Thoughts on humanity, fame and love | Shah Rukh Khan | TED

9,822,007 views ・ 2017-05-11

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Nihal Aksakal Gözden geçirme: Gunperi Sisman
00:15
Namaskar.
0
15471
1200
Namaskar [Merhaba].
00:17
I'm a movie star, I'm 51 years of age,
1
17630
2480
Ben bir film yıldızıyım,51 yaşındayım,
00:21
and I don't use Botox as yet.
2
21408
2256
Ve henüz botoks yaptırmadım.
00:23
(Laughter)
3
23688
1216
(Kahkahalar)
00:24
So I'm clean, but I do behave like you saw like a 21-year-old in my movies.
4
24928
4200
Yani temizim ama gördüğünüz gibi, filmlerimde 21 yaşında gibi davranıyorum.
00:30
Yeah, I do that.
5
30288
1216
Evet, bunu yapıyorum.
00:31
I sell dreams, and I peddle love to millions of people back home in India
6
31528
4896
Hindistan'da beni dünyanın en iyi aşığı sanan milyonlarca insana
00:36
who assume that I'm the best lover in the world.
7
36448
2256
hayaller satıp, sevgi dağıtıyorum.
00:38
(Laughter)
8
38728
2200
(Kahkahalar)
00:41
If you don't tell anyone, I'm going to tell you I'm not,
9
41888
2656
Kimseye söylemezseniz öyle olmadığımı belirteceğim
00:44
but I never let that assumption go away.
10
44568
1936
Ama bu varsayımın yok olmasına da müsaade etmem.
00:46
(Laughter)
11
46528
1016
(Kahkahalar)
00:47
I've also been made to understand
12
47568
1616
Ayrıca burada birçoğunuzun
00:49
there are lots of you here who haven't seen my work,
13
49208
2456
çalışmalarımı görmediğini farkettim.
00:51
and I feel really sad for you.
14
51688
1456
ve sizler için çok üzüldüm.
00:53
(Laughter)
15
53168
2416
(Kahkahalar)
00:55
(Applause)
16
55608
2680
(Alkışlar)
01:00
That doesn't take away from the fact that I'm completely self-obsessed,
17
60648
3336
Bu benim kendime takıntılı olduğum gerçeğini değiştirmiyor --
tıpkı bir film yıldızının olması gerektiği gibi.
01:04
as a movie star should be.
18
64008
1256
01:05
(Laughter)
19
65288
1056
(Kahkahalar)
01:06
That's when my friends, Chris and Juliet called me here
20
66368
3616
Arkadaşlarım Chris ve Juliet beni buraya
01:10
to speak about the future "you."
21
70008
1566
gelecek ''siz'' hakkında konuşmaya davet etti.
01:11
Naturally, it follows I'm going to speak about the present me.
22
71598
2936
Doğal olarak, şu anki ben hakkında konuşmamla devam edeceğim.
01:14
(Laughter)
23
74558
2320
(Kahkahalar)
Çünkü insanlığın benimle çok ortak yanı olduğuna inanıyorum.
01:19
Because I truly believe that humanity is a lot like me.
24
79088
2776
01:21
(Laughter)
25
81888
1216
(Kahkahalar)
01:23
It is. It is.
26
83128
1376
Öyle. Öyle.
01:24
It's an aging movie star,
27
84528
1520
İnsanlık yaşlanan bir film yıldızı gibidir.
01:27
grappling with all the newness around itself,
28
87248
2576
Etrafındaki bütün yeniliklerle boğuşan,
01:29
wondering whether it got it right in the first place,
29
89848
2656
daha önce doğru mu anladı diye merak eden
01:32
and still trying to find a way
30
92528
2016
ve hala kayıtsızca parlamaya devam etmenin
01:34
to keep on shining regardless.
31
94568
2080
bir yolunu bulmaya çalışan bir yıldız gibi.
01:37
I was born in a refugee colony in the capital city of India, New Delhi.
32
97528
3360
Ben Hindistan'ın merkezi Yeni Delhi'de bir mülteci kampında doğdum.
01:41
And my father was a freedom fighter.
33
101768
2496
Babam bir özgürlük savaşçısıydı.
01:44
My mother was, well, just a fighter like mothers are.
34
104288
3030
Annem de, diğer anneler gibi savaşçıydı.
01:49
And much like the original homo sapiens,
35
109368
3016
İlk insanlardaki gibi,
01:52
we struggled to survive.
36
112408
1640
hayatta kalmak için çabalıyorduk.
01:54
When I was in my early 20s,
37
114728
2136
Yirmilerimin başındayken,
01:56
I lost both my parents,
38
116888
1736
İki ebeveynimi de kaybettim,
01:58
which I must admit seems a bit careless of me now,
39
118648
3336
açıkcası şimdi düşündüğümde bu beni çok pervasız gösteriyor.
02:02
but --
40
122008
1296
fakat --
02:03
(Laughter)
41
123328
3000
(Kahkahalar)
02:08
I do remember the night my father died,
42
128848
1896
Babamın öldüğü geceyi hatırlıyorum
02:10
and I remember the driver of a neighbor who was driving us to the hospital.
43
130768
4896
ve bizi hastaneye götüren komşunun şoförünü hatırlıyorum.
02:15
He mumbled something about "dead people don't tip so well"
44
135688
2816
''ölü insanlar iyi bahşiş bırakmıyor'' gibi birşey mırıldayıp
02:18
and walked away into the dark.
