The new era of positive psychology | Martin Seligman

Martin Seligman'dan pozitif psikoloji üzerine

1,463,431 views ・ 2008-07-21

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Serap Çakıl Gözden geçirme: Gonca Boluk
00:12
When I was President of the American Psychological Association,
0
12604
3072
Amerikan Psikoloji Derneği başkanıyken
00:15
they tried to media-train me.
1
15700
1626
beni medya hakkında eğitmeye çalıştılar
00:17
And an encounter I had with CNN summarizes
2
17350
5563
ve CNN ile karşılaşmam
bugün konuşacaklarımı da özetliyor
00:23
what I'm going to be talking about today,
3
23050
1988
bu da optimist olmak için 11'inci neden oluyor.
00:25
which is the eleventh reason to be optimistic.
4
25062
3074
00:28
The editor of Discover told us 10 of them;
5
28160
5176
Discover'ın editörü bize 10 tanesini söyledi,
00:34
I'm going to give you the eleventh.
6
34359
2095
ben de size 11'inciyi anlatacağım.
00:36
So they came to me, CNN, and they said, "Professor Seligman --
7
36478
3759
Bana gelip, CNN, dedi ki, "Profesör Seligman,
bize psikolojinin bugünkü durumu hakkında bilgi verir misiniz?
00:41
would you tell us about the state of psychology today?
8
41710
3213
00:44
We'd like to interview you about that."
9
44947
1917
Sizinle bu konu hakkında görüşmek istiyoruz." Ve ben "Harika." dedim.
00:46
And I said, "Great."
10
46888
1214
00:48
And she said, "But this is CNN, so you only get a sound bite."
11
48126
4333
Ve o da "Ama bu CNN, bu yüzden çok kısa konuşacaksınız."
00:53
I said, "Well, how many words do I get?"
12
53469
2468
Ben de "Peki, kaç kelime edebilirim?" dedim.
00:56
And she said, "Well, one."
13
56707
1637
Ve "Ee, bir kelime." dedi.
00:58
(Laughter)
14
58368
1356
(Gülüşmeler)
Ve kameralar çalıştı ve dedi ki, "Profesör Seligman,
01:00
And the cameras rolled, and she said,
15
60178
2339
01:02
"Professor Seligman, what is the state of psychology today?"
16
62541
3317
günümüz psikolojisinin durumu nedir?"
01:07
"Good."
17
67388
1159
"İyi."
01:08
(Laughter)
18
68571
2128
(Gülüşmeler)
01:10
"Cut! Cut. That won't do.
19
70723
3000
"Kes. Kes. Bu olmaz.
Size biraz daha uzun yer versek daha iyi olacak."
01:15
We'd really better give you a longer sound bite."
20
75064
2782
01:17
"How many words do I get this time?"
21
77870
1730
"Peki, bu sefer kaç kelime söyleyebilirim?" "Bence, peki, iki kelime.
01:19
"Well, you get two."
22
79624
1416
01:21
(Laughter)
23
81064
1732
01:22
"Doctor Seligman, what is the state of psychology today?"
24
82820
3104
Doktor Seligman, günümüz psikolojisinin durumu nedir?"
01:27
"Not good."
25
87767
1172
01:28
(Laughter)
26
88963
7000
"İyi değil."
(Gülüşmeler)
"Bakın, Doktor Seligman,
01:40
"Look, Doctor Seligman,
27
100717
1172
01:41
we can see you're really not comfortable in this medium.
28
101913
2994
çok rahat olmadığınızı görebiliyoruz.
01:44
We'd better give you a real sound bite.
29
104931
2389
Size gerçekten doğru dürüst bir zaman vermeliyiz.
01:47
This time you can have three words.
30
107344
2555
Bu sefer üç kelime hakkınız var.
01:50
Professor Seligman, what is the state of psychology today?"
31
110449
3429
Profesör Seligman, günümüz psikolojisinin durumu nedir?"
01:55
"Not good enough."
32
115362
1150
"Yeterince iyi değil." Ve hakkında konuşacağım konu da bu.
01:58
That's what I'm going to be talking about.
33
118165
2084
02:00
I want to say why psychology was good, why it was not good,
34
120273
4109
Psikolojinin neden iyi ve neden iyi olmadığını söylemek istiyorum
02:04
and how it may become, in the next 10 years, good enough.
35
124406
4100
ve gelecek 10 yılda, nasıl daha iyi olabileceğini.
02:08
And by parallel summary, I want to say the same thing about technology,
36
128902
4312
Ve paralel bir özetle, aynı şeyleri teknoloji, eğlence ve tasarım,
02:13
about entertainment and design,
37
133238
1705
hakkında da söylemek istiyorum, çünkü bence konular çok benzer.
02:14
because I think the issues are very similar.
38
134967
2181
02:17
So, why was psychology good?
39
137495
2674
Peki psikoloji neden iyiydi?
02:20
Well, for more than 60 years, psychology worked within the disease model.
40
140547
4589
60 yıldan fazla bir zamandır, psikoloji hastalık modeli ile çalıştı.
02:25
Ten years ago, when I was on an airplane
41
145160
1976
10 yıl önce, bir uçaktayken,
02:27
and I introduced myself to my seatmate, and told them what I did,
42
147160
4023
yanımda oturana kendimi tanıtırken ve işimi söylerken,
02:31
they'd move away from me,
43
151207
1593
benden uzaklaşırlardı.
Ve çünkü, haklı olarak, psikoloji sendeki sorunu
02:34
because, quite rightly, they were saying
44
154022
2451
02:36
psychology is about finding what's wrong with you.
45
156497
2599
görmekle ilgilidir, diyorlardı. Kaçığı göster.
02:39
Spot the loony.
46
159120
1411
02:40
And now, when I tell people what I do, they move toward me.
47
160555
3955
Ve şimdi insanlara ne yaptığımı söylediğimde, bana yanaşıyorlar.
02:44
What was good about psychology --
48
164951
4389
Ve psikoloji ile ilgili iyi olan şey,
Ulusal Akıl Sağlığı Enstitüsü'nün yaptığı yaklaşık 30 milyar dolarlık yatırım,
02:49
about the $30 billion investment NIMH made,
49
169364
3022
02:52
about working in the disease model,
50
172410
1726
hastalık modeli ile ilgili çalışma,
02:54
about what you mean by psychology --
51
174160
2457
psikoloji ile ne demek istediğiniz,
02:56
is that, 60 years ago, none of the disorders were treatable;
52
176641
4390
60 yıl önce bu hastalıkların hiçbirinin tedavi edilebilir olmadığıydı -
03:01
it was entirely smoke and mirrors.
53
181055
1912
tamamen belirsizlikti.
