How to Raise Successful Kids -- Without Over-Parenting | Julie Lythcott-Haims | TED

3,904,572 views ・ 2016-10-04

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Gülsüm Öztürk Gözden geçirme: Ramazan Şen
00:12
You know, I didn't set out to be a parenting expert.
0
12680
3816
Bilirsiniz, ben bir 'ebeveynlik uzmanı' değilim.
00:16
In fact, I'm not very interested in parenting, per Se.
1
16520
3760
Hatta 'ebeveynlikle' birebir ilgim bile yok.
00:21
It's just that there's a certain style of parenting these days
2
21080
3936
Sadece bu aralar belirli bir ebeveynlik tarzı var,
00:25
that is kind of messing up kids,
3
25040
3176
çocukları mahveden türden,
00:28
impeding their chances to develop into theirselves.
4
28239
5057
onların kendileri olma şanslarını engelliyor.
00:33
There's a certain style of parenting these days
5
33320
2216
Bu aralar karşımıza çıkan
belirli bir ebeveynlik tarzı var.
00:35
that's getting in the way.
6
35560
1336
00:36
I guess what I'm saying is,
7
36920
1616
Sanırım demek istediğim,
00:38
we spend a lot of time being very concerned
8
38560
2056
çocuklarının hayatları ve eğitimleri
00:40
about parents who aren't involved enough in the lives of their kids
9
40640
3656
veya yetiştirilmeleriyle yeterince ilgilenmeyen
ebeveynler adına endişe duymakla çok meşgulüz
00:44
and their education or their upbringing,
10
44320
1936
00:46
and rightly so.
11
46280
1200
ve haklıyız da.
00:48
But at the other end of the spectrum,
12
48000
2376
Ama öte yandan
00:50
there's a lot of harm going on there as well,
13
50400
2696
bunun pek çok zararı da var.
00:53
where parents feel a kid can't be successful
14
53120
2936
Aileler kendi korumaları olmadan,
00:56
unless the parent is protecting and preventing at every turn
15
56080
4056
her anı kendilerince düzenlemeden
01:00
and hovering over every happening, and micromanaging every moment,
16
60160
3736
ve çocuklarını okul ve kariyerleri boyunca izlemeden
01:03
and steering their kid towards some small subset of colleges and careers.
17
63920
5200
çocuklarının başarılı olamayacağını düşünüyor.
01:10
When we raise kids this way,
18
70760
2616
Çocukları bu şekilde yetiştirdiğimiz takdirde,
01:13
and I'll say we,
19
73400
1696
biz diyorum,
01:15
because Lord knows, in raising my two teenagers,
20
75120
2776
çünkü Tanrı şahit, iki genç çocuğumu büyütürken
01:17
I've had these tendencies myself,
21
77920
2736
ben de bu eğilimler içindeydim,
01:20
our kids end up leading a kind of checklisted childhood.
22
80680
3880
çocuklarımız sonunda yapılacaklar listesini
tamamlamış bir çocukluk geçirmiş oluyor.
01:25
And here's what the checklisted childhood looks like.
23
85200
2696
Ve yapılacaklar listesi hâlindeki çocukluk şuna benziyor.
01:27
We keep them safe and sound
24
87920
2896
Biz onları güvende tuttuk,
01:30
and fed and watered,
25
90840
1680
yedirdik ve içirdik,
01:33
and then we want to be sure they go to the right schools,
26
93520
2696
onların doğru okullara gittiklerinden,
o doğru okullarda doğru sınıflarda olduklarından
01:36
that they're in the right classes at the right schools,
27
96240
2576
01:38
and that they get the right grades in the right classes in the right schools.
28
98840
3620
ve o doğru okul ve sınıflarda doğru notlar aldıklarından emin olmak istedik.
01:42
But not just the grades, the scores,
29
102484
1732
Ama sadece notlar değil,
01:44
and not just the grades and scores, but the accolades and the awards
30
104240
3216
notların dışında, takdir ve ödüller,
spor, aktiviteler ve liderlik konularında da emin olmak istedik.
01:47
and the sports, the activities, the leadership.
