What hallucination reveals about our minds | Oliver Sacks

Oliver Sacks: Halüsinasyonun zihnimizle ilgili ortaya çıkardıkları

5,921,091 views

2009-09-18 ・ TED


New videos

What hallucination reveals about our minds | Oliver Sacks

Oliver Sacks: Halüsinasyonun zihnimizle ilgili ortaya çıkardıkları

5,921,091 views ・ 2009-09-18

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Gonca Boluk Gözden geçirme: Esen Kılıç
00:12
We see with the eyes,
0
12985
1960
Gözlerle görürüz.
00:14
but we see with the brain as well.
1
14969
2445
Fakat aynı zamanda beyinle de görürüz.
00:18
And seeing with the brain is often called imagination.
2
18160
3839
Ve beyinle görme çoğunlukla hayal gücü olarak adlandırılır.
Ve bizler kendi hayal gücümüzün, içsel dünyamızın manzaralarına
00:23
And we are familiar with the landscapes of our own imagination,
3
23142
4183
00:27
our inscapes.
4
27349
1370
alışkınız. Bütün hayatımız boyunca onlarla yaşamışızdır.
00:28
We've lived with them all our lives.
5
28743
2000
00:31
But there are also hallucinations as well.
6
31466
3493
Fakat bir de halüsinasyonlar var.
00:35
And hallucinations are completely different.
7
35492
2644
Ve halüsinasyonlar tamamen farklı.
00:38
They don't seem to be of our creation.
8
38160
2110
Bizim ürünümüz değillmiş gibilerdir.
00:40
They don't seem to be under control.
9
40294
2040
Bizim kontrolümüzde değilmiş gibilerdir.
00:42
They seem to come from the outside and to mimic perception.
10
42358
4290
Dışardan gelmiş gibi görünürler,
algıyı taklit ederler.
00:47
So I am going to be talking about hallucinations
11
47120
4071
Evet ben de halüsinasyonlar hakkında konuşacağım.
00:51
and a particular sort of visual hallucination,
12
51215
3111
Ve hastalarım arasında gördüğüm bir çeşit
00:55
which I see among my patients.
13
55818
3047
görsel halüsinasyondan bahsedeceğim.
01:00
A few months ago, I got a phone call from a nursing home where I work.
14
60754
5412
Birkaç ay önce bir telefon geldi
çalıştığım yerdeki bakımevlerinden birinden.
01:06
They told me that one of their residents, an old lady in her 90s,
15
66656
4733
Dediklerine göre, 90 yaşlarındaki bayan misafirlerden biri
01:11
was seeing things,
16
71413
1490
birşeyler görüyormuş.
01:13
and they wondered if she'd gone bonkers
17
73762
2686
Delirdiğini düşünmüşler.
01:16
or, because she was an old lady,
18
76472
1546
Veya yaşlı olduğu için
01:18
whether she'd had a stroke, or whether she had Alzheimer's.
19
78042
3288
inme geçirdiğini veya Alzheimer olduğunu düşünmüşler.
01:21
And so they asked me if I would come and see Rosalie,
20
81354
4181
Bu yüzden bana, gidip yaşlı hastayı, Rosalie'yi
01:26
the old lady.
21
86638
1222
görüp göremeyeceğimi sordular.
01:28
I went in to see her.
22
88487
1649
Onu görmeye gittim.
01:30
It was evident straightaway that she was perfectly sane
23
90518
4590
Çok açıkça belliydi ki,
bu misafir gayet aklı başında,
01:35
and lucid and of good intelligence,
24
95132
3792
anlaşılır ve akıllı idi.
01:38
but she'd been very startled and very bewildered,
25
98948
3365
Fakat çok korkmuş ve şaşırmıştı
01:42
because she'd been seeing things.
26
102337
2010
çünkü birşeyler görüyordu.
01:45
And she told me -- the nurses hadn't mentioned this --
27
105832
4304
Ve bana dedi ki --
hemşireler bunu belirtmemişlerdi --
01:50
that she was blind,
28
110160
2276
kör olduğunu,
01:52
that she had been completely blind from macular degeneration for five years.
29
112460
4821
beş yıldır, makula dejenerasyonu nedeniyle tamamen kör olduğunu söyledi.
01:57
But now, for the last few days, she'd been seeing things.
30
117305
3550
Fakat şimdi, son birkaç gündür, birşeyler görüyormuş.
02:00
So I said, "What sort of things?"
31
120879
1997
Ben de dedim ki, "Ne gibi şeyler?"
02:02
And she said, "People in Eastern dress,
32
122900
3717
Ve dedi ki, "Doğulu kıyafetler giymiş insanlar,
02:06
in drapes, walking up and down stairs.
33
126641
2994
kalın kumaşlar içinde, merdivenlerden inip çıkıyorlar.
02:10
A man who turns towards me and smiles,
34
130450
3159
Bir adam bana doğru dönüyor ve gülüyor.
02:13
but he has huge teeth on one side of his mouth.
35
133633
3339
Fakat ağzının bir tarafında çok büyük dişleri var.
02:17
Animals too.
36
137670
1335
Hayvanlar da var.
02:19
I see a white building. It's snowing, a soft snow.
37
139757
3008
Beyaz bir bina görüyorum. Kar yağıyor, yumuşak bir kar.
02:22
I see this horse with a harness, dragging the snow away.
38
142789
3985
Bu atı görüyorum, koşum takımıyla, karı öteye sürüklüyor.
02:27
Then, one night, the scene changes.
39
147687
3275
Sonra bir gece sahne değişiyor.
02:30
I see cats and dogs walking towards me.