45
138528
1440
karanlığın içine yürüyüp kaybolmuştu.
02:20
And I was only 14 then,
46
140808
1896
Babamın cansız bedenini
02:22
and I put my father's dead body in the back seat of the car,
47
142728
3456
arabanın arkasına koyduğumda daha 14 yaşındaydım,
02:26
and my mother besides me,
48
146208
1216
ve annemi de yanıma alarak
02:27
I started driving back from the hospital to the house.
49
147448
2576
Hastaneden eve doğru sürmeye başladım.
02:30
And in the middle of her quiet crying, my mother looked at me and she said,
50
150048
3616
Sessiz ağlamasının ortasında annem bana bakarak dedi ki:
02:33
"Son, when did you learn to drive?"
51
153688
1800
''Oğlum, araba kullanmayı ne zaman öğrendin?''
02:37
And I thought about it and realized, and I said to my mom,
52
157848
3256
O an durumu farkettim ve anneme dedim ki:
02:41
"Just now, Mom."
53
161128
1296
''Şimdi, anne.''
02:42
(Laughter)
54
162448
2256
(Kahkahalar)
02:44
So from that night onwards,
55
164728
1536
O geceden sonra,
02:46
much akin to humanity in its adolescence,
56
166288
2696
insanlığın ilk çağlarındakine benzer şekilde
02:49
I learned the crude tools of survival.
57
169008
3320
hayatta kalmanın ham yöntemlerini öğrendim.
02:52
And the framework of life was very, very simple then, to be honest.
58
172968
3656
Dürüst olmak gerekirse, hayatın sistemi o zamanlar çok çok basitti.
02:56
You know, you just ate what you got
59
176648
2976
Bilirsiniz, neye sahipseniz onu yersiniz
02:59
and did whatever you were told to do.
60
179648
1816
ve ne yapmanız söylendiyse onu yapıyorsunuz.
03:01
I thought celiac was a vegetable,
61
181488
3336
Çölyakın sebze olduğunu düşünürdüm
03:04
and vegan, of course, was Mr. Spock's lost comrade in "Star Trek."
62
184848
4536
ve vegan, tabiki, Star trek'teki Mr.Spock'un kayıp dostuydu.
03:09
(Laughter)
63
189408
1096
(Kahkahalar)
03:10
You married the first girl that you dated,
64
190528
2976
İlk randevulaştığın kız ile evlenirdin
03:13
and you were a techie if you could fix the carburetor in your car.
65
193528
3840
ve arabandaki karbüratörü tamir edebildiysen teknikersin.
03:18
I really thought that gay was a sophisticated English word for happy.
66
198928
3480
Gay kelimesinin mutlu anlamında entel bir İngiliz kelimesi sanırdım.
03:23
And Lesbian, of course, was the capital of Portugal, as you all know.
67
203648
3256
Ve Lezbiyen, tabii ki, hepinizin bildiği gibi Portekiz'in başkenti.
03:26
(Laughter)
68
206928
1256
(Kahkahalar)
03:28
Where was I?
69
208208
1200
Neredeydim ?
03:32
We relied on systems
70
212528
2336
Bizden öncekilerin zahmetle
03:34
created through the toil and sacrifice of generations before
71
214888
3696
ve fedakarlıklarıyla oluşturdukları sistemlere
03:38
to protect us,
72
218608
1456
bel bağlıyoruz
03:40
and we felt that governments actually worked for our betterment.
73
220088
3656
ve devletlerimizin bizim ihyamız için çalıştığını düşünüyorduk.
03:43
Science was simple and logical,
74
223768
1936
Bilim basit ve mantıklıydı,
03:45
Apple was still then just a fruit
75
225728
2320
O zamanlar elma sadece bir meyveydi
03:49
owned by Eve first and then Newton,
76
229128
1936
--ilk olarak Havva sonra Newton tarafından sahiplenilmiş,
03:51
not by Steve Jobs, until then.
77
231088
2336
yani Steve Jobs tarafından değil.
03:53
And "Eureka!" was what you screamed
78
233448
1696
Ve ''Evreka!'' sokaklarda çıplak koşmak istediğinizde
03:55
when you wanted to run naked on the streets.
79
235168
2200
bağırdığınız bir kelimeydi.
03:58
You went wherever life took you for work,
80
238048
3616
Hayat sizi çalışmak için nereye götürürse oraya giderdiniz,
04:01
and people were mostly welcoming of you.
81
241688
2080
ve insanlar genellikle sizi samimi karşılardı.
04:04
Migration was a term then
82
244408
1976
O zamanlar göçmelik bir terimdi,
04:06
still reserved for Siberian cranes, not human beings.
83
246408
2560
ve sadece ak turnalar için kullanılırdı, insanoğlu için değil.
04:09
Most importantly, you were who you were
84
249808
2856
Daha önemlisi, kimsen oydun
04:12
and you said what you thought.
85
252688
1840
ve düşündüğünü söyledin.
04:15
Then in my late 20s,
86
255208
1256
Yirmilerimin sonunda,
04:16
I shifted to the sprawling metropolis of Mumbai,
87
256488
3736
gelişen metropolis Mumbai'ye geçtim,
04:20
and my framework,
88
260248
1336
ve benim bakış açım da,
04:21
like the newly industrialized aspirational humanity,
89
261608
3296
yeni endüstrileşmeye başlayan hayalperest insanoğlu gibi,
04:24
began to alter.