31
107480
2191
01:49
We tell our kids, don't just join a club,
32
109695
1921
Çocuklarımızın sadece bir klübe katılmalarını değil,
01:51
start a club, because colleges want to see that.
33
111640
2256
bir klüp kurmalarını istedik, çünkü üniversiteler bunu görmek istiyor.
01:53
And check the box for community service.
34
113920
1936
Ve topluma hizmet kutucuğunu da işaretleyin.
01:55
I mean, show the colleges you care about others.
35
115880
2256
Yani, üniversitelere, diğer insanları önemsediğinizi gösterin.
01:58
(Laughter)
36
118160
2096
(Gülüşmeler)
02:00
And all of this is done to some hoped-for degree of perfection.
37
120280
4936
Ve bunların hepsi mükemmellik beklentisi için yapıldı.
02:05
We expect our kids to perform at a level of perfection
38
125240
2616
Çocuklarımızın mükemmel olmasını bekliyoruz,
02:07
we were never asked to perform at ourselves,
39
127880
3336
bizden asla istenmeyen,
02:11
and so because so much is required,
40
131240
2176
ancak yapılması gereken çok şey olduğu için,
02:13
we think,
41
133440
1216
düşünürüz
02:14
well then, of course we parents have to argue with every teacher
42
134680
3216
ve tabii biz ebeveynler her öğretmenle, müdürle,
02:17
and principal and coach and referee
43
137920
2576
koç ve hakemle tartışmak,
02:20
and act like our kid's concierge
44
140520
2896
çocuklarımızın özel danışmanı,
02:23
and personal handler
45
143440
1240
menajeri ve sekreteri
02:25
and secretary.
46
145880
1816
gibi davranmak zorundayız.
02:27
And then with our kids, our precious kids,
47
147720
2176
Ve sonra çocuklarımızı, biricik evlatlarımızı
02:29
we spend so much time nudging,
48
149920
2136
işleri batırmadıklarından, çıkan fırsatları kaçırmadıklarından
02:32
cajoling, hinting, helping, haggling, nagging as the case may be,
49
152080
4416
ve neredeyse tüm başvuran adayları reddeden okulların başvurularında
02:36
to be sure they're not screwing up,
50
156520
2856
geleceklerini mahvetmediklerinden emin olmak için
02:39
not closing doors,
51
159400
2496
onları o kadar çok zorladık,
02:41
not ruining their future,
52
161920
2496
ikna ettik,
02:44
some hoped-for admission
53
164440
2256
yol gösterdik, yardımcı olduk,
02:46
to a tiny handful of colleges
54
166720
2616
pazarlık ettik,
02:49
that deny almost every applicant.
55
169360
3080
yeri geldi azarladık.
02:54
And here's what it feels like to be a kid in this checklisted childhood.
56
174680
5416
Ve böyle bir çocukluk geçiren çocuğun hissettikleri şu şekilde.
03:00
First of all, there's no time for free play.
57
180120
2496
Öncelikle oyun oynamak için boş zaman yoktur.
03:02
There's no room in the afternoons,
58
182640
1656
Öğleden sonralar da hiç vakit yoktur,
03:04
because everything has to be enriching, we think.
59
184320
3016
çünkü bizce her şey onların kalitesini artırıcı olmalıdır.
03:07
It's as if every piece of homework, every quiz, every activity
60
187360
3376
Sanki her bir ödev, sınav veya her aktivite
03:10
is a make-or-break moment for this future we have in mind for them,
61
190760
4536
planladığımız gelecekleri için ölüm kalım meselesiymiş gibi
03:15
and we absolve them of helping out around the house,
62
195320
2936
ve yapılacaklar listesini tamamladıkları sürece
03:18
and we even absolve them of getting enough sleep
63
198280
3376
ev işlerine yardımcı olmalarını,
03:21
as long as they're checking off the items on their checklist.
64
201680
4896
yeterli uyku almalarını hoş görürüz.
03:26
And in the checklisted childhood, we say we just want them to be happy,
65
206600
3816
Ve bu süreçte onların sadece mutlu olmasını istediğimizi söyleriz
03:30
but when they come home from school,
66
210440
2056
ama okuldan eve geldiklerinde
03:32
what we ask about all too often first
67
212520
3136
çoğu zaman ilk sorduğumuz şey
03:35
is their homework and their grades.
