Listening to shame | Brené Brown | TED

Brené Brown: Utancı Dinlemek

7,447,060 views ・ 2012-03-16

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Zeynep Oner Gözden geçirme: Sancak Gülgen
Size biraz TEDxHouston
00:14
I'm going to tell you a little bit about my TEDxHouston Talk.
0
14048
3229
konuşmamdan bahsedeceğim.
00:17
I woke up the morning after I gave that talk
1
17841
2373
Konuşmayı yaptığım günün ertesi sabahı
00:21
with the worst vulnerability hangover of my life.
2
21404
4158
hayatımın en kötü incinebilirlik düşüşü
ile uyandım.
00:26
And I actually didn't leave my house for about three days.
3
26346
4095
Ve üç gün
evimden çıkmadım.
İlk çıkışım bir arkadaşımla öğle yemeği yemek içindi.
00:32
The first time I left was to meet a friend for lunch.
4
32092
3227
00:35
And when I walked in, she was already at the table.
5
35787
2422
Ve içeri girdiğimde o masaya oturmuştu bile.
Ve oturdum, o da,
00:38
I sat down, and she said, "God, you look like hell."
6
38233
2493
"Aman Allahım, berbat görünüyosun." dedi.
00:41
I said, "Thanks. I feel really --
7
41541
2975
Dedim ki, "Sağol, cidden çok --
fonksiyon göstermiyorum."
00:44
I'm not functioning."
8
44540
1588
00:46
And she said, "What's going on?"
9
46152
2174
O da, "N'oluyor?" dedi.
00:48
And I said, "I just told 500 people
10
48350
5593
Ben de, "Demin
500 kişiye
00:53
that I became a researcher to avoid vulnerability.
11
53967
3009
incinebilirlikten kaçmak için
araştırmacı olduğumu anlattım.
00:57
And that when being vulnerable emerged from my data,
12
57586
4456
Ve incinebilir olmanın
kişinin tüm benliğinle yaşaması için
kesinlikle gerekli olduğunun
01:02
as absolutely essential to whole-hearted living,
13
62066
4579
veri tabanımdan çıkmasından sonra,
01:06
I told these 500 people that I had a breakdown.
14
66669
3307
bu 500 kişiye
çöküş yaşadığımı anlattım.
01:10
I had a slide that said 'Breakdown.'
15
70716
1762
Çöküş yazan bir sunumum vardı.
01:12
At what point did I think that was a good idea?"
16
72502
2474
Bunun iyi bir fikir olduğunu nerden çıkardım?"
01:15
(Laughter)
17
75000
3121
(Kahkaha)
01:18
And she said, "I saw your talk live-streamed.
18
78145
2158
O da dedi ki, "Konuşmanı canlı olarak internetten seyrettim.
01:20
It was not really you.
19
80327
2292
Aslında sen değildin.
01:22
It was a little different than what you usually do.
20
82643
2382
Normalde yaptığından biraz daha farklıydı.
Ama harikaydı."
01:25
But it was great."
21
85049
1043
01:26
And I said,
22
86885
1492
Ben de dedim ki,
01:28
"This can't happen.
23
88401
1575
"Bu olamaz.
01:30
YouTube, they're putting this thing on YouTube.
24
90000
2741
YouTube, bunu YouTube'a koyuyorlar."
01:32
And we're going to be talking about 600, 700 people."
25
92765
3608
Ve 600, 700 kişi bunu konuşuyor olacak."
01:36
(Laughter)
26
96936
3786
(Kahkaha)
01:40
And she said, "Well, I think it's too late."
27
100746
3127
O da, "Eh, artık çok geç." dedi.
01:43
And I said, "Let me ask you something."
28
103897
2280
Ben de, "Sana bir şey soracağım." dedim.
O da, "Tamam." dedi.
01:46
And she said, "Yeah."
29
106201
1452
01:47
I said, "Do you remember when we were in college,
30
107677
2293
Dedim ki, "Üniversitede olduğumuz zamanları
01:49
really wild and kind of dumb?"
31
109994
2041
çok çılgın ve biraz da salak olduğumuz zamanları hatırlıyor musun?"
O da, "Evet." dedi.
01:52
She said, "Yeah."
32
112059
1006
01:53
I said, "Remember when we'd leave a really bad message
33
113089
2626
Dedim ki, "Hani eski erkek arkadaşlarımızın telesekreterlerine
01:55
on our ex-boyfriend's answering machine?
34
115739
1976
çok kötü mesajlar bırakırdık?
Sonra onun yatakhanedeki odasına girip
01:58
Then we'd have to break into his dorm room and then erase the tape?"
35
118137
3608
mesajları silmek zorunda kalırdık?"
02:01
(Laughter)
36
121769
2397
(Kahkaha)
O da, "Ooh.. hayır." oldu.
02:04
And she goes, "Uh... no."
37
124190
2706
02:06
(Laughter)
38
126920
2210
(Kahkaha)
Tabi o noktada söylemeyi düşünebildiğim tek şey,
02:09
Of course, the only thing I could say at that point was,
39
129154
2626
02:11
"Yeah, me neither.
40
131804
1384
"Evet, aynen ben de.
Yani .. ben de."
02:14
Yeah -- me neither."
41
134133
2692
02:16
And I'm thinking to myself,
42
136849
2317
Ve bir yandan düşünüyorum,
"Brené, ne yapıyorsun? Ne yapıyorsun?
02:20
"Brené, what are you doing?
43
140158
1818
02:22
Why did you bring this up?
44
142000
2225
Bu konuyu niye açtın? Delirdin mi?
02:24
Have you lost your mind?
45
144249
1601
02:25
Your sisters would be perfect for this."
46
145874
2285
Kız kardeşlerin bu iş için biçilmiş kaftan."
02:28
(Laughter)
47
148183
1405
02:29
So I looked back up and she said,
48
149612
3130
Kafamı kaldırdım, dedi ki,
02:32
"Are you really going to try to break in and steal the video
49
152766
4754
"Cidden YouTube'a koymadan,
içeri zorla girip
02:37
before they put it on YouTube?"
