Elliot Krane: The mystery of chronic pain

Elliot Krane: Kronik Ağrının gizemi

244,541 views ・ 2011-05-19

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Isil Arican Gözden geçirme: Sancak Gülgen
00:15
I'm a pediatrician and an anesthesiologist,
0
15260
2000
Ben bir çocuk hastalıkları uzmanıyım, aynı zamanda da bir anestezi doktoruyum,
00:17
so I put children to sleep for a living.
1
17260
2000
yani hayatımı çocukları uyutarak kazanıyorum.
00:19
(Laughter)
2
19260
2000
(Gülüşmeler)
00:21
And I'm an academic, so I put audiences to sleep for free.
3
21260
3000
Aynı zamanda öğretim görevlisiyim, böylece seyircileri de bedavaya uyutabiliyorum.
00:24
(Laughter)
4
24260
4000
(Gülüşmeler)
00:28
But what I actually mostly do
5
28260
2000
Ama esas uğraştığım şey
00:30
is I manage the pain management service
6
30260
2000
Palo Alto Packard Çocuk Hastanesi'nde
00:32
at the Packard Children's Hospital up at Stanford in Palo Alto.
7
32260
3000
ağrı merkezini yönetmek.
00:35
And it's from the experience
8
35260
2000
Bu işi yaptığım 20-25 yıl boyunca
00:37
from about 20 or 25 years of doing that
9
37260
2000
edindiğim tecrübe ile size
00:39
that I want to bring to you the message this morning,
10
39260
2000
şu mesaji vermek istiyoum ki
00:41
that pain is a disease.
11
41260
2000
ağrı bir hastalıktır.
00:43
Now most of the time,
12
43260
2000
Çoğu zaman
00:45
you think of pain as a symptom of a disease,
13
45260
2000
ağrıyı bir hastalığın belirtisi olarak düşünürsünüz.
00:47
and that's true most of the time.
14
47260
2000
Ve bu genelde doğrudur da.
00:49
It's the symptom of a tumor or an infection
15
49260
3000
Bazen bir tümörün, bir enfeksiyonun
00:52
or an inflammation or an operation.
16
52260
2000
bir yangısal sürecin ya da ameliyatın semptomudur.
00:54
But about 10 percent of the time,
17
54260
3000
Ama yaklaşık %10 vakada
00:57
after the patient has recovered from one of those events,
18
57260
3000
hastanın bu rahatsızlıkları iyileştiği halde
01:00
pain persists.
19
60260
2000
ağrı kalır.
01:02
It persists for months
20
62260
2000
Bazen aylarca,
01:04
and oftentimes for years,
21
64260
2000
bazen de yıllarca kalır.
01:06
and when that happens,
22
66260
2000
Bu durumda, o artık
01:08
it is its own disease.
23
68260
2000
kendi başına bir hastalıktır.
01:10
And before I tell you about how it is that we think that happens
24
70260
3000
Size bunun neden olduğunu veya
01:13
and what we can do about it,
25
73260
2000
bu durumda neler yapılabileceğini anlatmadan önce
01:15
I want to show you how it feels for my patients.
26
75260
3000
hastalarımın neler hissettiğini göstermek istiyorum.
01:18
So imagine, if you will,
27
78260
2000
Şunu düşünün, diyelim ki
01:20
that I'm stroking your arm with this feather,
28
80260
2000
kolunuzda bir kuş tüyü gezdiriyorum
01:22
as I'm stroking my arm right now.
29
82260
3000
şu anda koluma yaptığım gibi.
01:25
Now, I want you to imagine
30
85260
2000
Şu anda kolunuza bu şekilde
01:27
that I'm stroking it with this.
31
87260
2000
dokunduğumu düşünün.
01:29
Please keep your seat.
32
89260
2000
Lütfen sandalyenizden kalkmayın.
01:31
(Laughter)
33
91260
2000
(Gülüşmeler)
01:33
A very different feeling.
34
93260
2000
Çok farklı bir his değil mi.
01:35
Now what does it have to do with chronic pain?
35
95260
2000
Bunun kronik ağrı ile ne ilgisi var peki?
01:37
Imagine, if you will, these two ideas together.
36
97260
3000
Şimdi bu iki kavramın birlikte olduğunu hayal edin.
