05:18
look back and go, "Oh, that's what this is all about,"
120
318493
2527
bakıyorum ve "Ha, yani hepsi bumuymuş?" diyorum.
Bazen de şiirin sonuna geldiğimde
05:21
and sometimes I get to the end of the poem
121
321044
2017
hala bi şey anlamamış oluyorum,
05:23
and haven't solved anything,
122
323085
1335
05:24
but at least I have a new poem out of it.
123
324444
2174
ama en azından bir şiir yazmış oluyorum.
05:26
Spoken-word poetry is the art of performance poetry.
124
326642
2699
Sözel şiir, şiir performans sanatıdır.
05:29
I tell people it involves creating poetry
125
329365
2447
İnsanlara, bunun sadece kağıt üstünde
05:31
that doesn't just want to sit on paper,
126
331836
1888
oturmak istemeyen şiiri yarattığını söylerim,
05:33
that something about it demands it be heard out loud
127
333748
2809
o şiir genelde duyulmayı isteyendir,
05:36
or witnessed in person.
128
336581
1373
bizzat şahit olunmayı isteyen.
05:38
When I was a freshman in high school,
129
338509
1905
Okuldaki ilk yılımda
05:40
I was a live wire of nervous hormones.
130
340438
3798
yerinde duramayan bir tiptim.
05:44
And I was underdeveloped and over-excitable.
131
344802
3434
Tamamen gelişmemiş
ve çok heyecanlı.
05:48
And despite my fear
132
348260
1976
Ve uzun süre izlenmeye
05:50
of ever being looked at for too long,
133
350260
2166
olan korkuma rağmen,
05:52
I was fascinated by the idea of spoken-word poetry.
134
352450
3221
Sözel şiir fikrinden büyülenmiştim.
05:55
I felt that my two secret loves, poetry and theater,
135
355695
3640
En sevdiğim iki şey, şiir ve tiyatro, bir araya gelmiş ve
çocukları olmuş gibi düşünürdüm.
05:59
had come together, had a baby,
136
359359
2929
Benim tanımam gereken bir bebek.
06:02
a baby I needed to get to know.
137
362312
1665
Böylece bunu denemeye karar verdim.
06:04
So I decided to give it a try.
138
364001
1945
06:05
My first spoken-word poem,
139
365970
1904
İlk sözel şiirim,
06:07
packed with all the wisdom of a 14-year-old,
140
367898
3338
14 yaşında birinin tüm bilgisiyle donatılmış,
06:11
was about the injustice
141
371260
1976
ve kadınsı görünmemenin
06:13
of being seen as unfeminine.
142
373260
1566
haksızlığı ile ilgiliydi.
06:15
The poem was very indignant,
143
375286
2834
Şiir oldukça öfkeli ve
ve bayağı abartılıydı,
06:18
and mainly exaggerated,
144
378144
1142
06:19
but the only spoken-word poetry that I had seen up until that point
145
379310
3228
doğrusu o zamana dek duyduğum tek sözel şiir
06:22
was mainly indignant,
146
382562
1674
öfke doluydu,
06:24
so I thought that's what was expected of me.
147
384260
2334
bu yüzden benden beklenenin bu olduğunu düşündüm.
06:26
The first time that I performed,
148
386618
1618
Şiiri ilk okuduğumda
06:28
the audience of teenagers hooted and hollered their sympathy,
149
388260
3489
gençlerden oluşan izleyici bağırıp çağırmaya başladı,
06:31
and when I came off the stage, I was shaking.
150
391773
2463
sahneden indiğimde hala titriyordum.
06:34
I felt this tap on my shoulder,
151
394260
1887
Omzuma biri dokundu,
06:36
and I turned around to see
152
396171
1556
dönüp baktığımda
06:37
this giant girl in a hoodie sweatshirt emerge from the crowd.
153
397751
2911
kapüşonlu kazağı olan kocaman bir kız bana doğru yürüdü.
06:40
She was maybe eight feet tall
154
400686
1415
Boyu iki buçuk metre falandı heralde,
06:42
and looked like she could beat me up with one hand,
155
402125
2458
ve tek eliyle beni yere yapıştırabilirmiş gibi görünüyordu,
06:44
but instead she just nodded at me and said,
156
404607
3077
ama bunun yerine başını salladı ve
"Hey, gerçekten güzeldi. Teşekkürler." dedi.
06:47
"Hey, I really felt that. Thanks."
157
407790
1683
Bir aydınlanma oldu.
06:50
And lightning struck.
158
410774
1167
Artık işin içindeydim.
06:52
I was hooked.