50
157544
1576
videoyu çalmayı deneyecek misin?"
02:39
(Laughter)
51
159144
1488
02:40
And I said, "I'm just thinking about it a little bit."
52
160656
2960
Dedim ki, "Yani, biraz düşünüyorum."
02:43
(Laughter)
53
163640
1762
(Kahkaha)
02:45
She said, "You're like the worst vulnerability role model ever."
54
165426
4553
Dedi ki, "Gelmiş geçmiş en kötü incinebilirlik rol modeli falansın."
(Kahkaha)
02:50
(Laughter)
55
170003
1973
02:52
Then I looked at her and I said something
56
172937
1968
Ona baktım ve birşey söyledim.
02:54
that at the time felt a little dramatic,
57
174929
1928
Söylediğim o zaman biraz dramatik gelmişti,
02:56
but ended up being more prophetic than dramatic.
58
176881
2412
ama dramatikten çok, öngörülü çıktı.
Dedim ki,
03:00
"If 500 turns into 1,000
59
180793
3945
"Eğer o 500 kişi, 1000'e,
03:04
or 2,000,
60
184762
1460
2000'e dönüşürse
03:06
my life is over."
61
186246
1730
hayatım biter."
03:08
(Laughter)
62
188594
2238
(Kahkaha)
03:10
I had no contingency plan for four million.
63
190856
2461
Dört milyon için muhtemel durum planım yoktu.
03:13
(Laughter)
64
193341
2659
(Kahkaha)
03:17
And my life did end when that happened.
65
197883
2388
Ve bu olduğunda gerçekten hayatım sona erdi.
03:20
And maybe the hardest part about my life ending
66
200875
3101
Ve hayatımın sona ermesinin en zor kısmı
03:24
is that I learned something hard about myself,
67
204000
4947
kendim hakkımda zor birşeyi öğrenmem oldu.
03:28
and that was that,
68
208971
2444
Ve bu da,
03:31
as much as I would be frustrated
69
211439
1537
her ne kadar
03:33
about not being able to get my work out to the world,
70
213000
2524
çalışmalarımın yayılmamasına sinir oluyor olsam da,
03:35
there was a part of me that was working very hard
71
215548
2428
bir parçam küçük kalmak için,
03:38
to engineer staying small,
72
218000
3536
farkedilmemek için,
03:41
staying right under the radar.
73
221560
1826
büyük bir çaba harcıyor.
03:45
But I want to talk about what I've learned.
74
225761
2133
Ama ne öğrendiğim hakkında konuşmak istiyorum.
03:47
There's two things that I've learned in the last year.
75
227918
2803
Son bir sene içerisinde öğrendiğim iki şey oldu.
03:51
The first is:
76
231287
1178
Birincisi
03:54
vulnerability is not weakness.
77
234468
3279
incinebilirliğin bir zayıflık olmadığı.
03:59
And that myth is profoundly dangerous.
78
239295
4186
Ve o efsanenin
tepeden tırnağa tehlikeli olduğu.
Size dürüstçe birşey sorayım --
04:04
Let me ask you honestly --
79
244283
1722
ve uyarıyorum,
04:06
and I'll give you this warning,
80
246029
1808
04:07
I'm trained as a therapist,
81
247861
1286
terapist olmak için eğitildim,
04:09
so I can out-wait you uncomfortably --
82
249171
2805
yani rahatça sizden daha uzun bekleyebilirim --
04:12
so if you could just raise your hand that would be awesome --
83
252000
3445
elinizi kaldırırsanız süper olur --
04:15
how many of you honestly,
84
255469
1507
dürüstçe, içinizden kaçınız
04:17
when you're thinking about doing or saying something vulnerable
85
257000
3834
incinebileceğiniz bir şey yapmayı düşünürken,
ya da incinebileceğiniz bir şey söylerken
04:20
think, "God, vulnerability is weakness."
86
260858
2429
"Allahım, incinebilirlik bir zayıflık. Bu zayıflık." diye düşünüyor?
04:23
How many of you think of vulnerability and weakness synonymously?
87
263311
3048
Kaçınız incinebilirliği ve zayıflığı eş anlamlı olarak görüyor?
Çoğunluk.
04:27
The majority of people.
88
267319
1262
Peki size şunu sorayım:
04:29
Now let me ask you this question:
89
269136
1615
04:30
This past week at TED,
90
270775
2575
Bu geçen TED'de
04:33
how many of you, when you saw vulnerability up here,
91
273374
2602
kaçınız, sahnede incinebilirliği gördüğünde
04:36
thought it was pure courage?
92
276000
1708
bunun saf cesaret olduğunu düşündü?
04:40
Vulnerability is not weakness.
93
280708
1920
İncinebilirlik bir zayıflık değil.
04:43
I define vulnerability as emotional risk,
94
283430
4780
Ben incinebilirliği
duygusal risk olarak tanımlıyorum,
04:48
exposure, uncertainty.
95
288234
2278
dış etkenlere açıklık, belirsizlik.
04:51
It fuels our daily lives.
96
291425
1817
Günlük hayatımızın yakıtı.
04:53
And I've come to the belief --
97
293611
1548
Ve inanıyorum ki,
04:55
this is my 12th year doing this research --
98
295183
2245
-- bu, bu araştırmayı yapmamın 12. yılı --
04:57
that vulnerability is our most accurate measurement of courage --
99
297452
6502
incinebilirlik, bizim
cesaret için en kesin
ölçütümüz --
05:05
to be vulnerable, to let ourselves be seen,
100
305929
2508
incinebilir olmak, başkaları tarafından görülmeye izin vermek,
05:08
to be honest.
101
308461
1071
dürüst olmak.
05:10
One of the weird things that's happened is, after the TED explosion,
102
310663
3655
TED patlamasından sonra olan
acaip şeylerden biri de
05:14
I got a lot of offers to speak all over the country --
103
314342
3633
ülkenin her yerinde konuşma yapmam için davet almamdı --
05:17
everyone from schools and parent meetings
104
317999
2362
okullar ve veli toplantılarından tutun,
05:20
to Fortune 500 companies.
