Paul Bloom: The origins of pleasure

Haz almanın kökenleri

197,495 views ・ 2011-07-27

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Oguz Tanridag Gözden geçirme: Sancak Gülgen
00:15
I'm going to talk today
0
15260
2000
Bugün gündelik hayatın
00:17
about the pleasures of everyday life.
1
17260
2000
hazları hakkında konuşacağım.
00:19
But I want to begin with a story
2
19260
2000
Ama önce olağandışı ve korkunç
00:21
of an unusual and terrible man.
3
21260
2000
bir adamın hikayesiyle başlamak istiyorum.
00:23
This is Hermann Goering.
4
23260
2000
Bu adam Herman Göring.
00:25
Goering was Hitler's second in command in World War II,
5
25260
3000
Göring İkinci Dünya Savaşı sırasında
00:28
his designated successor.
6
28260
2000
Hitler'den sonraki ikinci adam,
00:30
And like Hitler,
7
30260
2000
onun planlanmış varisi. Ve Hitler gibi,
00:32
Goering fancied himself a collector of art.
8
32260
2000
Göring'de sanat koleksiyonculuğa meftundu.
00:34
He went through Europe, through World War II,
9
34260
2000
İkinci Dünya Savaşı boyunca Avrupa'dan
00:36
stealing, extorting and occasionally buying
10
36260
3000
çalarak, zorla el koyarak ve nadiren satın alarak
00:39
various paintings for his collection.
11
39260
2000
bir çok tabloyu koleksiyonuna kattı.
00:41
And what he really wanted was something by Vermeer.
12
41260
3000
Ve onun gerçekten istediği Vermeer'den bir şeylerdi.
00:44
Hitler had two of them, and he didn't have any.
13
44260
3000
Hitler'de iki tane olduğu halde onda hiç yoktu.
00:47
So he finally found an art dealer,
14
47260
2000
Böylece sonunda bir sanat satıcısı buldu.
00:49
a Dutch art dealer named Han van Meegeren,
15
49260
3000
Adı Han van Meegeren olan Hollandalı bir sanat satıcısı.
00:52
who sold him a wonderful Vermeer
16
52260
2000
Adam ona şimdilerin parasıyla 10 milyon dolar
00:54
for the cost of what would now be 10 million dollars.
17
54260
3000
edebilecek bir fiyata harikulade bir Vermeer sattı.
00:57
And it was his favorite artwork ever.
18
57260
3000
Ve bu tablo onun en üstüne titrediği tablo haline geldi.
01:00
World War II came to an end,
19
60260
2000
İkinci Dünya Savaşı sonlandığında
01:02
and Goering was captured, tried at Nuremberg
20
62260
3000
Göring yakalandı,Nürenberg'de yargılandı
01:05
and ultimately sentenced to death.
21
65260
3000
ve sonunda ölüme mahkum edildi.
01:08
Then the Allied forces went through his collections
22
68260
2000
Sonrasında müttefik güçler onun
01:10
and found the paintings
23
70260
2000
koleksiyonunu inceledi ve tabloları buldu
01:12
and went after the people who sold it to him.
24
72260
2000
ve onları satanları aramaya başladı.
01:14
And at some point the Dutch police came into Amsterdam
25
74260
3000
Ve arama sırasında Hollanda polisi
01:17
and arrested Van Meegeren.
26
77260
2000
Amsterdam'da Van Meegren'i yakaladı.
01:19
Van Meegeren was charged with the crime of treason,
27
79260
3000
Van Meegren vatana ihanetle suçlandı,
01:22
which is itself punishable by death.
28
82260
3000
bu ölüm cezası verilebilecek bir suçlamaydı.
01:25
Six weeks into his prison sentence,
29
85260
2000
Hapishanede yatarken altı hafta sonra
01:27
van Meegeren confessed.
30
87260
2000
Van Meegren itirafta bulundu.
01:29
But he didn't confess to treason.
31
89260
2000
Ama bu itiraf vatana ihanet suçlamasıyla ilgili değildi.
01:31
He said, "I did not sell a great masterpiece
32
91260
3000
" O naziye büyük sanat eserinin
01:34
to that Nazi.
33
94260
2000
kendisini satmadım.
01:36
I painted it myself; I'm a forger."
34
96260
3000
Onu kendim yaptım, ben bir sahtekarım" dedi.
01:39
Now nobody believed him.
35
99260
3000
Şimdi, hiç kimse ona inanmadı.
01:42
And he said, "I'll prove it.
36
102260
2000
Ve (bunun üzerine) o dedi ki " bunu ispatlayabilirim,
01:44
Bring me a canvas and some paint,
37
104260
2000
bana bir tuval ve biraz boya getirin,
01:46
and I will paint a Vermeer much better
38
106260
2000
o iğrenç naziye sattığımdan
01:48
than I sold that disgusting Nazi.
39
108260
2000
çok daha iyi bir Vermeer yaparım. Alkol ve morfine de
01:50
I also need alcohol and morphine, because it's the only way I can work."
40
110260
3000
ihtiyacım olacak çünkü ancak o sayede bunu yapabilirim."
01:53
(Laughter)
41
113260
2000
(Gülüşmeler)
01:55
So they brought him in.
42
115260
2000
Böylece ona istediklerini getirdiler.
01:57
He painted a beautiful Vermeer.
43
117260
3000
O da harikulade bir Vermeer tablosu yaptı.
02:00
And then the charges of treason were dropped.
44
120260
3000
Ve sonra vatana ihanet suçlaması düştü.
02:03
He had a lesser charge of forgery,
45
123260
2000
Daha hafif bir suçlama olan sahtekarlıktan
02:05
got a year sentence
46
125260
2000
bir yıl yedi ve öldüğünde Hollanda halkının
02:07
and died a hero to the Dutch people.
47
127260
3000
nazarında bir kahramandı.
02:11
There's a lot more to be said about van Meegeren,
48
131260
3000
Van Meegren hakkında söylenebilecek çok şey var
02:14
but I want to turn now to Goering,
49
134260
2000
ama şimdi ben buradaki fotoğrafta Nürenberg'teki
02:16
who's pictured here being interrogated at Nuremberg.