01:40
Imagine what your life would be like
37
100260
2000
Düşünün ki ben kolunuza
01:42
if I were to stroke it with this feather,
38
102260
3000
bu şekilde dokunmama rağmen
01:45
but your brain was telling you
39
105260
2000
beyniniz size
01:47
that this is what you are feeling --
40
107260
2000
size aslında böyle hissettiğinizi söylüyor --
01:49
and that is the experience of my patients with chronic pain.
41
109260
3000
işte krinik ağrı çeken hastalarımın başına gelen bu.
01:52
In fact, imagine something even worse.
42
112260
2000
Aslında daha da kötüsünü hayal edin.
01:54
Imagine I were to stroke your child's arm with this feather,
43
114260
3000
Düşünün kü ben çocuğunuzun koluna bu tüy ile dokunuyorum,
01:57
and their brain [was] telling them
44
117260
2000
ve onun beyni aslında hissetiklerinin
01:59
that they were feeling this hot torch.
45
119260
3000
kızgın bir alev olduğunu söylüyor.
02:02
That was the experience of my patient, Chandler,
46
122260
2000
Resimde gördüğünüz Chandler isimli hastamın
02:04
whom you see in the photograph.
47
124260
2000
deneyimi bu şekilde idi.
02:06
As you can see, she's a beautiful, young woman.
48
126260
2000
Gördüğünüz gibi çok güzel, genç bir kız.
02:08
She was 16 years old last year when I met her,
49
128260
2000
Ona rastladığımda 16 yaşındaydı,
02:10
and she aspired to be a professional dancer.
50
130260
3000
ve profesyonel dansçı olmak istiyordu.
02:13
And during the course of one of her dance rehearsals,
51
133260
2000
Ama dans provalarının biri sırasında
02:15
she fell on her outstretched arm and sprained her wrist.
52
135260
3000
uzanmış kolunun üzerine düştü ve bileğini burktu.
02:18
Now you would probably imagine, as she did,
53
138260
2000
Siz de eminin o zaman onun da düşündüğü gibi
02:20
that a wrist sprain is a trivial event
54
140260
2000
bilek burkulmasının bir insan için
02:22
in a person's life.
55
142260
2000
oldukça sıradan bir olay olduğu görüşündesiniz.
02:24
Wrap it in an ACE bandage,
56
144260
2000
Elastik bandajla sarıp
02:26
take some ibuprofen for a week or two,
57
146260
2000
bir iki hafta ibuprofen aldınız mı
02:28
and that's the end of the story.
58
148260
2000
olay biter.
02:30
But in Chandler's case, that was the beginning of the story.
59
150260
3000
Ama Chandler için bu sadece hikayenin başlangıcıydı.
02:34
This is what her arm looked like
60
154260
2000
Bana, elini burktuktan üç ay sonra geldiğinde
02:36
when she came to my clinic about three months after her sprain.
61
156260
3000
kolu böyle görünüyordu.
02:39
You can see that the arm is discolored,
62
159260
2000
Kolun rengine dikkat edin, normal değil,
02:41
purplish in color.
63
161260
2000
rengi mora kaçıyor.
02:43
It was cadaverically cold to the touch.
64
163260
2000
Kolu bir kadavra kolu kadar soğuktu.
02:45
The muscles were frozen, paralyzed --
65
165260
2000
Kasları donmuştu, adeta felç olmuşlardı --
02:47
dystonic is how we refer to that.
66
167260
3000
bu duruma distonik diyoruz.
02:50
The pain had spread from her wrist to her hands,
67
170260
3000
Ağrı bileğinden ellerine, oradan da parmak uçlarına,
02:53
to her fingertips, from her wrist up to her elbow,
68
173260
3000
bileğinden dirseğine ve hatta neredeyse
02:56
almost all the way to her shoulder.
69
176260
2000
omuzuna kadar çıkmıştı.
02:58
But the worst part was,
70
178260
2000
Ama en kötüsü,
03:00
not the spontaneous pain that was there 24 hours a day.
71
180260
3000
24 saat kesintisiz olarak süren ağrı hissinden daha da kötüsü
03:03
The worst part was that she had allodynia,
72
183260
3000
beraberinde allodini sorunu da vardı.
03:06
the medical term for the phenomenon that I just illustrated
73
186260
3000
Bu size demin bahsettiğim olayın tıbbi adı,
03:09
with the feather and with the torch.
74
189260
2000
tüy ve alev ile iglili olan durum.
