Are you a giver or a taker? | Adam Grant

3,868,459 views ・ 2017-01-24

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

00:00
Translator: Leslie Gauthier Reviewer: Camille Martínez
0
0
7000
Çeviri: Selda Yener Gözden geçirme: Yunus ASIK
00:12
I want you to look around the room for a minute
1
12837
2267
Sizlerden bir dakikalığına etrafınıza bakıp
00:15
and try to find the most paranoid person here --
2
15128
2719
salondaki en paranoyak kişiyi bulmanızı istiyorum.
00:17
(Laughter)
3
17871
1064
(Gülüşmeler)
00:18
And then I want you to point at that person for me.
4
18959
2452
Sonra bu kişiyi bana göstermenizi istiyorum.
00:21
(Laughter)
5
21435
1035
(Gülüşmeler)
00:22
OK, don't actually do it.
6
22494
1359
Tamam tamam yapmayın.
00:23
(Laughter)
7
23877
1119
(Gülüşmeler)
00:25
But, as an organizational psychologist,
8
25020
1869
Kurumsal bir psikolog olarak
00:26
I spend a lot of time in workplaces,
9
26913
1882
iş yerlerinde çok zaman geçiriyorum
00:28
and I find paranoia everywhere.
10
28819
2160
ve her yerde paranoya seziyorum.
00:31
Paranoia is caused by people that I call "takers."
11
31532
2409
Paranoyaya "alan taraf" dediğim kişiler sebep oluyor.
00:33
Takers are self-serving in their interactions.
12
33965
2183
Alan taraf ilişkilerinde kendine hizmet eder.
00:36
It's all about what can you do for me.
13
36172
2261
Benim için ne yapabilirsiniz der.
00:38
The opposite is a giver.
14
38832
1401
Karşıtı ise veren taraftır.
00:40
It's somebody who approaches most interactions by asking,
15
40257
2760
Veren taraf çoğu ilişkisine "Sizin için ne yapabilirim?"
00:43
"What can I do for you?"
16
43041
1600
sorusuyla yaklaşır.
00:45
I wanted to give you a chance to think about your own style.
17
45165
2871
Kendi tarzınızı düşünmeniz için size şans vermek isterdim.
00:48
We all have moments of giving and taking.
18
48060
1953
Hepimizin veren ve alan taraf olduğu anlar var.
00:50
Your style is how you treat most of the people most of the time,
19
50037
3016
Tarzınız insanlara çoğu zaman olan davranış şekliniz,
00:53
your default.
20
53077
1158
olağan tutumunuzdur.
00:54
I have a short test you can take
21
54259
1542
Daha çok veren mi yoksa
00:55
to figure out if you're more of a giver or a taker,
22
55825
2499
alan taraf mı olduğunuzu çözmek için kısa bir testim var,
00:58
and you can take it right now.
23
58348
1478
hatta şimdi yapabilirsiniz.
00:59
[The Narcissist Test]
24
59850
1439
[Narsistlik Testi]
01:01
[Step 1: Take a moment to think about yourself.]
25
61313
2312
[İlk adım: Bir dakika kendinizi düşünün.]
01:03
(Laughter)
26
63649
1103
(Gülüşmeler)
01:04
[Step 2: If you made it to Step 2, you are not a narcissist.]
27
64776
2858
[İkinci adım: İkinci adıma geçtiyseniz narsist değilsiniz.]
01:07
(Laughter)
28
67658
1559
(Gülüşmeler)
01:10
This is the only thing I will say today that has no data behind it,
29
70082
3833
Bugün söyleyeceklerim arasında bilgiye dayanmayan tek şey bu,
01:13
but I am convinced the longer it takes for you to laugh at this cartoon,
30
73939
3432
ama bu karikatüre ne kadar çok gülerseniz
01:17
the more worried we should be that you're a taker.
31
77395
2427
o derece alan taraf olduğunuzu düşünmeye ikna olurum.
01:19
(Laughter)
32
79846
1065
(Gülüşmeler)
01:20
Of course, not all takers are narcissists.
33
80935
2032
Tabii alan tarafların hepsi narsist değil.
01:22
Some are just givers who got burned one too many times.
34
82991
2888
Bazıları birçok kez ağzı yanan dürüst veren taraflar.
01:25
Then there's another kind of taker that we won't be addressing today,
35
85903
3324
Bugün göndermede bulunmayacağımız farklı bir alan taraf da var,
01:29
and that's called a psychopath.
36
89251
1853
ona ise psikopat diyoruz.
01:31
(Laughter)
37
91128
1151
(Gülüşmeler)
01:32
I was curious, though, about how common these extremes are,
38
92303
2872
Bu aşırı uçların ne kadar yaygın olduğunu merak ediyordum,
01:35
and so I surveyed over 30,000 people across industries
39
95199
2809
bu nedenle dünya genelindeki işletmelerde
01:38
around the world's cultures.