40
150986
2554
Bana doğru gelen kedi ve köpekler görüyorum.
02:33
They come to a certain point and then stop.
41
153564
2634
Belli bir noktaya geliyor ve duruyorlar.
02:36
Then it changes again.
42
156730
1563
Sonra yeniden değişiyor.
02:38
I see a lot of children. They're walking up and down stairs.
43
158317
3122
Bir sürü çocuk görüyorum. Merdivenlerden inip çıkıyorlar.
02:41
They wear bright colors, rose and blue,
44
161463
2937
Parlak renkler giyiyorlar, pembe ve mavi,
02:44
like Eastern dress."
45
164424
1590
Doğulu elbiseler gibi."
02:47
Sometimes, she said, before the people come on,
46
167017
3577
Bazen, insanlar belirmeden önce,
02:50
she may hallucinate pink and blue squares on the floor,
47
170618
3518
yerden tavana doğru çıkan pembe ve mavi kareler
02:54
which seem to go up to the ceiling.
48
174160
1888
gördüğünü de söyledi.
02:57
I said, "Is this like a dream?"
49
177016
4598
"Rüya gibi mi?" diye sordum.
03:01
And she said, "No, it's not like a dream. It's like a movie."
50
181638
3359
"Hayır rüya gibi değil, film gibi" diye cevap verdi.
"Rengi var, hareket var.
03:05
She said, "It's got color. It's got motion.
51
185021
2639
03:07
But it's completely silent, like a silent movie."
52
187684
3452
Fakat tamamen sessiz, sessiz bir film gibi." dedi.
03:11
And she said it's a rather boring movie.
53
191160
2254
Ve bunun oldukça da sıkıcı bir film olduğunu söyledi.
03:13
(Laughter)
54
193438
1001
"Bu Doğulu elbiseler içindeki insanlar
03:14
She said, "All these people with Eastern dress,
55
194463
2205
03:16
walking up and down, very repetitive, very limited."
56
196692
3994
sürekli şekilde aşağı yukarı yürüyorlar."
03:20
(Laughter)
57
200710
1402
(Gülüşmeler)
03:22
And she had a sense of humor.
58
202136
2771
Espri anlayışı vardı.
03:24
She knew it was a hallucination, but she was frightened.
59
204931
3302
Bunun bir halüsinasyon olduğunu biliyordu.
Fakat korkmuştu. 95 yıl yaşamıştı
03:28
She had lived 95 years,
60
208257
1364
03:29
and she'd never had a hallucination before.
61
209645
2277
ve daha önce hiç halüsinasyon yaşamamıştı.
03:32
She said that the hallucinations were unrelated to anything she was thinking
62
212407
5056
Dediğine göre halüsinasyonları alakasızdı
yaptığı veya hissettiği hiçbirşeyle ilgili değildi.
03:37
or feeling or doing,
63
217487
2594
Kendiliğinden geliyor, kendiliğinden kayboluyorlardı.
03:40
that they seemed to come on by themselves, or disappear.
64
220105
3767
03:43
She had no control over them.
65
223896
2200
Onlar üzerinde bir kontrolü yoktu.
Söylediğine göre
03:46
She said she didn't recognize any of the people or places
66
226120
3518
halüsinasyondaki o insanların veya yerlerin
03:49
in the hallucinations,
67
229662
1746
hiçbirini tanımıyordu.
03:51
and none of the people or the animals --
68
231432
2249
Ve bu insanların veya hayvanların hiçbiri
03:53
well, they all seemed oblivious of her.
69
233705
2805
onunla ilgili görünmüyordu.
03:57
And she didn't know what was going on.
70
237383
2017
Ve ne olup bittiğini bilmiyordu.
03:59
She wondered if she was going mad or losing her mind.
71
239424
3932
Delirip delirmediğini merak ediyordu,
veya aklını kaçırdığını.
04:03
Well, I examined her carefully.
72
243380
2509
Onu dikkatlice muayene ettim.
04:05
She was a bright old lady,
73
245913
2389
Parlak bir yaşlı kadındı.
Gayet aklı başında. Hiçbir medikal sorunu yoktu.
04:08
perfectly sane.
74
248326
1341
04:09
She had no medical problems.
75
249691
1910
04:11
She wasn't on any medications which could produce hallucinations.
76
251625
3596
Halüsinasyona neden olabilecek herhangi bir ilaç kullanmıyordu.
04:15
But she was blind.
77
255245
1481
Fakat kördü.
04:17
And I then said to her, "I think I know what you have."
78
257817
3803
Ve sonra ona dedim ki,
"Neyiniz olduğunu biliyorum."
04:21
I said, "There is a special form of visual hallucination
79
261644
3617
Dedim ki, "Görsel halüsinasyonun özel bir çeşidi vardır
04:25
which may go with deteriorating vision or blindness.
80
265285
3952
görüntülerin bozulması veya körlükle beraber seyreder."
04:29
This was originally described," I said,
81
269800
2217
Dedim ki "Bu daha önceden açıklanmıştı"
04:32
"right back in the 18th century,
82
272041
2222
"18. yüzyılda,
04:34
by a man called Charles Bonnet.
83
274287
2955
Charles Bonnet adında bir adam tarafından.
04:37
And you have Charles Bonnet syndrome.
84
277266
2847
Ve sizde de Charles Bonnet sendromu var.
04:40
There's nothing wrong with your brain. There's nothing wrong with your mind.
85
280137
3660
Beyninizle ilgili herhangi bir sorun yok. Zihninizle ilgili bir sorun yok.
Sizde Charles Bonnet sendromu var."
