How to practice emotional first aid | Guy Winch | TED

Guy Winch: Neden hepimizin duygusal sağlık bilgisi uygulamalarına ihtiyacı var

5,039,010 views

2015-02-16 ・ TED


New videos

How to practice emotional first aid | Guy Winch | TED

Guy Winch: Neden hepimizin duygusal sağlık bilgisi uygulamalarına ihtiyacı var

5,039,010 views ・ 2015-02-16

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Gülçin Koçyiğit Gözden geçirme: Bahar Tuncgenc
00:15
I grew up with my identical twin,
0
15141
2535
İkiz kardeşimle beraber büyüdüm,
00:18
who was an incredibly loving brother.
1
18461
2464
inanılmaz derecede sevecen bir kardeşti.
00:21
Now, one thing about being a twin is,
2
21477
3072
İkiz olmak sizi bir konuda uzman yapar;
00:24
it makes you an expert at spotting favoritism.
3
24573
3588
iltiması tespit etme.
00:28
If his cookie was even slightly bigger than my cookie,
4
28642
4167
Onun kurabiyesi benimkinden azıcık olsun büyükse, kuşkulanırdım.
00:33
I had questions.
5
33723
1352
00:35
And clearly, I wasn't starving.
6
35099
2418
Açlıktan ölmediğim ortada.
00:38
(Laughter)
7
38300
2002
(Gülme sesleri)
00:40
When I became a psychologist, I began to notice favoritism
8
40873
4123
Psikolog olunca farklı tür bir iltimas fark ettim.
00:45
of a different kind;
9
45020
1714
00:46
and that is, how much more we value the body than we do the mind.
10
46758
4784
O da vücuda akıldan daha çok değer veriyor olmamızdı.
00:52
I spent nine years at university earning my doctorate in psychology,
11
52187
6034
Psikoloji doktoramı hak etmek için üniversitede 9 sene geçirdim.
00:58
and I can't tell you how many people look at my business card and say,
12
58245
4254
Kaç insanın kartvizitime bakıp şöyle dediğini anlatamam:
01:02
"Oh -- a psychologist. So, not a real doctor,"
13
62523
4320
"Ha, psikolog.
Yani gerçek doktor değilsin!"
01:08
as if it should say that on my card.
14
68209
1798
adeta kartımda belirtilmesi gerekmiş gibi.
01:10
[Dr. Guy Winch, Just a Psychologist (Not a Real Doctor)]
15
70031
2785
(Gülme sesleri)
01:12
(Laughter)
16
72840
1602
01:14
This favoritism we show the body over the mind --
17
74952
4384
Vücudu akıldan üstün tutan bu iltiması, her yerde görüyorum.
01:19
I see it everywhere.
18
79360
1439
01:21
I recently was at a friend's house,
19
81718
1667
Geçenlerde bir arkadaşımın evindeydim.
01:23
and their five-year-old was getting ready for bed.
20
83409
2522
Beş yaşındaki çocuğu yatmaya hazırlanıyordu.
01:25
He was standing on a stool by the sink, brushing his teeth,
21
85955
3605
Tabureye çıkmış lavaboda dişlerini fırçalarken
01:29
when he slipped and scratched his leg on the stool when he fell.
22
89584
3808
kaydı ve düşerken bacağını tabureye sürterek çizdi.
01:33
He cried for a minute, but then he got back up,
23
93996
2972
Bir dakika kadar ağladı. Sonra yerinden kalktı,
01:36
got back on the stool, and reached out for a box of Band-Aids
24
96992
3514
tekrar tabureye çıktı ve yara bandı kutusuna uzandı,
01:40
to put one on his cut.
25
100530
1764
yarasının üzerine bir bant yapıştırmak için.
01:43
Now, this kid could barely tie his shoelaces,
26
103050
3937
Bu çocuk daha ayakkabısını bile zor bağlarken,
01:47
but he knew you have to cover a cut so it doesn't become infected,
27
107011
4427
yarasını kapatması gerektiğini, böylece iltihaplanmayacağını
01:51
and you have to care for your teeth by brushing twice a day.
28
111462
3336
ve dişlerine bakmak için günde iki kere fırçalaması gerektiğini biliyor.
01:55
We all know how to maintain our physical health
29
115425
2920
Hepimiz bedensel sağlığımızı ve diş sağlığımızı
01:58
and how to practice dental hygiene, right?
30
118369
2515
02:00
We've known it since we were five years old.
31
120908
2789
Beş yaşından beri biliyoruz.
02:04
But what do we know about maintaining our psychological health?
32
124442
4624
Peki, zihinsel sağlığımızı korumak için ne yapıyoruz?
Doğrusu hiçbir şey.
02:10
Well, nothing.
33
130070
1178
02:11
What do we teach our children about emotional hygiene?
34
131778
3790
Çocuklarımıza duygusal sağlık bilgisi hakkında ne öğretiyoruz?
02:16
Nothing.
35
136740
1205
Hiçbir şey.
02:18
How is it that we spend more time taking care of our teeth
36
138767
4448
Nasıl olur da dişlerimize
aklımızdan daha çok zaman ayırırız?
02:23
than we do our minds?
