A garden in my apartment | Britta Riley

Britta Riley: Dairemde bir bahçe

1,055,004 views ・ 2011-11-26

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Zeynep Duygu Tamer Gözden geçirme: Yasemin Bayraktar
Ben, birçoğunuz gibi
00:16
I, like many of you,
0
16148
1881
Dünya üzerinde şehirlerde yaşayan iki milyar
00:18
am one of the two billion people on Earth who live in cities.
1
18053
6047
kişiden biriyim.
00:24
And there are days -- I don't know about the rest of you --
2
24735
2915
Ve bazı günler -- geri kalanınızı bilmiyorum --
00:27
but there are days when I palpably feel
3
27674
3562
ama bazı günler hayatımda neredeyse
00:31
how much I rely on other people
4
31260
2477
herşey için başkalarına ne kadar çok
00:33
for pretty much everything in my life.
5
33761
2353
güvendiğimi somut olarak hissediyorum.
00:36
And some days, that can even be a little scary.
6
36609
2664
Ve bazı günler, bu biraz da korkutucu olabiliyor.
00:39
But what I'm here to talk to you about today
7
39954
2084
Ama bugün burada, hakkında konuşmak için bulunduğum konu
işte bu dayanışmanın aslında nasıl,
00:42
is how that same interdependence
8
42062
2782
00:44
is actually an extremely powerful social infrastructure
9
44868
4489
açık kaynaklı işbirliği uygularsak, en derin sivil sorunlarımızın
bazılarının iyileşmesine yardım etmesi için
00:49
that we can actually harness
10
49381
1984
00:51
to help heal some of our deepest civic issues,
11
51389
4411
kullanabileceğimiz son derece güçlü
00:55
if we apply open-source collaboration.
12
55824
3717
bir sosyal altyapı olduğu.
Birkaç yıl önce, New York Times yazarı
01:00
A couple of years ago,
13
60248
1344
01:01
I read an article by New York Times writer Michael Pollan,
14
61616
3498
Michael Pollan tarafından yazılmış bir makale okudum.
Pollan bu makalede kendi yiyeceklerimizin bazılarını bile yetiştirmenin,
01:05
in which he argued that growing even some of our own food
15
65138
4099
çevre için yapabileceğimiz
01:09
is one of the best things that we can do for the environment.
16
69261
3170
en iyi şeylerden biri olduğunu savunuyordu.
Bu makaleyi okuduğum zaman,
01:13
Now at the time that I was reading this,
17
73296
1905
kış mevsiminin ortasıydı
01:15
it was the middle of the winter
18
75225
1641
01:16
and I definitely did not have room for a lot of dirt
19
76890
3307
ve New York şehrindeki dairemde kesinlikle
toz toprak için yer yoktu.
01:20
in my New York City apartment.
20
80221
2129
01:22
So I was basically just willing to settle
21
82374
1966
Bu nedenle sadece bir sonraki Wired dergisini
01:24
for just reading the next Wired magazine
22
84364
1946
okumak ve uzmanların bizim için gelecekte
01:26
and finding out how the experts were going to figure out
23
86334
2620
bütün bu sorunları nasıl çözeceklerini öğrenmekle
01:28
how to solve all these problems for us in the future.
24
88978
3076
yetinmeye hazırdım.
Ama aslında Michael Pollan'ın bu makalede
01:32
But that was actually exactly the point
25
92078
2249
01:34
that Michael Pollan was making in this article --
26
94351
2286
savunduğu nokta tam olarak da buydu --
01:36
it's precisely when we hand over
27
96661
2209
tam da bütün bunların sorumluluğunu
01:38
the responsibility for all these things to specialists
28
98894
3242
uzmanlara devrettiğimiz zaman, yiyecek sisteminde
gördüğümüz türlü karışıklıklara
01:42
that we cause the kind of messes that we see with the food system.
29
102160
3714
neden oluyoruz.
01:47
So, I happen to know a little bit from my own work
30
107260
3334
Kendi işimden tesadüfen biraz da olsa, NASA'nın nasıl
01:50
about how NASA has been using hydroponics
31
110618
4255
uzayda yiyecek yetiştirme konusunda araştırmalarında
01:54
to explore growing food in space.
32
114897
2715
hidrofoniği (suda bitki yetiştirme) kullandığını biliyorum.
Ve aslında bitkilerin kök sistemleri üzerinden
01:58
And that you can actually get optimal nutritional yield
33
118144
4415
bir tür yüksek kalite sıvı toprak geçerek
02:02
by running a kind of high-quality liquid soil over plants' root systems.
34
122583
5740
ideal besinsel ürün elde edebilirsiniz.
Şimdi bir sebze bitkisi için,
02:09
Now to a vegetable plant,
35
129191
1585
02:10
my apartment has got to be about as foreign as outer space.
