Renny Gleeson: Busted! The sneaky moves of antisocial smartphone users

Antisosyal telefon oyunları üzerine Renny Gleeson

54,104 views

2009-04-10 ・ TED


New videos

Renny Gleeson: Busted! The sneaky moves of antisocial smartphone users

Antisosyal telefon oyunları üzerine Renny Gleeson

54,104 views ・ 2009-04-10

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Hasan Alkan Gözden geçirme: Ramazan Gurer
00:12
What I wanted to talk to you about today is two things:
0
12160
3000
Bugün size iki konudan bahsetmek istiyorum:
00:15
one, the rise of a culture of availability;
1
15160
3000
birincisi ulaşılabilirlik kültürünün yükselişi,
00:18
and two, a request.
2
18160
3000
ikincisi ise bir talep.
00:21
So we're seeing a rise of this availability
3
21160
2000
Ulaşılabilirlikte bir artış görüyoruz,
00:23
being driven by mobile device proliferation,
4
23160
3000
bunun arkasında mobil cihazların yaygınlaşması var,
00:26
globally, across all social strata.
5
26160
2000
küresel olarak, tüm sosyal katmanlarda.
00:28
We're seeing, along with that proliferation of mobile devices,
6
28160
3000
Mobil cihazların yaygınlaşması ile birlikte
00:31
an expectation of availability.
7
31160
2000
ulaşılabilirlik beklentisinde de artış görüyoruz.
00:33
And, with that, comes the third point,
8
33160
2000
Ve bu bizi üçüncü noktaya getiriyor;
00:35
which is obligation -- and an obligation to that availability.
9
35160
3000
yükümlülüğe -- ulaşılabilirlik yükümlülüğüne.
00:38
And the problem is, we're still working through,
10
38160
3000
Sorun şu ki toplumsal açıdan insanların nasıl
00:41
from a societal standpoint,
11
41160
2000
ulaşılabilir olacağına izin verme
00:43
how we allow people to be available.
12
43160
3000
konusunda hala çabalamaktayız.
00:46
There's a significant delta, in fact,
13
46160
2000
Aslında neyi kabul edeceğimize dair
00:48
between what we're willing to accept.
14
48160
2000
önemli bir delta söz konusu --
00:50
Apologies to Hans Rosling --
15
50160
1000
Hans Rosling beni affet.
00:51
he said anything that's not using real stats is a lie --
16
51160
3000
Kendisi gerçek istatistiklerin kullanılmadığı her şeyin yalan olduğunu söyler --
00:54
but the big delta there
17
54160
2000
ama kamu açısından baktığımızda
00:56
is how we deal with this from a public standpoint.
18
56160
3000
bu durumla bu büyük delta sayesinde başa çıkabiliyoruz.
00:59
So we've developed certain tactics and strategies
19
59160
3000
Bu yüzden bazı taktik ve stratejiler geliştirdik,
01:02
to cover up.
20
62160
2000
gizlenmek için.
01:04
This first one's called "the lean."
21
64160
2000
Birincisinin adı "eğilme"dir.
01:06
And if you've ever been in a meeting where you play sort of meeting "chicken,"
22
66160
3000
Hani bir görüşmede sanki karşınızdakine kafa tutarmış gibi olursunuz ya,
01:09
you're sitting there, looking at the person, waiting for them to look away,
23
69160
3000
oturup, karşınızdakinin yüzüne bakıp, başka yöne dönmesini beklersiniz,
01:12
and then quickly checking the device.
24
72160
2000
sonra da hemen cihazınızı kontrol edersiniz.
01:14
Although you can see the gentleman up on the right is busting him.
25
74160
3000
Resme iyi bakarsanız sağdaki arkadaşının onu yakaladığını görebilirsiniz.
01:17
"The stretch."
26
77160
1000
"Esneme".
01:18
OK, the gentleman on the left is saying, "Screw you,
27
78160
3000
Ok, soldaki diyor ki, "Hadi oradan,
01:21
I'm going to check my device."
28
81160
2000
Ben cihazıma bakacağım".
01:23
But the guy, here, on the right,
29
83160
2000
Ama buradaki, sağdaki
01:25
he's doing the stretch.
30
85160
2000
esneme hareketini yapıyor.
01:27
It's that reeeee-e-e-each out, the physical contortion
31
87160
2000
İşte bu uzaaaaaaanma, cihazı masa seviyesinin birazcık
01:29
to get that device just below the tabletop.
32
89160
2000
aşağısına eriştirme hareketi, esneme hareketi.
01:31
Or, my favorite, the "Love you; mean it."
33
91160
3000
Ya da favorim, "Seni seviyorum, gerçekten" durumu.
01:34
(Laughter)
34
94160
2000
(Kahkaha)
01:36
Nothing says "I love you"
35
96160
2000
Hiçbir şey "Seni seviyorum" demiyor
01:38
like "Let me find somebody else I give a damn about."
36
98160
2000
daha çok "Bırak da önem verdiğim başka birini bulayım" diyor.
01:40
Or, this one, coming to us from India.
37
100160
2000
Ya da Hindistan'dan bize ulaşan bu.
01:42
You can find this on YouTube,
38
102160
2000
YouTube'da bulabilirsiniz,