04:43
You have Charles Bonnet syndrome."
86
283821
1832
04:45
And she was very relieved at this,
87
285677
2825
Ciddi ve merak edilecek birşeyi
04:48
that there was nothing seriously the matter,
88
288526
2746
olmadığını öğrenince çok rahatlamıştı.
04:51
and also rather curious.
89
291296
3467
birazda meraklandı.
04:54
She said, "Who is this Charles Bonnet?"
90
294787
2983
Dedi ki, "Bu Charles Bonnet kimdir?"
04:57
She said, "Did he have them himself?"
91
297794
1973
"Onda da oluyor muymuş?"
05:00
And she said, "Tell all the nurses that I have Charles Bonnet syndrome."
92
300267
5472
Ve dedi ki, "Bütün hemşirelere söyleyin
bende Charles Bonnet sendromu var."
05:05
(Laughter)
93
305763
1500
(Gülüşmeler)
05:07
"I'm not crazy. I'm not demented. I have Charles Bonnet syndrome."
94
307287
4037
"Ben deli değilim. Bunak değilim. Bende Charles Bonnet sendromu var."
05:12
Well, so, I did tell the nurses.
95
312160
2101
Ben de hemşirelere söyledim tabi.
05:14
Now this, for me, is a common situation.
96
314285
2851
Şimdi bu benim için olağan bir durum.
05:17
I work in old-age homes, largely.
97
317160
2746
Ben çoğunlukla ileri yaş bakımevlerinde çalışıyorum.
05:19
I see a lot of elderly people
98
319930
2167
Birçok duyma ve görme engelli
yaşlı insan görüyorum.
05:22
who are hearing-impaired or visually impaired.
99
322121
2957
05:25
About 10 percent of the hearing-impaired people
100
325102
2652
Duyma engelli insanların yaklaşık yüzde 10'u
05:27
get musical hallucinations.
101
327778
2570
müzik halüsinasyonlarına sahip.
05:30
And about 10 percent of the visually impaired people
102
330372
2981
Görme engelli insanların ise yaklaşık yüzde 10'u
05:33
get visual hallucinations.
103
333377
1897
görsel halüsinasyonlara sahip.
05:35
You don't have to be completely blind,
104
335298
2261
Tamamen kör olmanıza gerek yok,
05:37
only sufficiently impaired.
105
337583
2270
sadece belli derecede engelli olmanız yeterli.
05:39
Now, with the original description in the 18th century,
106
339877
3887
18. yüzyılda yapılan orijinal açıklamayla ilgili olarak,
05:43
Charles Bonnet did not have them.
107
343788
1815
Charles Bonnet halüsinasyon görmüyordu.
05:45
His grandfather had these hallucinations.
108
345627
2742
Büyükbabasının halüsinasyonları vardı.
05:48
His grandfather was a magistrate, an elderly man.
109
348393
3340
Büyükbabası yaşlı bir yargıç idi.
05:51
He'd had cataract surgery.
110
351757
2233
Katarakt ameliyatı geçirmişti.
05:54
His vision was pretty poor.
111
354014
2251
Görmesi oldukça zayıftı.
05:56
And in 1759, he described to his grandson
112
356289
5165
Ve 1759'da torununa
06:01
various things he was seeing.
113
361478
2317
gördüğü birçok şeyi anlattı.
06:03
The first thing he said was he saw a handkerchief in midair.
114
363819
3448
Gördüğü ilk şey,
havada asılı duran bir mendildi.
06:07
It was a large blue handkerchief with four orange circles.
115
367291
3845
Bu üzerinde dört turuncu daire bulunan
büyük mavi bir mendildi.
06:11
And he knew it was a hallucination.
116
371616
2371
Ve bunun bir halüsinasyon olduğunu biliyordu.
06:14
You don't have handkerchiefs in midair.
117
374011
2363
Havada duran mendiliniz yoktur.
06:16
And then he saw a big wheel in midair.
118
376398
3287
Ve sonra havada duran büyük bir tekerlek gördü.
06:20
But sometimes he wasn't sure whether he was hallucinating or not,
119
380487
4950
Fakat bazen halüsinasyon görüp görmediğinden emin olamıyordu.
06:25
because the hallucinations would fit in the context of the visions.
120
385461
3675
Çünkü halüsinasyonlar
gerçeğe çok yakındırlar.
06:29
So on one occasion, when his granddaughters were visiting them,
121
389160
3821
Sonra bir keresinde, kız torunları kendisini ziyaret ederken,
dedi ki, "Bu yanınızdaki genç ve yakışıklı adamlar kim?"
06:33
he said, "And who are these handsome young men with you?"
122
393005
3143
06:36
(Laughter)
123
396172
1015
06:37
And they said, "Alas, Grandpapa, there are no handsome young men."
124
397211
4634
Onlar da, "Ama büyükbaba yanımızda yakışıklı genç adamlar yok ki."
06:41
And then the handsome young men disappeared.
125
401869
2393
Sonra bu yakışıklı genç adamlar kayboluverdiler.
06:45
It's typical of these hallucinations
126
405619
2517
Bu halüsinasyonların çok tipik bir özelliğidir
06:48
that they may come in a flash and disappear in a flash.
127
408160
2976
Bir anda belirirler ve bir anda kaybolurlar.
06:51
They don't usually fade in and out.
128
411160
2568
Genelde yavaş yavaş belirip kaybolmazlar.
06:53
They are rather sudden, and they change suddenly.
129
413752
3343
Daha çok anidirler. Ve birden değişirler.