90
264928
1200
değişmeye başladı.
04:26
In the urban rush for a new, more embellished survival,
91
266768
2600
Kent yeniliğe koşarken, daha süslü bir kurtuluş ararken,
04:30
things started to look a little different.
92
270207
2017
bazı şeyler daha değişik görünmeye başladı.
04:32
I met people who had descended from all over the world,
93
272248
2800
Dünyanın her yerinden gelen insanlarla tanıştım,
04:35
faces, races, genders, money-lenders.
94
275968
3216
yüzler, ırklar, cinsiyetler, tefeciler.
04:39
Definitions became more and more fluid.
95
279208
2120
Tanımlamalar daha çok akışkan hale gelmeye başladı.
04:42
Work began to define you at that time
96
282088
2360
İşiniz sizi tanımlar olmuştu.
04:45
in an overwhelmingly equalizing manner,
97
285208
2656
Hem de eşitleyen bir biçimde
04:47
and all the systems started to feel less reliable to me,
98
287888
2856
ve böylece sistemlerimiz bana daha az güvenilir görünür oldu.
04:50
almost too thick to hold on
99
290768
3136
Sanki insan türünün çeşitliliğini ve
04:53
to the diversity of mankind
100
293928
1976
insanoğlunun ihtiyacı olan gelişim ve büyümeyi
04:55
and the human need to progress and grow.
101
295928
2040
neredeyse barındıramayacak kadar kalın bir kalıp gibi.
04:59
Ideas were flowing with more freedom and speed.
102
299328
2920
Fikirler daha özgür ve hızla akıyordu.
05:03
And I experienced the miracle of human innovation and cooperation,
103
303208
5336
Ve ben insanoğlunun işbirliğinin ve inovasyonunun mucizesini deneyimledim.
05:08
and my own creativity,
104
308568
1416
Kendi yaratıclığımın,
05:10
when supported by the resourcefulness of this collective endeavor,
105
310008
4496
kolektif çabanın becerikliliği tarafından desteklendiğinde,
05:14
catapulted me into superstardom.
106
314528
1840
beni şöhrete doğru fırlattı.
05:16
I started to feel that I had arrived,
107
316968
2416
Vardığımı hissetmeye başladım
05:19
and generally, by the time I was 40, I was really, really flying.
108
319408
3496
ve sanırım 40 yaşıma geldiğimde, gerçekten, gerçekten uçuyordum.
05:22
I was all over the place.
109
322928
1256
Her yerdeydim.
05:24
You know? I'd done 50 films by then
110
324208
2016
Biliyor musunuz? O zamana kadar 50 film,
05:26
and 200 songs,
111
326248
1600
ve 200 şarkı yapmıştım.
05:28
and I'd been knighted by the Malaysians.
112
328608
2256
Ve Malezya'dan şövalyelik nişanı almıştım.
05:30
I had been given the highest civil honor by the French government,
113
330888
3296
Fransız hükümeti tarafından en yüksek sivil onura layık görüldüm,
05:34
the title of which for the life of me I can't pronounce even until now.
114
334208
3336
ki bu sıfatı şimdiye kadar telaffuz edemedim.
05:37
(Laughter)
115
337568
1056
(Kahkahalar)
05:38
I'm sorry, France, and thank you, France, for doing that.
116
338648
3416
Üzgünüm Fransa, ve teşekkür ederim Fransa, bunu yaptığınız için.
05:42
But much bigger than that, I got to meet Angelina Jolie --
117
342088
3336
Fakat ondan da büyük olarak, Angelina Jolie ile tanıştım.
05:45
(Laughter)
118
345448
2736
(Kahkahalar)
05:48
for two and a half seconds.
119
348208
1496
iki buçuk dakikalığına.
05:49
(Laughter)
120
349728
1296
(Kahkahalar)
05:51
And I'm sure she also remembers that encounter somewhere.
121
351048
2696
Ve bir yerde karşılaştığımızı hatırladığından eminim.
05:53
OK, maybe not.
122
353768
1216
Tamam, belki hatırlamıyordur.
05:55
And I sat next to Hannah Montana on a round dinner table
123
355008
3536
Ve yuvarlak bir masanın etrafında Hannah Montana'nın yanına oturdum,
05:58
with her back towards me most of the time.
124
358568
2040
ki çoğu zaman sırtı bana dönüktü.
06:01
Like I said, I was flying, from Miley to Jolie,
125
361408
2240
Dediğim gibi, uçuyordum, Miley'den Jolie'ye
06:04
and humanity was soaring with me.
126
364568
3256
ve insanlık benimle birlikte yükseliyordu.
06:07
We were both pretty much flying off the handle, actually.
127
367848
2680
Aslında ikimiz de kontrolü kaybediyorduk.
06:11
And then you all know what happened.
128
371088
1720
Hepiniz sonra ne olduğunu biliyorsunuz.
06:13
The internet happened.
129
373328
1240
İnternet oldu.
06:15
I was in my late 40s,
130
375568
1936
Kırklarımın sonundaydım,
06:17
and I started tweeting like a canary in a birdcage
131
377528
2640
kuş kafesindeki bir kanarya gibi tweet atmaya başladım.
06:21
and assuming that, you know, people who peered into my world
132
381088
2976
ve farzedelim ki, bilirsiniz, benim hayatıma dikkatle bakanlar
06:24
would admire it
133
384088
1256
inandığım mucizeye
06:25
for the miracle I believed it to be.