68
215680
3056
ödevleri ve aldığı notlar olur.
03:38
And they see in our faces
69
218760
2016
Ve yüzümüzdeki onayın, sevginin,
03:40
that our approval, that our love,
70
220800
2536
ve kendi değerlerinin,
03:43
that their very worth,
71
223360
1616
aldıkları yüksek notlardan
03:45
comes from A's.
72
225000
1856
geldiğini görürler.
03:46
And then we walk alongside them
73
226880
2576
Ve sonra yanlarına gider,
03:49
and offer clucking praise like a trainer at the Westminster Dog Show --
74
229480
4696
Westminster köpek yarışmasındaki eğitmenler gibi övgüler düzeriz --
03:54
(Laughter)
75
234200
1216
(Gülüşmeler)
03:55
coaxing them to just jump a little higher and soar a little farther,
76
235440
5296
Onları günbegün biraz daha yükseğe sıçramaları
04:00
day after day after day.
77
240760
3056
ve daha ileriye gitmeleri için ikna ederiz.
04:03
And when they get to high school,
78
243840
1736
Ve liseye başladıklarında
04:05
they don't say, "Well, what might I be interested in studying
79
245600
2896
"Acaba okumak istediğim alan veya
yapmak istediğim aktivite ne?" diye düşünmezler.
04:08
or doing as an activity?"
80
248520
1256
04:09
They go to counselors and they say,
81
249800
1696
Danışmanlara gider ve:
04:11
"What do I need to do to get into the right college?"
82
251520
3576
"Doğru üniversiteye girebilmek için yapmam gereken ne?" diye sorarlar.
04:15
And then, when the grades start to roll in in high school,
83
255120
2936
Ve lisede notlar açıklanmaya başlandığında
04:18
and they're getting some B's,
84
258080
1576
ve "B" aldıklarında
04:19
or God forbid some C's,
85
259680
2376
veya Tanrı korusun "C" aldıklarında,
04:22
they frantically text their friends
86
262080
1936
telaş içinde arkadaşlarına;
04:24
and say, "Has anyone ever gotten into the right college with these grades?"
87
264040
5120
"Bu notlarla doğru üniversiteye girebilmiş kimse var mı?" diye sorarlar.
04:29
And our kids,
88
269959
1536
Ve çocuklarımız
04:31
regardless of where they end up at the end of high school,
89
271519
3617
liseyi ne şekilde bitirmiş olurlarsa olsunlar
04:35
they're breathless.
90
275160
1240
yorgun düşerler.
04:37
They're brittle.
91
277400
1216
Kırılmışlardır.
04:38
They're a little burned out.
92
278640
1816
Kısmen tükenmişlerdir.
04:40
They're a little old before their time,
93
280480
1896
Zamanlarından önce yaşlanmışlardır,
04:42
wishing the grown-ups in their lives had said, "What you've done is enough,
94
282400
4016
hayatlarındaki büyüklerin "Yaptıkların yeterli,
04:46
this effort you've put forth in childhood is enough."
95
286440
2976
çocukken ortaya koyduğun çaba yeterli." demesini umarak.
04:49
And they're withering now under high rates of anxiety and depression
96
289440
4256
Ve şimdi yüksek oranda depresyon ve endişe altında kayboluyorlar,
04:53
and some of them are wondering,
97
293720
2216
bazıları da merak ediyor,
04:55
will this life ever turn out to have been worth it?
98
295960
4360
bu hayat yaptığımız bunca şeye değer mi?
05:01
Well, we parents,
99
301800
1736
Biz ebeveynler,
05:03
we parents are pretty sure it's all worth it.
100
303560
3376
biz ebeveynler değeceğine fazlasıyla eminiz.
05:06
We seem to behave --
101
306960
1216
Biz sanki--
05:08
it's like we literally think they will have no future
102
308200
2736
eğer bizim aklımızdaki küçük üniversite veya kariyer listesine girmezlerse
05:10
if they don't get into one of these tiny set of colleges or careers
103
310960
4696
onların hiçbir gelecekleri
olmayacağını düşünüyoruz.
05:15
we have in mind for them.
