How to buy happiness | Michael Norton

714,900 views ・ 2012-04-24

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

00:00
Translator: Jenny Zurawell
0
0
7000
Çeviri: Anil Ustundag Gözden geçirme: hatice yildiz
Bugün para ve mutluluk hakkında konuşmak istiyorum
00:16
So I want to talk today about money and happiness,
1
16982
2413
00:19
which are two things a lot of us spend a lot of our time thinking about,
2
19419
3558
Çoğumuzun zamanını harcadığı 2 şey,
ya para kazanmaya çalışmak,
ya da para biriktirmeye çalışmak.
00:23
either trying to earn them or trying to increase them.
3
23001
2830
00:25
And a lot of us resonate with this phrase,
4
25855
2279
Ve şu terim çoğumuzda yankı uyandırıyor.
Dinlerde ve kişisel gelişim kitaplarında görürüz ki,
00:28
we see it in religions and self-help books:
5
28158
2809
"Para mutluluğu satın alamaz."
00:30
money can't buy happiness.
6
30991
1295
00:32
And I want to suggest today that, in fact, that's wrong.
7
32310
2775
Bugün aslında bunun yanlış olduğunu belirtmek istiyorum.
00:35
(Laughter)
8
35109
2051
(Gülüşmeler)
00:37
I'm at a business school, so that's what we do.
9
37184
2217
Bir işletme okulundayım, yaptığımız iş bu.
00:39
So that's wrong,
10
39425
1153
Yanlış olan, aslında düşünürseniz
00:40
and in fact, if you think that, you're just not spending it right.
11
40602
3223
sadece doğru harcamıyorsunuz.
00:43
So instead of spending it the way you usually spend it,
12
43849
2648
Öyle ki, alıştığınız harcama yerine,
belki başka türlü harcasaydınız,
00:46
maybe if you spent it differently, that might work a little bit better.
13
46521
3487
biraz daha işe yarayabilirdi.
00:50
Before I tell you the ways you can spend it that will make you happier,
14
50032
3445
Sizi mutlu edecek harcama yöntemlerini anlatmadan önce,
00:53
let's think about the ways we usually spend it
15
53501
2183
genelde mutlu etmeyen yöntemleri düşünelim,
00:55
that don't, in fact, make us happier.
16
55708
1812
aslında bizi mutlu ediyor.
00:57
We had a little natural experiment.
17
57544
1736
Küçük bir doğal deney yaptık.
CNN kısa bir süre önce, piyangoyu kazandıklarında
00:59
So CNN, a little while ago, wrote this interesting article
18
59304
2783
insanlara ne olduğu hakkında, şu ilginç makaleyi yayınladı.
01:02
on what happens to people when they win the lottery.
19
62111
2492
01:04
It turns out people think when they win the lottery
20
64627
2438
Piyangoyu kazanınca
hayatlarının harika olacağını düşünüyormuş.
01:07
their lives will be amazing.
21
67089
1357
Bu makale ise hayatlarının nasıl bozulduğu hakkında.
01:08
This article's about how their lives get ruined.
22
68470
2310
01:10
What happens when people win the lottery
23
70804
1921
Öyleyse, piyango kazananların başına gelen şey;
01:12
is, one, they spend all the money and go into debt;
24
72749
2398
birincisi; paranın hepsini harcayıp borca giriyorlar,
01:15
and two, all of their friends and everyone they've ever met
25
75171
3068
ikincisi; arkadaşları ve karşılaştıkları herkes
01:18
find them and bug them for money.
26
78263
1745
onları bulup para için rahatsız ediyor.
01:20
It ruins their social relationships, in fact.
27
80032
2172
Bu durum sosyal ilişkilerini yok ediyor aslında.
01:22
So they have more debt and worse friendships
28
82228
2084
Yani piyangoyu kazanmadan daha öncesine göre,
01:24
than they had before they won the lottery.
29
84336
2027
çok borçları ve kötü arkadaşlıkları var.
01:26
What was interesting about the article was,
30
86387
2020
Bu makale hakkında ilginç olan şey,
01:28
people started commenting on the article, readers of the thing.
31
88431
2992
okurların, hakkında yorum yapmasıydı.
01:31
And instead of talking about how it made them realize
32
91447
2512
Paranın mutluluk getirmediğini,
01:33
that money doesn't lead to happiness,
33
93983
1798
nasıl anladıkları hakkında konuşmaktansa,
01:35
everyone started saying, "You know what I'd do if I won the lottery ...?"