50
136260
3000
sorgulanması gösterilen Göring'e dönmek istiyorum.
02:19
Now Goering was, by all accounts, a terrible man.
51
139260
2000
Şimdi Göring her anlamda korkunç bir adamdı.
02:21
Even for a Nazi, he was a terrible man.
52
141260
3000
Hatta nazi olarak korkunç bir adamdı.
02:24
His American interrogators described him
53
144260
3000
Onun Amerikalı sorgucuları kendisini
02:27
as an amicable psychopath.
54
147260
2000
dostça tavırlar gösteren bir psikopat olarak tanımladılar.
02:29
But you could feel sympathy
55
149260
2000
Fakat (yine de)kendisine
02:31
for the reaction he had
56
151260
2000
çok beğendiği bu tablonun
02:33
when he was told that his favorite painting
57
153260
2000
sahte olduğu
02:35
was actually a forgery.
58
155260
2000
söylendiğinde gösterdiği tepki için sempati duyabilirsiniz.
02:37
According to his biographer,
59
157260
2000
Biyograficisine göre,
02:39
"He looked as if for the first time
60
159260
2000
" Dünyada kötülük ve şer olduğunu
02:41
he had discovered there was evil in the world."
61
161260
2000
ilk kez keşfetmişcesine baktı."
02:43
(Laughter)
62
163260
3000
(Gülüşmeler)
02:46
And he killed himself soon afterwards.
63
166260
3000
Ve kısa bir süre sonra da kendini öldürdü.
02:49
He had discovered after all
64
169260
2000
Bütün bunlardan sonra keşfetmişti ki
02:51
that the painting he thought was this
65
171260
2000
sahip olduğu tablo
02:53
was actually that.
66
173260
3000
aslında bu tabloydu.
02:56
It looked the same,
67
176260
2000
Aynı görünüyordu,
02:58
but it had a different origin, it was a different artwork.
68
178260
2000
fakat farklı bir orijini vardı, farklı bir sanat eseriydi.
03:00
It wasn't just him who was in for a shock.
69
180260
2000
kendisi de bu şoka girmiş kişi değildi.
03:02
Once van Meegeren was on trial, he couldn't stop talking.
70
182260
3000
Van Meegeren yargılanırken hiç durmadan konuştu.
03:05
And he boasted about all the great masterpieces
71
185260
2000
Ve diğer sanatçılara atfedilip de
03:07
that he himself had painted
72
187260
2000
aslında kendisinin yaptığı
03:09
that were attributed to other artists.
73
189260
2000
sanat eserleriyle övündü.
03:11
In particular, "The Supper at Emmaus"
74
191260
2000
Özellikle de " Emmaus'daki Akşam Yemeği"
03:13
which was viewed as Vermeer's finest masterpiece, his best work --
75
193260
3000
Ki Vermeeer'in en güzel sanat eseri sayılıyordu,
03:16
people would come [from] all over the world to see it --
76
196260
3000
onun en iyi eseri ---görmek için dünyanın her tarafından
03:19
was actually a forgery.
77
199260
2000
insanların geldiği-- aslında bir taklitdi.
03:21
It was not that painting, but that painting.
78
201260
2000
(Yani) o eser değildi, bu eserdi.
03:23
And when that was discovered,
79
203260
2000
Ve bu anlaşıldığında,
03:25
it lost all its value and was taken away from the museum.
80
205260
3000
bütün değerini kaybetti ve müzeden çıkarıldı.
03:28
Why does this matter?
81
208260
2000
Bu neden bu kadar önemli?
03:30
I'm a psychologists -- why do origins matter so much?
82
210260
3000
Siz psikologlar, neden kökler bu denli önemli?
03:33
Why do we respond so much
83
213260
2000
Neden bir şeylerin nereden geldiğinin
03:35
to our knowledge of where something comes from?
84
215260
3000
bilgisine dayanarak bu denli tepki veriyoruz?
03:38
Well there's an answer that many people would give.
85
218260
2000
Buna bir çok insanın verebileceği türden bir cevap var.
03:40
Many sociologists like Veblen and Wolfe
86
220260
3000
Veblen ve Wolfe gibi bir çok sosyoloğa göre,
03:43
would argue that the reason why we take origins so seriously
87
223260
3000
kökleri, temelleri çok ciddiye alışımızın nedeni
03:46
is because we're snobs, because we're focused on status.
88
226260
3000
snop yaratıklar olmamız, statüko üzerinde yoğunlaşmış olmamızdır.
03:49
Among other things,
89
229260
2000
Diğer nedenler arasında ; eğer ne kadar zengin,
03:51
if you want to show off how rich you are, how powerful you are,
90
231260
2000
ne kadar güçlü olduğunuzu göstermek istiyorsanız,
03:53
it's always better to own an original than a forgery
91
233260
2000
daima orijinal bir şeye sahip olmak taklidine sahip olmaktan iyidir
03:55
because there's always going to be fewer originals than forgeries.
92
235260
3000
çünkü orijinaller taklitlerden daima daha az sayıda olacaktır.
03:59
I don't doubt that that plays some role,
93
239260
2000
Bunun oynadığı rol konusunda bir şüphem yok,
04:01
but what I want to convince you of today
94
241260
2000
fakat bu gün sizleri daha farklı bir şeyin daha
04:03
is that there's something else going on.
95
243260
2000
etkili olduğu konusunda ikna etmek istiyorum.
04:05
I want to convince you
96
245260
2000
Sizleri ikna etmek istediğim konu
04:07
that humans are, to some extent, natural born essentialists.
97
247260
3000
insanların belirli bir dereceye kadar da olsa
04:10
What I mean by this
98
250260
2000
doğuştan ilkeci olmalarıdır. Bundan şunu kastediyorum
04:12
is we don't just respond to things as we see them,
99
252260
2000
biz şeylere sadece onları gördüğümüz gibi,
04:14
or feel them, or hear them.
