Roberto D'Angelo + Francesca Fedeli: In our baby's illness, a life lesson

Roberto D'Angelo + Francesca Fedeli: Bebeğimizin hikayesi, bir yaşam dersi

Çeviri: Duygu Doğancıoğlu Gözden geçirme: Enis Başol

Francesca Fedeli: Ciao.

Francesca Fedeli: Merhaba.

So he's Mario. He's our son.

Bu Mario. Bizim oğlumuz.

He was born two and a half years ago,

2 buçuk yıl önce doğdu,

and I had a pretty tough pregnancy

oldukça zorlu bir hamilelik geçirdim

because I had to stay still in a bed for, like, eight months.

öyle ki, yaklaşık 8 ay boyunca yatakta sakince beklemek zorundaydım.

But in the end everything seemed to be under control.

Ama sonunda her şey kontrol altında gibi görünüyordu.

So he got the right weight at birth.

Normal kiloda doğdu.

He got the right Apgar index.

Apgar skoru normaldi.

So we were pretty reassured by this.

Haliyle bunlar bize güven vermişti.

But at the end, 10 days later after he was born,

Fakat doğumundan 10 gün sonra,

we discovered that he had a stroke.

felçli olduğunu fark ettik.

As you might know,

Belki bilirsiniz,

a stroke is a brain injury.

felç bir beyin hasarıdır.

A perinatal stroke could be something

Perinatal felç 9 aylık

that can happen during the nine months of pregnancy

hamilelik sürecinde ya da

or just suddenly after the birth,

doğumdan hemen sonra gerçekleşen bir şey olabilir,

and in his case, as you can see,

ve onun durumunda, görebildiğiniz gibi,

the right part of his brain has gone.

beyninin sağ kısmı tamamen hasar görmüştü.

So the effect that this stroke could have on Mario's body

Bu yüzden, bu felcin Mario'nun bedeninde gösterebileceği etki

could be the fact that he couldn't be able to control

bedeninin sol kısmını kontrol edememesine

the left side of his body.

sebep olabilirdi.

Just imagine, if you have a computer and a printer

Bir düşünün, bir bilgisayara ve yazıcıya sahipsiniz

and you want to transmit, to input to print out a document,

ve yazıcıya bir belge iletmek istiyorsunuz, yazması için

but the printer doesn't have the right drives,

ama yazıcının gerekli sürücüleri yok,

so the same is for Mario.

bunun aynısı Mario için de geçerli.

It's just like, he would like to move his left side

Sanki, sol tarafını hareket ettirmek istiyor

of his body, but he's not able to transmit the right input

ancak, sol kolunu ve sol bacağını hareket ettirmesi için

to move his left arm and left leg.

gerekli olan uyarıcıları iletemiyordu.

So life had to change.

Hayatımız değişmek zorundaydı.

We needed to change our schedule.

Planlarımızı değiştirmemiz gerekiyordu.

We needed to change the impact that this birth had

Bu doğumun hayatımıza yaptığı

on our life.

etkiyi değiştirmemiz gerekiyordu.

Roberto D'Angelo: As you may imagine,

Roberto D'angelo: Tahmin edebileceğiniz gibi,

unfortunately, we were not ready.

maalesef, buna hazır değildik.

Nobody taught us how to deal with such kinds of disabilities,

Kimse bize böyle engellerle nasıl baş edeceğimizi öğretmemişti,

and as many questions as possible started

ve sorulabilecek tüm sorular

to come to our minds.

aklımıza gelmeye başladı.

And that has been really a tough time.

Gerçekten zor zamanlardı.

Questions, some basics, like, you know,

Sorular, temel olanlar mesela, bilirsiniz,

why did this happen to us?

neden bu bizim başımıza geldi?

And what went wrong?

Yanlış olan neydi?

Some more tough, like, really,

Ve daha zor olanları, gerçekten

what will be the impact on Mario's life?

Bunun Mario'nun hayatı üzerindeki etkisi ne olacaktı?

I mean, at the end, will he be able to work?

Demek istediğim, mesela, çalışabilecek miydi?

Normal olabilecek miydi?

Will he be able to be normal?

And, you know, as a parent, especially for the first time,

Ve bir baba olarak, hem de ilk kez baba olan biri olarak,

why is he not going to be better than us?

Neden bizden daha iyi olamayacaktı?

And this, indeed, really is tough to say,

Bunu söylemek gerçekten çok zor,

but a few months later, we realized that

fakat bir kaç ay sonra tamamen

we were really feeling like a failure.

başarısız olduğumuzu hissediyorduk.

I mean, the only real product of our life,

Yani, hayatımızın tek gerçek ürünü

at the end, was a failure.

başarısızlıkla sonuçlanmıştı.

And you know, it was not a failure for ourselves in itself,

Ve bu sadece bizim için bir başarısızlık değildi,

but it was a failure that will impact his full life.

onun tüm hayatını etkileyecek bir başarısızlıktı.

Honestly, we went down.

Doğrusu, dağılmıştık.

