It's not fair having 12 pairs of legs | Aimee Mullins

Aimee Mullins ve 12 çift bacağı

1,154,871 views ・ 2009-03-11

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Ates Goral Gözden geçirme: Ümitcan Altuğ
00:12
I was speaking to a group of about 300 kids,
0
12160
3000
Bir çocuk müzesinde, altı ila sekiz yaşlarında
00:15
ages six to eight, at a children's museum,
1
15160
2000
300 kadar çocuğa bir konuşma yapıyordum
00:17
and I brought with me a bag full of legs,
2
17160
4000
ve beraberimde buradakilere benzer
00:21
similar to the kinds of things you see up here,
3
21160
2000
bir torba dolusu bacak getirmiş,
00:23
and had them laid out on a table for the kids.
4
23160
2000
çocuklar için hepsini bir masanın üzerine yaymıştım.
00:25
And, from my experience, you know, kids are naturally curious
5
25160
4000
Ve, kendi deneyimimce, çocuklar bilmedikleri,
00:29
about what they don't know, or don't understand,
6
29160
2000
anlamadıkları veya onlara yabancı olan şeylere
00:31
or is foreign to them.
7
31160
2000
doğal bir merak duyarlar.
00:33
They only learn to be frightened of those differences
8
33160
2000
Çocuklar bu türlü farklılıklardan ürkmeyi,
00:35
when an adult influences them to behave that way,
9
35160
3000
ancak bir yetişkin onlara kibarlık aşılama
00:38
and maybe censors that natural curiosity,
10
38160
3000
amacıyla onların davranışlarını etkiler
00:41
or you know, reins in the question-asking
11
41160
3000
ya da onların doğal meraklarını
00:44
in the hopes of them being polite little kids.
12
44160
2000
sansürlerse öğrenirler.
00:46
So I just pictured a first grade teacher out in the lobby
13
46160
4000
Lobide bu afacan çocukların
00:50
with these unruly kids, saying, "Now, whatever you do,
14
50160
3000
karşına dikilip onlara "Ne yaparsanız yapın,
00:53
don't stare at her legs."
15
53160
2000
sakın bacaklarına bakmayın" diyen bir ilkokul oğretmeni hayal ediverdim.
00:55
But, of course, that's the point.
16
55160
2000
Ama, tabii, zaten amaç o.
00:57
That's why I was there, I wanted to invite them to look and explore.
17
57160
3000
Ben onları bakıp keşfetmeye davet etmek için oradaydım.
01:00
So I made a deal with the adults
18
60160
4000
Böylece yetişkinlerle bir anlaşma yaptım,
01:04
that the kids could come in without any adults for two minutes
19
64160
3000
çocuklar, yanlarında erişkinler olmaksızın içeri gelip
01:07
on their own.
20
67160
2000
kendi başlarına iki dakika geçirecekler.
01:09
The doors open, the kids descend on this table of legs,
21
69160
4000
Kapilar açıldı, çocuklar bacak dolu masaya yürüdüler,
01:13
and they are poking and prodding, and they're wiggling toes,
22
73160
3000
ve itip dürtmeye, ayak parmaklarını oynatmaya,
01:16
and they're trying to put their full weight on the sprinting leg
23
76160
2000
ve ne olacağını görmek için
01:18
to see what happens with that.
24
78160
2000
bütün ağırlıklarını koşu bacağına vermeye başladılar.
01:20
And I said, "Kids, really quickly --
25
80160
2000
Ben de onlara "Çocuklar, çabuk cevap verin --
01:22
I woke up this morning, I decided I wanted to be able to jump over a house --
26
82160
4000
bu sabah uyandım ve bir evin üzerinden atlayabilmek istediğime karar verdim --
01:26
nothing too big, two or three stories --
27
86160
2000
öyle çok büyük değil, iki üç katlı bir ev --
01:28
but, if you could think of any animal, any superhero, any cartoon character,
28
88160
5000
ama, şu an herhangi bir hayvanı, süper kahramanı, çizgi film kahramanını,
01:33
anything you can dream up right now,
29
93160
2000
hayal edebileceğiniz herhangi bir şeyi düşünecek olsanız,
01:35
what kind of legs would you build me?"