03:11
The lightest touch of her arm --
75
191260
2000
Koluna en hafif bir dokunma --
03:13
the touch of a hand,
76
193260
2000
elle hafifçe değme,
03:15
the touch even of a sleeve, of a garment, as she put it on --
77
195260
3000
ya da giyinirken koluna değen kıyafetinin kolunun teması --
03:18
caused excruciating, burning pain.
78
198260
4000
inanılmaz, yakıcı bir ağrı oluşturuyordu.
03:22
How can the nervous system get this so wrong?
79
202260
3000
Sinir sistemi nasıl bu kadar yanılabilir?
03:25
How can the nervous system
80
205260
2000
Sinir sistemi nasıl olur da
03:27
misinterpret an innocent sensation
81
207260
2000
elin hafifçe değmesi gibi
03:29
like the touch of a hand
82
209260
2000
masum bir hissi
03:31
and turn it into the malevolent sensation
83
211260
3000
alevle yanmaya benzer böylesine korkunç
03:34
of the touch of the flame?
84
214260
2000
bir algılamaya çevirebilir?
03:36
Well you probably imagine that the nervous system in the body
85
216260
3000
Muhtemelen sinir sisteminin vücudunuzda
03:39
is hardwired like your house.
86
219260
2000
evinizdeki kablolar gibi olduğunu düşünüyorsunuz.
03:41
In your house, wires run in the wall,
87
221260
2000
Evinizde kablolar duvarın içinden geçiyor,
03:43
from the light switch to a junction box in the ceiling
88
223260
3000
elektrik anahtarından tavandaki bağlantı kutusuna,
03:46
and from the junction box to the light bulb.
89
226260
3000
oradan da elektrik ampulüne gidiyor.
03:49
And when you turn the switch on, the light goes on.
90
229260
2000
Anahtarı açtığınızda ışık yanıyor.
03:51
And when you turn the switch off, the light goes off.
91
231260
3000
Kapadığınızda da ışık sönüyor.
03:54
So people imagine the nervous system is just like that.
92
234260
4000
İnsanlar sinir sisteminin de aynen böyle olduğunu hayal ediyorlar.
03:58
If you hit your thumb with a hammer,
93
238260
2000
Eğer elinize çekiç ile vuracak olursanız,
04:00
these wires in your arm -- that, of course, we call nerves --
94
240260
3000
kolunuzdaki kablolar -- ki elbette biz onlara sinir diyoruz--
04:03
transmit the information into the junction box in the spinal cord
95
243260
3000
sinyali omurilikteki bağlantı noktasına taşırlar,
04:06
where new wires, new nerves,
96
246260
2000
burada yeni kablolar, yeni sinirler,
04:08
take the information up to the brain
97
248260
2000
bu bilgiyi alıp beyne götürürler
04:10
where you become consciously aware that your thumb is now hurt.
98
250260
4000
böylece parmağınızın zedelenmiş olduğunu bilinçli olarak fark edersiniz.
04:14
But the situation, of course, in the human body
99
254260
2000
Ama elbette, insan vücudundaki durum
04:16
is far more complicated than that.
100
256260
3000
bundan çok daha karmaşıktır.
04:19
Instead of it being the case
101
259260
2000
Omurilikte bulunan bağlantı noktası
04:21
that that junction box in the spinal cord
102
261260
2000
bir sinirin diğer sinire bire bir bağlandığı
04:23
is just simple where one nerve connects with the next nerve
103
263260
3000
ve doğrusal olarak iletilen nörotransmitter denen
04:26
by releasing these little brown packets
104
266260
2000
kimyasal bilgi içeren bu küçük kahverengi paketlerin
04:28
of chemical information called neurotransmitters
105
268260
3000
taşındığı bir yer değildir,
04:31
in a linear one-on-one fashion,
106
271260
3000
aksine burada
04:34
in fact, what happens
107
274260
2000
nörotrasnmitterler her üç boyuta da
04:36
is the neurotransmitters spill out in three dimensions --
108
276260
2000
yayılırlar -- omurilik boyunca yatay, dikey,
04:38
laterally, vertically, up and down in the spinal cord --
109
278260
3000
aşağıya ve yukarıya doğru yayılırlar --
04:41
and they start interacting
110
281260
2000
ve yakındaki diğer hücrelerle
04:43
with other adjacent cells.
111
283260
3000
etkileşime geçmeye başlarlar.
