Birke Baehr: What's wrong with our food system

Birke Baehr: Gıda sistemimizin nesi var?

41,259 views ・ 2010-11-30

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Sancak Gülgen Gözden geçirme: Naz Beykan
00:16
Hello. My name is Birke Baehr,
0
16260
2000
Merhaba. İsmim Birke Baehr,
00:18
and I'm 11 years old.
1
18260
2000
ve 11 yaşındayım.
00:20
I came here today to talk about what's wrong with our food system.
2
20260
3000
Bugün buraya gıda sistemimizde yanlış olanın ne olduğunu konuşmaya geldim.
00:23
First of all, I would like to say
3
23260
2000
İlk olarak çocukların,
00:25
that I'm really amazed at how easily kids are led to believe
4
25260
3000
televizyondaki, devlet okullarındaki ve hemen hemen baktığınız diğer her yerdeki
00:28
all the marketing and advertising
5
28260
2000
tüm bu pazarlama ve reklamlarla
00:30
on TV, at public schools
6
30260
2000
nasıl da kolayca inandırıldıklarına
00:32
and pretty much everywhere else you look.
7
32260
2000
gerçekten hayret ettiğimi söylemek istiyorum.
00:34
It seems to me like corporations
8
34260
2000
Bana öyle geliyor ki; firmalar sürekli
00:36
are always trying to get kids, like me,
9
36260
2000
benim gibi çocukların
00:38
to get their parents to buy stuff
10
38260
2000
gezegenimiz ve bizim için iyi olmayan şeyleri
00:40
that really isn't good for us or the planet.
11
40260
2000
ailelerine aldırtmalarını sağlamaya çalışıyorlar.
00:42
Little kids, especially,
12
42260
2000
Küçük çocuklar, özellikle,
00:44
are attracted by colorful packaging
13
44260
2000
renkli paketler ve plastik oyuncaklardan
00:46
and plastic toys.
14
46260
2000
etkileniyorlar.
00:48
I must admit, I used to be one of them.
15
48260
3000
Kabul etmeliyim ki, ben de onlardan biriydim.
00:51
I also used to think that all of our food
16
51260
2000
Hatta tüm yiyeceklerimizin,
00:53
came from these happy, little farms
17
53260
2000
domuzların çamurda yuvarlandığı ve ineklerin tüm gün çimenlerde otladığı
00:55
where pigs rolled in mud and cows grazed on grass all day.
18
55260
3000
bu küçük mutlu çiftliklerden geldiğini düşünürdüm.
00:58
What I discovered was this is not true.
19
58260
3000
Keşfettiğim ise bunun doğru olmadığıydı.
01:01
I began to look into this stuff
20
61260
2000
Internette, kitaplarda, belgesellerde
01:03
on the Internet, in books and in documentary films,
21
63260
3000
ve ailemle yaptığım gezilerde
01:06
in my travels with my family.
22
66260
2000
bu konuları incelemeye başladım.
01:08
I discovered the dark side of the industrialized food system.
23
68260
3000
Endüstriyel gıda sistemimizin karanlık yüzünü keşfettim.
01:12
First, there's genetically engineered seeds and organisms.
24
72260
3000
Birincisi genetiği değiştirilen tohumlar ve organizmalar var.
01:15
That is when a seed is manipulated in a laboratory
25
75260
3000
Bu, doğasında olmayan bir şey yapması için
01:18
to do something not intended by nature --
26
78260
2000
laboratuvarda bir tohumun üzerinde oynama yapılmasıdır --
01:20
like taking the DNA of a fish
27
80260
2000
mesela balığın DNA'sını çıkarıp
01:22
and putting it into the DNA of a tomato. Yuck.
28
82260
3000
domatesin DNA'sının içine koymak -- iğrenç.
01:25
Don't get me wrong, I like fish and tomatoes,
29
85260
3000
Beni yanlış anlamayın, balıkları ve domatesleri severim,
01:28
but this is just creepy.
30
88260
2000
ama bu biraz tüyler ürpertici.
01:30
(Laughter)
31
90260
2000
(Gülüşmeler)
01:32
The seeds are then planted, then grown.
32
92260
2000
Tohumlar daha sonra ekiliyor ve gelişiyor.
01:34
The food they produce have been proven
33
94260
2000
Ürettikleri gıdaların kanser ve diğer problemlere yol açtığı
01:36
to cause cancer and other problems in lab animals,
34
96260
2000
laboratuvar hayvanlarında kanıtlandı.
01:38
and people have been eating food produced this way
35
98260
2000
İnsanlar bu şekilde üretilen gıdaları
01:40
since the 1990s.
36
100260
2000
1990'lardan beri tüketiyorlar.
01:42
And most folks don't even know they exist.
37
102260
2000
Çoğu insan bunların varlığından bile haberdar değil.
01:44
Did you know rats that ate genetically engineered corn
38
104260
3000
Genetiği değiştirilmiş mısırları yiyen farelerin
01:47
had developed signs of liver and kidney toxicity?
39
107260
3000
karaciğer ve böbrek toksisite belirtileri gösterdiklerini biliyor muydunuz?