100
254260
2000
onları duyumsadığımız gibi ya da onları işittiğimiz
04:16
Rather, our response is conditioned on our beliefs,
101
256260
3000
gibi tepki vermeyiz. Daha ziyade; tepkilerimiz, onların ne olduğuna,
04:19
about what they really are, what they came from,
102
259260
3000
nereden geldiğine, nelerden yapılmış olduklarına,
04:22
what they're made of, what their hidden nature is.
103
262260
3000
gizli doğalarının ne olduğuna göre değil, inançlarımıza
04:25
I want to suggest that this is true,
104
265260
2000
göre şekillenir. Ben bunun doğru olduğunu ima etmek istiyorum,
04:27
not just for how we think about things,
105
267260
2000
(ama) sadece şeyler hakkında nasıl düşündüğümüz
04:29
but how we react to things.
106
269260
2000
konusunda değil, şeylere nasıl tepki verdiğimiz konusunda da.
04:31
So I want to suggest that pleasure is deep --
107
271260
2000
Bundan dolayı hazzın derinden geldiğini--
04:33
and that this isn't true
108
273260
2000
ve bunun sadece sanat gibi yüksek seviyeli
04:35
just for higher level pleasures like art,
109
275260
3000
hazlar için değil, aynı zamanda gizlenmiş özellikler konusundaki
04:38
but even the most seemingly simple pleasures
110
278260
3000
inançlarımız tarafından etkilenen apaçık görünümlü
04:41
are affected by our beliefs about hidden essences.
111
281260
3000
basit hazlarımız için de söz konusu
04:44
So take food.
112
284260
2000
olduğunu ima etmek istiyorum.
04:46
Would you eat this?
113
286260
2000
İsterseniz besin maddelerini alın. Bunun yer miydiniz?
04:48
Well, a good answer is, "It depends. What is it?"
114
288260
3000
Şimdi iyi bir cevap " Duruma göre. Onun ne olduğuna bağlı" olacaktır.
04:51
Some of you would eat it if it's pork, but not beef.
115
291260
2000
Bazılarınız domuz olursa yiyebilir,sığır olursa yemez.
04:53
Some of you would eat it if it's beef, but not pork.
116
293260
3000
Bazılarınız sığır olursa yiyebilir, domuz olursa yemez.
04:56
Few of you would eat it if it's a rat
117
296260
2000
Birkaçınız eğer fareyse yiyebilir.
04:58
or a human.
118
298260
2000
ya da insansa.
05:00
Some of you would eat it only if it's a strangely colored piece of tofu.
119
300260
3000
Bazılarınız sadece bir tutam tofu tarafından
05:04
That's not so surprising.
120
304260
2000
garip bir şekilde renklendirilmişse yiyebilir.Fazlaca sürpriz değil.
05:06
But what's more interesting
121
306260
2000
Fakat daha ilgi çekici olan,
05:08
is how it tastes to you
122
308260
2000
onun tadının, size, ne yediğinizi düşündüğünüzle
05:10
will depend critically on what you think you're eating.
123
310260
3000
çok yakından bağlantılı olarak nasıl geldiğidir.
05:13
So one demonstration of this was done with young children.
124
313260
3000
Küçük çocuklarla birlikte yapılmış bir uygulama.
05:16
How do you make children
125
316260
2000
Çocukların sadece havuç yeme ve süt içme ihtimallerini
05:18
not just be more likely to eat carrots and drink milk,
126
318260
3000
arttırmayı değil, onların havuç yemekten ve süt içmekten
05:21
but to get more pleasure from eating carrots and drinking milk --
127
321260
3000
daha fazla haz duymalarını ve onların daha iyi
05:24
to think they taste better?
128
324260
2000
tadlara sahip olduklarını düşünmelerini nasıl sağlayabilirsiniz?
05:26
It's simple, you tell them they're from McDonald's.
129
326260
3000
Basit, onlara bunların McDonald's' tan olduğunu söyleyin.
05:29
They believe McDonald's food is tastier,
130
329260
2000
Onlar McDonald's ın yemeklerinin tadının
05:31
and it leads them to experience it as tastier.
131
331260
3000
daha iyi olduğuna inanıyorlar ve bundan dolayı tadların
05:34
How do you get adults to really enjoy wine?
132
334260
2000
daha iyi olduğunu deneyimliyorlar. Erişkinlerin şaraptan
05:36
It's very simple:
133
336260
2000
gerçekten hoşlanmaları nasıl sağlanır? Çok basit:
05:38
pour it from an expensive bottle.
134
338260
2000
pahalı bir şişeden boşalt.
05:40
There are now dozens, perhaps hundreds of studies showing
135
340260
3000
Düzinelerce, belki de yüzlerce çalışmanın gösterdiği o ki
05:43
that if you believe you're drinking the expensive stuff,
136
343260
2000
eğer pahalı bir içki içtiğine inanıyorsan,
05:45
it tastes better to you.
137
345260
2000
onun tadı sana daha iyi gelecektir.
05:47
This was recently done with a neuroscientific twist.
138
347260
3000
Bu da yakında yapılan nörobilimsel bir şaşırtmaca.
05:50
They get people into a fMRI scanner,
139
350260
2000
İnsanları fMRI içine sokuyorlar,
05:52
and while they're lying there, through a tube,
140
352260
2000
ve onlar orada yatarken, tüp içinde,
05:54
they get to sip wine.
141
354260
2000
bir yudum şarap tadıyorlar.
05:56
In front of them on a screen is information about the wine.
142
356260
3000
Önlerindeki ekranda ise şarap hakkında bilgi.
05:59
Everybody, of course,
143
359260
2000
Herkes, tabii ki,
06:01
drinks exactly the same wine.
144
361260
2000
tamamen aynı şarabı içiyor.
06:03
But if you believe you're drinking expensive stuff,
145
363260
3000
Ancak eğer pahalı bir şarap içtiğinize inanıyorsanız,
06:06
parts of the brain associated with pleasure and reward
146
366260
3000
beynin haz ve ödülle ilişkili alanları
06:09
light up like a Christmas tree.
