The thrilling potential of SixthSense technology | Pranav Mistry

Pranav Mistry: AltıncıHis teknolojisinin heyecan verici potansiyeli

5,322,990 views

2009-11-18 ・ TED


New videos

The thrilling potential of SixthSense technology | Pranav Mistry

Pranav Mistry: AltıncıHis teknolojisinin heyecan verici potansiyeli

5,322,990 views ・ 2009-11-18

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Ümitcan Altuğ Gözden geçirme: osman oguz ahsen
00:15
We grew up
0
15260
1976
Hepimiz çevremizdeki
00:17
interacting with the physical objects around us.
1
17260
2976
nesnelerle etkileşimde bulunarak büyüdük.
00:20
There are an enormous number of them that we use every day.
2
20260
3400
Çok büyük bir kısmını
günlük yaşantımızda kullanıyoruz.
00:24
Unlike most of our computing devices,
3
24553
2683
Birçok bilgi-işlem cihazımızın aksine,
00:27
these objects are much more fun to use.
4
27260
2253
bu nesneleri kullanmak çok daha zevkli.
Nesneler hakkında konuştuğunuz zaman,
00:31
When you talk about objects,
5
31180
2056
00:33
one other thing automatically comes attached to that thing,
6
33260
2976
bir başka şey de bunun yanında otomatik olarak gelir,
00:36
and that is gestures:
7
36260
1976
ki o da jestlerdir:
00:38
how we manipulate these objects,
8
38260
1976
nesneleri nasıl manipüle ettiğimiz,
00:40
how we use these objects in everyday life.
9
40260
2976
günlük yaşantımızda nasıl kullandığımız.
00:43
We use gestures not only to interact with these objects,
10
43260
2976
Jestleri sadece bu nesnelerle etkileşim için değil,
00:46
but we also use them to interact with each other.
11
46260
2286
onları kendi aralarında etkileşime sokmak için de kullanırız.
00:48
A gesture of "Namaste!", maybe, to respect someone, or maybe,
12
48570
3666
"Namaste!" jesti, belki birisine saygı göstermek,
ya da belki --
00:52
in India I don't need to teach a kid that this means
13
52260
2429
Hindistan'da bir çocuğa bunun krikette "4 koşu" demek
00:54
"four runs" in cricket.
14
54713
1523
olduğunu öğretmeme gerek yoktur.
00:56
It comes as a part of our everyday learning.
15
56260
2523
Bu günlük öğrenmenin bir parçası olarak gelir.
00:59
So, I am very interested, from the beginning,
16
59716
3520
Başından beri,
bir konuyla ilgileniyorum --
01:03
how our knowledge about everyday objects and gestures,
17
63260
3976
Yaşantımızdaki günlük objeler
ve jestler hakkındaki bilgimizin,
01:07
and how we use these objects,
18
67260
1976
ve onları kullanma biçimimizin
01:09
can be leveraged to our interactions with the digital world.
19
69260
2976
dijital dünyayla olan etkileşimimize nasıl uyarlanabilir...
01:12
Rather than using a keyboard and mouse,
20
72260
2976
Klavye ve fare kullanmak yerine,
01:15
why can I not use my computer
21
75260
2976
neden bilgisayarımı fiziksel dünyayla
01:18
in the same way that I interact in the physical world?
22
78260
2976
etkileşim kurduğum şekilde kullanamayayım?
01:21
So, I started this exploration around eight years back,
23
81260
2976
Bu yolculuğa 8 yıl önce başladım,
01:24
and it literally started with a mouse on my desk.
24
84260
2976
ve gerçekten de masamın üstündeki fare ile başladı.
01:27
Rather than using it for my computer, I actually opened it.
25
87260
5976
Onu bilgisayarımla kullanmak yerine,
onun içini açtım.
01:33
Most of you might be aware that, in those days,
26
93260
2191
Çoğunuz bilirsiniz, o zamanlar,
01:35
the mouse used to come with a ball inside,
27
95475
2000
farelerin içinde bir top olurdu,
01:37
and there were two rollers
28
97499
1737
ve iki tane tekerlek vardı ki
01:39
that actually guide the computer where the ball is moving,
29
99260
2976
bunlar bilgisayara topun ve ona uyumlu olarak
01:42
and, accordingly, where the mouse is moving.
30
102260
2096
farenin nereye gittiğini iletirlerdi.
01:44
So, I was interested in these two rollers,
31
104380
2856
Her neyse, bu tekerlekler benim ilgimi çekti,
01:47
and I actually wanted more, so I borrowed another mouse from a friend --
32
107260
3381
ve daha fazlasını istedim, dolayısıyla arkadaşımdan bir fare daha ödünç aldım --
01:50
never returned to him --
33
110665
1571
ona hiç geri vermedim --
01:52
and I now had four rollers.