40
98032
1612
30.000'den fazla insan inceledim.
01:39
And I found that most people are right in the middle
41
99668
2478
Çoğu insanın vermek ve almak arasında
01:42
between giving and taking.
42
102170
1466
tam ortada kaldığını gördüm.
01:43
They choose this third style called "matching."
43
103660
2345
Bunlar "dengeleme" denilen üçüncü tarzı seçerler.
01:46
If you're a matcher, you try to keep an even balance of give and take:
44
106029
3345
Dengeci iseniz vermek ve almayı eşit dengede tutmaya çalışırsınız:
01:49
quid pro quo -- I'll do something for you if you do something for me.
45
109398
3318
Her şey karşılıklı; benim için bir şey yaparsan senin için bir şey yaparım.
01:52
And that seems like a safe way to live your life.
46
112740
2381
Hayatınızı yaşamanın en güvenli yolu gibi geliyor.
01:55
But is it the most effective and productive way to live your life?
47
115145
3184
Peki en etkili ve verimli yol mu?
01:58
The answer to that question is a very definitive ...
48
118353
2464
Bu sorunun cevabı çok kesin...
02:00
maybe.
49
120841
1158
olabilir.
02:02
(Laughter)
50
122023
1226
(Gülüşmeler)
02:03
I studied dozens of organizations,
51
123273
2179
Düzinelerce kurumu,
02:05
thousands of people.
52
125476
1175
binlerce insanı inceledim.
02:06
I had engineers measuring their productivity.
53
126675
3552
Verimliliklerini ölçtüğüm mühendisler vardı.
02:10
(Laughter)
54
130251
2355
(Gülüşmeler)
02:12
I looked at medical students' grades --
55
132630
2969
Tıp öğrencilerinin puanlarına baktım,
02:15
even salespeople's revenue.
56
135623
1975
hatta satıcıların gelirine.
02:17
(Laughter)
57
137622
1446
(Gülüşmeler)
02:19
And, unexpectedly,
58
139092
1652
Beklenenin aksine,
02:20
the worst performers in each of these jobs were the givers.
59
140768
3669
her işte en kötü performans veren taraflarındı.
02:24
The engineers who got the least work done
60
144749
2044
En az işi yapan mühendisler
02:26
were the ones who did more favors than they got back.
61
146817
2506
aldıklarından daha çok iyilik yapanlardı.
02:29
They were so busy doing other people's jobs,
62
149347
2136
Başkalarının işlerini yapmakla meşguldüler,
02:31
they literally ran out of time and energy to get their own work completed.
63
151507
3550
kendi işlerini bitirmeye gerçekten zaman ve enerjileri kalmıyordu.
02:35
In medical school, the lowest grades belong to the students
64
155081
2805
Tıp bölümünde ise en düşük puanlar
02:37
who agree most strongly with statements like,
65
157910
2107
"Başkalarına yardım etmeyi seviyorum"
02:40
"I love helping others,"
66
160041
2208
gibi sözleri benimseyen öğrencilere aitti,
02:43
which suggests the doctor you ought to trust
67
163068
2224
bu ise güveneceğiniz doktorun tıp okumaya
02:45
is the one who came to med school with no desire to help anybody.
68
165316
3079
başkalarına yardım etme amacıyla gelmediğini akla getirir.
02:48
(Laughter)
69
168419
1027
(Gülüşmeler)
02:49
And then in sales, too, the lowest revenue accrued
70
169470
2358
Satıcılarda ise yine en düşük gelir
02:51
in the most generous salespeople.
71
171852
1695
en cömertlerin payına düşüyor.
02:53
I actually reached out to one of those salespeople
72
173571
2430
Veren taraf puanı çok yüksek olan satıcılara
02:56
who had a very high giver score.
73
176025
1607
bizzat ulaştım.
02:57
And I asked him, "Why do you suck at your job --"
74
177656
2558
Onlara "Neden işinizi berbat ediyorsunuz..."
03:00
I didn't ask it that way, but --
75
180238
1541
böyle sormadım ama
03:01
(Laughter)
76
181803
1044
(Gülüşmeler)
03:02
"What's the cost of generosity in sales?"
77
182871
2352
"Satışlarda cömertliğin bedeli ne?" diye sordum.
03:05
And he said, "Well, I just care so deeply about my customers
78
185247
3266
Birisi, "müşterilerimi öyle çok önemserim ki,
03:08
that I would never sell them one of our crappy products."
79
188537
2762
onlara kusurlu ürünlerimizden asla satmam." dedi.
03:11
(Laughter)
80
191323
1401
(Gülüşmeler)
03:12
So just out of curiosity,
81
192748
1228
Sadece merak ediyorum,
03:14
how many of you self-identify more as givers than takers or matchers?
82
194000
3284
kaçınız kendini alan veya dengeciden çok veren taraf olarak tanımlar?
03:17
Raise your hands.
83
197308
1150
Ellerinizi kaldırın.