34
95805
3444
herkes bir anda
"Piyangoyu kazansaydım ne yapardım biliyorsun"
demeye ve yapacaklarını hayal etmeye başladı.
01:39
and fantasizing about what they'd do.
35
99273
1799
Ve işte görüştüğümüz birisinden,
01:41
Here's just two of the ones we saw that are interesting to think about.
36
101096
3370
hakkında düşünmenin ilginç olduğu 2 hayal;
01:44
One person wrote, "When I win, I'm going to buy my own little mountain
37
104490
3336
Birisi şöyle yazmış;
"Kazandığımda, kendi küçük dağımı alacağım ...
01:47
and have a little house on top."
38
107850
1568
... ve tepesinde evim olacak"
01:49
(Laughter)
39
109442
1315
(Gülüşmeler)
01:50
And another person wrote, "I would fill a big bathtub with money
40
110781
3049
Diğer bir kişi ise;
"Büyük bir küveti parayla doldururdum...
01:53
and get in the tub while smoking a big fat cigar
41
113854
2240
... koca puromu içerek ve bir kadeh şampanya yudumlayarak ...
01:56
and sipping a glass of champagne."
42
116118
1846
... içine girerdim"
01:57
This is even worse: "... then I'd have a picture taken
43
117988
2560
Bu daha da kötü;
"Sonra bir fotoğraf çektirir ve onlarca dergi yaptırırdım ...
02:00
and dozens of glossies made.
44
120572
1344
02:01
Anyone begging for money or trying to extort from me
45
121940
2496
... para için yalvaran ya da gaspetmeye çalışan biri ...
02:04
would receive a copy of the picture and nothing else."
46
124460
2751
... yalnızca fotoğrafın kopyasını alırdı."
02:07
(Laughter)
47
127235
2445
(Gülüşmeler)
02:09
And so many of the comments were exactly of this type,
48
129704
2573
Ve para alanların içinde,
yorumların çoğu tam olarak bu şekilde.
02:12
where people got money and, in fact, it made them antisocial.
49
132301
3268
Bu onların antisosyal olduğunu gösterir.
02:15
So I told you it ruins people's lives and their friends bug them.
50
135593
3188
Bunun hayatlarını mahvettiğini ve
arkadaşlarının rahatsız ettiğini söylemiştim.
02:18
Also, money often makes us feel very selfish
51
138805
2192
Ayrıca, para genellikle bencil hissettirir ve
02:21
and we do things only for ourselves.
52
141021
1815
sadece kendimiz için bir şeyler yaparız.
02:22
We thought maybe the reason money doesn't make us happy
53
142860
2616
Belki de paranın bizi mutlu etmemesinin sebebi,
02:25
is that we're spending it on the wrong things;
54
145500
2172
sürekli yanlış şeylere harcamamızdır,
02:27
in particular, we're always spending it on ourselves.
55
147696
2526
özellikle hep kendimize harcamamız.
Ve düşündük, merak ediyorum da,
02:30
And we wondered what would happen
56
150246
1587
02:31
if we made people spend more of their money on others.
57
151857
2540
İnsanlar parasının çoğunu başkaları için harcasaydı,
neler olurdu?
02:34
So instead of being antisocial with your money,
58
154421
2223
Yani paranızla antisosyal olmak yerine,
02:36
what if you were more pro-social with it?
59
156668
2003
biraz daha topluma faydalı olsaydınız?
02:38
We thought, let's make people do it and see what happens.
60
158695
2844
Ve düşündük, insanlar bunu denesinler,
neler olacak görelim.
02:41
Let's have some people do what they usually do,
61
161563
2202
Bazıları alıştıkları şeyi yapsın
02:43
spend money on themselves,
62
163789
1278
ve kendilerince harcasınlar,
02:45
and let's make some people give money away,
63
165091
2031
bazıları parayı versinler, mutluluklarını karşılaştırsınlar
02:47
and measure their happiness and see if, in fact, they get happier.
64
167146
3114
ve gerçekten mutlu olacaklar mı görsünler.
02:50
The first way we did this was, one Vancouver morning,
65
170284
2553
Denediğimiz ilk yöntem şuydu.
Bir Vancouver sabahı,
02:52
we went out on the campus at University of British Columbia,
66
172861
2975
British Columbia Üniversitesi'ndeki kampüse gittik,
02:55
approached people and said, "Do you want to be in an experiment?"