105
320385
1952
Fortune 500 şirketlerine kadar.
05:23
And so many of the calls went like this,
106
323000
2417
Ve telefon konuşmalarının çoğu şöyleydi,
05:25
"Dr. Brown, we loved your TED talk.
107
325441
1750
"Merhaba, Dr. Brown. TED konuşmanızı çok sevdik.
05:27
We'd like you to come in and speak.
108
327215
1861
Gelip konuşmanızı çok isteriz.
05:29
We'd appreciate it
109
329557
1419
İncinebilirlikten yada utançtan
05:31
if you wouldn't mention vulnerability or shame."
110
331000
2332
bahsetmezseniz seviniriz."
05:33
(Laughter)
111
333356
4614
(Kahkaha)
05:38
What would you like for me to talk about?
112
338739
2104
Ne hakkında konuşmamı istersiniz?
Üç büyük cevap var.
05:42
There's three big answers.
113
342089
1404
05:43
This is mostly, to be honest with you, from the business sector:
114
343517
3126
Bu, dürüst olmak gerekirse, daha çok iş dünyası tarafından:
05:46
innovation, creativity and change.
115
346667
3378
inovasyon, yaratıcılık
ve değişim.
05:50
(Laughter)
116
350482
2008
05:52
So let me go on the record and say,
117
352514
3920
Şunu söyleyerek kayda
geçirmek istiyorum,
05:56
vulnerability is the birthplace of innovation, creativity and change.
118
356458
5170
incinebilirlik inovasyon, yaratıcılık
ve değişimin doğum yeri.
06:01
(Applause)
119
361652
5539
(Alkış)
06:09
To create is to make something that has never existed before.
120
369855
4190
Bir şeyi yaratmak, daha önce varolmamış
bir şeyi yapmak demektir.
06:15
There's nothing more vulnerable than that.
121
375704
2272
Bundan daha incinebilir bir şey yok.
06:18
Adaptability to change is all about vulnerability.
122
378681
3295
Değişime adapte olabilmek
tamamen incinebilirlikle alakalı.
İkinci şey,
06:23
The second thing,
123
383466
1089
06:24
in addition to really finally understanding
124
384579
3806
incinebilirlik ve cesaret arasındaki ilişkiyi
06:28
the relationship between vulnerability and courage,
125
388409
2403
nihayetinde anlamamın yanı sıra
06:30
the second thing I learned, is this:
126
390836
1865
öğrendiğim ikinci şey şu:
06:33
We have to talk about shame.
127
393972
2028
Utanç hakkında konuşmamız gerek.
06:38
And I'm going to be really honest with you.
128
398285
2508
Ve sizinle çok dürüst olacağım.
06:40
When I became a "vulnerability researcher"
129
400817
3524
"İncinebilirlik araştırmacısı" olduğumda
06:44
and that became the focus because of the TED talk --
130
404365
2735
ve bu da bir TED konuşması yüzünden odak noktası olduğunda --
06:47
and I'm not kidding.
131
407124
1397
ve şaka yapmıyorum.
06:48
I'll give you an example.
132
408920
2188
Bir örnek vereyim.
06:51
About three months ago, I was in a sporting goods store
133
411132
2913
Üç ay kadar önce bir spor eşyaları mağazasında
koruma gözlükleri ve tekmelik,
06:54
buying goggles and shin guards
134
414069
1429
06:55
and all the things that parents buy at the sporting goods store.
135
415522
3575
ve tüm velilerin spor eşyaları mağazalarından aldığı şeylerden alıyordum.
Yaklaşık yüz adım öteden bir ses:
06:59
About from a hundred feet away, this is what I hear:
136
419121
2849
07:01
"Vulnerability TED! Vulnerability TED!"
137
421994
2631
"İncinebilirlik TED! İncinebilirlik TED!"
07:04
(Laughter)
138
424649
1856
(Kahkaha)
07:10
(Laughter ends)
139
430545
1001
07:11
I'm a fifth-generation Texan.
140
431570
3075
Ben beşinci kuşak Texaslıyım.
07:14
Our family motto is "Lock and load."
141
434669
2555
Ailemdeki düstur "Kurşunu namluya sür" 'dür.
07:17
I am not a natural vulnerability researcher.
142
437248
3635
Doğuştan incinebilirlik araştırmacısı değilim.
07:22
So I'm like,
143
442430
1546
O yüzden ben,
07:24
just keep walking, she's on my six.
144
444000
2954
"Çaktırmadan ilerle, tam arkamda." falanım.
07:26
(Laughter)
145
446978
1420
(Kahkaha)
07:28
And then I hear, "Vulnerability TED!"
146
448422
3135
Sonra duydum ki, "İncinebilirlik TED!"
07:32
I turn around, I go, "Hi."
147
452684
2547
Dönüp, "Merhaba," oldum.
07:35
She's right here and she said,
148
455255
2630
Kadın tam burada, dedi ki,
07:37
"You're the shame researcher who had the breakdown."
149
457909
2786
"Sen o çöküş yaşayan utanç araştırmacısısın."
07:40
(Laughter)
150
460719
3814
(Kahkaha)
07:44
At this point, parents are, like, pulling their children close.
151
464557
4722
Artık bu noktada
veliler çocuklarını çekiştirip
07:49
(Laughter)
152
469303
1100
07:50
"Look away."
153
470428
1343
"Bakma," falanlar.
07:54
And I'm so worn out at this point in my life,
154
474612
2356
Ve hayatımın bu noktasında artı o kadar bıkmışım ki,
07:56
I look at her and I actually say,
155
476992
1711
kadına baktım ve cidden şöyle dedim:
07:58
"It was a fricking spiritual awakening."
156
478727
2634
"Harbi ruhsal uyanıştı."
08:01
(Laughter)
157
481385
1591
(Kahkaha)
08:03
(Applause)
158
483000
2321
(Alkış)
08:05
And she looks back and does this,
159
485345
2857
O da bana bakıp,
"Biliyorum" yaptı.