104
315680
1320
05:17
Or maybe, maybe, we're just afraid
105
317920
3096
Ya da belki de, sadece korkuyoruz
05:21
they won't have a future we can brag about
106
321040
2336
arkadaşlarımıza böbürlenebileceğimiz ve arabalarımızın arkasındaki etiketlere
05:23
to our friends and with stickers on the backs of our cars.
107
323400
3800
yazabileceğimiz bir gelecekleri olmayacak diye.
05:29
Yeah.
108
329600
1216
Evet.
05:30
(Applause)
109
330840
2320
(Alkışlar)
05:36
But if you look at what we've done,
110
336920
2536
Ama eğer yaptığımız şeye bakarsanız,
05:39
if you have the courage to really look at it,
111
339480
3536
eğer gerçekten ona bakmaya cesaretiniz varsa,
05:43
you'll see that not only do our kids think their worth comes
112
343040
2976
göreceksiniz ki, sadece çocuklarımız kendi değerlerinin
05:46
from grades and scores,
113
346040
1696
notlardan geldiğini düşünmüyorlar,
05:47
but that when we live right up inside their precious developing minds
114
347760
3896
ayrıca sürekli onların gelişen değerli zihinlerinin içinde yaşadığımızda,
05:51
all the time, like our very own version of the movie "Being John Malkovich,"
115
351680
4576
"John Malkovich Olmak" filminin kendi versiyonumuzda olduğu gibi,
05:56
we send our children the message:
116
356280
1936
çocuklarımıza şu mesajı gönderiyoruz:
05:58
"Hey kid, I don't think you can actually achieve any of this without me."
117
358240
5216
"Hey evlat, bunu bensiz başarabileceğini sanmıyorum."
06:03
And so with our overhelp,
118
363480
2656
Ve bizim aşırı yardımımız,
06:06
our overprotection and overdirection and hand-holding,
119
366160
2536
aşırı korumamız, aşırı yönlendirmemiz ve el tutmalarımızla
06:08
we deprive our kids of the chance to build self-efficacy,
120
368720
4016
çocuklarımızı öz-yeterlilik geliştirme şansından mahrum ediyoruz,
06:12
which is a really fundamental tenet of the human psyche,
121
372760
3696
ki bu insan psikolojisinin gerçekten temel bir akidesi
06:16
far more important than that self-esteem they get
122
376480
2616
ve her alkışladığımızda elde ettikleri
kendine güvenden kat kat daha önemli.
06:19
every time we applaud.
123
379120
1400
06:21
Self-efficacy is built when one sees that one's own actions lead to outcomes,
124
381120
6176
Öz-yeterlilik, kişinin kendi eylemlerinin sonuçlara götürdüğünü gördüğünde oluşur,
06:27
not --
125
387320
1216
şunda değil--
06:28
There you go.
126
388560
1216
Buyrun.
06:29
(Applause)
127
389800
2840
(Alkışlar)
06:33
Not one's parents' actions on one's behalf,
128
393600
3776
Yani ebeveynlerinin onun adına yaptığı eylemler değil,
06:37
but when one's own actions lead to outcomes.
129
397400
2776
kendi eylemleri sonuçlara gittiğinde gerçekleşir.
06:40
So simply put,
130
400200
1496
Basitçe söylemek gerekirse,
06:41
if our children are to develop self-efficacy, and they must,
131
401720
5336
eğer çocuklarımız öz-yeterlilik geliştireceklerse, ki yapmalılar,
06:47
then they have to do a whole lot more of the thinking, planning, deciding,
132
407080
4856
o zaman; düşünme, planlama, karar verme, yapma, umut etme,
06:51
doing, hoping, coping, trial and error,
133
411960
3576
deneme ve yanılma, hayal etme
06:55
dreaming and experiencing of life
134
415560
3136
ve hayat deneyiminin çoğunu kendileri için
06:58
for themselves.
135
418720
1640
yapmak zorundalar.
07:01
Now, am I saying
136
421280
2496
Şimdi, şöyle mi diyorum:
07:03
every kid is hard-working and motivated
137
423800
2336
Her çocuk çalışkandır ve motive edilmiştir
ve hayatlarında bir ebeveynin müdahelesine veya ilgisine ihtiyacı yoktur
07:06
and doesn't need a parent's involvement or interest in their lives,
138
426160
3176
07:09
and we should just back off and let go?
