Jessi Arrington: Wearing nothing new

Jessi Arrington: Yeni olmayan şeyler giymek

Çeviri: melik emirhan tunalioglu Gözden geçirme: Sancak Gülgen

I'm Jessi, and this is my suitcase.

Ben Jessi ve bu benim valizim.

But before I show you what I've got inside,

Ama size içinde ne olduğunu göstermeden önce,

I'm going to make a very public confession,

bir şey itiraf edeceğim,

and that is,

oda,

I'm outfit-obsessed.

Ben kıyafet konusunda takıntılıyım.

I love finding, wearing,

Bulmayı seviyorum, giyinmeyide

and more recently,

ve şu sıralarda da,

photographing and blogging

her durum için farklı renkli ve

a different, colorful, crazy outfit

çılgın kıyafetlerin fotoğraflarını çekip

for every single occasion.

blog yazıyorum.

But I don't buy anything new.

Ama yeni hiçbir şey satın almıyorum.

I get all my clothes secondhand

Tüm kıyafetlerimi kullanılmış

from flea markets and thrift stores.

ve tasarruf mağazalarından ikinci el alıyorum.

Aww, thank you.

Ayy, teşekkür ederim.

Secondhand shopping

İkinci el alışveriş

allows me to reduce the impact

cüzdan ve gardırobumun çevre

my wardrobe has on the environment

üzerindeki etkisini azaltmak için

and on my wallet.

bana imkan tanıyor.

I get to meet all kinds of great people;

Her yelpazeden mükemmel insanlar ile tanışıyorum;

my dollars usually go to a good cause;

param genellikle iyi bir yere gidiyor;

I look pretty unique;

çok farklı görünüyorum;

and it makes shopping like my own personal treasure hunt.

ve bu alışverişi benim için kendi kişisel hazine avım gibi yaparıyor.

I mean, what am I going to find today?

Bugün ne bulmaya gidiyorum?, diyorum.

Is it going to be my size?

Benim bedenimde mi olacak?

Will I like the color?

Rengi beğenecekmiyim?

Will it be under $20?

20$'ın altında mı olacak?

If all the answers are yes,

Eğer bütün cevaplar evet ise,

I feel as though I've won.

Kazandım gibi hissediyorum.

I want to get back to my suitcase

Valizime geri dönmek istiyorum

and tell you what I packed

ve size TED'de ki bu heyecan verici hafta

for this exciting week here at TED.

için neler hazırladığımı göstereceğim.

I mean, what does somebody with all these outfits bring with her?

Kim bütün bu giysilerieri yanında getirir?

So I'm going to show you exactly what I brought.

Bu yüzden tam olarak ne getirdiğimi sizlere göstereceğim.

I brought seven pairs of underpants

Yedi çift külot getirdim

and that's it.

hepsi bu kadar.

Exactly one week's worth of undies

Tam olarak bir haftalık iç çamaşırı

is all I put in my suitcase.

valizime koydum hepsi bu.

I was betting that I'd be able to find

Giymek isteyebileceğim her şeyin

everything else I could possible want to wear

Palm Springs'e geldiğimde bulabileceğime

once I got here to Palm Springs.

dair bahise girdim.

And since you don't know me

Ve sizler beni tanımadan önce

as the woman walking around TED in her underwear --

TED'in etrafında iç çamaşırlarıyla dolaşan bir kadındım --

(Laughter)

(Gülüşmeler)

that means I found a few things.

bu demek oluyor ki bir kaç şey buldum.

And I'd really love to show you my week's worth of outfits right now.

Ve şimdi sizlere bana bir hafta yetecek kıyafetlerimi göstermek istiyorum.

Does that sound good?

Kulağa hoş geliyor mu?

(Applause)

(Alkışlar)

So as I do this,

Ve bunu yaparken,

I'm also going to tell you a few of the life lessons

Size birkaç hayat dersi anlatacağım

that, believe it or not, I have picked up

inanın yada inanmayın,

in these adventures wearing nothing new.

bu aldıklarımın hiç biri yeni değil

So let's start with Sunday.

Pazar günü ile başlayalım.

I call this "Shiny Tiger."

Buna parlak kaplan diyorum.

You do not have to spend a lot of money to look great.

Harika görünmek için çok para harcamak zorunda değilsiniz.

You can almost always look phenomenal for under $50.

Hemen hemen her zaman 50$'ın altına olağanüstü görünebilirsiniz.

This whole outfit, including the jacket,

Ceket dahil bütün bu kıyafetin,

cost me $55,

bana maliyeti 55$,

and it was the most expensive thing

ve bütün hafta giyeceklerim arasında

that I wore the entire week.

en pahalısı buydu.

Monday: Color is powerful.

Pazartesi: Renk güçlü olmalı.