03:18
OK, it would have been more before we talked about these data.
84
198962
2949
Pekala, bu bilgileri söylemeden önce sormam gerekirdi.
03:22
But actually, it turns out there's a twist here,
85
202525
3627
Ama gerçekten burada bir terslik olduğu ortaya çıkıyor,
03:26
because givers are often sacrificing themselves,
86
206176
3296
çünkü veren taraflar genelde kendini feda eder,
03:29
but they make their organizations better.
87
209496
2179
fakat kurumlarını daha iyi duruma getirirler.
03:32
We have a huge body of evidence --
88
212345
2767
Birçok kanıtımız var,
03:35
many, many studies looking at the frequency of giving behavior
89
215136
3733
birçok araştırma, bir takım ya da kuruluştaki
03:38
that exists in a team or an organization --
90
218893
2137
verici davranış sıklığını inceliyor,
03:41
and the more often people are helping and sharing their knowledge
91
221054
3086
insanlar daha çok yardımcı oldukça, bilgisini paylaştıkça
03:44
and providing mentoring,
92
224164
1153
ve danışmalık yaptıkça,
03:45
the better organizations do on every metric we can measure:
93
225341
2777
kuruluşları her türlü ölçütte daha iyi ölçebiliriz:
03:48
higher profits, customer satisfaction, employee retention --
94
228142
2831
Yüksek kâr, müşteri memnuniyeti, çalışanları elde tutma--
03:50
even lower operating expenses.
95
230997
1845
hatta daha az işletme masrafı.
03:53
So givers spend a lot of time trying to help other people
96
233407
2868
Veren taraf başkalarına yardım edip takımı ilerletmeye çalışırken
03:56
and improve the team,
97
236299
1207
çok zaman harcıyor,
03:57
and then, unfortunately, they suffer along the way.
98
237530
2476
bu yüzden de maalesef çok mağdur oluyorlar.
04:00
I want to talk about what it takes
99
240030
1668
Asıl veren tarafın başarılı olduğu
04:01
to build cultures where givers actually get to succeed.
100
241722
3321
kültürler oluşturmak için neler gerektiğinden bahsetmek istiyorum.
04:05
So I wondered, then, if givers are the worst performers,
101
245564
3020
Acaba en kötü performans veren tarafınsa
04:08
who are the best performers?
102
248608
1828
en iyiler kim?
04:11
Let me start with the good news: it's not the takers.
103
251438
2650
Güzel haberle başlayalım: Alan taraf değil.
04:14
Takers tend to rise quickly but also fall quickly in most jobs.
104
254112
3655
Alan taraf, çoğu işte hızlı yükselme eğilimindedir ancak hızlı düşer.
04:17
And they fall at the hands of matchers.
105
257791
2097
Hem de dengeciler yüzünden düşerler.
04:19
If you're a matcher, you believe in "An eye for an eye" -- a just world.
106
259912
3420
Degeciyseniz "kısasa kısas"ın adil bir dünya olduğuna inanırsınız.
04:23
And so when you meet a taker,
107
263356
1420
Alan tarafla karşılaşınca,
04:24
you feel like it's your mission in life
108
264800
1869
hayattaki görevinizin bu kişiyi
04:26
to just punish the hell out of that person.
109
266693
2042
cehenneme yollamak olduğu hissine kapılırsınız.
04:28
(Laughter)
110
268759
1014
(Gülüşmeler)
04:29
And that way justice gets served.
111
269797
1625
Böylece adalet yerini bulur.
04:32
Well, most people are matchers.
112
272108
1970
Çoğu insan dengecidir.
04:34
And that means if you're a taker,
113
274102
1584
Yani alan tarafsanız
04:35
it tends to catch up with you eventually;
114
275710
1980
er geç sizin de başınıza gelebilir;
04:37
what goes around will come around.
115
277714
1638
ne ekersen onu biçersin.
04:39
And so the logical conclusion is:
116
279376
1606
Bundan çıkan mantıksal sonuç ise:
04:41
it must be the matchers who are the best performers.
117
281006
2865
Dengeciler en iyi performansa sahip olmalı.
04:43
But they're not.
118
283895
1518
Ama değiller.
04:45
In every job, in every organization I've ever studied,
119
285437
2850
İncelediğim her işte, her kurumda
04:48
the best results belong to the givers again.
120
288311
2162
en iyi sonuçlar yine veren taraflara ait.
04:51
Take a look at some data I gathered from hundreds of salespeople,
121
291651
3158
Yüzlerce satıcının gelirlerini izleyerek topladığım
04:54
tracking their revenue.
122
294833
1153
bazı verilere bakın.
04:56
What you can see is that the givers go to both extremes.
123
296010
2655
Veren tarafın ikisinde de uçlarda olduğunu görebilirsiniz.
04:58
They make up the majority of people who bring in the lowest revenue,
124
298689
3218
En düşük geliri olanların çoğunluğunu onlar oluşturur,
05:01
but also the highest revenue.
