Philip Zimbardo: The psychology of time

Philip Zimbardo zaman hakkında sağlıklı saptalamar yapıyor

151,054 views ・ 2009-06-22

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Ertuğrul Karademir Gözden geçirme: Duygu Çandarlı
00:18
I want to share with you
0
18330
2000
Sizinle, kısa bir süre içinde
00:20
some ideas about the secret power of time,
1
20330
2000
zamanın gizli gücü hakkında bazı fikirlerimi
00:22
in a very short time.
2
22330
3000
paylaşacağım.
00:25
Video: All right, start the clock please. 30 seconds studio.
3
25330
3000
Video: Tamam, lütfen geri sayım başlasın. 30 saniye içinde stüdyodayız.
00:28
Keep it quiet please. Settle down.
4
28330
5000
Sessiz olun lütfen. Yerleşin.
00:33
It's about time. End sequence. Take one.
5
33330
6000
Zamanı geldi. Bitiş sahnesi. Birinci çekim.
00:39
15 seconds studio.
6
39330
3000
15 saniye içinde stüdyodayız.
00:42
10, nine, eight, seven,
7
42330
3000
10, dokuz, sekiz, yedi,
00:45
six, five, four, three, two ...
8
45330
7000
altı, beş, dört, üç, iki ...
00:52
Philip Zimbardo: Let's tune into the conversation
9
52330
2000
Philip Zimbardo: Hadi Adem'i ayartan diyalogun
00:54
of the principals in Adam's temptation.
10
54330
4000
ilkelerine kulak verelim şimdi.
00:58
"Come on Adam, don't be so wishy-washy. Take a bite." "I did."
11
58330
4000
Hadi Adem, mırın kırın etme. Bir tanecik ısırık al. Ben aldım.
01:02
"One bite, Adam. Don't abandon Eve."
12
62330
3000
Bir ısırık, Adem. Havva'yı yalnız bırakma.
01:05
"I don't know, guys.
13
65330
3000
Bilmiyorum, beyler.
01:08
I don't want to get in trouble."
14
68330
2000
Başımı belaya sokmak istemiyorum.
01:10
"Okay. One bite. What the hell?"
15
70330
5000
Tamam. Bir ısırık. Ne olacak ki?
01:15
(Laughter)
16
75330
2000
(Kahkahalar)
01:17
Life is temptation. It's all about yielding, resisting,
17
77330
3000
Hayat baştan çıkarılmadır.. Hayat teslim olmak, direnmek,
01:20
yes, no, now, later, impulsive, reflective,
18
80330
3000
evet, hayır, şimdi, sonra, tahrik etme, aksettirme,
01:23
present focus and future focus.
19
83330
3000
şimdiye ve geleceğe odaklanma demektir.
01:26
Promised virtues fall prey to the passions of the moment.
20
86330
2000
Taahhüt edilen erdemler anlık ihtirasların kurbanı olurlar.
01:28
Of teenage girls who pledged sexual abstinence and virginity until marriage --
21
88330
3000
Evliliğe kadar cinsel ilişkiden uzak durmaya söz veren genç kızlardan --
01:31
thank you George Bush --
22
91330
2000
sağolasın George Bush--
01:33
the majority, 60 percent, yielded to sexual temptations within one year.
23
93330
4000
büyük bir kısmı, yüzde 60'ı, bir sene içinde cinsel tutkularına teslim oldular.
01:37
And most of them did so without using birth control.
24
97330
3000
Ve bir çoğu bunu doğum kontrolü olmadan yaptı.
01:40
So much for promises.
25
100330
2000
Söz vermenin anlamı olmadı.
01:42
Now lets tempt four-year-olds, giving them a treat.
26
102330
4000
Hadi şimdi de dört yaşındakileri kışkırtalım, şekerleme verelim.
01:46
They can have one marshmallow now. But if they wait
27
106330
2000
Şimdi isterlerse sadece bir lokum alabilirler. Ama deneyci
01:48
until the experimenter comes back, they can have two.
28
108330
2000
gelene kadar beklerlerse, iki tane alabilecekler.
01:50
Of course it pays, if you like marshmallows, to wait.
29
110330
3000
Eğer lokumları seviyorsanız, elbette beklemeye değecek.
01:53
What happens is two-thirds of the kids give in to temptation.
30
113330
3000
Sonuç olarak çocukların 2/3'i lokumların cazibesine dayanamıyor.
01:56
They cannot wait. The others, of course, wait.
31
116330
3000
Bekleyemiyorlar. Diğerleri, elbette, bekliyorlar.
01:59
They resist the temptation. They delay the now for later.