159
412234
1271
06:53
I discovered this bar on Manhattan's Lower East Side
160
413731
3268
Manhattan'ın Aşağı Doğu Yakasında bir bar keşfettim
haftada bir şiir gecesi düzenliyordu,
06:57
that hosted a weekly poetry open Mic,
161
417023
2213
06:59
and my bewildered, but supportive, parents took me
162
419260
2976
şaşkına dönmüştüm ama destekçi anne ve babam
07:02
to soak in every ounce of spoken word that I could.
163
422260
2976
dile dökebildiğim her mısrada boğulmam için beni oraya götürdüler.
07:05
I was the youngest by at least a decade,
164
425260
2976
En az 10 yıl farkla bardaki en genç bendim,
07:08
but somehow the poets at the Bowery Poetry Club
165
428260
2976
ama bir şekilde Bowery Şiir Kulübü'ndeki şairler
07:11
didn't seem bothered by the 14-year-old wandering about.
166
431260
3221
14 yaşında ortalarda dolanan bu kızdan rahatsız olmadılar --
07:14
In fact, they welcomed me.
167
434505
1525
hatta, beni aralarına aldılar.
07:16
And it was here, listening to these poets share their stories,
168
436054
2937
Ve orada hikayelerini paylaşan şairleri dinlerken
sözel şiirin öfkeyle dolu olması gerekmediğini öğrendim,
07:19
that I learned that spoken-word poetry didn't have to be indignant,
169
439015
3183
neşe ya da acıyla ilgili,
07:22
it could be fun or painful
170
442222
2320
07:24
or serious or silly.
171
444566
1936
ciddi ya da aptalca olabilirdi.
07:26
The Bowery Poetry Club became my classroom and my home,
172
446526
3254
Bowery Şiir Kulübü evim ve okulum haline geldi.
07:29
and the poets who performed
173
449804
1636
Şiirlerini okuyan her şair
07:31
encouraged me to share my stories as well.
174
451464
2380
hikayelerimi paylaşmam için beni yüreklendiriyordu.
07:33
Never mind the fact that I was 14.
175
453868
1889
14 yaşımda olduğuma bakmadan --
07:35
They told me, "Write about being 14."
176
455781
2455
bana "14 yaşında olmakla ilgili yaz" dediler.
07:38
So I did and stood amazed every week
177
458900
2079
Öylede yaptım ve her hafta
bu yetişkin müthiş şairler benimle birlikte gülüp
07:41
when these brilliant, grown-up poets
178
461003
2233
07:43
laughed with me and groaned their sympathy
179
463260
2001
acılarını dile getirdiklerinde ve beni alkışlayıp
07:45
and clapped and told me, "Hey, I really felt that too."
180
465285
3303
"Ben de hissetim, çok iyiydi." dediklerinde şaşırıp kaldım.
07:49
Now I can divide my spoken-word journey
181
469421
3242
Şimdi sözel şiir seyahatimi
07:52
into three steps.
182
472687
1549
üç adıma ayırabilirim.
07:54
Step one was the moment I said,
183
474260
1817
İlki, "Yapabilirim. Bunu yapabilirim"
07:56
"I can. I can do this."
184
476101
2135
dediğim andı.
07:58
And that was thanks to a girl in a hoodie.
185
478260
2187
Bu da, o kapüşonlu koca kız sayesindeydi.
08:00
Step two was the moment I said,
186
480471
2055
İkincisi, "Buna devam edeceğim,
08:02
"I will. I will continue.
187
482550
2084
Sözel şiiri seviyorum,
08:04
I love spoken word. I will keep coming back week after week."
188
484742
2880
ve her hafta buraya gelmeye devam edeceğim." dediğim andı.
08:07
And step three began
189
487646
1590
Ve üçüncü adımı
08:09
when I realized I didn't have to write indignant poems,
190
489260
2800
tabi asıl hissettiğim bu değilse, öfkeyle dolu şiirler yazmak zorunda olmadığımı
anladığım zaman attım.
08:12
if that's not what I was.
191
492084
1398
08:13
There were things that were specific to me,
192
493506
2165
Bana özel gelen şeyler de vardı,
08:15
and the more that I focused on those things,
193
495695
2541
bunlara ne kadar odaklanırsam,
08:18
the weirder my poetry got,
194
498260
1976
şiirlerimin o kadar tuhaflaşıp,
08:20
but the more that it felt like mine.
195
500260
1976
bir o kadar da gerçekten benimmiş gibi hissettiriyordu.
08:22
It's not just the adage "Write what you know."
196
502260
3698
Şu ünlü "bildiğini yaz" sözü değil bu,
08:25
It's about gathering up all of the knowledge and experience
197
505982
2825
bu aslında, şimdiye dek biriktirdiğin tüm bilgini ve deneyimini
08:28
you've collected up to now
198
508831
1611
bir araya getirmek
08:30
to help you dive into the things you don't know.
199
510466
2739
ve bilmediğin şeylerin arasına dalmakla ilgili.