08:08
"I know."
160
488226
1024
08:09
(Laughter)
161
489274
1001
Ve dedi ki,
08:10
And she said,
162
490299
1791
"Kitap kulübümde TED konuşmanızı seyrettik.
08:12
"We watched your TED talk in my book club.
163
492114
2351
Sonra kitabınızı okuduk
08:15
Then we read your book and we renamed ourselves
164
495116
3349
ve adımızı
08:18
'The Breakdown Babes.'"
165
498489
1977
"Çöküş Yavruları" olarak değiştirdik."
08:20
(Laughter)
166
500490
1239
08:21
And she said, "Our tagline is:
167
501753
2012
Dedi ki, "Sloganımız:
08:23
'We're falling apart and it feels fantastic.'"
168
503789
3187
'Dağılıyoruz ve bu fantastik bir his.'"
08:27
(Laughter)
169
507000
3829
(Kahkaha)
08:30
You can only imagine what it's like for me in a faculty meeting.
170
510853
3413
Fakülte toplantısı
benim için nasıl bir şey, tahmin edersiniz.
08:34
(Sighs)
171
514925
1000
08:37
So when I became Vulnerability TED,
172
517433
2902
Yani İncinebilirlik TED olduktan sonra,
aksiyon figürü gibi --
08:40
like an action figure --
173
520359
1349
08:42
Like Ninja Barbie, but I'm Vulnerability TED --
174
522922
3992
Ninja Barbie gibi, ama ben İncinebilirlik TED'im --
08:46
I thought, I'm going to leave that shame stuff behind,
175
526938
2679
düşündüm ki, şu utanç olayını geride bırakacağım,
08:49
because I spent six years studying shame
176
529641
2944
çünkü incinebilirlik hakkında yazıp konuşmaya başlamadan önce
08:52
before I started writing and talking about vulnerability.
177
532609
2841
altı yıl utanç çalışarak geçirdim.
08:55
And I thought, thank God, because shame is this horrible topic,
178
535474
3068
Ve düşündüm ki, Allahıma şükür, utanç o kadar berbat bir konu ki,
08:58
no one wants to talk about it.
179
538566
1566
kimse bu konuda konuşmak istemiyor.
09:00
It's the best way to shut people down on an airplane.
180
540156
2478
Uçakta insanları susturmanın en iyi yolu.
09:02
"What do you do?" "I study shame." "Oh."
181
542658
1939
"Ne iş yapıyorsunuz?" "Utanç çalışıyorum." "Oh."
09:04
(Laughter)
182
544621
2223
(Kahkaha)
09:06
And I see you.
183
546868
1108
Ve sizi görüyorum.
09:08
(Laughter)
184
548000
4976
(Kahkaha)
09:14
But in surviving this last year,
185
554268
3986
Ama bu geçtiğimiz yılı atlatırken,
bir temel kuralı hatırladım --
09:18
I was reminded of a cardinal rule --
186
558278
2651
09:20
not a research rule,
187
560953
2023
araştırma kuralı değil,
09:23
but a moral imperative from my upbringing --
188
563000
4225
yetiştirilişimden gelen
gelen ahlaki bir mecburiyet --
09:27
"you've got to dance with the one who brung ya".
189
567249
3175
seni partiye getirenle dans edeceğen.
09:31
And I did not learn about vulnerability
190
571329
2474
Ve ben incinebilirliği
09:33
and courage and creativity and innovation
191
573827
3067
ve cesareti ve yaratıcılığı ve inovasyonu
09:36
from studying vulnerability.
192
576918
2802
incinebilirliği çalışırken öğrenmedim.
09:39
I learned about these things from studying shame.
193
579744
2762
Bütün bu şeyleri
utanç çalışırken öğrendim.
09:43
And so I want to walk you in to shame.
194
583532
3161
Ve bu yüzden sizlere utanç konusunda
temel bilgiler vermek istiyorum.
09:47
Jungian analysts call shame the swampland of the soul.
195
587770
4205
Jungcu analistlere göre utanç
ruhun bataklığıdır.
09:53
And we're going to walk in.
196
593386
1690
Ve buraya adımızı atmak üzereyiz.
09:55
And the purpose is not to walk in
197
595100
1876
Ve amaç gidip
09:57
and construct a home and live there.
198
597000
2306
ev inşa edip oturmak değil.
Amaç, galoş giyip,
10:00
It is to put on some galoshes --
199
600124
3700
10:03
and walk through and find our way around.
200
603848
2579
dolaşıp, yolumuzu bulmak.
Nedeni de bu.
10:09
Here's why.
201
609023
1158
10:12
We heard the most compelling call ever to have a conversation in this country,
202
612387
5206
Bu ülkede, ve bence dünyada,
en çok konuşulması
10:17
and I think globally, around race, right?
203
617617
2612
gereken konunun ırk
olduğunu duyduk, değil mi?
Evet? Bunu duyduk.
10:22
Yes? We heard that.
204
622184
1488
10:23
Yes?
205
623696
1000
Evet?
10:25
Cannot have that conversation without shame.
206
625347
3420
Utanç olmadan o konuşmayı yapamazsınız,
10:28
Because you cannot talk about race without talking about privilege.
207
628791
3466
çünkü ayrıcalık hakkında konuşmadan ırk hakkında konuşamazsınız.
Ve insanlar ayrıcalık hakkında konuşmaya başladıklarında
10:32
And when people start talking about privilege,
208
632281
2143
10:34
they get paralyzed by shame.
209
634448
1399
utançtan paralize oluyorlar.
10:36
We heard a brilliant simple solution to not killing people in surgery,
210
636812
4150
Ameliyat sırasında insanları öldürmemenin
zekice basit bir çözümünü dinledik,
10:40
which is, have a checklist.
211
640986
1294
bir kontrol listesi yapmak.
Utançtan bahsetmeden bu problemi çözemezsiniz,
10:43
You can't fix that problem without addressing shame,
212
643240
2742
çünkü o insanlara dikiş atmasını öğretirken,
10:46
because when they teach those folks how to suture,
213
646006
2970
10:49
they also teach them how to stitch their self-worth
214
649000
3356
kendilerine verdikleri değeri de
10:52
to being all-powerful.
