Jane Fonda: Life's third act

Jane Fonda: Hayatın üçüncü perdesi

266,330 views ・ 2012-01-04

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Yasemin Bayraktar Gözden geçirme: Zeynep Duygu Tamer
Geçtiğimiz yüzyıl boyunca birçok
00:16
There have been many revolutions over the last century,
0
16061
3372
devrim yapıldı, ama belki de
00:19
but perhaps none as significant as the longevity revolution.
1
19457
4220
hiçbiri uzun yaşam devrimi
kadar önemli değil.
00:24
We are living on average today 34 years longer
2
24502
4350
Günümüzde ortalama ömrümüz
büyük dede ve ninelerimizinkilerden 34 yıl daha fazla.
00:28
than our great-grandparents did -- think about that.
3
28876
2478
Şunu bir düşünün.
00:31
That's an entire second adult lifetime
4
31378
3254
Ömrümüze ikinci bir yetişkin
00:34
that's been added to our lifespan.
5
34656
1774
hayatı eklenmiş durumda.
00:36
And yet, for the most part,
6
36994
1347
Fakat, büyük çoğunlukla,
00:38
our culture has not come to terms with what this means.
7
38365
3371
kültürümüz bunun ne anlama geldiğini kabul edemedi.
00:41
We're still living with the old paradigm
8
41760
2765
Hala yaşın bir kavis olarak görüldüğü eski
00:44
of age as an arch.
9
44549
1977
paradigmayla yaşıyoruz.
00:46
That's the metaphor, the old metaphor.
10
46550
1916
Bu bir metafor, eski bir metafor.
00:48
You're born, you peak at midlife
11
48490
2110
Doğarsınız, orta yaşta zirveye çıkar
00:50
and decline into decrepitude.
12
50624
2112
ihtiyarlıkta güçten düşersiniz.
00:52
(Laughter)
13
52760
1673
(Kahkahalar)
00:54
Age as pathology.
14
54457
2118
Pataloji olarak yaş.
Ama günümüzde birçok insan --
00:57
But many people today -- philosophers, artists, doctors, scientists --
15
57464
4272
filozoflar, sanatçılar, doktorlar, bilimadamları --
01:01
are taking a new look at what I call "the third act" --
16
61760
3324
benim üçüncü perde adını verdiğim, hayatın son
otuz yılına yeni bir gözle bakıyorlar.
01:05
the last three decades of life.
17
65108
2022
01:07
They realize that this is actually a developmental stage of life
18
67624
5112
Bu dönemin aslında, tıpkı ergenliğin çocukluktan farklı olması gibi,
01:12
with its own significance,
19
72760
2390
orta yaşlılıktan farklı olarak
hayatın, kendi önemi olan
01:15
as different from midlife as adolescence is from childhood.
20
75174
5049
gelişimsel bir dönemi olduğunu farkediyorlar.
01:20
And they are asking -- we should all be asking:
21
80992
2939
Ve şunu soruyorlar -- hepimiz sormalıyız --
bu zamanı nasıl kullanıyoruz?
01:24
How do we use this time?
22
84369
2055
01:26
How do we live it successfully?
23
86944
1928
Nasıl başarılı bir şekilde yaşarız?
01:28
What is the appropriate new metaphor for aging?
24
88896
3533
Yaşlanma için uygun olan yeni metofor
nedir?
01:32
I've spent the last year researching and writing about this subject.
25
92854
3611
Geçtiğimiz yılı bu konu hakkında araştırma yapıp yazarak geçirdim.
Ve şu sonuca vardım,
01:36
And I have come to find that a more appropriate metaphor for aging
26
96489
5247
yaşlanma için daha uygun olan metafor
01:41
is a staircase --
27
101760
1540
bir merdiven --
insan ruhunun göğe yükselişi,
01:44
the upward ascension of the human spirit,
28
104331
3087
01:47
bringing us into wisdom, wholeness, and authenticity.
29
107442
4294
bize bilgelik, bütünlük ve
gerçeklik getiriyor.
01:51
Age not at all as pathology.
30
111760
2309
Yaş patalojiyle alakalı değildir;
potansiyelle alakalıdır.
01:54
Age as potential.
31
114093
1643
01:55
And guess what?
32
115760
1419
Ve bilin bakalım ne oldu?