147
369260
2000
Yılbaşı ağacı gibi ışıldıyor.Sadece daha fazla haz duyduğunuzu
06:11
It's not just that you say it's more pleasurable, you say you like it more,
148
371260
3000
söylemenin dışında daha fazla sevdiğinizi de söylüyorsunuz,
06:14
you really experience it in a different way.
149
374260
3000
onu gerçekten farklı bir yoldan deneyimliyorsunuz.
06:17
Or take sex.
150
377260
3000
Ya da seksi alın.
06:20
These are stimuli I've used in some of my studies.
151
380260
3000
Bunlar benim çalışmalarımda kullanmış olduğum uyaranlar.
06:23
And if you simply show people these pictures,
152
383260
3000
Ve eğer bu fotoğrafları insanlara basitçe gösterdiyseniz
06:26
they'll say these are fairly attractive people.
153
386260
2000
bunların bir hayli çekici kişiler olduğunu söylerler.
06:28
But how attractive you find them,
154
388260
3000
Ancak onları ne kadar çekici bulduğunuz, onlar tarafından
06:31
how sexually or romantically moved you are by them,
155
391260
3000
seksüel ya da romantik açıdan ne kadar etkilenmiş
06:34
rests critically on who you think you're looking at.
156
394260
3000
olduğunuz esasında sizin kime baktığınıza bağlıdır.
06:37
You probably think the picture on the left is male,
157
397260
3000
Muhtemelen soldaki resmin erkek,
06:40
the one on the right is female.
158
400260
2000
sağdakinin ise kadın olduğunu düşünüyorsunuz.
06:42
If that belief turns out to be mistaken, it will make a difference.
159
402260
3000
Eğer bu inancınızın yanlış olduğu anlaşılırsa, farklı bir durum ortaya çıkar.
06:45
(Laughter)
160
405260
2000
(Gülüşmeler)
06:47
It will make a difference if they turn out to be
161
407260
2000
Eğer sizin düşündüğünüzden daha genç ya da
06:49
much younger or much older than you think they are.
162
409260
3000
daha yaşlı çıkarlarsa yine farkedecektir.
06:52
It will make a difference if you were to discover
163
412260
2000
Eğer şehvetle baktığınız kişinin gerçekte
06:54
that the person you're looking at with lust
164
414260
2000
oğlunuzun ya da kızınızın,
06:56
is actually a disguised version of your son or daughter,
165
416260
2000
annenizin ya da babanızın kılık değiştirmiş halleri
06:58
your mother or father.
166
418260
2000
olduğunu keşfederseniz yine iş değişir.
07:00
Knowing somebody's your kin typically kills the libido.
167
420260
3000
Birinin sizin akrabanız olduğunu öğrenmeniz libidonuzu öldürür.
07:03
Maybe one of the most heartening findings
168
423260
2000
Hazzın psikolojisiyle ilgili
07:05
from the psychology of pleasure
169
425260
2000
en cesaret verici bulgulardan birisi
07:07
is there's more to looking good than your physical appearance.
170
427260
3000
güzel görünmede fiziksel görünümünüzden fazla bir şeyler olduğudur.
07:10
If you like somebody, they look better to you.
171
430260
3000
Eğer birilerini seviyorsanız,onlar size daha iyi görünür.
07:13
This is why spouses in happy marriages
172
433260
3000
Bundan dolayı mutlu evliliklerde eşler
07:16
tend to think that their husband or wife
173
436260
2000
kocalarının ya da karılarının, herhangi birinin
07:18
looks much better than anyone else thinks that they do.
174
438260
3000
gördüğünden daha iyi olduğunu düşünme eğilimindedirler.
07:21
(Laughter)
175
441260
2000
(Gülüşmeler)
07:23
A particularly dramatic example of this
176
443260
3000
Özellikle dramatik olan bir örnek
07:26
comes from a neurological disorder known as Capgras syndrome.
177
446260
3000
Capgras sendromu adıyla bilinen nörolojik hastalıktan gelir.
07:29
So Capgras syndrome is a disorder
178
449260
3000
Capgras sendromu
07:32
where you get a specific delusion.
179
452260
2000
spesifik delüzyonlara sahip olduğunuz bir hastalıktır.
07:34
Sufferers of Capgras syndrome
180
454260
2000
Capgras sendomunun hastaları
07:36
believe that the people they love most in the world
181
456260
2000
hayatta en fazla sevdikleri insanların
07:38
have been replaced by perfect duplicates.
182
458260
2000
kusursuz taklitleriyle yer değiştirdiği kanısındadırlar.
07:40
Now often, a result of Capgras syndrome is tragic.
183
460260
3000
Sıklıkla Capgras sendromunun sonu trajiktir.
07:43
People have murdered those that they loved,
184
463260
2000
İnsanlar sevdikleri kişileri sahtelerini
07:45
believing that they were murdering an imposter.
185
465260
3000
öldürdüklerine inanarak öldürürler.
07:48
But there's at least one case
186
468260
2000
Fakat en azından Capgras sendromunun
07:50
where Capgras syndrome had a happy ending.
187
470260
2000
mutlu sonlandığı bir vaka vardır.
07:52
This was recorded in 1931.
188
472260
2000
Bu 1931'de kayda geçirilmiştir. " Araştırma, yeterince kendisine bağlı
07:54
"Research described a woman with Capgras syndrome
189
474260
3000
olmadığını ve seksüel bakımdan uygunsuz olduğunu söylediği
07:57
who complained about her poorly endowed and sexually inadequate lover."
190
477260
3000
aşığından yakınan Capgras sendromlu bir kadın tanımlamıştır."
08:00
But that was before she got Capgras syndrome.
191
480260
3000
Fakat bu, kadının Capgras sendromu olmasından öncedir.
08:03
After she got it, "She was happy to report
192
483260
2000
Hastalıktan sonra " O belirtmekten mutludur ki,
08:05
that she has discovered that he possessed a double
193
485260
3000
aşığının zengin, seksi, yakışıklı ve aristokratik
08:08
who was rich, virile, handsome and aristocratic."
