How language shapes the way we think | Lera Boroditsky | TED

13,328,128 views ・ 2018-05-02

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Cihan Ekmekçi Gözden geçirme: Figen Ergürbüz
00:12
So, I'll be speaking to you using language ...
0
12940
2575
Sizinle dil sayesinde konuşuyorum,
00:16
because I can.
1
16090
1520
çünkü böyle bir yetim var.
00:17
This is one these magical abilities that we humans have.
2
17634
3153
Biz insanların sahip olduğu büyüleyici yeteneklerden biri.
00:21
We can transmit really complicated thoughts to one another.
3
21114
3952
Gerçekten karmaşık düşünceleri birbirimize aktarabiliyoruz.
00:25
So what I'm doing right now is, I'm making sounds with my mouth
4
25479
3595
Aslında şu an yaptığım şey nefes verirken
00:29
as I'm exhaling.
5
29098
1215
ağzımla sesler çıkarmak.
00:30
I'm making tones and hisses and puffs,
6
30337
2348
Bir dizi ton, üfleme ve tıslama sesi çıkarıyorum
00:32
and those are creating air vibrations in the air.
7
32709
3010
ve bu sesler havada bir titreşim yaratıyor.
00:35
Those air vibrations are traveling to you,
8
35743
2446
Bu hava titreşimleri de size doğru giderek
00:38
they're hitting your eardrums,
9
38213
1785
kulak zarlarınıza ulaşıyor
00:40
and then your brain takes those vibrations from your eardrums
10
40022
4580
ve kulak zarınızdan gelen titreşimleri beyniniz yorumlayarak
00:44
and transforms them into thoughts.
11
44626
2753
onları düşüncelere çeviriyor.
00:48
I hope.
12
48031
1151
Öyle umuyorum.
00:49
(Laughter)
13
49206
1003
(Kahkahalar)
00:50
I hope that's happening.
14
50233
1157
Umarım öyle oluyordur.
00:51
So because of this ability, we humans are able to transmit our ideas
15
51414
4576
Bu yetenek sayesinde devasa bir uzay ve zaman boyunca
00:56
across vast reaches of space and time.
16
56014
2692
insan olarak fikir aktarımı yaptık.
00:58
We're able to transmit knowledge across minds.
17
58730
4536
Zihinler arası bilgi aktarabiliyoruz.
01:03
I can put a bizarre new idea in your mind right now.
18
63290
3161
Şu anda tamamen tuhaf bir fikri aklınıza sokabilirim.
01:06
I could say,
19
66475
1155
Şöyle bir şey mesela,
01:08
"Imagine a jellyfish waltzing in a library
20
68367
3208
''Kuantum mekaniği üstünde kafa yorarken
01:11
while thinking about quantum mechanics."
21
71599
2176
kütüphanede vals yapan bir denizanası hayal edin.''
01:13
(Laughter)
22
73799
1398
(Kahkahalar)
01:15
Now, if everything has gone relatively well in your life so far,
23
75221
3028
Hayatınızda her şey nispeten yolunda gitmişse
01:18
you probably haven't had that thought before.
24
78273
2112
muhtemelen bunu daha önce düşünmemişsinizdir.
01:20
(Laughter)
25
80409
1002
(Kahkahalar)
01:21
But now I've just made you think it,
26
81435
1732
Ama ben dil aracılığıyla
01:23
through language.
27
83191
1155
bunu düşünmenizi sağladım.
01:24
Now of course, there isn't just one language in the world,
28
84654
2724
Tabii dünyada yalnızca bir değil,
01:27
there are about 7,000 languages spoken around the world.
29
87402
2645
yaklaşık 7.000 konuşulan dil var.
01:30
And all the languages differ from one another in all kinds of ways.
30
90071
3160
Tüm diller her açıdan bir diğerinden farklıdır.
01:33
Some languages have different sounds,
31
93255
3091
Bazı dilerin farklı sesleri varken
01:36
they have different vocabularies,
32
96370
1719
bazılarının farklı söz dağarcıkları
01:38
and they also have different structures --
33
98113
2039
ve hatta farklı yapıları var --
01:40
very importantly, different structures.
34
100176
1887
çok önemli, farklı yapılar.
01:42
That begs the question:
35
102896
1192
Bu da bizi şu soruya getiriyor:
01:44
Does the language we speak shape the way we think?
36
104112
2612
Dil, düşünce şeklimize yön veriyor mu?
01:46
Now, this is an ancient question.
37
106748
1572
Bu çok eski bir soru.
01:48
People have been speculating about this question forever.
38
108344
3171
İnsanlar bunun cevabı hakkında yüz yıllardır çıkarım yapıyorlar.