215
652380
1373
kudretli olmaya dikmeyi öğretiyorlar.
10:54
And all-powerful folks don't need checklists.
216
654507
2682
Ve kudretli kişiler kontrol listelerine ihtiyaç duymaz.
10:59
And I had to write down the name of this TED Fellow
217
659577
2381
Ve bu TED üyesinin adını karıştırmamak için
11:01
so I didn't mess it up here.
218
661982
1523
buraya yazmam gerekti.
Myshkin Ingawale,
11:04
Myshkin Ingawale,
219
664212
1809
Umarım, hakkınızı vermişimdir.
11:06
I hope I did right by you.
220
666045
1738
11:07
(Applause)
221
667807
3088
(Alkış)
11:10
I saw the TED Fellows my first day here.
222
670919
1932
Buradaki ilk günümde TED üyelerini gördüm.
11:12
And he got up and he explained how he was driven to create
223
672875
3366
Ve o kalkıp, anemi testi yapmaya yardımcı
olacak bir teknolojiyi
11:16
some technology to help test for anemia,
224
676265
2174
yaratmaya nasıl itildiğini açıkladı,
11:18
because people were dying unnecessarily.
225
678463
2223
çünkü insanlar gereksiz yere ölüyorlardı.
Ve dedi ki, "Bu ihtiyacı gördüm.
11:21
And he said, "I saw this need.
226
681408
1497
11:22
So you know what I did? I made it."
227
682929
1667
Ve ne yaptım biliyor musunuz? Onu yaptım."
11:24
And everybody just burst into applause, and they were like "Yes!"
228
684920
3255
Ve herkesden bir alkış koptu, ve herkes "Evet!" falan oldu.
Ve dedi ki, "Ama işe yaramadı.
11:28
And he said, "And it didn't work.
229
688199
1695
11:29
(Laughter)
230
689918
1129
32 kere daha yaptım,
11:31
And then I made it 32 more times,
231
691071
3731
11:34
and then it worked."
232
694826
1150
sonra işe yaradı."
11:36
You know what the big secret about TED is?
233
696715
2294
TED hakkındaki büyük sır ne biliyor musunuz?
Bunu insanlara anlatmak için sabırsızlanıyorum.
11:39
I can't wait to tell people this.
234
699033
1573
11:40
I guess I'm doing it right now.
235
700630
1694
Sanırım hemen şimdi yapacağım.
11:42
(Laughter)
236
702348
2104
(Kahkaha)
11:44
This is like the failure conference.
237
704476
2023
Bu başarısızlık konferansı gibi birşey.
11:46
(Laughter)
238
706523
1254
Yo, öyle.
11:47
No, it is.
239
707801
1145
11:48
(Applause)
240
708970
2759
(Alkış)
11:51
You know why this place is amazing?
241
711753
1826
Burası neden inanılmaz biliyor musunuz?
11:54
Because very few people here are afraid to fail.
242
714978
2744
Çünkü buradaki çok az insan
başarısız olmaktan korkuyor.
Ve sahneye çıkanların hepsi, gördüğüm kadarıyla, başarısız olmuş.
11:59
And no one who gets on the stage, so far that I've seen, has not failed.
243
719185
3718
12:02
I've failed miserably, many times.
244
722927
2817
Ben birçok kez berbat bir şekilde başarısız oldum.
12:05
I don't think the world understands that,
245
725768
2587
Ama dünyanın bunu anladığını sanmıyorum,
12:08
because of shame.
246
728379
1442
utanç yüzünden.
12:10
There's a great quote that saved me this past year
247
730718
2359
Beni bu geçtiğimiz sene kurtaran bir özlü söz var
Theodore Roosevelt'in.
12:13
by Theodore Roosevelt.
248
733101
1393
12:14
A lot of people refer to it as the "Man in the Arena" quote.
249
734518
3062
Genellikle "Arena'daki Adam" özlü sözü olarak bilinir.
12:18
And it goes like this:
250
738604
1372
Ve şöyle birşey:
12:20
"It is not the critic who counts.
251
740000
2057
"Önemli olan eleştirmen değil.
12:22
It is not the man who sits and points out
252
742835
2571
Oturup, iş yapanların nasıl daha iyi
12:25
how the doer of deeds could have done things better
253
745430
2479
yapabileceklerini ve nasıl düşüp
12:27
and how he falls and stumbles.
254
747933
1991
tökezlediklerini işaret eden değil.
12:29
The credit goes to the man in the arena
255
749948
3067
Başarı, arenadaki adama ait,
yüzü toz, kan
12:33
whose face is marred with dust and blood and sweat.
256
753039
4191
ve ter içinde kalmış.
12:37
But when he's in the arena,
257
757888
3388
Ama arenadayken
en iyi ihtimalle kazanır,
12:41
at best, he wins,
258
761300
2166
en kötü ihtimalle kaybeder,
12:43
and at worst, he loses,
259
763490
1860
12:45
but when he fails, when he loses,
260
765374
2245
ama başaramadığında, kaybettiğinde
12:47
he does so daring greatly."
261
767643
1730
fazlasıyla cüret edererek kaybeder."
Ve, bence, bu konferansın konusu bu.
12:51
And that's what this conference, to me, is about.
262
771228
2621
12:53
Life is about daring greatly, about being in the arena.
263
773873
3563
Hayatın konusu bu, fazlasıyla cüret etmek hakkında,
arenada olmak hakkında.
12:57
When you walk up to that arena and you put your hand on the door,
264
777460
3049
O arenaya yaklaştığınızda ve kapıya elinizi koyduğunuzda,
13:00
and you think, "I'm going in and I'm going to try this,"
265
780533
2651
ve "İçeri gireceğim ve bunu deneyeceğim," diye düşündüğünüzde,
utanç
13:03
shame is the gremlin
266
783208
1375
13:04
who says, "Uh, uh.
267
784607
2222
"Uh, oh.
13:06
You're not good enough.