67
175860
3064
ve insanlara yaklaşıp sorduk;
"Bir deneye katılmak ister misiniz?" "Evet" dediler.
02:58
They said, "Yes."
68
178948
1168
Onlara nasıl mutlu olduklarını sorduk
03:00
We asked them how happy they were, and then gave them an envelope.
69
180140
3101
ve sonra bir zarf verdik.
Zarflardan birinin içinde şu yazıyordu;
03:03
One of the envelopes had things in it that said,
70
183265
2314
"Bugün akşam 5'e kadar, bu parayı kendinize harcayın"
03:05
"By 5pm today, spend this money on yourself."
71
185603
2995
03:08
We gave some examples of what you could spend it on.
72
188622
2573
Neler harcayacaklarına dair bazı örnekler verdik.
03:11
Other people got a slip of paper that said,
73
191219
2065
Diğerleri ise, üzerinde şu yazan kağıt fiş aldı;
03:13
"By 5pm today, spend this money on somebody else."
74
193308
3115
"Akşam 5'e kadar bu parayı başka birisine harcayın"
03:16
Also inside the envelope was money.
75
196447
2190
Ayrıca zarfın içinde para vardı.
03:18
And we manipulated how much money we gave them;
76
198661
2211
Verdiğimiz para miktarını değiştirdik.
03:20
some people got this slip of paper and five dollars,
77
200896
2627
Bazıları bu fişi ve 5 dolar aldı.
03:23
some got this slip of paper and 20 dollars.
78
203547
2612
Bazıları ise bu fişi ve 20 dolar aldı.
03:26
We let them go about their day and do whatever they wanted.
79
206183
3007
Günlerine başlamalarına izin verdik.
İstediklerini yaptılar.
03:29
We found out they did spend it in the way we asked them to.
80
209214
2977
Gerçekten istediğimiz şekilde harcadıklarını farkettik.
03:32
We called them up and asked them, "What did you spend it on?
81
212215
2917
Gece onları aradık ve sorduk;
"Parayı neye harcadın ve Ne kadar mutlu hissediyorsun?"
03:35
How happy do you feel now?"
82
215156
1316
03:36
What did they spend it on?
83
216496
1251
Parayı neye harcadılar?
03:37
These are college undergrads;
84
217771
1397
Bunlar kolej öğrencileri, kendilerine harcadıkları şeylerin çoğu
03:39
a lot of what they spent it on for themselves
85
219192
2115
küpeler ve makyaj malzemeleriydi.
03:41
were things like earrings and makeup.
86
221331
1796
Bir kadın, yeğeni için oyuncak aldığını söyledi.
03:43
One woman said she bought a stuffed animal for her niece.
87
223151
2679
Bazıları parayı evsizlere verdi.
03:45
People gave money to homeless people.
88
225854
1779
Starbucks’ın buradaki büyük etkisi.
03:47
Huge effect here of Starbucks.
89
227657
2043
03:49
(Laughter)
90
229724
1724
(Gülüşmeler)
03:51
So if you give undergraduates five dollars,
91
231472
2016
Yani, üniversite öğrencilerine 5 dolar verirseniz,
03:53
it looks like coffee to them,
92
233512
1398
bu onlara kahve gibi gözükür,
03:54
and they run over to Starbucks and spend it as fast as they can.
93
234934
3048
Starbucks’a koşarlar ve en hızlı şekilde harcarlar.
03:58
Some people bought coffee for themselves, the way they usually would,
94
238006
3310
Ancak bazıları her zamanki gibi kendisine bir kahve aldı,
bazıları ise kahveyi başkası için aldığını söyledi.
04:01
but others bought coffee for somebody else.
95
241340
2119
04:03
So the very same purchase,
96
243483
1676
Çok benzer alımlar,
04:05
just targeted toward yourself or targeted toward somebody else.
97
245183
3314
sadece kendinize yönelik amaçlanmış,
ya da bir başkasına.
04:08
What did we find when we called at the end of the day?
98
248521
2563
Sonunda onları tekrar aradığımızda ne bulduk?
Parayı başkalarına harcayanlar daha mutlu oldu.
04:11
People who spent money on others got happier;
99
251108
2135
Kendisine harcayanlarsa, hiçbir şey olmadı.
04:13
people who spent it on themselves, nothing happened.
100
253267
2490
Bu onları daha az mutlu yapmadı,
04:15
It didn't make them less happy, it just didn't do much for them.