37
143595
1784
02:26
Why is it that our physical health is so much more important to us
38
146202
4810
Zihinsel sağlığımız, bedensel sağlığımızdan
neden çok daha önemlidir?
02:31
than our psychological health?
39
151036
1669
02:33
We sustain psychological injuries even more often than we do physical ones,
40
153393
5390
Oysa psikolojik yaralanmalar, bedensel yaralanmalardan daha sık başımıza gelir.
02:38
injuries like failure or rejection or loneliness.
41
158807
4206
Başarısızlık, reddedilme veya yalnızlık gibi yaralanmalar.
02:43
And they can also get worse if we ignore them,
42
163037
2771
Ve onlar da durumu görmezden gelirsek kötüleşebilir,
02:45
and they can impact our lives in dramatic ways.
43
165832
2890
hayatlarımızı derinden etkileyebilir.
02:49
And yet, even though there are scientifically proven techniques
44
169285
4180
Psikolojik yaralanmalardan korunmak amacıyla kullanabileceğimiz,
02:53
we could use to treat these kinds of psychological injuries,
45
173489
3893
bilimsel olarak kanıtlanmış teknikler olmasına rağmen
02:57
we don't.
46
177803
1159
kullanmıyoruz.
02:59
It doesn't even occur to us that we should.
47
179374
2541
Kullanmamız gerektiği aklımıza bile gelmiyor.
03:02
"Oh, you're feeling depressed? Just shake it off; it's all in your head."
48
182434
4057
"Aa, canın mı sıkkın? Salla gitsin! İş kafanda bitiyor "
Bunu ayağı kırık birine söylediğinizi düşünebiliyor musunuz?
03:07
Can you imagine saying that to somebody with a broken leg:
49
187190
2877
03:10
"Oh, just walk it off; it's all in your leg."
50
190091
2586
" Yürü git ya! Altı üstü bacak !"
03:12
(Laughter)
51
192907
1945
(Gülme sesleri)
03:15
It is time we closed the gap
52
195249
2858
Bedensel ve psikolojik sağlımız arasındaki boşluğu doldurma zamanı geldi.
03:18
between our physical and our psychological health.
53
198131
3088
03:21
It's time we made them more equal,
54
201243
2119
Şimdi ikisinede daha eşit davranma zamanı,
03:24
more like twins.
55
204385
1818
tıpkı ikiz kardeşler gibi.
03:27
Speaking of which, my brother is also a psychologist.
56
207148
3773
Hazır ikiz demişken, kardeşim de benim gibi psikolog.
03:30
So he's not a real doctor, either.
57
210945
2431
Yani o da gerçek bir doktor değil.
03:33
(Laughter)
58
213400
1728
(Gülme sesleri)
03:35
We didn't study together, though.
59
215708
1972
Gerçi, onunla birlikte okumadık.
03:37
In fact, the hardest thing I've ever done in my life
60
217704
4391
Aslında, hayatımda yaptığım en zor şey
psikoloji doktoramı almak için
03:42
is move across the Atlantic to New York City
61
222119
2746
03:44
to get my doctorate in psychology.
62
224889
1887
Atlantik'i aşıp New York'a gitmekti.
03:47
We were apart then for the first time in our lives,
63
227698
2963
Hayatımızda ilk defa birbirimizden ayrı düşmüştük
03:50
and the separation was brutal for both of us.
64
230685
3285
ve ayrılık ikimiz için de katlanılmazdı.
03:54
But while he remained among family and friends,
65
234295
3247
Fakat o, aile ve arkadaşlarımızla birlikteyken
03:57
I was alone in a new country.
66
237566
2057
ben yepyeni bir ülkede tek başımaydım.
04:00
We missed each other terribly,
67
240251
1720
Birbirimizi korkunç derecede özlüyorduk.
04:01
but international phone calls were really expensive then,
68
241995
3153
Ama o dönemde uluslararası telefon görüşmeleri çok pahalıydı.
04:05
and we could only afford to speak for five minutes a week.
69
245172
4429
Paramız ancak haftada beş dakika konuşmaya yetiyordu.
Doğum günümüz geldiğinde
04:10
When our birthday rolled around,
70
250459
1526
04:12
it was the first we wouldn't be spending together.
71
252009
2552
bu bir ilkti ve birlikte olamayacaktık.
04:14
We decided to splurge,
72
254585
1329
Savurganlık yapıp, o hafta on dakika konuşmaya karar verdik.
04:15
and that week, we would talk for 10 minutes.
73
255938
2166
04:18
(Laughter)
74
258128
1293
04:19
I spent the morning pacing around my room, waiting for him to call --
75
259445
4064
Sabah boyunca odamda volta atarak aramasını bekledim
ve bekledim ve bekledim ama telefon çalmadı.
04:24
and waiting ...
76
264154
1157
04:26
and waiting.
77
266103
1177
04:27
But the phone didn't ring.
78
267817
1431
Saat farkına vererek: " Tamam şimdi arkadaşlarıyla
04:30
Given the time difference, I assumed,
79
270125
2018
04:32
"OK, he's out with friends, he'll call later."
80
272167
2298
dışarıdadır sonra arayacaktır." diye düşündüm.
04:34
There were no cell phones then.