268
786853
1248
Yeterince iyi değilsin.
13:08
You never finished that MBA. Your wife left you.
269
788583
2889
MBA'ini bitirmedin. Karın seni terk etti.
13:11
I know your dad really wasn't in Luxembourg,
270
791948
2048
Babanın gerçekten Luxemburg'da olmadığını,
Sing Sing'de olduğunu biliyorum.
13:14
he was in Sing Sing.
271
794020
1306
13:17
I know those things that happened to you growing up.
272
797461
2633
Büyürken sana olanları biliyorum.
13:20
I know you don't think
273
800986
1461
Kendinin yeterince güzel,
13:22
that you're pretty, smart, talented or powerful enough.
274
802471
2857
yada yeterince zeki yada yeterince yetenekli olmadığını düşündüğünü biliyorum.
13:25
I know your dad never paid attention, even when you made CFO."
275
805352
3405
CFO olduğunda bile baban ilgilenmemişti." diyen gremlin.
13:29
Shame is that thing.
276
809884
1389
Utanç o şey işte.
13:32
And if we can quiet it down and walk in
277
812417
3420
Ve onu susturabilir de
13:35
and say, "I'm going to do this,"
278
815861
1810
içeri girip, "Bunu yapacağım," diyebilirsek,
13:39
we look up and the critic that we see pointing and laughing,
279
819449
3527
yukarı bakıp, işaret edip gülerken
gördüğümüz eleştirmen
13:43
99 percent of the time is who?
280
823000
2350
olayın yüzde 99'unda kim?
13:46
Us.
281
826635
1059
Biziz.
13:49
Shame drives two big tapes --
282
829302
1674
Utancın iki büyük kayıtlı mesajı var --
13:51
"never good enough" --
283
831000
1243
"asla yeterince iyi değilsin" --
13:53
and, if you can talk it out of that one,
284
833846
2103
ve, ondan vazgeçirebilirseniz,
13:55
"who do you think you are?"
285
835973
1702
"kendini kim sanıyorsun?"
13:59
The thing to understand about shame is, it's not guilt.
286
839339
2784
Utanç hakkında anlaşılması gereken şey, onun suçluluk olmadığı.
Utanç benlik üzerine yoğunlaşır, suçluluk ise davranış.
14:02
Shame is a focus on self, guilt is a focus on behavior.
287
842147
2811
14:04
Shame is "I am bad."
288
844982
1681
Utanç, "Ben kötüyüm," demek.
14:06
Guilt is "I did something bad."
289
846687
1792
Suçluluk ise, "Ben kötü birşey yaptım."
14:09
How many of you,
290
849767
1209
Kaçınız,
14:11
if you did something that was hurtful to me,
291
851000
2235
bana zarar veren bir şey yapsa,
14:13
would be willing to say, "I'm sorry. I made a mistake?"
292
853259
2841
"Üzgünüm, bir hata yaptım," demeye gönüllü olur?
Kaçınız bunu söylemeye gönüllü olur?
14:16
How many of you would be willing to say that?
293
856124
2096
14:18
Guilt: I'm sorry. I made a mistake.
294
858641
2335
Suçluluk: Üzgünüm. Bir hata yaptım.
14:21
Shame: I'm sorry. I am a mistake.
295
861387
3159
Utanç: Üzgünüm. Ben bir hatayım.
14:25
There's a huge difference between shame and guilt.
296
865387
2563
Utanç ve suçluluk arasında büyük bir fark var.
14:27
And here's what you need to know.
297
867974
1572
Ve bilmeniz gereken de şu:
14:29
Shame is highly, highly correlated
298
869966
2444
Utanç ile bağımlılık, depresyon, şiddet,
14:32
with addiction, depression, violence, aggression,
299
872434
3227
agresyon, ezicilik, intihar, yeme bozuklukları
14:35
bullying, suicide, eating disorders.
300
875685
2650
arasında oldukça, oldukça yüksek bir korelasyon var.
14:39
And here's what you even need to know more.
301
879375
2205
Ve daha da bilmeniz gereken şey de şu:
14:41
Guilt, inversely correlated with those things.
302
881604
3242
Suçluluk, bu şeylerle ters korele.
14:46
The ability to hold something we've done or failed to do
303
886623
3436
Yaptığımız yada yapmayı başaramadığımız
bir şeyi olmak istediğimiz kişi ile karşılaştırabilmek
14:50
up against who we want to be is incredibly adaptive.
304
890083
3388
inanılmaz uyumsal.
14:53
It's uncomfortable, but it's adaptive.
305
893495
2366
Rahatsızlık verici, ama uyumsal.
14:59
The other thing you need to know about shame
306
899499
2048
Utanç hakkında bilmeniz gereken diğer şey ise
15:01
is it's absolutely organized by gender.
307
901571
2619
tamamen cinsiyete göre organize olduğu.
Eğer ben utanç içinde kalsam ve Chris utanç içinde kalsa
15:05
If shame washes over me and washes over Chris,
308
905214
2822
aynı şeyi hissederiz.
15:08
it's going to feel the same.
309
908060
1588
15:10
Everyone sitting in here knows the warm wash of shame.
310
910338
2638
Burada oturan herkes utancın o ılık yıkamasını biliyor.
15:13
We're pretty sure that the only people who don't experience shame
311
913553
3048
Utancı deneyimlemeyen kişilerin
bağlılık veya empati
15:16
are people who have no capacity for connection or empathy.
312
916625
2818
kapasitesi olmadığına neredeyse eminiz.
Ki bu demek ki, evet, biraz utancım var;
15:20
Which means, yes, I have a little shame;
313
920125
1905
hayır, sosyopat değilim.
15:22
no, I'm a sociopath.
314
922054
1492
15:23
So I would opt for, yes, you have a little shame.
315
923570
2430
O yüzden ben bunu tercih ederim, evet, biraz utancınız var
15:29
Shame feels the same for men and women,
316
929574
2015
Utanç kadın ve erkekler için aynı his,
15:31
but it's organized by gender.
317
931613
1461
ama cinsiyete göre organize oluyor.