101
255781
3028
sadece pek bir şey katmadı.
04:18
The other thing we saw is the amount of money doesn't matter much.
102
258833
3103
Ve gördüğümüz diğer şey,
paranın miktarı o kadar da önemli değil.
04:21
People thought 20 dollars would be way better than five.
103
261960
2645
İnsanlar şöyle düşündü;
20 dolar, 5 dolardan daha iyi olurdu.
04:24
In fact, it doesn't matter how much money you spent.
104
264629
2457
Aslında ne kadar harcadığınız farketmez.
Önemli olan şey,
04:27
What really matters is that you spent it on somebody else
105
267110
2696
kendiniz yerine başkasına harcamanızdır.
04:29
rather than on yourself.
106
269830
1171
Parayı kendilerine harcamak yerine başkası için verdiğimizde,
04:31
We see this again and again
107
271025
1306
04:32
when we give people money to spend on others instead of on themselves.
108
272355
3358
bunu tekrar tekrar görüyoruz.
04:35
Of course, these are undergraduates in Canada --
109
275737
2266
Tabi ki bunlar Kanada’daki öğrenciler,
dünyanın en temsili nüfusu değil.
04:38
not the world's most representative population.
110
278027
2215
04:40
They're also fairly wealthy and affluent and other sorts of things.
111
280266
3154
Onlar oldukça zengin, varlıklı
ve bunun gibi şeyler.
04:43
We wanted to see if this holds true everywhere in the world
112
283444
2766
Dünyada her yerde mi geçerli, yoksa sadece
zengin ülkelerde mi böyle diye görmek istedik.
04:46
or just among wealthy countries.
113
286234
1545
04:47
So we went to Uganda and ran a very similar experiment.
114
287803
2806
Bu nedenle Uganda’ya bile gittik
ve çok basit bir deney yaptık.
04:50
Imagine, instead of just people in Canada, we say,
115
290633
2353
“Kendine veya başkasına, para harcadığın son zamanı seç ...
04:53
"Name the last time you spent money on yourself or others.
116
293010
2758
...Tanımla. Seni ne kadar mutlu etmişti?”
04:55
Describe it. How happy did it make you?"
117
295792
1917
04:57
Or in Uganda, "Name the last time you spent money on yourself or others
118
297733
3418
diye sorduğumuz Kanada’daki insanlar yerine,
aynısını sorduğumuz Uganda'daki insanları hayal edin,
05:01
and describe that."
119
301175
1157
05:02
Then we asked them how happy they are, again.
120
302356
2161
Ve sonra, ne kadar mutlu olduklarını tekrar sorduk.
05:04
And what we see is sort of amazing,
121
304541
1680
Gördüğümüz şey şaşırtıcı türdendi
05:06
because there's human universals on what you do with your money,
122
306245
3045
çünkü parayla ne yaptığınız üzerine
evrensel kültürler ve de gerçek kültür farklılıkları var.
05:09
and real cultural differences on what you do as well.
123
309314
2487
05:11
So for example, one guy from Uganda says this:
124
311825
3304
Mesela, Uganda’lı birisi şöyle diyor;
05:15
"I called a girl I wished to love."
125
315153
1876
"Aşık olduğum kızı aradım... "
05:17
They basically went out on a date,
126
317053
1783
Normal bir şekilde randevulaşmışlar,
05:18
and he says at the end that he didn't "achieve" her up till now.
127
318860
3252
ve en sonunda diyor ki, kızı şu ana kadar elde edememiş.
05:22
(Laughter)
128
322136
1164
Bu adam ise Kanada’dan.
05:23
Here's a guy from Canada.
129
323324
1971
05:25
Very similar thing.
130
325319
1707
Çok benzer bir durum.
05:27
"I took my girlfriend out for dinner.
131
327050
1991
"Kız arkadaşımı akşam yemeğine çıkardım...
05:29
We went to a movie, we left early,
132
329065
1841
...Sinemaya gittik, erken çıktık ve sonra odasına geri döndük…"
05:30
and then went back to her room for ... cake," just cake.
133
330930
3799
Yalnızca ...
Kek için, sadece bir parça kek.
05:34
(Laughter)
134
334753
1354
05:36
Human universal:
135
336131
1153
İnsanoğlu.. Parayı başkasına harcıyorsun,
05:37
you spend money on others, you're being nice.