01:57
This potential is not for the lucky few.
33
117203
2640
Bu potansiyel sadece şanslı bir azınlık için geçerli değil.
01:59
It turns out, most people over 50
34
119867
3076
Görünüşe göre,
50 yaş üzeri birçok insan
02:03
feel better, are less stressed, less hostile, less anxious.
35
123960
4287
daha iyi hissediyor, daha az stresli,
daha az saldırgan, daha az endişeli.
Farklılıklardan çok benzerlikleri
02:08
We tend to see commonalities more than differences.
36
128271
3466
görme eğilimindeyiz.
02:11
Some of the studies even say we're happier.
37
131761
2810
Hatta bazı araştırmalar gösteriyor ki
daha mutluyuz.
02:14
(Laughter)
38
134595
1030
02:15
This is not what I expected, trust me.
39
135649
2720
İnanın bunu hiç beklemiyordum.
Uzun süren depresif bir dönemden çıktım.
02:18
I come from a long line of depressives.
40
138393
2137
40'lı yaşlarımın sonlarına yaklaşırken,
02:21
As I was approaching my late 40s,
41
141188
2320
sabahları uyandığımda aklıma gelen
02:23
when I would wake up in the morning,
42
143532
1793
ilk altı düşünce olumsuz olurdu.
02:25
my first six thoughts would all be negative.
43
145349
2431
Ve korkmaya başlamıştım.
02:27
And I got scared.
44
147804
1162
02:28
I thought, "Oh my gosh. I'm going to become a crotchety old lady."
45
148990
3283
Aman Tanrım, aksi bir yaşlı
kadın olacağım diye düşünmüştüm.
02:32
But now that I am actually smack-dab in the middle of my own third act,
46
152760
4541
Fakat aslında şu an üçüncü perdemin tam ortasındayım,
ve hiç bu kadar mutlu olmamıştım.
02:37
I realize I've never been happier.
47
157325
2411
Kendimi gerçekten çok iyi hissediyorum.
02:40
I have such a powerful feeling of well-being.
48
160402
3336
02:44
And I've discovered
49
164784
1248
Ve farkettim ki,
02:46
that when you're inside oldness,
50
166636
1977
dışarıdan bakmak yerine
02:48
as opposed to looking at it from the outside,
51
168637
2353
yaşlılık döneminde olduğunuzda,
korku ortadan kalkıyor.
02:51
fear subsides.
52
171014
1270
02:52
You realize you're still yourself --
53
172308
2332
Hala kendiniz olduğunuzu farkediyorsunuz --
02:54
maybe even more so.
54
174664
1356
hatta belki daha fazlası.
02:56
Picasso once said, "It takes a long time to become young."
55
176530
4220
Picasso bir keresinde şöyle demiş, "Genç olmak çok zaman alır".
03:00
(Laughter)
56
180774
2168
(Kahkahalar)
03:02
I don't want to romanticize aging.
57
182966
1850
Yaşlanmayı romantikleştirmek istemiyorum.
03:04
Obviously, there's no guarantee
58
184840
1675
Açıkçası, bunun istediğine ulaşma
03:06
that it can be a time of fruition and growth.
59
186539
2435
ve gelişme dönemi olacağının bir garantisi yok.
Bir kısmı şans meselesi.
03:09
Some of it is a matter of luck.
60
189681
1660
Bir kısmı, açıkçası, genetikle ilgili.
03:11
Some of it, obviously, is genetic.
61
191365
2540
03:13
One third of it, in fact, is genetic.
62
193929
2124
Aslında üçte biri genetikle ilgili.
Ve bu konuda yapabileceğimiz fazla birşey yok.
03:16
And there isn't much we can do about that.
63
196077
2263
03:18
But that means that two-thirds of how well we do in the third act,
64
198815
4895
Ama bu şu demek oluyor üçüncü perdedenin
kalan üçte ikisinde ne kadar iyi olacağımız
konusunda birşey yapabiliriz.
03:23
we can do something about.
65
203734
1826
Bu eklenmiş yılları gerçekten başarıyla geçirmek
03:26
We're going to discuss what we can do
66
206241
2266
03:28
to make these added years really successful,
67
208531
2976
ve bir fark yaratmak için kullanmak hakkında
03:31
and use them to make a difference.
68
211958
2369
neler yapabileceğimizi tartışacağız.