Kadınlar için,
15:34
For women,
318
934105
2071
verebileceğim en iyi örnek
15:36
the best example I can give you is Enjoli, the commercial.
319
936200
4305
Enjoli
reklamı:
15:41
"I can put the wash on the line, pack the lunches, hand out the kisses
320
941910
3286
"Çamaşırları tele asar,
yemekleri beslenme çantalarına koyar, öpücükleri dağıtır
15:45
and be at work at five to nine.
321
945220
2079
ve dokuza beş kala işe olabilirim.
Eve ekmek götürüp, yemeği pişirip,
15:48
I can bring home the bacon, fry it up in the pan
322
948037
2312
15:50
and never let you forget you're a man."
323
950373
1925
sana erkek olduğunu asla unutturmayabilirim."
15:53
For women, shame is, do it all,
324
953483
2488
Kadınlar için utanç, herşeyi yap,
15:55
do it perfectly
325
955995
1092
mükemmel yap,
15:57
and never let them see you sweat.
326
957111
1931
ve seni terlerken görmelerine asla izin verme.
16:00
I don't know how much perfume that commercial sold,
327
960504
2472
O reklam ne kadar parfüm sattı bilmiyorum,
16:03
but I guarantee you,
328
963000
1656
ama size garanti ederim,
16:04
it moved a lot of antidepressants and anti-anxiety meds.
329
964680
2987
bayağı fazla antidepresan ve antianksiete ilacı satmıştır.
16:07
(Laughter)
330
967691
3164
(Kahkaha)
16:11
Shame, for women, is this web
331
971654
2698
Utanç, kadınlar için,
16:14
of unobtainable, conflicting, competing expectations
332
974376
3868
kim olmamız gerektiği hakkında
ulaşılamaz, çelişkili, biriyle yarışan beklentiler ağı
16:18
about who we're supposed to be.
333
978268
1644
16:21
And it's a straight-jacket.
334
981506
1565
Ve bu bir deli gömleği.
16:23
For men,
335
983784
1192
Erkekler için utanç
16:25
shame is not a bunch of competing, conflicting expectations.
336
985000
3425
birsürü kendiyle yarışan, çelişkili beklentiler değil.
16:28
Shame is one,
337
988449
1685
Utanç tek,
16:30
do not be perceived as what?
338
990158
1613
ne gibi algılanma?
16:33
Weak.
339
993213
1032
Zayıf.
16:35
I did not interview men for the first four years of my study.
340
995168
3250
Çalışmamın ilk dört yılı erkeklerle görüşme yapmadım.
16:38
It wasn't until a man looked at me after a book signing, and said,
341
998442
3258
Ve bu, bir imza gününde bir adam bana bakıp,
"Utanç hakkında söylediklerinize bayılıyorum,
16:41
"I love what say about shame,
342
1001724
1528
ancak neden erkeklerden hiç bahsetmediğinizi merak ediyorum," diyene kadardı.
16:43
I'm curious why you didn't mention men."
343
1003276
1953
Dedim ki, "Erkekleri çalışmıyorum."
16:45
And I said, "I don't study men."
344
1005253
1981
16:47
And he said, "That's convenient."
345
1007258
1718
Dedi ki, "İyiymiş."
(Kahkaha)
16:50
(Laughter)
346
1010313
2967
Dedim ki, "Neden?"
16:53
And I said, "Why?"
347
1013304
1143
16:54
And he said, "Because you say to reach out,
348
1014471
2831
Ve dedi ki, "Çünkü elinizi uzatın,
16:57
tell our story,
349
1017326
2367
hikayenizi anlatın,
16:59
be vulnerable.
350
1019717
1159
incinebilir olun, diyorsunuz.
17:02
But you see those books you just signed for my wife and my three daughters?"
351
1022278
3698
Ama karım ve üç kızım için
demin imzaladığınız şu kitaplar var ya?
Dedim, "Evet."
17:07
I said, "Yeah."
352
1027139
1007
"Beni düşerken göreceklerine
17:09
"They'd rather me die on top of my white horse
353
1029084
2197
17:11
than watch me fall down.
354
1031305
1393
beyaz atımın tepesinde ölmemi tercih ederler.
Biz elimizi uzatıp incinebilip olduğumuzda
17:15
When we reach out and be vulnerable,
355
1035235
1741
17:17
we get the shit beat out of us.
356
1037000
1707
ağzımız burnumuz kırılır.
Ve gelip de bana,
17:20
And don't tell me
357
1040290
1318
17:21
it's from the guys and the coaches and the dads.
358
1041632
2617
erkekler ve koçlar ve babalardan deme,
çünkü hayatımdaki kadınlar herkesten daha zor."
17:26
Because the women in my life are harder on me than anyone else."
359
1046033
3091
O yüzden erkeklerle görüşmeler yapmaya
17:30
So I started interviewing men and asking questions.
360
1050360
2642
ve sorular sormaya başladım.
17:33
And what I learned is this:
361
1053864
1781
Ve öğrendiğim şu oldu:
17:36
You show me a woman who can actually sit with a man
362
1056566
2381
Bana bir erkeğin yanında gerçek incinebilirlik
17:38
in real vulnerability and fear,
363
1058971
2036
ve korku ile oturabilen bir kadın göster,
sana inanılmaz çalışma yapmış bir kadın göstereyim.
17:41
I'll show you a woman who's done incredible work.
364
1061031
2603
17:44
You show me a man who can sit with a woman
365
1064388
2461
Bana artık canına tak etmiş,
17:46
who's just had it,
366
1066873
1783
artık herşeyi yapamayan
17:48
she can't do it all anymore,
367
1068680
3452
bir kadının yanında olup da
ilk tepkisi
17:52
and his first response is not,
368
1072156
1849
"Bulaşık makinesini ben boşalttım," olmayan
17:54
"I unloaded the dishwasher!"
369
1074029
1947
17:56
(Laughter)
370
1076497
1015
ve gerçekten dinleyen --
17:57
But he really listens --
371
1077536
1961
17:59
because that's all we need --
372
1079521
1455
çünkü tüm ihtiyacımız bu -- bir erkek gösterin,
18:01
I'll show you a guy who's done a lot of work.