194
488260
2000
bir çiftinin olduğunu keşfetmiştir."
08:10
Of course, it was the same man,
195
490260
2000
Tabii ki bahsettiği aynı adamdı.
08:12
but she was seeing him in different ways.
196
492260
2000
ama o aşığını farklı biçimlerde görüyordu.
08:14
As a third example,
197
494260
2000
Üçüncü örnek olarak,
08:16
consider consumer products.
198
496260
2000
üretim mallarını düşünün.
08:18
So one reason why you might like something is its utility.
199
498260
3000
Bir şeyi niçin sevdiğinizin nedeni onun kullanımı olabilir.
08:21
You can put shoes on your feet; you can play golf with golf clubs;
200
501260
3000
ayakkabıları ayaklarınıza geçirirsiniz; golf sopalarıyla golf oynarsınız;
08:24
and chewed up bubble gum doesn't do anything at all for you.
201
504260
3000
ve çiğnenmiş bir sakız sizin için hiç bir anlam ifade etmeyebilir.
08:27
But each of these three objects has value
202
507260
2000
Ama bu üç nesnenin herbiri
08:29
above and beyond what it can do for you
203
509260
2000
sizin için ifade ettiklerinin üzerinde ve ötesinde,
08:31
based on its history.
204
511260
2000
onların geçmişteki kullanımlarına (tarihlerine) göre bir
08:33
The golf clubs were owned by John F. Kennedy
205
513260
3000
değer taşırlar.Bunlar John F. Kennedy' e ait olan golf sopaları
08:36
and sold for three-quarters of a million dollars at auction.
206
516260
3000
ve müzayedede 750 bin dolara satıldılar.
08:39
The bubble gum was chewed up by pop star Britney Spears
207
519260
3000
Bu pop yıldızı Britney Spears tarafından
08:42
and sold for several hundreds of dollars.
208
522260
2000
çiğnenmiş bir sakızdı ve yüzlerce dolara satıldı.
08:44
And in fact, there's a thriving market
209
524260
2000
Ve tapınılan insanların kısmen yediği
08:46
in the partially eaten food of beloved people.
210
526260
3000
besinlerle ilgili gelişmekte olan bir pazar bile var.
08:49
(Laughter)
211
529260
2000
(Gülüşmeler)
08:51
The shoes are perhaps the most valuable of all.
212
531260
3000
Bu ayakkabılar belki de tüm ayakkabıları arasında
08:54
According to an unconfirmed report,
213
534260
2000
en değerli olanı.Doğrulanmamış bir kaynağa göre,
08:56
a Saudi millionaire offered 10 million dollars
214
536260
2000
bir Suudi milyoner bu ayakkabılar için
08:58
for this pair of shoes.
215
538260
2000
10 milyon dolar önerdi.
09:00
They were the ones thrown at George Bush
216
540260
3000
Yıllar önce Irak'taki bir basın toplantısında
09:03
at an Iraqi press conference several years ago.
217
543260
2000
George Bush'a atılan ayakkabılardı onlar.
09:05
(Applause)
218
545260
2000
(Alkışlar)
09:07
Now this attraction to objects
219
547260
2000
Şimdi, nesnelerle ilgili bu çekim gücü
09:09
doesn't just work for celebrity objects.
220
549260
2000
sadece ünlü insanlara ait olmayla ilgili değildir.
09:11
Each one of us, most people,
221
551260
2000
Her birimiz, insanların çok büyük bir bölümü,
09:13
have something in our life that's literally irreplaceable,
222
553260
3000
hayatımızdaki değeri onun geçmişiyle kaim olan,
09:16
in that it has value because of its history --
223
556260
3000
yerine yenisi konulamayacak bir şeylere sahibiz
09:19
maybe your wedding ring, maybe your child's baby shoes --
224
559260
3000
bu bir evlilik yüzüğü olabilir, çocuğunuzun bebeklik
09:22
so that if it was lost, you couldn't get it back.
225
562260
3000
ayakkabıları olabilir-- ki kaybolduğunda yerine koyamazsınız.
09:25
You could get something that looked like it or felt like it,
226
565260
2000
Onun gibi görünen ya da onun gibi hissettiren
09:27
but you couldn't get the same object back.
227
567260
3000
bir şey bulabirsiniz ama aynı şeyi yerine koyamazsınız.
09:30
With my colleagues George Newman and Gil Diesendruck,
228
570260
3000
Meslekdaşlarım George Newman ve Gil Diesendruck' la
09:33
we've looked to see what sort of factors, what sort of history, matters
229
573260
3000
birlikte insanların sevdiği nesneler için hangi faktörlerin,
09:36
for the objects that people like.
230
576260
2000
hangi geçmişin önem taşıdığına baktık.
09:38
So in one of our experiments,
231
578260
2000
Bu tür deneysel çalışmalarımızdan birinde,
09:40
we asked people to name a famous person who they adored,
232
580260
3000
İnsanlara hayran oldukları ünlü birinin adını sorduk,
09:43
a living person they adored.
233
583260
2000
hayran oldukları yaşayan birinin.
09:45
So one answer was George Clooney.
234
585260
2000
Yanıtlardan biri George Clooney idi.
09:47
Then we asked them,
235
587260
2000
Sonra şunu sorduk,
09:49
"How much would you pay for George Clooney's sweater?"
236
589260
2000
" George Clooney'in süveterine ne kadar
09:51
And the answer is a fair amount --
237
591260
2000
para verirdiniz?" Ve cevap iyi bir miktardı--
09:53
more than you would pay for a brand new sweater
238
593260
3000
yepyeni bir süvetere ya da hayran olmadığınız
09:56
or a sweater owned by somebody who you didn't adore.
239
596260
3000
birisine ait olan bir süvetere ödeyebileceğiz
09:59
Then we asked other groups of subjects --
240
599260
2000
miktardan fazla.Sonra bunu farklı denek gruplarına,
10:01
we gave them different restrictions
241
601260
2000
onlara farklı sınırlamalar
10:03
and different conditions.
