The voices in my head | Eleanor Longden

Eleanor Longden: Kafamdaki Sesler

2,506,186 views ・ 2013-08-08

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: duygu Sezgin Gözden geçirme: Hasan Mete
00:12
The day I left home for the first time
0
12934
1833
Üniversiteye gitmek için
00:14
to go to university was a bright day
1
14791
2157
evden ayrıldığım gün güzel bir gündü,
00:16
brimming with hope and optimism.
2
16971
2521
umut ve iyimserlikle doluydu.
00:19
I'd done well at school. Expectations for me were high,
3
19516
2923
Okulda iyi iş çıkarmıştım. Üzerimdeki beklentiler yüksekti
00:22
and I gleefully entered the student life
4
22463
2151
ve dersler,partiler ve trafik konisi hırsızlıklarıyla dolu
00:24
of lectures, parties and traffic cone theft.
5
24638
3575
öğrencilik hayatıma neşeyle başladım.
00:28
Now appearances, of course, can be deceptive,
6
28236
2654
Elbette görünüş aldatıcı olabilir
00:30
and to an extent, this feisty, energetic persona
7
30914
3091
ve bu derslere giden, trafik konileri çalan
00:34
of lecture-going and traffic cone stealing was a veneer,
8
34029
3131
enerjik kişilik bir noktaya kadar bir maskeydi,
00:37
albeit a very well-crafted and convincing one.
9
37184
3015
her ne kadar iyi işlenmiş ve ikna edici de olsa.
00:40
Underneath, I was actually deeply unhappy, insecure
10
40223
3402
Derinlerde ise gerçekten çok mutsuz, güvensiz
00:43
and fundamentally frightened --
11
43649
2190
ve içten içe korku doluydum --
00:45
frightened of other people, of the future, of failure
12
45863
3599
diğer insanlardan, gelecekten, başarısızlıktan
00:49
and of the emptiness that I felt was within me.
13
49486
2329
ve içimde hissettiğim boşluktan korkuyordum.
00:51
But I was skilled at hiding it, and from the outside
14
51839
2477
Ancak bunu saklamakta becerikliydim, dışarıdan bakınca
00:54
appeared to be someone with everything to hope for
15
54340
2381
istediği her şeyi elde edebilecek, umut edebilecek
00:56
and aspire to.
16
56745
1227
bir insandım.
00:57
This fantasy of invulnerability was so complete
17
57996
3182
Bu yenilmezlik fantazisi o kadar bütünlüklüydü ki
01:01
that I even deceived myself,
18
61202
1688
kendimi bile kandırmıştım
01:02
and as the first semester ended and the second began,
19
62914
2524
ve ilk dönem bitip ikinci dönem başladığında,
01:05
there was no way that anyone could have predicted
20
65462
2508
kimsenin olacakları tahmin edebilmesine
01:07
what was just about to happen.
21
67994
2599
imkan yoktu.
01:10
I was leaving a seminar when it started,
22
70617
3109
Başladığında bir seminerden çıkmak üzereydim,
01:13
humming to myself, fumbling with my bag
23
73750
2137
daha önce bir çok kez yaptığım gibi
01:15
just as I'd done a hundred times before,
24
75911
2399
çantamı karıştırıyor, kendi kendime mırıldanıyordum,
01:18
when suddenly I heard a voice calmly observe,
25
78334
2452
aniden (beni) sakince (gözleyen) bir ses duydum
01:20
"She is leaving the room."
26
80810
2168
"Odadan çıkıyor."
01:23
I looked around, and there was no one there,
27
83002
1391
Etrafıma baktım, kimse yoktu
01:24
but the clarity and decisiveness of the comment
28
84417
2650
ancak bu yorumun netliği ve kararlılığı
01:27
was unmistakable.
29
87091
1820
barizdi.
01:28
Shaken, I left my books on the stairs and hurried home,
30
88935
2620
Sarsılmış bir şekilde, kitaplarımı merdivenlerde bıraktım ve aceleyle eve gittim
01:31
and there it was again.
31
91579
1215
ve yine oradaydı.
01:32
"She is opening the door."
32
92818
2039
"Kapıyı açıyor."
01:34
This was the beginning. The voice had arrived.
33
94881
3948
Bu başlangıçtı. Ses ortaya çıkmıştı
01:38
And the voice persisted,
34
98853
2223
ve ısrar ediyordu,
01:41
days and then weeks of it, on and on,
35
101100
2441
günlerce, haftalarca, yaptığım her şeyi
01:43
narrating everything I did in the third person.
36
103565
2239
üçüncü kişi olarak anlatmaya devam etti.
01:45
"She is going to the library."
37
105828
1634
"Kütüphaneye gidiyor."
01:47
"She is going to a lecture."
38
107486
1571
"Derse gidiyor."