125
301931
1466
en yüksek olanları da.
05:03
The same patterns were true for engineers' productivity
126
303421
2604
Aynı tablo mühendislerin verimliliği ve tıp öğrencilerinin puanları
05:06
and medical students' grades.
127
306049
1391
için de geçerli.
05:07
Givers are overrepresented at the bottom and at the top
128
307464
2607
Veren taraf izleyebildiğim her başarı ölçütünde
05:10
of every success metric that I can track.
129
310095
2082
en alt ve en üstte gösteriliyor.
05:12
Which raises the question:
130
312201
1302
Buradan ortaya şu soru çıkar:
05:13
How do we create a world where more of these givers get to excel?
131
313527
3409
Veren tarafların başarılı olduğu bir dünyayı nasıl oluştururuz?
05:16
I want to talk about how to do that, not just in businesses,
132
316960
2823
Nasıl olacağına dair konuşmak istiyorum, sadece iş değil,
05:19
but also in nonprofits, schools --
133
319807
1831
kâr amacı gütmeyen alanlarda, okullarda,
05:21
even governments.
134
321662
1293
hatta devletlerde.
05:22
Are you ready?
135
322979
1206
Hazır mısınız?
05:24
(Cheers)
136
324209
1186
(Salondan sesler)
05:25
I was going to do it anyway, but I appreciate the enthusiasm.
137
325419
2992
Zaten yapacaktım ama hevesinizi takdir ettim.
05:28
(Laughter)
138
328435
1023
(Gülüşmeler)
05:29
The first thing that's really critical
139
329482
1844
İlk olarak önemli olan şey,
05:31
is to recognize that givers are your most valuable people,
140
331350
2747
veren tarafların en değerlileriniz olduğunu fark etmektir,
05:34
but if they're not careful, they burn out.
141
334121
2434
ancak ölçülü olmazlarsa yıpranırlar.
05:36
So you have to protect the givers in your midst.
142
336579
2490
O halde aranızdaki veren tarafı korumanız gerekir.
05:39
And I learned a great lesson about this from Fortune's best networker.
143
339093
4140
Fortune'ın en iyi ağ uzmanından harika bir ders öğrendim.
05:44
It's the guy, not the cat.
144
344993
1350
Kedi değil adam olan.
05:46
(Laughter)
145
346367
1160
(Gülüşmeler)
05:47
His name is Adam Rifkin.
146
347551
1756
Adı Adam Rifkin.
05:49
He's a very successful serial entrepreneur
147
349331
2212
Zamanının büyük çoğunluğunu
05:51
who spends a huge amount of his time helping other people.
148
351567
2794
başkalarına yardım ederek geçiren başarılı bir seri girişimci.
05:54
And his secret weapon is the five-minute favor.
149
354385
2336
Gizli silahı ise beş dakikalık iyilik.
05:57
Adam said, "You don't have to be Mother Teresa or Gandhi
150
357261
2659
Adam, "veren taraf olmak için Rahibe Teresa veya Gandi
05:59
to be a giver.
151
359944
1183
olmanız gerekmiyor.
06:01
You just have to find small ways to add large value
152
361151
2503
Sadece diğer insanların yaşamına büyük değer katmanın
06:03
to other people's lives."
153
363678
1357
küçük yollarını bulmalısınız." diyor.
06:05
That could be as simple as making an introduction
154
365059
2343
Birbirini tanımanın faydasını görecek olan
06:07
between two people who could benefit from knowing each other.
155
367426
2931
iki insanı tanıştırmak kadar basit olabilir.
06:10
It could be sharing your knowledge or giving a little bit of feedback.
156
370381
3337
Bilginizi paylaşmak veya biraz geri bildirim vermek olabilir.
06:13
Or It might be even something as basic as saying,
157
373742
2312
Ya da çok daha basit olanı
06:16
"You know,
158
376078
1229
"Yani,
06:17
I'm going to try and figure out
159
377331
1500
çalışması gözden kaçan biri
06:18
if I can recognize somebody whose work has gone unnoticed."
160
378855
3029
var mı diye bakıp yardım edeceğim."
06:22
And those five-minute favors are really critical
161
382462
2294
Bu beş dakikalık iyilikler, veren taraflar için
06:24
to helping givers set boundaries and protect themselves.
162
384780
2722
sınır koymak ve kendilerini korumaları için gerçekten mühimdir.
06:27
The second thing that matters
163
387962
1445
İkinci olarak,
06:29
if you want to build a culture where givers succeed,
164
389431
2468
veren tarafın başarılı olduğu bir kültür kurmak isterseniz,
06:31
is you actually need a culture where help-seeking is the norm;
165
391923
2925
yardım etmenin prensip olduğu, insanların çokça yardım istediği
06:34
where people ask a lot.
166
394872
1180
bir kültüre gerek duyarsınız.
06:36
This may hit a little too close to home for some of you.
167
396536
2669
Belki bazılarına laf gidiyor olabilir.
