Lucy McRae: How can technology transform the human body?

Lucy McRae: Teknoloji insan vücudunu nasıl değiştirebilir?

137,861 views

2012-04-06 ・ TED


New videos

Lucy McRae: How can technology transform the human body?

Lucy McRae: Teknoloji insan vücudunu nasıl değiştirebilir?

137,861 views ・ 2012-04-06

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Meric Aydonat Gözden geçirme: osman oguz ahsen
00:15
I call myself a body architect.
0
15260
3000
Ben kendime vücut mimarı diyorum.
00:18
I trained in classical ballet
1
18260
1000
Klasik bale eğitimi aldım
00:19
and have a background in architecture and fashion.
2
19260
3000
ve mimari ve moda geçmişim var.
00:22
As a body architect, I fascinate with the human body
3
22260
3000
Bir vücut mimarı olarak, insan vücudu beni büyülüyor
00:25
and explore how I can transform it.
4
25260
3000
ve onu nasıl değiştirebileceğimin yollarını arıyorum.
00:28
I worked at Philips Electronics
5
28260
3000
Philips Elektronik'in
00:31
in the far-future design research lab,
6
31260
2000
bundan 20 yıl sonrasıyla ilgilenen,
00:33
looking 20 years into the future.
7
33260
2000
uzak gelecek tasarlama araştırma laboratuvarında çalıştım.
00:35
I explored the human skin, and how technology can transform the body.
8
35260
4000
İnsan derisini ve teknolojinin insan vücudunu nasıl değiştirebileceğini araştırdım.
00:39
I worked on concepts like an electronic tattoo,
9
39260
4000
Dokunmayla çalışan
00:43
which is augmented by touch,
10
43260
2000
elektronik dövme
00:45
or dresses that blushed and shivered with light.
11
45260
3000
veya ışıkla kızaran ya da dalgalanan giysiler gibi konseptlerde çalıştım.
00:48
I started my own experiments.
12
48260
3000
Kendi deneylerimi yaptım.
00:51
These were the low-tech approaches to the high-tech conversations I was having.
13
51260
4000
Bunlar yaptığım yüksek teknoloji söyleşilerine düşük teknolojili girişimlerimdi.
00:55
These are Q-tips stuck to my roommate with wig glue.
14
55260
4000
Bunlar, oda arkadaşıma peruk yapıştırıcısıyla yapıştırdığım kulak çubukları.
00:59
(Laughter)
15
59260
3000
(Gülüşmeler)
01:02
I started a collaboration with a friend of mine, Bart Hess --
16
62260
4000
Bart Hess adındaki bir arkadaşımla çalışmaya başladım --
01:06
he doesn't normally look like this --
17
66260
2000
kendisi normalde böyle gözükmüyor --
01:08
and we used ourselves as models.
18
68260
3000
kendimizi model olarak kullandık.
01:11
We transformed our apartments into our laboratories,
19
71260
3000
Apartman dairelerimizi laboratuvar olarak kullandık.
01:14
and worked in a very spontaneous and immediate way.
20
74260
3000
spontane ve anlık çalıştık.
01:17
We were creating
21
77260
3000
İnsan evrimi ile
01:20
visual imagery provoking human evolution.
22
80260
2000
çakışan görsel imgeler yaratıyorduk.
01:22
Whilst I was at Philips, we discussed this idea of a maybe technology,
23
82260
5000
Ben Philips'teyken açıp kapatılan değil de
01:27
something that wasn't either switched on or off, but in between.
24
87260
3000
arada bir şey olan bir teknoloji fikrini tartıştık.
01:30
A maybe that could take the form of a gas or a liquid.
25
90260
3000
Belki de gaz ya da sıvı şeklini alabilirdi.
01:33
And I became obsessed with this idea of blurring the perimeter of the body,
26
93260
4000
Bu sıralarda vücudun sınırlarını bulandırıp derinin nerede bitip
01:37
so you couldn't see where the skin ended and the near environment started.
27
97260
4000
yakın çevrenin nerede başladığının anlaşılamadığı bir tasarıyla takıntılı hale geldim.
01:41
I set up my studio in the red-light district
28
101260
3000
Red-light bölgesinde stüdyomu kurdum
01:44
and obsessively wrapped myself in plumbing tubing,
29
104260
3000
ve takıntılı olarak kendimi tesisat borularıyla sarmaya başladım,
01:47
and found a way to redefine the skin
30
107260
3000
ve bu dinamik dokuyla deriyi
01:50
and create this dynamic textile.
31
110260
2000
yeniden tanımlamanın bir yolunu buldum.
01:52
I was introduced to Robyn, the Swedish pop star,
32
112260
5000
İşveçli pop yıldızı Robyn'le tanıştırıldım,
01:57
and she was also exploring
33
117260
2000
o da teknolojinin nasıl insanların
01:59
how technology coexists with raw human emotion.
34