08:33
I use poetry to help me work through what I don't understand,
200
513229
2883
Ben şiiri anlamadığım şeylerin üstesinden gelmek için kullanıyorum,
ama her yeni şiire
08:36
but I show up to each new poem
201
516136
1945
daha önce bulunduğum heryerle dolu
08:38
with a backpack full of everywhere else that I've been.
202
518105
3131
bir çantayla başlıyorum.
08:41
When I got to university, I met a fellow poet
203
521726
2725
Universiteye başladığımda, benim gibi
08:44
who shared my belief in the magic of spoken-word poetry.
204
524475
3492
sözlü şiirin büyüsüne inanan bir şairle tanıştım.
08:47
And actually, Phil Kaye and I
205
527991
1994
Ve aslında Phil Kaye ve benim
soyadlarımız tesadüfen aynı.
08:50
coincidentally also share the same last name.
206
530009
2593
08:52
When I was in high school I had created Project V.O.I.C.E.
207
532626
2735
Lisedeyken V.O.I.C.E projesini başlatmıştım
08:55
as a way to encourage my friends to do spoken word with me.
208
535385
2851
arkadaşlarımı sözel şiire yüreklendirmek için.
08:58
But Phil and I decided to reinvent Project V.O.I.C.E.,
209
538260
2976
Ama Phil ve ben V.O.I.C.E projesini yeniden düzenledik --
09:01
this time changing the mission
210
541260
1976
bu sefer farklı bir amaçla,
09:03
to using spoken-word poetry as a way to entertain,
211
543260
2976
sözel şiirin eğlendirmek, eğitmek ve ilham vermek
09:06
educate and inspire.
212
546260
1976
için kullanmak amacıyla.
09:08
We stayed full-time students, but in between we traveled,
213
548260
2715
Tam zamanlı öğrenciliğe devam ettik ama arada
09:10
performing and teaching
214
550999
1828
seyahatlere çıktık ve
09:12
nine-year-olds to MFA candidates,
215
552851
2384
9 yaşındakilerden, MFA adaylarına
09:15
from California to Indiana to India
216
555259
3346
Kaliforniya'dan Indiana'ya hatta Hindistan'a
09:18
to a public high school just up the street from campus.
217
558629
2607
ya da kampüsün az ilerisindeki liseye kadar heryerde şiirler okuduk.
09:21
And we saw over and over
218
561260
1977
Ve her seferinde
09:23
the way that spoken-word poetry
219
563261
1975
sözel şiirin kilitleri nasıl da
09:25
cracks open locks.
220
565260
1415
açtığını gördük.
09:27
But it turns out sometimes, poetry can be really scary.
221
567361
4119
Ancak bazen de şiirin gerçekten
korkutucu olduğu ortaya çıkıyor.
Bazen de
09:32
Turns out sometimes,
222
572083
1492
09:33
you have to trick teenagers into writing poetry.
223
573599
2637
gençleri şiir yazmaları için kandırmanız gerekiyor.
09:36
So I came up with lists. Everyone can write lists.
224
576260
3465
Ben de listeler uydurdum. Herkes liste yapabilir.
09:39
And the first list that I assign
225
579749
2026
Ve uyguladığım ilk liste
09:41
is "10 Things I Know to be True."
226
581799
2680
"Doğru olduğunu bildiğiniz 10 şey"di.
İşte eğer listelerimizi sesli olarak paylaşsaydık
09:45
And here's what happens, you would discover it too
227
585082
2356
09:47
if we all started sharing our lists out loud.
228
587462
2119
keşfedeceğiniz çok şey olurdu.
09:49
At a certain point, you would realize that someone has the exact same thing,
229
589605
5330
İlk olarak farkederdiniz ki
birileri de sizinkiyle aynı şeyi
09:54
or one thing very similar,
230
594959
1977
ya da çok benzer bir şeyi,
09:56
to something on your list.
231
596960
1276
listesine yazmış..
09:58
And then someone else
232
598260
1976
Ve sonra başka birileri de
10:00
has something the complete opposite of yours.
233
600260
2570
sizinkiyle tamamen zıt olanı.
10:03
Third, someone has something you've never even heard of before.
234
603260
3000
Üçüncü olarak, birilerinin daha önce hiç duymadığınız bi şeyleri.
10:06
Fourth, someone has something you thought you knew everything about,
235
606284
3445
Dördüncü olarak, sizin çok iyi bildiğinizi sandığınız bir şeyi
10:09
but they're introducing a new angle of looking at it.
236
609753
2483
farklı bir açıdan bakarak yazdığını farkedersiniz.