01:49
It was neutral, impassive and even, after a while,
39
109081
3312
Ses nötrdü, pasifti ve hatta bir süre sonra
01:52
strangely companionate and reassuring,
40
112417
2558
tuhaf bir şekilde arkadaşça ve güven vericiydi,
01:54
although I did notice that its calm exterior sometimes slipped
41
114999
3417
ancak bazen o sakin dış ses olmaktan çıkıp
01:58
and that it occasionally mirrored my own unexpressed emotion.
42
118440
3077
kendi ifade edilmemiş duygularımın bir aynası oluyordu,
02:01
So, for example, if I was angry and had to hide it,
43
121541
2588
Örneğin kızgınsam ve bunu gizlemem gerekiyorsa
02:04
which I often did, being very adept at concealing how I really felt,
44
124153
3342
ki nasıl hissetiğimi gizlemek konusunda uzman olmama rağmen, bunu sıkça yaşıyordum,
02:07
then the voice would sound frustrated.
45
127519
2313
o zaman ses gergin geliyordu.
02:09
Otherwise, it was neither sinister nor disturbing,
46
129856
2789
Yoksa ne sinsi ne de rahatsız ediciydi,
02:12
although even at that point it was clear
47
132669
2086
fakat bir noktadan sonra netleşti ki, ses
02:14
that it had something to communicate to me
48
134779
2000
duygularımla, özellikle de ulaşılması güç
02:16
about my emotions, particularly emotions
49
136803
2347
duygularımla iletişim kurmamı
02:19
which were remote and inaccessible.
50
139174
3061
sağlamaya çalışıyordu.
02:22
Now it was then that I made a fatal mistake,
51
142259
3100
İşte tam da burada ölümcül bir hata yaptım,
02:25
in that I told a friend about the voice, and she was horrified.
52
145383
3179
bir arkadaşıma sesten bahsettim ve dehşete düştü.
02:28
A subtle conditioning process had begun,
53
148586
2221
Üstü kapalı bir şartlanma süreci başlamıştı,
02:30
the implication that normal people don't hear voices
54
150831
3665
normal insanların sesler duymadığı varsayımı
02:34
and the fact that I did meant that something was very seriously wrong.
55
154520
3334
ve bunun benim başıma gelmiş olması, ciddi bir sorun olduğu anlamına geliyordu.
02:37
Such fear and mistrust was infectious.
56
157878
3364
Böylesi bir korku ve güvensizlik bulaşıcıdır.
02:41
Suddenly the voice didn't seem quite so benign anymore,
57
161266
3041
Birden ses, artık o kadar da iyi huylu gelmemeye başladı,
02:44
and when she insisted that I seek medical attention,
58
164331
2477
ve arkadaşım tıbbi yardım almam konusunda ısrar ettiğinde
02:46
I duly complied, and which proved to be
59
166832
2047
usül gereği kabul ettim ve bu da
02:48
mistake number two.
60
168903
1723
ikinci hatam oldu.
02:50
I spent some time telling the college G.P.
61
170650
2122
Üniversite rektörüne* bana göre gerçek sorunun nerde olduğunu
02:52
about what I perceived to be the real problem:
62
172796
2191
anlatabilmek için baya zaman harcadım:
anksiyete, düşük özsaygı, gelecekle ilgili korkular...
02:55
anxiety, low self-worth, fears about the future,
63
175011
2832
02:57
and was met with bored indifference
64
177867
1749
ve karşılaştığım şey bıkkın bir kayıtsızlıktı
02:59
until I mentioned the voice,
65
179640
1770
ta ki sesten bahsedene kadar.
03:01
upon which he dropped his pen, swung round
66
181434
2000
Bunun üzerine, elinde salladığı kalemini düşürdü
03:03
and began to question me with a show of real interest.
67
183458
2687
ve bana gerçekten ilgi göstererek sorular sormaya başladı.
03:06
And to be fair, I was desperate for interest and help,
68
186169
2620
Dürüst olmak gerekirse, ilgi görmek ve yardım almak için çırpınıyordum
03:08
and I began to tell him about my strange commentator.
69
188813
2822
ve o tuhaf yorumcumla ilgili konuşmaya başladım
03:11
And I always wish, at this point, the voice had said,
70
191659
2524
ve tam da bu noktada, ses için
keşke "Kendi mezarını kazıyor." deseydi diyorum.
03:14
"She is digging her own grave."
71
194207
1668
03:15
I was referred to a psychiatrist, who likewise
72
195899
3501
Bir psikiyatriste yönlendirildim, ki o da
03:19
took a grim view of the voice's presence,
73
199424
2533
benzer şekilde, sesin varlığını korkutucu buldu,
03:21
subsequently interpreting everything I said
74
201981
2048
söylediğim her şeyi, hemen akabinde yorumluyordu,
bunu gizli bir delilik olarak görerek...
03:24
through a lens of latent insanity.
75
204053
2312
03:26
For example, I was part of a student TV station
76
206389
2909
Örneğin, kampüs çevresinde haber bülteni yayınlayan bir
03:29
that broadcast news bulletins around the campus,
77
209322
2528
öğrenci televizyonunda çalışıyordum,
03:31
and during an appointment which was running very late,
78
211874
2026
ve saatini aşan bir randevu sırasında dedim ki
03:33
I said, "I'm sorry, doctor, I've got to go.