06:39
[So in all your relationships, you always have to be the giver?]
168
399229
3039
[Peki bütün ilişkilerinizde veren taraf olmak zorunda mısınız?]
06:42
(Laughter)
169
402292
1024
(Gülüşmeler)
06:43
What you see with successful givers
170
403340
1731
Başarılı olan veren tarafın
06:45
is they recognize that it's OK to be a receiver, too.
171
405095
3120
alan taraf olmanın da iyi olduğunu onayladığını görürsünüz.
06:48
If you run an organization, we can actually make this easier.
172
408754
2863
Bir kurum işletiyorsanız, bunu kolaylaştırabiliriz.
06:51
We can make it easier for people to ask for help.
173
411641
2297
İnsanların yardım istemesini kolaylaştırabiliriz.
06:53
A couple colleagues and I studied hospitals.
174
413962
2072
İki meslektaşımla hastaneleri inceledik.
06:56
We found that on certain floors, nurses did a lot of help-seeking,
175
416058
3202
Bazı katlarda hemşirelerin çok,
06:59
and on other floors, they did very little of it.
176
419284
2251
bazılarında ise çok az yardım ettiğini fark ettik.
07:01
The factor that stood out on the floors where help-seeking was common,
177
421559
3346
Yardım etmenin alışılmış ve prensip olduğu katlarda
07:04
where it was the norm,
178
424929
1151
öne çıkan faktör,
07:06
was there was just one nurse whose sole job it was
179
426104
2375
bir hemşirenin görevinin sadece birimdeki diğer hemşirelere
07:08
to help other nurses on the unit.
180
428503
2031
yardım etmek olmasıydı.
07:10
When that role was available,
181
430558
1381
Bu görevdeyken
07:11
nurses said, "It's not embarrassing, it's not vulnerable to ask for help --
182
431963
3657
hemşireler "yardım istemek utanılacak, tenkit edilecek bir şey değil,
07:15
it's actually encouraged."
183
435644
1380
aslında teşvik edilmeli." diyor.
07:18
Help-seeking isn't important just for protecting the success
184
438263
2826
Yardım etmek sadece veren tarafın başarısını,
07:21
and the well-being of givers.
185
441113
1399
iyiliğini koruma için önemli değil.
07:22
It's also critical to getting more people to act like givers,
186
442536
2932
Daha fazla kişiyi veren taraf yapmak için de önemli,
07:25
because the data say
187
445492
1189
çünkü verilere göre
07:26
that somewhere between 75 and 90 percent of all giving in organizations
188
446705
3400
bütün verici kurumlar yüzde 75-90'larda bir yerde
07:30
starts with a request.
189
450129
1278
rica ile çalışır.
07:31
But a lot of people don't ask.
190
451996
1448
Fakat birçok insan istemiyor.
07:33
They don't want to look incompetent,
191
453468
1748
Beceriksiz görünmek istemiyorlar,
07:35
they don't know where to turn, they don't want to burden others.
192
455240
3027
nereye yöneleceklerini bilmiyor, diğerlerine yük olmak istemiyorlar.
07:38
Yet if nobody ever asks for help,
193
458291
1709
Kimse yardım istemezse,
07:40
you have a lot of frustrated givers in your organization
194
460024
2675
kurumunuzda katkıda bulunmayı seven,
07:42
who would love to step up and contribute,
195
462723
1983
amacına ulaşamayan çok sayıda veren taraf olur,
07:44
if they only knew who could benefit and how.
196
464730
2166
keşke kim nasıl faydalı olabilir bilseler.
07:47
But I think the most important thing,
197
467413
1798
Bana göre en önemli şey,
07:49
if you want to build a culture of successful givers,
198
469235
2476
başarılı veren tarafların olduğu kültür kurmak istiyorsanız
07:51
is to be thoughtful about who you let onto your team.
199
471735
2802
takımınıza kimi alacağınızı düşünmeniz gerektiğidir.
07:54
I figured, you want a culture of productive generosity,
200
474561
3016
Verimli cömertliğin olduğu bir kültür için
07:57
you should hire a bunch of givers.
201
477601
1972
veren kişileri istihdam etmeniz gerektiğini düşünürdüm.
07:59
But I was surprised to discover, actually, that that was not right --
202
479597
3670
Ancak bunun doğru olmadığını öğrenince şaşırdım,
08:03
that the negative impact of a taker on a culture
203
483715
2475
bir kültürdeki alan tarafın olumsuz etkisi
08:06
is usually double to triple the positive impact of a giver.
204
486214
2869
genellikle veren tarafın olumlu etkisinin iki-üç katı.
08:09
Think about it this way:
205
489530
1150
Şöyle düşünün:
08:10
one bad apple can spoil a barrel,
206
490704
1664
Bir çürük elma bir kasa elmayı çürütebilir
08:12
but one good egg just does not make a dozen.
207
492392
2826
ancak bir sağlam yumurta bir düzine etmez.