34
112260
1976
böylece dört tane tekerleğim oldu.
01:54
Interestingly, what I did with these rollers is,
35
114260
2976
İlginç olan, basit bir şekilde,
01:57
basically, I took them off of these mouses and then put them in one line.
36
117260
4976
bu tekerlekleri farelerden çıkarttım
ve onları bir çizgi üzerine monte ettim.
02:02
It had some strings and pulleys and some springs.
37
122260
2976
Düzenekte birkaç iplik, makara ve yay da vardı.
02:05
What I got is basically a gesture-interface device
38
125260
2976
Yaptığım şey temel olarak iki dolarlık
02:08
that actually acts as a motion-sensing device
39
128260
3976
el hareketlerini algılayan bir hareket arayüzü
02:12
made for two dollars.
40
132260
1976
cihazıydı.
02:14
So, here, whatever movement I do in my physical world
41
134260
2976
Ve, işte, yaklaşık sekiz yıl önce, 2000'de yaptığım
02:17
is actually replicated inside the digital world
42
137260
2976
sadece küçük bir alet ile fiziksel dünyada
02:20
just using this small device that I made, around eight years back,
43
140260
3096
yaptığım her hareket dijital dünyada taklit
02:23
in 2000.
44
143380
1856
ediliyor.
02:25
Because I was interested in integrating these two worlds,
45
145260
2667
Bu iki dünyayı birleştirmekle ilgilendiğimden,
02:27
I thought of sticky notes.
46
147951
1285
yapışkan notları düşündüm.
02:29
I thought, "Why can I not connect
47
149260
2976
Ve kendime sordum, "Neden
02:32
the normal interface of a physical sticky note
48
152260
2143
fiziksel bir yapışkan not arayüzünü dijital
02:34
to the digital world?"
49
154427
1809
dünyaya bağlayamayayım?"
02:36
A message written on a sticky note to my mom,
50
156260
2148
Kağıt üzerinde anneme yazılmış bir not
02:38
on paper,
51
158432
1204
bir SMS
02:39
can come to an SMS,
52
159660
1576
haline gelebilir,
02:41
or maybe a meeting reminder
53
161260
1976
yahut bir toplantı hatırlatması
02:43
automatically syncs with my digital calendar --
54
163260
2191
dijital takvimimle otomatik olarak senkronize olabilir --
02:45
a to-do list that automatically syncs with you.
55
165475
2761
sizinle otomatik olarak senkronize olan bir yapılacaklar listesi.
02:48
But you can also search in the digital world,
56
168260
2976
Ama dijital dünyada aynı zamanda arama da
02:51
or maybe you can write a query, saying,
57
171260
1976
yapabilirsiniz, ya da "Dr. Smith'in adresi
02:53
"What is Dr. Smith's address?"
58
173260
1976
nedir?" gibi bir sorgu yapabilirsiniz.
02:55
and this small system actually prints it out --
59
175260
2191
ve bu küçük sistem gerçekten sonucu bastırır --
02:57
so it actually acts like a paper input-output system,
60
177475
2477
kısacası sistem yalnızca kağıttan yapılmış bir kağıt
02:59
just made out of paper.
61
179976
2785
girdi-çıktı sistemi gibi davranır
03:05
In another exploration,
62
185260
1976
Bir başka deneme olarak,
03:07
I thought of making a pen that can draw in three dimensions.
63
187260
2976
üç boyutlu çizebilen bir kalem yapmayı düşündüm.
03:10
So, I implemented this pen that can help designers and architects
64
190260
3976
Ve, mimarlara ve tasarımcılara
sadece üç boyutlu düşünmeyi değil
03:14
not only think in three dimensions,
65
194260
1976
gerçekten üç boyutlu çizmeyi sağlayacak,
03:16
but they can actually draw,
66
196260
1976
ve bu şekilde daha sezgisel
03:18
so that it's more intuitive to use that way.
67
198260
2048
bir kullanımı olacak kalemi gerçeğe dönüştürdüm.
03:20
Then I thought, "Why not make a Google Map,
68
200332
2048
Sonra düşündüm, "Neden Google'ın haritaları
03:22
but in the physical world?"
69
202404
1832
fiziksel dünyada uygulanmasın?"
03:24
Rather than typing a keyword to find something,
70
204260
2976
Bir şeyi bulmak için anahtar kelime yazmak yerine,
03:27
I put my objects on top of it.
71
207260
1976
üzerine çeşitli eşyalarımı koydum.