36
130800
4486
benim dairem neredeyse uzay kadar
yabancı bir yer olmalı.
Ama biraz doğal ışık ve yıl boyunca
02:15
But I can offer some natural light
37
135310
2461
02:17
and year-round climate control.
38
137795
2020
iklim kontrolü sunabilirim.
İki yıl sonrasına hızla geçelim:
02:20
Fast-forward two years later:
39
140490
1696
şimdi pencere çiftliklerimiz var,
02:22
we now have window farms,
40
142210
1724
02:23
which are vertical, hydroponic platforms
41
143958
2053
ev içinde yiyecek yetiştirmek için dikey,
hidrofonik platformlar.
02:26
for food-growing indoors.
42
146035
2318
02:28
And the way it works is that there's a pump at the bottom,
43
148884
2755
Ve şöyle işliyor: dibinde bir pompa var ve bu pompa
02:31
which periodically sends this liquid nutrient solution up to the top,
44
151663
3553
belirli aralıklarla bu sıvı besin çözeltisinin bazısını yukarı yolluyor ve sonra
kil peletleri içinde asılı bitkilerin kök sistemlerine
02:35
which then trickles down through plants' root systems
45
155240
2644
02:37
that are suspended in clay pellets --
46
157908
2141
damla damla akıyor --
böylece hiç çamur oluşmuyor.
02:40
so there's no dirt involved.
47
160073
1653
02:42
Now light and temperature vary with each window's microclimate,
48
162567
4707
Işık ve sıcaklık her pencerenin
mikroiklimine göre değişiyor,
bu nedenle bir pencere çiftliğinin
02:47
so a window farm requires a farmer,
49
167298
3758
bir çiftçiye ihtiyacı var,
ve pencere çiftliğine
02:51
and she must decide
50
171080
1497
02:52
what kind of crops she is going to put in her window farm,
51
172601
3735
ne tür ekinler koyacağına ve yiyeceklerini organik bir şekilde
besleyip, beslemeyeceğine karar vermeli.
02:56
and whether she is going to feed her food organically.
52
176360
3909
O zamanlarda, bir pencere çiftliği, bir sürü test gerektirecek
03:00
Back at the time,
53
180293
1151
03:01
a window farm was no more than a technically complex idea
54
181468
3181
teknik olarak karmaşık bir fikirden
03:04
that was going to require a lot of testing.
55
184673
2191
başka birşey değildi.
03:07
And I really wanted it to be an open project,
56
187260
2750
Ve ben gerçekten bunun açık bir proje olmasını istedim
çünkü suda bitki yetiştirme
03:10
because hydroponics
57
190034
1202
03:11
is one of the fastest growing areas of patenting
58
191260
2716
şu an A.B.D.'de patentlemenin hızla büyüyen
alanlarından biri ve muhtemelen
03:14
in the United States right now,
59
194000
1662
03:15
and could possibly become another area like Monsanto,
60
195686
3671
Monsanto gibi, insanların
yiyecekleri üzerinde
03:19
where we have a lot of corporate intellectual property
61
199381
3040
pek çok kurumsal fikri mülkiyetin olduğu başka
03:22
in the way of people's food.
62
202445
2325
alanlardan biri haline gelebilir.
03:25
So I decided that, instead of creating a product,
63
205372
3623
Bu nedenle, bir ürün yaratmak yerine,
yapacağım şeyin
03:29
what I was going to do
64
209019
1167
03:30
was open this up to a whole bunch of codevelopers.
65
210210
3050
bu projeyi bir sürü eş geliştiriciye açmak olduğuna karar verdim.
03:34
The first few systems that we created, they kind of worked.
66
214619
2762
Yarattığımız ilk birkaç sistem az çok başarılı oldu.
03:37
We were actually able to grow about a salad a week
67
217405
2334
Tipik bir New York kenti dairesi penceresinde
03:39
in a typical New York City apartment window.
68
219763
2390
haftada yaklaşık bir salata yetiştirebildik.
Ve kiraz domates ve salatalık, her çeşit şey
03:42
And we were able to grow cherry tomatoes
69
222177
2029
yetiştirebildik.
03:44
and cucumbers, all kinds of stuff.
70
224230
1980
Ama ilk birkaç sistem
03:46
But the first few systems
71
226234
1479
03:47
were these leaky, loud power-guzzlers
72
227737
3531
Martha Stewart'ın kesinlikle asla onaylamayacağı
türden çok enerji harcayan, gürültülü ve sızıntı yapan sistemlerdi.
03:51
that Martha Stewart would definitely never have approved.