30
95160
2000
bana ne çeşit bir bacak yapardınız?"©
01:37
And immediately a voice shouted, "Kangaroo!"
31
97160
3000
Ve oradan biri hemen "Kanguru!" diye bağırdı.
01:40
"No, no, no! Should be a frog!"
32
100160
2000
"Hayır, hayır, hayır! Kurbağa olması lazım!"
01:42
"No. It should be Go Go Gadget!"
33
102160
2000
"Hayır. Lay Lay Lom Gadget olmalı!"
01:44
"No, no, no! It should be the Incredibles."
34
104160
2000
"Hayır. hayır. hayır! İnanılmaz Aile olmalı."
01:46
And other things that I don't -- aren't familiar with.
35
106160
3000
Ve aşina olmadığım başka şeyler söylediler.
01:49
And then, one eight-year-old said,
36
109160
2000
Sonra, sekiz yaşında bir çocuk,
01:51
"Hey, why wouldn't you want to fly too?"
37
111160
4000
"Niye uçmak istemiyorsun ki?" dedi.
01:56
And the whole room, including me, was like, "Yeah."
38
116160
3000
Ve ben dahil bütün oda "Evet" dedik.
01:59
(Laughter)
39
119160
2000
(Kahkaha)
02:01
And just like that, I went from being a woman
40
121160
3000
Ve o anda, bu çocukların engelli olarak görmeye alıştırıldığı
02:04
that these kids would have been trained to see as "disabled"
41
124160
4000
bir kadın olmaktan çıkıp, kendi vücutlarının henüz sahip olmadığı
02:08
to somebody that had potential that their bodies didn't have yet.
42
128160
5000
potansiyellere sahip birine dönüştüm.
02:13
Somebody that might even be super-abled.
43
133160
2000
Hatta süper yeteneklere sahip olabilecek birine.
02:15
Interesting.
44
135160
2000
İlginç.
02:17
So some of you actually saw me at TED, 11 years ago.
45
137160
5000
Aslında bazılarınız beni 11 sene önce TED'de izledi,
02:22
And there's been a lot of talk about how life-changing this conference is
46
142160
4000
ve bu konferansın hem konusmacılar, hem katılımcılar için ne kadar
02:26
for both speakers and attendees, and I am no exception.
47
146160
4000
hayat değiştirici olduğu defalarca söylendi, ve ben de bir istisna değilim.
02:30
TED literally was the launch pad to the next decade of my life's exploration.
48
150160
6000
TED hayat maceramın bir sonraki on yılına geçmemde adeta bir fırlatma rampası oldu.
02:36
At the time, the legs I presented were groundbreaking in prosthetics.
49
156160
5000
O zamanlar, sunmakta olduğum bacaklar protezde çığır açmışlardı.
02:41
I had woven carbon fiber sprinting legs
50
161160
2000
Karbon lifinden örülmüş koşu bacaklarım vardı,
02:43
modeled after the hind leg of a cheetah,
51
163160
2000
çitaların arka bacaklarından esinlenilmiş,
02:45
which you may have seen on stage yesterday.
52
165160
2000
belki dün sahnede görmüş olabilirsiniz.
02:47
And also these very life-like, intrinsically painted silicone legs.
53
167160
6000
Bir de gerçek gibi görünen, aslına uygun boyanmış silikon bacaklar.
02:53
So at the time, it was my opportunity to put a call out
54
173160
4000
Bu benim için bir seslenme firsatıydı,
02:57
to innovators outside the traditional medical prosthetic community
55
177160
4000
geleneksel tıbbi protez camiasının dışından mucitlerin
03:01
to come bring their talent to the science and to the art
56
181160
4000
yeteneklerini bacak imalat bilimine ve sanatına
03:05
of building legs.
57
185160
2000
getirmeleri için.