01:44
the gentleman who's recumbent on a motorcycle
39
104160
2000
bu arkadaşımız motosikletin üzerine uzanmış,
01:46
while text messaging.
40
106160
1000
hem de mesaj atıyor.
01:47
Or what we call the "sweet gravy, stop me before I kill again!"
41
107160
4000
Biz buna aslında "aman Tanrım birini daha öldürmeden beni durdurun!" diyoruz.
01:51
That is actually the device.
42
111160
3000
Cihaz aslında bu.
01:54
What this is doing is, we find a --
43
114160
2000
Bu aslında şuna yol açıyor --
01:56
(Laughter)
44
116160
2000
(Kahkaha)
01:58
a direct collision --
45
118160
2000
doğrudan bir çarpışma --
02:02
we find a direct collision between availability --
46
122160
3000
ulaşılabilirlik, ulaşılabilirlik sayesinde olması mümkün --
02:05
and what's possible through availability --
47
125160
3000
olan şeyler ve önemli bir insani ihtiyaç olan,
02:08
and a fundamental human need -- which we've been hearing about a lot, actually --
48
128160
3000
çokça işittiğimiz, ortak öykü yaratma ihtiyacı arasında doğrudan
02:11
the need to create shared narratives.
49
131160
4000
bir çarpışmayla karşı karşıya kalıyoruz.
02:15
We're very good at creating personal narratives,
50
135160
3000
Kişisel öyküler yaratmakta çok iyiyiz,
02:18
but it's the shared narratives that make us a culture.
51
138160
3000
ancak bizi kültür yapan ortak öykülerdir.
02:21
And when you're standing with someone,
52
141160
3000
Ve birisiyle yan yana durduğunuzda,
02:24
and you're on your mobile device,
53
144160
2000
cep telefonunuz elinizdeyken,
02:26
effectively what you're saying to them is,
54
146160
2000
onlara söylediğiniz şey tamamen şu;
02:28
"You are not as important as, literally,
55
148160
3000
"Senin benim için şu cihazın verdiği hiçbir şey
02:31
almost anything that could come to me through this device."
56
151160
3000
ama hiçbir şey kadar değerin yok."
02:34
Look around you.
57
154160
3000
Etrafınıza bakın.
02:37
There might be somebody on one right now,
58
157160
2000
Etrafınızdaki kişilerden biri şu an kesinlikle
02:39
participating in multi-dimensional engagement.
59
159160
2000
çok boyutlu katılımın bir parçasıdır.
02:42
(Laughter)
60
162160
2000
(Kahkaha)
02:44
Our reality right now is less interesting
61
164160
3000
Şu anki gerçekliğimiz daha sonra
02:47
than the story we're going to tell about it later.
62
167160
3000
anlatacağımız hikayeden daha az ilginç.
02:50
This one I love.
63
170160
2000
Buna bayılıyorum.
02:52
This poor kid, clearly a prop --
64
172160
2000
Zavallı bu çocuk, kesinlikle çömez --
02:54
don't get me wrong, a willing prop --
65
174160
2000
yanlış anlamayın, istekli bir çömez --
02:56
but the kiss that's being documented kind of looks like it sucks.
66
176160
3000
ama öpücüğün belgelenmesi onu iğrençmiş gibi gösteriyor.
02:59
This is the sound of one hand clapping.
67
179160
3000
Bu da alkışın sesi.
03:02
So, as we lose the context of our identity,
68
182160
4000
Böylece kimliğinizin bağlamını kaybettikçe,
03:06
it becomes incredibly important
69
186160
3000
paylaştıklarımızın paylaşılan
03:09
that what you share becomes the context of shared narrative,
70
189160
3000
öykünün bağlamı, içinde yaşadığımız bağlam hale gelmesi
03:12
becomes the context in which we live.
71
192160
2000
önem kazanıyor.
03:14
The stories that we tell -- what we push out --
72
194160
3000
Anlattığımız -- çıkardığımız -- hikayeler
03:17
becomes who we are.
73
197160
2000
kimliğimizi belirliyor.
03:19
People aren't simply projecting identity,
74
199160
2000
Kimliğimizi sadece yansıtmıyoruz,
03:21
they're creating it.
75
201160
2000
yaratıyoruz.
03:23
And so that's the request I have for everybody in this room.
76
203160
2000
Bu odadaki herkesin yapmasını istediğim bir talebim var.
03:25
We are creating the technology
77
205160
1000
Teknolojiyi biz yaratıyoruz,
03:26
that is going to create the new shared experience,
78
206160
2000
bu teknoloji paylaşılan yeni deneyimi yaratıyor,
03:28
which will create the new world.
79
208160
2000
bu deneyim ise yeni dünyayı yaratacak.
03:30
And so my request is,
80
210160
2000
Sizden istediğim;
03:32
please, let's make technologies
81
212160
2000
insanı daha fazla insan yapan,
03:34
that make people more human,
82
214160
2000
daha az insan olmaktan uzaklaştıran
03:36
and not less.
83
216160
2000
teknoloji üretelim.
03:38
Thank you.
84
218160
2000
Teşekkürler.
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7