03:02
And now, 14 of the disorders are treatable,
54
182991
2463
Ve şimdi bunların 14'ü tedavi edilebilir,
03:05
two of them actually curable.
55
185478
1904
2'si de aslında iyileştirilebilir.
03:07
And the other thing that happened is that a science developed,
56
187891
4725
Ve diğer bir şey de bir bilimin gelişmesidir,
03:12
a science of mental illness.
57
192640
1928
bir akıl hastalığı bilimi.
03:14
We found out we could take fuzzy concepts
58
194592
4776
Depresyon, alkolizm gibi belirsiz kavramları alıp onları kesin bir şekilde
03:19
like depression, alcoholism,
59
199392
2980
03:22
and measure them with rigor;
60
202396
1591
ölçebileceğimizi gördük.
03:24
that we could create a classification of the mental illnesses;
61
204429
3829
Akıl hastalıklarının sınıflandırılmasını yapabileceğimiz de.
03:28
that we could understand the causality of the mental illnesses.
62
208604
4681
Akıl hastalıklarının nedenselliğini anlayabileceğimizi de.
03:33
We could look across time at the same people --
63
213309
3827
Bir süre boyunca aynı insanlara bakabilir -
03:37
people, for example, who were genetically vulnerable to schizophrenia --
64
217160
3977
örneğin, genetik olarak şizofreniye yatkın insanlara,
03:41
and ask what the contribution of mothering, of genetics are,
65
221161
5212
ve anneliğin, genetiğin buna etkisi nedir diye sorabiliriz,
akıl hastalıkları üzerinde deneyler yaparak
03:46
and we could isolate third variables
66
226397
2364
03:48
by doing experiments on the mental illnesses.
67
228785
2351
ve üçüncü değişkenleri ayırabiliriz.
03:51
And best of all, we were able, in the last 50 years,
68
231649
3502
Ve en iyisi, son 50 yıl içinde,
03:55
to invent drug treatments and psychological treatments.
69
235175
3829
ilaç ve psikolojik tedavileri icat edebildik
03:59
And then we were able to test them rigorously,
70
239882
3254
ve sonra bunları titizlikle randomize plasebo-kontrollü
04:03
in random-assignment, placebo-controlled designs,
71
243160
3293
çalışmalarla test edebildik -
04:06
throw out the things that didn't work,
72
246477
2252
çalışmayan kısımları atıp çalışanları saklayabildik.
04:08
keep the things that actively did.
73
248753
1724
04:10
The conclusion of that is,
74
250856
3163
Ve bunun sonucu, psikoloji ve psikiyatrinin, son 60 yıldır,
04:14
psychology and psychiatry of the last 60 years
75
254043
3093
04:17
can actually claim that we can make miserable people less miserable.
76
257160
5153
mutsuz insanları daha az mutsuz yaptığını iddia edebiliriz.
04:22
And I think that's terrific.
77
262818
2152
Ve bence bu müthiş. Bununla gurur duyuyorum.
04:24
I'm proud of it.
78
264994
1386
04:29
But what was not good, the consequences of that,
79
269993
3568
Ancak iyi olmayan, bunun sonucunda, üç şey var.
04:33
were three things.
80
273675
1416
04:35
The first was moral;
81
275115
1778
İlki ahlaki -
04:36
that psychologists and psychiatrists became victimologists, pathologizers;
82
276917
4794
psikologlar ve psikiyatristler suç bilimcileri, patoloji araştıranlar haline geldiler
04:41
that our view of human nature was that if you were in trouble,
83
281735
3042
öyle ki, insan doğası fikrimiz, eğer başın dertteyse tuğlalar üzerine yığılır, idi.
04:44
bricks fell on you.
84
284801
1397
04:46
And we forgot that people made choices and decisions.
85
286574
2741
Ve insanların seçimler yaptığı ve kararlar aldığını unuttuk.
04:49
We forgot responsibility.
86
289339
1498
Sorumluluğu unuttuk. Bu ilk bedeldi.
04:51
That was the first cost.
87
291228
1675
04:53
The second cost was that we forgot about you people.
88
293377
3759
İkinci bedel, siz insanları unuttuk.
04:57
We forgot about improving normal lives.
89
297681
3555
Normal hayatları iyileştirmenin ne demek olduğunu unuttuk.
05:01
We forgot about a mission to make relatively untroubled people happier,
90
301260
5876
Nispeten sorunsuz insanları daha mutlu, daha üretken yapma
05:07
more fulfilled, more productive.
91
307160
2780
misyonumuzu unuttuk, ve deha, üstün yetenek gibileri kötü kelimeler oldu.
05:09
And "genius," "high-talent," became a dirty word.
92
309964
3306
05:13
No one works on that.
93
313687
1536
Kimse bununla ilgili çalışmıyor.
05:15
And the third problem about the disease model is,
94
315722
3414
Ve hastalık modeliyle ilgili üçüncü problem,
05:19
in our rush to do something about people in trouble,
95
319160
3281
sorunu olan insanlarla ilgili bir şey yapma telaşı,
05:22
in our rush to do something about repairing damage,
96
322465
3716
hasarı tamir etmek için bir şey yapma telaşı,
05:27
it never occurred to us to develop interventions
97
327593
2615
hiç aklımıza insanları daha mutlu kılacak
05:30
to make people happier -- positive interventions.
98
330232
3759
müdahalelerde bulunmak gelmiyor, olumlu müdahaleler.
05:34
So that was not good.
99
334495
1841
Yani bu yüzden iyi değil.
05:36
And so that's what led people like Nancy Etcoff, Dan Gilbert,
100
336360
4829
Yani bu Nancy Etcoff, Dan Gilbert, Mike Csikszentmihalyi ve
05:41
Mike Csikszentmihalyi and myself
101
341213
1909
benim gibi insanları olumlu psikoloji diye adlandırdığım şey üzerinde çalışmaya itti,
05:43
to work in something I call, "positive psychology,"
102
343146
2860
ki onun üç amacı var.
05:46
which has three aims.
103
346030
1412
05:47
The first is that psychology should be just as concerned
104
347839
4886
İlki, psikolojinin tıpkı insanın zayıf taraflarıyla olduğu kadar
05:52
with human strength as it is with weakness.
105
352749
2716
güçlü taraflarıyla da ilgilenmesi gerektiği.
05:56
It should be just as concerned with building strength
106
356160
4646
Hasarlı yanları iyileştirmeye çalıştığı kadar güçlü yanlarıyla da ilgilenmeli.
06:00
as with repairing damage.
107
360830
2138
06:02
It should be interested in the best things in life.