136
337308
2236
ona iyi davranmış oluyorsun.
05:39
Maybe you have something in mind, maybe not.
137
339568
2065
Belki aklınızda bir şey var, belki de yok.
05:41
But then we see extraordinary differences.
138
341657
2052
Ancak daha sonra sıradışı farklar gördük.
05:43
So look at these two.
139
343733
1153
Şu iki örneğe bakın.
05:44
This is a woman from Canada.
140
344910
1354
Kanada’dan bir kadın.
05:46
We say, "Name a time you spent money on somebody else."
141
346288
2576
"Başkasına para harcadığın bir zaman seç" dedik.
05:48
She says, "I bought a present for my mom.
142
348888
1977
Dedi ki; "Anneme bir hediye almıştım ...
05:50
I drove to the mall, bought a present, gave it to my mom."
143
350889
2726
... Arabayla AVM'ye gittim, hediye aldım, anneme verdim"
05:53
Perfectly nice thing to do.
144
353639
1303
Yapılacak tamamen hoş bir şey.
05:54
It's good to get gifts for people you know.
145
354966
2055
İnsanlara hediye almak güzeldir, bilirsiniz.
05:57
Compare that to this woman from Uganda:
146
357045
2332
Şimdi bunu, Uganda’lı kadınla kıyaslayın.
05:59
"I was walking and met a longtime friend whose son was sick with malaria.
147
359401
3694
"Yürüyordum ve oğlu sıtma hastası olan çok eski bir arkadaşımla karşılaştım ...
06:03
They had no money, they went to a clinic and I gave her this money."
148
363119
3374
... Hiç parası yoktu, kliniğe gittiler ve parayı onlara verdim."
06:06
This isn't $10,000, it's the local currency.
149
366517
2209
Bu miktar, 10 bin dolar değil, yerel para birimi.
06:08
So it's a very small amount of money, in fact.
150
368750
2192
Yani çok düşük bir miktar, gerçekten.
06:10
But enormously different motivations here.
151
370966
2109
Bunlar aşırı derecede farklı dürtüler.
06:13
This is a real medical need, literally a lifesaving donation.
152
373099
3528
Bu gerçek bir tıbbi ihtiyaç,
abartısız hayat kurtarıcı bir bağış.
06:16
Above, it's just kind of, I bought a gift for my mother.
153
376651
2748
Yukarıda sadece bir örnek, "Anneme hediye aldım."
06:19
What we see again, though,
154
379423
1611
Tekrar gördüğümüz gibi;
06:21
is that the specific way you spend on other people isn't nearly as important
155
381058
3650
Parayı başkalarına harcadığınız özel yöntemlerin,
kendinizi mutlu etmek için başkalarına harcadığınız gerçeği kadar
06:24
as the fact that you spend on other people in order to make yourself happy,
156
384732
3950
önemli olmamasıdır, aslında önemli bir gerçek.
06:28
which is really quite important.
157
388706
1559
06:30
So you don't have to do amazing things with your money
158
390289
2541
Kendinizi mutlu etmek için,
paranızla ilginç şeyler yapmak zorunda değilsiniz.
06:32
to make yourself happy.
159
392854
1151
Küçük, ufak tefek şeyler yapabilirsiniz,
06:34
You can do small, trivial things and still get the benefits from doing this.
160
394029
3603
bunları yapmak yine de size yarar sağlar.
06:37
These are only two countries.
161
397656
1409
Bunlar sadece iki ülke.
Parayla mutluluk arasındaki ilişkiyi görebilseydik,
06:39
We wanted to look at every country in the world if we could,
162
399089
2949
daha uzaklara gitmeyi ve dünyadaki her ülkeye bakmayı isterdik.
06:42
to see what the relationship is between money and happiness.
163
402062
2899
06:44
We got data from the Gallup Organization,
164
404985
1984
Ülkelerin son günlerde yaptığı anketlerdeki bildiğiniz verileri,
06:46
which you know from all the political polls happening lately.
165
406993
2875
Gallup Organizasyonu'ndan temin ettik.
06:49
They asked people, "Did you donate money to charity recently?"
166
409892
2933
İnsanlara soruyorlar;
"Son zamanlarda hayır kurumuna para bağışladınız mı?"
06:52
and, "How happy are you with life in general?"
167
412849
2173
"Hayatta genel olarak ne kadar mutlusunuz?"
06:55
We can see what the relationship is between those two things.
