Allison Hunt: How I got my new hip

Allison Hunt (yeni bir) kalça ediniyor

17,259 views ・ 2007-07-26

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Sancak Gülgen Gözden geçirme: Ramazan Gurer
00:28
Allison Hunt: My three minutes hasn't started yet, has it?
0
28000
2000
Üç dakikam daha başlamadı değil mi?
00:30
Chris Anderson: No, you can't start the three minutes.
1
30000
2000
Chris Anderson: Hayır, üç dakikayı başlatamazsınız
00:32
Reset the three minutes, that's just not fair.
2
32000
2000
üç dakikayı yeniden başlatın, bu hiç de adil değil.
00:34
AH: Oh my God, it's harsh up here.
3
34000
2000
Allison Hunt: Tanrım, buraya kadar çok zor.
00:36
I mean I'm nervous enough as it is.
4
36000
3000
Demek istediğim, gerginim.
00:39
But I am not as nervous as I was five weeks ago.
5
39000
3000
Ama beş hafta önceki kadar gergin değilim.
00:43
Five weeks ago I had total hip replacement surgery.
6
43000
3000
Beş hafta önce kalça protezi ameliyatı geçirdim
00:46
Do you know that surgery?
7
46000
2000
-- bu ameliyatı biliyor musunuz?
00:48
Electric saw, power drill, totally disgusting
8
48000
3000
Elektirikli testere, matkap, tamamen iğrenç.
00:51
unless you're David Bolinsky, in which case it's all truth and beauty.
9
51000
4000
David Bolinsky olmadığınız sürece, tümüyle gerçek ve güzel bir olay
00:55
Sure David, if it's not your hip, it's truth and beauty.
10
55000
4000
Tabi, David, eğer senin kalçan değilse, gerçek ve güzel.
00:59
Anyway, I did have a really big epiphany around the situation,
11
59000
2000
Her neyse, gerçekten çevremdeki büyük bir şeyin farkına vardım.
01:01
so Chris invited me to tell you about it.
12
61000
2000
Bunu anlatmam için Chris beni bu yüzden davet etti.
01:03
But first you need to know two things about me.
13
63000
2000
Fakat önce benimle ilgili iki şeyi bilmelisiniz.
01:05
Just two things.
14
65000
2000
sadece iki şey.
01:07
I'm Canadian, and I'm the youngest of seven kids.
15
67000
3000
Kanada'lıyım, ve yedi kardeşin en küçüğüyüm.
01:10
Now, in Canada, we have that great healthcare system.
16
70000
2000
Şimdi, Kanada'da, mükemmel bir sağlık sistemimiz var.
01:12
That means we get our new hips for free.
17
72000
2000
Bunun anlamı yeni kalçaları bedava elde ediyoruz.
01:14
And being the youngest of seven,
18
74000
3000
Ve yedi kardeşin en küçüğü olmak,
01:17
I have never been at the front of the line for anything. OK?
19
77000
5000
Hiç bir zaman hiçbir şey için ön safta yer almadım. Anladınız?
01:22
So my hip had been hurting me for years.
20
82000
2000
Bu yüzden kalçam beni yıllardır rahatsız ediyordu.
01:24
I finally went to the doctor, which was free.
21
84000
3000
En sonunda doktora gittim, bedava,
01:27
And she referred me to an orthopedic surgeon, also free.
22
87000
3000
ve beni bir ortopedik cerraha yönlendirdi, yine bedava.
01:31
Finally got to see him after 10 months of waiting -- almost a year.
23
91000
4000
10 aylık bekleyişin sonunda onu görebildim - yaklaşık 1 yıl.
01:35
That is what free gets you.
24
95000
3000
İşte sana bedava neye mal oluyor.
01:39
I met the surgeon, and he took some free X-rays,
25
99000
3000
Cerrahla tanıştım, ve bedava röntgenlerimi çekti,
01:42
and I got a good look at them. And you know,
26
102000
2000
ve çok iyi gözüküyordum, ve bilirsiniz,
01:44
even I could tell my hip was bad,
27
104000
2000
kalçamın kötü olduğunu söyleyebilsem bile.
01:46
and I actually work in marketing.
28
106000
2000
Ben aslında pazarlama sektöründe çalışıyorum.