79
213924
1225
"Üzgünüm, Doktor, ben gitmek zorundayım.
03:35
I'm reading the news at six."
80
215173
1494
Saat altıda haberleri sunuyorum."
03:36
Now it's down on my medical records that Eleanor
81
216691
2286
Bu tıbbi kayıtlarıma; Eleanor bir televizyon kanalında
haber sunuculuğu yaptığına dair hayaller görüyor' olarak geçti.
03:39
has delusions that she's a television news broadcaster.
82
219001
3150
03:42
It was at this point that events began
83
222175
3425
Tam da bu noktada olaylar
03:45
to rapidly overtake me.
84
225624
2206
beni hızla aşmaya başladı.
03:47
A hospital admission followed, the first of many,
85
227854
2372
Bunu bir hastane girişi takip etti, birçoğunun ilkiydi bu,
03:50
a diagnosis of schizophrenia came next,
86
230250
2888
sonra da şizofreni tanısı geldi
03:53
and then, worst of all, a toxic, tormenting sense
87
233162
3584
ve sonra, en kötüsü; kendime ve umutlarıma dair
03:56
of hopelessness, humiliation and despair
88
236770
3354
zehirli, işkence eden bir umutsuzluk,
04:00
about myself and my prospects.
89
240148
2511
utanç ve çaresizlik duygusu...
04:02
But having been encouraged to see the voice
90
242683
2409
Sesi bir deneyim olarak değil ama
04:05
not as an experience but as a symptom,
91
245116
2532
bir semptom olarak görmeye teşvik edilmiş olduğumdan
04:07
my fear and resistance towards it intensified.
92
247672
3072
korkum ve direncim yoğunlaştı.
04:10
Now essentially, this represented taking
93
250768
2060
Şimdi, esas olarak bu durum,
04:12
an aggressive stance towards my own mind,
94
252852
2028
kendi zihnime karşı aldığım agresif bir tutumu temsil ediyordu
04:14
a kind of psychic civil war,
95
254904
2367
bir tür psişik iç savaş
04:17
and in turn this caused the number of voices to increase
96
257295
2910
ve bunun karşılığında seslerin artmasına sebep oldu,
04:20
and grow progressively hostile and menacing.
97
260229
3361
giderek düşmanlaşıyor ve tehdit edici oluyordu.
04:23
Helplessly and hopelessly, I began to retreat
98
263614
3456
Çaresizce ve umutsuzca, kabusa benzeyen
04:27
into this nightmarish inner world
99
267094
2115
iç dünyama kapanmaya başladım.
04:29
in which the voices were destined to become
100
269233
2048
ki bu dünyada sesler, hem bana zarar veren
04:31
both my persecutors and my only perceived companions.
101
271305
3998
hem de algılayabildiğim tek arkadaşlarımdı.
04:35
They told me, for example, that if I proved myself worthy
102
275327
3055
Örneğin, eğer onların yardımlarına layık olduğumu kanıtlarsam
04:38
of their help, then they could change my life
103
278406
2143
o zaman onlar, benim hayatımı değişebilir,
04:40
back to how it had been,
104
280573
1173
tıpkı eskiden olduğu hale getirebilirlerdi
04:41
and a series of increasingly bizarre tasks was set,
105
281770
2716
ve giderek daha da tuhaflaşan görevler gelmeye başladı,
04:44
a kind of labor of Hercules.
106
284510
2001
bir çeşit Herkül görevi.*
04:46
It started off quite small, for example,
107
286535
1937
Başlarda oldukça küçük görevlerdi, örneğin,
04:48
pull out three strands of hair,
108
288496
1692
üç tane saç teli çekmek gibi.
04:50
but gradually it grew more extreme,
109
290212
1667
Ama yavaş yavaş aşırılaşmaya başladı,
04:51
culminating in commands to harm myself,
110
291903
2196
kendime zarar vermek gibi emirlere dönüştü
04:54
and a particularly dramatic instruction:
111
294123
2146
ve özellikle dramatik talimatlar haline geldi:
04:56
"You see that tutor over there?
112
296293
1689
"Şurdaki öğretmeni görüyor musun?
04:58
You see that glass of water?
113
298006
1274
Şurdaki suyu görüyor musun?
04:59
Well, you have to go over and pour it over him in front of the other students."
114
299304
2774
O halde, gidip diğer öğrencilerin önünde suyu onun üzerine dökmen gerek."
05:02
Which I actually did, and which needless to say
115
302102
2239
ki bunu yaptım da ve söylemeye gerek yok belki ama
05:04
did not endear me to the faculty.
116
304365
1657
bu fakültede pek sevilmeme yol açmadı tabi.