81
274489
1508
O dönemde cep telefonları yoktu.
04:36
But he didn't.
82
276805
1303
Ama aramadı.
04:39
And I began to realize that after being away for over 10 months,
83
279171
4504
Ayrı geçen on ayın sonunda fark etmeye başadım ki
04:44
he no longer missed me the way I missed him.
84
284253
2835
artık beni, benim onu özlediğim şekilde özlemiyordu.
Sabah olunca arayacağını biliyordum
04:48
I knew he would call in the morning,
85
288028
2503
ama o gece hayatımda geçirdiğim en üzgün ve en uzun gecelerden biriydi.
04:50
but that night was one of the saddest and longest nights of my life.
86
290555
4515
04:56
I woke up the next morning.
87
296717
1869
Ertesi sabah kalktım.
04:58
I glanced down at the phone,
88
298688
1647
Yerdeki telefona baktım ve fark ettim ki bir önceki gün ortalıkta
05:00
and I realized I had kicked it off the hook
89
300359
2754
05:03
when pacing the day before.
90
303137
1677
dolanırken ahizeyi yerinden oynatmışım.
05:06
I stumbled out of bed,
91
306612
1651
Yataktan fırladım.
05:08
I put the phone back on the receiver, and it rang a second later.
92
308287
3213
Ahizeyi yerine koydum ve koyduğum an telefon çaldı.
05:11
And it was my brother,
93
311764
1660
Arayan kardeşimdi ve of, çok sinirliydi.
05:13
and boy, was he pissed.
94
313448
1668
05:15
(Laughter)
95
315140
2204
(Gülme sesleri)
05:17
It was the saddest and longest night of his life as well.
96
317368
3250
Onun da hayatının en üzgün ve en uzun gecesiymiş meğer.
Neler olduğunu açıklamaya çalışıyordum.
05:21
Now, I tried to explain what happened, but he said,
97
321126
2411
05:23
"I don't understand.
98
323561
1219
Ama o: "Anlamıyorum, aramadığımı gördüğünde neden
05:24
If you saw I wasn't calling you,
99
324804
1915
05:26
why didn't you just pick up the phone and call me?"
100
326743
2816
telefonu eline alıp da sen aramadın?" dedi
05:31
He was right.
101
331057
1180
Haklıydı da, neden aramamıştım ki?
05:32
Why didn't I call him?
102
332841
1513
05:35
I didn't have an answer then.
103
335187
1674
O zaman verilecek bir cevabım yoktu ama bugün var.
05:37
But I do today,
104
337608
1451
Ve cevap çok basit: Yanlızlık.
05:39
and it's a simple one:
105
339083
1321
05:41
loneliness.
106
341688
1173
05:43
Loneliness creates a deep psychological wound,
107
343948
4049
Yalnızlık psikolojimizde oldukça derin bir yara açar.
Öyle ki, algılarımızı bozar ve aklımızı karıştırır.
05:48
one that distorts our perceptions and scrambles our thinking.
108
348021
3700
Çevremizdekilerin bizi gerçekte olduğundan
05:52
It makes us believe that those around us care much less than they actually do.
109
352228
5270
daha az önemsediklerini düşündürtür.
Bizi, insanlara temasa geçmekten korkar hale getirir.
05:58
It make us really afraid to reach out,
110
358034
2294
06:00
because why set yourself up for rejection and heartache
111
360352
4090
Kalbin halihazırda dayanılmaz bir şekilde acıyorken
kendini reddedilme ve kalp kırıklığı olasılığına neden açasın ki?
06:04
when your heart is already aching more than you can stand?
112
364466
3053
06:08
I was in the grips of real loneliness back then,
113
368432
3083
O sıralar gerçekten yalnızlığın pençesindeydim.
06:11
but I was surrounded by people all day, so it never occurred to me.
114
371539
3869
Bütün gün insanlarla iç içe olduğum hiç aklıma gelmedi.
06:16
But loneliness is defined purely subjectively.
115
376273
3619
Yalnızlık kavramı, tamamen, kişisel olarak tanımlanır.
06:20
It depends solely on whether you feel emotionally or socially disconnected
116
380415
5764
Kişisel olarak kendinizi, sosyal veya duygusal anlamda
etrafınızdaki insanlardan kopuk hissedip hissetmediğinize bağlıdır.
06:26
from those around you.
117
386203
1158
06:27
And I did.
118
387385
1157
Ben öyle hissediyordum.
Yalnızlık üzerine yapılan pek çok araştırma var ve hepsi korkutucu.
06:29
There is a lot of research on loneliness, and all of it is horrifying.
119
389249
5266
06:35
Loneliness won't just make you miserable;
120
395499
2100
Yalnızlık sizi yalnızca perişan etmez, öldürür de.
06:38
it will kill you.
121
398307
1150
06:39
I'm not kidding.
122
399790
1170
Şaka yapmıyorum.
06:40
Chronic loneliness increases your likelihood of an early death
123
400984
3591
Kronik yalnızlık, erken yaşta ölme ihtimalinizi
06:44
by 14 percent.
124
404599
1896
% 14 arttırır.
06:46
Fourteen percent!
125
406902
1365
% 14 arttırır!