373
1081000
2143
size çok çalışma yapmış bir erkek göstereyim.
Utanç kültürümüzde bir salgın.
18:04
Shame is an epidemic in our culture.
374
1084006
2786
18:08
And to get out from underneath it --
375
1088696
2410
Ve altından kalkabilmek için,
18:13
to find our way back to each other,
376
1093440
2333
birbirimize geri dönemenin bir yolunu bulmak için,
18:15
we have to understand how it affects us
377
1095797
1881
bizi nasıl etkilediğini,
18:17
and how it affects the way we're parenting,
378
1097702
2703
ebeveynliğimizi nasıl etkilediğini,
18:20
the way we're working, the way we're looking at each other.
379
1100429
2857
çalışma şeklimizi, birbirimize bakışımızı nasıl etkilediğini anlamamız lazım.
18:24
Very quickly, some research by Mahalik at Boston College.
380
1104851
3024
Çok çabuk, Boston Koleji'nde Mahalik tarafından yapılan bir araştırma.
18:28
He asked, what do women need to do to conform to female norms?
381
1108279
3321
Sordu ki, kadınların dişi normlarına uyması için ne yapmaları lazım?
18:31
The top answers in this country:
382
1111624
2106
Bu ülkede en sık rastlanılan cevaplar:
18:35
nice, thin, modest
383
1115532
1444
iyi, zayıf, alçakgönüllü
18:37
and use all available resources for appearance.
384
1117000
2242
ve kullanılabilir tüm kaynakları görüntüsü için kullanmalı.
18:39
(Laughter)
385
1119266
1793
Erkekler ve bu ülkede erkeklerin
18:41
When he asked about men,
386
1121083
1313
18:42
what do men in this country need to do to conform with male norms,
387
1122420
4428
erkek normlarına uymak için
ne yapmaları gerektiğini sorduğunda
18:46
the answers were:
388
1126872
1557
cevaplar şöyle:
18:48
always show emotional control,
389
1128453
2016
her zaman duygusal kontrol göstermeli, iş önceliklidir,
18:50
work is first,
390
1130493
1554
statü kovalamalı ve şiddet.
18:52
pursue status and violence.
391
1132071
2256
Eğer birbirimize geri dönmenin bir yolunu bulacaksak,
18:55
If we're going to find our way back to each other,
392
1135420
2433
18:57
we have to understand and know empathy,
393
1137877
2099
anlamalı ve empatiyi bilmeliyiz,
19:00
because empathy's the antidote to shame.
394
1140000
1976
çünkü empati utancın atidotudur.
19:02
If you put shame in a Petri dish,
395
1142619
2293
Eğer utancı bir Petri kabına koyarsanız,
19:04
it needs three things to grow exponentially:
396
1144936
2309
üssel olarak büyümesi için üç şey gerekir:
19:07
secrecy, silence and judgment.
397
1147269
1707
gizlilik, sessizlik ve yargılama.
19:09
If you put the same amount in a Petri dish and douse it with empathy,
398
1149661
3254
Ama aynı miktar utancı bir Petri kabına koyup üstüne empati dökerseniz
19:12
it can't survive.
399
1152939
1380
hayatta kalamaz.
19:14
The two most powerful words when we're in struggle:
400
1154343
3308
Zorlandığımız zamanların en güçlü iki kelimesi:
19:17
me too.
401
1157675
1024
ben de.
19:19
And so I'll leave you with this thought.
402
1159707
2135
Sizden ayrılırken sizi bu düşünce ile başbaşa bırakıyorum.
Eğer birbirimize
19:23
If we're going to find our way back to each other,
403
1163008
4382
geri dönmenin bir yolunu bulacaksak,
19:27
vulnerability is going to be that path.
404
1167414
2770
bu yol incinebilirlik olacak.
19:31
And I know it's seductive to stand outside the arena,
405
1171401
2513
Arenanın dışında oturmanın baştan çıkarıcı olduğunu biliyorum,
19:33
because I think I did it my whole life,
406
1173938
1861
çünkü sanırım bütün hayatım boyunca öyle yaptım,
19:35
and think to myself,
407
1175823
1253
ve kendi kendine,
19:37
I'm going to go in there and kick some ass
408
1177100
2463
"Oraya çıkacağım ve ortalığı dağıtacağım,
19:39
when I'm bulletproof and when I'm perfect.
409
1179587
2436
kurşun geçirmez ve mükemmel olduğumda," demenin
baştan çıkarıcı olduğunu biliyorum.
19:44
And that is seductive.
410
1184102
1310
19:45
But the truth is, that never happens.
411
1185436
2719
Ama işin gerçeği, bu asla olmaz.
19:48
And even if you got as perfect as you could
412
1188859
2158
Olabildiğince mükemmel
ve toplarlayabileceğiniz kadar kurşun geçirmez olduğunuzda bile
19:51
and as bulletproof as you could possibly muster
413
1191041
2588
oraya çıktığınızda,
19:53
when you got in there,
414
1193653
1095
19:54
that's not what we want to see.
415
1194772
1500
görmek istediğimiz o olmuyor.
19:58
We want you to go in.
416
1198743
1564
İçeri girmenizi istiyoruz.
20:01
We want to be with you and across from you.
417
1201743
2293
Sizin yanınızda ve karşınızda olmak istiyoruz.
Ve istediğimiz sadece,
20:05
And we just want,
418
1205116
1692
20:06
for ourselves and the people we care about
419
1206832
2376
kendimiz ve sevdiklerimiz
ve beraber çalıştıklarımız için,
20:09
and the people we work with,
420
1209232
1826
fazlasıyla cüret etmek.
20:11
to dare greatly.
421
1211082
1357
20:12
So thank you all very much. I really appreciate it.
422
1212463
2513
Hepinize çok teşekkür ederim. Gerçekten minnettarım.
20:15
(Applause)
423
1215000
4295
(Alkış)

Original video on YouTube.com
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7