08:15
I don't know what that means --
208
495942
1552
Ne demek olduğunu da bilmiyorum-
08:17
(Laughter)
209
497518
1119
(Gülüşmeler)
08:18
But I hope you do.
210
498661
1373
Umarım siz biliyorsunuzdur.
08:20
No -- let even one taker into a team,
211
500058
3322
Takımınıza bir alan taraf koyun,
08:23
and you will see that the givers will stop helping.
212
503404
2854
veren tarafların yardımı kestiğini görürsünüz.
08:26
They'll say, "I'm surrounded by a bunch of snakes and sharks.
213
506648
2930
"Hainler ve bedavacılar etrafımı sardı.
08:29
Why should I contribute?"
214
509602
1366
Niye yardım edeyim ki?" derler.
08:30
Whereas if you let one giver into a team,
215
510992
1976
Takıma bir veren taraf almanıza karşın
08:32
you don't get an explosion of generosity.
216
512992
2122
cömertlik patlaması da görmezsiniz.
08:35
More often, people are like,
217
515138
1421
Genelde insanlar "Harika!
08:36
"Great! That person can do all our work."
218
516583
2138
Bu kişi her işimizi yapabilir." der.
08:39
So, effective hiring and screening and team building
219
519077
2746
Yani etkili işe alım, seçme ve takım kurma
08:41
is not about bringing in the givers;
220
521847
2136
veren tarafları işe almak değil;
08:44
it's about weeding out the takers.
221
524007
2214
alan tarafları temizlemektir.
08:47
If you can do that well,
222
527036
1151
Bunu yapabilirseniz
08:48
you'll be left with givers and matchers.
223
528211
1942
veren ve dengeci tarafla kalırsınız.
08:50
The givers will be generous
224
530177
1365
Veren kişiler cömert olur,
08:51
because they don't have to worry about the consequences.
225
531566
2634
çünkü sonuçlar için endişe duymak zorunda kalmazlar.
08:54
And the beauty of the matchers is that they follow the norm.
226
534224
3113
Dengeci tarafın güzel yanı ise kurallara bağlı kalmalarıdır.
08:57
So how do you catch a taker before it's too late?
227
537361
2768
Peki çok geç olmadan alan tarafı nasıl tespit edersiniz?
09:00
We're actually pretty bad at figuring out who's a taker,
228
540745
2887
Kimin alan taraf olduğunu anlamada aslında çok kötüyüz,
09:03
especially on first impressions.
229
543656
1826
özellikle de ilk izlenimde.
09:05
There's a personality trait that throws us off.
230
545506
2308
Geçiştirdiğimiz bir kişilik özelliği var.
09:07
It's called agreeableness,
231
547838
1305
Buna uyumluluk denir,
09:09
one the major dimensions of personality across cultures.
232
549167
2621
kültürlerdeki başlıca kişilik ölçütlerinden biridir.
09:11
Agreeable people are warm and friendly, they're nice, they're polite.
233
551812
3485
Uyumlu insanlar sıcak kanlı ve cana yakın, hoş, kibardır.
09:15
You find a lot of them in Canada --
234
555321
1791
Kanada'da onlardan çok vardır.
09:17
(Laughter)
235
557136
1603
(Gülüşmeler)
09:18
Where there was actually a national contest
236
558763
3497
Kanada'da ulusal bir
09:22
to come up with a new Canadian slogan and fill in the blank,
237
562284
3030
yeni Kanadalı sloganı bulma ve boşluğu doldurma yarışı vardı,
09:25
"As Canadian as ..."
238
565338
1575
"Bir Kanadalı kadar..."
09:26
I thought the winning entry was going to be,
239
566937
2084
Kazanan tamlamanın "...tam bir Kanadalı."
09:29
"As Canadian as maple syrup," or, "... ice hockey."
240
569045
2471
veya "...tipik Kanadalı." olmasını beklerdim.
09:31
But no, Canadians voted for their new national slogan to be --
241
571540
2985
Ama değildi, Kanadalılar yeni milli sloganları olarak
09:34
I kid you not --
242
574549
1161
--şaka yapmıyorum--
09:35
"As Canadian as possible under the circumstances."
243
575734
2431
"Şartlar el verdiği kadar Kanadalı." tabirini seçti.
09:38
(Laughter)
244
578189
3213
(Gülüşmeler)
09:42
Now for those of you who are highly agreeable,
245
582020
2371
Şimdi fazla uyumlu olanlar
09:44
or maybe slightly Canadian,
246
584415
1393
ya da biraz Kanadalı olanlar,
09:45
you get this right away.
247
585832
1373
bunu hemen anlarsınız.
09:47
How could I ever say I'm any one thing
248
587229
1817
Sürekli başka insanları
09:49
when I'm constantly adapting to try to please other people?
249
589070
2826
memnun etmeye uğraşırken tek bir kişiyim nasıl derim?
09:52
Disagreeable people do less of it.