06:48
Loneliness causes high blood pressure,
126
408780
2815
Yalnızlık, yüksek kan basıncına ve yüksek kolesterole neden olur.
06:51
high cholesterol.
127
411619
1165
06:52
It even suppress the functioning of your immune system,
128
412808
3725
Bağışıklık sisteminizin çalışmasını baskılar,
06:56
making you vulnerable to all kinds of illnesses and diseases.
129
416557
4032
sizi her türlü rahatsızlık ve hastalığa karşı savunmasız hale getirir.
07:00
In fact, scientists have concluded that taken together,
130
420613
3538
Dahası bilim adamları, kronik yalnızlığın,
07:04
chronic loneliness poses as significant a risk
131
424175
3656
uzun vadede sağlık ve yaşam süresini, en az sigara kadar çarpıcı ölçüde
07:07
for your long-term health and longevity
132
427855
2769
tehlikeye soktuğu konusunda fikir birliğine vardılar.
07:10
as cigarette smoking.
133
430648
1348
07:12
Now, cigarette packs come with warnings saying, "This could kill you."
134
432464
4107
Bugün sigara paketlerinin üzerinde "Sigara sizi öldürebilir" uyarısı var.
Ama yalnızlık için uyarı yok.
07:17
But loneliness doesn't.
135
437033
1744
07:19
And that's why it's so important
136
439405
1855
Bu yüzden duygusal sağlık bilgisini uygularken
07:21
that we prioritize our psychological health,
137
441284
3063
duygusal sağlığa öncelik vermemiz önemli.
07:24
that we practice emotional hygiene.
138
444371
2702
07:27
Because you can't treat a psychological wound
139
447525
2833
Eğer yaralandığınızın farkında değiseniz,
07:30
if you don't even know you're injured.
140
450382
2019
psikolojik yaraları tedavi edemezsiniz.
[Duygusal Acıya Dikkat Edin]
07:34
Loneliness isn't the only psychological wound
141
454076
2844
Algılarımızı bozan ve bizi yanlış yönlendiren tek şey
07:36
that distorts our perceptions and misleads us.
142
456944
2889
yalnızlık değildir.
07:40
Failure does that as well.
143
460540
2263
Başarısızlık da aynı şeyi yapar.
07:43
I once visited a day care center,
144
463818
2263
Bir keresinde bir anaokulunu ziyaret etmiştim.
Üç küçük çocuk, birbiriyle tıpatıp aynı oyuncaklarla oynuyorlardı.
07:46
where I saw three toddlers play with identical plastic toys.
145
466105
4487
Kırmızı düğmeyi kaydırırsanız içinden sevimli bir köpek çıkıyordu.
07:51
You had to slide the red button, and a cute doggie would pop out.
146
471140
4039
07:55
One little girl tried pulling the purple button, then pushing it,
147
475817
4571
Küçük bir kız, mor düğmeyi çekmeyi denedi sonra da itmeyi.
08:00
and then she just sat back and looked at the box
148
480412
2794
Olmayınca arkasına yasladı ve titreyen alt dudağıyla kutuya baktı.
08:03
with her lower lip trembling.
149
483230
1775
Yanındaki küçük oğlan olanları izledi sonra
08:05
The little boy next to her watched this happen,
150
485029
3051
08:08
then turned to his box and burst into tears without even touching it.
151
488104
3835
kendi kutusuna döndü daha kutuya dokunmadan gözyaşlarına boğuldu.
08:13
Meanwhile, another little girl tried everything she could think of
152
493141
3442
Bu esnada başka bir kız, kırmızı düğmeyi kaydırana kadar
08:16
until she slid the red button,
153
496607
1784
aklına gelen her şeyi denedi
08:18
the cute doggie popped out, and she squealed with delight.
154
498415
3478
sevimli köpek dışarı çıktı ve kız sevinçle bağırdı.
08:22
So: three toddlers with identical plastic toys,
155
502421
3788
Tıpatıp aynı oyuncağa sahip üç küçük çocuk,
ama başarısızlığa karşı bambaşka tepkileri var.
08:26
but with very different reactions to failure.
156
506233
3111
08:29
The first two toddlers were perfectly capable of sliding a red button.
157
509893
3895
İlk ikisi de pekala kırmızı düğmeyi kaydırabilecek yetenekteydi.
08:34
The only thing that prevented them from succeeding
158
514455
3111
Başarılı olmalarına mani olan tek şey
08:37
was that their mind tricked them into believing they could not.
159
517590
3675
onları yanıltan ve yapamayacaklarına inandıran akıllarıydı.
08:41
Now, adults get tricked this way as well, all the time.
160
521920
3704
Yetişkinler de aynı bu şekilde, sürekli yanılıyorlar.
Aslında hepimizin, ne zaman bir düş kırıklığına ve başarısızlığa uğrasak
08:46
In fact, we all have a default set of feelings and beliefs
161
526028
5153
08:51
that gets triggered whenever we encounter frustrations and setbacks.
162
531205
4095
hazırda bekleyen ve tetiklenen bir takım duyguları ve inançları var.
08:55
Are you aware of how your mind reacts to failure?
163
535324
2856
Aklınızın, başarısızlığa nasıl tepki gösterdiğinden haberdar mısınız ?