73
231292
2758
(Kahkahalar)
03:54
(Laughter)
74
234074
1848
03:55
So to bring on more codevelopers,
75
235946
2385
Daha fazla eş geliştirici getirmek için,
bir sosyal medya sitesi oluşturduk,
03:58
what we did was we created a social media site
76
238355
2902
tasarımları yayınladık,
04:01
on which we published the designs,
77
241281
1945
nasıl çalıştıklarını anlattık
04:03
we explained how they worked,
78
243250
1994
ve hatta bu sistemlerin
04:05
and we even went so far
79
245268
2379
04:07
as to point out everything that was wrong with these systems.
80
247671
3244
tüm hatalı yönlerini belirtecek kadar ileri gittik.
04:10
And then we invited people all over the world
81
250939
2368
Sonra dünyanın heryerinden insanları sistemleri kurmak ve
bizimle deney yapmak için davet ettik.
04:13
to build them and experiment with us.
82
253331
2096
04:16
So actually now on this website,
83
256620
2163
Gerçekten şu an sitede,
04:18
we have 18,000 people.
84
258807
2697
18.000 insan var.
04:21
And we have window farms all over the world.
85
261528
3430
Ve dünyanın her yerinde
pencere çiftliklerimiz var.
04:25
What we're doing is what NASA or a large corporation
86
265701
3772
Yaptığımız şey
NASA ya da büyük bir şirketin
04:29
would call R&D, or research and development.
87
269497
3491
R&D (A&G) ya da araştırma ve geliştirme dedikleri şey.
Ama biz ona R&D-I-Y (A&K-Y),
04:33
But what we call it is R&D-I-Y,
88
273012
2913
04:35
or "research and develop it yourself."
89
275949
2639
ya da araştır ve kendin yap diyoruz.
04:38
(Laughter)
90
278612
1472
Mesela,
04:40
So, for example, Jackson came along
91
280108
2555
Jackson katıldı ve su pompaları yerine
04:42
and suggested that we use air pumps instead of water pumps.
92
282687
3151
hava pompaları kullanmamızı önerdi.
04:45
It took building a whole bunch of systems to get it right,
93
285862
2715
Doğruyu elde etmek için bir sürü sistem kurmak gerekti,
ama doğruyu bulur bulmaz, karbon
04:48
but once we did, we were able to cut our carbon footprint nearly in half.
94
288601
3772
ayakizimizi neredeyse yarıya indirebildik.
Chicago'da Tony, diğer birçok pencere çiftçileri gibi
04:53
Tony in Chicago has been taking on growing experiments,
95
293134
2984
deneyler yetiştirmeye başladı
04:56
like lots of other window farmers,
96
296142
1654
04:57
and he's been able to get his strawberries to fruit
97
297820
2963
sadece organik besinlerini değiştirerek
05:00
for nine months of the year in low-light conditions
98
300807
2759
düşük ışık koşullarında yılın dokuz ayı çileklerinin
05:03
by simply changing out the organic nutrients.
99
303590
2977
meyve vermesini sağlayabildi.
05:07
And window farmers in Finland have been customizing their window farms
100
307541
4374
Ve Finlandiya'daki pencere çiftçileri
Fin kışlarının karanlık günleri için
05:11
for the dark days of the Finnish winters
101
311939
2340
pencere çiftliklerini LED ışıkları ile donatarak
kişiselleştiriyorlar ve bunu açık kaynaklı
05:14
by outfitting them with LED grow lights
102
314303
2077
05:16
that they're now making open source and part of the project.
103
316404
3293
ve projenin bir parçası yapıyorlar.
05:19
So window farms have been evolving
104
319721
2369
Pencere çiftlikleri, yazılıma benzer bir şekilde
hızlı bir sürümleme süreci sayesinde
05:22
through a rapid versioning process similar to software.
105
322114
3290
gelişmekte.
05:25
And with every open source project,
106
325899
2670
Ve her açık kaynaklı proje ile,
05:28
the real benefit is the interplay
107
328593
1714
asıl fayda kendi özel endişelerine
05:30
between the specific concerns of people customizing their systems
108
330331
4439
göre sistemlerini kişiselleştiren
insanların belirli endişeleri ile
05:34
for their own particular concerns,
109
334794
1819
evrensel endişeler arasındaki
05:36
and the universal concerns.
110
336637
2048
etkileşim.
05:38
So my core team and I
111
338709
1933
Yani çekirdek takımım ve ben
05:40
are able to concentrate on the improvements
112
340666
2550
gerçekten herkese fayda sağlayan gelişmeler
üzerinde odaklanabiliyoruz.
05:43
that really benefit everyone.
113
343240
2244
05:45
And we're able to look out for the needs of newcomers.
114
345508
3219
Ve yeni gelenlerin ihtiyaçlarına dikkat edebiliyoruz.