108
362992
2683
Hayatta en iyi şeylerle ilgilenmeli,
06:05
And it should be just as concerned
109
365699
1874
ve normal insanların hayatlarını tatmin olacakları hale getirmeye çalışmalı,
06:07
with making the lives of normal people fulfilling,
110
367597
3713
06:11
and with genius, with nurturing high talent.
111
371334
3949
aynı zamanda deha ve yüksek yetenek yetiştirmekle ilgilenmeli.
06:16
So in the last 10 years and the hope for the future,
112
376228
4483
Yani son 10 yıldır ve umarım gelecekte
06:20
we've seen the beginnings of a science of positive psychology,
113
380735
3401
olumlu psikoloji biliminin başlangıcını gördük,
06:24
a science of what makes life worth living.
114
384160
2175
hayatı yaşanır kılacak bir bilimin başlangıcı.
06:26
It turns out that we can measure different forms of happiness.
115
386699
4545
Farklı mutluluk şekillerini ölçebileceğimiz anlaşıldı.
06:31
And any of you, for free, can go to that website --
116
391268
3480
Ve herhangi biriniz, ücretsiz, bu siteye girebilir,
06:34
[www.authentichappiness.org]
117
394772
1391
ve tam teşekküllü mutluluk testlerini yapabilirsiniz.
06:36
and take the entire panoply of tests of happiness.
118
396187
2479
06:38
You can ask, how do you stack up for positive emotion, for meaning,
119
398690
4446
Olumlu duygulara, anlama, akışa, ve tam olarak yüzbinlerce insana
06:43
for flow, against literally tens of thousands of other people?
120
403160
4028
karşı nasıl işlerin doğru gitmesini sağlayacaksınız, bunu sorabilirsiniz?
06:47
We created the opposite of the diagnostic manual of the insanities:
121
407878
5258
Çılgınlıkların tanısal el kitabının aksini yarattık:
06:53
a classification of the strengths and virtues that looks at the sex ratio,
122
413160
5221
cinsiyet orantısına bakarak güçlü tarafların ve erdemlerin bir sınıflandırılması,
06:58
how they're defined, how to diagnose them,
123
418405
2206
nasıl tanımlandıkları, nasıl teşhis edildikleri,
07:00
what builds them and what gets in their way.
124
420635
2818
onları neyin oluşturduğu ve neyin engel olduğu.
07:05
We found that we could discover the causation of the positive states,
125
425160
4439
Olumlu durumların nedenlerini keşfedebileceğimizi bulduk,
07:09
the relationship between left hemispheric activity
126
429623
3513
sol hemisfer aktivitesi ve sağ hemisfer aktivitesi arasındaki
07:13
and right hemispheric activity, as a cause of happiness.
127
433160
6000
ilişkinin bir mutluluk nedeni olduğunu.
07:20
I've spent my life working on extremely miserable people,
128
440660
2977
Hayatımı son derece bedbaht insanlarla çalışarak geçirdim,
07:23
and I've asked the question:
129
443661
1387
ve şu soruyu sordum,
07:25
How do extremely miserable people differ from the rest of you?
130
445072
3653
son derece bedbaht insanların bizden ne farkı var?
07:28
And starting about six years ago, we asked about extremely happy people.
131
448749
4387
Ve yaklaşık altı yıl önce başlayarak, son derece mutlu insanlar ve nasıl
07:33
How do they differ from the rest of us?
132
453160
2540
diğerlerinden farklı olduklarına dair sorular sorduk?
07:35
It turns out there's one way, very surprising --
133
455724
3483
Ve anlaşıldı ki sadece tek bir yol var.
07:39
they're not more religious, they're not in better shape,
134
459231
2668
Daha çok dindar değiller, daha iyi durumda değiller,
07:41
they don't have more money, they're not better looking,
135
461923
3088
daha fazla paraları yok, daha iyi görünüşlü değiller,
daha fazla iyi olay başlarına gelmiyor ya da kötü olaylar.
07:45
they don't have more good events and fewer bad events.
136
465035
2755
07:47
The one way in which they differ: they're extremely social.
137
467814
3388
Farklı oldukları tek bir şey var: Son derece sosyaller.
07:52
They don't sit in seminars on Saturday morning.
138
472964
2701
Cumartesi sabahı seminerlerde oturmuyorlar.
07:55
(Laughter)
139
475689
3955
(Gülüşmeler)
Yalnız zaman geçirmiyorlar.
08:00
They don't spend time alone.
140
480137
1500
08:01
Each of them is in a romantic relationship
141
481661
2198
Her birinin romantik bir ilişkisi var
08:03
and each has a rich repertoire of friends.
142
483883
3148
ve her biri geniş bir arkadaş repertuvarına sahip.
Ancak şuna dikkat edin. Bu sadece bağlantılı bilgi, tesadüfi değil,
08:07
But watch out here -- this is merely correlational data, not causal,
143
487055
4377
08:11
and it's about happiness in the first, "Hollywood" sense,
144
491456
3598
ve birazdan bahsedeceğim Hollywood'un anladığı mutlulukla ilgili:
08:15
I'm going to talk about,
145
495078
1212
08:16
happiness of ebullience and giggling and good cheer.
146
496314
4166
coşkunluğun ve kıkırdamanın ve sevincin mutluluğu.
08:20
And I'm going to suggest to you that's not nearly enough,
147
500504
2835
Ve birazdan bunun yeterli olmadığını öne süreceğim.
08:23
in just a moment.
148
503363
1150
Yüzyıllar boyunca yapılan müdahalelere bakarak başlayabileceğimizi bulduk,
08:25
We found we could begin to look at interventions over the centuries,
149
505584
4381
08:29
from the Buddha to Tony Robbins.
150
509989
1793
Buda'dan Tony Robbins'e kadar.
08:31
About 120 interventions have been proposed that allegedly make people happy.
151
511806
4783
İnsanları mutlu edeceği iddiasıyla,
yaklaşık 120 müdahale yapılmaya çalışılmış.
08:37
And we find that we've been able to manualize many of them,
152
517016
4622
Ve bunların çoğunu nasıl kullanabileceğimizi anladık
08:41
and we actually carry out
153
521662
1919
ve aslında randomize yararlık
08:43
random-assignment efficacy and effectiveness studies.
154
523605
3642
ve etkinlik ödevleri yürüttük.
08:47
That is, which ones actually make people lastingly happier?
155
527271
4156
Bu da, hangisi insanları daha uzun süreli daha mutlu kılıyor, demek.
08:51
In a couple of minutes, I'll tell you about some of those results.
156
531451
3227
Birkaç dakika içinde bazılarının sonuçlarından bahsedeceğim.