10:12
And I tell people that this is where great stories start from --
237
612260
3048
Ve ben isanlara iyi bir hikayenin burada başladığını söylüyorum --
10:15
these four intersections
238
615332
2128
sizin tutkuyla bağlı olduğunuz
10:17
of what you're passionate about
239
617484
1752
ve diğerlerinin yatırım yapmış olabileceği
10:19
and what others might be invested in.
240
619260
2383
dört kesişim noktasından.
10:21
And most people respond really well to this exercise.
241
621667
2569
Ve çoğu insan bu egzersizi çok seviyor.
10:24
But one of my students, a freshman named Charlotte,
242
624936
2445
Ancak, öğrencilerimden biri, Charlotte adında birinci sınıf öğrencisi,
10:27
was not convinced.
243
627405
1460
pek de ikna olmamıştı.
10:29
Charlotte was very good at writing lists, but she refused to write any poems.
244
629301
3626
Charlotte liste hazırlamakta çok başarılıydı ama şiir yazmayı hep reddediyordu.
10:32
"Miss," she'd say, "I'm just not interesting.
245
632951
2288
"Hocam," diyordu "Çok da ilginç biri değilim.
10:35
I don't have anything interesting to say."
246
635263
2427
Söyleyecek pek ilginç sözüm yok."
10:38
So I assigned her list after list,
247
638371
1865
Ben de ona liste üstüne liste yazdırdım,
10:40
and one day I assigned the list
248
640260
1651
en sonunda da yeni bir liste:
10:41
"10 Things I Should Have Learned by Now."
249
641935
1976
"Şimdiye kadar öğrenmiş olmam gereken 10 şey."
10:44
Number three on Charlotte's list was,
250
644553
1910
Charlotte'un listesindeki üç numara şuydu,
10:46
"I should have learned not to crush on guys
251
646487
2017
"Kendimden üç kat yaşlı erkeklere aşık olmamayı
10:48
three times my age."
252
648528
1475
öğrenmiş olmalıydım."
10:50
I asked her what that meant,
253
650955
1373
Ne demek istediğini sorduğumda
10:52
and she said, "Miss, it's kind of a long story."
254
652352
2438
"Hocam, bu uzun bi hikaye" dedi.
10:54
And I said, "Charlotte, it sounds pretty interesting to me."
255
654814
2824
Ben de " Charlotte, bana çok ilgi çekici göründü." dedim.
10:57
And so she wrote her first poem,
256
657662
1754
Ve böylece ilk şiirini yazdı,
10:59
a love poem unlike any I had ever heard before.
257
659440
3577
şimdiye kadar duyduklarıma hiç benzemeyen bir aşk şiiri.
Şiir şöyle başlıyor,
11:03
And the poem began,
258
663041
2421
11:05
"Anderson Cooper is a gorgeous man."
259
665486
2118
"Anderson Cooper muhteşem bi adamdır."
11:07
(Laughter)
260
667628
2469
(Kahkahalar)
"Onu hiç 60 dakikada,
11:10
"Did you see him on 60 Minutes,
261
670121
1617
11:11
racing Michael Phelps in a pool --
262
671762
1780
havuzda Michael Phelps'le yarışırken --
11:13
nothing but swim trunks on --
263
673566
1670
sadece mayosu üstündeyken --
11:15
diving in the water, determined to beat this swimming champion?
264
675260
3132
suya dalıp, bu yüzme şampiyonunu geçmeye çalışırken gördünüz mü?
Yarışma sonrası, ıslak, bulut beyazı saçlarını savurarak
11:18
After the race, he tossed his wet, cloud-white hair
265
678416
2389
11:20
and said, 'You're a god.'
266
680829
1259
"Sen tanrısın" dediğini?
11:22
No, Anderson, you're the god."
267
682112
2124
Yo Anderson, asıl tanrı sensin."
11:24
(Laughter)
268
684260
1976
(Kahkahalar)
11:26
(Applause)
269
686260
3873
(Alkışlar)
11:30
Now, I know that the number one rule to being cool
270
690260
3792
Şimdi biliyorum ki, havalı olmanın birinci kuralı
etkilenmemiş gibi görünüp
11:34
is to seem unfazed,
271
694076
1887
11:35
to never admit that anything scares you
272
695987
3196
sizi birşeylerin korkuttuğunu, etkilediğini ya da
heyecanlandırdığını asla itiraf etmemekmiş.
11:39
or impresses you or excites you.
273
699207
1609
11:40
Somebody once told me
274
700840
1396
Bi defasında bir bana
11:42
it's like walking through life like this.
275
702260
2149
hayat boyu şu şekilde yürümekten bahsetti.
11:44
You protect yourself
276
704433
1374
Kendinizi ortaya çıkabilecek acılar ve
11:45
from all the unexpected miseries or hurt that might show up.
277
705831
3238
ızdıraplardan bu şekilde korursunuz.
11:49
But I try to walk through life like this.