03:07
So that we can stop compartmentalizing form, function and aesthetic,
58
187160
5000
Formu, işlevi ve estetiği ayrı tutup, her birine
03:12
and assigning them different values.
59
192160
2000
farklı değerler vermeyi bırakabilmek için.
03:14
Well, lucky for me, a lot of people answered that call.
60
194160
4000
Şanslıyım ki birçok insan bu çağrıma cevap verdi.
03:18
And the journey started, funny enough, with a TED conference attendee --
61
198160
5000
Ve komiktir ki, bütün bu macera, bir TED katılımcısı ile başladı --
03:23
Chee Pearlman, who hopefully is in the audience somewhere today.
62
203160
3000
bugün seyirciler arasında bir yerlerde olduğunu umduğum Chee Pearlman.
03:26
She was the editor then of a magazine called ID,
63
206160
3000
Kendisi o sıralar ID denen bir dergide editördü
03:29
and she gave me a cover story.
64
209160
3000
ve beni dergiye kapak yaptı.
03:32
This started an incredible journey.
65
212160
3000
Ve böylece inanılmaz bir macera başlamış oldu.
03:35
Curious encounters were happening to me at the time;
66
215160
2000
O aralar, ilginç buluşmalar yaşıyordum;
03:37
I'd been accepting numerous invitations to speak
67
217160
3000
dünyanın farklı köşelerinde çita bacaklarının tasarımıyla ilgili konuşma yapmam için
03:40
on the design of the cheetah legs around the world.
68
220160
3000
gelen birçok daveti kabul ediyordum.
03:43
And people would come up to me after the conference, after my talk,
69
223160
3000
İnsanlar konferansın sonunda, konuşmam bitince yanıma geliyorlardı,
03:46
men and women.
70
226160
2000
kadınlı erkekli.
03:48
And the conversation would go something like this,
71
228160
2000
Ve muhabbetlerimiz şunun gibi oluyordu,
03:50
"You know Aimee, you're very attractive.
72
230160
4000
"Aimee, biliyor musun, çok çekicisin.
03:54
You don't look disabled."
73
234160
2000
Engelli gibi görünmüyorsun."
03:56
(Laughter)
74
236160
1000
(Kahkaha)
03:57
I thought, "Well, that's amazing,
75
237160
2000
Ben de, "Öyle mi, çok güzel,
03:59
because I don't feel disabled."
76
239160
2000
çünkü kendimi engelli gibi hissetmiyorum" diye düşünüyordum.
04:01
And it really opened my eyes to this conversation
77
241160
5000
Bütün bunlar, güzellik konusunda konuşulup tartışılacak
04:06
that could be explored, about beauty.
78
246160
2000
çok şey olduğunu gösterdi bana.
04:08
What does a beautiful woman have to look like?
79
248160
3000
Güzel bir kadının neye benzemesi lazım?
04:11
What is a sexy body?
80
251160
2000
Seksi bir vücut nasıl olur?
04:13
And interestingly, from an identity standpoint,
81
253160
2000
Ve ilginç olarak, kimlik bakış açısından,
04:15
what does it mean to have a disability?
82
255160
3000
engelli olmak ne demektir?
04:18
I mean, people -- Pamela Anderson has more prosthetic in her body than I do.
83
258160
3000
Yani, bakın -- Pamela Anderson'ın vücudunda benden daha fazla protez var.
04:21
Nobody calls her disabled.
84
261160
2000
Kimse ona engelli demiyor.
04:23
(Laughter)
85
263160
5000
(Kahkaha)
04:29
So this magazine, through the hands of graphic designer Peter Saville,
86
269160
4000
Grafik tasarımcı Peter Saville'in elinden çıkan dergi,
04:33
went to fashion designer Alexander McQueen, and photographer Nick Knight,
87
273160
5000
kendileri de bu konuları keşfetmekle ilgilenen
04:38
who were also interested in exploring that conversation.
88
278160
2000
moda tasarımcısı Alexander McQueen ve fotoğrafcı Nick Knight'a gitti.