03:29
If I put a boarding pass, it will show me where the flight gate is.
72
209260
3191
Uçak biletimi koyarsam, bana uçuş kapısının nerede olduğunu gösterecek.
03:32
A coffee cup will show where you can find more coffee,
73
212475
2761
Bir fincan size nerelerde daha fazla kahve bulabileceğinizi, ya da
03:35
or where you can trash the cup.
74
215260
1976
fincanı nereye atabileceğinizi gösterecek.
03:37
So, these were some of the earlier explorations I did
75
217260
2976
Bunlar önceden yaptığım bazı deneylerdi çünkü
03:40
because the goal was to connect these two worlds seamlessly.
76
220260
3000
amacım iki dünyayı sorunsuz şekilde bağlamaktı.
03:44
Among all these experiments,
77
224260
1976
Bütün bu deneyler arasında
03:46
there was one thing in common:
78
226260
1976
bir şey ortaktı:
03:48
I was trying to bring a part of the physical world
79
228260
3505
fiziksel dünyadan bir parçayı dijital dünyaya taşımaya çalışıyordum.
03:51
to the digital world.
80
231789
1498
Ya nesnelerin bir parçasını, ya da
03:53
I was taking some part of the objects,
81
233311
1925
03:55
or any of the intuitiveness of real life,
82
235260
2977
gerçek hayata dair bir sezgiyi alıp
03:58
and bringing them to the digital world,
83
238261
2189
bunları dijital dünyaya taşıyordum,
04:00
because the goal was to make our computing interfaces more intuitive.
84
240474
4025
çünkü amaç bilgi-işlem arayüzlerini daha sezgisel yapmaktı.
04:04
But then I realized that we humans are not actually interested in computing.
85
244523
4713
Fakat sonra farkettim ki, biz insanlar
aslında bilgisayarlarla çok ilgilenmiyorduk.
04:09
What we are interested in is information.
86
249260
2976
Bizim ilgilendiğimiz şey bilgiydi.
04:12
We want to know about things.
87
252260
1976
Eşya hakkındaki herşeyi bilmek istiyorduk.
04:14
We want to know about dynamic things going around.
88
254260
2381
Etrafımızda olan bitenden haberdar olmak istiyorduk.
04:16
So I thought, around last year -- in the beginning of the last year --
89
256665
4571
Ve geçen sene -- geçen senenin başında -- düşünmeye
04:21
I started thinking, "Why can I not take this approach in the reverse way?"
90
261260
3477
başladım, "Neden bu yaklaşımı tersten ele alamayım?"
Ya da, "Dijital dünyamı alıp, fiziksel dünyamı
04:25
Maybe, "How about I take my digital world
91
265379
2057
04:27
and paint the physical world with that digital information?"
92
267460
4776
onun dijital bilgisiyle bezersem nasıl olur?"
An itibariyle, pikseller cebimize sığmakta olan dikdörtgen cihazların içinde
04:33
Because pixels are actually, right now, confined in these rectangular devices
93
273414
3622
sınırlı durumdalar.
04:37
that fit in our pockets.
94
277060
1747
04:38
Why can I not remove this confine
95
278831
2405
Neden bu sınırı kaldırmayayım da
04:41
and take that to my everyday objects, everyday life
96
281260
2976
her gün kullandığım şeyleri, günlük hayatımı
04:44
so that I don't need to learn the new language
97
284260
2143
bu pikselleri kullanabilmek için yeni bir dil
04:46
for interacting with those pixels?
98
286427
1797
öğrenmeme gerek kalmasın?
04:49
So, in order to realize this dream,
99
289474
2762
Ve, bu hayali hayata geçirmek için
04:52
I actually thought of putting a big-size projector on my head.
100
292260
2976
kafama büyük ebatlı bir projektör koymayı bile düşündüm.
04:55
I think that's why this is called a head-mounted projector, isn't it?
101
295260
3239
Sanırım bundan dolayı başa bağlı projektör deniliyor, değil mi?
04:58
I took it very literally,
102
298523
1713
Bunu kelime anlamıyla anladım,
05:00
and took my bike helmet,
103
300260
1976
ve bisiklet kaskımı aldım,
05:02
put a little cut over there so that the projector actually fits nicely.
104
302260
3381
projektörün daha iyi oturması için tepesini kestim.
05:05
So now, what I can do --
105
305665
1571
Sonrasında, ne yapabilirim --
05:07
I can augment the world around me with this digital information.
106
307260
3805
Etrafımdaki dünyayı bu dijital veriyle genişletebilirim.