168
415046
2877
Böylece bu 2 şey arasındaki ilişkinin ne olduğunu görebiliriz.
06:57
Are they positively correlated, giving money makes you happy?
169
417947
2912
Olumlu olarak mı bağlantılılar? Para vermek sizi mutlu eder.
07:00
Or are they negatively correlated?
170
420883
1640
Yoksa olumsuz olarak mı?
07:02
On this map, green will mean they're positively correlated,
171
422547
2795
Bu haritada,
yeşil olumlu olarak bağlantılı olduğunu gösteriyor,
07:05
red means they're negatively correlated.
172
425366
1920
kırmızı ise olumsuz bir şekilde.
07:07
And you can see, the world is crazily green.
173
427310
2097
Ve dünyanın delicesine yeşil olduğunu görebilirsiniz.
07:09
So in almost every country in the world where we have this data,
174
429431
3263
Yani, veri topladığımız dünyadaki neredeyse her ülkede,
07:12
people who give money to charity are happier people
175
432718
2457
hayır kurumuna para bağışlayanlar, bağışlamayanlardan daha mutlu.
07:15
than people who don't give money to charity.
176
435199
2130
07:17
I know you're looking at the red country in the middle.
177
437353
2614
Ortadaki kırmızı ülkeye baktığınızı biliyorum.
07:19
I would be a jerk and not tell you what it is,
178
439991
2154
Pisliğin teki olup bu ülkenin ne olduğunu söylemezdim,
07:22
but it's Central African Republic.
179
442169
1635
ama Orta Afrika Cumhuriyeti.
07:23
You can make up stories.
180
443828
1152
Efsaneler uydurabilirsiniz.
07:25
Maybe it's different there for some reason.
181
445004
2012
Her nedense bu durum orada farklı.
Gerçi hemen sağ altında
07:27
Just below that to the right is Rwanda, though,
182
447040
2214
şaşırtıcı bir şekilde yeşil olan Rwanda var.
07:29
which is amazingly green.
183
449278
1214
07:30
So almost everywhere we look,
184
450516
1386
Neredeyse baktığımız her yerde,
07:31
we see that giving money away makes you happier
185
451926
2433
para vermenin, kendinize saklamaktan
daha fazla sizi mutlu ettiğini görüyoruz.
07:34
than keeping it for yourself.
186
454383
1546
07:35
What about work, which is where we spend the rest of our time,
187
455953
2965
Ya iş hayatınız, tanıdığımız insanlarla olmadığımızda
07:38
when we're not with the people we know.
188
458942
1862
kalan vaktimizin çoğunu geçirdiğimiz yer.
07:40
We decided to infiltrate some companies and do a very similar thing.
189
460828
3223
Bazı şirketlerin içine girmeye karar verdik
ve benzer bir şeyi yaptık.
07:44
These are sales teams in Belgium.
190
464075
1805
Bunlar Belçika’daki satış ekiplerinden.
07:45
They work in teams, go out and sell to doctors
191
465904
3049
Takım olarak çalışıyorlar, dışarı çıkıyorlar ve
07:48
and try to get them to buy drugs.
192
468977
1576
doktorlara ilaç satmak için uğraşıyorlar.
07:50
We can look and see how well they sell things
193
470577
2146
Bir takımın üyesi olmanın işlevi olarak,
07:52
as a function of being a member of a team.
194
472747
2243
ne kadar iyi sattıklarını, bakınca görebiliyoruz.
07:55
We give people on some teams some money
195
475014
2606
Bazı takımlara, kendileri için para verip,
07:57
"Spend it however you want on yourself,"
196
477644
1964
"Parayı dilediğiniz gibi kendinize harcayın.” dedik,
07:59
just like we did with the undergrads in Canada.
197
479632
2250
tıpkı Kanada’daki öğrenciler gibi.
08:01
To other teams we say, "Here's 15 euro. Spend it on one of your teammates.
198
481906
3670
Ancak diğer takımlara,
"İşte 15 Euro. Bu hafta parayı takım arkadaşlarından birine harca...
08:05
Buy them something as a gift and give it to them.
199
485600
2664
...Hediye olarak bir şeyler al, ve ona ver” dedik.
08:08
Then we can see, we've got teams that spend on themselves
200
488288
2700
Ve pekala, görüyoruz ki elimizde;
parayı kendilerine harcayan takımlar ve
08:11
and these pro-social teams who we give money to make the team better.