134
385368
2096
hayran olacaktır.
06:27
But something else awaited me and humanity.
135
387488
2200
Fakat beni ve insanlığı farklı birşey bekliyordu.
06:30
You know, we had expected an expansion of ideas and dreams
136
390568
4896
Bilirsiniz, dünyanın bağlılığını güçlendirecek fikirlerin ve
06:35
with the enhanced connectivity of the world.
137
395488
2600
hayallerin genişlemesini bekliyorduk.
06:38
We had not bargained for the village-like enclosure of thought,
138
398848
6480
Özgürlükleri ve devrimleri doğuran yerden,
düşüncelerin köreldiği, kırsallaşan ve yadırgayan
06:46
of judgment, of definition
139
406528
2016
bir düşünce yapısının
06:48
that flowed from the same place
140
408568
2136
06:50
that freedom and revolution was taking place in.
141
410728
2240
yaygınlaşmasını beklemiyorduk.
06:54
Everything I said took a new meaning.
142
414328
1762
Söylediğim herşey yeni bir anlam kazandı.
06:56
Everything I did -- good, bad, ugly --
143
416728
1960
Yaptığım herşey-- iyi,kötü,çirkin--
06:59
was there for the world to comment upon and judge.
144
419648
3336
tüm dünyanın hakkında yorum yapması ve yargılaması için oradaydı.
07:03
As a matter of fact, everything I didn't say or do also
145
423008
2600
Gerçek şu ki, söylemediğim veya yapmadığım
07:06
met with the same fate.
146
426408
1200
şeyler de aynı kaderle karşılaştı.
07:08
Four years ago,
147
428528
1200
Dörrt yıl önce,
07:10
my lovely wife Gauri and me decided to have a third child.
148
430768
3960
sevgili karım Gauri'yle üçüncü çocuğumuza sahip olmaya karar verdik.
07:15
It was claimed on the net
149
435808
1680
İnternette, bunun 15 yaşında olan
07:18
that he was the love child
150
438608
2096
ilk çocuğumuzun
07:20
of our first child
151
440728
1200
gayri meşru çocuğu olduğu
07:22
who was 15 years old.
152
442528
1280
iddia edildi.
07:24
Apparently, he had sown his wild oats with a girl
153
444608
3096
Belli ki,arabasını Romanya'ya sürerken,
07:27
while driving her car in Romania.
154
447728
2200
oğlum vahşi yulaflarını kızla ekmiş.
07:30
And yeah, there was a fake video to go with it.
155
450808
2200
Ve evet, bunu gösteren sahte bir video da vardı.
07:33
And we were so disturbed as a family.
156
453448
1816
Biz aile olarak çok rahatsız olmuştuk.
07:35
My son, who is 19 now,
157
455288
1256
Şimdi 19 yaşında olan oğlum,
07:36
even now when you say "hello" to him,
158
456568
1816
şimdi bile ''merhaba''dediğinizde
07:38
he just turns around and says,
159
458408
1456
etrafına dönüyor ve
07:39
"But bro, I didn't even have a European driving license."
160
459888
2696
''Fakat kardeşim, benim Avrupalı ehliyetim bile yok.'' diyor.
07:42
(Laughter)
161
462608
2456
(Kahkahalar)
07:45
Yeah.
162
465088
1280
Evet.
07:46
In this new world,
163
466848
1696
Bu yeni dünyada,
07:48
slowly, reality became virtual and virtual became real,
164
468568
3376
yavaşça, gerçeklik yapaylığa ve yapaylık ise gerçeğe dönüyor.
07:51
and I started to feel
165
471968
1656
Ve ben artık gerçekte olmak istediğim kişi olamayacağımı
07:53
that I could not be who I wanted to be or say what I actually thought,
166
473648
3536
ya da gerçekten düşündüğümü söyleyemeyeceğimi
07:57
and humanity at this time
167
477208
1800
ve artık insanlığın
08:00
completely identified with me.
168
480128
1936
tamamen benimle tanımlandığını hissetmeye başladım.
08:02
I think both of us were going through our midlife crisis,
169
482088
3000
Bence ikimiz de ortayaş sendromumuzu yaşıyorduk
08:06
and humanity, like me, was becoming an overexposed prima donna.
170
486128
4096
ve insanlık da, benim gibi, kaprisli bir diva oluyordu.
08:10
I started to sell everything,
171
490248
1696
Herşeyi satmaya başladım,
08:11
from hair oil to diesel generators.
172
491968
2896
saç yağlarından dizel jeneratörlere kadar.
08:14
Humanity was buying everything
173
494888
2016
İnsanlık ham petrolden nükleer reaktöre
08:16
from crude oil to nuclear reactors.
174
496928
2376
kadar herşeyi satın alıyordu.
08:19
You know, I even tried to get into a skintight superhero suit
175
499328
3976
Bilirsiniz, kendimi yenilemek için o dar süper kahraman
08:23
to reinvent myself.
176
503328
2040
kıyafetlerine girmeyi bile denedim.
Acınası bir şekilde başarısız olduğumu itiraf etmem gerek.
08:26
I must admit I failed miserably.