Charles Lullin, büyükbaba,
06:57
Charles Lullin, the grandfather,
130
417119
2017
06:59
saw hundreds of different figures,
131
419160
2976
yüzlerce farklı figür,
07:02
different landscapes of all sorts.
132
422160
2611
her çeşitten değişik manzaralar gördü.
07:04
On one occasion, he saw a man in a bathrobe smoking a pipe,
133
424795
3813
Bir keresinde de bornozlu bir adamın pipo içtiğini görmüştü,
07:08
and realized it was himself.
134
428632
2072
ve bunun kendisi olduğunu farketti.
07:11
That was the only figure he recognized.
135
431466
2670
Bu tanıdığı tek figürdü.
07:14
On one occasion, when he was walking in the streets of Paris,
136
434854
3282
Bir keresinde de Paris sokaklarında yürürken,
07:18
he saw -- this was real -- a scaffolding.
137
438160
3039
-- bu gerçekti-- inşaat iskelesi gördü.
07:21
But when he got back home, he saw a miniature of the scaffolding,
138
441223
3514
Fakat eve döndüğünde, çalışma masasının üstünde
07:24
six inches high,
139
444761
1726
iskelenin 15 santim boyunda bir minyatürünü gördü.
07:26
on his study table.
140
446511
1768
07:28
This repetition of perception is sometimes called "palinopsia."
141
448303
4832
Bu algının tekrarlanması
bazen palinopsi olarak adlandırılır.
Onda ve Rosalie'de
07:34
With him and with Rosalie,
142
454605
3927
07:38
what seems to be going on --
143
458556
1580
olan şey bu gibi görünüyor --
07:40
and Rosalie said, "What's going on?" --
144
460160
2148
Rosalie dedi ki, "Neler oluyor?"--
07:42
and I said that as you lose vision,
145
462332
2804
ben de dedim ki, görme duyunu kaybettikçe,
07:45
as the visual parts of the brain are no longer getting any input,
146
465160
3048
beyninin görme ile ilgili yerleri artık hiçbir sinyal almadığı için,
07:48
they become hyperactive and excitable,
147
468232
3082
hiperaktif ve kolayca uyarılır hale geliyorlar.
07:51
and they start to fire spontaneously.
148
471338
2701
Ve birdenbire ateşlemeye başlıyorlar.
Ve sen de birşeyler görmeye başlıyorsun.
07:54
And you start to see things.
149
474063
2150
07:56
The things you see can be very complicated indeed.
150
476237
4530
Aslında gördüğünüz şeyler çok karmaşık olabilir.
Başka bir hastam da,
08:00
With another patient of mine who also had some vision,
151
480791
5050
(halen Charles Lullin gibi), bazı görüntüler görüyordu.
Gördüğü şeyler rahatsız edici olabilirdi.
08:06
the visions she had could be disturbing.
152
486989
2536
08:09
On one occasion, she said she saw a man in a striped shirt in a restaurant.
153
489549
5587
Bir keresinde dediğine göre
restaronda çizgili tişörtlü bir adam görmüş.
08:15
And he turned round,
154
495160
1296
Kendi etrafında dönmüş. Ve sonra
08:16
and then he divided into six figures in striped shirts,
155
496480
4103
altı tane çizgili tişörtlü eş parçaya bölünmüş.
08:20
who started walking towards her.
156
500607
2410
Ve ona doğru yürümeye başlamışlar.
08:23
And then the six figures came together, like a concertina.
157
503041
3409
sonra altı parça akordeon gibi tekrar birleşmişler.
08:26
Once, when she was driving,
158
506474
1722
Bir keresinde, araba kullanırken,
08:28
or rather, her husband was driving,
159
508220
1916
galiba kocası kullanırken,
08:30
the road divided into four
160
510160
2292
yol dörde bölünmüş.
08:32
and she felt herself going simultaneously up four roads.
161
512476
3876
Ve aynı anda bu dört yolda birden gittiğini hissetmiş.
Hareketli birçok halüsinasyonu da vardı.
08:37
She had very mobile hallucinations as well.
162
517019
4791
08:41
A lot of them had to do with a car.
163
521834
2170
Bunların birçoğu arabalı idi.
08:44
Sometimes she would see a teenage boy sitting on the hood of the car.
164
524028
4830
Bazen arabanın kaputunda oturan
genç bir oğlan çocuğu görürdü.
08:48
He was very tenacious,
165
528882
1497
Çocuk çok güçlü idi ve araba dönünce
08:50
and he moved rather gracefully when the car turned.
166
530403
3300
o da nazikçe hareket ederdi.
08:53
And then when they came to a stop,
167
533727
2409
Ve durduklarında,
08:56
the boy would do a sudden vertical takeoff, 100 foot in the air,
168
536160
3537
genç çocuk birden dikey bir kalkış yapar, 30 metre yükselir
08:59
and then disappear.
169
539721
1412
ve birden kaybolurdu.
09:02
Another patient of mine had a different sort of hallucination.
170
542537
4599
Başka bir hastamın daha değişik bir halüsinasyonu vardı.
09:07
This was a woman who didn't have trouble with her eyes
171
547160
2887
Bu gözleri ile bir sorunu olmayan bir kadındı
09:10
but the visual parts of her brain,
172
550071
2065
fakat beyninin görme bölgeleri ile ilgili sorunu vardı.
09:12
a little tumor in the occipital cortex.
173
552160
3658
Oksipital kortekste küçük bir tümör vardı.
09:15
And, above all, she would see cartoons.
174
555842
3781
Bunların ötesinde bu kadın karikatürler görüyordu.
09:20
And these cartoons would be transparent,
175
560448
4507
Bu karikatürler transparandı
09:24
and would cover half the visual field, like a screen.