Size bu merdiven hakkında birşey söyleyeyim,
03:35
Now, let me say something about the staircase,
69
215108
2192
merdivenler birçok yaşı ileri insana zorluk çıkardığı için
03:37
which may seem like an odd metaphor for seniors,
70
217324
4017
bu onlara garip bir metafor gibi gelebilir.
03:41
given the fact that many seniors are challenged by stairs.
71
221365
2963
(Kahkahalar)
03:44
(Laughter)
72
224352
1314
03:45
Myself included.
73
225690
1970
Buna ben de dahilim.
Tahmin edebileceğiniz gibi,
03:49
As you may know, the entire world operates on a universal law:
74
229148
5231
tüm dünya evrensel bir kanunla işliyor:
entropi, termodinamiğin ikinci kanunu.
03:54
entropy, the second law of thermodynamics.
75
234403
3141
03:57
Entropy means that everything in the world -- everything --
76
237934
2889
Entropi şu demek: Dünyadaki herşey, herşey,
04:00
is in a state of decline and decay --
77
240847
2162
gerileme ve çöküş, kavis
durumundadır.
04:03
the arch.
78
243033
1173
04:04
There's only one exception to this universal law,
79
244649
3076
Bu evrensel kanunun tek bir istisnası var,
o da yukarı doğru ilerlemeye
04:08
and that is the human spirit,
80
248448
1620
devam edebilen insan ruhu --
04:10
which can continue to evolve upwards, the staircase,
81
250640
4072
bizleri bütünlüğe,
04:14
bringing us into wholeness, authenticity, and wisdom.
82
254736
4575
gerçekliğe ve bilgeliğe
götüren bir merdiven.
04:19
And here's an example of what I mean.
83
259664
2491
İşte anlatmaya çalıştığım şeyin bir örneği.
Bu yükseliş
04:22
This upward ascension
84
262179
2057
zorlu fiziksel mücadelelerin ortasında bile olabilir.
04:24
can happen even in the face of extreme physical challenges.
85
264260
3535
04:27
About three years ago, I read an article in the New York Times.
86
267819
4188
Yaklaşık üç yıl önce,
New York Times gazetesinde bir makale okudum.
Neil Selinger isimli bir adam hakkındaydı --
04:32
It was about a man named Neil Selinger --
87
272132
2040
57 yaşında, emekli bir avukat --
04:34
57 years old, a retired lawyer,
88
274196
2678
04:36
who had joined the writers' group at Sarah Lawrence,
89
276898
3075
içindeki yazarı keşfettiği Sarah Lawrence'da
04:39
where he found his writer's voice.
90
279997
2255
bir yazar grubuna katılmış.
04:42
Two years later,
91
282836
1217
İki yıl sonra,
04:44
he was diagnosed with ALS, commonly known as Lou Gehrig's disease.
92
284077
4326
genelde Lou Gehrig hastalığı olarak bilinen ALS teşhisi konmuş.
Korkunç bir hastalık. Ölümcül.
04:48
It's a terrible disease. It's fatal.
93
288427
2363
04:50
It wastes the body, but the mind remains intact.
94
290814
3488
Bedeni tüketir ama zihin sağlam kalır.
04:54
In this article, Mr. Selinger wrote the following
95
294887
2976
Bu makalede Bay Selinger yaşadıklarını
şu şekilde tarif ediyor.
04:58
to describe what was happening to him.
96
298260
2459
Alıntılayacağım,
05:01
And I quote:
97
301529
1242
05:03
"As my muscles weakened,
98
303632
1976
"Kaslarım güçsüzleştikçe,
kalemim güçlendi.
05:06
my writing became stronger.
99
306260
1975
05:08
As I slowly lost my speech,
100
308990
2543
Konuşmamı yavaşça yitirdikçe,
05:11
I gained my voice.
101
311972
1618
sesimi kazandım.
05:14
As I diminished, I grew.
102
314466
2162
Zayıfladıkça, büyüdüm.
Çok fazla şey yitirdikçe,
05:17
As I lost so much,
103
317140
1837
sonunda kendimi buldum."
05:19
I finally started to find myself."
104
319001
2778
Bana göre, Neil Selinger
05:23
Neil Selinger, to me,
105
323692
1252
05:24
is the embodiment of mounting the staircase
106
324968
3381
üçüncü perdede merdiveni çıkmanın
simgesi.