05:06
In effect, a vicious cycle of fear, avoidance,
117
306046
4280
Sonuç olarak, korku, kaçınma, güvensizlik
05:10
mistrust and misunderstanding had been established,
118
310350
2834
ve yanlış anlamalarla dolu bir kısır döndü oluşmuştu
05:13
and this was a battle in which I felt powerless
119
313208
2728
ve bu, kendimi güçsüz hissettiğim bir savaştı,
05:15
and incapable of establishing any kind of peace or reconciliation.
120
315960
4353
her türlü barış ve uzlaşma kurabilmekten acizdim.
05:20
Two years later, and the deterioration was dramatic.
121
320337
3634
İki yıl sonra rahatsızlığım dramatik bir şekilde ilerlemişti.
05:23
By now, I had the whole frenzied repertoire:
122
323995
3684
Artık bütün o çılgın repertuara sahiptim:
05:27
terrifying voices, grotesque visions,
123
327703
2965
korkunç sesler, grotesk görüntüler,
05:30
bizarre, intractable delusions.
124
330692
2744
tuhaf, inatçı sanrılar.
05:33
My mental health status had been a catalyst
125
333460
2172
Akıl sağlığım; ayrımcılık, sözlü taciz,
05:35
for discrimination, verbal abuse,
126
335656
2565
fiziksel ve cinsel saldırılar için
05:38
and physical and sexual assault,
127
338245
2131
bir katalizör haline gelmişti
05:40
and I'd been told by my psychiatrist,
128
340400
1762
ve psikiyatristim bana:
05:42
"Eleanor, you'd be better off with cancer,
129
342186
2385
"Eleanor, kanser olsaydın senin için daha iyi olurdu,
05:44
because cancer is easier to cure than schizophrenia."
130
344595
3729
kanser tedavisi şizofreni tedavisinden kolaydır çünkü."
05:48
I'd been diagnosed, drugged and discarded,
131
348348
3368
Tanım konmuş, ilaçlarım verllmiş ve göz ardı edilmiştim
05:51
and was by now so tormented by the voices
132
351740
2052
ve bu zamana kadar sesler tarafından o kadar işkence görmüştüm ki
05:53
that I attempted to drill a hole in my head
133
353816
2181
onları kafamdan atmak için
05:56
in order to get them out.
134
356021
2832
kafamda bir delik açma teşebbüsünde bulundum.
05:58
Now looking back on the wreckage and despair of those years,
135
358877
4077
Şimdi geriye dönüp, yıkım ve umutsuzlukla geçen o yıllara baktığımda,
06:02
it seems to me now as if someone died in that place,
136
362978
3046
sanki orada birisi ölmüş gibi geliyor
06:06
and yet, someone else was saved.
137
366048
3693
ve ardından, başka biri kurtuldu.
06:09
A broken and haunted person began that journey,
138
369765
3290
Kırılmış ve lanetlenmiş bir insan başlamıştı o yolculuğa.
06:13
but the person who emerged was a survivor
139
373079
2909
Ama ortaya çıkan kişi, hayatta kalmayı başaran kişiydi
06:16
and would ultimately grow into the person
140
376012
2250
ve sonuçta olmam gereken
06:18
I was destined to be.
141
378286
2100
kişiye dönüştüm.
06:20
Many people have harmed me in my life,
142
380410
2664
Birçok kişi bana hayatım boyunca zarar verdi
06:23
and I remember them all,
143
383098
1470
ve ben hepsini hatırlıyorum.
06:24
but the memories grow pale and faint
144
384592
2777
Ama bana yardımcı olan insanlar ile karşılaştırınca onlar
06:27
in comparison with the people who've helped me.
145
387393
3668
solgun ve silik anılar haline geldiler.
06:31
The fellow survivors, the fellow voice-hearers,
146
391085
2596
Kurtulan arkadaşlar, diğer ses duyan insanlar,
06:33
the comrades and collaborators;
147
393705
2248
yoldaşlar ve birlikte çalıştıklarım;
06:35
the mother who never gave up on me,
148
395977
2304
Benden asla vazgeçmeyen,
06:38
who knew that one day I would come back to her
149
398305
2584
bir gün ona geri geleceğimi bilen
06:40
and was willing to wait for me for as long as it took;
150
400913
3646
ve ne kadar sürerse sürsün beklemeye razı olan annem;
06:44
the doctor who only worked with me for a brief time
151
404583
2513
benimle sadece kısa bir süre için çalışan ama
06:47
but who reinforced his belief that recovery
152
407120
2048
tedavinin yalnızca mümkün olduğu değil
06:49
was not only possible but inevitable,
153
409192
2290
aynı zamanda kaçınılmaz olduğu inancını pekiştiren,
06:51
and during a devastating period of relapse
154
411506
2379
o tekrarlayan, yıkıcı dönemde dehşete düşmüş aileme
06:53
told my terrified family, "Don't give up hope.
155
413909
2876
"Umudunuzu yitirmeyin" diyen doktor.
06:56
I believe that Eleanor can get through this.
156
416809
2989
"Eleanor bunu atlatabilir.
06:59
Sometimes, you know, it snows as late as May,
157
419822
2814
Bilirsiniz, bazen Mayıs'a kadar kar yağmaz,
07:02
but summer always comes eventually."