I mean we went really down, but at the end,

Yani gerçekten, dağılmıştık, ama sonuçta

we started to look at him,

ona bakmaya başladık,

and we said, we have to react.

ve tepki vermemiz gerektiğini fark ettik.

So immediately, as Francesca said, we changed our life.

Francesca'nın dediği gibi hemen hayatımızı değiştirdik.

We started physiotherapy, we started the rehabilitation,

Fizyoterapiye, rehabilitasyona başladık,

and one of the paths that we were following

ve rehabilitasyonda uyguladığımız yöntemlerden biri

in terms of rehabilitation is the mirror neurons pilot.

ayna nöronları terapisiydi.

Basically, we spent months doing this with Mario.

Temel olarak, aylarımızı Mario'yla bu hareketi yaparak geçirdik.

You have an object, and we showed him

Bir nesne alıyorsunuz ve ona bunu nasıl

how to grab the object.

tutacağını gösteriyorsunuz.

Now, the theory of mirror neurons simply says

Ayna nöronları teorisinin kabaca söylediği şey şu:

that in your brains, exactly now, as you watch me doing this,

benim bu hareketi yapışımı izlerken, siz de,

you are activating exactly the same neurons

bu hareketi sanki yapıyormuşsunuz gibi

as if you do the actions.

tam olarak aynı nöronları aktive ediyorsunuz.

It looks like this is the leading edge in terms of rehabilitation.

Bu rehabilitasyonun ilk aşamalarından biri gibi görünüyordu.

But one day we found that Mario

Ancak bir gün, Mario'nun

was not looking at our hand.

ellerimize bakmadığını gördük.

He was looking at us.

O, bize bakıyordu.

We were his mirror.

Onun aynası bizdik.

And the problem, as you might feel,

Ve sorun da şuydu,

is that we were down, we were depressed,

biz dağılmıştık, depresyondaydık,

we were looking at him as a problem,

ona çocuğumuz gibi, pozitif bir açıdan bakmıyorduk,

not as a son, not from a positive perspective.

ona bir problem olarak bakıyorduk.

And that day really changed our perspective.

Ve o gün gerçekten olaya bakış açımızı değiştirdik.

We realized that we had to become

Mario için daha iyi aynalar haline gelmemiz

a better mirror for Mario.

gerektiğini fark ettik.

We restarted from our strengths,

Onun güçlü yönlerine bakarken,

and at the same time we restarted from his strengths.

kendi güçlü yönlerimizi de fark ettik.

We stopped looking at him as a problem,

Ona bir problemmiş gibi bakmaktan vazgeçtik,

and we started to look at him as an opportunity to improve.

ve onu iyileştirebileceğimiz bir fırsat olarak gördük.

And really, this was the change,

Ve bu gerçekten bizim açımızdan

and from our side, we said,

bir değişimdi, "Mario'ya verebileceğimiz

"What are our strengths that we really can bring to Mario?"

en güçlü yanımız nedir?" diye düşündük.

And we started from our passions.

Ve tutkularımızdan başladık.

I mean, at the end, my wife and myself

Demek istediğim, sonuçta eşim ve ben

are quite different,

farklıyız,

ama bir çok ortak noktamız var.

but we have many things in common.

We love to travel, we love music,

Seyahat etmeyi severiz, müziği severiz,

we love to be in places like this,

böyle ortamlarda olmayı severiz,

and we started to bring Mario with us

Sadece gösterebileceğimiz en güzel şeyleri gösterebilmek için

just to show to him the best things that we can show to him.

Mario'yu bizimle beraber getirmeye başladık.

This short video is from last week.

Bu kısa video geçen haftadan.

I am not saying --

Bunun bir --

(Applause) —

(Alkışlar) --

I am not saying it's a miracle. That's not the message,

Bunun mucize olduğunu söylemiyorum. Mesaj bu değil,

because we are just at the beginning of the path.

çünkü biz daha bu yolun başındayız.

But we want to share what was the key learning,

Ama çıkardığımız dersi paylaşmak istiyoruz,

the key learning that Mario drove to us,

Mario'nun bize öğrettiği dersi:

and it is to consider what you have as a gift

Sahip olduğumuz şeyi bir hediye olarak görmek

and not only what you miss,

sadece kaçırdığımız bir şey olarak değil,

and to consider what you miss just as an opportunity.

ve nasıl bir fırsatı kaçırdığımızı düşünmek.

And this is the message that we want to share with you.

Ve bu sizinle paylaşmak istediğimiz mesajımız.

This is why we are here.

Burda olmamızın nedeni bu.

Mario!

Mario!

And this is why --

Ve bu --

(Applause) —

(Alkışlar) --

And this is why

Ve bu onunla dünyanın en iyi

we decided to share the best mirror in the world with him.

aynalarını paylaşmak istememizin sebebi.

And we thank you so much, all of you.

Hepinize çok teşekkürler.

FF: Thank you. RD: Thank you. Bye.

FF: Teşekkürler. RD: Teşekkürler. Hoşçakalın.

(Applause)

(Alkışlar)

FF: Thank you. (Applause)

FF: Teşekkürler. (Alkışlar)