08:54
But the upshot of this is that the mission I want psychology to have,
157
534702
6434
Ancak bunun sonucu şu; psikolojinin sahip olmasını istediğim misyon,
09:01
in addition to its mission of curing the mentally ill,
158
541160
3487
zihinsel hastalıkların tedavisi misyonuna ek olarak,
09:04
and in addition to its mission of making miserable people less miserable,
159
544671
4274
ve bedbaht insanları daha az bedbaht yapma misyonuna ek olarak,
09:08
is, can psychology actually make people happier?
160
548969
3571
psikoloji insanları daha mutlu kılabilir mi?
09:12
And to ask that question -- "happy" is not a word I use very much --
161
552922
4146
Ve bu soruyu sormak - mutlu pek sık kullandığım bir kelime değil -
09:17
we've had to break it down
162
557595
1413
mutlu kelimesi ile ilgili sorulabileceğe kadar parçalamamız gerekiyordu.
09:19
into what I think is askable about "happy."
163
559032
2532
09:21
And I believe there are three different --
164
561588
2986
Ve inanıyorum ki üç farklı -
ve onlara farklı diyorum çünkü farklı müdahaleler onları oluşturdu,
09:25
I call them "different" because different interventions build them,
165
565339
3283
09:28
it's possible to have one rather than the other --
166
568646
2401
birine sahip olmaktansa diğerine sahip olmak mümkün -
09:31
three different happy lives.
167
571071
1977
üç farklı mutlu hayat var.
09:33
The first happy life is the pleasant life.
168
573072
3117
İlk mutlu hayat, keyifli hayat.
09:36
This is a life in which you have as much positive emotion
169
576213
3385
Bu, sahip olabileceğin en çok pozitif duyguya sahip olduğun,
09:39
as you possibly can,
170
579622
1514
09:41
and the skills to amplify it.
171
581160
2101
ve bunu daha da genişleteceğin yeneteğinin olduğu hayat.
09:43
The second is a life of engagement:
172
583285
2180
İkincisi, bağlılık hayatı:
09:45
a life in your work, your parenting, your love, your leisure;
173
585489
5365
İşinde, ebeveynlikte, sevginde, serbest zamanındaki hayatın, zamanın senin için durduğu hayat.
09:50
time stops for you.
174
590878
1306
09:53
That's what Aristotle was talking about.
175
593302
2048
Aristo'nun bahsettiği budur.
09:55
And third, the meaningful life.
176
595374
2067
Ve üçüncüsü, anlamlı hayat.
09:57
I want to say a little bit about each of those lives
177
597465
2671
Şimdi bu hayatların her biri hakkında ve bunlarla
10:00
and what we know about them.
178
600160
1817
ilgili ne bildiğimiz hakkında konuşacağım.
10:02
The first life is the pleasant life, and it's simply, as best we can find it,
179
602001
4978
İlki keyifli hayat ve basitçe bulabileceğimizin en iyisi,
10:07
it's having as many of the pleasures as you can,
180
607003
2287
alabileceğiniz keyiflerin en fazlası,
10:09
as much positive emotion as you can,
181
609314
2109
yaşayabileceğiniz olumlu duyguların en fazlası,
10:11
and learning the skills -- savoring, mindfulness -- that amplify them,
182
611713
6222
ve zevk verici, düşünceli gibi yetenekleri öğrenmek
10:18
that stretch them over time and space.
183
618274
2862
bunları zamana ve mekana yayıp genişletmek ile ilgili.
10:21
But the pleasant life has three drawbacks,
184
621160
3976
Ancak keyifli hayatın üç kusuru var,
10:25
and it's why positive psychology is not happy-ology,
185
625160
3508
ve bu yüzden psikoloji mutluluk bilimi değil ve bu yüzden burada bitmiyor.
10:28
and why it doesn't end here.
186
628692
1877
10:31
The first drawback is, it turns out the pleasant life,
187
631041
3095
İlk kusur, anlaşılan o ki keyifli hayat,
10:34
your experience of positive emotion,
188
634160
2437
olumlu duygu deneyiminiz kalıtsal,
10:36
is about 50 percent heritable,
189
636819
4723
yaklaşık yüzde 50 kalıtsal, ve aslında pek değiştirilebilir değil.
10:41
and, in fact, not very modifiable.
190
641566
3570
10:45
So the different tricks that Matthieu and I and others know
191
645160
4539
Yani Matthieu, ben ve diğerlerinin bildiği hayatınızdaki olumlu
10:49
about increasing the amount of positive emotion in your life
192
649723
3611
duyguları artırmaya yönelik numaraların
10:53
are 15 to 20 percent tricks, getting more of it.
193
653358
3976
yüzde 15-20'si numaradır, daha fazlasını almak yani.
10:57
Second is that positive emotion habituates.
194
657656
4242
İkincisi, olumlu duygu yerleşir. Hatta çok hızlı bir şekilde yerleşir.
11:01
It habituates rapidly, indeed.
195
661922
3800
11:05
It's all like French vanilla ice cream:
196
665746
2370
Aynı Fransız vanilyalı dondurması gibi, ilk tattığınızda tadı yüzde 100'dür
11:08
the first taste is 100 percent;
197
668140
2615
11:10
by the time you're down to the sixth taste,
198
670779
2169
altıncı tadıma geldiğinizde, tadı gitmiştir.
11:12
it's gone.
199
672972
1157
11:15
And, as I said, it's not particularly malleable.
200
675817
3132
Ve, dediğim gibi, özellikle şekillendirilebilir değildir.
Ve bu da bizi ikinci hayata götürüyor.
11:20
And this leads to the second life.
201
680600
1867
11:22
I have to tell you about my friend Len,
202
682491
1938
Ve size arkadaşım Len'den bahsetmeliyim,
11:24
to talk about why positive psychology is more than positive emotion,
203
684453
5911
olumlu psikolojinin neden daha çok olumlu duygu, daha fazla keyif geliştirmekle
11:30
more than building pleasure.
204
690388
1748
ilgili olduğunu anlatabilmek için.
11:32
In two of the three great arenas of life, by the time Len was 30,
205
692160
3976
Hayatın üç önemli alanının ikisinde, henüz 30 yaşındayken,
11:36
Len was enormously successful.
206
696160
2424
Len inanılmaz derecede başarılıydı. İlk alan işti.
11:38
The first arena was work.
207
698608
3528
11:42
By the time he was 20, he was an options trader.
208
702160
2636
20 yaşına geldiğinde, borsa simsarıydı..
11:44
By the time he was 25, he was a multimillionaire
209
704820
2427
25 yaşına geldiğinde ise bir multimilyonerdi
11:47
and the head of an options trading company.
210
707271
2346
ve bir borsa komisyon şirketinin başkanıydı.
11:50
Second, in play, he's a national champion bridge player.
211
710160
5147
İkincisi, oyunda. Len ulusal briç şampiyonudur.