158
422660
3402
Ama her zaman, sonunda yaz gelir."
07:06
Fourteen minutes is not enough time
159
426086
1830
On dört dakika, benim için, benimle birlikte savaşan
07:07
to fully credit those good and generous people
160
427940
2912
o ıssız ve acı dolu yerden geri geldiğimde
07:10
who fought with me and for me
161
430876
1953
bana hoş geldin diyebilmek için bekleyen
07:12
and who waited to welcome me back
162
432853
1775
tüm o cömert ve iyi insanların hakkını vermek için
07:14
from that agonized, lonely place.
163
434652
2475
yeterli bir zaman değil
07:17
But together, they forged a blend of courage,
164
437151
2143
Ama hep birlikte, bir çeşit cesaret, yaratıcılık,
07:19
creativity, integrity, and an unshakeable belief
165
439318
3562
dürüstlük ve sarsılmaz bir inanç bütünlüğü yaratarak
07:22
that my shattered self could become healed and whole.
166
442904
3825
parçalanmış benliğimin iyileşmesini ve bütünleşmesini sağladılar.
07:26
I used to say that these people saved me,
167
446753
1953
Eskiden bu insanların beni kurtardıklarını söylerdim,
07:28
but what I now know is they did something
168
448730
1346
ama şimdi, bundan da önemli bir şeyi,
07:30
even more important in that they empowered me
169
450100
2547
kendi kendimi kurtarabilmem için
07:32
to save myself,
170
452671
1598
bana güç verdiklerini biliyorum
07:34
and crucially, they helped me to understand something
171
454293
2524
ve en önemlisi, her zaman şüphelendiğim bir şeyi
07:36
which I'd always suspected:
172
456841
1556
anlamama yardımcı oldular:
07:38
that my voices were a meaningful response
173
458421
2364
duyduğum seslerin travmatik yaşam olayları, özellikle de
07:40
to traumatic life events, particularly childhood events,
174
460809
2926
çocukukta yaşadıklarıma karşı verilen anlamlı bir tepki olduğunu
07:43
and as such were not my enemies
175
463759
1825
ve bu nedenle seslerin düşmanım değil,
07:45
but a source of insight into solvable emotional problems.
176
465608
4728
çözülmesi mümkün duygusal sorunlara dair bir içgörü kaynağı olduklarını...
07:50
Now, at first, this was very difficult to believe,
177
470360
3046
Elbette başta buna inanmak oldukça zordu,
07:53
not least because the voices appeared so hostile
178
473430
2350
çünkü sesler o kadar düşmanca ve tehditkardı ki
07:55
and menacing, so in this respect, a vital first step
179
475804
3322
bu açıdan hayati önem arzeden o ilk adım
07:59
was learning to separate out a metaphorical meaning
180
479150
2691
önceleri katıksız gerçek olarak algıladığım
08:01
from what I'd previously interpreted to be a literal truth.
181
481865
3754
mecazi anlamları ayıklamayı öğrenmek oldu
08:05
So for example, voices which threatened to attack my home
182
485643
3126
Örneğin, evime saldırmakla tehdit eden sesleri
08:08
I learned to interpret as my own sense of fear
183
488793
2705
gerçek, nesnel bir tehlike yerine
08:11
and insecurity in the world, rather than an actual, objective danger.
184
491522
3634
dünyaya karşı hissettiğim korku ve güvensizlik duygusu olarak yorumlamayı öğrendim.
08:15
Now at first, I would have believed them.
185
495180
2132
Başta onlara inanıyordum.
08:17
I remember, for example, sitting up one night
186
497336
1548
Örneğin, bir gece annemlerin odasının dışında oturduğumu,
08:18
on guard outside my parents' room to protect them
187
498908
2446
onları, gerçek olduklarına inandığım seslerden
08:21
from what I thought was a genuine threat from the voices.
188
501378
3220
korumak için tetikte olduğumu hatırlıyorum.
08:24
Because I'd had such a bad problem with self-injury
189
504622
2490
Kendi kendimi yaralamak gibi kötü bir alışkanlığım olduğu için
08:27
that most of the cutlery in the house had been hidden,
190
507136
2572
evdeki çatalların çoğunu gizlemişlerdi,
08:29
so I ended up arming myself with a plastic fork,
191
509732
2470
ben de bu yüzden kendimi plastik çatalla silahlandırmıştım sonunda,
08:32
kind of like picnic ware, and sort of sat outside the room
192
512226
2762
bir çeşit piknik eşyasıydı ve ben odanın dışında
çatalı kavramış, harekete geçmek için bekler vaziyetteydim.
08:35
clutching it and waiting to spring into action should anything happen.
193
515012
3690
08:38
It was like, "Don't mess with me.
194
518726
1648
Sanki "Benimle uğraşma" der gibi.
08:40
I've got a plastic fork, don't you know?"
195
520398
2709
"Plastik çatalım var, görmüyor musun?"
08:43
Strategic.