04:46
These cells, called glial cells,
112
286260
2000
Glial hücreler denen bu hücrelerin
04:48
were once thought to be
113
288260
2000
eskiden omuriliğin önemsiz
04:50
unimportant structural elements of the spinal cord
114
290260
2000
alt yapı hücreleri olduğu zannediliyordu,
04:52
that did nothing more than hold all the important things together,
115
292260
2000
onların sinirler gibi önemli yapıları bir arada tutmaktan başka bir işe
04:54
like the nerves.
116
294260
2000
yaramadığını sanıyorduk.
04:56
But it turns out
117
296260
2000
Ama şunu öğrendik ki
04:58
the glial cells have a vital role
118
298260
2000
bu glial hücreler duyusal deneyimleri
05:00
in the modulation, amplification
119
300260
2000
düzenleme, artırma ve ağrı konusunda olduğu gibi
05:02
and, in the case of pain, the distortion
120
302260
3000
başkalaştırma gibi görevler
05:05
of sensory experiences.
121
305260
3000
üstleniyorlar.
05:08
These glial cells become activated.
122
308260
2000
Bu glial hücreler aktive oluyor.
05:10
Their DNA starts to synthesize new proteins,
123
310260
2000
DNA'ları yeni proteinler sentez ediyor ve,
05:12
which spill out
124
312260
2000
yakındaki diğer hücrelerle
05:14
and interact with adjacent nerves,
125
314260
2000
iletişim kurmak için bu prteinler etrafa saçılıyor.
05:16
and they start releasing their neurotransmitters,
126
316260
3000
Böylece nörotransmitter salgılamaya başlıyorlar.
05:19
and those neurotransmitters spill out
127
319260
2000
Bu nörotransmitterler de hücre dışına sızıyor ve onlar da
05:21
and activate adjacent glial cells, and so on and so forth,
128
321260
3000
başka glial hücreleri aktive ediyor,
05:24
until what we have
129
324260
2000
böylece pozitif bir
05:26
is a positive feedback loop.
130
326260
2000
geri bildirim döngüsü ortaya çıkıyor.
05:28
It's almost as if somebody came into your home
131
328260
2000
Bu şunun gibi birşey, diyelim ki evinize biri geldi
05:30
and rewired your walls
132
330260
2000
ve evinize elektrik kablosu döşedi,
05:32
so that the next time you turned on the light switch,
133
332260
2000
elektrik anahtarını ilk açtığınız anda
05:34
the toilet flushed three doors down,
134
334260
2000
üç kat alttaki tuvaletin sifonu çalıştı,
05:36
or your dishwasher went on,
135
336260
2000
ya da bulaşık makineniz çalışmaya başladı,
05:38
or your computer monitor turned off.
136
338260
2000
ya da bilgisayar monitorunuz kapandı.
05:40
That's crazy,
137
340260
2000
Çılgınca değil mi,
05:42
but that's, in fact, what happens
138
342260
2000
ama kronik ağrı vakalarında olan
05:44
with chronic pain.
139
344260
2000
gerçekte bu.
05:46
And that's why pain becomes its own disease.
140
346260
3000
Bu nedenle ağrının kendisi bir hastalık haline geliyor.
05:49
The nervous system has plasticity.
141
349260
2000
Sinir sistemi adapte olabilir.
05:51
It changes, and it morphs
142
351260
2000
Değişir, şekil değiştirir,
05:53
in response to stimuli.
143
353260
2000
ve uyaranlara yanıt verir.
05:55
Well, what do we do about that?
144
355260
2000
Peki bu konuda ne yapmak lazım?
05:57
What can we do in a case like Chandler's?
145
357260
3000
Chandler gibi hastalara nasıl yardım edebiliriz?
06:00
We treat these patients in a rather crude fashion
146
360260
2000
Şu anda bu tip hastaları çok genel yöntemlerle
06:02
at this point in time.
147
362260
2000
tedavi ediyoruz.
06:04
We treat them with symptom-modifying drugs --
148
364260
3000
genelde semptom giderici ilaçlar veriyoruz --
06:07
painkillers --
149
367260
2000
ağrı kesiciler --
06:09
which are, frankly, not very effective
150
369260
2000
ağrı kesicileri doğrusunu isterseniz bu tip ağrılarda
06:11
for this kind of pain.
151
371260
2000
pek etkili değiller.
06:13
We take nerves that are noisy and active
152
373260
2000
Biz de sessiz durmaları gerekirken gürültü yapan ve
06:15
that should be quiet,
153
375260
2000
aktif olan sinirleri buluyoruz ve
06:17
and we put them to sleep with local anesthetics.