01:50
These include kidney inflammation and lesions and increased kidney weight.
40
110260
3000
Bunlar böbrek iltihaplanmasını, lezyonları ve böbrek ağırlığının artmasını içeriyor.
01:53
Yet almost all the corn we eat
41
113260
2000
Buna rağmen yediğimiz tüm mısırlar genetik olarak
01:55
has been altered genetically in some way.
42
115260
2000
bir şekilde değiştiriliyor.
01:57
And let me tell you,
43
117260
2000
Ve söylememe izin verin,
01:59
corn is in everything.
44
119260
2000
mısır her şeyde var.
02:01
And don't even get me started on the Confined Animal Feeding Operations
45
121260
2000
Ve beni CAFOS olarak adledilen tutsak hayvanları besleme
02:03
called CAFOS.
46
123260
2000
işlemleri üzerine konuşturmayın bile.
02:05
(Laughter)
47
125260
2000
(Gülüşmeler)
02:07
Conventional farmers use chemical fertilizers
48
127260
2000
Geleneksel çiftçiler ekinlerin büyümesini sağlamak için pislikle karıştırdıkları
02:09
made from fossil fuels
49
129260
2000
fosil yakıtlarından yapılan
02:11
that they mix with the dirt to make plants grow.
50
131260
2000
kimyasal gübreleri kullanıyorlar.
02:13
They do this because they've stripped the soil from all nutrients
51
133260
3000
Bunu yapıyorlar; çünkü aynı ekini tekrar tekrar yetiştirdikleri için
02:16
from growing the same crop over and over again.
52
136260
3000
toprağın tüm besinlerini yok ettiler.
02:19
Next, more harmful chemicals are sprayed on fruits and vegetables,
53
139260
3000
Sonra, zararlı ot ve böcekleri öldürmek için
02:22
like pesticides and herbicides,
54
142260
2000
ot kırıcılar ve böcek öldürücüler gibi daha da zararlı kimyasallar
02:24
to kill weeds and bugs.
55
144260
2000
meyve ve sebzelerin üzerine sıkılıyor.
02:26
When it rains, these chemicals seep into the ground,
56
146260
3000
Yağmur yağdığında, bu kimyasallar toprağa sızıyor,
02:29
or run off into our waterways,
57
149260
2000
veya sularımızı da zehirlemek üzere
02:31
poisoning our water too.
58
151260
2000
su yollarımıza akıyor.
02:33
Then they irradiate our food, trying to make it last longer,
59
153260
3000
Sonra gıdalarımızı daha uzun süre dayanmaları için ışınlıyorlar,
02:36
so it can travel thousands of miles
60
156260
2000
bu sayede gıdalarımız büyüdükleri yerden binlerce mil uzaklıktaki
02:38
from where it's grown to the supermarkets.
61
158260
3000
süpermarketlere gidebiliyor.
02:41
So I ask myself,
62
161260
2000
Bu yüzden kendime soruyorum,
02:43
how can I change? How can I change these things?
63
163260
2000
nasıl değiştirebilirim? Bu şeyleri nasıl değiştirebilirim?
02:45
This is what I found out.
64
165260
2000
Bulduğum şey şu.
02:47
I discovered that there's a movement for a better way.
65
167260
3000
Daha iyi bir yola doğru bir yönelme olduğunu keşfettim.
02:50
Now a while back,
66
170260
2000
Şimdi, daha evvel,
02:52
I wanted to be an NFL football player.
67
172260
2000
Ulusal Futbol Ligi oyuncusu olmak isterdim.
02:54
I decided that I'd rather be an organic farmer instead.
68
174260
3000
Bunun yerine organik çiftçi olmaya karar verdim.
02:57
(Applause)
69
177260
9000
(Alkış)
03:06
Thank you.
70
186260
2000
Teşekkür ederim.
03:08
And that way I can have a greater impact on the world.
71
188260
3000
Ve bu yolla dünyada daha fazla etkim olabilir.
03:11
This man, Joel Salatin, they call him a lunatic farmer
72
191260
3000
Bu adam, Joel Salatin, ona çılgın çiftçi diyorlar
03:14
because he grows against the system.
73
194260
2000
çünkü sisteme karşı "yetiştiriyor".
03:16
Since I'm home-schooled,
74
196260
2000
Evde öğrenim gördüğümden dolayı,
03:18
I went to go hear him speak one day.
75
198260
2000
bir gün onun konuşmasını dinlemeye gittim.
03:20
This man, this "lunatic farmer,"
76
200260
2000
Bu adam, bu çılgın çiftçi,
03:22
doesn't use any pesticides, herbicides,
77
202260
2000
hiçbir zararlı böcek ilacı, ot kırıcı ilaç ya da
03:24
or genetically modified seeds.
78
204260
3000
genetiği değiştirilmiş tohum kullanmıyor.
03:27
And so for that, he's called crazy by the system.
79
207260
3000
Bu nedenle, sistem tarafından deli olarak adlandırılıyor.
