A path to higher education and employment for refugees | Chrystina Russell

Çeviri: Nihal Aksakal Gözden geçirme: Miraç Şendil

Saida Aden Said: I still have this horrific image in my mind.

Saida Aden Said: Bu korkunç görüntü hala aklımda.

I could see people falling down,

Düşen insanları görüyorum,

gunshots.

silah seslerini duyuyorum.

I was so terrified.

Çok korkmuştum.

Really, I was crying a lot.

Gerçekten, çok fazla ağlıyordum.

Someone who knew my father and my mom grabbed my hand, and he said,

Annemi ve babamı tanıyan biri elimi tuttu ve şunu söyledi:

"Let's go! Let's go! Let's go!"

''Haydi! Haydi! Haydi!''

And I was like, "Where's my mom? My mom? My mom?"

Ben ise ''Annem nerede? Annem? Annem?'' diyordum.

Noria Dambrine Dusabireme: During nights we would hear shots,

Noria Dambrine Dusabireme: Gece boyunca kurşun vızıltıları

we would hear guns.

ve silah sesleri duyardık.

Elections were supposed to happen.

Seçimlerin olması gerekiyordu.

We had young people going in the street,

Sokakta giden genç insanlar vardı,

they were having strikes.

grev yapıyorlardı.

And most of the young people died.

Çoğu genç öldü.

SAS: We boarded a vehicle.

SAS: Bir araca bindik.

It was overloaded.

Çok kalabalıktı.

People were running for their lives.

İnsanlar hayatları için kaçıyordu.

That is how I fled from Somalia.

Somali'den böyle kaçtım.

My mom missed me.

Annem beni özledi.

Nobody told her where I went.

Kimse nereye gittiğimi ona söylememiş.

NDD: The fact that we did not go to school,

NDD: Okula gitmediğimiz ve pazara gidemediğimiz için

we couldn't go to the market, we were just stuck home

evde sıkışıp kalmıştık

made me realize that if I got an option to go for something better,

ve bu bana daha iyi bir şey için bir seçeneğim olursa,

bunun için çalışıp daha iyi bir geleceğe sahip olabileceğimi fark ettirdi.

I could just go for it and have a better future.

(Music)

(Müzik)

Ignazio Matteini: Globally, displaced people in the world

Ignazio Matteini: Dünya genelinde,

yerinden olmuş insanların sayısı artıyor.

have been increasing.

Now there are almost 60 million people displaced in the world.

Şu anda dünyada 60 milyon insan yerinden edilmiş durumda.

And unfortunately, it doesn't stop.

Maalesef ki bu durmuyor.

Chrystina Russell: I think the humanitarian community

Chrystina Russell: Bence insani toplum,

is starting to realize from research and reality

araştırma ve gerçeklikten çok daha kalıcı

that we're talking about a much more permanent problem.

bir sorundan bahsettiğimizi fark etmeye başlıyor.

Baylie Damtie Yeshita: These students, they need a tertiary education,

Baylie Damtie Yeshita: Bu öğrenciler, yüksek öğretime,

a degree that they can use.

kullanabilecekleri bir lisansa ihtiyaç duyuyorlar.

If the students are living now in Rwanda,

Eğer Ruanda'da yaşıyan öğrenciler

if they get relocated, still they can continue their study.

şimdi yer değiştirirlerse yine de çalışmalarına devam edebilirler.

Still, their degree is useful, wherever they are.

Yine de nerede olurlarsa olsunlar, lisansları işe yarar.

CR: Our audacious project was to really test

CR: Cesur projemiz,

Southern New Hampshire Üniversitesi'nin Küresel Eğitim Hareketi'nin

Southern New Hampshire University's Global Education Movement's

ability to scale,

ölçeklendirme yeteneğini gerçekten test etmek,

to bring bachelor's degrees and pathways to employment

mültecilere ve başka şekilde yüksek öğretime erişimi olmayanlara

to refugees and those who would otherwise not have access to higher education.

lisans derecesi ve derece edinme yolları getirmekti.

SAS: It was almost impossible, as a refugee person,

SAS: Mülteci olarak eğitimimde ilerlemek

to further my education and to make my career.

ve kariyer yapmak neredeyse imkansızdı.

My name is Saida Aden Said,

Benim ismim Saida Aden Said

and I am from Somalia.

ve Somali'denim.

I was nine years old when I came to Kakuma,

Kakuma'ya geldiğimde dokuz yaşındaydım

and I started going to school at 17.

ve 17 yaşında okula gitmeye başladım.

Now I am doing my bachelor degree

Şimdi SNHU'da lisans eğitimimi alıyorum.

with SNHU.

NDD: My name is Noria Dambrine Dusabireme.

NDD: Benim adım Noria Dambrine Dusabireme.

I'm doing my bachelor of arts in communications

Lisans eğitimimi işletme yoğunluğu ile

with a concentration in business.

iletişimde sanat alanında alıyorum.

CR: We are serving students across five different countries:

CR: Beş farklı ülkede öğrencilere hizmet veriyoruz:

Lebanon, Kenya, Malawi, Rwanda and South Africa.