278
709093
2630
Bense hayatta böyle yürümeyi tercih ediyorum.
11:51
And yes, that means catching all of those miseries and hurt,
279
711747
2867
Ve evet, bu acı ve ızdırapları yakalamak anlamına geliyor,
11:54
but it also means that when beautiful, amazing things
280
714638
3726
ama ayrıca güzel ve büyüleyici şeyleri de.
gökten düştüklerinde,
11:58
just fall out of the sky,
281
718388
1417
11:59
I'm ready to catch them.
282
719829
1407
onları yakalamaya hazırım.
12:01
I use spoken word to help my students
283
721260
2381
Sözel şiiri öğrencilerime merakı yeniden keşfetmelerine
12:03
rediscover wonder,
284
723665
1571
yardım etmek için kullanıyorum,
12:05
to fight their instincts to be cool and unfazed
285
725260
2766
havalı ya da etkilenmemiş gibi görünme güdülerini engellemek için
12:08
and, instead, actively pursue being engaged with what goes on around them,
286
728050
3515
ve bunun yerine etrafta olan bitenle iç içe olabilmeleri için,
12:11
so that they can reinterpret and create something from it.
287
731589
3293
işte bu sayede olanları yeniden yorumlayıp bir şeyler üretebilirler.
12:14
It's not that I think that spoken-word poetry
288
734906
2293
Sözel şiirin ideal sanat şekli falan olduğunu
söylemiyorum.
12:17
is the ideal art form.
289
737223
1476
12:18
I'm always trying to find the best way to tell each story.
290
738723
3135
Ben her zaman bir öyküyü en iyi şekilde anlatmaya çalışıyorum.
12:21
I write musicals; I make short films alongside my poems.
291
741882
3025
Şiirin yanı sıra müzikaller ve kısa filmler de yapıyorum.
12:24
But I teach spoken-word poetry
292
744931
2174
Sözel şiiri öğretiyorum
çünkü ulaşılması mümkün.
12:27
because it's accessible.
293
747129
1945
Herkesin nota okuma becerisi,
12:29
Not everyone can read music or owns a camera,
294
749098
3448
ya da kameraları olmayabilir
12:32
but everyone can communicate in some way,
295
752570
2365
ama herkes bir şekilde iletişime girmek zorunda,
12:34
and everyone has stories that the rest of us can learn from.
296
754959
3777
ve herkesin bize birşeyler öğretebilecek
bir hikayesi var.
12:38
Plus, spoken-word poetry allows for immediate connection.
297
758760
3232
Ayrıca, sözel şiir anlık bağlantılar yaratabilir.
İnsanlar sık sık yalnız olduklarını düşünürler
12:42
It's not uncommon to feel like you're alone
298
762016
2195
ya da kimsenin onları anlamadığını,
12:44
or that nobody understands you,
299
764235
1593
12:45
but spoken word teaches
300
765852
1384
ama sözel şiir onlara
12:47
that if you have the ability to express yourself
301
767260
2731
eğer kendini açıklama yeteneğin ve
12:50
and the courage to present those stories and opinions,
302
770015
2817
fikirlerinle hikayeni anlatma cesaretin varsa
12:52
you could be rewarded
303
772856
1380
bir oda dolusu dostla
12:54
with a room full of your peers,
304
774260
1976
ya da seni dinleyen bir toplulukla
12:56
or your community, who will listen.
305
776260
2286
ödüllendirileceklerini öğretir.
12:58
And maybe even a giant girl in a hoodie
306
778570
2295
Belki kapüşonlu koca bir kız gelip
13:00
who will connect with what you've shared.
307
780889
2046
paylaştığınız şeyi hissettiğini söyleyecektir.
13:02
And that is an amazing realization to have,
308
782959
2277
Ve bu farkına varılacak büyüleyici bir şeydir,
13:05
especially when you're 14.
309
785260
1846
özellikle 14 yaşındaysanız.
13:07
Plus, now with YouTube,
310
787726
1510
Ayrıca, şimdi youtube sayesinde,
13:09
that connection's not even limited to the room we're in.
311
789260
2642
bağlantılarımız içinde bulunduğumuz odadakilerle sınırlı değil.
13:11
I'm so lucky that there's this archive of performances
312
791926
3222
Öğrencilerimle paylaşabileceğim bir performans arşivim
olduğu için çok şanslıyım.
13:15
that I can share with my students.
313
795172
1664
13:16
It allows for even more opportunities
314
796860
2445
Bu onlara bağlantı kurabilecekleri
şiir ya da şair bulabilme
13:19
for them to find a poet or a poem that they connect to.
315
799329
3403
olanağını sağlıyor.