03:30
I want you to know that we can all make a difference
80
210260
3000
Farklı seçimler yaparak,
03:33
by making different choices,
81
213260
2000
gıdalarımızı yerel üreticilerden ya da
03:35
by buying our food directly from local farmers,
82
215260
2000
doğrudan hayatımız boyunca tanıdığımız komşularımızdan alarak
03:37
or our neighbors who we know in real life.
83
217260
2000
hepimizin fark yaratabileceğini bilmenizi istiyorum.
03:39
Some people say organic or local food is more expensive,
84
219260
2000
Bazıları organik ya da yerel gıdaların daha pahalı olduğunu söylüyor,
03:41
but is it really?
85
221260
2000
peki gerçekten öyle mi?
03:43
With all these things I've been learning about the food system,
86
223260
3000
Gıda sistemi hakkında öğrendiğim tüm bu şeylerle,
03:46
it seems to me that we can either pay the farmer,
87
226260
3000
bana öyle geliyor ki ya çiftçilere öderiz
03:49
or we can pay the hospital.
88
229260
2000
ya da hastaneye.
03:51
(Applause)
89
231260
7000
(Alkış)
03:58
Now I know definitely which one I would choose.
90
238260
2000
Neyi seçeceğimi kesinlikle şimdi daha iyi biliyorum.
04:00
I want you to know that there are farms out there --
91
240260
2000
Bill Keener'in Tennessee'deki Sequachie Cove Çiftliği gibi-
04:02
like Bill Keener in Sequatchie Cove Farm in Tennessee --
92
242260
3000
ineklerinin otladığı ve domuzlarının çamurda yuvarlandığı
04:05
whose cows do eat grass
93
245260
2000
tıpkı düşündüğüm gibi çiftliklerin
04:07
and whose pigs do roll in the mud, just like I thought.
94
247260
2000
orada olduklarını bilmenizi istiyorum.
04:09
Sometimes I go to Bill's farm and volunteer,
95
249260
2000
Bill'in çiftliğine bazen gönüllü olarak gidiyorum,
04:11
so I can see up close and personal
96
251260
2000
bu sayede yediğim etin nereden geldiğini
04:13
where the meat I eat comes from.
97
253260
2000
yakından kendi gözlerimle görebiliyorum.
04:15
I want you to know that I believe
98
255260
2000
Çocukların, ancak yedikleri hakkında daha fazla şey bilirler
04:17
kids will eat fresh vegetables and good food
99
257260
2000
ve yediklerinin gerçekten nereden geldiğini öğrenirlerse
04:19
if they know more about it and where it really comes from.
100
259260
3000
taze meyve sebzeler ve iyi gıdaları yiyeceklerine inandığımı bilmenizi istiyorum.
04:22
I want you to know that there are farmers' markets
101
262260
2000
Her bölgede çiftçilerin marketlerinin olduğunu,
04:24
in every community popping up.
102
264260
2000
açılmaya devam ettiklerini bilmenizi istiyorum.
04:26
I want you to know that me, my brother and sister
103
266260
2000
Benim, abimin ve kız kardeşimin gerçekten de
04:28
actually like eating baked kale chips.
104
268260
2000
fırında pişmiş lahana yemeği sevdiğimizi bilmenizi istiyorum.
04:30
I try to share this everywhere I go.
105
270260
3000
Bunu gittiğim her yerde paylaşmaya çalışıyorum.
04:33
Not too long ago,
106
273260
2000
Çok uzun zaman önce değildi,
04:35
my uncle said that he offered my six-year-old cousin cereal.
107
275260
3000
amcam 6 yaşındaki kuzenime mısır gevreği vermeye kalkmış.
04:38
He asked him if he wanted organic Toasted O's
108
278260
2000
Organik Toasted O's dan mı yoksa
04:40
or the sugarcoated flakes --
109
280260
2000
şekerle kaplanmış parçalardan mı istediğini sormuş --
04:42
you know, the one with the big striped cartoon character on the front.
110
282260
3000
bilirsiniz, hani şu önünde büyük çizgili çizgi film karakteri olan.
04:46
My little cousin told his dad
111
286260
2000
Küçük kuzenim, babasına
04:48
that he would rather have the organic Toasted O's cereal
112
288260
2000
organik Toasted O'nun mısır gevreğini tercih ettiğini söylemiş,
04:50
because Birke said he shouldn't eat sparkly cereal.
113
290260
3000
çünkü Birke'ün dediğine göre, janjanlı mısır gevreğinden yememeliymiş.
04:54
And that, my friends, is how we can make a difference
114
294260
2000
İşte bu, dostlarım, her seferinde bir çocukla
04:56
one kid at a time.
115
296260
2000
nasıl değişiklik yaratabileceğimizdir.
04:58
So next time you're at the grocery store, think local,
116
298260
3000
Bu yüzden bir sonraki sefer bakkala gittiğinizde, yerel düşünün,
05:01
choose organic, know your farmer and know your food.
117
301260
2000
organik seçin, gıdanızı ve çiftçinizi bilin.
05:03
Thank you.
118
303260
2000
Teşekkür ederim.
05:05
(Applause)
119
305260
3000
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7