177
506088
1960
08:28
And just an aside I want to say on behalf of all the Batmen, Spider-Men
178
508848
5016
Bir yandan bütün Batmenlerin, Örümcek Adamlarının ve süpermenleri adına da
08:33
and Supermen of the world,
179
513888
2096
şunu söylemek istiyorum ki
08:36
you have to commend them,
180
516008
1856
onları takdir etmelisiniz,
08:37
because it really hurts in the crotch, that superhero suit.
181
517888
2776
çünkü kahraman kostümünün pantolon ağı kısmı gerçekten acıtıyor.
08:40
(Laughter)
182
520688
1056
(Kahkahalar)
08:41
Yeah, I'm being honest. I need to tell you this here.
183
521768
2480
Evet, dürüstüm. Bunu burada söylemem gerekiyor.
08:45
Really.
184
525768
1216
Gerçekten.
08:47
And accidentally, I happened to even invent a new dance form
185
527008
3536
Ve kazara, farketmediğim ve o da haline gelen
08:50
which I didn't realize, and it became a rage.
186
530568
2135
yeni bir dans şekli oluşturmuş oldum.
08:52
So if it's all right,
187
532727
1216
Beni gördünüz, utanmaz biriyim,
08:53
and you've seen a bit of me, so I'm quite shameless, I'll show you.
188
533967
3177
bu yüzden izninizle gösteriyorum.
08:57
It was called the Lungi dance.
189
537168
1456
Buna Lungi dansı diyordular.
08:58
So if it's all right, I'll just show you. I'm talented otherwise.
190
538648
3096
Eğer sorun yoksa, size göstermek istiyorum. Farklı bir şekilde yetenekliyim.
09:01
(Cheers)
191
541768
1216
(Alkışlar)
09:03
So it went something like this.
192
543008
2080
Şunun gibi birşeydi:
09:05
Lungi dance. Lungi dance. Lungi dance. Lungi dance.
193
545688
2416
Lungi dansı. Lungi dansı. Lungi dansı. Lungi dansı.
09:08
Lungi dance. Lungi dance. Lungi dance. Lungi dance.
194
548128
2416
Lungi dansı. Lungi dansı. Lungi dansı. Lungi dansı.
09:10
Lungi dance. Lungi dance. Lungi dance. Lungi.
195
550568
2656
Lungi dansı. Lungi dansı. Lungi dansı. Lungi.
09:13
That's it. It became a rage.
196
553248
1656
Bu kadar. Bu Moda oldu.
09:14
(Cheers)
197
554928
1296
(Alkışlar)
09:16
It really did.
198
556248
1200
Gerçekten oldu.
09:19
Like you notice, nobody could make any sense of what was happening except me,
199
559768
3656
Farkettiğiniz gibi, benim haricimde kimse ne olduğunu anlamadı
09:23
and I didn't give a damn, really,
200
563448
1616
ve benim de umurumda olmadı, gerçekten,
09:25
because the whole world, and whole humanity,
201
565088
2216
çünkü bütün dünya ve insanlık
09:27
seemed as confused and lost as I was.
202
567328
1920
benim olduğum kadar kafası karışmış ve kaybolmuş görünüyordu.
09:30
I didn't give up then.
203
570368
1256
O zaman pes etmedim.
09:31
I even tried to reconstruct my identity on the social media
204
571648
2776
Hatta diğer insanların yaptığı gibi
09:34
like everyone else does.
205
574448
1256
sosyal medyada kişiliğimi tekrardan inşa etmeyi denedim.
09:35
I thought if I put on philosophical tweets out there
206
575728
2736
Eğer filozofik tweetler atarsam
09:38
people will think I'm with it,
207
578488
1576
insanlar hala trend olduğumu düşüneceğini düşündüm,
09:40
but some of the responses I got from those tweets
208
580088
2576
fakat o tweetlerden aldığım bazı cevaplar
09:42
were extremely confusing acronyms which I didn't understand. You know?
209
582688
3336
anlamadığım, kafa karıştıran akronimlerdi. Biliyor musunuz?
09:46
ROFL, LOL.
210
586048
2056
ROFL, LOL.
09:48
"Adidas," somebody wrote back to one of my more thought-provoking tweets
211
588128
4296
Biri çok düşünülmüş kışkırtıcı tweetlerime ''Adidas,'' diye cevap yazdı,
09:52
and I was wondering why would you name a sneaker,
212
592448
2336
ve tenis ayakkabısına neden bu isim verildiğini,
09:54
I mean, why would you write back the name of a sneaker to me?
213
594808
2896
daha doğrusu, neden bana bir ayakkabı ismiyle cevap verirdin ki?
09:57
And I asked my 16-year-old daughter, and she enlightened me.
214
597728
2856
16 yaşındaki kızıma sordum ve beni aydınlattı.
10:00
"Adidas" now means "All day I dream about sex."
215
600608
2960
''Adidas'' artık ''Bütün gün seks hakkında düşünüyorum'' demekmiş.
10:04
(Laughter)
216
604128
2256
(Kahkahalar)
10:06
Really.
217
606408
1296
Gerçekten.
10:07
I didn't know if you know that.
218
607728
1496
Biliyor muydunuz bilmiyorum.
10:09
So I wrote back, "WTF" in bold to Mr. Adidas,
219
609248
4576
Gizlice bazı akronimlerin değişmeyeceğine müteşekkir bir şekilde inanarak
10:13
thanking secretly that some acronyms and things won't change at all.
220
613848
4440
Mrs.Adidas'a koyu harflerle cevap verdim ''WTF.''