13:23
Once you've figured this out,
316
803127
2467
Bir kere farkettiğinizde
13:25
it is tempting to keep writing the same poem,
317
805618
2143
aynı tür şiiri yazmak işten değil,
13:27
or keep telling the same story, over and over,
318
807785
2183
ya da aynı hikayeyi tekrar tekrar anlatmak,
13:29
once you've figured out that it will gain you applause.
319
809992
2579
bu türün size alkış getireceğini farkettiğinizde.
13:32
It's not enough to just teach that you can express yourself.
320
812595
2983
Yani kendini ifade etmeyi öğretmek yeterli olmuyor;
13:35
You have to grow and explore
321
815602
1634
aynı zamanda büyüyüp keşfetmeyi
13:37
and take risks and challenge yourself.
322
817260
2297
risk alıp kendine meydan okumayı da öğrenmelisin.
13:39
And that is step three:
323
819581
2655
Bu da üçüncü adım:
13:42
infusing the work you're doing
324
822260
1976
sizi siz yapan özel şeylerle
13:44
with the specific things that make you you,
325
824260
2048
yaptığınız işi harmanlamak,
13:46
even while those things are always changing.
326
826332
2330
bunların her zaman değiştiğini bilseniz bile.
13:48
Because step three never ends.
327
828969
2431
Çünkü üçüncü adım asla bitmez.
13:51
But you don't get to start on step three,
328
831809
2004
Ancak üçüncü adıma geçmeniz için,
13:53
until you take step one first:
329
833837
2164
birinci adımı atmanız gerekir: "Yapabilirim."
13:56
"I can."
330
836025
1013
Ders verirken çok seyahat ederim,
13:57
I travel a lot while I'm teaching,
331
837062
1722
13:58
and I don't always get to watch all of my students reach their step three,
332
838808
3502
ve her zaman öğrencilerimin üçüncü adıma ulaştığını göremeyebilirim,
ama Charlotte konusunda şanslıydım,
14:02
but I was very lucky with Charlotte,
333
842334
1718
seyahatinin benimki gibi başladığını izleyebildim.
14:04
that I got to watch her journey unfold the way it did.
334
844076
2640
14:06
I watched her realize
335
846740
1332
Onun,
14:08
that, by putting the things that she knows to be true into the work she's doing,
336
848096
3776
bildiği şeyleri yaptığı işe katarak
14:11
she can create poems that only Charlotte can write,
337
851896
2440
gözbebekleri, asansörler ve Kaşif Dora'yla ilgili --
14:14
about eyeballs and elevators and Dora the Explorer.
338
854360
2939
sadece Charlotte gibi şiir yazabileceğini farketmesini izledim.
14:17
And I'm trying to tell stories only I can tell --
339
857672
2341
Ve ben de sadece benim anlatabileceğim bunun gibi
öyküler anlatıyorum.
14:20
like this story.
340
860037
1199
14:21
I spent a lot of time thinking about the best way to tell this story,
341
861260
3264
Bu öyküyü en iyi nasıl anlatabileceğimi günlerce düşünüyorum,
14:24
and I wondered if the best way
342
864548
1442
acaba en iyi yol
14:26
was going to be a PowerPoint, a short film --
343
866014
2103
PowerPoint ya da kısa bir film mi olurdu --
14:28
And where exactly was the beginning, the middle or the end?
344
868141
2777
ve acaba bu öykünün başı, ortası ve sonu nerede?
14:30
I wondered whether I'd get to the end of this talk
345
870942
2373
Ve acaba bu konuşmanın sonuna gelip
14:33
and finally have figured it all out, or not.
346
873339
2554
herşeyi anlayabilmiş olacak mıyım?
14:36
And I always thought that my beginning was at the Bowery Poetry Club,
347
876568
3264
Ve her zaman başladığım yerin Bowery Şiir Kulübü olduğunu sanardım,
ama sanırım bu çok daha önceydi.
14:39
but it's possible that it was much earlier.
348
879856
2076
14:41
In preparing for TED,
349
881956
1280
TED'e hazırlanırken,
14:43
I discovered this diary page in an old journal.
350
883260
2239
eski bir günlükte şu sayfayı buldum.
14:45
I think December 54th was probably supposed to be 24th.
351
885523
3182
Sanırım Aralık 54 derken 24'ünü kastetmişim.
14:49
It's clear that when I was a child,
352
889260
1976
Belli ki, çocukken
14:51
I definitely walked through life like this.
353
891260
2253
hayatta şu şekilde yürüyormuşum.
14:53
I think that we all did.
354
893537
1310
Sanırım hepimiz öyle yaptık.
14:55
I would like to help others rediscover that wonder --
355
895323
2913
Başkalarına merakı yeniden keşfetmeleri
14:58
to want to engage with it, to want to learn,
356
898260
2465
öğrenmek istemeleri ve onunla içiçe girebilmeleri,
15:00
to want to share what they've learned,
357
900749
1887
öğrendiklerini ve doğru olduğunu farkettikleri
15:02
what they've figured out to be true
358
902660
1676
doğru olduğunu farkettikleri
15:04
and what they're still figuring out.
