Alan Siegel: Let's simplify legal jargon!

Alan Siegel: Yasal jargonu sadeleştirelim.

57,214 views ・ 2010-03-24

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: yasin alp aluç Gözden geçirme: Sinan Ünlüsoy
00:15
So, basically we have public leaders,
0
15260
3000
Belli ki kontrol dışına çıkmış
00:18
public officials who are out of control;
1
18260
3000
liderlerimiz ve kamu görevlilerimiz var.
00:21
they are writing bills that are unintelligible,
2
21260
2000
Anlaşılmaz faturalar yazıyorlar.
00:23
and out of these bills are going to come
3
23260
2000
Ve o faturalardan
00:25
maybe 40,000 pages of regulations, total complexity,
4
25260
5000
belki 40.000 sayfa tamamen karma karışık, hayatımıza
00:30
which has a dramatically negative impact on our life.
5
30260
3000
olumsuz etkisi olan düzenlemeler çıkıyor.
00:33
If you're a veteran coming back from Iraq or Vietnam
6
33260
4000
Irak'dan veya Vietnam'dan gelen eski bir askerseniz,
00:37
you face a blizzard of paperwork to get your benefits;
7
37260
4000
imtiyazlarınızı almak için bir dünya kağıt işiyle uğraşıyorsunuz.
00:41
if you're trying to get a small business loan,
8
41260
2000
Küçük çaplı bir iş kredisi almaya çalışıyorsanız,
00:43
you face a blizzard of paperwork.
9
43260
2000
yine bir dünya kağıt işiyle karşılaşıyorsunuz.
00:45
What are we going to do about it? I define simplicity
10
45260
2000
Bu konuda ne yapacağız?
00:47
as a means to achieving clarity,
11
47260
3000
Ben "sadeliği", netliğe, şeffaflığa ve empatiye,
00:50
transparency and empathy,
12
50260
2000
-iletişimde insanlığı inşa etme-
00:52
building humanity into communications.
13
52260
3000
olarak tanımlıyorum.
00:55
I've been simplifying things for 30 years.
14
55260
3000
30 yıldır sadeleştiriyorum.
00:58
I come out of the advertising and design business.
15
58260
3000
Reklamcılık ve dizayn işlerinden geliyorum.
01:01
My focus is understanding you people,
16
61260
4000
Benim odak noktam sizleri anlamak,
01:05
and how you interact with the government
17
65260
2000
menfaatinizi korumak için hükümet
01:07
to get your benefits,
18
67260
2000
ile nasıl ilişkiye girdiğinizi,
01:09
how you interact with corporations to decide whom you're going to do business with,
19
69260
3000
kiminle iş yapacağınıza karar vermek için şirketler ile nasıl
01:12
and how you view brands.
20
72260
3000
ilişkiye girdiğinizi, ve markaları nasıl gördüğünüzü anlamak.
01:15
So, very quickly, when President Obama said,
21
75260
4000
Başkan Obama dedi ki:
01:19
"I don't see why we can't
22
79260
2000
"Neden bir sayfalık, sade bir İngilizce ile hazırlanmış
01:21
have a one-page, plain English consumer credit agreement."
23
81260
4000
tüketici kredisi anlaşması yapamadığımızı anlayamıyorum."
01:25
So, I locked myself in a room,
24
85260
2000
Ben de kendimi
01:27
figured out the content,
25
87260
3000
bir odaya kilitledim, içeriği buldum,
01:30
organized the document, and wrote it in plain English.
26
90260
3000
belgeyi hazırladım ve sade bir İngilizce ile yazdım.
01:33
I've had this checked by the two top
27
93260
2000
Ve de belgeyi ülkenin ileri gelen iki
01:35
consumer credit lawyers in the country.
28
95260
2000
tüketici kredisi hukukçusuna kontrol ettirdim.
01:37
This is a real thing.
29
97260
2000
Bu gerçek bir belgedir.
01:39
Now, I went one step further and said,
30
99260
3000
Bir adım daha ileri gittim ve dedim ki,
01:42
"Why do we have to stick with the stodgy lawyers
31
102260
2000
"Neden bu sıkıcı hukukçulara takılıp kaldık ve
01:44
and just have a paper document? Let's go online."
32
104260
4000
neden sadece kağıt belgeler var? Her şey online olsun."
01:48
And many people
33
108260
2000
Bazı insanların hesaplama
01:50
might need help in computation.
34
110260
2000
için yardıma ihtiyacı olabilir.
01:52
Working with the Harvard Business School,
35
112260
2000
Harvard Business School ile çalışırsanız,
01:54
you'll see this example when you talk about minimum payment:
36
114260
4000
minimum ödeme konusunda bu örnek ile karşılaşırsınız.
01:58
If you spent 62 dollars for a meal,
37
118260
3000
Bir yemek için 62 dolar harcadığınızda,
02:01
the longer you take to pay out that loan,
38
121260
3000
eğer ödeme sürenizi uzatırsanız,
02:04
you see, over a period of time using the minimum payment
39
124260
2000
bir süre sonra mimimum ödeme miktarının
02:06
it's 99 dollars and 17 cents.
40
126260
3000
99 dolar 17 sent olduğunu görürsünüz.
02:09
How about that? Do you think your bank is going to show that to people?
41
129260
3000
Buna ne dersiniz? Sizce bankanız bunu insanlara gösterecek midir?
02:12
But it's going to work. It's more effective
42
132260
2000
Ama bu işe yarayacaktır. Hesaba
02:14
than just computational aids.
43
134260
2000
dayalı yardımlardan daha etkindir.
02:16
And what about terms like