01:51
Charlemagne, Holy Roman emperor, said,
39
111539
2317
Kutsal Roma İmparatoru Charlemagne
01:53
"To have a second language is to have a second soul" --
40
113880
3036
''İkinci dili bilmek ikinci ruha sahip olmaktır.'' demişti,
01:56
strong statement that language crafts reality.
41
116940
2503
dilin yarattığı gerçeklikle ilgili güçlü bir ifade.
01:59
But on the other hand, Shakespeare has Juliet say,
42
119992
2990
Diğer yandan Shakespeare, Juliet'e şunları söyletti:
02:03
"What's in a name?
43
123006
1151
''İsmin nesi var ki?
02:04
A rose by any other name would smell as sweet."
44
124181
2334
İsmi farklı da olsa gül yine güzel kokardı.''
02:07
Well, that suggests that maybe language doesn't craft reality.
45
127504
3053
Bu da dilin belki de gerçeklik yaratmadığını yansıtıyor.
02:10
These arguments have gone back and forth for thousands of years.
46
130926
4006
Bu konu binlerce yıl tekrar tekrar tartışıldı.
02:15
But until recently, there hasn't been any data
47
135400
2731
Ancak son zamanlara kadar soruya net bir cevap verecek
02:18
to help us decide either way.
48
138155
1556
yeterli veri olmamıştı.
02:20
Recently, in my lab and other labs around the world,
49
140230
2452
Son zamanlarda, dünya üzerindeki laboratuvarlarımızda
02:22
we've started doing research,
50
142706
1392
araştırma yapmaya başladık
02:24
and now we have actual scientific data to weigh in on this question.
51
144122
4437
ve artık bu soru üzerinde çıkarım yapacak gerçek bilimsel verilerimiz var.
02:28
So let me tell you about some of my favorite examples.
52
148918
2541
Sevdiğim bazı örnekleri sizinle paylaşmak istiyorum.
02:31
I'll start with an example from an Aboriginal community in Australia
53
151846
3414
Birlikte çalışma şansı yakaladığım
Avustralyalı bir Aborjin topluluğu mesela.
02:35
that I had the chance to work with.
54
155284
1728
02:37
These are the Kuuk Thaayorre people.
55
157036
1743
Kuuk Thaayorre insanları.
02:38
They live in Pormpuraaw at the very west edge of Cape York.
56
158803
3794
Cape York batı kıyısında Pormpuraaw'da yaşıyorlar.
02:43
What's cool about Kuuk Thaayorre is,
57
163351
2236
Bu halkta dikkatimi çeken şey,
02:45
in Kuuk Thaayorre, they don't use words like "left" and "right,"
58
165611
3058
kendi dillerinde ''sağ'' ve ''sol'' sözcüklerini kullanmamaları,
02:48
and instead, everything is in cardinal directions:
59
168693
2684
bunun yerine her şey için coğrafi yönleri kullanıyorlar:
02:51
north, south, east and west.
60
171401
1424
Kuzey, Güney, Doğu, Batı.
02:53
And when I say everything, I really mean everything.
61
173425
2535
Her şey derken gerçekten her şeyi kastediyorum.
02:55
You would say something like,
62
175984
1551
Mesela şöyle bir ifade,
02:57
"Oh, there's an ant on your southwest leg."
63
177559
2512
''Bacağının güneybatısında bir karınca var.''
03:01
Or, "Move your cup to the north-northeast a little bit."
64
181178
2656
Veya ''bardağını biraz kuzeydoğuya çeker misin?''
03:04
In fact, the way that you say "hello" in Kuuk Thaayorre is you say,
65
184404
3480
Hatta Kuuk Thaayorre dilinde ''merhaba'' demek bile böyle:
03:07
"Which way are you going?"
66
187908
1266
''Hangi yöne gidiyorsun?''
03:09
And the answer should be,
67
189198
1332
Cevap şöyle olmalı;
03:11
"North-northeast in the far distance.
68
191014
1772
''Kuzeydoğu yönünde uzağa.
03:12
How about you?"
69
192810
1321
Peki ya sen?''
03:14
So imagine as you're walking around your day,
70
194155
3132
Gün içinde yürürken kendinizi düşünün,
03:17
every person you greet,
71
197311
1549
kiminle selamlaşsanız
03:18
you have to report your heading direction.
72
198884
2071
gittiğiniz yönü söylemeniz lazım.
03:20
(Laughter)
73
200979
1179
(Kahkahalar)
03:22
But that would actually get you oriented pretty fast, right?
74
202182
3331
Aslında hızlı bir şekilde yön duygunuzun gelişmesini sağlar.
03:25
Because you literally couldn't get past "hello,"
75
205537
2960
Çünkü gideceğiniz yönü bilmiyorsanız
03:28
if you didn't know which way you were going.