08:58
You need to be.
164
538783
1226
Olmalısınız.
09:00
Because if your mind tries to convince you you're incapable of something,
165
540033
4373
Çünkü eğer aklınız sizi bir şeyi yapamayacağınız konusunda ikna ederse
09:04
and you believe it,
166
544430
1509
ve siz de inanırsanız,
09:05
then like those two toddlers, you'll begin to feel helpless
167
545963
3274
aynı o iki çocuk gibi siz de çaresiz hissetmeye başlar,
09:09
and you'll stop trying too soon, or you won't even try at all.
168
549261
3259
ya çok çabuk pes eder ya da denemezsiniz bile.
09:12
And then you'll be even more convinced you can't succeed.
169
552859
3084
Sonra da başaramayacağınıza daha da ikna olursunuz.
09:15
You see, that's why so many people function below their actual potential.
170
555967
4594
Bu yüzden pek çok insan gerçek potansiyellerinin altında kalıyor.
09:20
Because somewhere along the way, sometimes a single failure
171
560951
3284
Çünkü hayatlarının bir yerinde bazen tek bir başarısızlık,
09:24
convinced them that they couldn't succeed, and they believed it.
172
564259
3428
onları başaramayacaklarına ikna ediyor ve onlar da inanıyor.
Bir şeye ikna olduktan sonra fikrimizi değiştirmek çok zor.
09:28
Once we become convinced of something, it's very difficult to change our mind.
173
568900
4260
09:33
I learned that lesson the hard way when I was a teenager with my brother.
174
573831
3843
Ben bu dersi zor yoldan, kardeşimle, ergen bir çocukken öğrendim.
09:38
We were driving with friends down a dark road at night,
175
578031
3335
Arkadaşlarımızla, gece karanlık bir yolda araba ile geziniyorduk.
09:41
when a police car stopped us.
176
581390
1680
Polis arabası bizi durdurdu.
Dolaştığımız bölgede bir soygun olmuştu ve şüphelileri arıyorlardı.
09:43
There had been a robbery in the area and they were looking for suspects.
177
583094
3563
09:46
The officer approached the car, and shined his flashlight on the driver,
178
586681
3744
Polis arabanın yanına geldi, fenerini önce sürücü koltuğundaki kardeşime
09:50
then on my brother in the front seat,
179
590839
2008
09:53
and then on me.
180
593285
1166
sonra da bana tuttu.
09:54
And his eyes opened wide and he said,
181
594475
2384
Gözleri kocaman açıldı ve
"Senin suratını daha önce de gördüm" dedi.
09:57
"Where have I seen your face before?"
182
597283
1841
09:59
(Laughter)
183
599148
2613
(Gülme sesleri)
10:02
And I said,
184
602075
1151
Ben de "ön koltukta" dedim.
10:03
"In the front seat."
185
603683
1675
10:05
(Laughter)
186
605382
2487
(Gülme sesleri)
10:08
But that made no sense to him whatsoever,
187
608405
2120
Ama her nedense bu ona bir şey ifade etmedi.
10:10
so now he thought I was on drugs.
188
610549
1939
Şimdi de uyuşturucu etkisinde olduğumu düşünüyordu.
10:12
(Laughter)
189
612512
1560
(Gülme sesleri)
10:14
So he drags me out of the car, he searches me,
190
614096
2571
Beni arabadan çıkardı, üzerimi aradı,
10:16
he marches me over to the police car,
191
616691
1827
polis arabasının yanına götürdü
10:18
and only when he verified I didn't have a police record,
192
618542
3500
ancak sabıkam olmadığını teyit ettikten sonra
ön koltukta oturan kişinin ikizim olduğunu gösterebildim.
10:22
could I show him I had a twin in the front seat.
193
622066
3510
10:26
But even as we were driving away,
194
626417
1772
Arabayla uzaklaşırken bile bende yanlış bir şey olduğunu
10:28
you could see by the look on his face he was convinced
195
628213
2988
düşündüğü suratından okunuyordu.
10:31
that I was getting away with something.
196
631225
2044
10:33
(Laughter)
197
633293
1662
Bir kez ikna olduk mu fikrimizi değiştirmek zordur.
10:35
Our mind is hard to change once we become convinced.
198
635293
3352
10:38
So it might be very natural to feel demoralized
199
638669
3440
Dolayısıyla başarısız olduktan sonra cesaretinizin kırılması çok doğal olabilir.
10:42
and defeated after you fail.
200
642133
1687
10:43
But you cannot allow yourself to become convinced you can't succeed.
201
643844
4374
Ama başaramayacağınıza ikna olmaya izin veremezsiniz.
10:48
You have to fight feelings of helplessness.
202
648242
2848
Çaresizliklik duygusuyla savaşmak zorundasınız.
Durumun kontrolünü elinize almalısınız
10:51
You have to gain control over the situation.
203
651114
3255
10:54
And you have to break this kind of negative cycle
204
654393
2592
ve daha başlamadan bu olumsuz döngüyü kırmalısınız.
10:57
before it begins.