It is almost physiologically impossible

Parlak kırmızı pantolon giyiyorsanız

to be in a bad mood when you're wearing bright red pants.

kötü bir ruh halinde olmanız neredeyse fizyolojik olarak imkansızdır.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

If you are happy,

Eğer mutluysanız,

you are going to attract other happy people to you.

diğer mutlu insanlarıda kendinize çekeceksiniz.

Tuesday:

Salı:

Fitting in is way overrated.

Uyumlu giyinme abartılıyor.

I've spent a whole lot of my life

Hayatımın büyük bir bölümünü

trying to be myself

kendim olmaya ve aynı zamanda

and at the same time fit in.

uyumlu giyinmeye çalışarak geçirdim.

Just be who you are.

Kimsen o ol sadece.

If you are surrounding yourself with the right people,

Eğer doğru kişilerle çevriliyseniz,

they will not only get it,

bunu anlamak ile kalmayacaklar,

they will appreciate it.

bunu takdirde edeceklerdir.

Wednesday:

Çarşamba:

Embrace your inner child.

İçinizdeki çocuğu kucaklayın.

Sometimes people tell me

Bazen insanlar bana

that I look like I'm playing dress-up,

giyinmekten çok oyun oynuyorsun diyorlar,

or that I remind them of their seven-year-old.

yada onlara yedi yaşlarındaki hallerini hatırlatıyorum.

I like to smile

Gülmeyi seviyorum

and say, "Thank you."

ve "Teşekkür ederim." diyorum.

Thursday:

Perşembe:

Confidence is key.

En önemlisi kendine güvenmek.

If you think you look good in something,

Eğer bir şey konusunda iyi olduğunuzu düşünüyorsanız,

you almost certainly do.

kesinlikle öylesinizdir.

And if you don't think you look good in something,

ve eğer bir şey konusunda iyi olmadığınızı düşünüyorsanız,

you're also probably right.

muhtemelen haklısınızdır.

I grew up with a mom who taught me this day-in and day-out.

Bu gün içeride ve bu gün dışarıdasın diyen bir anne ile büyüdüm.

But it wasn't until I turned 30

Ama bunun ne anlama geldiğini

that I really got what this meant.

ancak 30 yaşıma geldiğimde anladım.

And I'm going to break it down for you for just a second.

Ve şimdi sadece bir saniyeliğine bunu yıkacağım.

If you believe you're a beautiful person

Eğer içeride ve dışarıda güzel bir insan olduğunuza

inside and out,

inanıyorsanız,

there is no look that you can't pull off.

sizden gözünü alabilecek hiç kimse yoktur.

So there is no excuse for any of us here in this audience.

Bu yüzden burada bu kitleye karşı hiçbir mazeretimiz yok.

We should be able to rock anything we want to rock.

Burayı sarsmak istediğimiz zaman sarsacağız.

Thank you.

Teşekkürler.

(Applause)

(Alkışlar)

Friday: A universal truth -- five words for you:

Cuma: Evrensel bir gerçek -- sizin için beş kelime:

Gold sequins go with everything.

Heryeri altın pullu birşey giyin.

And finally, Saturday:

Ve son olarak, Cumartesi:

Developing your own unique personal style

Tüm dünyaya tek kelime sarfetmeden

is a really great way to tell the world something about you

hakkınızda bir şeyler söylemek için kendi benzersiz kişisel tarzınızı

without having to say a word.

geliştirmek çok harika bir yoldur.

It's been proven to me time and time again

Bu hafta sadece giydiklerim yüzünden

as people have walked up to me this week

yanıma gelen insanlar olduğunu tekrar tekrar

simply because of what I'm wearing,

kanıtlamış oldum.

and we've had great conversations.

Ve çok güzel konuşmalarımız oldu.

So obviously this is not all going to fit

Bu belli ki işler benim küçük valizime

back in my tiny suitcase.

uyacak şekilde gitmiyor.

So before I go home to Brooklyn,

Brooklyn'e eve gitmeden önce,

I'm going to donate everything back.

herşeyi bağışlayacağım.

Because the lesson I'm trying to learn myself this week

Çünkü bu hafta kendi kendime öğrenmeye çalıştığım ders

is that it's okay to let go.

tamamsa gitmesine izin vermek.

I don't need to get emotionally attached to these things

Bu giysilere duygusal olarak bağlanmama gerek yok,

because around the corner,

çünkü her zaman,

there is always going to be

her köşede bir tane

another crazy, colorful,

çılgınca, renkli,

shiny outfit

parıltılı giysiler

just waiting for me,

beni bekliyor.

if I put a little love in my heart and look.

Eğer kalbime biraz sevgi koyup bakarsam.

Thank you very much.

Çok teşekkürler.

(Applause)

(Alkışlar)

Thank you.

Teşekkürler.

(Applause)

(Alkışlar)