139
429360
1880
ve biz geri çekilmeli ve gitmelerine izin vermeliyiz.
07:12
Hell no.
140
432040
1216
Yok artık!
07:13
(Laughter)
141
433280
1216
(Gülüşmeler)
07:14
That is not what I'm saying.
142
434520
1696
Söylediğim şey bu değil.
07:16
What I'm saying is, when we treat grades and scores and accolades and awards
143
436240
3616
Söylediğim şey, notları ve ödülleri
07:19
as the purpose of childhood,
144
439880
2096
çocukluk amacı gibi değerlendirirsek,
07:22
all in furtherance of some hoped-for admission to a tiny number of colleges
145
442000
3776
az sayıda üniversiteye ümit edilen kabul
07:25
or entrance to a small number of careers,
146
445800
2976
veya az sayıda kariyere giriş göz önüne alındığında,
07:28
that that's too narrow a definition of success for our kids.
147
448800
4376
bu çocuklarımızın başarı tanımı için çok dar bir tanım olur.
07:33
And even though we might help them achieve some short-term wins
148
453200
3536
Onların kısa vadedeki kazanımları için aşırı yardım yaparak
07:36
by overhelping --
149
456760
1216
başarmalarına yardım edebilsek bile --
07:38
like they get a better grade if we help them do their homework,
150
458000
3560
mesela, ödevlerine yardım edersek daha iyi notlar almaları gibi,
07:42
they might end up with a longer childhood résumé when we help --
151
462320
3880
yardım ettiğimizde daha uzun bir çocukluk öz geçmişleri olması gibi --
07:47
what I'm saying is that all of this comes at a long-term cost
152
467120
3376
söylediğim şey, bunların hepsi uzun vadeli bir bedelde
07:50
to their sense of self.
153
470520
2056
kendi benlik saygılarına gelir.
07:52
What I'm saying is, we should be less concerned
154
472600
2416
Söylediğim şey, başvuracakları ve
07:55
with the specific set of colleges
155
475040
1816
girebilecekleri belirli üniversite listeleri
07:56
they might be able to apply to or might get into
156
476880
3216
hakkında daha az endişelenmeli
08:00
and far more concerned that they have the habits, the mindset, the skill set,
157
480120
4896
ve nereye giderlerse gitsinler, başarılı olmak için sahip oldukları
08:05
the wellness, to be successful wherever they go.
158
485040
4936
alışkanlıklar, zihniyet, beceriler ve sıhhat ile çok daha fazla ilgilenmeliyiz.
08:10
What I'm saying is,
159
490000
1216
Söylediğim şey,
08:11
our kids need us to be a little less obsessed with grades and scores
160
491240
4576
çocuklarımızın notlarla ilgili daha az takıntılı olmaları gerekiyor
08:15
and a whole lot more interested
161
495840
2296
ve çok daha fazla,
08:18
in childhood providing a foundation for their success
162
498160
5096
sevgi ve ev işi gibi şeyler üzerine bina edilmiş başarıları için
08:23
built on things like love
163
503280
2680
bir temel sağlayan
08:27
and chores.
164
507240
1216
çocuklukla ilgilenmeliler.
08:28
(Laughter)
165
508480
2176
(Gülüşmeler)
08:30
(Applause)
166
510680
1920
(Alkışlar)
08:35
Did I just say chores? Did I just say chores? I really did.
167
515240
3240
Az önce ev işleri mi dedim? Ev işleri mi dedim? Gerçekten dedim.
08:39
But really, here's why.
168
519920
2160
Ama gerçekten, işte şu yüzden.
08:43
The longest longitudinal study of humans ever conducted
169
523280
3656
İnsanların şimdiye kadar yaptığı en boylamsal çalışma
08:46
is called the Harvard Grant Study.
170
526960
2175
Harvard Grant Study olarak adlandırılır.