01:48
So he said, "Allison, we've got to get you on the table.
29
108000
4000
Bu yüzden dedi ki; "Allison, seni bıçak altında yatırmalıyız.
01:52
I'm going to replace your hip -- it's about an 18-month wait."
30
112000
3000
kalça kemiğini değiştiricem -- bir 18 ay daha bekleyeceksin.
01:55
18 more months.
31
115000
2000
18 ay daha.
01:57
I'd already waited 10 months, and I had to wait 18 more months.
32
117000
4000
Zaten 10 ay bekledim, ve bir 18 ay daha beklemek zorundaydım.
02:01
You know, it's such a long wait that I actually
33
121000
2000
Bilirsiniz, oldukça uzun bir süre, aslında
02:03
started to even think about it in terms of TEDs.
34
123000
2000
TED açısından bile düşündüm.
02:05
I wouldn't have my new hip for this TED.
35
125000
2000
TED'e yeni kalçamı yetiştiremeyecektim.
02:07
I wouldn't have my new hip for TEDGlobal in Africa.
36
127000
3000
Afrika'daki TEDGlobal'da yeni kalçamla olmayacaktım,
02:10
I would not have my new hip for TED2008.
37
130000
2000
TED2008 'de yeni kalçam olmayacaktı.
02:12
I would still be on my bad hip. That was so disappointing.
38
132000
3000
Hala kötü durumdaki kalçamla olabilirdim. Büyük hayal kırıklığı.
02:15
So, I left his office and I was walking through the hospital,
39
135000
4000
Bu yüzden, ofisinden çıktım ve hastanenin içinde yürüyordum,
02:19
and that's when I had my epiphany.
40
139000
2000
tam farkına vardığım zaman.
02:22
This youngest of seven had to get herself to the front of the line.
41
142000
4000
Yedi kardeşin en küçüğünün kendini ön safta koyması gerekiyordu.
02:26
Oh yeah.
42
146000
2000
Oh evet.
02:28
Can I tell you how un-Canadian that is?
43
148000
2000
Kanadalı olmayanı nasıl anlarsın?
02:30
We do not think that way.
44
150000
2000
Böyle düşünmüyoruz.
02:32
We don't talk about it. It's not even a consideration.
45
152000
3000
Onun hakkında konuşmuyoruz. -- ugh -- dikkate bile alınmıyor.
02:35
In fact, when we're traveling abroad, it's how we identify fellow Canadians.
46
155000
4000
Gerçekte, yurt dışında seyahat ederken, Kanadalı akranlarınızı nasıl teşhis edeceğiniz şöyle.
02:39
"After you." "Oh, no, no. After you."
47
159000
2000
"Senden sonra." "Oh, hayır, hayır, Senden sonra."
02:41
Hey, are you from Canada? "Oh, me too! Hi!"
48
161000
2000
Hey, Kanadalı mısın? " Oh, ben de! Merhaba!"
02:43
"Great! Excellent!"
49
163000
3000
"Harika! Mükemmel!"
02:46
So no, suddenly I wasn't averse to butting any geezer off the list.
50
166000
4000
Bu yüzden, hayır, aniden herhangi bir ihtiyarı listenin dışına atmaya karşı değildim.
02:50
Some 70-year-old who wanted his new hip
51
170000
2000
Yeni bir kalça isteyen 70 yaşındaki birini
02:52
so he could be back golfing, or gardening.
52
172000
2000
böylece yeniden golf oynayabilir, bahçeyle uğraşabilir.
02:54
No, no. Front of the line.
53
174000
2000
Hayır, hayır, ön safta.
02:56
So by now I was walking the lobby, and of course, that hurt,
54
176000
3000
O ana dek lobiye yürüyordum, ve tabi, acıyordu,
02:59
because of my hip, and I kind of needed a sign.
55
179000
3000
kalçam yüzünden, ve bir işarete ihtiyacım vardı.
03:02
And I saw a sign.
56
182000
3000
Ve işareti gördüm.
03:05
In the window of the hospital's tiny gift shop there was a sign
57
185000
4000
Hastanedeki minik hediye dükkanının penceresinde bir işaret vardı.
03:09
that said, "Volunteers Needed." Hmm.
58
189000
4000
diyor ki, "Gönüllüler Aranıyor." Hmm.
03:13
Well, they signed me up immediately.