76
208521
2075
''merhaba''nın ötesine geçemezsiniz.
03:31
In fact, people who speak languages like this stay oriented really well.
77
211969
3492
Dil kullanan insanlar yön algısında çok iyiler.
03:35
They stay oriented better than we used to think humans could.
78
215485
2925
Yön duyularını, sandığımızdan çok daha iyi kullanıyorlar.
03:38
We used to think that humans were worse than other creatures
79
218840
2852
Biyolojik bir mazeret sebebiyle
insanların diğer yaratıklardan daha kötü olduğunu sanıyorduk.
03:41
because of some biological excuse:
80
221716
1716
03:43
"Oh, we don't have magnets in our beaks or in our scales."
81
223456
3325
''Gagalarımızda veya tüylerimizde mıknatıslar yok ki...''
03:46
No; if your language and your culture trains you to do it,
82
226805
2942
Ancak diliniz ve kültürünüz bunu yapmanız için sizi eğitiyorsa
03:49
actually, you can do it.
83
229771
1249
bunu yapabilirsiniz.
03:51
There are humans around the world who stay oriented really well.
84
231044
3040
Dünyada yön algısını çok iyi kullanan insanlar var.
03:54
And just to get us in agreement
85
234108
2128
Bunun, bizim alışık olduğumuzdan
03:56
about how different this is from the way we do it,
86
236260
2595
ne kadar farklı olduğunu görmeniz için
03:58
I want you all to close your eyes for a second
87
238879
2764
bir anlığına gözlerinizi kapayın
04:02
and point southeast.
88
242887
1353
ve güneydoğuyu gösterin.
04:04
(Laughter)
89
244264
1710
(Kahkahalar)
04:05
Keep your eyes closed. Point.
90
245998
1578
Gözlerinizi kapayın ve gösterin.
04:10
OK, so you can open your eyes.
91
250095
2017
Pekâlâ, açabilirsiniz.
04:12
I see you guys pointing there, there, there, there, there ...
92
252136
3779
Burayı, şurayı, arkayı... Her yönü göstermişsiniz...
04:16
I don't know which way it is myself --
93
256529
1878
Neresi olduğunu ben de bilmiyorum.
04:18
(Laughter)
94
258431
1664
(Kahkahalar)
04:20
You have not been a lot of help.
95
260119
1658
Pek yardımcı olamadınız.
04:21
(Laughter)
96
261801
1317
(Kahkahalar)
04:23
So let's just say the accuracy in this room was not very high.
97
263142
2920
Bu salondaki doğruluk oranı pek yüksek değil diyebiliriz.
04:26
This is a big difference in cognitive ability across languages, right?
98
266086
3360
Diller arasında inanılmaz bir bilişsel farklılık var.
04:29
Where one group -- very distinguished group like you guys --
99
269470
3395
Sizin gibi çok seçkin bir grup
04:32
doesn't know which way is which,
100
272889
1563
doğru yönü bilemezken
04:34
but in another group,
101
274476
1336
farklı bir grupta
04:35
I could ask a five-year-old and they would know.
102
275836
2290
5 yaşındaki bir çocuk doğru yönü gösterebilir.
04:38
(Laughter)
103
278150
1084
(Kahkahalar)
04:39
There are also really big differences in how people think about time.
104
279258
3420
İnsanların zaman algısı hakkında da büyük farklılıklar var.
04:42
So here I have pictures of my grandfather at different ages.
105
282702
4017
Büyükbabamın değişik yaşlardaki resimlerini görüyorsunuz.
04:46
And if I ask an English speaker to organize time,
106
286743
3227
İngilizce konuşan birinden zamana göre ayarlamasını istesem
04:49
they might lay it out this way,
107
289994
1485
dizilimi bu şekilde yapardı,
04:51
from left to right.
108
291503
1151
soldan sağa doğru.
04:52
This has to do with writing direction.
109
292678
1831
Bu aslında yazı yönüyle ilgili.
04:54
If you were a speaker of Hebrew or Arabic,
110
294533
2026
İbranice veya Arapça konuşuyor olsanız
04:56
you might do it going in the opposite direction,
111
296583
2290
diğer yönden dizilim yapardınız,
04:58
from right to left.
112
298897
1150
sağdan sola doğru.
05:01
But how would the Kuuk Thaayorre,
113
301578
1585
Peki bahsettiğim Aborjin halk,
05:03
this Aboriginal group I just told you about, do it?
114
303187
2394
Kuuk Thaayorre bunu nasıl yapardı?
05:05
They don't use words like "left" and "right."
115
305605
2118
''Sağ'' ve ''sol'' sözcüklerini kullanmıyorlar.