10:19
WTF.
221
619008
1200
WTF.
10:22
But here we are.
222
622008
1320
Fakat işte buradayız.
10:24
I am 51 years old, like I told you,
223
624208
1696
Size söylediğim gibi, 51 yaşındayım.
10:25
and mind-numbing acronyms notwithstanding,
224
625928
3576
Can sıkıcı akronimlere rağmen,
10:29
I just want to tell you
225
629528
1296
size sadece şunu söylemek istiyorum:
10:30
if there has been a momentous time for humanity to exist,
226
630848
3216
eğer insanlığın var olması için mühim bir an varsa
10:34
it is now,
227
634088
1616
o da şu an,
10:35
because the present you is brave.
228
635728
2240
çünkü şu anki siz cesurdur.
10:39
The present you is hopeful.
229
639128
1336
Şimdiki siz umut dolu.
10:40
The present you is innovative and resourceful,
230
640488
3296
Şimdiki siz yenilikçi ve becerikli,
10:43
and of course, the present you is annoyingly indefinable.
231
643808
3240
ve tabiki, şimdiki siz rahatsız edici şekilde tanımsız.
10:48
And in this spell-binding,
232
648128
1640
Bu muhteşem ve
10:50
imperfect moment of existence,
233
650608
1936
kusurlu varoluş anında,
10:52
feeling a little brave just before I came here,
234
652568
2576
buraya gelmeden az önce daha az cesur hissediyordum.
10:55
I decided to take a good, hard look at my face.
235
655168
3000
Cesur bir şekilde yüzüme bakmaya karar verdim
ve fark ettim ki, giderek Madame Tussauds'daki
10:59
And I realized that I'm beginning to look more and more
236
659488
3656
11:03
like the wax statue of me at Madame Tussaud's.
237
663168
2416
balmumu heykelime daha çok benzediğimi farkettim.
11:05
(Laughter)
238
665608
2256
(Kahkahalar)
11:07
Yeah, and in that moment of realization,
239
667888
2496
Evet, o farkındalık anında,
11:10
I asked the most central and pertinent question to humanity and me:
240
670408
4240
kendim ve insanlık için en mühim soruyu sordum:
11:16
Do I need to fix my face?
241
676088
1880
Yüzümü gerdirmeli miyim?
11:19
Really. I'm an actor, like I told you,
242
679208
3336
Gerçekten. Dediğim gibi ben bir aktörüm,
11:22
a modern expression of human creativity.
243
682568
3376
insan yaratıcılığının modern ifadesiyim.
11:25
The land I come from
244
685968
1536
Geldiğim topraklar
11:27
is the source of inexplicable but very simple spirituality.
245
687528
4960
açıklanamaz fakat basit bir dinselliğin kaynağı.
11:33
In its immense generosity,
246
693688
1680
Bu büyük cömertlikte,
11:36
India decided somehow
247
696208
2736
her nasılsa Hindistan
11:38
that I, the Muslim son of a broke freedom fighter
248
698968
3976
hayal satma işine cesaret etmiş
11:42
who accidentally ventured into the business of selling dreams,
249
702968
3840
fakir bir müslüman özgürlük savaşçısının oğlu olan beni,
11:47
should become its king of romance,
250
707728
3920
romantizminin kralı,
11:52
the "Badhshah of Bollywood,"
251
712648
2360
Bollywood'un padişahı,
11:55
the greatest lover the country has ever seen ...
252
715688
2760
ülkenin şimdiye kadar gördüğü en iyi aşığı olmasına
11:59
with this face.
253
719328
1200
karar verdi... hem de bu yüz ile.
12:01
Yeah.
254
721048
1216
Evet.
12:02
(Laughter)
255
722288
1096
(Kahkahalar)
12:03
Which has alternately been described as ugly, unconventional,
256
723408
2896
Kaldı ki yüzüm sırasıyla çirkin, alışılmadık, ilginç
12:06
and strangely, not chocolatey enough.
257
726328
1816
ve yeterince çikolata olmayan olarak tarif edildi.
12:08
(Laughter)
258
728168
2880
(Kahkahalar)
12:13
The people of this ancient land
259
733488
2336
Bu antik toprağın insanları
12:15
embraced me in their limitless love,
260
735848
2416
beni limitsiz sevgileri ile kucakladılar,
12:18
and I've learned from these people
261
738288
1680
ve bu insanlardan ne gücün
12:20
that neither power nor poverty
262
740848
2360
ne de sefaletin
12:24
can make your life more magical
263
744048
1696
hayatınızı daha fevkalade veya
12:25
or less tortuous.
264
745768
1280
daha az acı verici yapabildiğini öğrendim.
12:27
I've learned from the people of my country
265
747768
2616
Ülkemin insanlarından
12:30
that the dignity of a life,
266
750408
2096
hayatı asıl değerli kılan şeyin
12:32
a human being, a culture, a religion, a country
267
752528
3600
insanlığın, kültürün, dinin,ülkenin kıymetinin , aslında
12:37
actually resides in its ability
268
757168
1880
lütuf ve incelik yetisine
12:40
for grace and compassion.
269
760208
1440
bağlı olduğunu öğrendim.