08:49
It found that professional success in life,
171
529159
2337
Çalışma gösterdi ki;
çocuklarımız için istediğimiz hayattaki profesyonel başarı
08:51
which is what we want for our kids,
172
531520
2576
08:54
that professional success in life comes from having done chores as a kid,
173
534120
3776
çocukken yaptıkları ev işlerinden geliyor
08:57
and the earlier you started, the better,
174
537920
2016
ve ne kadar erken başlarsanız, o kadar iyi,
08:59
that a roll-up-your-sleeves- and-pitch-in mindset,
175
539960
2376
kolları sıva ve işe giriş zihniyeti,
09:02
a mindset that says, there's some unpleasant work,
176
542360
2376
birkaç tatsız iş var ama
09:04
someone's got to do it, it might as well be me,
177
544760
2216
birisi yapmalı, bu ben de olabilirim, diyen bir zihniyet,
09:07
a mindset that says,
178
547000
1216
çabamı bütünün düzeltilmesine vereceğim diyen
09:08
I will contribute my effort to the betterment of the whole,
179
548240
3096
bir zihniyet,
09:11
that that's what gets you ahead in the workplace.
180
551360
3056
bu da sizi iş yerinizde ilerleten şey.
09:14
Now, we all know this. You know this.
181
554440
2896
Şimdi, biz bunu biliyoruz. Siz bunu biliyorsunuz.
09:17
(Applause)
182
557360
2816
(Alkışlar)
09:20
We all know this, and yet, in the checklisted childhood,
183
560200
3576
Hepimiz bunu biliyoruz, ama çocukluktaki kontrol listesinde,
09:23
we absolve our kids of doing the work of chores around the house,
184
563800
3776
çocuklarımızı evdeki işleri yapmaktan azlediyoruz
09:27
and then they end up as young adults in the workplace
185
567600
2496
ve sonra iş yerinde kontrol listesi bekleyen
09:30
still waiting for a checklist,
186
570120
2216
genç yetişkinler oluyorlar,
09:32
but it doesn't exist,
187
572360
1456
ama böyle bir şey yok.
09:33
and more importantly, lacking the impulse, the instinct
188
573840
3296
Ve daha da önemlisi, bu dürtü ve içgüdünün eksikliği yüzünden
09:37
to roll up their sleeves and pitch in
189
577160
2216
etrafına bakarak kolları sıvayıp işe girişmek için şunu merak etmiyorlar:
09:39
and look around and wonder, how can I be useful to my colleagues?
190
579400
3576
Meslektaşlarıma nasıl faydalı olabilirim?
09:43
How can I anticipate a few steps ahead to what my boss might need?
191
583000
4320
Patronumun ihtiyacı olacağı şeyi bir kaç adım önden nasıl tahmin edebilirim?
09:48
A second very important finding from the Harvard Grant Study
192
588280
3600
Harvard Grant Study'deki ikinci önemli bulgu,
09:52
said that happiness in life
193
592920
1760
hayattaki mutluluğun,
09:55
comes from love,
194
595720
1856
sevgiden geldiğini,
09:57
not love of work,
195
597600
1856
iş sevgisinden değil,
09:59
love of humans:
196
599480
2200
insanların sevgisinden geldiğini gösterdi:
10:02
our spouse, our partner, our friends, our family.
197
602400
3440
Eşimiz, partnerimiz, arkadaşlarımız ve ailemizden gelen.
10:06
So childhood needs to teach our kids how to love,
198
606600
3696
Bu nedenle, çocukluk, yavrularımıza nasıl sevileceğini öğretmeli,
10:10
and they can't love others if they don't first love themselves,
199
610320
2976
eğer önce kendilerini sevmezlerse, diğerlerini de sevemezler
10:13
and they won't love themselves if we can't offer them unconditional love.
200
613320
3976
ve eğer biz onlara koşulsuz sevgi sunmazsak kendilerini sevmeyecekler.
10:17
(Applause)
201
617320
1960
(Alkışlar)
10:21
Right.
202
621600
1200
Doğru.