32
119330
4000
Cazibeye karşı koyuyorlar. Şimdiyi, sonrası için erteliyorlar.
02:03
Walter Mischel, my colleague at Stanford,
33
123330
2000
Walter Mischel, Stanford'daki meslektaşım,
02:05
went back 14 years later,
34
125330
2000
14 sene sonra dönüp,
02:07
to try to discover what was different about those kids.
35
127330
3000
bu değişik tipteki çocukların akibetini inceledi.
02:10
There were enormous differences between kids who resisted
36
130330
2000
Seneler geçtikçe bekleyen çocuklarla, teslim olan çocukların
02:12
and kids who yielded, in many ways.
37
132330
2000
arasında dağlar kadar fark oluşmuştu.
02:14
The kids who resisted scored 250 points higher on the SAT.
38
134330
4000
Karşı koyan çocuklar SAT sınavında 250 puan daha fazla almışlar.
02:18
That's enormous. That's like a whole set of different IQ points.
39
138330
4000
Çok büyük bir fark. Değişik bir IQ puanı kümesi gibi bu.
02:22
They didn't get in as much trouble. They were better students.
40
142330
3000
Başları daha az belaya girmiş. Daha iyi öğrenciler olmuşlar.
02:25
They were self-confident and determined. And the key for me today,
41
145330
2000
Kendine güvenen ve kararlı bireyler olmuşlar. Ve benim için önemli olan,
02:27
the key for you,
42
147330
2000
sizin için de yani,
02:29
is, they were future-focused rather than present-focused.
43
149330
3000
şimdi-odaklı olmaları yerine gelecek-odaklı olmaları.
02:32
So what is time perspective? That's what I'm going to talk about today.
44
152330
3000
Yani zaman perspektifi nedir? Bu konu hakkında konuşacağım bugün.
02:35
Time perspective is the study of how individuals,
45
155330
3000
Zaman perspektifi, bireylerin, hepimizin, deneyim
02:38
all of us, divide the flow of your human experience
46
158330
3000
akışımızı nasıl zaman bölgeleri ve zaman kategorileri
02:41
into time zones or time categories.
47
161330
2000
gibi bölümlere ayırdığımızı inceler.
02:43
And you do it automatically and non-consciously.
48
163330
2000
Bunu otomatik olarak bilinçsiz bir şekilde yapıyoruz.
02:45
They vary between cultures, between nations,
49
165330
2000
Kültürler, milletler, bireyler, sosyal sınıflar ve
02:47
between individuals, between social classes,
50
167330
2000
eğitim seviyelerine göre farklılık gösteren
02:49
between education levels.
51
169330
2000
bir şey bu.
02:51
And the problem is that they can become biased,
52
171330
2000
Ve sorun şu ki çok önyargılı bir hale gelebiliyorlar.
02:53
because you learn to over-use some of them and under-use the others.
53
173330
4000
Çünkü bazı parçaları aşırı bazılarını ise az kullanmayı öğreniyoruz.
02:57
What determines any decision you make?
54
177330
2000
Verdiğiniz herhangi bir kararı ne etkiliyor?
02:59
You make a decision on which you're going to base an action.
55
179330
3000
Bir karar veriyorsunuz, ve buna göre bir eylemde bulunuyorsunuz.
03:02
For some people it's only about what is in the immediate situation,
56
182330
3000
Bazıları için bu sadece şu andaki durumla alakalı bir süreçtir,
03:05
what other people are doing and what you're feeling.
57
185330
3000
millet ne yapıyor ve siz ne hissediyorsunuz gibi.
03:08
And those people, when they make their decisions in that format --
58
188330
3000
Ve bu kişiler, bu biçime uyarak karar aldıkları zaman--
03:11
we're going to call them "present-oriented,"
59
191330
2000
onlara "bugün odaklı" diyoruz.
03:13
because their focus is what is now.
60
193330
2000
Çünkü odaklandıkları şey şu an.
03:15
For others, the present is irrelevant.
61
195330
2000
Diğerleri için, şimdi çok alakasızdır.
03:17
It's always about "What is this situation like that I've experienced in the past?"
62
197330
3000
Onların düşüncesi "Bu durum önceden yaşadığım neye benziyor acaba?"dır
03:20
So that their decisions are based on past memories.
63
200330
3000
Yani onların kararı geçmişteki anıların üzerine kuruludur.
03:23
And we're going to call those people "past-oriented," because they focus on what was.
64
203330
4000
Ve bu tip kişilere "geçmiş merkezli" diyeceğiz. Çünkü olmuş şeylere odaklılar.
03:27
For others it's not the past, it's not the present,
65
207330
2000
Geri kalanlar için ne geçmiş, ne şimdi önemlidir,
03:29
it's only about the future.