59
193000
3000
Peki, beni hemen kaydettiler.
03:16
No reference checks. None of the usual background stuff, no.
60
196000
3000
Referans yok, özgeçmişim falan, hayır.
03:19
They were desperate for volunteers
61
199000
2000
Gönüllüler için çaresizdiler
03:21
because the average age of the volunteer at the hospital gift shop was 75.
62
201000
4000
çünkü hastanedeki hediyelik eşya dükkanında ortalama gönüllü yaşı 75'ti.
03:25
Yeah. They needed some young blood.
63
205000
3000
Evet. Genç birine ihtiyaçları vardı.
03:28
So, next thing you know, I had my bright blue volunteer vest,
64
208000
3000
Sonraki bildiğiniz üzere, açık mavi gönüllü gömleğimi aldım,
03:31
I had my photo ID, and I was fully trained by my 89-year-old boss.
65
211000
4000
Kimliğimi aldım, ve 89 yaşındaki patronum tarafından tamamen eğitildim.
03:35
I worked alone.
66
215000
2000
Yalnız çalışıyordum.
03:37
Every Friday morning I was at the gift shop.
67
217000
3000
Her Cuma sabahı, hediyelik eşya dükkanındaydım.
03:40
While ringing in hospital staff's Tic Tacs,
68
220000
2000
Hastane personelinin gitgelleri arasında,
03:43
I'd casually ask, "What do you do?"
69
223000
2000
Gelişigüzel soruyordum, "Senin işin ne?"
03:45
Then I'd tell them, "Well, I'm getting my hip replaced -- in 18 months.
70
225000
5000
Sonra onlara anlatıcaktım, "Peki, kalça kemiğimi değiştiriyorum, -- 18 ayım var.
03:51
It's gonna be so great when the pain stops. Ow!"
71
231000
4000
Ağrılar durunca harika olucak. Ow!"
03:56
All the staff got to know the plucky, young volunteer.
72
236000
5000
Bütün personel bu cesur genç gönüllüyü tanımak zorundaydı.
04:03
My next surgeon's appointment was, coincidentally,
73
243000
2000
Bir sonraki cerrahla buluşmam, şans eseri,
04:06
right after a shift at the gift shop.
74
246000
2000
dükkandaki bir vardiyamdan sonraydı.
04:08
So, naturally, I had my vest and my identification.
75
248000
3000
Bu yüzden, doğal olarak, çalışma gömleğimi kimliğimi aldım.
04:12
I draped them casually over the chair in the doctor's office.
76
252000
2000
Doktorun ofisindeki sandalyenin üzerine gelişigüzel koydum.
04:14
And you know, when he walked in,
77
254000
2000
Ve anladınız, doktor içeri girdiğinde,
04:16
I could just tell that he saw them.
78
256000
2000
onları gördüğünü söylebilirim.
04:18
Moments later, I had a surgery date just weeks away,
79
258000
4000
Bir zaman sonra, ameliyat günümü haftalar sonrasına aldım,
04:22
and a big fat prescription for Percocet.
80
262000
3000
ve Percocet için büyük bir reçetemi.
04:27
Now, word on the street was that it was actually
81
267000
2000
Şimdi, söylentiye göre, aslında
04:29
my volunteering that got me to the front of the line.
82
269000
2000
benim gönüllü çalışmam beni ön saflara taşıdı.
04:31
And, you know, I'm not even ashamed of that.
83
271000
3000
Ve bilirsiniz, bundan hiç utanmadım.
04:34
Two reasons.
84
274000
1000
İki neden.
04:35
First of all, I am going to take such good care of this new hip.
85
275000
2000
Birincisi, bu yeni kalçam için iyi bakım elde edeceğim.
04:37
But also I intend to stick with the volunteering,
86
277000
3000
Aynı zamanda, gönüllülük işinde kalacağım,
04:40
which actually leads me to the biggest epiphany of them all.
87
280000
4000
bu beni hepsinin en büyük farkındalığına sürüklüyor.
04:44
Even when a Canadian cheats the system,
88
284000
3000
Bir Kanadalı sistemi kandırdığı zaman bile,
04:47
they do it in a way that benefits society.
89
287000
2000
onlar bunu toplumun faydalanacağı şekilde yapıyorlar.
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7