05:28
in his third act.
107
328373
1508
05:30
Now we're all born with spirit, all of us,
108
330902
2738
Bizler ruhla doğduk, hepimiz,
ama bazen şiddet, suistimal, ihmal gibi
05:33
but sometimes it gets tamped down beneath the challenges of life,
109
333664
4144
hayatın zorlukları altında
05:37
violence, abuse, neglect.
110
337832
1857
ruhumuz eziliyor.
05:40
Perhaps our parents suffered from depression.
111
340767
2580
Ailelerimiz depresyondan muzdarip olmuş olabilirler.
Belki de bizi dünyadaki başarılarımızın
05:43
Perhaps they weren't able to love us beyond how we performed in the world.
112
343371
4906
ötesinde sevememişlerdir.
Belki hala ruhsal bir acı,
05:49
Perhaps we still suffer from a psychic pain, a wound.
113
349196
4040
bir yaradan muzdaribizdir.
Belki ilişkilerimizin çoğunun sonuçlanmadığını düşünüyoruzdur.
05:53
Perhaps we feel that many of our relationships
114
353260
2565
05:55
have not had closure.
115
355849
1387
Ve bu yüzden yarım kalmış hissediyoruz.
05:57
And so we can feel unfinished.
116
357260
2508
06:00
Perhaps the task of the third act
117
360823
3456
Belki de üçüncü perdenin görevi
kendimizi tamalama görevini bitirmektir.
06:04
is to finish up the task of finishing ourselves.
118
364391
3168
06:08
For me, it began as I was approaching my third act, my 60th birthday.
119
368665
5549
Benim için, bu üçüncü perdeme yaklaşırken başladı,
60. doğumgünümde.
06:14
How was I supposed to live it?
120
374902
1512
Onu nasıl yaşamalıydım?
06:16
What was I supposed to accomplish in this final act?
121
376823
2912
Son perdede neyi başarmalıydım?
06:19
And I realized that, in order to know where I was going,
122
379759
3603
Farkettim ki, nereye gittiğimi bilmek için,
06:23
I had to know where I'd been.
123
383942
1552
nereden geldiğimi bilmeliydim.
Böylece geri dönüp
06:26
And so I went back and I studied my first two acts,
124
386109
4127
ilk iki sahnemi çalıştım,
o zamanlar kim olduğumu,
06:30
trying to see who I was then,
125
390260
2623
06:32
who I really was, not who my parents or other people told me I was,
126
392907
5443
ailemin ya da başka insanların
olduğumu söyledikleri ya da davrandıkları kişi değil,
gerçekten kim olduğumu görmeye çalıştım.
06:38
or treated me like I was.
127
398374
1626
Ama kimdim? Ailem kimdi --
06:40
But who was I?
128
400024
1168
06:41
Who were my parents -- not as parents, but as people?
129
401216
2789
aile olarak değil, insan olarak.
Onların aileleri kimlerdi?
06:45
Who were my grandparents?
130
405013
1705
06:46
How did they treat my parents?
131
406742
1766
Onlara nasıl davranmışlardı?
06:48
These kinds of things.
132
408532
1323
Bunun gibi şeyler.
Birkaç yıl sonra farkettim ki
06:52
I discovered, a couple of years later,
133
412565
2610
geçtiğim bu sürece psikologlar
06:55
that this process that I had gone through
134
415199
2977
"hayatı gözden geçirme"
06:58
is called by psychologists "doing a life review."
135
418200
3740
adını veriyorlar.
07:01
And they say it can give new significance and clarity and meaning
136
421964
3866
Ve bir insanın hayatına yeni bir
önem, açıklık ve anlam kattığını
07:05
to a person's life.
137
425854
1442
söylüyorlar.
07:07
You may discover, as I did,
138
427950
2672
Siz de, benim yaptığım gibi,
07:10
that a lot of things that you used to think were your fault,
139
430646
2976
düşündüğünüz birçok şeyin hatalarınız olduğunu,
hakkınızda düşündüğünüz birçok şeyin sizinle bir
07:14
a lot of things you used to think about yourself,
140
434586
2785
alakası olmadığını keşfedebilirsiniz.
07:17
really had nothing to do with you.
141
437395
2088
Sizin hatanız değildi; siz iyisiniz.