205
657009
1219
[Duygusal Kanamayı Durdurun]
10:58
[Stop Emotional Bleeding]
206
658252
1915
Aklımız ve duygularımız,
11:00
Our minds and our feelings --
207
660191
2411
11:02
they're not the trustworthy friends we thought they were.
208
662626
3341
düşündüğümüz kadar güvenilir arkadaşlar değil.
11:05
They're more like a really moody friend,
209
665991
2842
Daha çok dengesiz bir arkadaşa benziyorlar.
11:08
who can be totally supportive one minute, and really unpleasant the next.
210
668857
4683
Son derece destekleyici olabilirken aniden gerçekten sevimsizleşebiliyor.
Bir kadın hastam olmuştu.
11:14
I once worked with this woman who, after 20 years marriage
211
674175
3683
20 yıllık evlilikten sonra çok çirkin bir boşanma süreci yaşamıştı
11:17
and an extremely ugly divorce,
212
677882
2405
ve nihayet ilk buluşmasına hazırdı.
11:20
was finally ready for her first date.
213
680311
2237
11:22
She had met this guy online,
214
682572
2023
İnternetten bir adamla tanıştı. Adam iyi, başarılı ve en önemlisi
11:24
and he seemed nice and he seemed successful,
215
684619
2430
onunla gerçekten ilgileniyor görünüyordu.
11:27
and most importantly, he seemed really into her.
216
687073
3532
11:30
So she was very excited, she bought a new dress,
217
690629
2758
Kadın çok heyecanlıydı, yeni bir elbise aldı ve
11:33
and they met at an upscale New York City bar for a drink.
218
693411
3591
şık bir New York barında buluştular.
11:37
Ten minutes into the date, the man stands up and says,
219
697667
3780
Buluşmadan on dakika sonra adam ayağa kalkıp
11:41
"I'm not interested," and walks out.
220
701471
1859
"senle ilgilenmiyorum" diyor ve gidiyor.
11:45
Rejection is extremely painful.
221
705798
3115
Rededilmek son derece acı vericidir.
11:49
The woman was so hurt she couldn't move.
222
709500
2146
Kadın o kadar incindi ki olduğu yerde kalakaldı.
11:52
All she could do was call a friend.
223
712037
1764
Tek yapabildiği bir arkadaşını aramak oldu.
11:54
Here's what the friend said: "Well, what do you expect?
224
714198
4190
Arkadaşı şöyle dedi: " İyi de ne bekliyordun?
11:58
You have big hips, you have nothing interesting to say.
225
718816
3272
Kocaman kalçaların var, söyleyecek ilginç hiçbir şeyin yok,
12:02
Why would a handsome, successful man like that
226
722493
2534
neden yakışıklı, başarılı bir adam
senin gibi bir ezikle çıksın?"
12:05
ever go out with a loser like you?"
227
725051
2208
Sarsıcı değil mi? Nasıl bir arkadaş bu kadar acımasız olabilir?
12:09
Shocking, right, that a friend could be so cruel?
228
729092
3011
12:12
But it would be much less shocking
229
732531
2602
Ama bunların bir arkadaşın
lafları olmadığını söylesem bu kadar çarpıcı olmazdı.
12:15
if I told you it wasn't the friend who said that.
230
735157
2466
12:17
It's what the woman said to herself.
231
737957
2019
Bunları söyleyen kadının kendisiydi.
12:20
And that's something we all do,
232
740893
1821
Bu hepimizin yaptığı bir şey, özellikle de reddedilmenin ardından.
12:23
especially after a rejection.
233
743334
1893
12:25
We all start thinking of all our faults and all our shortcomings,
234
745251
3445
Hepimiz hatalarımızı ve eksiklerimizi,
12:28
what we wish we were, what we wish we weren't.
235
748720
2166
ne istediğimizi, ne yapamadığımızı düşünmeye başlar,
12:30
We call ourselves names.
236
750910
1355
kendimize isimler takarız.
12:32
Maybe not as harshly, but we all do it.
237
752289
2486
Belki bu kadar sert değil ama hepimiz yapıyoruz.
12:35
And it's interesting that we do,
238
755274
1622
İlginç, çünkü özsaygımız zaten yara almış durumda.
12:36
because our self-esteem is already hurting.
239
756920
2863
12:40
Why would we want to go and damage it even further?
240
760189
2572
Neden daha da ileri gidip yaraya tuz basıyoruz?
12:43
We wouldn't make a physical injury worse on purpose.
241
763236
2622
Oysa bedensel bir yaraya kasten tuz basmayız.
12:45
You wouldn't get a cut on your arm and decide, "Oh! I know --
242
765882
2902
"Tamam! Bakalım, bıçağı ne kadar derine sokabileceğim." diye,
12:48
I'm going to take a knife and see how much deeper I can make it."
243
768808
3536
kolunuza kesik atmayı düşünmezsiniz.
12:52
But we do that with psychological injuries all the time.
244
772368
3581
Ama ruhsal yaralanmalarda bunu her zaman yapıyoruz.
12:55
Why? Because of poor emotional hygiene.
245
775973
3095
Peki neden? Yetersiz duygusal sağlık bilgisinden.
12:59
Because we don't prioritize our psychological health.
246
779442
2698
Psikolojik sağlığımıza öncelik vermediğimizden.