66
209330
2000
sadece gelecek önemlidir.
03:31
Their focus is always about anticipated consequences.
67
211330
2000
Onların odağı beklenen sonuçlar üzerindedir.
03:33
Cost-benefit analysis.
68
213330
3000
Tutar-kâr analizleri yaparlar.
03:36
We're going to call them "future-oriented." Their focus is on what will be.
69
216330
3000
Bunlara da "gelecek merkezli" diyeceğiz. Olacak şeylere odaklılar.
03:39
So, time paradox, I want to argue,
70
219330
2000
Yani, zaman paradoksunu tartışacağım,
03:41
the paradox of time perspective,
71
221330
2000
zaman perspektifi paradoksu,
03:43
is something that influences every decision you make,
72
223330
3000
siz bilmeden, aldığınız tüm kararları etkileyen
03:46
you're totally unaware of.
73
226330
2000
bir şeydir.
03:48
Namely, the extent to which you have one of these
74
228330
2000
Yani, bu sunduğum zaman perspektiflerinden
03:50
biased time perspectives.
75
230330
2000
en az birine sahipsiniz.
03:52
Well there is actually six of them. There are two ways to be present-oriented.
76
232330
3000
Aslında bunlardan altı tane var. Geçmiş merkezli olmanın iki yolu var.
03:55
There is two ways to be past-oriented, two ways to be future.
77
235330
2000
Şimdi merkezli olmanın iki yolu var, gelecek merkezli olmanın da.
03:57
You can focus on past-positive, or past-negative.
78
237330
4000
Geçmişe olumlu da bakabilirsiniz, olumsuz da.
04:01
You can be present-hedonistic,
79
241330
2000
Şimdiden haz da alabilirsiniz,
04:03
namely you focus on the joys of life, or present-fatalist --
80
243330
3000
yani yaşamın güzelliklerine odaklanırsınız, ya da yazgıcı olabilirsiniz.
04:06
it doesn't matter, your life is controlled.
81
246330
2000
Önemi yok. Yaşamınız kontrol altında.
04:08
You can be future-oriented, setting goals.
82
248330
2000
Gelecek merkezli olup, hedefler koyabilirsiniz.
04:10
Or you can be transcendental future:
83
250330
2000
Ya da deneyüstücü olursunuz:
04:12
namely, life begins after death.
84
252330
3000
yani, yaşam ölümden sonra başlayabilir.
04:15
Developing the mental flexibility to shift time perspectives fluidly
85
255330
2000
Durumun gereklerine göre zaman perspektiflerinizi değiştirmek için
04:17
depending on the demands of the situation,
86
257330
3000
gerekli zihinsel esnekliği geliştirme,
04:20
that's what you've got to learn to do.
87
260330
2000
işte bunu öğrenmeniz gerekiyor.
04:22
So, very quickly, what is the optimal time profile?
88
262330
3000
Yani, çok hızlı, en uygun zaman profili nedir?
04:25
High on past-positive. Moderately high on future.
89
265330
2000
Geçmişe-olumlusu yüksek. Geleceğe-umutlusu orta derece.
04:27
And moderate on present-hedonism.
90
267330
2000
Ve orta derecede şimdiye-hazcı.
04:29
And always low on past-negative
91
269330
3000
Ve her zaman geçmişe olumsuzu
04:32
and present-fatalism.
92
272330
2000
ve şimdiye-yazgıcılığı düşük.
04:34
So the optimal temporal mix is what you get from the past --
93
274330
3000
Yani en uygun zamansal karışım geçmişten ne aldığınıza--
04:37
past-positive gives you roots. You connect your family, identity and your self.
94
277330
4000
geçmişe olumluluğa dayanıyor. Ailenize, kimliğinize ve benliğinize bağlanıyorsunuz.
04:41
What you get from the future is wings
95
281330
2000
Gelecekten aldığınız ise yeni hedeflere
04:43
to soar to new destinations, new challenges.
96
283330
2000
ve yeni meydan okumalara yol alan kanatlarınızdır.
04:45
What you get from the present hedonism
97
285330
2000
Şimdiye-hazcılıktan kazanacağınız ise
04:47
is the energy, the energy to explore yourself,
98
287330
3000
enerjidir, kendinizi, yeni yerleri, insanları,
04:50
places, people, sensuality.
99
290330
4000
hisleri keşfetme enerjisi.
04:54
Any time perspective in excess has more negatives than positives.
100
294330
4000
Herhangi bir zaman perspektifinin fazlası olumludan çok olumsuzluk barındırır.
04:58
What do futures sacrifice for success?
101
298330
3000
Gelecekçiler, başarı için neyi feda eder?