Ancak üçüncü alanda, aşkta, Len sınırtanımaz bir başarısızdır.
11:57
But in the third great arena of life, love, Len is an abysmal failure.
212
717366
4770
12:02
And the reason he was, was that Len is a cold fish.
213
722160
4942
Ve bunun nedeni, Len'in soğuk bir balık gibi olması.
12:08
(Laughter)
214
728160
1150
(Gülüşmeler)
12:10
Len is an introvert.
215
730254
1906
Len içe kapanıktır.
12:14
American women said to Len, when he dated them,
216
734692
3444
Amerikalı kadınlar, Len ile çıktıklarında şöyle der;
12:18
"You're no fun. You don't have positive emotion. Get lost."
217
738160
3976
eğlenceli değilsin, olumlu duygun yok. Yıkıl karşımdan.
12:22
And Len was wealthy enough to be able to afford a Park Avenue psychoanalyst,
218
742947
5189
Ve Len bir Park Caddesi psikanalistini karşılayacak kadar zengindi,
12:28
who for five years tried to find the sexual trauma
219
748160
3744
psikanalist beş yıl boyunca Len'in olumlu duygularını
12:31
that had somehow locked positive emotion inside of him.
220
751928
3426
bir şekilde içine hapsetmesine neden olan cinsel travmayı bulmaya çalıştı.
12:35
But it turned out there wasn't any sexual trauma.
221
755897
3154
Ancak anlaşıldı ki öyle bir cinsel travma yoktu.
12:39
It turned out that --
222
759075
2191
Anlaşıldı ki Len Long Island'da büyümüştü
12:41
Len grew up in Long Island
223
761290
2379
12:43
and he played football and watched football, and played bridge.
224
763693
5582
ve futbol oynamış ve futbol izlemiş, ve birç oynamıştı.
Len, bizim olumlu duygulanım dediğimizin yüzde 5'inin dibindeydi.
12:50
Len is in the bottom five percent of what we call positive affectivities.
225
770536
4210
12:54
The question is: Is Len unhappy?
226
774770
1785
Soru şu; Len mutsuz muydu? Ve olmadığını söylemek istiyorum.
12:56
And I want to say, not.
227
776818
1419
12:58
Contrary to what psychology told us
228
778587
2959
Psikolojinin bize söylediğinin tersine, olumlu duygulanımı olan
13:01
about the bottom 50 percent of the human race in positive affectivity,
229
781570
4152
insanoğlunun en alttaki yüzde 50'sine bakarak
13:05
I think Len is one of the happiest people I know.
230
785746
2592
bence Len tanıdığım en mutlu insanlardan biri.
13:08
He's not consigned to the hell of unhappiness,
231
788362
2646
Mutsuzluğun cehennemine teslim olmamış
13:11
and that's because Len, like most of you,
232
791032
3915
ve çünkü Len, birçoğumuz gibi, akış konusunda müthiş kabiliyetli.
13:14
is enormously capable of flow.
233
794971
2062
13:17
When he walks onto the floor of the American Exchange
234
797057
2974
Sabah 9:30'da Amerikan Borsasına adımını attığında
13:20
at 9:30 in the morning,
235
800055
1750
13:22
time stops for him.
236
802318
1291
zaman onun için duruyor. Ve kapanış ziline kadar duruyor.
13:23
And it stops till the closing bell.
237
803633
1762
13:25
When the first card is played till 10 days later,
238
805419
2900
İlk kart oynandığında,
turnuvanın biteceği 10 gün sonraya kadar, zaman Len için duruyor.
13:28
when the tournament is over,
239
808343
1358
13:29
time stops for Len.
240
809725
1410
13:31
And this is indeed what Mike Csikszentmihalyi
241
811836
3212
Ve bu aslında Mike Csikszentmihalyi'nin bahsettiği,
13:35
has been talking about, about flow.
242
815072
1902
akış hakkında, ve keyif almaktan çok önemli bir şekilde farklı.
13:36
And it's distinct from pleasure in a very important way:
243
816998
3377
13:40
pleasure has raw feel -- you know it's happening; it's thought and feeling.
244
820399
5404
Keyif, ham duygular içerir: olurken hissedersiniz. Düşünce ve duygudur.
13:45
But what Mike told you yesterday -- during flow ...
245
825827
3089
Ama Mike'ın dün anlattığı, akış esnasında, hiç birşey hissetmezsiniz.
13:51
you can't feel anything.
246
831079
2105
13:54
You're one with the music.
247
834732
1651
Müzikle tek olursunuz. Zaman durur.
13:56
Time stops.
248
836824
1253
13:58
You have intense concentration.
249
838101
1894
Derin bir konsantrasyon yaşarsınız.
14:00
And this is indeed the characteristic of what we think of as the good life.
250
840019
4751
Ve bu aslında iyi bir hayat olarak düşündüğümüz şeyin karakteristiğidir.
14:05
And we think there's a recipe for it,
251
845262
2785
Ve bunun için bir tarif vardır diye düşünürüz,
14:08
and it's knowing what your highest strengths are --
252
848071
2594
ve en güçlü taraflarınızı bilmekle ilgilidir.
14:10
again, there's a valid test
253
850689
2294
Ve yine, beş en güçlü özelliğiniz nedir
bulabileceğiniz geçerli bir test var.
14:13
of what your five highest strengths are --
254
853007
2383
14:15
and then re-crafting your life
255
855414
2729
Ve sonra hayatınızı onları olabildiğince kullanabileceğiniz şekilde yeniden şekillendirebileceğiniz.
14:18
to use them as much as you possibly can.
256
858167
3260
14:21
Re-crafting your work, your love,
257
861451
2685
İşinizi, aşk hayatınızı, oyununuzu
14:24
your play, your friendship, your parenting.
258
864160
2757
arkadaşlığınızı, ebeveynliğinizi yeniden şekillendirebileceğiniz.
14:26
Just one example.
259
866941
1580
Tek bir örnek: birlikte çalıştığım biri Genuardi'de (marketler zinciri) çalışıyordu.
14:29
One person I worked with was a bagger at Genuardi's.
260
869248
3608
İşinden nefret ediyordu.
14:33
Hated the job.
261
873316
1165
14:34
She's working her way through college.
262
874505
1893
Kolejde okuduğu süre içinde çalışıyordu.
14:36
Her highest strength was social intelligence.
263
876929
3135
En güçlü özelliği sosyal zekasıydı,
14:40
So she re-crafted bagging to make the encounter with her
264
880088
4715
böylece torbalama işini onunla karşılaşanların
14:44
the social highlight of every customer's day.
265
884827
2771
gününü en güzel anlardan biri yapmak üzere şekillendirdi.
Şimdi açıkçası başarısız oldu.