07:20
It wasn't your fault; you're just fine.
142
440260
2976
Ve geri dönüp onları
07:23
And you're able to go back and forgive them.
143
443540
3121
ve kendinizi
affedebilirsiniz.
07:27
And forgive yourself.
144
447260
1352
Kendinizi geçmişten
07:29
You're able to free yourself
145
449219
2679
kurtarabilirsiniz.
07:32
from your past.
146
452406
1210
Geçmişle olan ilişkinizi
07:34
You can work to change your relationship to your past.
147
454172
3468
değiştirmeye çalışabilirsiniz.
Bununla ilgili bir kitap yazarken,
07:38
Now while I was writing about this,
148
458394
1903
Viktor Frankl'ın "İnsanın Anlam Arayışı" adlı kitabına
07:40
I came upon a book called "Man's Search for Meaning"
149
460321
3212
denk geldim.
07:43
by Viktor Frankl.
150
463557
1501
Viktor Frankl beş yılını Nazi toplama
07:45
Viktor Frankl was a German psychiatrist
151
465082
2575
07:47
who'd spent five years in a Nazi concentration camp.
152
467681
2761
kampında geçiren Alman bir psikiyatristti.
07:50
And he wrote that, while he was in the camp,
153
470982
2241
Ve yazdığına göre, kamptayken,
07:53
he could tell, should they ever be released,
154
473934
3453
serbest bırakılmalılar mı, hangileri iyi
07:57
which of the people would be OK, and which would not.
155
477411
4322
olabilecek hangileri olamayacak,
sorularına cevap verebilirmiş.
Şöyle yazıyor:
08:02
And he wrote this:
156
482220
1411
"Hayatta herşeyiniz elinizden alınabilir
08:07
"Everything you have in life can be taken from you
157
487375
2649
tek şey dışında,
08:10
except one thing:
158
490048
1353
bu duruma nasıl karşılık
08:12
your freedom to choose how you will respond to the situation.
159
492164
4951
vereceğinizi seçmenin
özgürlüğü.
Yaşadığımız hayatın
08:18
This is what determines the quality of the life we've lived --
160
498260
3650
kalitesini belirleyen budur --
08:21
not whether we've been rich or poor,
161
501934
2056
zengin ya da fakir, ünlü ya da tanınmamış,
sağlıklı ya da acı çekiyor
08:24
famous or unknown,
162
504014
1732
08:25
healthy or suffering.
163
505770
1429
olmamız değil.
08:27
What determines our quality of life is how we relate to these realities,
164
507974
5649
Hayat kalitemizi belirleyen şey
bu gerçeklerle kurduğumuz ilişki,
08:33
what kind of meaning we assign them,
165
513647
2152
onlara yüklediğimiz anlamlar,
08:35
what kind of attitude we cling to about them,
166
515823
3167
onlarla ilgili takındığımız tutum,
tetiklemelerine izin verdiğimiz ruh hali."
08:39
what state of mind we allow them to trigger."
167
519014
2800
Belki de üçüncü perdenin temel amacı
08:43
Perhaps the central purpose of the third act
168
523006
2683
08:45
is to go back and to try, if appropriate,
169
525713
3977
eğer mümkünse, geri dönüp
08:49
to change our relationship to the past.
170
529714
3610
geçmişle olan ilişkimizi değiştirmeye
çalışmak.
08:53
It turns out that cognitive research shows
171
533974
3182
Zihinsel araştırmalar gösteriyor ki,
bunu yapabildiğimizde,
08:57
when we are able to do this,
172
537180
1780
08:58
it manifests neurologically --
173
538984
2579
nörolojik olarak ortaya çıkıyor --
09:01
neural pathways are created in the brain.
174
541587
3093
beyinde nöral yollar ortaya çıkıyor.
09:04
You see, if you have, over time,
175
544704
1977
Görüyorsunuz, eğer zaman içinde
09:06
reacted negatively to past events and people,
176
546705
3403
geçmiş olaylara ve insanlara olumsuz tepki vermişseniz,
nöral yollar beyinden yollanan
09:10
neural pathways are laid down
177
550132
2282
09:12
by chemical and electrical signals that are sent through the brain.
178
552438
3437
kimyasal ve elektriksel işaretler ile belirleniyor.