05:07
Let me give you hint.
116
307747
1492
İpucu vereyim.
05:09
When we sat people facing south,
117
309263
2551
İnsanları güneye doğru oturttuğumuzda,
05:11
they organized time from left to right.
118
311838
1858
zamanı soldan sağa ayarladılar.
05:14
When we sat them facing north,
119
314391
2183
Kuzeye doğru oturttuğumuzda
05:16
they organized time from right to left.
120
316598
1975
sağdan sola ayarladılar.
05:19
When we sat them facing east,
121
319026
2055
Doğuya doğru oturttuğumuzda ise
05:21
time came towards the body.
122
321105
1740
zaman bedenlerinin önünden geçti.
05:23
What's the pattern?
123
323608
1311
Burada izledikleri yol ne?
05:26
East to west, right?
124
326056
1699
Doğudan batıya, öyle değil mi?
05:27
So for them, time doesn't actually get locked on the body at all,
125
327779
3502
Onlar için zaman bedenleri üstünde kilitli kalmıyor.
05:31
it gets locked on the landscape.
126
331305
1540
Çevre üstünde kilitli kalıyor.
05:32
So for me, if I'm facing this way,
127
332869
1718
Örneğin, ben bu yöne bakıyorum,
05:34
then time goes this way,
128
334611
1157
o hâlde zaman böyle gidiyor
05:35
and if I'm facing this way, then time goes this way.
129
335792
2473
ama bu yöne bakıyorsam o zaman böyle gidiyor.
05:38
I'm facing this way, time goes this way --
130
338289
2000
Bu yöne baktığımda ise bu şekilde...
05:40
very egocentric of me to have the direction of time chase me around
131
340313
3967
Vücudumu her dönderdiğimde zaman yönünün beni takip etmesi
05:44
every time I turn my body.
132
344304
1640
oldukça ben merkezli.
05:46
For the Kuuk Thaayorre, time is locked on the landscape.
133
346598
2647
Kuuk Thaayorre için zaman çevre üstünde kilitli.
05:49
It's a dramatically different way of thinking about time.
134
349269
2819
Zaman hakkında düşünmenin oldukça farklı bir yolu.
05:52
Here's another really smart human trick.
135
352112
1911
İşte zekice düşünülmüş başka bir yöntem.
05:54
Suppose I ask you how many penguins are there.
136
354047
2213
Burada kaç tane penguen olduğunu sorsam
05:56
Well, I bet I know how you'd solve that problem if you solved it.
137
356958
3154
cevabı nasıl bulduğunuzu çok iyi buluyorum.
06:00
You went, "One, two, three, four, five, six, seven, eight."
138
360136
2827
''Bir, iki, üç, dört...'' diye saymaya başlıyorsunuz.
06:02
You counted them.
139
362987
1164
Onları sayıyorsunuz.
06:04
You named each one with a number,
140
364175
1609
Her biri için bir rakamınız var
06:05
and the last number you said was the number of penguins.
141
365808
2636
ve söylediğiniz son rakam penguenlerin sayısı.
06:08
This is a little trick that you're taught to use as kids.
142
368468
2862
Bu bize çocukken öğretilen bir yöntem.
06:11
You learn the number list and you learn how to apply it.
143
371354
3051
Sayı listesini öğrenip nasıl uygulayacağımızı görüyoruz.
06:14
A little linguistic trick.
144
374787
1446
Bu, dilbilimsel bir yöntem.
06:16
Well, some languages don't do this,
145
376804
1677
Bazı dillerde bu yapılmıyor,
06:18
because some languages don't have exact number words.
146
378505
3149
çünkü bazı dillerde tam sayı sözcükleri yok.
06:22
They're languages that don't have a word like "seven"
147
382039
2897
''Yedi, sekiz'' gibi sözcüklerin
06:24
or a word like "eight."
148
384960
1401
olmadığı diller var.
06:27
In fact, people who speak these languages don't count,
149
387033
2658
Bu dilleri konuşan insanlar sayı saymıyor
06:29
and they have trouble keeping track of exact quantities.
150
389715
2997
ve bir şeyin tam miktarını takip etmede zorluk yaşıyorlar.
06:32
So, for example, if I ask you to match this number of penguins
151
392736
3929
Örneğin buradaki penguen sayısıyla
06:36
to the same number of ducks,
152
396689
2264
ördek sayısını eşleştirmenizi istesem
06:38
you would be able to do that by counting.
153
398977
2144
bunu sayarak yapardınız.
06:41
But folks who don't have that linguistic trick can't do that.
154
401145
3855
Bu dil yöntemine sahip olmayan insanlar bunu yapamayacaklardır.