14:48
Now, obviously she failed.
266
888082
1716
14:49
But what she did was to take her highest strengths,
267
889822
3314
Ancak yaptığı şey en güçlü özelliklerini alıp,
14:53
and re-craft work to use them as much as possible.
268
893160
3408
ve mümkün olduğunca kullanmak üzere yeniden şekillendirmekti.
14:57
What you get out of that is not smiley-ness.
269
897160
2348
Bundan çıkaracağınız güleç yüzlü olmanız gerektiği değil.
14:59
You don't look like Debbie Reynolds.
270
899532
1903
Debbi Reynolds gibi görünmüyorsunuz.
15:01
You don't giggle a lot.
271
901459
1404
Kıkrdayıp durmuyorsunuz. Burada ulaştığınız daha çok kendini verme.
15:02
What you get is more absorption.
272
902887
2586
15:06
So, that's the second path.
273
906160
2074
Yani ikinci yol. İlk yol, olumlu duygu.
15:08
The first path, positive emotion;
274
908258
2352
15:10
the second path is eudaemonian flow;
275
910634
3096
İkinci yol, huzurlu akış.
15:13
and the third path is meaning.
276
913754
2382
Üçüncü yol, anlam.
15:16
This is the most venerable of the happinesses, traditionally.
277
916160
3976
Bunlar en kıymetli mutluluklardır, geleneksel anlamda.
15:20
And meaning, in this view, consists of --
278
920160
3499
Ve bu görüşteki anlam - huzura paralel olarak,
15:23
very parallel to eudaemonia --
279
923683
2920
15:26
it consists of knowing what your highest strengths are,
280
926627
3563
en güçlü yanlarınızdan haberdar olup onları kullanmak
15:30
and using them to belong to and in the service of
281
930214
4643
sizden daha büyük bir şeye ait ve onun hizmetinde olmayı içerir.
15:34
something larger than you are.
282
934881
2143
15:39
I mentioned that for all three kinds of lives --
283
939082
3252
Tüm bu üç tip hayattan bahsettim, keyifli hayat,
15:43
the pleasant life, the good life, the meaningful life --
284
943407
3343
iyi hayat, anlamlı hayat, insanlar şu soru üzerinde derin düşünüyor,
15:46
people are now hard at work on the question:
285
946774
2164
15:48
Are there things that lastingly change those lives?
286
948962
3927
bunlar yaşamları geri dönmemek üzere değiştiren şeyler midir?
15:53
And the answer seems to be yes.
287
953928
2999
Ve cevap evet gibi duruyor. Ve size bazı örneklerini vereceğim.
15:56
And I'll just give you some samples of it.
288
956951
2555
15:59
It's being done in a rigorous manner.
289
959530
2164
Dikkatli bir tavırla yapıldı.
16:01
It's being done in the same way that we test drugs
290
961718
2837
Hangisinin işe yaradığını anlamak için ilaçları test ettiğimiz şekilde yapıldı.
16:04
to see what really works.
291
964579
1609
16:06
So we do random-assignment, placebo-controlled,
292
966673
4813
Yani farklı müdahalelerin randomize atama yapılan, plasebo kontrollü,
16:11
long-term studies of different interventions.
293
971510
2847
uzun dönemli çalışmalarını yapıyoruz.
16:14
Just to sample the kind of interventions that we find have an effect:
294
974381
4505
Keyifli hayat konusunu insanlara anlatırken,
16:18
when we teach people about the pleasant life,
295
978910
3226
hayattan nasıl daha fazla keyif alacaklarını,
16:22
how to have more pleasure in your life,
296
982160
1976
ve hangi tip müdahalelerin etkili olduğuna örnek vermek için
16:24
one of your assignments is to take the mindfulness skills,
297
984160
4019
verdiğimiz ödevlerden bir tanesi düşüncelilik ve tat alma yeteneklerini alıp
16:28
the savoring skills,
298
988203
2415
16:30
and you're assigned to design a beautiful day.
299
990642
2758
harika bir gün tasarlamanız isteniyor.
16:34
Next Saturday, set a day aside, design yourself a beautiful day,
300
994333
5014
Gelecek cumartesiyi kendinize ayırın, kendiniz için güzel bir gün tasarlayın,
16:39
and use savoring and mindfulness to enhance those pleasures.
301
999371
4194
ve tat alma ve düşünceliliğinizi bu keyfi artırmak için kullanın.
16:43
And we can show in that way that the pleasant life is enhanced.
302
1003589
4501
Ve bu şekilde keyifli bir hayatın geliştirilebileceğini gösterebiliriz.
16:49
Gratitude visit.
303
1009898
1224
Minnet ziyareti. Şimdi benimle birlikte hepinizin yapmasını istiyorum, eğer yapabilirseniz.
16:53
I want you all to do this with me now, if you would.
304
1013243
2656
16:55
Close your eyes.
305
1015923
1248
Gözlerinizi kapatın.
16:58
I'd like you to remember someone
306
1018972
4344
İnanılmaz derecede önemli bir şey yaparak hayatınızı
17:03
who did something enormously important
307
1023340
3048
17:06
that changed your life in a good direction,
308
1026412
3724
iyi yönde değiştiren ve asla uygun bir şekilde
17:10
and who you never properly thanked.
309
1030160
1933
teşekkür etmediğiniz birini hatırlamanızı istiyorum.
17:13
The person has to be alive.
310
1033307
1489
Bu kişi yaşıyor olmalı. Tamam mı?
17:16
Now, OK, you can open your eyes.
311
1036160
2163
Şimdi, tamam, gözlerinizi açabilirsiniz.
17:18
I hope all of you have such a person.
312
1038347
2334
Umarım hepiniz böyle bir insan hatırlıyorsunuz.
17:20
Your assignment, when you're learning the gratitude visit,
313
1040705
3598
Minnet ziyaretini öğrenirkenki ödeviniz
17:24
is to write a 300-word testimonial to that person,
314
1044327
3649
bu kişiye 300 kelimelik bir mektup yazmanız,
17:28
call them on the phone in Phoenix,
315
1048694
1929
Phoenix'ten telefonla aramanız,
17:31
ask if you can visit, don't tell them why.
316
1051321
2647
ziyaret edip edemeyeceğinizi sormanız, nedenini söylememeniz, kapıda belirmeniz,
17:33
Show up at their door,
317
1053992
1503
17:36
you read the testimonial -- everyone weeps when this happens.
318
1056459
3997
mektubunuzu okumanız - bu olurken herkes ağlar -
17:41
And what happens is, when we test people
319
1061739
2902
ve bir hafta, bir ay sonra insanları test ettiğimizde,
17:44
one week later, a month later, three months later,
320
1064665
3119
hatta üç ay sonra, hem daha mutlu, hem de daha az depresiftiler.