176
564979
3963
ve bir ekran gibi görüntünün yarısını kapatıyordu.
09:28
And especially, she saw cartoons of Kermit the Frog.
177
568966
4779
özellikle kurbağa Kermit'in karikatürlerini görüyordu.
09:33
(Laughter)
178
573769
1452
(Gülüşmeler)
09:35
Now, I don't watch Sesame Street,
179
575245
4706
Ben Susam Sokağı'nı izlemiyorum.
Fakat şuna vurgu yaptı,
09:39
but she made a point of saying,
180
579975
1771
09:41
"Why Kermit?" she said, "Kermit the Frog means nothing to me."
181
581770
3366
"Neden Kermit?" dedi, "Kurbağa Kermit bana hiçbir şey ifade etmiyor.
09:45
You know, I was wondering about Freudian determinants: Why Kermit?
182
585160
5111
Biliyorsunuz, Freudyen etkenlere meraklıyımdır.
Neden Kermit?
09:50
"Kermit the Frog means nothing to me."
183
590295
2365
"Kurbağa Kermit bana hiçbir şey ifade etmiyor."
09:52
She didn't mind the cartoons too much.
184
592684
2182
Karikatürlerle pek alakası yoktu.
09:54
But what did disturb her
185
594890
1588
Fakat onu endişelendiren sürekli
09:56
was she got very persistent images or hallucinations of faces,
186
596502
4570
yüz şekilleri veya halüsinasyonları görüyor olmasıydı.
10:01
and as with Rosalie, the faces were often deformed,
187
601096
3487
Rosalie gibi yüzler çoğunlukla deforme olmuş,
10:04
with very large teeth or very large eyes.
188
604607
3138
büyük dişli veya çok büyük gözlü oluyorlardı.
10:08
And these frightened her.
189
608160
2254
Ve bunlar onu korkutuyordu.
10:11
Well, what is going on with these people?
190
611422
3778
Peki, bu insanlara ne oluyordu?
10:15
As a physician, I have to try and define what's going on
191
615224
3614
Bir doktor olarak, ne olduğunu araştırıp,
10:18
and to reassure people,
192
618862
1706
bulup ve insanlara güven vermeliyim.
10:20
especially to reassure them that they're not going insane.
193
620592
3544
Özellikle onlara delirmedikleri konusunda güvence vermeliyim.
Daha önce söylediğim gibi görme engelli insanların
10:25
Something like 10 percent, as I said,
194
625179
2225
10:27
of visually impaired people get these.
195
627428
2953
yaklaşık yüzde 10'u bu durumda.
10:30
But no more than one percent of the people acknowledge them,
196
630405
3731
Fakat ancak yüzde biri halüsinasyon gördüğünü kabul eder.
10:34
because they are afraid they will be seen as insane or something.
197
634160
3356
Çünkü deli olarak görüleceklerinden korkarlar veya başka birşey.
10:37
And if they do mention them to their own doctors,
198
637540
2448
Ve eğer kendi doktorlarına bahsederlerse
yanlış teşhis edilebilirler.
10:40
they may be misdiagnosed.
199
640012
1855
10:42
In particular, the notion is that if you see things or hear things,
200
642240
3516
Özellikle, nosyon şudur,
eğer siz birşeyler görüyor veya duyuyorsanız, deliriyorsunuz demektir.
10:45
you're going mad.
201
645780
1226
10:47
But the psychotic hallucinations are quite different.
202
647030
3025
Fakat psikotik halüsinasyonlar oldukça faklıdır.
10:50
Psychotic hallucinations, whether they are visual or vocal,
203
650079
3199
Psikotik halüsinasyonlar, ister görsel ister işitsel olsun,
10:53
they address you.
204
653302
1176
sizi işaret ederler. Sizi itham ederler.
10:54
They accuse you, they seduce you, they humiliate you, they jeer at you.
205
654502
4710
Sizi baştan çıkartırlar. Sizi aşağılarlar.
Sizinle alay ederler.
11:00
You interact with them.
206
660232
1585
Onlarla etkileşim halindesinizdir.
11:02
There is none of this quality of being addressed
207
662803
2971
Charles Bonnet halüsinasyonlarında
11:05
with these Charles Bonnet hallucinations.
208
665798
2461
bu tip bir etkileşim yoktur.
11:08
There is a film. You're seeing a film which has nothing to do with you --
209
668283
4603
Bir film var. Sizinle hiçbir ilgisi olmayan bir film izliyorsunuz.
11:12
or that's how people think about it.
210
672910
2542
Veya insanlar böyle düşünüyor.
11:15
There is also a rare thing called temporal lobe epilepsy,
211
675888
3809
Nadir de olsa rastlanan temporal lob epilepsisi denilen bir durum var.
11:19
and sometimes, if one has this,
212
679721
2415
Ve bazen buna sahip biri,
11:22
one may feel oneself transported back to a time and place in the past.
213
682160
5025
kendini geçmişte bir zaman
ve mekana gitmiş bulabilir.
11:27
You're at a particular road junction.
214
687209
2469
Kısmi de olsa bir yol kavşağındasınız.
11:29
You smell chestnuts roasting.
215
689702
2027
Kestane kebap kokusu alırsınız.
11:31
You hear the traffic. All the senses are involved.
216
691753
3246
Trafiği duyarsınız. Bütün duyular iş başındadır.
Ve siz kadınınızı bekliyorsunuzdur.
11:35
And you're waiting for your girl.
217
695023
1710
11:36
And it's that Tuesday evening back in 1982.