12:42
I've learned that whatever moves you,
270
762328
2080
Seni duygulandıran her neyse,
12:45
whatever urges you to create, to build,
271
765088
2696
seni yaratmaya, inşa etmeye teşvik eden her neyse,
12:47
whatever keeps you from failing,
272
767808
1656
seni başarısız olmaktan alıkoyan her neyse
12:49
whatever helps you survive,
273
769488
2256
senin hayatta kalmana yardım eden her neyse
12:51
is perhaps the oldest and the simplest emotion known to mankind,
274
771768
4376
bunun büyük ihtimalle insanın bildiği en eski ve basit duygu olduğunu öğrendim.
12:56
and that is love.
275
776168
1880
Bunun adı, aşk.
12:59
A mystic poet from my land famously wrote,
276
779328
2896
Topraklarımda ünlü olan mistik bir şair şöyle yazmış,
13:02
(Recites poem in Hindi)
277
782248
1166
(Şiiri Hintçe söyler)
13:12
(Poem ends)
278
792928
1656
(Şiir sona erer)
13:14
Which loosely translates into that whatever --
279
794608
2576
Ki en yakın çevirisi ise--
13:17
yeah, if you know Hindi, please clap, yeah.
280
797208
2076
evet, eğer Hintçe biliyorsanız, lütfen alkışlayın, evet.
13:19
(Applause)
281
799308
1436
(Alkışlar)
13:20
It's very difficult to remember.
282
800768
1524
Hatırlaması çok zor.
13:23
Which loosely translates into actually saying
283
803248
2576
En yakın çevirisinde diyor ki:
13:25
that all the books of knowledge that you might read
284
805848
2456
okumuş olabileceği tüm ilim kitaplarını okuyup
13:28
and then go ahead and impart your knowledge
285
808328
2896
sonunda bu bilgiyle yenilikçiliğe, yaratıcılığa,
13:31
through innovation, through creativity, through technology,
286
811248
3336
teknolojiye yol açsa da insanoğlunun
13:34
but mankind will never be the wiser about its future
287
814608
3136
kendi geleceği hakkında sevgi ve yoldaşlarına olan şefkati
13:37
unless it is coupled with a sense of love and compassion for their fellow beings.
288
817768
6120
olmadıkça insanların daha akıllı olmayacağını söylüyor.
13:44
The two and a half alphabets which form the word "प्रेम,"
289
824528
3576
''Sevgi'' anlamına gelen,
13:48
which means "love,"
290
828128
1416
iki ve bir yarım harften oluşan "प्रेम," kelimesini,
13:49
if you are able to understand that
291
829568
1896
eğer anlayabilirseniz
13:51
and practice it,
292
831488
1576
ve pratik ederseniz
13:53
that itself is enough to enlighten mankind.
293
833088
3200
bu insanlığı aydınlatmaya yetecektir.
13:57
So I truly believe the future "you"
294
837128
1880
Gelecek ''sizin'' seven siz olmak
13:59
has to be a you that loves.
295
839968
1680
zorunda olduğuna inanıyorum.
14:02
Otherwise it will cease to flourish.
296
842448
2040
Aksi halde ilerlemesi duracak.
14:05
It will perish in its own self-absorption.
297
845448
3360
Kendi öz soğurumunda kaybolacak.
14:10
So you may use your power
298
850328
1440
Gücünüzü duvar örmede
14:12
to build walls
299
852488
1696
ve insanları dışlamakta
14:14
and keep people outside,
300
854208
1440
kullanabilirsiniz, ya da duvarları yıkmak
14:16
or you may use it to break barriers and welcome them in.
301
856968
3800
ve insanları içeri buyurmakta kullanabilirsiniz.
14:21
You may use your faith
302
861848
1776
İnancınızı insanları korkutmakta
14:23
to make people afraid
303
863648
1440
ve tevazuyla ürkütmekte
14:26
and terrify them into submission,
304
866168
1760
kullanabilirsiniz veya
14:29
or you can use it to give courage to people
305
869048
2456
insanları aydınlanmanın en yükseğine çıkabilsinler diye
14:31
so they rise to the greatest heights of enlightenment.
306
871528
3736
yüreklendirmekte kullanabilirsiniz.
14:35
You can use your energy
307
875288
1936
Enerjinizi nükleer bomba yapmaya ve yıkımın karanlığını
14:37
to build nuclear bombs and spread the darkness of destruction,
308
877248
3336
yaymak için kullanabilirsiniz,
14:40
or you can use it to spread the joy of light to millions.
309
880608
3760
yada ışığın neşesini milyonlara yaymak için kullanabilirsiniz.
14:45
You may filthy up the oceans callously and cut down all the forests.
310
885368
4016
Duyarsızca okyanusları kirletebilirsiniz ve bütün ormanları kesebilirsiniz.
14:49
You can destroy the ecology,
311
889408
2416
Ekolojiyi yok edebilirsiniz,
14:51
or turn to them with love
312
891848
2176
ya da onları sevgi ile dönüştürebilir,
14:54
and regenerate life from the waters and trees.
313
894048
2240
ve sulardan ve ağaçlardan yeniden hayat oluşturabilirsiniz.
14:57
You may land on Mars
314
897288
1776
Mars'a ayak basabilirsiniz,
14:59
and build armed citadels,
315
899088
1760
ve zırhlı kaleler inşa edebilirsiniz,
15:02
or you may look for life-forms and species to learn from and respect.
316
902488
4920
ya da canlıları ve türlerini öğrenmek ve saygı duymak için arayabilirsiniz.