17:47
they're both happier and less depressed.
321
1067808
2658
17:51
Another example is a strengths date,
322
1071882
2335
Diğer bir örnek, çiftleri bir araya getirdiğimiz güç buluşmasında
17:54
in which we get couples to identify their highest strengths
323
1074241
4182
güç testinde birbirlerinin en güçlü taraflarını tanımlamalarını,
17:58
on the strengths test,
324
1078447
1375
17:59
and then to design an evening in which they both use their strengths.
325
1079846
5081
ve daha sonra her birinin en güçlü yanlarını kullandıkları bir gece tasarlamalarını istiyoruz,
18:04
We find this is a strengthener of relationships.
326
1084951
3493
ve bunun ilişkileri güçlendiren bir şey olduğunu bulduk.
18:08
And fun versus philanthropy.
327
1088948
1974
Ve eğlenceye karşı hayırseverlik.
18:10
It's so heartening to be in a group like this,
328
1090946
2720
Ancak böyle bir grupta olmak çok yüreklendirici,
18:13
in which so many of you have turned your lives to philanthropy.
329
1093690
3600
öyle bir grup ki bir çoğunuz hayatlarını hayırseverliğe çeviriyor.
18:17
Well, my undergraduates and the people I work with haven't discovered this,
330
1097314
3658
Benim lisans öğrencilerim ve çalıştığım insanlar şunu henüz keşfetmediler,
18:20
so we actually have people do something altruistic
331
1100996
2808
aslında insanların düşünceli ve eğlenceli bir şey yapmalarını
18:24
and do something fun,
332
1104582
1664
ve sonra buna karşı bir şey yapmalarını sağladık.
18:26
and contrast it.
333
1106357
1154
18:27
And what you find is when you do something fun,
334
1107535
2601
Ve eğlenceli bir şey yaptığınızda bulduğumuz şey,
18:30
it has a square wave walk set.
335
1110160
1889
bir kare çizer ve azalarak biter.
18:32
When you do something philanthropic to help another person,
336
1112073
3636
Hayırlı bir şey yaparak başka bir insana yardım ettiğinizde, bu devam eder ve eder.
18:35
it lasts and it lasts.
337
1115733
2089
18:38
So those are examples of positive interventions.
338
1118686
3520
Yani bunlar olumlu müdahalelere örnekler.
18:42
So the next to last thing I want to say is:
339
1122840
3416
Söyleyeceğim son şeye ek de
18:47
we're interested in how much life satisfaction people have.
340
1127160
3119
insanların hayattan ne kadar tatmin olduklarıyla ilgilendiğimiz
18:50
This is really what you're about.
341
1130303
1940
ve bu gerçekten sizinle ilgili. Ve bu bizim hedef değişkenimiz.
18:52
And that's our target variable.
342
1132267
1869
18:54
And we ask the question as a function of the three different lives,
343
1134160
3976
Ve üç farklı yaşantının fonksiyonu olarak şu soruyu soruyoruz,
18:58
how much life satisfaction do you get?
344
1138160
2216
hayattan ne kadar tatmin duyuyorsunuz?
19:00
So we ask -- and we've done this in 15 replications,
345
1140907
3105
Ve soruyoruz - ve bunu 15 kez binlerce insanın katıldığı tekrarlarla yaptık -
19:04
involving thousands of people:
346
1144036
2378
19:06
To what extent does the pursuit of pleasure,
347
1146438
2495
keyif arayışı, olumlu duygu arayışı,
19:08
the pursuit of positive emotion,
348
1148957
1772
keyifli yaşam, bağlılık arayışı,
19:11
the pleasant life,
349
1151303
1174
19:12
the pursuit of engagement, time stopping for you,
350
1152501
3408
zamanın sizin için durması, ve anlam arayışı
19:15
and the pursuit of meaning contribute to life satisfaction?
351
1155933
3374
sizin hayattan tatmin olmanıza ne derece katkı sağlıyor?
19:19
And our results surprised us; they were backward of what we thought.
352
1159331
3594
Ve sonuçlar bizi şaşırttı, beklediğimizin tam tersiydiler.
19:22
It turns out the pursuit of pleasure has almost no contribution
353
1162949
3504
Keyif arayışının hayattan tatmin olmakla neredeyse hiç bağlantısı olmadığı sonucu çıktı.
19:26
to life satisfaction.
354
1166477
1659
19:28
The pursuit of meaning is the strongest.
355
1168160
2529
Anlam arayışının bağı en kuvvetliydi.
19:30
The pursuit of engagement is also very strong.
356
1170713
4147
Bağlılık arayışı da ayrıca çok güçlüydü.
19:35
Where pleasure matters is if you have both engagement
357
1175160
4634
Keyifin önemli olduğu durum, eğer bağlılık
19:39
and you have meaning,
358
1179818
1609
ve anlama sahipseniz, o zaman keyif hepsinin üzerindeki krema ve vişne gibi.
19:41
then pleasure's the whipped cream and the cherry.
359
1181451
2289
19:43
Which is to say, the full life -- the sum is greater than the parts,
360
1183764
6518
Yani dolu bir hayat, eğer her üçüne sahipseniz, toplamı parçalardan daha büyük.
19:50
if you've got all three.
361
1190306
1406
19:51
Conversely, if you have none of the three, the empty life,
362
1191736
3242
Buna karşılık, üçünden hiçbirine sahip değilseniz,
boş bir hayat, toplam parçalardan da azdır.
19:55
the sum is less than the parts.
363
1195002
1657
19:56
And what we're asking now is: Does the very same relationship --
364
1196683
4251
Ve şimdi soruyoruz
aynı ilişki, beden sağlığı, hastalıklılık hali,
20:00
physical health, morbidity, how long you live and productivity --
365
1200958
4943
ne kadar süre yaşadığınız, üretkenliğiniz, aynı ilişkiyi sürdürebildiğiniz?
20:05
follow the same relationship?
366
1205925
1409
20:07
That is, in a corporation,
367
1207358
2478
Bu, bir kurumda,
20:09
is productivity a function of positive emotion, engagement and meaning?
368
1209860
5839
üretkenlik olumlu duygu, bağlılık ve anlam fonksiyonu mudur?
20:15
Is health a function of positive engagement,
369
1215723
3167
Sağlık olumlu bağlılık, keyif,
20:18
of pleasure, and of meaning in life?
370
1218914
2737
ve hayatta anlamın fonksiyonu mudur?
20:21
And there is reason to think the answer to both of those may well be yes.
371
1221675
4215
Ve bunların her birine verilecek cevabın elbette evet olmasının bir nedeni var.