196
523131
1456
Stratejik.
08:44
But a later response, and much more useful,
197
524611
2582
Ancak sonraları verdiğim ve çok daha faydalı olan bir tepki,
08:47
would be to try and deconstruct the message behind the words,
198
527217
4394
kelimelerin ardında yatan mesajı çözümlemek oldu.
08:51
so when the voices warned me not to leave the house,
199
531635
2998
Örneğin, sesler beni evden çıkmamam için uyardığı zaman
08:54
then I would thank them for drawing my attention
200
534657
2052
dikkatimi, kendimi ne kadar güvensiz hissettiğime çektikleri için
08:56
to how unsafe I felt --
201
536733
1193
onlara teşekkür ediyordum,
08:57
because if I was aware of it, then I could do something positive about it --
202
537950
2869
çünkü bunun farkında olursam eğer, bu konuda olumlu bir şey yapabilirdim --
09:00
but go on to reassure both them and myself
203
540843
2463
ve hem onları hem de kendimi, artık güvende olduğumuza
09:03
that we were safe and didn't need to feel frightened anymore.
204
543330
3475
ve korkmamıza gerek olmadığına dair güven veriyordum.
09:06
I would set boundaries for the voices,
205
546829
1465
Sesler için sınırlar belirliyordum
09:08
and try to interact with them in a way that was assertive
206
548318
2715
ve iddialı bir şekilde etkileşimde bulunmaya çalışıyordum
ancak saygılı; iletişim ve işbirliğine dayalı
09:11
yet respectful, establishing a slow process
207
551057
2232
09:13
of communication and collaboration
208
553313
2332
yavaş bir süreç oluşturarak,
09:15
in which we could learn to work together and support one another.
209
555669
3275
böylece birlikte çalışabilir ve birbirimize destek olmayı öğrenebilirdik.
09:18
Throughout all of this, what I would ultimately realize
210
558968
2620
Tüm bu olanlardan sonra, en nihayetinde anlayacağım şey şuydu:
09:21
was that each voice was closely related
211
561612
1860
Her bir ses, belirli bir özelliğimle yakından ilişkiliydi
09:23
to aspects of myself, and that each of them
212
563496
2285
ve daha önce üzerine gitme ya da
09:25
carried overwhelming emotions that I'd never had
213
565805
2286
çözümleme fırsatı bulamadığım
bunaltıcı duygular barındırıyordu;
09:28
an opportunity to process or resolve,
214
568115
2054
09:30
memories of sexual trauma and abuse,
215
570193
2536
cinsel travma ve taciz,
09:32
of anger, shame, guilt, low self-worth.
216
572753
2887
öfke, utanç, suçluluk, düşük öz-değer ile ilgili anılar.
09:35
The voices took the place of this pain
217
575664
2476
Sesler bu acıların yerini alıp
09:38
and gave words to it,
218
578164
1463
onları kelimelere dönüştürdü
09:39
and possibly one of the greatest revelations
219
579651
1815
ve muhtemelen en büyük aydınlanmalarımdan biri
09:41
was when I realized that the most hostile and aggressive voices
220
581490
3000
en saldırgan ve agresif seslerin
09:44
actually represented the parts of me
221
584514
1723
aslında en çok yara almış yanlarım
09:46
that had been hurt most profoundly,
222
586261
2189
olduklarını anlamaktı
09:48
and as such, it was these voices
223
588474
2128
ve bu nedenle, bu sesler
09:50
that needed to be shown the greatest compassion and care.
224
590626
3318
en fazla şefkat ve ilgi gösterilmesi gereken seslerdi.
09:53
It was armed with this knowledge that ultimately
225
593968
2991
Bu bilgilerle donatılmış olarak sonunda ben,
09:56
I would gather together my shattered self,
226
596983
2264
parçalanmış benliğimi bir araya getirecektim.
09:59
each fragment represented by a different voice,
227
599271
2591
Her bir parçam farklı bir ses tarafından temsil ediliyordu,
10:01
gradually withdraw from all my medication,
228
601886
2027
yavaş yavaş ilaçları bırakmaya başladım
10:03
and return to psychiatry, only this time from the other side.
229
603937
4664
ve psikiyatriye, bu sefer öteki taraftan geri döndüm.
10:08
Ten years after the voice first came, I finally graduated,
230
608625
3574
Sonunda, sesin gelişinden on yıl sonra,
10:12
this time with the highest degree in psychology
231
612223
1870
Psikoloji bölümünde üniversitenin bu zamana kadar verdiği en yüksek derece ile
10:14
the university had ever given, and one year later,
232
614117
2434
mezun oldum ve bir yıl sonra
10:16
the highest masters, which shall we say
233
616575
1858
en iyi yüksek lisans derecesi ile bitirdim, ki bu da
10:18
isn't bad for a madwoman.
234
618457
1699
deli bir kadın için fena sayılmaz.
10:20
In fact, one of the voices actually dictated the answers
235
620180
2667
Aslında, bir sınav sırasında seslerden biri
10:22
during the exam, which technically possibly counts as cheating.