06:47
Languages also differ in how they divide up the color spectrum --
155
407653
3154
Diller ayrıca renk spektrumu konusunda da farklılık gösteriyor.
06:50
the visual world.
156
410831
1150
Yani görsel dünya.
06:52
Some languages have lots of words for colors,
157
412348
2152
Bazı dillerde renkler için çok fazla kelime var,
06:54
some have only a couple words, "light" and "dark."
158
414524
2364
bazılarında birkaç tane, ''koyu'' ve ''açık'' gibi.
06:56
And languages differ in where they put boundaries between colors.
159
416912
3623
Diller, renkler arasında sınır koyarken de farklılaşıyor.
07:00
So, for example, in English, there's a word for blue
160
420559
3215
Örneğin İngilizcede mavi için bir kelimemiz var
07:03
that covers all of the colors that you can see on the screen,
161
423798
3135
ve bu kelime ekranda gördüğünüz tüm renkleri kapsıyor,
07:06
but in Russian, there isn't a single word.
162
426957
2006
diğer yandan Rusçada tek bir kelime yok.
07:08
Instead, Russian speakers have to differentiate
163
428987
2206
Rusçada bu renk için farklı ifadeler sözkonusu,
07:11
between light blue, "goluboy,"
164
431217
1471
''goluboy'' dedikleri açık mavi
07:12
and dark blue, "siniy."
165
432712
1576
ve ''siniy'' dedikleri koyu mavi.
07:15
So Russians have this lifetime of experience of, in language,
166
435138
3983
Yani Ruslar hayatları boyunca
07:19
distinguishing these two colors.
167
439145
1869
bu iki rengi ayırmayı öğreniyorlar.
07:21
When we test people's ability to perceptually discriminate these colors,
168
441038
3963
Bu renkleri algılarıyla ayırmaları için insanları test ettiğimizde,
Rusların bu dilbilimsel sınırları
07:25
what we find is that Russian speakers are faster
169
445025
2521
07:27
across this linguistic boundary.
170
447570
1558
çok daha hızlı belirlediklerini görüyoruz.
07:29
They're faster to be able to tell the difference
171
449152
2282
Açık ve koyu mavi arasındaki farkı
07:31
between a light and dark blue.
172
451458
1458
çok daha hızlı görüyorlar.
07:33
And when you look at people's brains as they're looking at colors --
173
453299
3264
İnsanlar renklere bakarken onların beyinlerini incelediğinizde,
07:36
say you have colors shifting slowly from light to dark blue --
174
456587
3335
nasıl renkleri yavaş yavaş açıktan koyuya doğru düşünürsünüz,
07:40
the brains of people who use different words for light and dark blue
175
460798
4452
açık ve koyu mavi için farklı kelimeler kullanan insanların beyni de
07:45
will give a surprised reaction as the colors shift from light to dark,
176
465274
3510
renkler açıktan koyuya doğru giderken şaşırtıcı bir tepki veriyor,
07:48
as if, "Ooh, something has categorically changed,"
177
468808
3182
kategorisel olarak bir şey değişmiş gibi,
07:52
whereas the brains of English speakers, for example,
178
472014
2446
örneğin İngilizce konuşanların beyinleri
07:54
that don't make this categorical distinction,
179
474484
2140
bu tür bir kategorisel ayırım yapmıyor,
07:56
don't give that surprise,
180
476648
1196
bu tepkiyi de vermiyor,
07:57
because nothing is categorically changing.
181
477868
2083
çünkü kategorisel olarak değişen bir şey yok.
08:02
Languages have all kinds of structural quirks.
182
482054
2504
Dillerde her tür yapısal özellik var.
08:04
This is one of my favorites.
183
484582
1337
Bu, en sevdiklerimden biri.
08:05
Lots of languages have grammatical gender;
184
485943
2432
Çoğu dilde dilbilimsel cinsiyet var;
08:08
every noun gets assigned a gender, often masculine or feminine.
185
488399
4630
her ismin bir cinsiyeti var, genellikle eril ve dişil.
Bu cinsiyetler dillerde farklılık gösteriyor.
08:13
And these genders differ across languages.
186
493053
2057
08:15
So, for example, the sun is feminine in German but masculine in Spanish,
187
495134
4541
Örneğin güneş Almancada dişil ama İspanyolcada eril,
08:19
and the moon, the reverse.
188
499699
1348
ay ise bunun tam tersi.
08:21
Could this actually have any consequence for how people think?
189
501634
3462
Acaba bu insanların düşünme şeklini etkiliyor mu?
08:25
Do German speakers think of the sun as somehow more female-like,
190
505120
3994
Almanca konuşanlar güneşi daha feminen hayal ederken
08:29
and the moon somehow more male-like?