218
696757
4189
Ve bu 1982 yılında bir Salı akşamıdır.
11:40
The temporal lobe hallucinations are all sense hallucinations,
219
700970
3898
Temporal lob halüsinasyonları
çoklu algılı halüsinasyonlardır.
11:44
full of feeling, full of familiarity,
220
704892
2537
Hislerle dolu, aşinalık hissettiğiniz
11:47
located in space and time,
221
707453
2067
belli bir zamanda ve ortamda geçen,
11:49
coherent, dramatic.
222
709544
1704
uyumlu ve dramatik.
11:51
The Charles Bonnet ones are quite different.
223
711882
2254
Charles Bonnetli olanlar biraz daha farklıdır.
11:54
In the Charles Bonnet hallucinations, you have all sorts of levels,
224
714676
5331
Charles Bonnet halüsinasyonlarında,
tüm aşamaları yaşarsınız,
12:00
from the geometrical hallucinations --
225
720031
2105
geometrik halüsinasyonlardan,
12:02
the pink and blue squares the woman had --
226
722160
3264
pembe ve mavi kareler gören kadın gibi,
12:05
up to quite elaborate hallucinations
227
725448
4447
gayet detaylı halüsinasyonlara kadar,
12:09
with figures and especially faces.
228
729919
2681
figür ve özellikle yüzlerin olduğu halüsinasyonlar gibi.
12:12
Faces, and sometimes deformed faces,
229
732624
3112
Yüzler ve bazen deforme olmuş yüzler,
12:15
are the single commonest thing in these hallucinations.
230
735760
4438
bu tip halüsinasyonlarda,
tek ortak noktadır.
12:20
And one of the second commonest is cartoons.
231
740222
2914
İkinci ortak nokta karikatürlerdir.
12:23
So, what is going on?
232
743564
2836
Peki, ne oluyor?
12:26
Fascinatingly, in the last few years,
233
746424
1991
Şaşırtıcı bir şekilde, geçen birkaç yılda,
12:28
it's been possible to do functional brain imagery,
234
748439
3919
fonksiyonel beyin görüntülemesi yapmak ve
12:32
to do fMRI on people as they are hallucinating,
235
752382
4753
halüsinasyon görürken insanlara fMRI yapmak mümkün.
Açıkçası, halüsinasyon gören insanlarda
12:37
and, in fact, to find that different parts of the visual brain are activated
236
757159
6165
beynin görme bölgesinin değişik bölümlerinin
12:43
as they are hallucinating.
237
763348
1836
aktive olduğunu görmek mümkün.
12:45
When people have these simple, geometrical hallucinations,
238
765208
3350
İnsanlar bu basit geometrik halüsinasyonları görünce,
12:48
the primary visual cortex is activated.
239
768582
3554
primer görsel korteks aktive oluyor.
12:52
This is the part of the brain which perceives edges and patterns.
240
772160
3736
Bu beynin kenarları ve şekilleri algılayan bölgesidir.
12:55
You don't form images with your primary visual cortex.
241
775920
4008
Görüntüleri primer görsel korteks ile oluşturmazsınız.
12:59
When images are formed,
242
779952
2322
Görüntüler oluşunca,
13:02
a higher part of the visual cortex is involved, in the temporal lobe.
243
782298
5587
görsel korteksin daha üst bir kısmı
temporal loba bağlanır.
Temporal lobun bir bölgesi
13:07
And in particular, one area of the temporal lobe
244
787909
3069
13:11
is called the fusiform gyrus.
245
791002
2849
fusiform gyrus adını taşıyor.
13:13
And it's known that if people have damage in the fusiform gyrus,
246
793875
3647
Ve eğer fusiform gyrus hasar görürse,
13:17
they may lose the ability to recognize faces.
247
797546
3409
insanın yüzleri tanıma yeteneğini kaybettiği biliniyor.
13:21
But if there's an abnormal activity in the fusiform gyrus,
248
801693
3572
Fakat eğer fusiform gyrus'ta anormal bir aktivite olursa,
13:25
they may hallucinate faces,
249
805289
2158
yüzlerle ilgili halüsinasyon görülür.
13:27
and this is exactly what you find in some of these people.
250
807471
3202
Ve bu tam olarak bu insanların bir kısmında rastladığımız durum.
13:30
There is an area in the anterior part of this gyrus
251
810697
4183
Bu gyrus'un ön tarafında bir bölge var
13:34
where teeth and eyes are represented,
252
814904
4232
burada dişler ve gözler temsil ediliyor.
13:39
and that part of the gyrus is activated
253
819160
3612
İnsanlar deforme olmuş halüsinasyonlar görünce
13:42
when people get the deformed hallucinations.
254
822796
3769
Gyrus'un bu bölgesi aktive oluyor.
13:46
There is another part of the brain which is especially activated
255
826589
3797
Beynin başka bir bölümü daha var.
Burası insan bir karikatür görünce
13:50
when one sees cartoons.
256
830410
1976
özellikle aktive oluyor.
13:52
It's activated when one recognizes cartoons,
257
832873
2885
Biri bir karikatürü hatırladığında, çizdiğinde
13:55
when one draws cartoons and when one hallucinates them.
258
835782
3230
ve karikatür hayali görünce aktive oluyor.
13:59
It's very interesting that that should be specific.
259
839036
3256
Bunun çok spesifik olması oldukça ilginç bir durum.
14:02
There are other parts of the brain which are specifically involved
260
842316
3128
Beynin özellikle bina ve manzara
14:05
with the recognition and hallucination of buildings and landscapes.
261
845468
4487
tanıma ve halüsinasyonu ile
ilgili başka bölümleri de vardır.