Lübnan, Kenya, Malavi, Ruanda ve Güney Afrika.

Really proud to have 800 AA grads to over 400 bachelor's graduates

400'den fazla lisans mezunu ve AA notuyla mezun olan 800 öğrencimizin olmasından

and nearly 1,000 students enrolled right now.

ve yaklaşık 1000 öğrencimizin kayıtlı olmasından gururluyuz.

So, the magic of this is that we're addressing refugee lives as they exist.

Bunun büyüsü, mülteci yaşamlarına var oldukları gibi hitap etmemizden geliyor.

There are no classes.

Sınıflar yok.

There are no lectures.

Dersler yok.

There are no due dates.

Teslim tarihi yok.

There are no final exams.

Final sınavları yok.

This degree is competency-based and not time-bound.

Bu lisans yetkinliğe dayalıdır ve zamana bağlı değildir.

You choose when you start your project.

Projenize ne zaman başlayacağınızı siz seçersiniz.

You choose how you're going to approach it.

Nasıl yaklaşacağınızı siz seçersiniz.

NDD: When you open the platform, that's where you can see the goals.

NDD: Platformu açtığınızda hedefleri görebileceğiniz yer burası.

Under each goal, we can find projects.

Her hedef altında projeler bulabilirsiniz.

When you open a project, you get the competencies

Bir projeyi açtığınızda,

uzmanlaşmanız gereken yeterlilikleri,

that you have to master,

directions

projenin yönlendirmeleri

and overview of the project.

ve genel bakışını görürsünüz.

CR: The secret sauce of SNHU

CR: SNHU'nun gizli sosu,

is combining that competency-based online learning

yetkinlik temelli çevrimiçi öğrenmeyi,

with the in-person learning that we do with partners

tüm sarmalayıcı destekleri sağlamak için ortaklarla yaptığımız

to provide all the wraparound supports.

yüz yüze öğrenmeyle birleştiriyor.

That includes academic coaching.

Buna akademik rehberlik de dahildir.

It means psychosocial support,

Bu, psikososyal destek,

medical support,

tıbbi destek anlamına gelir

and it's also that back-end employment support

ve aynı zamanda yüzde 95 mezuniyet,

that's really resulting in the 95 percent graduation,

yüzde 88 istihdam ile sonuçlanan

the 88 percent employment.

istihdam desteğidir.

NDD: I'm a social media management intern.

NDD: Ben bir sosyal medya yönetim stajyeriyim.

It's related to the communications degree I'm doing.

Yaptığım şey iletişim lisansı ile ilgili.

I've learned so many things out of the project and in the real world.

Proje dışında ve gerçek dünyada çok şey öğrendim.

CR: The structured internship is really an opportunity

CR: Yapılandırılmış staj,

for students to practice their skills,

öğrencilerin yeteneklerini uygulamaları için bir fırsattır,

for us to create connections between that internship

bu staj ile daha sonraki bir iş fırsatı arasında

and a later job opportunity.

bağlantı kurmamız gerekir.

(Music)

(Müzik)

This is a model that really stops putting time

Bu, zaman ve üniversite politikalarını ve prosedürlerini

and university policies and procedures at the center

merkeze koymayı bırakan

and instead puts the student at the center.

ve bunun yerine öğrenciyi merkeze koyan bir modeldir.

IM: The SNHU model is a big way to shake the tree.

IM: SNHU modeli ağacı sallamanın büyük bir yoludur.

Huge.

Çok büyük.

It's a huge shake to the traditional way of having tertiary education here.

Burada yüksek öğrenime sahip olmanın geleneksel şekline büyük bir harekettir.

BDY: It can transform the lives of students

BDY: Bu savunmasız ve mülteci topluluklarındaki

from these vulnerable and refugee communities.

öğrencilerin hayatlarını değiştirebilir.

NDD: If I get the degree,

NDD: Lisansımı alırsam,

I can just come back and work everywhere that I want.

geri dönüp istediğim her yerde çalışabilirim.

I can go for a masters confidently in English,

Daha önce hayal etmeyeceğim bir şey olan

which is something that I would not have dreamt of before.

İngilizce doktoraya güvenle başlayabilirim.

And I have the confidence and the skills required

Gerçekten, dışarı çıkıp başarısız olmaktan korkmadan

to actually go out and just tackle the workplace

iş yerinde uğraşmak için gereken

güven ve becerilere sahibim.

without having to fear that I can't make it.

SAS: Her zaman toplumla çalışmak istedim.

SAS: I always wanted to work with the community.

Kâr amacı gütmeyen bir kuruluş kurmak istiyorum.

I want to establish a nonprofit.

Kadınların eğitimini savunuyoruz.

We advocate for women's education.

Elçi gibi biri olmak ve onları öğrenmeleri için

I want to be someone who is, like, an ambassador

asla çok geç olmadığını söyleyerek

and encourage them to learn

cesaretlendirmek istiyorum.

and tell them it is never too late.

Bu bir hayal.

It's a dream.