10:24
And so,
203
624240
1776
Ve bu yüzden,
10:26
instead of being obsessed with grades and scores
204
626040
2256
notlarla takıntılı olmak yerine,
10:28
when our precious offspring come home from school,
205
628320
2896
biricik varlığımız okuldan eve geldiğinde
10:31
or we come home from work,
206
631240
1496
ya da biz işten eve geldiğimizde,
10:32
we need to close our technology, put away our phones,
207
632760
2776
elimizdeki teknolojiyi kapatmalı, telefonları bir kenara koymalıyız,
10:35
and look them in the eye
208
635560
1376
onların gözlerine bakmalı ve
10:36
and let them see the joy that fills our faces
209
636960
3176
yüzümüzü dolduran hazzı onların görmesini sağlamalıyız,
10:40
when we see our child for the first time in a few hours.
210
640160
3136
birkaç saatte çocuğumuzu ilk kez gördüğümüzde.
10:43
And then we have to say,
211
643320
1936
Ve o zaman şöyle demeliyiz;
10:45
"How was your day?
212
645280
1200
"Günün nasıldı?"
10:47
What did you like about today?"
213
647840
2816
"Bugün ne hoşuna gitti?"
10:50
And when your teenage daughter says, "Lunch," like mine did,
214
650680
3736
ve kızınız benimki gibi; "öğlen yemeği" dediğinde
10:54
and I want to hear about the math test,
215
654440
2056
ve ben öğle yemeğini değil matematik sınavını
10:56
not lunch,
216
656520
1416
duymak istiyorken.
10:57
you have to still take an interest in lunch.
217
657960
3016
Ama yine de öğle yemeği ile ilgilenmelisiniz.
11:01
You gotta say, "What was great about lunch today?"
218
661000
3176
Şöyle demelisiniz; "Bugün öğle yemeğinde ne güzeldi?"
11:04
They need to know they matter to us as humans,
219
664200
3376
Onlar bizim için insan olarak değerli olduklarını bilmeliler,
11:07
not because of their GPA.
220
667600
2600
not ortalamaları yüzünden değil.
11:11
All right, so you're thinking, chores and love,
221
671640
2216
Pekâlâ, siz ev işi ve sevgiyi düşünüyorsunuz,
11:13
that sounds all well and good, but give me a break.
222
673880
2496
hepsi kulağa iyi geliyor ama üstüme gelmeyin.
11:16
The colleges want to see top scores and grades
223
676400
2976
Üniversiteler yüksek notları görmek istiyor ve ödülleri de.
11:19
and accolades and awards, and I'm going to tell you, sort of.
224
679400
3920
Size bir şekilde anlatacağım.
11:25
The very biggest brand-name schools are asking that of our young adults,
225
685080
5896
En büyük marka okullar genç yetişkinlerimizi istiyor,
11:31
but here's the good news.
226
691000
1360
ama işte iyi haber.
11:33
Contrary to what the college rankings racket would have us believe --
227
693160
5096
Üniversite sıralamalarının inanmamızı istediğinin tersine --
11:38
(Applause)
228
698280
2360
(Alkışlar)
11:44
you don't have to go to one of the biggest brand name schools
229
704040
2896
hayatta mutlu ve başarılı olmak için
en büyük marka okullardan birine gitmek zorunda değilsiniz.
11:46
to be happy and successful in life.
230
706960
1736
11:48
Happy and successful people went to state school,
231
708720
2856
Mutlu ve başarılı insanlar devlet okullarına gittiler,
11:51
went to a small college no one has heard of,
232
711600
2256
kimsenin duymadığı küçük bir üniversiteye gittiler,
11:53
went to community college,
233
713880
1576
yüksek okula gittiler,
11:55
went to a college over here and flunked out.
234
715480
2736
burada bir üniversiteye gittiler ve okulu bırakmak zorunda kaldılar.
11:58
(Applause)
235
718240
2800
(Alkışlar)
12:05
The evidence is in this room, is in our communities,
236
725240
2976
Kanıt bu odada, toplumumuzda,
12:08
that this is the truth.
237
728240
1696
bu gerçek.