154
377260
2000
onları lokal anesteziklerle uyutuyoruz.
06:19
And most importantly, what we do
155
379260
3000
Daha da önemlisi, uzun ve zahmetli
06:22
is we use a rigorous, and often uncomfortable, process
156
382260
4000
ve oldukça zor bir fizik tedavi
06:26
of physical therapy and occupational therapy
157
386260
3000
ve uğraşı tedavisi uyguluyoruz
06:29
to retrain the nerves in the nervous system
158
389260
3000
böylece sinir sistemindeki sinirleri günlük hayatın
06:32
to respond normally
159
392260
3000
bir parçası olan
06:35
to the activities and sensory experiences
160
395260
3000
normal aktivitelere ve duyusal deneyimlere
06:38
that are part of everyday life.
161
398260
2000
uygun yanıt verecek şekilde eğitiyoruz.
06:40
And we support all of that
162
400260
2000
Bütün bunları yoğun bir psikoterapi programı
06:42
with an intensive psychotherapy program
163
402260
3000
ile destekleyerek yapıyoruz,
06:45
to address the despondency, despair and depression
164
405260
3000
böylece ağır ve kronik ağrılı durumlarda
06:48
that always accompanies
165
408260
2000
her zaman görülen umutsuzluk, mutsuzluk ve depresyon gibi
06:50
severe, chronic pain.
166
410260
2000
durumlarla ilgilenebiliyoruz.
06:52
It's successful,
167
412260
2000
Chandler'in bu videosunda
06:54
as you can see from this video of Chandler,
168
414260
2000
görebileceğiniz gibi epey başarılı,
06:56
who, two months after we first met her,
169
416260
2000
onunla tanışmamızdan iki ay sonra
06:58
is now doings a back flip.
170
418260
2000
geri takla atmaya başladı.
07:00
And I had lunch with her yesterday
171
420260
2000
Dün onunla öğlen yemeği yedim,
07:02
because she's a college student studying dance at Long Beach here,
172
422260
3000
çünkü burada Long Beach üniversitesinde dans eğitimi alıyor.
07:05
and she's doing absolutely fantastic.
173
425260
2000
ve gerçekten çok başarılı.
07:07
But the future is actually even brighter.
174
427260
4000
Geleceği ise çok daha parlak.
07:11
The future holds the promise
175
431260
3000
Gelecek umut vaadediyor
07:14
that new drugs will be developed
176
434260
2000
yeni ilaçlar geliştirilecek
07:16
that are not symptom-modifying drugs
177
436260
3000
bunlar bugün kullanılanlar gibi
07:19
that simply mask the problem,
178
439260
2000
sadece belirtileri gizleyen semptom giderici
07:21
as we have now,
179
441260
2000
ilaçlar değil,
07:23
but that will be disease-modifying drugs
180
443260
3000
sorunun kökenine inip
07:26
that will actually go right to the root of the problem
181
446260
2000
bu glial hücrelere saldıran ya da
07:28
and attack those glial cells,
182
448260
2000
glial hücrelerden salınan
07:30
or those pernicious proteins
183
450260
2000
ve merkezi sinir sistemini
07:32
that the glial cells elaborate,
184
452260
3000
allak bullak eden bu zararlı
07:35
that spill over and cause this central nervous system wind-up,
185
455260
3000
proteinlere yönelik ilaçlar olacak,
07:38
or plasticity,
186
458260
2000
ya da bizim ağrı dediğimiz
07:40
that so is capable
187
460260
2000
bu duyusal deneyime,
07:42
of distorting and amplifying
188
462260
2000
onun esnekliğine ve değişkenliğine
07:44
the sensory experience that we call pain.
189
464260
2000
yönelik ilaçlar olacak.
07:46
So I have hope
190
466260
2000
Bu nedenle
07:48
that in the future,
191
468260
2000
gelecekten ümitliyim,
07:50
the prophetic words of George Carlin will be realized,
192
470260
3000
George Carlin'in şu unutulmaz sözleri gerçek olacak,
07:53
who said, "My philosophy:
193
473260
2000
"Acı yoksa, acı yok."
07:55
No pain, no pain."
194
475260
3000
demişti.
07:59
Thank you very much.
195
479260
2000
Çok teşekkür ederim.
08:01
(Applause)
196
481260
6000
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7