04:40
So, three months after TED I found myself on a plane
89
280160
3000
TED'den üç ay sonra, kendimi ilk moda çekimimi
04:43
to London, doing my first fashion shoot,
90
283160
5000
yapmak üzere Londra'ya giderken buldum,
04:48
which resulted in this cover --
91
288160
1000
sonuç gördüğünüz bu kapak oldu--
04:49
"Fashion-able"?
92
289160
3000
Modaya uygun?
04:52
Three months after that, I did my first runway show for Alexander McQueen
93
292160
4000
Üç ay sonra, Alexander McQueen'in defilesine çıktım ilk kez,
04:56
on a pair of hand-carved wooden legs made from solid ash.
94
296160
5000
dişbudak ağacından elle yontulmuş bir çift bacakla.
05:01
Nobody knew -- everyone thought they were wooden boots.
95
301160
3000
Kimsenin haberi yoktu -- herkes tahta çizme zannetti.
05:04
Actually, I have them on stage with me:
96
304160
2000
Aslinda, şu anda sahnede yanımdalar:
05:07
grapevines, magnolias -- truly stunning.
97
307160
4000
Asma, manolya, gerçekten çarpıcılar.
05:12
Poetry matters.
98
312160
3000
Şiirsellik önemli.
05:15
Poetry is what elevates the banal and neglected object
99
315160
5000
Şiirsellik banal ve boşlanmış konuları
05:20
to a realm of art.
100
320160
2000
sanat mertebesine yüceltiyor.
05:22
It can transform the thing that might have made people fearful
101
322160
6000
İnsanları korkutmuş olabilecek bir şeyi, bakmaya,
05:28
into something that invites them to look,
102
328160
2000
ve biraz daha bakmaya,
05:30
and look a little longer,
103
330160
3000
ve belki de anlamaya teşvik eden
05:33
and maybe even understand.
104
333160
2000
bir şeye dönüştürebilir.
05:35
I learned this firsthand with my next adventure.
105
335160
4000
Bunu bir sonraki maceramda birinci elden yaşadım.
05:39
The artist Matthew Barney, in his film opus called the "The Cremaster Cycle."
106
339160
4000
Sanatçı Matthew Barney'in film yapıtı "The Cremaster Cycle"da.
05:43
This is where it really hit home for me --
107
343160
3000
O zaman tam olarak farkına vardım ki --
05:46
that my legs could be wearable sculpture.
108
346160
2000
bacaklarım giyilebilir heykeller olabilirdi.
05:48
And even at this point, I started to move away from the need to replicate human-ness
109
348160
7000
O noktada, tek estetik amaç olarak insansılığı kopyalama ihtiyacından
05:55
as the only aesthetic ideal.
110
355160
2000
uzaklaşmaya başladım.
05:57
So we made what people lovingly referred to as glass legs
111
357160
4000
Böylece insanların sevecen bir şekilde cam bacak diye hitap ettikleri
06:01
even though they're actually optically clear polyurethane,
112
361160
4000
ve aslında saydam poliüretandan, nam-ı diğer
06:05
a.k.a. bowling ball material.
113
365160
2000
bovling topu malzemesinden yapılmış bacakları ürettik.
06:07
Heavy!
114
367160
1000
Ağır!
06:08
Then we made these legs that are cast in soil
115
368160
2000
Sonra içinde patates köklerinin büyüdüğü, tepesinden pancar kökleri çıkan,
06:10
with a potato root system growing in them, and beetroots out the top,
116
370160
4000
ve çok güzel pirinçten bir başparmağı olan
06:14
and a very lovely brass toe.
117
374160
2000
topraktan bacaklar yaptık.
06:16
That's a good close-up of that one.
118
376160
2000
Bacağın güzel bir yakın plan fotoğrafı.
06:18
Then another character was a half-woman, half-cheetah --
119
378160
2000
Ve diğer bir karakter, yarı kadın, yarı çita --
06:20
a little homage to my life as an athlete.
120
380160
2000
benim atletlik yaşamıma ufak bir gönderme.