13:02
We know from dozens of studies that when your self-esteem is lower,
247
782862
3560
Yapılan onlarca çalışmadan biliyoruz ki özsaygınız düşükken
13:06
you are more vulnerable to stress and to anxiety;
248
786446
3461
baskı ve gerilime karşı daha kırılgan oluyor,
13:09
that failures and rejections hurt more,
249
789931
2674
başarısızlıklar ve reddedilme daha dayanılmaz oluyor ve iyileşmeniz uzuyor.
13:12
and it takes longer to recover from them.
250
792629
2283
13:15
So when you get rejected, the first thing you should be doing
251
795507
3252
Yani reddedildiğinizde ilk yapmanız gereken şey
13:18
is to revive your self-esteem,
252
798783
2061
özsaygınızı canladırmak,
13:20
not join Fight Club and beat it into a pulp.
253
800868
2959
Dövüş Klubü'ne katılıp haşatınızı çıkarmak değil.
Duygusal olarak yaralandığınızda kendinize
13:25
When you're in emotional pain,
254
805180
1756
13:27
treat yourself with the same compassion
255
807459
3038
gerçek bir dostan beklediğiniz şevkatle yaklaşın.
13:30
you would expect from a truly good friend.
256
810521
2633
[Özsaygını Koru]
13:33
[Protect Your Self-Esteem]
257
813361
1888
13:35
We have to catch our unhealthy psychological habits and change them.
258
815273
4301
Sağlıksız psikolojik alışkanlıklarımızı fark etmeli ve değiştirmeliyiz.
13:39
And one of unhealthiest and most common is called rumination.
259
819598
4218
Bunlardan en sağlıksızı ve en yaygını; geviş getirmek.
13:44
To ruminate means to chew over.
260
824228
2500
Geviş getirmek, tekraren çiğnemek demek.
13:46
It's when your boss yells at you
261
826752
2189
Patronunuz size bağırdığında, hocanız sınıfta sizi aptal durumuna düşürdüğünde
13:48
or your professor makes you feel stupid in class,
262
828965
2621
13:51
or you have big fight with a friend
263
831610
2249
veya arkadaşınızla kavga ettiğinizde,
13:53
and you just can't stop replaying the scene in your head for days,
264
833883
4061
kafanızda günlerce bazen haftalarca dönüp duran
13:57
sometimes for weeks on end.
265
837968
2389
ve durduramadığız sahnedir.
Üzücü olay hakkındaki düşüncelerinizi, geviş getirmek
14:00
Now, ruminating about upsetting events in this way can easily become a habit,
266
840494
4999
14:05
and it's a very costly one,
267
845517
1449
kolaylıkla bir alışkanlığa dönüşebilir ve bedeli ağırdır.
14:07
because by spending so much time focused on upsetting and negative thoughts,
268
847431
4720
Üzücü ve olumsuz düşüncelere odaklanıp zamanını harcarken
kendinizi gerçekten önemli bir riske atıyorsunuz:
14:12
you are actually putting yourself at significant risk
269
852175
2949
klinik depresyon, alkolizm, yeme bozukluğu ve
14:15
for developing clinical depression,
270
855148
1737
14:17
alcoholism,
271
857370
1266
14:18
eating disorders,
272
858660
1162
14:19
and even cardiovascular disease.
273
859846
2106
hatta kalp hastalıkları.
14:22
The problem is,
274
862682
1192
Esas sorun geviş getirmekte ısrar etmek. O kadar güçlü ve baskın bir his ki
14:23
the urge to ruminate can feel really strong and really important,
275
863898
3941
14:27
so it's a difficult habit to stop.
276
867863
2083
bu alışkanığı durdurmak çok zor
14:30
I know this for a fact,
277
870804
1623
Biliyorum çünkü bir seneyi biraz aşkın bir süre evvel
14:32
because a little over a year ago, I developed the habit myself.
278
872451
3536
kendim de bu alışkanlığı edindim.
14:36
You see, my twin brother was diagnosed with stage 3 non-Hodgkin's lymphoma.
279
876540
5561
Kardeşime üçüncü evre, Hodgkin dışı lenfoma teşhisi kondu.
14:42
His cancer was extremely aggressive.
280
882965
2144
Kanseri ileri derecede saldırgandı.
14:45
He had visible tumors all over his body.
281
885133
3066
Tüm vücudunda görülebilir urlar vardı.
14:48
And he had to start a harsh course of chemotherapy.
282
888904
3356
Sarsıcı bir kemoterapi sürecine girdi.
14:53
And I couldn't stop thinking about what he was going through.
283
893627
4050
Kendimi, onun neler yaşadığını düşünmekten alıkoyamıyordum.
14:58
I couldn't stop thinking about how much he was suffering,
284
898586
2720
Tek bir kez bile şikayet etmemiş olsa da,
kendimi, onun nasıl acı çektiğini düşünmekten alamıyordum.
15:02
even though he never complained, not once.
285
902322
3269
İnanılmaz olumlu bir tutumu vardı.
15:06
He had this incredibly positive attitude.
286
906070
2927
Psikolojik sağlığı fevkaledeydi.
15:09
His psychological health was amazing.