191
509138
1906
ayı daha maskulen mi hayal ediyorlar?
08:31
Actually, it turns out that's the case.
192
511767
1906
Cevap şu ki aynen öyle.
08:33
So if you ask German and Spanish speakers to, say, describe a bridge,
193
513697
5423
Almanca ve İspanyolca konuşanlardan bir köprü tarif etmeleri istesek
08:39
like the one here --
194
519144
1436
buradaki gibi bir tane,
08:40
"bridge" happens to be grammatically feminine in German,
195
520604
3349
köprü Almancada dişil bir sözcük
08:43
grammatically masculine in Spanish --
196
523977
2156
İspanyolcada ise eril.
08:46
German speakers are more likely to say bridges are "beautiful," "elegant"
197
526157
4318
Almanca konuşanlar muhtemelen ''güzel'' ve ''şık'' diye tarif ederler,
08:50
and stereotypically feminine words.
198
530499
2127
ve benzeri basmakalıp feminen sözcüklerle.
08:52
Whereas Spanish speakers will be more likely to say
199
532650
2509
İspanyolca konuşanlar ise
08:55
they're "strong" or "long,"
200
535183
1546
''dayanıklı'' ve ''uzun'' gibi
08:56
these masculine words.
201
536753
1386
maskulen sözcükleri kullanır.
09:00
(Laughter)
202
540849
1680
(Kahkahalar)
09:03
Languages also differ in how they describe events, right?
203
543396
4122
Olayları tarif ederken de diller farklılık gösteriyor.
09:08
You take an event like this, an accident.
204
548060
2346
Bu kaza gibi bir olayı ele alalım.
09:10
In English, it's fine to say, "He broke the vase."
205
550430
2788
İngilizcede ''Vazoyu kırdı.'' diyebilirsiniz.
09:13
In a language like Spanish,
206
553869
2544
İspanyolca gibi bir dilde ise
09:16
you might be more likely to say, "The vase broke,"
207
556437
2847
muhtemelen ''Vazo kırıldı'' demeniz gerekir
09:19
or, "The vase broke itself."
208
559308
1561
veya ''Vazo kendiliğinden kırıldı.''
09:21
If it's an accident, you wouldn't say that someone did it.
209
561332
3222
Eğer bu bir kazaysa birisi yaptı diye söylemezsiniz.
09:24
In English, quite weirdly, we can even say things like,
210
564578
3406
İngilizcede ''Kolumu kırdım.'' gibi bir cümle kurmak da
09:28
"I broke my arm."
211
568008
1247
aslında oldukça tuhaf.
09:29
Now, in lots of languages,
212
569953
1834
Pek çok dilde,
09:31
you couldn't use that construction unless you are a lunatic
213
571811
3171
kendi kolunuzu kırmaya çalışan
09:35
and you went out looking to break your arm --
214
575006
2129
ve bunu başaran bir çılgın değilseniz
09:37
(Laughter)
215
577159
1002
(Kahkahalar)
09:38
and you succeeded.
216
578185
1151
bu yapıyı kullanmazsınız.
09:39
If it was an accident, you would use a different construction.
217
579360
3264
Eğer bir kazaysa başka bir yapı kullanırsınız.
09:42
Now, this has consequences.
218
582648
1805
Bunun da bazı sonuçları var.
09:44
So, people who speak different languages will pay attention to different things,
219
584477
4188
Farklı diller konuşan insanlar farklı şeylere dikkat verirler,
09:48
depending on what their language usually requires them to do.
220
588689
3406
bu da kullandıkları dilin gereksinimlerine göre değişir.
09:52
So we show the same accident to English speakers and Spanish speakers,
221
592119
4172
Aynı kazayı İngilizce ve İspanyolca konuşanlara gösteriyoruz,
09:56
English speakers will remember who did it,
222
596315
3285
İngilizce konuşanlar kimin yaptığını hatırlıyor,
10:00
because English requires you to say, "He did it; he broke the vase."
223
600525
3414
çünkü İngilizcede ''O yaptı, Vazoyu o kırdı.'' diyoruz.
10:03
Whereas Spanish speakers might be less likely to remember who did it
224
603963
3203
İspanyolca konuşlar ise eylemin kaza olduğu durumlarda
10:07
if it's an accident,
225
607190
1151
yapanı hatırlamıyor,
10:08
but they're more likely to remember that it was an accident.
226
608365
2829
yine de bunun bir kaza olduğunu daha iyi hatırlıyorlar.
10:11
They're more likely to remember the intention.
227
611218
2436
Eylemin arkasındaki niyeti daha iyi hatırlıyorlar.
10:13
So, two people watch the same event,
228
613678
3083
Yani iki insan aynı olayı seyredip
10:16
witness the same crime,
229
616785
2081
aynı suça tanık olduğunda
10:18
but end up remembering different things about that event.