12:09
And if we could widen our blinders
238
729960
1696
Ve at gözlüklerimizi genişletebilirsek
12:11
and be willing to look at a few more colleges,
239
731680
2256
birkaç üniversiteye daha bakma isteğinde olursak
12:13
maybe remove our own egos from the equation,
240
733960
3536
ve belki denklemden kendi egolarımızı çıkartırsak,
12:17
we could accept and embrace this truth and then realize,
241
737520
3656
bu gerçeği kabul edip yüzleşebiliriz ve sonra fark edebiliriz,
12:21
it is hardly the end of the world
242
741200
1976
eğer çocuklarımız o büyük marka okullardan birine gitmezlerse,
12:23
if our kids don't go to one of those big brand-name schools.
243
743200
3520
bu dünyanın sonu değil.
12:27
And more importantly,
244
747960
1256
Ve daha da önemlisi,
12:29
if their childhood has not been lived according to a tyrannical checklist
245
749240
5096
eğer çocukluklarını acımasız bir kontrol listesine göre yaşamasalardı,
12:34
then when they get to college,
246
754360
2136
sonra üniversiteye girdiklerinde,
12:36
whichever one it is,
247
756520
1936
hangisi olursa olsun,
12:38
well, they'll have gone there on their own volition,
248
758480
3096
kendi iradeleri ile girmiş olacaklar,
12:41
fueled by their own desire,
249
761600
2456
kendi arzularıyla beslenerek,
12:44
capable and ready to thrive there.
250
764080
3200
orada büyümeye hazır ve muktedir olarak.
12:49
I have to admit something to you.
251
769360
1800
Size bir şey itiraf etmeliyim.
12:51
I've got two kids I mentioned, Sawyer and Avery.
252
771760
3096
Daha önce bahsettiğim gibi iki çocuğum var: Sawyer ve Avery.
12:54
They're teenagers.
253
774880
1696
Onlar ergen.
12:56
And once upon a time,
254
776600
1856
Bir zamanlar,
12:58
I think I was treating my Sawyer and Avery
255
778480
2616
benim Sawyer ve Avery'me
13:01
like little bonsai trees --
256
781120
1776
küçük bonzai ağaçları gibi davranıyordum --
13:02
(Laughter)
257
782920
2336
(Gülüşmeler)
13:05
that I was going to carefully clip and prune
258
785280
2936
Onları dikkatlice kesip buduyordum
13:08
and shape into some perfect form of a human
259
788240
3896
ve mükemmel bir insan modeli olarak şekillendiriyordum.
13:12
that might just be perfect enough to warrant them admission
260
792160
3496
Öyle bir model ki, çocuklarımın en seçici üniversitelerden birine
13:15
to one of the most highly selective colleges.
261
795680
2440
kabul almalarını garantilemek için yeterince mükemmel bir insan modeli.
13:19
But I've come to realize, after working with thousands of other people's kids --
262
799040
3880
Ancak, binlerce insanın çocuğuyla çalıştıktan sonra --
13:23
(Laughter)
263
803640
1720
(Gülüşmeler)
13:26
and raising two kids of my own,
264
806480
2320
ve kendi iki çocuğumu yetiştirdikten sonra,
13:30
my kids aren't bonsai trees.
265
810200
2200
anladım ki, çocuklarım bonzai ağaçları değiller.
13:33
They're wildflowers
266
813800
1720
Onlar bilinmeyen bir türün
13:36
of an unknown genus and species --
267
816400
2816
vahşi çiçekleri--
13:39
(Laughter)
268
819240
1896
(Gülüşmeler)
13:41
and it's my job to provide a nourishing environment,
269
821160
3416
Benim işim onlara faydalı bir çevre sağlamak,
13:44
to strengthen them through chores
270
824600
2376
ev işleriyle onları güçlendirmek
13:47
and to love them so they can love others and receive love
271
827000
4296
ve onları sevmek, ki böylece diğerlerini sevsinler ve sevilsinler,
13:51
and the college, the major, the career,
272
831320
3096
üniversite, meslek ve kariyer
13:54
that's up to them.
273
834440
1696
onlara kalmış.
13:56
My job is not to make them become what I would have them become,
274
836160
5656
Benim işim, onları olmalarını istediğim şey hâline getirmek değil,
14:01
but to support them in becoming their glorious selves.
275
841840
4800
muhteşem kişiler olurken onlara destek olmak.
14:07
Thank you.
276
847400
1216
Teşekkür ederim.
14:08
(Applause)
277
848640
6430
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7