236
622871
3206
cevapları bana dikte etmişti, ki bu teknik açıdan muhtemelen hile sayılır.
(Kahkahalar)
10:26
(Laughter)
237
626101
1377
10:27
And to be honest, sometimes I quite enjoyed their attention as well.
238
627502
2710
Ve dürüst olmak gerekirse, bazen onların ilgisi baya hoşuma gidiyordu.
10:30
As Oscar Wilde has said, the only thing worse
239
630236
2143
Oscar Wilde'ın dediği gibi, hakkında konuşuluyor olmasından
daha kötü bir şey varsa, o da hakkında konuşulmuyor olmasıdır.
10:32
than being talked about is not being talked about.
240
632403
2493
10:34
It also makes you very good at eavesdropping,
241
634920
2143
Ayrıca sizi çok iyi bir kulak misafiri yapıyor,
çünkü aynı anda iki konuşmayı birden dinleyebiliyorsunuz.
10:37
because you can listen to two conversations simultaneously.
242
637087
2810
10:39
So it's not all bad.
243
639921
1265
Hiç de kötü değil.
10:41
I worked in mental health services,
244
641210
1667
Zihinsel Sağlık Hizmetleri'nde çalıştım,
10:42
I spoke at conferences,
245
642901
2197
konferanslarda konuştum,
10:45
I published book chapters and academic articles,
246
645122
2286
kitap bölümleri ve akademik makaleler yayınlandım
10:47
and I argued, and continue to do so,
247
647432
2766
ve şimdi size anlatacağım kavramı tartıştım
10:50
the relevance of the following concept:
248
650222
2220
ve bunu tartışmaya devam edeceğim:
10:52
that an important question in psychiatry
249
652466
2228
Psikiyatri'de sorulması gereken önemli bir sorunun
10:54
shouldn't be what's wrong with you
250
654718
1620
"Senin sorunun ne?" değil
10:56
but rather what's happened to you.
251
656362
2580
"Sana ne oldu?" olması gerektiği...
10:58
And all the while, I listened to my voices,
252
658966
2838
Sonuç olarak, onca zaman boyunca
11:01
with whom I'd finally learned to live with peace and respect
253
661828
2858
huzur ve saygı çerçevesi içinde birlikte yaşamayı öğrendiğim sesleri dinledim
11:04
and which in turn reflected a growing sense
254
664710
2094
ve karşılığında, kendime karşı bir şefkat duygusu,
11:06
of compassion, acceptance and respect towards myself.
255
666828
3639
kabul ve saygı olarak yansıdı.
11:10
And I remember the most moving and extraordinary moment
256
670491
3134
En inanılmaz ve dokunaklı anın ise
11:13
when supporting another young woman who was terrorized by her voices,
257
673649
3286
seslerden dehşete düşmüş başka bir genç kadına yardım ederken
11:16
and becoming fully aware, for the very first time,
258
676959
2575
ilk defa, artık bu şekilde hissetmediğimi
11:19
that I no longer felt that way myself
259
679558
2272
fark ettiğim zaman olduğunu hatırlıyorum.
11:21
but was finally able to help someone else who was.
260
681854
3700
Sonunda başkasına yardım etmem mümkün olmuştu.
11:25
I'm now very proud to be a part of Intervoice,
261
685578
3544
Şimdi Intervoice'un bir parçası olmaktan gurur duyuyorum,
11:29
the organizational body of the International Hearing Voices Movement,
262
689146
3945
Uluslararası Ses İşitme Hareketi'nin organizasyonel kuruluşu,
11:33
an initiative inspired by the work of Professor Marius Romme
263
693115
3359
Profesör Marius Romme ve Dr Sandra Escher'in çalışmasından
11:36
and Dr. Sandra Escher,
264
696498
1228
ilham alan bir girişim, sesler duymayı
11:37
which locates voice hearing as a survival strategy,
265
697750
3172
bir hayatta kalma stratejisi olarak konumluyor,
11:40
a sane reaction to insane circumstances,
266
700946
3342
akıldışı şartlara karşı aklı başında bir tepki olarak,
11:44
not as an aberrant symptom of schizophrenia to be endured,
267
704312
3635
anormal bir şizofreni semptomu olarak değil,
11:47
but a complex, significant and meaningful experience
268
707971
3240
keşfedilmesi gereken karmaşık, önemli ve anlamlı
11:51
to be explored.
269
711235
2300
bir deneyim olarak.
11:53
Together, we envisage and enact a society
270
713559
2259
Birlikte, sesler duymayı anlayan ve saygı duyan
11:55
that understands and respects voice hearing,
271
715842
2453
bir toplum öngörüyor ve harekete geçiriyoruz,
11:58
supports the needs of individuals who hear voices,
272
718319
2381
sesler duyan bireylerin ihtiyaçlarını destekleyen
12:00
and which values them as full citizens.
273
720724
3257
ve onlara tam bir vatandaş olarak değer veren.