201
491012
3771
biraz daha verimli olsun diye para verdiğimiz
08:14
The reason I have a ridiculous pinata there
202
494807
2029
toplum yanlısı takımlar var.
Oradaki oyuncağın sebebi,
08:16
is one team pooled their money and bought a pinata,
203
496860
2415
bir takımın, paraları toplayıp satın alması.
Toplanıp oyuncağı dağıtmışlar, içindeki şekerler etrafa saçılmış,
08:19
they smashed the pinata, the candy fell out and things like that.
204
499299
3081
bunu gibi şeyler.
08:22
A silly, trivial thing to do,
205
502404
1440
Yapılacak saçma bir şey.
08:23
but think of the difference on a team that didn't do that at all,
206
503868
3305
ancak bunu hiç yapmayan bir takımla arasındaki farkı düşünün,
15 Euro alan, parayı ceplerine koyan,
08:27
that got 15 euro, put it in their pocket, maybe bought themselves a coffee,
207
507197
3574
belki kendilerine kahve almış olan bir takım,
08:30
or teams that had this pro-social experience
208
510795
2060
ya da toplum yanlısı davranış gösteren,
08:32
where they bonded together to buy something and do a group activity.
209
512879
3291
birbirine bağlı ve grup aktivitesi için bir şeyler satın alan bir takım.
08:36
What we see is that the teams that are pro-social sell more stuff
210
516194
3069
Gördüğümüz şey, gerçekten,
toplum yanlısı olan takımlar, parayı bireysel harcayanlara göre
08:39
than the teams that only got money for themselves.
211
519287
2395
daha fazla şey sattılar.
08:41
One way to think of it is: for every 15 euro you give people for themselves,
212
521706
3643
Ve düşünülecek bir şey de,
insanlara kendileri için verdiğiniz her 15 Euro’da,
08:45
they put it in their pocket and don't do anything different than before.
213
525373
3408
parayı ceplerine koyuyorlar
ve öncekilerden farklı bir şey yapmıyorlar.
08:48
You don't get money from that;
214
528805
1441
Böyle para kazanamazsınız.
Aslında para kaybedersiniz,
08:50
you lose money, since it doesn't motivate them to perform better.
215
530270
3079
çünkü daha iyisi için onları motive etmez.
08:53
But when you give them 15 euro to spend on their teammates,
216
533373
2802
Ama arkadaşlarına harcamaları için 15 Euro verdiğinizde,
bu paraya yatırım yaparak büyük başarı kazanacağınız,
08:56
they do so much better on their teams
217
536199
1774
08:57
that you actually get a huge win on investing this kind of money.
218
537997
3094
çok iyi şeyleri takımları için yapıyorlar.
Ve şunu farkettim; galiba kendinizi düşünüyorsunuz.
09:01
You're probably thinking to yourselves, this is all fine,
219
541115
2682
her şey gayet iyi,
09:03
but there's a context that's incredibly important for public policy,
220
543821
3203
ama kamu düzeni için inanılmaz derecede önemli bir durum var
ve orada işe yaradığını hayal edemiyorum.
09:07
and I can't imagine it would work there.
221
547048
1914
09:08
And if he doesn't show me that it works here,
222
548986
2107
Ve temel olarak, burada çalıştığını göstermezse,
söylediği hiçbir şeye inanmayacağım.
09:11
I don't believe anything he said.
223
551117
1614
09:12
I know what you're all thinking about are dodgeball teams.
224
552755
2787
Hepinizin düşündüğü şeyin, yakartop takımı olduğunu biliyorum.
09:15
(Laughter)
225
555566
1391
(Gülüşmeler)
09:16
This was a huge criticism that we got,
226
556981
1855
Bu söylememiz gereken büyük bir eleştiriydi.
09:18
that if you can't show it with dodgeball teams, this is all stupid.
227
558860
3181
Yakartop takımıyla gösteremezseniz, bunların hepsi aptalcadır.
09:22
So we went and found these dodgeball teams and infiltrated them,
228
562065
4183
Dışarı çıkıp yakartop takımları bulduk,
ve içlerine gizlice katıldık.
09:26
and did the exact same thing as before.
229
566272
1878
Ve öncekilerin tamamen aynısını yaptık.
09:28
So we give people on some teams money to spend on themselves.
230
568174
2920
Yani bazı takımlar,
Takım içindekiler; para verdiklerimiz,
09:31
Other teams, we give them money to spend on their dodgeball teammates.