Ve zaman içinde, bu nöral yollar değiştirilemez oluyor,
09:16
And over time, these neural pathways become hardwired.
179
556236
3470
norma dönüşüyorlar --
09:19
They become the norm -- even if it's bad for us,
180
559730
2826
ve bize zarar veriyorlar
09:22
because it causes us stress and anxiety.
181
562580
2778
çünkü stres ve endişeye neden oluyorlar.
Fakat,
09:26
If, however,
182
566189
1460
09:27
we can go back and alter our relationship,
183
567673
3736
geri gider ve ilişkilerimizi değiştirirsek,
09:31
re-vision our relationship to past people and events,
184
571433
4296
geçmişteki insanlar ve olaylarla
olan ilişkilerimize bakışımızı değiştirirsek,
09:35
neural pathways can change.
185
575753
1949
nöral yollar değişebilir.
09:37
And if we can maintain the more positive feelings
186
577726
3958
Geçmişle ilgili daha
olumlu hisler beslersek,
09:41
about the past,
187
581708
1157
09:42
that becomes the new norm.
188
582889
1802
yeni bir norm oluşur.
09:44
It's like resetting a thermostat.
189
584715
2579
Bu termostatı sıfırlamak gibi birşey.
Bizi bilge yapan
09:48
It's not having experiences
190
588132
3064
deneyimler değil,
09:51
that makes us wise.
191
591220
2432
bizi bilge yapan bu deneyimler
09:54
It's reflecting on the experiences that we've had that makes us wise
192
594260
5269
hakkında derinlemesine düşünmek --
09:59
and that helps us become whole,
193
599553
1977
ve bu bizim tamamlanmamıza yardım ediyor,
10:01
brings wisdom and authenticity.
194
601554
2213
bilgelik ve gerçeklik katıyor.
10:03
It helps us become what we might have been.
195
603791
2741
Olduğumuz kişi olmamıza yardımcı oluyor.
10:07
Women start off whole, don't we?
196
607665
2237
Kadınlar baştan başlıyor, değil mi?
10:09
I mean, as girls, we're feisty -- "Yeah? Who says?"
197
609926
2772
Yani, kızlar olarak, cesaretle başlıyoruz -- "Evet, kim demiş?"
10:12
(Laughter)
198
612722
1050
Bizler temsilciyiz.
10:13
We have agency.
199
613796
1165
10:14
We are the subjects of our own lives.
200
614985
2450
Kendi hayatlarımızın özneleriyiz.
Ama çoğu zaman,
10:17
But very often,
201
617459
1384
10:18
many, if not most of us, when we hit puberty,
202
618867
2585
ergenliğe girdiğimizde, çoğumuz,
10:21
we start worrying about fitting in and being popular.
203
621476
2784
uyum sağlamaya ve popüler olmaya çalışıyoruz.
10:24
And we become the subjects and objects of other people's lives.
204
624839
3976
Ve diğer insanların hayatlarının özneleri ve nesneleri oluyoruz.
Ama şimdi, üçüncü perdemizde,
10:29
But now, in our third acts,
205
629260
2020
başladığımız yere
10:32
it may be possible for us to circle back to where we started,
206
632030
4609
dönüp belki de ilk defa herşeyi
anlayabiliriz.
10:37
and know it for the first time.
207
637330
2507
Ve eğer bunu yapabilirsek,
10:40
And if we can do that,
208
640229
1413
10:41
it will not just be for ourselves.
209
641666
2566
bu sadece kendimiz için yapmış olmayacağız.
10:44
Older women are the largest demographic in the world.
210
644878
3430
Dünyada
yaşı ileri kadınlar en büyük nüfusa sahip.
Eğer geri gidip, kendimizi tekrar tanımlarsak
10:49
If we can go back and redefine ourselves
211
649093
3330
ve bir bütün olursak,
10:52
and become whole,
212
652447
1583
dünyada kültürel bir değişim yaşanır
10:54
this will create a cultural shift in the world,
213
654054
3885
10:58
and it will give an example to younger generations
214
658808
3221
ve genç kuşaklara kendi ömürlerini
gözden geçirmeleri konusunda bir örnek olur.
11:02
so that they can reconceive their own lifespan.
215
662053
2865
11:04
Thank you very much.
216
664942
1270
Çok teşekkür ederim.
11:06
(Applause)
217
666236
6889
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7