14:09
Around 1970, it was found that there were not only parts of the brain,
262
849979
3938
1970'li yıllarda beynin sadece belli bölümlerinin değil aynı zamanda
14:13
but particular cells.
263
853941
1880
belli hücreleri de bununla ilgili olduğu bulundu.
14:15
"Face cells" were discovered around 1970.
264
855845
4184
1970'li yıllarda "yüz hücreleri" keşfedildi.
14:20
And now we know that there are hundreds of other sorts of cells,
265
860053
4086
Ve şimdi biliyoruz ki, yüzlerce başka
çeşitte hücreler var
14:24
which can be very, very specific.
266
864163
2254
çok çok spesifik olan.
14:26
So you may not only have "car" cells, you may have "Aston Martin" cells.
267
866441
6972
Bu nedenle sadece
"araba" hücreniz olmayabilir
"Aston Martin" hücreleriniz olabilir.
14:33
(Laughter)
268
873437
2274
(Gülüşmeler)
14:35
I saw an Aston Martin this morning. I had to bring it in.
269
875735
3222
Bu sabah bir Aston Martin gördüm.
Burada bahsetmek zorundaydım.
14:38
(Laughter)
270
878981
1023
Şimdi buralarda bir yerlerde.
14:40
And now it's in there, somewhere.
271
880028
2816
14:42
So --
272
882868
1158
(Gülüşmeler)
14:44
(Laughter)
273
884050
1464
14:45
now, at this level, in what's called the inferotemporal cortex,
274
885538
4729
Şimdi bu seviyede, infratemporal (şakakaltı) kortekste,
sadece görsel imgeler ya da
14:50
there are only visual images,
275
890291
2286
14:52
or figments or fragments.
276
892601
2572
hayaller veya küçük parçalar var.
14:55
It's only at higher levels that the other senses join in
277
895197
5037
Sadece daha yüksek seviyelerde
diğer duyular da işin içine giriyor
15:00
and there are connections with memory and emotion.
278
900258
2925
ve hafıza ve hislerle iletişime geçiyor.
Ve Charles Bonnet sendromunda
15:03
And in the Charles Bonnet syndrome,
279
903207
1701
15:04
you don't go to those higher levels.
280
904932
2215
o yüksek seviyelere çıkamıyorsunuz.
15:07
You're in these levels of inferior visual cortex,
281
907171
3011
Siz bu seviyelerde, görsel korteksin iç kısmında,
15:10
where you have thousands and tens of thousands
282
910206
2676
binlerce, on binlerce
15:12
and millions of images,
283
912906
2317
milyonlarca görüntünün,
15:15
or figments or fragmentary figments,
284
915247
2406
hayalin veya hayali parçanın
15:17
all neurally encoded in particular cells or small clusters of cells.
285
917677
5797
hepsinin sinirsel kodlamasının
belli hücrelerde veya hücre kümeciklerinde yapıldığı yerdesiniz.
15:23
Normally, these are all part of the integrated stream of perception,
286
923847
5389
Normalde tüm bunlar
algının veya hayal gücünün birleşik ağıdır.
15:29
or imagination,
287
929260
1673
15:30
and one is not conscious of them.
288
930957
2038
Fakat insan bunların bilincinde değildir.
15:33
It is only if one is visually impaired or blind
289
933019
4075
Ancak birisinin görme yetisine zarar gelirse veya kör olursa,
15:37
that the process is interrupted.
290
937118
2570
o zaman bu süreç kesilmiş olur.
15:39
And instead of getting normal perception,
291
939712
2473
Normal algı yerine aslında gerçekleşen,
15:42
you're getting an anarchic,
292
942209
2539
rastgele ve yoğun bir biçimde,
15:44
convulsive stimulation, or release,
293
944772
2989
infratemporal (şakakaltı) korteksteki
15:47
of all of these visual cells in the inferotemporal cortex.
294
947785
3867
görme hücrelerinin
topluca uyarılmasıdır.
15:51
So, suddenly, you see a face. Suddenly, you see a car.
295
951676
2789
Bu nedenle aniden bir yüz görürsünüz. Birden bir araba.
15:54
Suddenly this and suddenly that.
296
954489
2714
Birden bu, birden şu.
15:57
The mind does its best to organize
297
957227
2373
Beynimiz organize olabilmek,
15:59
and to give some sort of coherence to this,
298
959624
2678
ve buna bir uyum getirmek için elinden geleni yapıyor.
16:02
but not terribly successfully.
299
962326
2539
Fakat çok başarılı olamıyor.
16:04
When these were first described,
300
964889
1648
Bunlar ilk açıklandığında
16:06
it was thought that they could be interpreted like dreams.
301
966561
3565
rüyalar gibi bunların da tercüme edilebileceği düşünüldü.
16:10
But, in fact, people say,
302
970150
1826
Fakat insanlar,
16:12
"I don't recognize the people. I can't form any associations.
303
972000
4412
"İnsanları tanımıyorum. Hiçbir şekli oluşturamıyorum."
"Kermit benim için hiçbir şey ifade etmiyor." dediler.
16:16
Kermit means nothing to me."
304
976436
1950
16:18
You don't get anywhere, thinking of them as dreams.
305
978410
5651
Bunları rüya olarak gördüğünüzde hiçbir yere varamıyorsunuz.
Evet, istediklerimi az çok anlattım.
16:24
Well, I've more or less said what I wanted.
306
984085
4301
16:28
I think I just want to recapitulate and say this is common.
307
988410
4914
Kısaca özetlemek istiyorum
ve bunun rastlanılan bir durum olduğunu söylemek istiyorum.