05:11
But later,
107
311918
1218
Ama sonra,
05:13
I realized that I actually wanted to interact
108
313160
2159
Fark ettim ki o piksellerle aynı zamanda oynamayı da istiyordum.
05:15
with those digital pixels, also.
109
315343
1593
05:16
So I put a small camera over there that acts as a digital eye.
110
316960
3276
Ve oraya küçük bir kamera koydum,
diijital göz görevi yapsın diye.
05:20
Later, we moved to a much better,
111
320260
1976
Ardından, çok daha fazla yol katettik,
05:22
consumer-oriented pendant version of that,
112
322260
2000
tüketicye yönelik boyuna askılı hali,
05:24
that many of you now know as the SixthSense device.
113
324284
2952
çoğunuzun AltıncıHis cihazı diye bildiği şey.
05:27
But the most interesting thing about this particular technology
114
327260
2976
Fakat bu özel teknolojinin en ilginç yanı onu
05:30
is that you can carry your digital world with you
115
330260
3976
nereye giderseniz gidin yanınızda götürüyor
05:34
wherever you go.
116
334260
1976
olmanızdır.
05:36
You can start using any surface, any wall around you,
117
336260
2976
Etrafınızdaki bütün yüzeyleri ve duvarları arayüz olarak kullanmaya
05:39
as an interface.
118
339260
1976
başlayabilirsiniz.
05:41
The camera is actually tracking all your gestures.
119
341260
2976
Kamera bütün hareketlerinizi takip ediyor.
05:44
Whatever you're doing with your hands,
120
344260
1976
Ellerinizle ne yaparsanız yapın,
05:46
it's understanding that gesture.
121
346260
1976
yaptığınız hareketi anlıyor.
05:48
And, actually, if you see, there are some color markers
122
348260
2576
Ve aslında, görüyorsanız, ilk versiyonla beraber kullandığımız
05:50
that in the beginning version we are using with it.
123
350860
2476
renkli kalemler de var.
05:53
You can start painting on any wall.
124
353360
1876
Herhangi bir duvarda resim yapabilirsiniz.
05:55
You stop by a wall, and start painting on that wall.
125
355260
2976
Bir duvarda durup, üzerinde resim yapmaya başlayabilirsiniz.
05:58
But we are not only tracking one finger, here.
126
358260
2143
Ama burada sadece bir parmağı takip ertmiyoruz.
06:00
We are giving you the freedom of using all of both of your hands,
127
360427
3809
Size iki elinizi de kullanma özgürlüğünü veriyoruz,
06:04
so you can actually use both of your hands to zoom into or zoom out
128
364260
3143
öyle ki iki elinizi de bir harita üzerinde yaklaşmak veya uzaklaşmak
06:07
of a map just by pinching all present.
129
367427
1976
için bir çimdik hareketi ile kullanabilirsiniz.
06:09
The camera is actually doing -- just, getting all the images --
130
369427
3809
Kameranın yaptığı işe gelirsek --
sadece, tüm resimleri alıyor --
06:13
is doing the edge recognition and also the color recognition
131
373260
2976
köşe ve renk teşhisini yapıyor ve
06:16
and so many other small algorithms are going on inside.
132
376260
2976
ve içindeki birçok küçük algoritmaya göre işliyor.
06:19
So, technically, it's a little bit complex,
133
379260
2000
Yani, teknik olarak, bu biraz karmaşık,
06:21
but it gives you an output which is more intuitive to use, in some sense.
134
381284
3476
ama bir anlamda size kullanması daha sezgisel olan bir çıktı veriyor.
06:24
But I'm more excited that you can actually take it outside.
135
384784
2852
Ama ben onu dışarı çıkarabilmeniz konusunda heyecanlıyım.
06:27
Rather than getting your camera out of your pocket,
136
387660
2576
Cebinizden bir kamera çıkarmak yerine,
06:30
you can just do the gesture of taking a photo,
137
390260
2976
sadece bir fotoğraf çekme hareketi yapabilirsiniz
06:33
and it takes a photo for you.
138
393260
1976
ve o da sizin için fotoğrafı çeker.
06:35
(Applause)
139
395260
3976
(Alkışlar)
06:39
Thank you.
140
399260
1000
Teşekkürler.
06:40
And later I can find a wall, anywhere,
141
400859
2377
Ve sonra herhangi bir yerde, bir duvar bulabilirim
06:43
and start browsing those photos
142
403260
1976
ve bu fotoğraflarda gezinebilirim
06:45
or maybe, "OK, I want to modify this photo a little bit
143
405260
2676
ve belki, "Tamam, bu fotoğrafı biraz değiştirmek ve
06:47
and send it as an email to a friend."