20:28
So, Chris said that the last speaker had a chance
372
1228364
4429
Chris son konuşmacının dinlediklerini birleştirmeye çalışmak için bir şansı olacağını söyledi,
20:32
to try to integrate what he heard,
373
1232817
2421
20:35
and so this was amazing for me.
374
1235262
1706
ve bu benim için inanılmaz. Daha önce hiç böyle bir toplantıda bulunmamıştım.
20:36
I've never been in a gathering like this.
375
1236992
3294
20:40
I've never seen speakers stretch beyond themselves so much,
376
1240961
3724
Konuşmacıların bu kadar kendilerini aşmak için çalıştıklarını görmemiştim,
20:44
which was one of the remarkable things.
377
1244709
2072
en kayda değer şeylerden biri de buydu.
20:47
But I found that the problems of psychology seemed to be parallel
378
1247160
3976
Ancak anladım ki psikolojinin sorunları teknolojinin, eğlence dünyasının
20:51
to the problems of technology, entertainment and design
379
1251160
4215
ve tasarımın sorunlarına şu şekilde benzer görünüyor.
20:55
in the following way:
380
1255399
1475
20:56
we all know that technology, entertainment and design
381
1256898
3482
Hepimiz teknoloji, eğlence ve tasarımın
21:00
have been and can be used for destructive purposes.
382
1260404
5000
daha önce ve yine yok edici amaçlarla kullanılabileceğini biliyoruz.
21:06
We also know that technology, entertainment and design
383
1266531
4155
Aynı zamanda teknoloji, eğlence ve tasarımın
21:10
can be used to relieve misery.
384
1270710
2519
ızdırabı azaltmak için de kullanılabileceğini biliyoruz.
21:13
And by the way, the distinction between relieving misery
385
1273711
3425
Ve bu arada, ızdırabı azaltmakla mutluluğu kurmak arasında
21:17
and building happiness is extremely important.
386
1277160
2976
var olan fark son derece önemlidir.
21:20
I thought, when I first became a therapist 30 years ago,
387
1280160
3611
Bundan 30 yıl önce terapist olduğumda,
21:23
that if I was good enough to make someone not depressed,
388
1283795
5341
eğer birisini depresif, endişeli, ya da öfkeli olmamasını sağlayacak kadar
21:29
not anxious, not angry,
389
1289160
3048
iyiysem, o zaman onları mutlu kılabileceğimi sanıyordum.
21:33
that I'd make them happy.
390
1293027
1466
21:35
And I never found that;
391
1295062
1375
Ve asla bunu başaramadım. En iyi yapabileceğinizin sıfır noktasına ulaşmak olduğunu gördüm.
21:36
I found the best you could ever do
392
1296461
2022
21:38
was to get to zero;
393
1298507
1402
21:40
that they were empty.
394
1300510
1214
Ama bomboştular.
21:41
And it turns out the skills of happiness, the skills of the pleasant life,
395
1301748
5606
Ve anladım ki mutluluk yetenekleri, keyifli yaşam yetenekleri,
21:47
the skills of engagement, the skills of meaning,
396
1307378
2371
bağlılık yetenekleri, anlam yetenekleri
21:49
are different from the skills of relieving misery.
397
1309773
4151
ızdırabı azaltma yeteneklerinden farklıydı.
21:54
And so, the parallel thing holds with technology, entertainment
398
1314495
5371
Yani benzer şeylerin teknoloji, eğlence
ve tasarımla birbirlerini bir arada tuttuklarına inanıyorum.
21:59
and design, I believe.
399
1319890
1573
22:01
That is, it is possible for these three drivers of our world
400
1321487
6879
Yani, dünyamızın bu üç itici gücü için mutluluğu artırmak,
22:08
to increase happiness,
401
1328390
2215
olumlu duyguyu yükseltmek mümkün görünüyor,
22:10
to increase positive emotion.
402
1330918
2888
22:13
And that's typically how they've been used.
403
1333830
2187
ve bu tipik olarak nasıl kullanıldıklarını gösteriyor.
22:16
But once you fractionate happiness the way I do --
404
1336041
2610
Ancak mutluluğu bir kez benim gibi parçalara ayırırsanız,
22:19
not just positive emotion, that's not nearly enough --
405
1339063
3073
sadece olumlu duyguyu değil - bu asla yeterli değil -
22:22
there's flow in life, and there's meaning in life.
406
1342160
3133
hayatta akış var, ve hayatta anlam var.
22:25
As Laura Lee told us,
407
1345666
1470
Lauralee'nin söylediği gibi,
22:27
design and, I believe, entertainment and technology,
408
1347160
3668
tasarım, ve inanıyorum ki eğlence ve teknoloji,
22:30
can be used to increase meaning engagement in life as well.
409
1350852
4731
hayatta bağlılığın anlamını yükseltmek için de kullanılabilir.
22:35
So in conclusion,
410
1355607
1620
Sonuç olarak, optimizm için 11'inci neden,
22:37
the eleventh reason for optimism,
411
1357251
2427
22:39
in addition to the space elevator,
412
1359702
3175
uzay asansörüne ek olarak,
22:42
is that I think with technology, entertainment and design,
413
1362901
5131
şu ki, teknoloji, eğlence ve tasarımla bilikte
22:48
we can actually increase the amount of tonnage
414
1368056
3748
dünya üzerindeki insan mutluluğunun ağırlığını
22:51
of human happiness on the planet.
415
1371828
2250
değiştirebileceğimize inanıyorum.
22:54
And if technology can, in the next decade or two,
416
1374681
4263
Ve eğer teknoloji gelecek bir ya da iki on yılda keyifli hayatı,
22:58
increase the pleasant life, the good life and the meaningful life,
417
1378968
3864
iyi hayatı ve anlamlı hayatı yükseltebilecekse, bu yeterince iyi olacaktır.
23:02
it will be good enough.
418
1382856
1490
23:04
If entertainment can be diverted to also increase positive emotion,
419
1384370
5605
Eğer eğlence de olumlu duyguyu, anlamı, huzuru yükseltmek
23:10
meaning eudaemonia,
420
1390127
3094
için dönüştürülebilirse, bu yeterince iyi olacaktır.
23:13
it will be good enough.
421
1393245
1439
23:14
And if design can increase positive emotion,
422
1394708
4566
Ve eğer tasarım olumlu duyguyu, huzuru,
23:20
eudaemonia, and flow and meaning,
423
1400742
2995
ve akışı, ve anlamı artırabilirse,
23:23
what we're all doing together will become good enough.
424
1403761
3539
hepimizin birlikte yaptığı yeterince iyi olacaktır. Teşekkürler.
23:27
Thank you.
425
1407324
1179
23:28
(Applause)
426
1408527
5802
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7