359
904360
1976
paylaşmaları için yardım etmek istiyorum.
15:06
So I'd like to close with this poem.
360
906360
2162
Bu yüzden kapanışı bu şiirle yapacağım.
Hiroşima bombalandığında,
15:10
When they bombed Hiroshima,
361
910066
2581
15:12
the explosion formed a mini-supernova,
362
912671
3055
Patlama minik bir süpernova oluşturdu,
15:15
so every living animal, human or plant
363
915750
3054
ve yaşayan her hayvan, insan ya da bitki
15:18
that received direct contact with the rays from that sun
364
918828
3678
güneş ışınlarıyla olan
doğrudan bağlantısı olan her canlı
15:22
was instantly turned to ash.
365
922530
1596
aniden küle dönüştü.
15:24
And what was left of the city soon followed.
366
924412
2089
Ve şehirden arta kalan ne varsa onlar da.
15:26
The long-lasting damage of nuclear radiation
367
926525
2404
Nükleer radyasyonun kalıcı zararı
15:28
caused an entire city and its population
368
928953
2917
tüm şehri ve içindekileri
15:31
to turn into powder.
369
931894
1844
toza çevirdi.
15:34
When I was born, my mom says I looked around the whole hospital room
370
934406
3613
Doğduğumda, hastane odasını inceleyen gözlerimde, diyor annem
"Bu mu? Bunu daha önce de yapmıştım." gibisinden bir bakış varmış.
15:38
with a stare that said, "This? I've done this before."
371
938043
3193
15:41
She says I have old eyes.
372
941684
1654
Dediğini göre gözlerim yaşlıymış.
15:43
When my Grandpa Genji died, I was only five years old,
373
943600
2636
Büyükbabam Genji öldüğünde, sadece beş yaşındaydım,
15:46
but I took my mom by the hand and told her,
374
946260
2149
annemi elinden tutup da dediğim
15:48
"Don't worry, he'll come back as a baby."
375
948433
2540
"Üzülme, bir bebek olarak geri gelecek." sözü
15:51
And yet, for someone who's apparently done this already,
376
951544
3164
hiç de 'bunu daha önce de yapmış' birine göre değildi.
15:54
I still haven't figured anything out yet.
377
954732
2504
Belli ki henüz herşeyi çözememişim.
15:57
My knees still buckle every time I get on a stage.
378
957260
2976
Sahneye çıktığımda dizlerim hala titriyor.
16:00
My self-confidence can be measured out
379
960260
1976
Kendime güvenimi bir çaykaşığıyla ölçüp
16:02
in teaspoons mixed into my poetry,
380
962260
1976
şiirime karıştırdığımda,
16:04
and it still always tastes funny in my mouth.
381
964260
2976
ağzımda hala garip bir tat bırakıyor.
16:07
But in Hiroshima, some people were wiped clean away,
382
967562
3221
Ama Hiroşima'da, bazı insanlar silinip gitti,
16:10
leaving only a wristwatch or a diary page.
383
970807
2754
geride sadece bi kol saati ya da günlük sayfası bırakarak.
16:13
So no matter that I have inhibitions to fill all my pockets,
384
973585
3432
Ceplerime doldurduğum onca çekinceye rağmen,
yine de deniyorum,
16:17
I keep trying,
385
977041
1195
16:18
hoping that one day I'll write a poem
386
978260
1976
umut ediyorum ki bir gün
16:20
I can be proud to let sit in a museum exhibit
387
980260
2143
var olduğumun kanıtı olarak bi müzede sergilenebilecek
16:22
as the only proof I existed.
388
982427
2237
bir şiir yazabilirim.
Ailem bana Sarah adını vermiş,
16:25
My parents named me Sarah, which is a biblical name.
389
985115
3121
kutsal bir ad.
16:28
In the original story, God told Sarah she could do something impossible, and --
390
988260
4357
İncilde dediğine göre Tanrı Sarah'ya imkansız birşeyler yapabileceğini söylemiş
O da gülmüş,
16:33
she laughed,
391
993085
1254
16:34
because the first Sarah,
392
994363
1577
çünkü ilk Sarah,
16:35
she didn't know what to do with impossible.
393
995964
2344
imkansızla ne yapılabileceğini bilmiyormuş.
16:38
And me?
394
998332
1200
Ben mi? Hayır, ben de bilmiyorum,
16:39
Well, neither do I,
395
999716
1520
16:41
but I see the impossible every day.
396
1001260
1976
ama imkansızı hergün görüyorum.