144
407960
1986
bir arkadaşıma e-posta olarak göndermek istiyorum"
06:49
So, we are looking for an era
145
409970
2266
Yani, biz bilgi-işlemin fiziksel dünya ile
06:52
where computing will actually merge with the physical world.
146
412260
2976
birleşeceği bir çağ arıyoruz.
06:55
And, of course, if you don't have any surface,
147
415260
2976
Ve, tabi, eğer hiç yüzeyiniz yoksa,
06:58
you can start using your palm for simple operations.
148
418260
2976
basit işlemler için avucunuzu kullanmaya başlayabilirsiniz.
07:01
Here, I'm dialing a phone number just using my hand.
149
421260
2477
Burada, sadece elimi kullanarak, bir telefon numarası çeviriyorum.
07:07
The camera is actually not only understanding your hand movements,
150
427140
3096
Kamera sadece sizin el hareketlerinizi anlamakla kalmıyor,
07:10
but, interestingly,
151
430260
1176
ama, ilginç olarak
07:11
is also able to understand what objects you are holding in your hand.
152
431460
3239
elinizde hangi nesneleri tuttuğunuzu da anlayabiliyor.
Burada gerçekte yaptığımız şey --
07:15
For example, in this case,
153
435269
3967
örneğin, bu durumda,
07:19
the book cover is matched
154
439260
1976
kitabın kapağı binlerce
07:21
with so many thousands, or maybe millions of books online,
155
441260
2976
belki milyonlarca kitap ile internetten karşılaştırılıyor,
07:24
and checking out which book it is.
156
444260
1976
ve hangi kitap olduğu bulunuyor.
07:26
Once it has that information,
157
446260
1476
Bu bilgiye sahip olduğu zaman,
07:27
it finds out more reviews about that,
158
447760
1876
onun hakkındaki eleştirileri buluyor,
07:29
or maybe New York Times has a sound overview on that,
159
449660
2576
veya belki New York Times'in sesli bir tenkiti vardır,
07:32
so you can actually hear, on a physical book,
160
452260
2096
öyleyse fiziksel bir kitap üzerine yazılmış bir eleştiriyi
07:34
a review as sound.
161
454380
1856
sesli olarak dinleyebilirsiniz.
07:36
(Video) Famous talk at Harvard University --
162
456260
2176
("Harvard Üniversitesi'ndeki ünlü konuşma")
07:38
This was Obama's visit last week to MIT.
163
458460
3776
Bu Obama'nın MIT'ye geçen hafta yaptığı ziyaretti.
07:42
(Video) And particularly I want to thank two outstanding MIT --
164
462260
3465
("... ve özellikle 2 sıradışı MIT üyesine teşekkür etmek istiyorum ...")
07:45
Pranav Mistry: So, I was seeing the live [video] of his talk,
165
465749
3034
Yani, bu canlı videoy, dışarıda, sadece bir gazete üzerinde seyredebiliyordum.
07:48
outside, on just a newspaper.
166
468807
1942
07:51
Your newspaper will show you live weather information
167
471260
2976
Gazeteniz size canlı hava durumunu gösterecek
07:54
rather than having it updated.
168
474260
2606
onu güncellemek için bilgisayarınızı kontrol etmek zorunda
07:56
You have to check your computer in order to do that, right?
169
476890
2847
kalmayacaksınız, değil mi?
07:59
(Applause)
170
479761
4475
(Alkışlar)
08:04
When I'm going back, I can just use my boarding pass
171
484260
2976
Geri dönerken, uçuşumun ne kadar gecikmeli olduğunu
08:07
to check how much my flight has been delayed,
172
487260
2096
öğrenmek için sadece uçak biletimi kullanabilirim,
08:09
because at that particular time,
173
489380
1856
çünkü o anda, iPhone'umu
08:11
I'm not feeling like opening my iPhone,
174
491260
1976
açmak ve özel bir ikona tıklamak
08:13
and checking out a particular icon.
175
493260
1976
istemiyor olabilirim.
08:15
And I think this technology will not only change the way --
176
495260
3134
Ve bence bu teknoloji sadece onla değil --
08:18
(Laughter)
177
498418
976
Evet. (Kahkahalar)
08:19
Yes.
178
499418
1018
08:20
It will change the way we interact with people, also,
179
500460
2478
Sadece fiziksel dünya ile değil, insanlar ile olan
08:22
not only the physical world.
180
502962
1515
etkileşimimizi de değiştirecektir.
08:24
The fun part is, I'm going to the Boston metro,
181
504501
2735
Komik olan, Boston metrosuna gidiyorum,
08:27
and playing a pong game inside the train on the ground, right?