230
618890
3046
bu olayla ilgili farklı şeyler hatırlayabilirler.
10:22
This has implications, of course, for eyewitness testimony.
231
622564
3259
Görgü tanıklığında bunun olası sonuçları oluyor tabii.
10:26
It also has implications for blame and punishment.
232
626590
2362
Suç ve ceza konusunda da olası sonuçları var.
10:28
So if you take English speakers
233
628976
1807
İngilizce konuşan bir gruba
10:30
and I just show you someone breaking a vase,
234
630807
2164
size gösterdiğim vazo örneğini gösterip
10:32
and I say, "He broke the vase," as opposed to "The vase broke,"
235
632995
3855
''Vazo kırıldı'' yerine ''Vazoyu kırdı'' dersem
10:37
even though you can witness it yourself,
236
637504
1913
buna bizzat tanık olduğunuz hâlde
10:39
you can watch the video,
237
639441
1268
videoyu izleyip
10:40
you can watch the crime against the vase,
238
640733
2162
vazonun başına geleni gördüğünüz hâlde
birini cezalandırma ihtimaliniz daha fazla,
10:44
you will punish someone more,
239
644157
1767
10:45
you will blame someone more if I just said, "He broke it,"
240
645948
2853
''Vazo kırıldı'' yerine ''Vazoyu kırdı'' dediğim zaman
10:48
as opposed to, "It broke."
241
648825
1493
birini suçlamaya meyilli olursunuz.
10:50
The language guides our reasoning about events.
242
650931
3323
Dil, olayların muhakemesini yapma yetimize yön veriyor.
10:55
Now, I've given you a few examples
243
655996
2886
Dilin düşünce şeklimizi nasıl biçimlendirdiğine dair
10:58
of how language can profoundly shape the way we think,
244
658906
3727
sizinle birkaç örnek paylaştım
11:02
and it does so in a variety of ways.
245
662657
2175
ve bunu çeşitli yollarla yapıyor.
11:04
So language can have big effects,
246
664856
1931
Yani dilin büyük etkileri olabilir,
11:06
like we saw with space and time,
247
666811
1742
uzay ve zaman örneğindeki gibi,
11:08
where people can lay out space and time
248
668577
1906
insanlar uzay ve zamanı
11:10
in completely different coordinate frames from each other.
249
670507
3241
birbirlerinden çok daha farklı açılarda gösteriyorlar.
11:14
Language can also have really deep effects --
250
674781
2234
Dilin çok derin etkileri de olabilir,
11:17
that's what we saw with the case of number.
251
677039
2184
sayı örneğinde bunu gördük.
11:19
Having count words in your language,
252
679572
2043
Dilinizde sayma sözcüklerinin olması,
11:21
having number words,
253
681639
1220
rakamların olması,
11:22
opens up the whole world of mathematics.
254
682883
2561
adeta matematiğe açılan kapı.
11:25
Of course, if you don't count, you can't do algebra,
255
685468
2503
Eğer sayı saymazsanız, matematik de olmaz,
11:27
you can't do any of the things
256
687995
1564
böyle bir salonu organize edip
11:29
that would be required to build a room like this
257
689583
2743
bu yayını gerçekleştirmeyi gerektiren
11:32
or make this broadcast, right?
258
692350
2004
hiçbir şeyi yapamazsınız.
11:34
This little trick of number words gives you a stepping stone
259
694836
2863
Sayıların varlığı, bilişsel dünyaya açılan
11:37
into a whole cognitive realm.
260
697723
1481
bir sıçrama tahtası sunuyor.
11:40
Language can also have really early effects,
261
700420
2295
Dil, çok erken gelişen etkilere de neden oluyor,
11:42
what we saw in the case of color.
262
702739
2870
renk örneğinde gördüğümüz gibi.
11:46
These are really simple, basic, perceptual decisions.
263
706205
2494
Bunlar basit, algısal kararlar.
11:48
We make thousands of them all the time,
264
708723
2360
Bu şekilde binlerce karar veriyoruz
11:51
and yet, language is getting in there
265
711107
1817
ama yine de dil olaya müdahele olarak
11:52
and fussing even with these tiny little perceptual decisions that we make.
266
712948
4331
verdiğimiz küçük kararları bile etkiliyor.
11:58
Language can have really broad effects.
267
718787
1859
Çok geniş çapta etkileri de var.
12:00
So the case of grammatical gender may be a little silly,
268
720670
3228
Bu dilbilimsel cinsiyet saçma görünse de
12:03
but at the same time, grammatical gender applies to all nouns.
269
723922
3833
tüm isimlere uygulanan bir kural.