16:33
Think of the number of blind people.
308
993348
1779
Kör insanların sayısını düşünün.
16:35
There must be hundreds of thousands of blind people
309
995151
2591
Yüzlerce, binlerce kör insan olmalı
16:37
who have these hallucinations
310
997766
1714
bu halüsinasyonları gören,
16:39
but are too scared to mention them.
311
999504
2121
fakat bunlardan bahsetmekten çok korkuyorlar.
16:41
So this sort of thing needs to be brought into notice,
312
1001649
5488
Bu nedenle bu tip şeyler, hastaların,
doktorların ve halkın gündemine getirilmeli.
16:47
for patients, for doctors, for the public.
313
1007161
2431
16:49
Finally, I think they are infinitely interesting and valuable,
314
1009973
5026
Sonuç olarak, bunların
beynin nasıl çalıştığına dair bir ipucu verdiği için
16:55
for giving one some insight as to how the brain works.
315
1015023
4274
son derece ilginç ve değerli olduğunu düşünüyorum.
16:59
Charles Bonnet said, 250 years ago --
316
1019321
3597
Charles Bonnet, 250 yıl önce --
17:02
he wondered how, thinking of these hallucinations,
317
1022942
3444
bu halüsinasyonları düşünerek,
17:06
how, as he put it, the theater of the mind
318
1026410
2680
-kendi deyimiyle, "akıl sahnesi"'nin
17:09
could be generated by the machinery of the brain.
319
1029114
3350
beyin tarafından nasıl oluşturulduğunu merak ettiğini söylemiş.
17:12
Now, 250 years later,
320
1032964
2422
Şimdi 250 yıl sonra,
17:15
I think we're beginning to glimpse how this is done.
321
1035410
3286
sanırım bunun nasıl olduğunu bir an için görebiliyoruz.
17:18
Thanks very much.
322
1038720
1200
Çok teşekkür ederim.
17:19
(Applause)
323
1039944
2977
(Alkışlar)
17:22
Chris Anderson: That was superb. Thank you so much.
324
1042945
2977
Chris Anderson: Bu enfesti. Çok teşekkür ederiz.
17:25
You speak about these things with so much insight
325
1045946
2970
Bu konu hakkında, hastalarınızı içtenlikle hissederek
17:28
and empathy for your patients.
326
1048940
2451
empati duyarak konuşuyorsunuz.
17:31
Have you yourself experienced any of the syndromes you write about?
327
1051783
3820
Hakkında yazdığınız bu sendromlardan birini yaşadınız mı hiç?
17:35
Oliver Sacks: I was afraid you would ask that.
328
1055627
2217
Oliver Sacks: Bunu sormanızdan korkmuştum.
17:37
(Laughter)
329
1057868
1828
(Gülüşmeler)
17:39
Well, yeah, a lot of them.
330
1059720
2368
Şey, evet birçoğunu.
17:42
And, actually, I'm a little visually impaired myself.
331
1062112
3067
Aslında bende de biraz görme bozukluğu var.
17:45
I'm blind in one eye and not terribly good in the other.
332
1065203
3183
Bir gözüm kör ve diğeri de çok iyi durumda değil.
17:48
And I see the geometrical hallucinations.
333
1068410
4050
Ve ben de geometrik halüsinasyonlar görüyorum.
17:52
But they stop there.
334
1072484
1473
Fakat orada duruyorlar.
17:53
CA: And they don't disturb you?
335
1073981
1893
C.A.: Ve sizi rahatsız etmiyorlar mı?
17:55
Because you understand what's doing it, it doesn't make you worried?
336
1075898
3239
Çünkü buna neyin sebep olduğunu biliyorsunuz. Bu sizi endişelendirmiyor mu?
O.S.: Duymamazlıktan geldiğim kulak çınlamamdan
17:59
OS: Well, they don't disturb me any more than my tinnitus,
337
1079161
3225
18:02
which I ignore.
338
1082410
3105
daha çok rahatsız etmiyorlar.
18:05
They occasionally interest me,
339
1085539
1688
Beni bazen ilgilendiriyorlar.
18:07
and I have many pictures of them in my notebooks.
340
1087251
2909
Ve defterlerimde birçok resmi var.
18:10
I've gone and had an fMRI myself,
341
1090184
2852
Kendim için FMRI çektirdim
18:13
to see how my visual cortex is ticking over.
342
1093060
3055
görsel korteksimin nasıl çalıştığını görmek için.
18:16
And when I see all these hexagons
343
1096139
4154
Tüm bu altıgenleri ve karmaşık şeyleri
18:20
and complex things, which I also have,
344
1100317
2069
bende de var olan
18:22
in visual migraine,
345
1102410
1763
auralı migren halinde gördüğümde,
18:24
I wonder whether everyone sees things like this
346
1104197
2452
herkesin eşyaları böyle görüp görmediğini,
18:26
and whether things like cave art or ornamental art
347
1106673
2950
ve mağara resimlerinin veya süslemelerin,
18:29
may have been derived from them a bit.
348
1109647
2074
biraz da bunlardan mı etkilendiğini merak ediyorum.
18:32
CA: That was an utterly, utterly fascinating talk.
349
1112219
2422
C.A.: Bu tek kelimeyle büyüleyici bir konuşmaydı.
18:34
Thank you so much for sharing.
350
1114665
1812
Paylaştığınız için çok teşekkür ederiz.
18:36
OS: Thank you. Thank you.
351
1116501
1580
O.S.: Teşekkürler. Teşekkürler.
18:38
(Applause)
352
1118105
1888
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7