15:08
And you can use all the moneys we all have earned
317
908248
3736
Ve kazandığımız bütün parayı
15:12
to wage futile wars
318
912008
1560
anlamsız savaşları başlatmak
15:14
and give guns in the hands of little children
319
914928
2896
ve birbirlerini öldürsünler diye
15:17
to kill each other with,
320
917848
1360
küçük çocukların eline silah vermek için kullanabilirsiniz,
15:20
or you can use it
321
920288
1200
veya karınlarını doyursunlar diye
15:22
to make more food
322
922248
1736
daha çok yiyecek
15:24
to fill their stomachs with.
323
924008
1400
yapmak için kullanabilirsiniz.
15:26
My country has taught me
324
926488
1656
Ülkem bana insanoğluna olan sevgi yeterliliğinin
15:28
the capacity for a human being to love is akin to godliness.
325
928168
4360
takvaya yakın olduğunu öğretti.
15:33
It shines forth in a world
326
933568
4456
Sevgi olan dünyada uygarlık başka parlıyor,
15:38
which civilization, I think, already has tampered too much with.
327
938048
5080
bence çoktan fazla bir şekilde kurcalanmış.
15:44
In the last few days, the talks here, the wonderful people
328
944488
2736
Şu son günlerde, buradaki konuşmalar için, harika insanlar gelip
15:47
coming and showing their talent,
329
947248
1736
yeteneklerini gösteriyor,
15:49
talking about individual achievements, the innovation, the technology,
330
949008
3336
kişisel başarılardan, yenilikçilikten teknolojiden,
15:52
the sciences, the knowledge we are gaining by being here
331
952368
3336
bilimden konuşuyorlar, sizin ve TED konuşmalarının huzurunda
15:55
in the presence of TED Talks and all of you
332
955728
2776
olarak kazandığımız bilgiler,
15:58
are reasons enough for us to celebrate the future "us."
333
958528
3016
gelecek ''bizi'' kutlamak için yeterli sebepler.
16:01
But within that celebration
334
961568
1480
Fakat bu kutlamayla
16:04
the quest to cultivate our capacity for love and compassion
335
964208
3560
ilerleme için arayış, sevgi ve şefkat için kapasitemiz,
16:09
has to assert itself, has to assert itself,
336
969208
3040
eşit olarak
16:12
just as equally.
337
972968
1840
kendini ortaya çıkarmak zorunda, kendini ortaya çıkarmak zorunda,
16:15
So I believe the future "you"
338
975768
2240
Gelecek ''sizin''sonsuz siz
16:18
is an infinite you.
339
978848
1280
olduğunuza inanıyorum.
16:21
It's called a chakra in India, like a circle.
340
981048
2560
Hindistan'da bu çakra olarak adlandırılır, halka gibi.
16:24
It ends where it begins from to complete itself.
341
984648
2840
Kendini tamamlamak için bittiği yerde başlar.
16:28
A you that perceives time and space differently
342
988888
3696
Zamanı ve boşluğu farklı algılayan bir siz
16:32
understands both
343
992608
1320
her ikisini de kavrayan
16:36
your unimaginable
344
996688
3320
ve fantastik öneminizi
16:41
and fantastic importance
345
1001328
2416
hem de evrenin büyük bağlamında
16:43
and your complete unimportance in the larger context of the universe.
346
1003768
5600
bütün gereksizliğinizi anlayabilen bir siz.
16:50
A you that returns back
347
1010488
1480
İnsanlığın orijinal masumluğuna
16:52
to the original innocence of humanity,
348
1012768
1856
dönen siz,
16:54
which loves from the purity of heart,
349
1014648
2080
kalbinin saflığından seven,
16:57
which sees from the eyes of truth,
350
1017568
2320
gerçeğin gözünden gören,
17:01
which dreams from the clarity of an untampered mind.
351
1021128
5600
bozulmamış aklının duruluğundan hayal kuran bir siz.
17:08
The future "you" has to be
352
1028088
1320
Gelecek ''siz''
17:10
like an aging movie star
353
1030368
1560
tamamen ve
17:12
who has been made to believe that there is a possibility
354
1032888
2936
büsbütün,
17:15
of a world which is completely,
355
1035848
2775
saplantılı bir şekilde kendisini seven
17:18
wholly, self-obsessively
356
1038648
3016
bir dünya ihtimaline inandırılan
17:21
in love with itself.
357
1041688
1200
yaşlanan bir film yıldızı gibi olmak zorundasınız.
17:23
A world -- really, it has to be a you
358
1043767
3297
Gerçekten gelecek siz
17:27
to create a world
359
1047088
1936
kendi kendinin en iyi aşığı olabilecek
17:29
which is its own best lover.
360
1049047
1801
yeni bir dünya yaratan bir siz olmalı.
17:31
That I believe, ladies and gentlemen,
361
1051848
1816
Bayanlar ve baylar, bence gelecek siz
17:33
should be the future "you."
362
1053688
1536
böyle olmalı.
17:35
Thank you very much.
363
1055247
1457
Çok teşekkür ederim.
17:36
Shukriya.
364
1056728
1216
Müteşekkirim.
17:37
(Applause)
365
1057968
2135
(Alkışlar)
17:40
Thank you.
366
1060128
1215
Teşekkür ederim.
17:41
(Applause)
367
1061368
2936
(Alkışlar)
17:44
Thank you.
368
1064328
1256
Teşekkür ederim.
17:45
(Applause)
369
1065608
2600
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7