16:43
Impossible is trying to connect in this world,
397
1003260
2905
İmkansız bu dünyayla bağlantı kurmaktır,
16:46
trying to hold onto others while things are blowing up around you,
398
1006189
3104
etrafınızda birşeyler uçup giderken, başkalarına tutunmaktır,
siz konuşurken sadece sıralarını
16:49
knowing that while you're speaking,
399
1009317
1676
beklemeyen -- sizi dinleyen insanlara.
16:51
they aren't just waiting for their turn to talk -- they hear you.
400
1011017
3058
Sizin hissettiğinizin aynısını
16:54
They feel exactly what you feel
401
1014099
1491
16:55
at the same time that you feel it.
402
1015614
1622
aynı zamanda hisseden insanlara.
16:57
It's what I strive for every time I open my mouth --
403
1017260
2477
Ağzımı her açışımda kurmaya uğraştığım
16:59
that impossible connection.
404
1019761
2080
o imkansız bağlantı işte bu.
17:01
There's this piece of wall in Hiroshima
405
1021865
2371
Hiroşima'da bir duvar var
17:04
that was completely burnt black by the radiation.
406
1024260
2742
radyasyondan tamamen kararmış.
17:07
But on the front step, a person who was sitting there
407
1027026
2674
Ama bir adım önünde, oturmakta olan birisi
17:09
blocked the rays from hitting the stone.
408
1029724
2270
ışınların oraya vurmasını engellemiş.
Orada geriye kalan tek şey
17:12
The only thing left now
409
1032018
1218
17:13
is a permanent shadow of positive light.
410
1033260
2508
pozitif ışığın kalıcı gölgesi.
İlk bombadan sonra,
17:16
After the A-bomb,
411
1036185
1051
17:17
specialists said it would take 75 years
412
1037260
2588
uzmanların dediğine göre 75 yıl gerekliymiş
17:19
for the radiation-damaged soil of Hiroshima City
413
1039872
2364
Hiroşima'nın radyasyondan ölen toprağının
17:22
to ever grow anything again.
414
1042260
1976
yeniden yeşerebilmesi için.
17:24
But that spring, there were new buds popping up from the earth.
415
1044260
3365
Ama bu baharda, topraktan fırlayan yeni tomurcuklar gördüm.
17:27
When I meet you, in that moment,
416
1047649
2003
Sizinle tanıştığım şu an
17:29
I'm no longer a part of your future.
417
1049676
1836
artık sizin geleceğinizin bi parçası olamam.
17:31
I start quickly becoming part of your past.
418
1051536
2239
Hızla geçmişinize dönüşüyorum.
17:33
But in that instant, I get to share your present.
419
1053799
2437
Ama sadece şu an, şimdiki zamanınızı paylaşıyorum.
17:36
And you, you get to share mine.
420
1056260
1976
Ve siz, siz de benimkini.
17:38
And that is the greatest present of all.
421
1058260
1976
Ve bu yaşayabileceğiniz en iyi an.
17:40
So if you tell me I can do the impossible --
422
1060260
2262
Eğer bana imkansızı yapabileceğimi söylerseniz,
herhalde size gülerim.
17:43
I'll probably laugh at you.
423
1063154
1494
17:44
I don't know if I can change the world yet,
424
1064672
2088
Dünyayı değiştirebilir miyim bilmiyorum henüz,
17:46
because I don't know that much about it --
425
1066784
2019
çünkü dünyayı o kadar da iyi tanımıyorum --
17:48
and I don't know that much about reincarnation either,
426
1068827
2590
reenkarnasyonu da pek bilmiyorum,
ama beni yeterince güldürebilirseniz,
17:51
but if you make me laugh hard enough,
427
1071441
1844
hangi yüzyılda olduğumu unutabilirim.
17:53
sometimes I forget what century I'm in.
428
1073309
2228
17:55
This isn't my first time here. This isn't my last time here.
429
1075561
3459
Buraya ilk kez gelmiyorum. Buraya son gelişim de değil.
Paylaşacağım son sözler de değil bunlar.
17:59
These aren't the last words I'll share.
430
1079044
1912
18:00
But just in case, I'm trying my hardest
431
1080980
2256
Ama yine de, bu kez doğrusunu yapmak için
18:03
to get it right this time around.
432
1083260
2411
çok uğraşıyorum.
18:06
Thank you.
433
1086156
1103
Teşekkür ederim.
18:07
(Applause)
434
1087283
1830
(Alkışlar)
18:09
Thank you.
435
1089137
1032
18:10
(Applause)
436
1090193
3233
Teşekkür ederim.
18:13
Thank you.
437
1093450
1147
18:14
(Applause)
438
1094621
2837
(Alkışlar)
Teşekkür ederim.
18:17
Thank you.
439
1097482
1120
18:18
(Applause)
440
1098626
2324
(Alkışlar)

Original video on YouTube.com
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7