242
603260
2000
ve farklı senaryolar vererek sorduk.
10:05
So for instance, we told some people,
243
605260
2000
Mesela, bazı insanlara dedik ki,
10:07
"Look, you can buy the sweater,
244
607260
2000
" Bak, süveteri satın alabilirsin,
10:09
but you can't tell anybody you own it,
245
609260
2000
ama hiç kimseye sana ait olduğunu
10:11
and you can't resell it."
246
611260
2000
söylemeyeceksin ve onu satmayacaksın."
10:13
That drops the value of it,
247
613260
2000
Bu onun değerini düşürür, bu da onu neden sevdiğimizle
10:15
suggesting that that's one reason why we like it.
248
615260
3000
ilgili bir açıklama telkin ediyor. Ama gerçekten bir etki
10:18
But what really causes an effect
249
618260
2000
yaratan insanlara şunu söylemenizdir
10:20
is you tell people, "Look, you could resell it, you could boast about it,
250
620260
3000
" Bak, onu geriye satabilirsin, onunla
10:23
but before it gets to you,
251
623260
2000
ilgili böbürlenebilirsin ama o sana gelmeden önce
10:25
it's thoroughly washed."
252
625260
2000
adamakıllı yıkanmıştı."
10:27
That causes a huge drop in the value.
253
627260
3000
Bu değerde büyük bir düşüşe yol açar. Karımın söylediği gibi
10:30
As my wife put it, "You've washed away the Clooney cooties."
254
630260
3000
" Clooney' in bitlerinden temizlenmiştir de ondan".
10:33
(Laughter)
255
633260
2000
(Gülüşmeler)
10:35
So let's go back to art.
256
635260
2000
Haydi sanata geri dönelim.
10:37
I would love a Chagall. I love the work of Chagall.
257
637260
2000
Chagall'a hayranımdır. Chagall eserlerine hayranım.
10:39
If people want to get me something at the end of the conference,
258
639260
2000
Eğer (bu) konferansın sonunda bana bir şey
10:41
you could buy me a Chagall.
259
641260
2000
vermek istiyorsanız bana bir Chagall satın alın.
10:43
But I don't want a duplicate,
260
643260
2000
Ama kopya istemem, aradaki farkı
10:45
even if I can't tell the difference.
261
645260
2000
söyleyemesem de (istemem).
10:47
That's not because, or it's not simply because,
262
647260
2000
Bunun nedeni snob olmam ve orijinaline sahip olacağım için
10:49
I'm a snob and want to boast about having an original.
263
649260
3000
övünmeyi istemem değil, ya da neden basitçe bu değil.
10:52
Rather, it's because I want something that has a specific history.
264
652260
3000
Daha çok, özel hikayesi olan bir şeyi istediğimden.
10:55
In the case of artwork,
265
655260
2000
Sanat eserleri özelinde,
10:57
the history is special indeed.
266
657260
2000
hikaye gerçekten özel bir öneme sahiptir..
10:59
The philosopher Denis Dutton
267
659260
2000
Filozof Denis Dutton
11:01
in his wonderful book "The Art Instinct"
268
661260
2000
" Sanat İçgüdüsü" isimli harika kitabında
11:03
makes the case that, "The value of an artwork
269
663260
2000
konuyu şöyle koyar, " Bir sanat eserinin değeri onun
11:05
is rooted in assumptions about the human performance underlying its creation."
270
665260
3000
yaratılışındaki insan gayreti hakkındaki varsayımlara dayanır."
11:08
And that could explain the difference
271
668260
2000
Ve bu orijinal ve taklid
11:10
between an original and a forgery.
272
670260
2000
arasındaki farkı açıklayabilir.
11:12
They may look alike, but they have a different history.
273
672260
2000
Birbirlerine benzeyebilirler ancak hikayeleri farklıdır.
11:14
The original is typically the product of a creative act,
274
674260
3000
Orijinal olan tipik olarak yaratıcı eylemin ürünüdür,
11:17
the forgery isn't.
275
677260
2000
taklid değildir.
11:19
I think this approach can explain differences
276
679260
3000
Bence bu insanların sanatı değerlendirmeleri
11:22
in people's taste in art.
277
682260
2000
arasındaki farkı açıklar.
11:24
This is a work by Jackson Pollock.
278
684260
2000
Bu Jackson Pollock' un bir çalışması.
11:26
Who here likes the work of Jackson Pollock?
279
686260
3000
Buradakilerden Jackson Pollock'un sanatını sevenler kimler ?
11:30
Okay. Who here, it does nothing for them?
280
690260
2000
Tamam. Onun kendileri için bir anlam ifade etmediği kimler?
11:32
They just don't like it.
281
692260
3000
Onlar onu sevmiyor.
11:35
I'm not going to make a claim about who's right,
282
695260
2000
Kimin doğru olduğu konusunda bir iddiam olmayacak,
11:37
but I will make an empirical claim
283
697260
2000
ama insanların içgüdüleriyle ilgili
11:39
about people's intuitions,
284
699260
2000
tecrübeye dayalı bir iddiam olacak,
11:41
which is that, if you like the work of Jackson Pollock,
285
701260
2000
o da şu, eğer Jackson Pollock'un çalışmalarını seviyorsanız,
11:43
you'll tend more so than the people who don't like it
286
703260
3000
siz bu çalışmaları yaratmanın zor olduğuna,
11:46
to believe that these works are difficult to create,
287
706260
3000
bir yığın zaman ve enerji ve yaratıcı enerji
11:49
that they require a lot of time and energy
288
709260
2000
gerektirdiğine, onun çalışmalarını sevmeyen insanlara
11:51
and creative energy.
289
711260
2000
oranla daha fazla inanma eğiliminde olacaksınızdır.