12:08
That means language can shape how you're thinking
270
728061
2289
Yani bir isimle tarif edeceğiniz her şeyi
12:10
about anything that can be named by a noun.
271
730374
2887
nasıl düşüneceğinize yön verebilir.
12:14
That's a lot of stuff.
272
734185
1329
Bu gerçekten çok şey.
12:16
And finally, I gave you an example of how language can shape things
273
736449
3257
Son olarak da üzerimize yük olan bir konuda
12:19
that have personal weight to us --
274
739730
1636
dilin nasıl etki yaptığını gördük,
12:21
ideas like blame and punishment or eyewitness memory.
275
741390
2576
suç, ceza ve görgü tanığı konuları gibi.
12:23
These are important things in our daily lives.
276
743990
2164
Bunlar günlük hayatımızdaki önemli şeyler.
12:28
Now, the beauty of linguistic diversity is that it reveals to us
277
748153
5001
Dilbilimsel çeşitliliğin güzel yanı şu,
12:33
just how ingenious and how flexible the human mind is.
278
753178
3947
insan aklının ne kadar maharetli ve esnek olduğunu gösteriyor.
12:37
Human minds have invented not one cognitive universe, but 7,000 --
279
757775
4531
İnsan aklı bir değil, 7.000 bilişsel dünya yarattı,
12:42
there are 7,000 languages spoken around the world.
280
762330
2358
dünyada 7.000 konuşulan dil var.
12:46
And we can create many more --
281
766010
1677
Daha fazlasını da yaratabiliriz.
12:47
languages, of course, are living things,
282
767711
3083
Diller yaşayan şeyler,
12:50
things that we can hone and change to suit our needs.
283
770818
3766
ihtiyaçlarımıza göre değiştirebileceğimiz şeyler.
12:55
The tragic thing is that we're losing so much of this linguistic diversity
284
775786
3483
İşin kötü yanı biz bu çeşitliliğin büyük kısmını kaybediyoruz,
12:59
all the time.
285
779293
1151
hem de sürekli.
13:00
We're losing about one language a week,
286
780468
1892
Haftada yaklaşık bir dil kaybediyoruz
13:02
and by some estimates,
287
782384
1466
ve tahminlere göre,
13:03
half of the world's languages will be gone in the next hundred years.
288
783874
3267
önümüzdeki yüz yıl içinde dünya dillerinin yarısı yok olacak.
13:07
And the even worse news is that right now,
289
787966
2822
Daha da kötüsü,
13:10
almost everything we know about the human mind and human brain
290
790812
3708
insan aklı ve beyni hakkında bildiğimiz her şey
13:14
is based on studies of usually American English-speaking undergraduates
291
794544
5028
genellikle üniversitelerdeki İngilizce konuşan Amerikalı öğrencilerin
13:19
at universities.
292
799596
1324
çalışmaları üzerine kurulu.
13:22
That excludes almost all humans. Right?
293
802742
3533
Bu da neredeyse tüm insanları hariç tutuyor.
13:26
So what we know about the human mind is actually incredibly narrow and biased,
294
806299
4971
Yani insan aklı hakkında bildiklerimiz inanılmaz düzeyde kısıtlı ve yanlı,
13:31
and our science has to do better.
295
811294
3236
bilimin çok daha iyisini yapması lazım.
13:37
I want to leave you with this final thought.
296
817987
2259
Sizi son bir düşünceyle bırakmak istiyorum.
13:40
I've told you about how speakers of different languages think differently,
297
820270
3513
Değişik diller konuşan insanların nasıl farklı düşündüklerini anlattım,
13:43
but of course, that's not about how people elsewhere think.
298
823807
3284
ama tabii bu konu başka yerdeki insanların nasıl düşündüğü hakkında değil.
13:47
It's about how you think.
299
827115
1419
Sizin nasıl düşündüğünüz hakkında.
13:48
It's how the language that you speak shapes the way that you think.
300
828558
3606
Konuştuğunuz dilin sizin düşüncelerinizi nasıl şekillendirdiği hakkında.
13:53
And that gives you the opportunity to ask,
301
833070
2576
Bu da size şu soruyu sorma fırsatını veriyor:
13:55
"Why do I think the way that I do?"
302
835670
2071
''Niçin böyle düşünüyorum?''
13:57
"How could I think differently?"
303
837765
1596
''Nasıl daha farklı düşünebilirim?''
13:59
And also,
304
839908
1365
Ayrıca,
14:01
"What thoughts do I wish to create?"
305
841297
1727
''Nasıl düşünceler yaratmak istiyorum?''
14:03
Thank you very much.
306
843842
1159
Çok teşekkür ederim.
14:05
(Applause)
307
845025
2756
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7