250
592400
1823
Uyumsuz insanlar bunu daha az yapar.
09:54
They're more critical, skeptical, challenging,
251
594247
2937
Daha eleştirel, şüpheci, mücadeleci
09:57
and far more likely than their peers to go to law school.
252
597208
3054
ve akranlarına nazaran hukuk okumaları muhtemeldir.
10:00
(Laughter)
253
600286
1143
(Gülüşmeler)
10:01
That's not a joke, that's actually an empirical fact.
254
601453
2655
Şaka değil, deneysel bir sonuç bu.
10:04
(Laughter)
255
604132
1059
(Gülüşmeler)
10:05
So I always assumed that agreeable people were givers
256
605215
2549
Her zaman uyumlu insanların veren taraf,
10:07
and disagreeable people were takers.
257
607788
1947
uyumsuzların alan taraf olduğunu düşünürdüm.
10:09
But then I gathered the data,
258
609759
1430
Öte yandan veri toplardım
10:11
and I was stunned to find no correlation between those traits,
259
611213
3113
ve bu özelliklerin arasında ilişki olmadığını bulunca afalladım,
10:14
because it turns out that agreeableness-disagreeableness
260
614350
2659
çünkü uyumluluk ve uyumsuzluğun dış görünüşünüz olduğu
10:17
is your outer veneer:
261
617033
1163
ortaya çıkıyor:
10:18
How pleasant is it to interact with you?
262
618220
1941
Sizinle iletişim kurmak ne kadar güzel?
10:20
Whereas giving and taking are more of your inner motives:
263
620185
2692
Vermek ve almak iç dürtüleriniz olarak ele alınırsa:
10:22
What are your values? What are your intentions toward others?
264
622901
2892
Değerleriniz ne? Başkalarına karşı niyetiniz ne?
10:25
If you really want to judge people accurately,
265
625817
2192
İnsanları doğru yargılamak istiyorsanız
10:28
you have to get to the moment every consultant in the room is waiting for,
266
628033
3517
salonda bekleyen her danışmanı anında yakalamak
10:31
and draw a two-by-two.
267
631574
1165
ve sorguya çekmeniz gerek.
10:32
(Laughter)
268
632763
2098
(Gülüşmeler)
10:37
The agreeable givers are easy to spot:
269
637648
2007
Uyumlu veren tarafı tespit etmek kolaydır:
10:39
they say yes to everything.
270
639679
2634
Her şeye evet derler.
10:43
The disagreeable takers are also recognized quickly,
271
643740
2873
Uyumsuz alan taraf da onlara biraz farklı bir isim
10:46
although you might call them by a slightly different name.
272
646637
3907
vermenize rağmen kolay ayırt edilir.
10:50
(Laughter)
273
650568
1864
(Gülüşmeler)
10:53
We forget about the other two combinations.
274
653828
2072
Diğer iki kombinasyonu es geçiyoruz.
10:55
There are disagreeable givers in our organizations.
275
655924
3335
Kurumlarımızda uyumsuz olan veren taraflar da var.
10:59
There are people who are gruff and tough on the surface
276
659283
2641
Görünüşte aksi ve sert ancak bu görünüşün altında
11:01
but underneath have others' best interests at heart.
277
661948
2538
başkalarına aslında çok faydası olan insanlar var.
11:05
Or as an engineer put it,
278
665089
1363
Veya bir mühendisin dediği gibi,
11:06
"Oh, disagreeable givers --
279
666476
1606
"Uyumsuz veren taraf,
11:08
like somebody with a bad user interface but a great operating system."
280
668106
3876
kötü bir kullanıcı ara yüzü olan ama harika işletim sistemi olan biri gibidir."
11:12
(Laughter)
281
672006
1286
(Gülüşmeler)
11:13
If that helps you.
282
673316
1371
Belki işinize yarar.
11:14
(Laughter)
283
674711
1150
(Gülüşmeler)
11:16
Disagreeable givers are the most undervalued people in our organizations,
284
676424
3503
Uyumsuz veren taraflar kurumlarda en değersiz insanlardır,
11:19
because they're the ones who give the critical feedback
285
679951
2592
çünkü onlar kimsenin duymak istemediği ama
11:22
that no one wants to hear but everyone needs to hear.
286
682567
2606
herkesin ihtiyacı olan eleştirel geri bildirim verenlerdir.
11:25
We need to do a much better job valuing these people
287
685197
2488
Bu insanları silmek ve "biraz aksi,
11:27
as opposed to writing them off early,
288
687709
1788
bencil bir alıcı olmalı." demek yerine
11:29
and saying, "Eh, kind of prickly,
289
689521
1744
onları değerlendirirken
11:31
must be a selfish taker."
290
691289
1497
daha iyi iş çıkarmalıyız.
11:33
The other combination we forget about is the deadly one --
291
693849
2759
Unuttuğumuz diğer kombinasyon en kötüsü--
11:36
the agreeable taker, also known as the faker.