11:53
I use Jackson Pollock on purpose as an example
290
713260
3000
Jackson Pollock örneğini kasıtlı olarak kullandım
11:56
because there's a young American artist
291
716260
2000
çünkü Jackson Pollock' un stiline çok yakın
11:58
who paints very much in the style of Jackson Pollock,
292
718260
2000
biçimde resim yapan genç bir Amerikalı sanatçı var
12:00
and her work was worth
293
720260
2000
ve onun çalışması
12:02
many tens of thousands of dollars --
294
722260
2000
kendisinin çok genç olmasından dolayı
12:04
in large part because she's a very young artist.
295
724260
2000
özellikle değerli bulundu--onbinlerce dolar--
12:06
This is Marla Olmstead
296
726260
2000
İşte çalışmalarının çok büyük bir bölümünü
12:08
who did most of her work when she was three years old.
297
728260
2000
üç yaşındayken yapan Marla Olmstead.
12:10
The interesting thing about Marla Olmstead
298
730260
2000
Marla Olmstead' le ilgili enteresan konu şu ki
12:12
is her family made the mistake
299
732260
2000
Ailesi evlerine televizyon programı
12:14
of inviting the television program 60 Minutes II into their house
300
734260
4000
60 Dakika II ' yi, onun resim yapışını
12:18
to film her painting.
301
738260
2000
filme çektirmek üzere davet etti.
12:20
And they then reported that her father was coaching her.
302
740260
3000
Ve sonrasında onlar da babasının ona yardım ettiğini
12:23
When this came out on television,
303
743260
2000
haber yaptılar.Bu haber televizyonda yayınlanınca,
12:25
the value of her art dropped to nothing.
304
745260
3000
sanatını değeri sıfırlandı.
12:28
It was the same art, physically,
305
748260
2000
Fiziksel olarak aynı sanattı,
12:30
but the history had changed.
306
750260
3000
ancak hikayesi değişmişti.
12:33
I've been focusing now on the visual arts,
307
753260
2000
Şimdilerde görsel sanatlar üzerine yoğunlaşıyorum,
12:35
but I want to give two examples from music.
308
755260
2000
ama müzikle ilgili iki örnek vermek isterim.
12:37
This is Joshua Bell, a very famous violinist.
309
757260
2000
Bu Joshua Bell, çok meşhur bir kemancı.
12:39
And the Washington Post reporter Gene Weingarten
310
759260
3000
Ve Washington Post muhabiri Gene Weingarten
12:42
decided to enlist him for an audacious experiment.
311
762260
3000
kendisini cüretkar bir denemede kullanmaya
12:45
The question is: How much would people like Joshua Bell,
312
765260
2000
karar verdi.Soru şuydu : İnsanlar Joshua Bell' i ,
12:47
the music of Joshua Bell,
313
767260
2000
Joshua Bell' in müziğini, onu dinlediklerini
12:49
if they didn't know they were listening to Joshua Bell?
314
769260
3000
bilmeden dinlediklerinde onu ne kadar sevebilir?
12:53
So he got Joshua Bell to take his million dollar violin
315
773260
3000
Ve Joshua Bell' i, milyon dolarlık kemanını alarak
12:56
down to a Washington D.C. subway station
316
776260
3000
bir Washington D.C. metro istasyonuna gitmeye
12:59
and stand in the corner and see how much money he would make.
317
779260
3000
ve köşede dikilerek ne kadar para kazanabileceğini
13:02
And here's a brief clip of this.
318
782260
2000
görmeye ikna etti. Ve bu da onun kısa bir klibi.
13:04
(Violin music)
319
784260
7000
(Keman Müziği)
13:11
After being there for three-quarters of an hour,
320
791260
2000
Orada 45 dakika durduktan sonra
13:13
he made 32 dollars.
321
793260
3000
32 dolar kazandı.
13:16
Not bad. It's also not good.
322
796260
2000
Kötü değil. İyi de değil aynı zamanda.
13:18
Apparently to really enjoy the music of Joshua Bell,
323
798260
3000
Aşikar biçimde Joshua Bell' in müziğinin gerçekten
13:21
you have to know you're listening to Joshua Bell.
324
801260
3000
tadını çıkarmak için Joshua Bell' i dinliyor olduğunuzu bilmelisiniz.
13:24
He actually made 20 dollars more than that,
325
804260
2000
O esasında 20 dolar daha fazla kazandı,
13:26
but he didn't count it.
326
806260
2000
ama bunu (kazanmış olduğuna) katmadı.
13:28
Because this woman comes up --
327
808260
2000
Ortaya çıkan bu kadın yüzünden--
13:30
you see at the end of the video -- she comes up.
328
810260
2000
bakın videonun sonunda---o görünen kadın
13:32
She had heard him at the Library of Congress a few weeks before
329
812260
2000
O bir kaç hafta önce Kongre Kütüphanesindeki
13:34
at this extravagant black-tie affair.
330
814260
3000
smokin giyilen gösterişli toplantıda onu dinlemişti.
13:37
So she's stunned that he's standing in a subway station.
331
817260
3000
Bu nedenle, metro istasyonunda dikildiğini
13:40
So she's struck with pity.
332
820260
2000
görünce şaşakalır. Acıma hissiyle sarsılır.
13:42
She reaches into her purse and hands him a 20.
333
822260
2000
Çantasına uzanır ve ona bir 20'lik verir.
13:44
(Laughter)
334
824260
2000
(Gülüşmeler)
13:46
(Applause)
335
826260
2000
(Alkışlar)
13:48
The second example from music
336
828260
2000
Müzikten ikinci örnek
13:50
is from John Cage's modernist composition,
337
830260
2000
John Cage' in modernist kompozisyonu
13:52
"4'33"."
338
832260
2000
" 4'33".
13:54
As many of you know,
339
834260
2000
Çoğunuzun bildiği gibi,
13:56
this is the composition where the pianist sits at a bench,
340
836260
3000
bu kompozisyonda piyanist koltuğuna oturur,
13:59
opens up the piano
341
839260
2000
piyanoyu açar
14:01
and sits and does nothing for four minutes and 33 seconds --
342
841260
2000
ve oturur ve dört dakika ve 33 saniye boyunca
14:03
that period of silence.