231
571118
3718
Diğer takımlar ise, takım arkadaşlarına harcayanlar.
09:34
The teams that spend money on themselves
232
574860
1976
Parayı kendilerine harcayan takımlar,
09:36
have the same winning percentages as before.
233
576860
2186
eskisi gibi aynı kazanma yüzdesine sahip.
Takım arkadaşlarına harcamaları için para verdiklerimiz ise,
09:39
The teams we give the money to spend on each other
234
579070
2419
09:41
become different teams;
235
581513
1155
farklı bir takım oldular ve
09:42
they dominate the league by the time they're done.
236
582692
2551
gerçekten lig bitene kadar domine ettiler.
09:45
Across all of these different contexts --
237
585267
2009
Bu farklı durumların tamamında,
özel hayatınızda, işinizde, hatta bina içi sporu gibi saçma şeylerde,
09:47
your personal life, you work life, even things like intramural sports --
238
587300
3608
09:50
we see spending on other people has a bigger return for you
239
590932
2810
parayı başkasına harcamanın,
kendinize harcamaktan daha büyük getirileri olduğunu görüyoruz.
09:53
than spending on yourself.
240
593766
1974
09:55
So if you think money can't buy happiness, you're not spending it right.
241
595764
3801
Bu nedenle, sadece şunu söyleyeceğim;
para mutluluğu satın alamaz diye düşünüyorsanız,
09:59
The implication isn't you should buy this product instead of that product,
242
599589
3580
doğru harcamıyorsunuzdur.
Buradaki çıkarım,
"Bu ürün yerine şunu almalısın, kendini böyle mutlu edersin" değil.
10:03
and that's the way to make yourself happier.
243
603193
2130
Asıl çıkarım,
10:05
It's that you should stop thinking about which product to buy for yourself,
244
605347
3635
kendinize hangi ürünü alacağınız konusunda düşünmeyi bırakmak
ve bunun yerine birazını başkalarına vermeye çalışmaktır.
10:09
and try giving some of it to other people instead.
245
609006
2830
10:11
And we luckily have an opportunity for you.
246
611860
2504
Neyse ki sizin için bir fırsatımız var.
10:14
DonorsChoose.org is a nonprofit for mainly public school teachers
247
614388
4070
DonorsChoose.org kar amacı gütmeyen bir site,
çoğunlukla düşük gelirli devlet okulundaki öğretmenler için.
10:18
in low-income schools.
248
618482
1433
10:19
They post projects like,
249
619939
1293
Bir proje paylaştılar. Diyorlar ki;
10:21
"I want to teach Huckleberry Finn and we don't have the books,"
250
621256
3020
"Sınıfıma Huckleberry Finn’i göstermek istiyorum ama kitapları yok."
10:24
or, "I want a microscope to teach my students science
251
624300
2486
"Öğrencilere bilimi öğretmek için bir mikroskop istiyorum ...
10:26
and we don't have a microscope."
252
626810
1529
... ve bir mikroskobumuz yok."
10:28
You and I can go on and buy it for them.
253
628363
1951
Siz ya da ben, çıkıp satın alabiliriz.
10:30
The teacher and the kids write you thank-you notes,
254
630338
2475
Bir öğretmen ya da bir çocuk
10:32
sometimes they send pictures of them using the microscope.
255
632837
2813
size teşekkür notu yazıyor.
Bazen mikroskop kullanırkenki fotoğraflarını gönderiyorlar.
10:35
It's an extraordinary thing.
256
635674
1346
Bu olağanüstü bir şey.
10:37
Go to the website and start yourself on the process of thinking
257
637044
3116
Siteye gidin ve düşünmeye başlayın,
bir kez daha,
"Kendim için nasıl para harcayabilirim" hakkında daha az,
10:40
less about "How can I spend money on myself?"
258
640184
2104
10:42
and more about "If I've got five dollars or 15 dollars,
259
642312
2857
"5 ya da 15 dolarım olsa, insanların yararına ne yapabilirim"
10:45
what can I do to benefit other people?"
260
645193
2145
hakkında daha fazla düşünün.
Çünkü bunu yaptığınızda eninde sonunda,
10:47
Ultimately, when you do that, you'll find you benefit yourself much more.
261
647362
3486
kendinize daha fazla faydası olduğunu göreceksiniz.
10:50
Thank you.
262
650872
1191
Teşekkürler.
10:52
(Applause)
263
652087
1403
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7