05:48
So for do-it-yourselfers,
115
348751
1730
Böylece kendi yapanlar için
05:50
we provide free, very well-tested instructions
116
350505
4122
ücretsiz, çok iyi test edilmiş talimatlar sunuyoruz
05:54
so that anyone, anywhere around the world,
117
354651
2085
böylece herkes, dünyanın her yerinde,
05:56
can build one of these systems for free.
118
356760
2149
bu sistemlerden birini ücretsiz inşa edebilir.
05:58
And there's a patent pending on these systems as well
119
358933
2722
Ve bu sistemler için topluluğun elinde tuttuğu
06:01
that's held by the community.
120
361679
1767
askıda olan bir patent de var.
06:03
And to fund the project,
121
363470
1904
Projeye yatırım sağlamak için,
06:05
we partner to create products
122
365398
2302
çeşitli ürünler yaratıyoruz,
06:07
that we then sell to schools and to individuals
123
367724
2877
ve sonra kendi sistemlerini kuracak vakti olmayan
06:10
who don't have time to build their own systems.
124
370625
2498
insanlara ve okullara satıyoruz.
06:13
Now within our community, a certain culture has appeared.
125
373996
3465
Şimdi topluluğumuz içinde,
belli bir kültür ortaya çıktı.
06:17
In our culture, it is better to be a tester
126
377485
2713
Bizim kültürümüzde, başkasının fikrini
destekleyen bir test edici olmak,
06:20
who supports someone else's idea
127
380222
2269
06:22
than it is to be just the idea guy.
128
382515
2388
sadece fikir adamı olmaktan daha iyi.
06:25
What we get out of this project is support for our own work,
129
385709
4128
Bu projeden elde ettiğimiz şey
kendi çalışmamız için destek almamızın yanısıra
06:29
as well as an experience of actually contributing
130
389861
3921
çevre hareketine gerçekten sadece yeni bir ampul
06:33
to the environmental movement
131
393806
2126
takmaktan başka bir şekilde
06:35
in a way other than just screwing in new light bulbs.
132
395956
2927
katkıda bulunmanın deneyimini kazanmamız.
Ama bence Eileen bundan ne kazandığımızı
06:39
But I think that Eleen expresses best
133
399415
2647
en iyi şekilde anlatıyor,
06:42
what we really get out of this,
134
402086
1477
06:43
which is the actual joy of collaboration.
135
403587
2835
ve bu da işbirliğinin gerçek keyfi.
06:46
So she expresses here what it's like
136
406946
2290
Dünyanın öteki ucundaki birinin
06:49
to see someone halfway across the world
137
409260
2477
fikrinizi alıp, geliştirmesi ve sonra
06:51
having taken your idea, built upon it
138
411761
2302
katkıda bulunduğunuz için size
teşekkür etmesinin nasıl birşey olduğunu burada ifade ediyor.
06:54
and then acknowledging you for contributing.
139
414087
2149
06:56
If we really want to see the kind of wide consumer behavior change
140
416800
3907
Eğer çevreciler ve yemek insanları olarak hepimizin hakkında konuştuğu
07:00
that we're all talking about as environmentalists and food people,
141
420731
3655
türde geniş tüketici davranışının
değişimini gerçekten görmek istiyorsak,
07:04
maybe we just need to ditch the term "consumer"
142
424410
2385
belki de sadece "tüketici" kelimesinden kurtulmamız
07:06
and get behind the people who are doing stuff.
143
426819
2816
ve birşeyler yapan insanları deskteklememiz gerekiyor.
07:10
Open source projects tend to have a momentum of their own.
144
430639
3172
Açık kaynaklı projelerin kendine has bir ivmesi oluyor.
07:13
And what we're seeing is that R&D-I-Y
145
433835
2040
Ve Araştır & Kendin Yap yalnızca
07:15
has moved beyond just window farms and LEDs
146
435899
3779
pencere çiftlikleri ve LEDlerin ötesine geçerek,
07:19
into solar panels and aquaponic systems.
147
439702
3428
solar panellere ve topraksız sistemlere doğru ilerledi.
07:23
And we're building upon innovations of generations who went before us.
148
443893
3918
Ve bizden önce giden nesillerin
yenilikleri üzerine inşa ediyoruz.
07:27
And we're looking ahead at generations
149
447835
1814
Ve yaşamımızı şimdi yenilememize
07:29
who really need us to retool our lives now.
150
449673
2920
gerçeken ihtiyacı olan nesillere bakıyoruz.
07:33
So we ask that you join us
151
453675
1765
Bu nedenle sizden istediğimiz şey
07:35
in rediscovering the value of citizens united,
152
455464
4326
birleşik vatandaşların değerini
tekrar keşfetmek,
07:39
and to declare that we are all still pioneers.
153
459814
3796
ve hepimizin hala
birer öncü olduğumuzu ilan etmek.
07:44
(Applause)
154
464530
2928
(Alkışlar)

Original video on YouTube.com
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7