182
507260
4976
ve trenin içerisinde bir pong oyunu oynuyorum,
yerde, tamam mı?
08:32
(Laughter)
183
512260
1076
(Kahkahalar)
08:33
And I think the imagination is the only limit
184
513360
2096
Ve bence bu tip bir teknoloji gerçek dünya ile
08:35
of what you can think of
185
515480
1756
birleşeceği zaman
08:37
when this kind of technology merges with real life.
186
517260
2476
düşünebileceğiniz şeylerin tek sınırı hayal gücüdür.
08:39
But many of you argue, actually,
187
519760
1876
Ama çoğunuz, yaptığımız çoğu iş
08:41
that all of our work is not only about physical objects.
188
521660
2676
fiziksel nesnelerle ilgili değil diyebilirsiniz.
08:44
We actually do lots of accounting and paper editing
189
524360
2976
Aslında bir çok muhasebe hesabı ve döküman işleme
08:47
and all those kinds of things; what about that?
190
527360
2291
vb şeyler yapıyoruz; onlar ne olacak?
08:49
And many of you are excited about the next-generation tablet computers
191
529675
3561
Ve birçoğunuz gelecek nesil tablet bilgisayarların piyasaya çıkması
08:53
to come out in the market.
192
533260
1976
konusunda heyecanlısınızdır.
08:55
So, rather than waiting for that,
193
535260
1976
Yani, bunu beklemek yerine,
08:57
I actually made my own, just using a piece of paper.
194
537260
2976
ben sadece bir parça kağıt kullanarak, kendiminkini yaptım.
09:00
So, what I did here is remove the camera --
195
540260
2000
Burada yaptığım kamerayı çıkarmak --
09:02
All the webcam cameras have a microphone inside the camera.
196
542284
3952
Ve tüm web kameralarının içinde bir mikrofon olur.
09:06
I removed the microphone from that,
197
546260
2976
Ondan da mikrofonu çıkarttım,
09:09
and then just pinched that --
198
549260
1976
ve onu parmaklarımın arasına aldım --
09:11
like I just made a clip out of the microphone --
199
551260
2976
mikrofondan bir ataş yapmış gibi --
09:14
and clipped that to a piece of paper, any paper that you found around.
200
554260
3976
ve bunu bir kağıt parçasına, etraftaki herhangi bir kağıda tutturdum.
09:18
So now the sound of the touch
201
558260
2976
Yani dokunmanın sesi
09:21
is getting me when exactly I'm touching the paper.
202
561260
2976
tam da dokunduğum zaman geliyor.
09:24
But the camera is actually tracking where my fingers are moving.
203
564260
3976
Ama kamera aslında benim ellerimin hareket ettiği yerleri takip ediyor.
09:28
You can of course watch movies.
204
568260
2976
Tabi film de seyredebilirsiniz.
09:31
(Video) Good afternoon. My name is Russell,
205
571260
2976
("İyi günlerç Benim adım Russell ...")
09:34
and I am a Wilderness Explorer in Tribe 54."
206
574260
2976
(".. ve ben 54cü kavimdeki Vahşi Dünya Araştırmacısıyım.")
09:37
PM: And you can of course play games.
207
577260
2976
Ve tabi oyun da oynayabilirsiniz.
09:40
(Car engine)
208
580260
2976
(Araba motoru)
09:43
Here, the camera is actually understanding how you're holding the paper
209
583260
3334
Burada, kamera aslında kağıdı nasıl tuttuğunuz anlıyor ve
09:46
and playing a car-racing game.
210
586618
1618
bir araba yarışı oyunu oynuyorsunuz.
09:48
(Applause)
211
588260
3000
(Alkışlar)
09:52
Many of you already must have thought, OK, you can browse.
212
592656
2778
Birçoğunuz düşünmüş olmalı, tabi, gezebilirsiniz.
Evet. Tabi ki tüm sitelere girebilirsiniz.
09:55
Yeah. Of course you can browse to any websites
213
595458
2278
09:57
or you can do all sorts of computing on a piece of paper
214
597760
2676
veya nerede ihtiyacınız olursa olsun her türlü işlemi
10:00
wherever you need it.
215
600460
1176
kağıt üzerinde yapabilirsiniz.
10:01
So, more interestingly,
216
601660
2576
Yani, daha ilginci,
10:04
I'm interested in how we can take that in a more dynamic way.
217
604260
2976
bunu nasıl daha dinamik bir şekilde yapabileceğimizle ilgileniyorum.
10:07
When I come back to my desk, I can just pinch that information
218
607260
2976
Masama geri gelince bu bilgiyi basitçe masaüstüme
10:10
back to my desktop
219
610260
1976
geri atabiliyorum ki
10:12
so I can use my full-size computer.