06:22
14 hours of prosthetic make-up
121
382160
3000
14 saat süren protez makyaj,
06:25
to get into a creature that had articulated paws,
122
385160
4000
eklemli pençeleri ve
06:29
claws and a tail that whipped around,
123
389160
4000
bir kertenkele gibi kırbaç gibi sallanan bir kuyruğu
06:33
like a gecko.
124
393160
2000
olan bir yaratığa donüşebilmek için.
06:35
(Laughter)
125
395160
1000
(Kahkaha)
06:37
And then another pair of legs we collaborated on were these --
126
397160
4000
Ve üzerinde birlikte çalıştığımız diğer bir çift bacak...
06:41
look like jellyfish legs,
127
401160
2000
denizanasına benziyorlar.
06:43
also polyurethane.
128
403160
2000
Yine poliüretandan.
06:45
And the only purpose that these legs can serve,
129
405160
3000
Ve bu bacakların, filmin konusu dışında
06:48
outside the context of the film,
130
408160
3000
hizmet edecekleri tek amaç
06:51
is to provoke the senses and ignite the imagination.
131
411160
3000
duyularımızı kışkırtmak ve hayal gücümüzü ateşlemek olabilir.
06:54
So whimsy matters.
132
414160
3000
Pek acayip işler.
06:57
Today, I have over a dozen pair of prosthetic legs
133
417160
6000
Türlu insanların benim için yaptıgı bir düzineden fazla
07:03
that various people have made for me,
134
423160
2000
protez bacağım var
07:05
and with them I have different negotiations of the terrain under my feet,
135
425160
4000
ve onlar sayesinde ayaklarımın altındaki zeminle farklı ilişkiler kuruyorum.
07:09
and I can change my height --
136
429160
2000
Boyumu değiştirebiliyorum --
07:11
I have a variable of five different heights.
137
431160
2000
Beş farklı boy seçeneğim var.
07:13
(Laughter)
138
433160
2000
(Kahkaha)
07:15
Today, I'm 6'1".
139
435160
2000
Bugün 1.85'im.
07:17
And I had these legs made a little over a year ago
140
437160
3000
Bu bacakları, İngiltere'deki Dorset Ortopedik'te
07:20
at Dorset Orthopedic in England
141
440160
2000
yaptıralı bir seneden biraz fazla oldu,
07:22
and when I brought them home to Manhattan,
142
442160
2000
ve onları Manhattan'a geri getirdiğimde,
07:24
my first night out on the town, I went to a very fancy party.
143
444160
2000
gece ilk dışarı çıkışımda, çok gösterişli bir partiye gittim.
07:26
And a girl was there who has known me for years
144
446160
3000
Orada beni senelerdir normal boyumda
07:29
at my normal 5'8".
145
449160
2000
1.72 olarak tanıyan bir kız vardı.
07:31
Her mouth dropped open when she saw me,
146
451160
2000
Beni görünce ağzı açık kaldı ve
07:33
and she went, "But you're so tall!"
147
453160
3000
"Ama ne kadar uzunsun!" dedi.
07:36
And I said, "I know. Isn't it fun?"
148
456160
2000
Ben de, "Biliyorum. Çok eğlenceli değil mi?" dedim.
07:38
I mean, it's a little bit like wearing stilts on stilts,
149
458160
2000
Yani biraz sırık üzerine sırıkla binmek gibi bir şey,
07:40
but I have an entirely new relationship to door jams
150
460160
3000
ama artık kapı çerçeveleriyle, daha önce hiç olmasını
07:43
that I never expected I would ever have.
151
463160
2000
beklemediğim türden bir ilişkim var.
07:45
And I was having fun with it.
152
465160
3000
Ve bununla kendimi eğlendiriyordum.
07:48
And she looked at me,
153
468160
2000
Bana baktı,
07:50
and she said, "But, Aimee, that's not fair."
154
470160
2000
ve, "Ama Aimee, bu haksızlık" dedi.