119260
3000
katıksız hisleriyle birlikte var olabileceğini araştırıyordu.
02:02
And she talked about how technology with these new feathers,
35
122260
3000
O da bu yeni tüylerle, bu yeni yüz boyasıyla,
02:05
this new face paint, this punk, the way that we identify with the world,
36
125260
3000
bu akımla, dünyayı nasıl tanımladığımızla ilgili konuştuk
02:08
and we made this music video.
37
128260
2000
ve bu klibi çektik.
02:10
I'm fascinated with the idea
38
130260
3000
Biyolojiyle teknolojiyi birleştirince
02:13
of what happens when you merge biology with technology,
39
133260
3000
neler olacağı fikri beni büyülüyor
02:16
and I remember reading about this idea of being able to reprogram
40
136260
4000
ve ileride biyolojiyi hastalıklardan ve yaşlanmadan arıncak şekilde
02:20
biology, in the future, away from disease and aging.
41
140260
3000
programlamayla ilgili bir şeyler okuduğumu hatırlıyorum.
02:23
And I thought about this concept of,
42
143260
2000
Bunun üzerine düşündüm,
02:25
imagine if we could reprogram
43
145260
2000
vücut kokumuzu yeniden programlayıp
02:27
our own body odor, modify and biologically enhance it,
44
147260
4000
değiştirip biyolojik olarak zenginleştirme
02:31
and how would that change the way that we communicate with each other?
45
151260
3000
ve bunun birbirimizle iletişimimizi nasıl değiştireceği hakkında.
02:34
Or the way that we attract sexual partners?
46
154260
3000
Veya cinsel partnerlerimizi cezbetmemizi nasıl değiştireceği hakkında.
02:37
And would we revert back to being more like animals,
47
157260
2000
Birer hayvan gibi olmaya nasıl geri dönüp
02:39
more primal modes of communication?
48
159260
2000
iletişimimizin daha içgüdüsel hale geleceği hakkında.
02:41
I worked with a synthetic biologist,
49
161260
3000
Bir sentetik biyologla çalıştım
02:44
and I created a swallowable perfume,
50
164260
3000
ve temelinde içebildiğiniz bir hap olan
02:47
which is a cosmetic pill that you eat
51
167260
3000
yutulabilir bir parfüm geliştirdim.
02:50
and the fragrance comes out through the skin's surface when you perspire.
52
170260
4000
Bununla, terlediğinizde vücudunuzdan dışarıya hoş bir koku salınıyor.
02:54
It completely blows apart the way that perfume is,
53
174260
4000
Bu parfüm konseptini temelden değiştirip
02:58
and provides a whole new format.
54
178260
1000
yeni bir format yaratıyor.
02:59
It's perfume coming from the inside out.
55
179260
3000
İçeriden dışarıya salınan bir parfüm.
03:02
It redefines the role of skin, and our bodies become an atomizer.
56
182260
3000
Derinin işlevini yeniden tanımlıyor ve vücudumuz bir parfüm spreyi haline geliyor.
03:05
I've learned that there's no boundaries,
57
185260
4000
Sınırlar olmadığını gördüm,
03:09
and if I look at the evolution of my work
58
189260
2000
benim çalışmalarımın evrimine bakınca
03:11
i can see threads and connections that make sense.
59
191260
4000
anlamlı bağlantılar görüyorum.
03:15
But when I look towards the future,
60
195260
2000
Ancak geleceğe bakınca
03:17
the next project is completely unknown and wide open.
61
197260
3000
bir dahaki projem bir bilinmez ve tamamen açık.
03:20
I feel like I have all these ideas existing embedded inside of me,
62
200260
4000
Bu fikirlerin içimde bir yerlerde var olduğunu hissediyorum,
03:24
and it's these conversations and these experiences
63
204260
3000
bu konuşmalar ve deneyimler,
03:27
that connect these ideas, and they kind of instinctively come out.
64
207260
3000
bu fikirleri birbirine bağlıyor ve içgüdüsel olarak dışarı çıkıyorlar.
03:33
As a body architect,
65
213260
2000
Bir vücut mimarı olarak,
03:35
I've created this limitless and boundless platform
66
215260
2000
ne istersem keşfedebileceğim
03:37
for me to discover whatever I want.
67
217260
2000
bu sınırsız platformu oluşturdum.
03:39
And I feel like I've just got started.
68
219260
3000
Ve sanki daha yeni başlıyormuşum gibi hissediyorum.
03:42
So here's to another day at the office.
69
222260
3000
Bu ofisimde herhangi bir gün.
03:45
(Laughter) (Applause)
70
225260
3000
(Gülüşmeler) (Alkış)
03:48
Thank you!
71
228260
3000
Teşekkür ederim!
03:51
Thank you!
72
231260
3000
Teşekkür ederim!
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7