220
612260
2976
tam-boy bilgisayarımı kullanabileyim.
10:15
(Applause)
221
615260
1976
(Alkışlar)
10:17
And why only computers? We can just play with papers.
222
617260
2976
Ve neden sadece bilgisayarlar? Sadece kağıtlarla oynayabiliriz.
10:20
Paper world is interesting to play with.
223
620260
2976
Kağıt Dünyası'nda oynamak ilginçtir.
10:23
Here, I'm taking a part of a document,
224
623260
1976
Burada, bir dökümanın bir parçasını alıyorum
10:25
and putting over here a second part from a second place,
225
625260
3976
ve buraya yukarıya ikinci bir yerden ikinci bir parça --
10:29
and I'm actually modifying the information that I have over there.
226
629260
4976
ve buradaki bilgiyi gerçekten
değiştiriyorum.
10:34
Yeah. And I say, "OK, this looks nice, let me print it out, that thing."
227
634260
4976
Evet. Ve diyorum "Tamam, bu güzel oldu,
şimdi bunun çıktısını alayım."
10:39
So I now have a print-out of that thing.
228
639260
2381
Yani bende şimdi bunu bir çıktısı var, ve şimdi --
10:41
So the workflow is more intuitive,
229
641665
2324
Bu iki dünya arasında gidip gelmektense iş akışı
10:44
the way we used to do it maybe 20 years back,
230
644013
3223
20 yıl daha evvel
10:47
rather than now switching between these two worlds.
231
647260
2976
yaptığımızdan daha sezgisel hale geliyor.
10:50
So, as a last thought,
232
650260
2976
Öyleyse, son düşünce olarak,
10:53
I think that integrating information to everyday objects
233
653260
4376
Bence günlük nesnelerle bilgiyi bütünleştirmek,
sadece dijital ayrımdan, iki dünya arasındaki
10:57
will not only help us to get rid of the digital divide,
234
657660
3576
11:01
the gap between these two worlds,
235
661260
1976
boşluktan kurtulmamıza değil
11:03
but will also help us, in some way,
236
663260
1976
bunun yanında, bir şekilde,
11:05
to stay human,
237
665260
1976
fiziksel dünyamıza
11:07
to be more connected to our physical world.
238
667260
3000
daha bağlı olmamıza ve insan kalmamıza yardımcı edecek.
11:13
And it will actually help us not end up being machines
239
673668
2568
Ve aslında, bizim başka makinelerin karşısında oturan
11:16
sitting in front of other machines.
240
676260
1718
makineler olmamızı engelleyecektir.
11:18
That's all. Thank you.
241
678767
2469
Hepsi bu. Teşekkürler.
11:21
(Applause)
242
681260
13976
(Alkışlar)
11:35
Thank you.
243
695260
1176
Teşekkürler.
11:36
(Applause)
244
696460
2776
(Alkışlar)
11:39
Chris Anderson: So, Pranav, first of all, you're a genius.
245
699260
3976
Chris Anderson: Yani, Pranav,
birincisi, sen bir dahisin.
11:43
This is incredible, really.
246
703260
2976
Bu inanılmaz, gerçekten.
11:46
What are you doing with this? Is there a company being planned?
247
706260
3100
Bununla ne yapıyorsun? Planlarında bir şirket var mı?
11:49
Or is this research forever, or what?
248
709384
1852
Veya bu sonsuza dek araştırma mıdır, nedir ?
11:51
Pranav Mistry: So, there are lots of companies,
249
711260
2276
Pranav Mistry: Yani, bir sürü şirket var --
11:53
sponsor companies of Media Lab interested in taking this ahead
250
713560
2996
MIT Media Lab'in sponsor şirketleri --
bunu bir veya diğer şekilde ileri götürmek istiyorlar.
11:56
in one or another way.
251
716580
1186
11:57
Companies like mobile-phone operators
252
717790
1973
Cep Telefon İşletmecileri gibi şirketler
11:59
want to take this in a different way than the NGOs in India,
253
719787
2874
"Neden sadece 'AltıncıHis' sahibi olabiliyoruz",
12:02
thinking, "Why can we only have 'Sixth Sense'?
254
722685
2176
duyusu eksik olan konuşamayan insanlar için "Beşinci Duyu"
12:04
We should have a 'Fifth Sense' for missing-sense people who cannot speak.
255
724885
3451
sahibi olmalıyız diyen Hindistan'daki STK'lardan farklı bir şekilde
ilerletmek istiyorlar.