07:52
(Laughter)
155
472160
3000
(Kahkaha)
07:55
(Applause)
156
475160
2000
(Alkış)
07:57
And the incredible thing was she really meant it.
157
477160
4000
Şaşırtıcı olan, bunu içten gelerek söylemiş olmasıydı.
08:01
It's not fair that you can change your height,
158
481160
2000
İstediğin gibi boyunu değiştirebilmen
08:03
as you want it.
159
483160
2000
haksızlık.
08:05
And that's when I knew --
160
485160
2000
Ve işte o zaman anladım --
08:07
that's when I knew that the conversation with society
161
487160
3000
o zaman anladım ki toplumla olan diyalog
08:10
has changed profoundly
162
490160
2000
bu son on yılda
08:12
in this last decade.
163
492160
2000
derinden değişmiş.
08:14
It is no longer a conversation about overcoming deficiency.
164
494160
5000
Artık bir yetersizliği yenmek üzerine değil.
08:19
It's a conversation about augmentation.
165
499160
2000
Fazladan ekleme yapmak üzerine konuşuyoruz.
08:21
It's a conversation about potential.
166
501160
4000
Potansiyeller üzerine konuşuyoruz.
08:25
A prosthetic limb doesn't represent the need to replace loss anymore.
167
505160
5000
Bir protez uzuv, artık kayıbı yerine koyma ihtiyacını temsil etmiyor.
08:30
It can stand as a symbol that the wearer
168
510160
3000
Protezi takanın, o boşlukta ne isterse onu yaratma
08:33
has the power to create whatever it is that they want to create
169
513160
3000
gücünün olduğunun bir sembolü
08:36
in that space.
170
516160
2000
yerine geçebilir.
08:38
So people that society once considered to be disabled
171
518160
3000
Toplumun bir zamanlar engelli olarak gördüğü insanlar,
08:41
can now become the architects of their own identities
172
521160
5000
artık kendi vücutlarını tasarlayabilmenin getirdiği güçle
08:46
and indeed continue to change those identities
173
526160
2000
kendi kimliklerinin mimarlarına dönüşüp
08:48
by designing their bodies
174
528160
2000
bu kimliklerini şekillendirmeye
08:50
from a place of empowerment.
175
530160
3000
devam edebilirler.
08:53
And what is exciting to me so much right now
176
533160
5000
Beni çok heyecanlandıran bir şey
08:58
is that by combining cutting-edge technology --
177
538160
4000
en ileri teknolojiyi --
09:02
robotics, bionics --
178
542160
2000
robotbilimi, biyonik bilimi --
09:04
with the age-old poetry,
179
544160
2000
eskilerin şiiriyle birleştirerek
09:06
we are moving closer to understanding our collective humanity.
180
546160
6000
insanlığımızı anlamaya bir adım daha yaklaşıyor olmamız.
09:12
I think that if we want to discover the full potential
181
552160
5000
Bence eğer insanlığımızın tam potansiyelini
09:17
in our humanity,
182
557160
2000
keşfetmek istiyorsak,
09:19
we need to celebrate those heartbreaking strengths
183
559160
4000
hepimizin sahip olduğu yürek parçalayıcı dirençleri
09:23
and those glorious disabilities that we all have.
184
563160
3000
ve ihtişamlı engellerini kutlamamız gerekiyor.
09:26
I think of Shakespeare's Shylock:
185
566160
3000
Shakespeare'in Shylock'unu düsünüyorum:
09:29
"If you prick us, do we not bleed,
186
569160
4000
"Bizi delerseniz, kan akıtmaz mıyız,
09:33
and if you tickle us, do we not laugh?"
187
573160
3000
ve bizi gıdıklarsanız, gülmez miyiz?"
09:36
It is our humanity,
188
576160
3000
Bizleri güzel kılan,
09:39
and all the potential within it,
189
579160
2000
insanlığımız ve onunla gelen
09:41
that makes us beautiful.
190
581160
3000
tüm potansiyelimizdir.
09:44
Thank you.
191
584160
1000
Teşekkür ederim.
09:45
(Applause)
192
585160
7000
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7