343
843260
2000
hiç bir şey yapmaz-- bir sessizlik periyodu.
14:05
And people have different views on this.
344
845260
2000
Ve insanların bunun üzerine farklı görüşleri vardır.
14:07
But what I want to point out
345
847260
2000
Ama benim burada işaret etmek istediğim,
14:09
is you can buy this from iTunes.
346
849260
2000
bunu iTunes' tan satın alabileceğinizdir.
14:11
(Laughter)
347
851260
2000
(Gülüşmeler)
14:13
For a dollar 99,
348
853260
2000
Bir doksan dokuz' a
14:15
you can listen to that silence,
349
855260
2000
bu sessizliği dinleyebilirsiniz,
14:17
which is different than other forms of silence.
350
857260
3000
ki sessizliğin diğer şekillerinden farklıdır.
14:20
(Laughter)
351
860260
2000
(Gülüşmeler)
14:22
Now I've been talking so far about pleasure,
352
862260
3000
Şimdiye kadar haz hakkında konuşmuş bulunuyorum,
14:25
but what I want to suggest
353
865260
2000
ama söylediklerimin hepsinin
14:27
is that everything I've said applies as well to pain.
354
867260
3000
acı çekme için de geçerli olduğunu söylemek isterim.
14:30
And how you think about what you're experiencing,
355
870260
2000
Ve ne yaşadığınız hakkındaki düşüncelerinizde
14:32
your beliefs about the essence of it,
356
872260
2000
onun içeriği hakkındaki inançlarınız
14:34
affect how it hurts.
357
874260
2000
ne kadar acı verdiğine etki eder.
14:36
One lovely experiment
358
876260
2000
Kurt Gray ve Dan Wegner tarafından yapılan
14:38
was done by Kurt Gray and Dan Wegner.
359
878260
2000
güzel bir deneyde
14:40
What they did was they hooked up Harvard undergraduates
360
880260
2000
Harvard'lı üniversite öğrencileri
14:42
to an electric shock machine.
361
882260
2000
elektrik şoku üreten bir makinaya bağlanır.
14:44
And they gave them a series of painful electric shocks.
362
884260
3000
Ve onlara bir dizi ağrılı elektrik şoku uygulanır.
14:47
So it was a series of five painful shocks.
363
887260
3000
Toplamda beş ağrılı şokun olduğu bir seri.
14:50
Half of them are told that they're being given the shocks
364
890260
2000
Onların yarısına şokların
14:52
by somebody in another room,
365
892260
2000
diğer odada bulunan birisi tarafından,
14:54
but the person in the other room doesn't know they're giving them shocks.
366
894260
3000
şok verdiğini bilmeden ve hiç bir artniyeti olmadan
14:57
There's no malevolence, they're just pressing a button.
367
897260
2000
sadece butona basarak verildiği söylenir.
14:59
The first shock is recorded as very painful.
368
899260
3000
İlk şok çok ağrılı olarak kaydedilir.
15:02
The second shock feels less painful, because you get a bit used to it.
369
902260
3000
İkinci şok biraz alışkanlık nedeniyle daha az ağrı uyandırır.
15:05
The third drops, the fourth, the fifth.
370
905260
2000
Üçüncüde tepki düşer, dördüncü ve beşincide de.
15:07
The pain gets less.
371
907260
3000
Ağrı giderek azalır.
15:10
In the other condition,
372
910260
2000
Diğer bölümde,
15:12
they're told that the person in the next room
373
912260
2000
yandaki odadaki kişinin
15:14
is shocking them on purpose -- knows they're shocking them.
374
914260
3000
şokları kasten ve bilerek verdiği söylenir.
15:17
The first shock hurts like hell.
375
917260
2000
Birinci şok felaket biçimde acıtır.
15:19
The second shock hurts just as much,
376
919260
2000
İkinci şok aynen onun gibi acı verir,
15:21
and the third and the fourth and the fifth.
377
921260
2000
ve üç ve dört ve de beş de.
15:23
It hurts more
378
923260
2000
Eğer birinin bu işi amaçlı olarak
15:25
if you believe somebody is doing it to you on purpose.
379
925260
3000
yaptığını bilirseniz daha fazla canınız acır.
15:28
The most extreme example of this
380
928260
3000
Bununla ilgili en aşırı örnekte
15:31
is that in some cases,
381
931260
2000
bazı vakalarda normal koşullar
15:33
pain under the right circumstances
382
933260
2000
altında acı olarak hissedilen şey
15:35
can transform into pleasure.
383
935260
2000
hazza dönüşür.
15:37
Humans have this extraordinarily interesting property
384
937260
3000
Bu sıradışı enteresanlığa sahip olan insanlar
15:40
that will often seek out low-level doses of pain
385
940260
2000
sıklıkla kontrollu bir düşük dozlu
15:42
in controlled circumstances
386
942260
2000
ağrı-acı arayışı içine girer
15:44
and take pleasure from it --
387
944260
2000
ve bundan da haz duyarlar,
15:46
as in the eating of hot chili peppers
388
946260
2000
küçük acı kırmızı biberleri yemelerinde
15:48
and roller coaster rides.
389
948260
3000
ve lunaparklarda tehlikeli araçlara binmelerinde
15:51
The point was nicely summarized
390
951260
2000
olduğu gibi.Şair John Milton
15:53
by the poet John Milton
391
953260
2000
" Zihin öyle kendine has bir alandır ki,
15:55
who wrote, "The mind is its own place,
392
955260
2000
bu alan içinde cehennemi cennet
15:57
and in itself can make a heaven of hell,
393
957260
2000
ve cenneti cehennem yapabilir." derken
15:59
a hell of heaven."
394
959260
2000
konu (zaten) güzel bir şekilde özetlenmişti.
16:01
And I'll end with that. Thank you.
395
961260
2000
Ve bununla bitireceğim. Teşekkür ederim.
16:03
(Applause)
396
963260
7000
(Alkışlar)

Original video on YouTube.com
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7