287
909021
2487
15:12
I was physically healthy, but psychologically, I was a mess.
288
912212
4115
Ben bedensel olarak sağlıklıydım ama psikolojik olarak tam bir enkazdım.
Yine de ne yapacağımı biliyordum.
15:17
But I knew what to do.
289
917303
1241
15:18
Studies tell us that even a two-minute distraction is sufficient
290
918568
4651
Çalışmalar, geviş getirme isteğini engellemekte iki dakikalık bir
dikkat dağıtımının bile yeterli olduğunu gösteriyor.
15:23
to break the urge to ruminate in that moment.
291
923243
2454
Ne zaman endişelensem, üzülsem, olumsuz bir düşünsem olsa
15:26
And so each time I had a worrying, upsetting, negative thought,
292
926110
3648
15:29
I forced myself to concentrate on something else until the urge passed.
293
929782
4355
bu baskıdan kurtulmak için kendimi, başka bir şeye konsantre olmaya zorluyordum.
15:34
And within one week, my whole outlook changed
294
934161
4465
Bir hafta içinde tüm görünüşüm değişti.
15:38
and became more positive and more hopeful.
295
938650
2728
Daha olumlu ve umutlu bir hale geldim.
15:41
[Battle Negative Thinking]
296
941509
1734
[Olumsuz Düşünceyle Savaş]
15:43
Nine weeks after he started chemotherapy, my brother had a CAT scan,
297
943267
4443
Kemoterapi başladıktan dokuz hafta sonra kardeşimin CAT tarama sonuçları geldiğinde
yanındaydım ve elini tutuyordum.
15:48
and I was by his side when he got the results.
298
948167
2357
15:51
All the tumors were gone.
299
951125
1839
Tüm urlar yok olmuştu.
15:54
He still had three more rounds of chemotherapy to go,
300
954297
2974
Daha bir kaç defa kemoterapi görmesi gerekiyordu
15:57
but we knew he would recover.
301
957295
1580
ama iyileşeceğini biliyorduk.
15:59
This picture was taken two weeks ago.
302
959659
2859
Bu fotoğraf bir kaç hafta önce çekildi.
16:05
By taking action when you're lonely,
303
965807
2505
Yalnızken eyleme geçerek,
16:08
by changing your responses to failure,
304
968978
2720
başarısızlık karşısındaki tepkinizi değiştirerek
16:12
by protecting your self-esteem,
305
972225
2396
özsaygınızı koruyarak,
16:14
by battling negative thinking,
306
974645
2282
olumsuz düşüncelerle savaşarak,
16:16
you won't just heal your psychological wounds,
307
976951
3229
sadece psikolojik yaralarınızı iyileştirmeyeceksiniz,
duygusal esneklik kazanacak, serpilip gelişeceksiniz.
16:20
you will build emotional resilience,
308
980204
2559
16:22
you will thrive.
309
982787
1228
16:24
A hundred years ago, people began practicing personal hygiene,
310
984664
4036
Yüzyıl önce insanlar, kişisel sağlık bilgisi üzerinde çalışmaya başladığından beri
yaşam beklentileri %50'nin üzerinde arttı.
16:29
and life expectancy rates rose by over 50 percent
311
989267
4251
16:33
in just a matter of decades.
312
993542
1718
Birkaç on yıl kadar kısa bir sürede.
16:35
I believe our quality of life could rise just as dramatically
313
995947
4089
İnanıyorum ki hepimiz duygusal sağlık bilgisi üzerinde çalışırsak
yaşam kalitemiz de bu kadar çarpıcı şekilde değişecektir.
16:40
if we all began practicing emotional hygiene.
314
1000060
3309
Herkesin psikolojik sağlığının daha iyi olduğu
16:44
Can you imagine what the world would be like
315
1004194
2063
bir dünyanın nasıl olabileceğini hayal edebilir misiniz?
16:46
if everyone was psychologically healthier?
316
1006281
2536
16:48
If there were less loneliness and less depression?
317
1008841
2921
Daha az yalnızlık ve daha az depresyon olsa.
16:52
If people knew how to overcome failure?
318
1012240
2567
İnsanlar başarısızlıklarının üstesinden nasıl geleceklerini bilseler.
16:55
If they felt better about themselves and more empowered?
319
1015224
3265
Kendilerini daha iyi ve daha güçlü hissetseler.
16:58
If they were happier and more fulfilled?
320
1018513
2401
Daha mutlu ve daha başarılı olsalar.
17:01
I can, because that's the world I want to live in.
321
1021760
3277
Ben hayal edebiliyorum çünkü bu benim yaşamak istediğim dünya.
Keza bu dünya, kardeşimin de yaşamak istediği dünya.
17:06
And that's the world my brother wants to live in as well.
322
1026021
3686
17:10
And if you just become informed and change a few simple habits, well --
323
1030371
4900
Sadece bilgilenir ve basit bir kaç alışkanlığı değiştirebilirseniz,
bu dünya, hepimizin yaşayabileceği dünya olur.
17:16
that's the world we can all live in.
324
1036001
2357
Çok teşekkür ederim.
17:19
Thank you very much.
325
1039373
1166
17:20
(Applause)
326
1040563
2604
(Alkış sesleri)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7