292
696632
2682
uyumlu alan taraf; aynı zamanda sahtekar olarak bilinir.
11:40
This is the person who's nice to your face,
293
700444
2065
Bu kişi yüzünüze gülen
11:42
and then will stab you right in the back.
294
702533
1980
ve sonra sırtınızdan bıçaklayandır.
11:44
(Laughter)
295
704537
1332
(Gülüşmeler)
11:46
And my favorite way to catch these people in the interview process
296
706537
3234
Bu insanları mülakat sürecinde tespit etmekte en sevdiğim yöntem
11:49
is to ask the question,
297
709795
1272
"Kariyerini, esasında
11:51
"Can you give me the names of four people
298
711091
1962
sizin ilerlettiğiniz dört kişinin adını
11:53
whose careers you have fundamentally improved?"
299
713077
2369
verebilir misiniz?" sorusunu yöneltmektir.
11:56
The takers will give you four names,
300
716424
1893
Alan taraflar dört kişinin adını verir
11:58
and they will all be more influential than them,
301
718341
2697
ve bu kişiler daha etkileyici olurlar,
12:01
because takers are great at kissing up and then kicking down.
302
721062
3202
çünkü alan kişiler pohpohlamak ve sonra ezmekte harikadır.
12:04
Givers are more likely to name people who are below them in a hierarchy,
303
724957
3400
Veren kişilerse kademe olarak kendinden aşağıda olan,
12:08
who don't have as much power,
304
728381
1546
çok güçlü olmayan,
12:09
who can do them no good.
305
729951
1372
onlara yararı olmayanların adını verirler.
12:11
And let's face it, you all know you can learn a lot about character
306
731723
3174
Şimdi yüzleşelim, hepiniz bilirsiniz, birinin bir garsona veya
12:14
by watching how someone treats their restaurant server
307
734921
2555
şoförüne davranış şeklini izleyerek
12:17
or their Uber driver.
308
737500
1163
karakterine dair çok şey öğrenirsiniz.
12:19
So if we do all this well,
309
739319
1266
O halde bunları yaparsak,
12:20
if we can weed takers out of organizations,
310
740609
2084
alan tarafları kurumlardan temizlersek,
12:22
if we can make it safe to ask for help,
311
742717
1912
yardım istemeyi güvenli hale getirirsek,
12:24
if we can protect givers from burnout
312
744653
2014
veren tarafları tükenmekten kurtarır,
12:26
and make it OK for them to be ambitious in pursuing their own goals
313
746691
3227
diğer insanlara yardım etmeleri kadar
12:29
as well as trying to help other people,
314
749942
2156
ideallerini kovalamalarını mümkün kılarsak,
12:32
we can actually change the way that people define success.
315
752122
2907
insanların başarıyı tanımlama şeklini gerçekten değiştirebiliriz.
12:35
Instead of saying it's all about winning a competition,
316
755053
3352
Bunun bir yarışı kazanmak olduğunu söylemek yerine,
12:38
people will realize success is really more about contribution.
317
758429
3540
insanlar, başarının katkıda bulunmak olduğunu anlayacaktır.
12:42
I believe that the most meaningful way to succeed
318
762761
2361
Başarının en anlamlı yolunun başkalarının başarmasına da
12:45
is to help other people succeed.
319
765146
1870
yardım etmek olduğuna inanıyorum.
12:47
And if we can spread that belief,
320
767040
1671
Eğer bu bilinci yayarsak
12:48
we can actually turn paranoia upside down.
321
768735
2651
paranoyayı alt üst edebiliriz.
12:51
There's a name for that.
322
771410
1163
Bunun bir adı var.
12:52
It's called "pronoia."
323
772597
1436
"Pronoya" deniyor.
12:55
Pronoia is the delusional belief
324
775025
1697
Pronoya, diğer insanların
12:56
that other people are plotting your well-being.
325
776746
2600
iyiliğiniz için komplo kurduğuna dair kuruntu inanıştır.
12:59
(Laughter)
326
779370
1523
(Gülüşmeler)
13:02
That they're going around behind your back
327
782908
2553
Hatta arkanızda gezecek
13:05
and saying exceptionally glowing things about you.
328
785485
2916
ve hakkınızda fevkalade övgü dolu şeyler söyleyeceklerdir.
13:09
The great thing about a culture of givers is that's not a delusion --
329
789647
3809
Veren taraf kültürleri konusunda güzel olansa
13:13
it's reality.
330
793480
1234
kuruntu değil gerçek olmasıdır.
13:15
I want to live in a world where givers succeed,
331
795697
2576
Veren tarafların başardığı bir dünyada yaşamak istiyorum,
13:18
and I hope you will help me create that world.
332
798297
2322
umarım bu dünyayı oluşturmama yardım edersiniz.
13:20
Thank you.
333
800643
1221
Teşekkür ederim.
13:21
(Applause)
334
801888
5286
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7