44
136260
2000
"Limit fazlası"
02:18
"over the limit"?
45
138260
3000
gibi terimlere ne demeli?
02:21
Perhaps a stealth thing.
46
141260
2000
Belki biraz gizli bir şey.
02:23
Define it in context. Tell people what it means.
47
143260
2000
Durum içinde açıklayın. İnsanlara ne demek
02:25
When you put it in plain English,
48
145260
2000
olduğunu söyleyin. Bunu sade İngilizceye yerleştirdiğinizde
02:27
you almost force the institution
49
147260
2000
insanlara bir yol bulmaları, insanları o durumdan
02:29
to give the people a way, a default out of that,
50
149260
2000
kurtarabilecek ve kendilerini riske atmayacakları
02:31
and not put themselves at risk.
51
151260
2000
bir yol bulmaları için kurumları zorluyorsunuz.
02:33
Plain English is about
52
153260
3000
Sade İngilizce içeriği
02:36
changing the content.
53
156260
2000
değiştirmek ile ilgilidir.
02:38
And one of the things I'm most proud of
54
158260
2000
Ve en gurur duyduğum şeylerden biri
02:40
is this agreement for IBM.
55
160260
2000
IBM için yapılan bu anlaşma.
02:42
It's a grid, it's a calendar.
56
162260
2000
Bu bir kılavuz, düzenleme.
02:44
At such and such a date, IBM has responsibilities,
57
164260
2000
IBM'in de sorumlulukları var
02:46
you have responsibilities.
58
166260
2000
sizin de sorumluluğunuz var.
02:48
Received very favorably by business.
59
168260
4000
İş dünyasında memnuniyetle karşılandı.
02:52
And there is some good news to report today.
60
172260
2000
Ve bugün belirtmemiz için bazı iyi haberler var.
02:54
Each year, one in 10 taxpayers
61
174260
2000
Her yıl 10 vergi mükellefinden birine
02:56
receives a notice from the IRS.
62
176260
2000
IRS (Milli Vergi Bürosu)'ten bir uyarı geliyor.
02:58
There are 200 million letters that go out.
63
178260
3000
Gönderilen 200 milyon mektup var.
03:01
Running through this typical letter that they had,
64
181260
3000
Ellerinde bulunan bu tipik mektuplar oradan oraya yollanıyor,
03:04
I ran it through my simplicity lab,
65
184260
2000
ben de sadelik laboratuvarımda inceledim,
03:06
it's pretty unintelligible.
66
186260
2000
oldukça anlaşılamaz durumda.
03:08
All the parts of the document in red are not intelligible.
67
188260
4000
Belgenin kırmızı ile gözüken bölümleri anlaşılamayacak şekilde.
03:12
We looked at doing over 1,000 letters that cover
68
192260
2000
IRS'in sade İngilizce ile hazırlanmış 1000 mektubunu
03:14
70 percent of their transactions in plain English.
69
194260
3000
inceledik yüzde 70'e tekabül ediyor.
03:17
They have been tested in the laboratory.
70
197260
2000
Laboratuvarda test edildiler.
03:19
When I run it through my lab,
71
199260
2000
Ve ben bu belgeleri laboratuvarımda
03:21
this heat-mapping shows everything
72
201260
2000
incelediğimde bu ısı-haritası her şeyin
03:23
is intelligible.
73
203260
2000
anlaşılır olduğunu gösteriyor.
03:25
And the IRS has introduced the program.
74
205260
2000
Ve IRS programın kullanımını hayata geçirdi.
03:27
(Applause)
75
207260
5000
(Alkışlar)
03:32
There are a couple of things going on right now
76
212260
3000
Sizlerin dikkatine sunmak istediğim
03:35
that I want to bring to your attention.
77
215260
2000
şimdilerde gerçekleşmekte olan bir kaç şey var .
03:37
There is a lot of discussion now
78
217260
2000
Şu anda tüketiciyi finansal açıdan koruma ajansı
03:39
about a consumer financial protection agency,
79
219260
2000
hakkında ve sadeliğin nasıl uygulanması
03:41
how to mandate simplicity.
80
221260
2000
gerektiği konusunda bir çok tartışma var.
03:43
We see all this complexity.
81
223260
2000
Biz bunların hepsini karmaşıklık olarak görüyoruz.
03:45
It's incumbent upon us,
82
225260
2000
Netlik, şeffaflık ve empatiyi
03:47
and this organization, I believe,
83
227260
2000
ulusal bir öncelik haline getirmek
03:49
to make clarity, transparency
84
229260
3000
bence, bizim ve bu
03:52
and empathy a national priority.
85
232260
3000
organizasyonun görevidir.
03:55
There is no way that we should allow government
86
235260
2000
Hükümetlere şu andaki gibi iletişim
03:57
to communicate the way they communicate.
87
237260
2000
kurmalarına izin vermemize imkan yok.
03:59
There is no way we should do business
88
239260
2000
Anlaşılamayan ve gizli hükümleri olan
04:01
with companies that have agreements
89
241260
3000
anlaşmalar yapan şirketlerle
04:04
with stealth provisions and that are unintelligible.
90
244260
2000
iş yapmamıza imkan yok.
04:06
So, how are we going to change the world?
91
246260
2000
Öyleyse, dünyayı nasıl değiştireceğiz?
04:08
Make clarity, transparency and simplicity a national priority.
92
248260
5000
Netlik, şeffaflık ve sadelik ulusal önceliğimiz.
04:13
I thank you.
93
253260
2000
Teşekkür Ederim.
04:15
(Applause)
94
255260
5000
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7