12:08
This technology can be used for them to speak out in a different way
256
728360
3291
Bu teknoloji o engellilerin farklı bir şekilde konuşmaları için kullanılabilir,
12:11
maybe a speaker system."
257
731675
1276
belki bir hoparlör sistemi ile."
12:12
CA: What are your own plans? Are you staying at MIT,
258
732975
2461
CA: Senin kendi planların nedir? MIT'de mi kalıyorsun,
12:15
or are you going to do something with this?
259
735460
2076
veya bununla alakalı bir iş mi yapacaksın ?
PM: Ben herkesin kendi AltıncıHis cihazını geliştirebilmesi için,
12:17
PM: I'm trying to make this more available to people
260
737560
2529
bu teknolojiyi insanlara daha erişilebilir yapmaya çalışıyorum,
12:20
so that anyone can develop their own SixthSense device,
261
740113
2676
çünkü donanımın üretilmesi veya sizin kendinizin yapmanız bile
12:22
because the hardware is actually not that hard to manufacture
262
742813
3423
12:26
or hard to make your own.
263
746260
1976
o kadar zor değil.
12:28
We will provide all the open source software for them,
264
748260
2572
Bunlar için tüm açık kaynak yazılımını, belki önümüzdeki aydan itibaren,
12:30
maybe starting next month.
265
750856
1380
sağlıyor olacağız.
12:32
CA: Open source? Wow.
266
752260
1976
CA: Açık kaynak? Vay canına.
12:34
(Applause)
267
754260
4976
(Alkışlar)
12:39
CA: Are you going to come back to India with some of this, at some point?
268
759260
3429
CA: Bir noktada bunun bir kısmı ile Hindistan'a geri gelecek misin?
12:42
PM: Yeah. Yes, yes, of course.
269
762713
1523
PM: Evet. Evet, evet, tabi.
12:44
CA: What are your plans? MIT? India?
270
764260
1976
CA: Planların nedir? MIT mi?
12:46
How are you going to split your time going forward?
271
766260
2476
Hindistan mı? İleride zamanını nasıl ikiye ayıracaksın ?
12:48
PM: There is a lot of energy here. Lots of learning.
272
768760
2476
PM: Burada çok fazla bir enerji var. Çok fazla öğrenme.
12:51
All of this work that you have seen is all about my learning in India.
273
771260
3976
Bu gördüğünüz işin tamamı benim Hindistan'daki
öğrenimimle ilgilidir.
12:55
And now, if you see, it's more about the cost-effectiveness:
274
775260
2976
Ve şimdi, eğer fiyat-yararlılığı açısından da :
12:58
this system costs you $300
275
778260
1976
bu sistem size 300 dolara mal oluyor
13:00
compared to the $20,000 surface tables, or anything like that.
276
780260
2976
20,000 dolarlık "Surface" masaları vb ile karşılaştırırsak çok etkili.
13:03
Or maybe even the $2 mouse gesture system at that time was costing around $5,000?
277
783260
5976
Veya hatta 2 dolarlık fare hareket sistemi ki o zamanlar
5,000 dolar civarında tutuyordu ?
13:09
I showed that, at a conference, to President Abdul Kalam, at that time,
278
789260
5976
Biz, aslında ben, bir konferansta başkan Abdul Kalam'a
bunu gösterdik ve kendisi dedi ki
13:15
and then he said, "OK, we should use this in Bhabha Atomic Research Centre
279
795260
3524
"Pekala, bunu Bhabha Atomik Araştırmalar Merkezinde pratik amaçlar
13:18
for some use of that."
280
798808
1428
için kullanmalıyız."
13:20
So I'm excited about how I can bring the technology to the masses
281
800260
3096
Yani, teknolojiyi sadece deneysel ortamlarda tutmak yerine
13:23
rather than just keeping that technology in the lab environment.
282
803380
3000
kalabalıklara nasıl getirebileceğim konusunda heyecanlıyım.
13:26
(Applause)
283
806404
3832
(Alkışlar)
13:30
CA: Based on the people we've seen at TED,
284
810260
2118
TED'de gördüğüm insanlara bakınca,
13:32
I would say you're truly one of the two or three
285
812402
2334
sana söyleyebilirim ki, kesinlikle dünyadaki
13:34
best inventors in the world right now.
286
814760
1876
en iyi iki ya da üç mucitten birisin.
13:36
It's an honor to have you at TED.
287
816660
1576
Seni TED'de ağırlamak bir şerefti.
13:38
Thank you so much.
288
818260
1976
Çok teşekkürler.
13:40
That's fantastic.
289
820260
1176
Bu harika.
13:41
(Applause)
290
821460
3800
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7