12:04
This type of society is not only possible,
274
724005
2262
Bu tarz bir toplum yalnızca mümkün değil,
12:06
it's already on its way.
275
726291
1988
zaten yola çıkmış durumda.
12:08
To paraphrase Chavez, once social change begins,
276
728303
3770
Chavez'e ithafta bulunmak gerekirse, sosyal değişim bir kez başladığında
12:12
it cannot be reversed.
277
732097
2068
geri alınamaz.
12:14
You cannot humiliate the person who feels pride.
278
734189
3203
Kendisiyle gururlanan kişiyi aşağılayamazsın.
12:17
You cannot oppress the people
279
737416
1767
Artık korku duymayan insanlara
12:19
who are not afraid anymore.
280
739207
2460
baskı uygulayamazsın.
12:21
For me, the achievements of the Hearing Voices Movement
281
741691
2620
Benim için Ses İşitme Hareketi'nin başarıları
12:24
are a reminder that empathy, fellowship,
282
744335
2410
empatinin, arkadaşlığın, adalet ve saygının
12:26
justice and respect are more than words;
283
746769
2720
yalnızca kelimelerden ibaret olmadığını,
12:29
they are convictions and beliefs,
284
749513
2587
bunların kanaat ve inançlar olduğunu
12:32
and that beliefs can change the world.
285
752124
2462
ve inançların dünyayı değiştirebileceğini hatırlatıyor.
12:34
In the last 20 years, the Hearing Voices Movement
286
754610
2751
Son 20 yılda, Ses İşitme Hareketi
12:37
has established hearing voices networks
287
757385
2188
beş kıtada, 26 ülkede
12:39
in 26 countries across five continents,
288
759597
2967
ses işitme ağları kurdu,
12:42
working together to promote dignity, solidarity
289
762588
3345
dayanışma, saygınlık ve zihinsel sıkıntı içindeki bireylerin
12:45
and empowerment for individuals in mental distress,
290
765957
3042
güçlendirilmesi için birlikte çalışıyor,
12:49
to create a new language and practice of hope,
291
769023
3241
yeni bir dil ve umut pratiği oluşturmak için
12:52
which, at its very center, lies an unshakable belief
292
772288
3920
ki bunun da temelinde, bireysel güce dair
12:56
in the power of the individual.
293
776232
2866
sarsılmaz bir inanç yatıyor.
12:59
As Peter Levine has said, the human animal
294
779122
2897
Peter Levine'in dediği gibi; insan hayvanı
13:02
is a unique being
295
782043
1628
benzersiz bir varlıktır,
13:03
endowed with an instinctual capacity to heal
296
783695
3350
iyileşmek için içgüdüsel bir kapasiteye ve bu doğuştan gelen
13:07
and the intellectual spirit to harness this innate capacity.
297
787069
4187
kapasiteyi dizginleyecek entellektüel ruha sahiptir.
13:11
In this respect, for members of society,
298
791280
2460
Bu bağlamda, toplumun üyeleri için
13:13
there is no greater honor or privilege
299
793764
2469
bir insanın iyileşme sürecini kolaylaştırmaktan
13:16
than facilitating that process of healing for someone,
300
796257
2636
birine elini uzatmak, ona tanıklık etmek,
13:18
to bear witness, to reach out a hand,
301
798917
2922
birinin acısının yükünü paylaşmaktan
13:21
to share the burden of someone's suffering,
302
801863
2339
ve iyileşeceği umudunu korumaktan
13:24
and to hold the hope for their recovery.
303
804226
3050
daha büyük bir onur ve ayrıcalık yoktur,
13:27
And likewise, for survivors of distress and adversity,
304
807300
2572
Aynı şekilde, sıkıntı ve güçlükten kurtulanlar için
13:29
that we remember we don't have to live our lives
305
809896
2488
yaşamlarımızı,sonsuza kadar bize zarar veren şeyler üzerinden
13:32
forever defined by the damaging things that have happened to us.
306
812408
3688
tanımlamak zorunda olmadığımızı hatırlatıyor.
13:36
We are unique. We are irreplaceable.
307
816120
2485
Biz benzersiz. Bizim yerimiz doldurulamaz.
13:38
What lies within us can never be truly colonized,
308
818629
2693
İçimizde yatan şey asla gerçekten sömürülemez,
13:41
contorted, or taken away.
309
821346
2332
alınamaz veya çarpıtılamaz.
13:43
The light never goes out.
310
823702
4074
Işık asla yok olmaz.
13:47
As a very wonderful doctor once said to me,
311
827800
2086
Harika bir doktorun bana bir zamanlar dediği gibi,
13:49
"Don't tell me what other people have told you about yourself.
312
829910
3227
"Bana diğer insanların seninle ilgili anlattıklarını anlatma.
13:53
Tell me about you."
313
833161
3027
Bana kendinden bahset."
13:56
Thank you.
314
836212
1782
Teşekkür ederim.
13:58
(Applause)
315
838018
5524
(Alkış)

Original video on YouTube.com
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7