05:01
They sacrifice family time. They sacrifice friend time.
102
301330
2000
Ailelerine ayıracaklerı vakti. Arkadaşlarıyla geçirecekleri vakti.
05:03
They sacrifice fun time. They sacrifice personal indulgence.
103
303330
4000
Eğlence vakitlerini. Kendilerine ayıracakları vakti feda eder.
05:07
They sacrifice hobbies. And they sacrifice sleep. So it affects their health.
104
307330
5000
Hobilerini. Ve uykularını feda eder. Yani sağlıklarını da etkiler.
05:12
And they live for work, achievement and control.
105
312330
3000
Ve çalışmak için yaşarlar, elde etmek, kontrol etmek için.
05:15
I'm sure that resonates with some of the TEDsters.
106
315330
3000
Eminim bu bazı TEDçilerde de oluyordur.
05:18
(Laughter)
107
318330
2000
(Kahkahalar)
05:20
And it resonated for me. I grew up as a poor kid in the South Bronx ghetto,
108
320330
3000
Bende de oldu. Güney Bronx banliyölerinde Sicilyalı bir ailenin fakir bir çocuğu
05:23
a Sicilian family -- everyone lived in the past and present.
109
323330
3000
olarak yetiştim. Herkes geçmişte ve bugünde yaşıyordu.
05:26
I'm here as a future-oriented person
110
326330
2000
Ben ise gelecek merkezli, sınıfında
05:28
who went over the top, who did all these sacrifices
111
328330
2000
üste çıkan, tüm fedakarlıkları yapan bir olarak buradayım
05:30
because teachers intervened, and made me future oriented.
112
330330
4000
çünkü öğretmenlerim araya girdi, ve beni gelecek merkezli yaptı.
05:34
Told me don't eat that marshmallow,
113
334330
2000
Bana lokumu yemememi söylediler,
05:36
because if you wait you're going to get two of them,
114
336330
2000
çünkü beklersem bu lokumdan iki tane kazanacağım,
05:38
until I learned to balance out.
115
338330
3000
ta ki dengeyi bulana kadar böyleydi.
05:41
I've added present-hedonism, I've added a focus on the past-positive,
116
341330
5000
Şimdiki-hazcılığı ekledim. Geçmişe-olumluluğa odaklanmayı da ekledim.
05:46
so, at 76 years old, I am more energetic than ever, more productive,
117
346330
3000
Ve 76 yaşında, daha önce olmadığım kadar enejiğim, üretkenim,
05:49
and I'm happier than I have ever been.
118
349330
3000
ve hiç olmadığım kadar da mutluyum.
05:52
I just want to say that we are applying this to many world problems:
119
352330
2000
Sadece şunu eklemek istiyorum, bu yöntemi bir çok dünya problemine
05:54
changing the drop-out rates of school kids,
120
354330
2000
uygulayarak okulu bırakanların sayısını değiştiriyoruz,
05:56
combating addictions, enhancing teen health,
121
356330
3000
bağımlılıkla savaşıyoruz, gençliğin sağlığını güçlendiriyoruz,
05:59
curing vets' PTSD with time metaphors -- getting miracle cures --
122
359330
3000
gazilerin travma sonrası depresyonlarını zaman benzetmeleriyle --mucize gibi-- iyileştiriyoruz.
06:02
promoting sustainability and conservation,
123
362330
2000
sürdürülebilirliği ve korunmayı teşvik ediyoruz,
06:04
reducing physical rehabilitation where there is a 50-percent drop out rate,
124
364330
4000
yüzde 50 bırakma oranı olan fiziksel rehabilitasyonu azaltıyoruz,
06:08
altering appeals to suicidal terrorists,
125
368330
2000
intihar teröristliğine başvurmayı kesiyoruz,
06:10
and modifying family conflicts as time-zone clashes.
126
370330
4000
ve zaman-bölgesi çatışmaları sonucunda oluşan aile çatışmalarını düzeltiyoruz.
06:14
So I want to end by saying:
127
374330
2000
Yani şunu diyerek bitirmek istiyorum,
06:16
many of life's puzzles can be solved
128
376330
3000
hayatın bir çok bulmacası sizin ve
06:19
by understanding your time perspective and that of others.
129
379330
3000
başkalarının zaman perspektiflerini anlayarak çözülebilir.
06:22
And the idea is so simple, so obvious,
130
382330
2000
Ve fikir çok basit, çok ortada,
06:24
but I think the consequences are really profound.
131
384330
2000
ama sonuçları bence gerçekten çok derin.
06:26
Thank you so much.
132
386330
2000
Çok teşekkür ediyorum.
06:28
(Applause)
133
388330
1000
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7