Jonathan Klein: Photos that changed the world

Jonathan Klein: Dünyayı değiştiren fotoğraflar

104,817 views ・ 2010-04-13

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: yasin alp aluç Gözden geçirme: Sinan Ünlüsoy
00:15
In my industry,
0
15260
2000
Benim sektörümde,
00:17
we believe that images can change the world.
1
17260
3000
görüntülerin dünyayı değiştirebileceğine inanıyoruz.
00:20
Okay, we're naive, we're bright-eyed and bushy-tailed.
2
20260
3000
Tamam, bizler ince düşünen istekli naif insanlarız.
00:23
The truth is that we know that the
3
23260
2000
Gerçek şu ki görüntülerin dünyayı
00:25
images themselves don't change the world,
4
25260
2000
değiştirmeyeceğini biliyoruz,
00:27
but we're also aware that, since the beginning of photography,
5
27260
3000
ama aynı zamanda fotoğrafçılık başladığından beri
00:30
images have provoked reactions in people,
6
30260
3000
görüntüler insanların tepkilerini kışkırttı,
00:33
and those reactions have caused change to happen.
7
33260
3000
ve o tepkilerde değişimin olmasına neden oldu.
00:36
So let's begin with a group of images.
8
36260
3000
Bazı görüntüler ile başlayalım öyleyse.
00:39
I'd be extremely surprised
9
39260
2000
Bu resimlerden çoğunu tanımıyor olsaydınız
00:41
if you didn't recognize many or most of them.
10
41260
3000
gerçekten çok şaşırırdım.
00:44
They're best described as iconic:
11
44260
2000
Bu resimler en iyi sembolik olarak tanımlanabilir,
00:46
so iconic, perhaps, they're cliches.
12
46260
3000
o kadar sembolikler ki belki de klişeler.
00:49
In fact, they're so well-known
13
49260
2000
Aslında, o kadar bilinen fotoğraflar ki
00:51
that you might even recognize them
14
51260
2000
belki de bunları biraz değişik veya
00:53
in a slightly or somewhat different form.
15
53260
3000
farklı şekillerde de görmüşsünüzdür.
00:57
(Laughter)
16
57260
2000
(Gülüşmeler)
01:00
But I think we're looking for something more.
17
60260
2000
Ama sanırım başka birşeyler arıyoruz.
01:02
We're looking for something more.
18
62260
2000
Daha fazlasını arıyoruz.
01:04
We're looking for images that shine
19
64260
2000
Biz, önemli sorunlara korkmadan ışık
01:06
an uncompromising light on crucial issues,
20
66260
3000
tutan parlak görüntüler arıyoruz,
01:09
images that transcend borders, that transcend religions,
21
69260
3000
sınırları aşan görüntüler, dinleri aşan görüntüler,
01:12
images that provoke us
22
72260
2000
bizi harekete geçip
01:14
to step up and do something --
23
74260
2000
bir şeyler yapmamız için kışkırtan
01:16
in other words, to act.
24
76260
2000
görüntüler arıyoruz.
01:18
Well, this image you've all seen.
25
78260
3000
Bu görüntüyü hepiniz görmüşsünüzdür.
01:21
It changed our view of the physical world.
26
81260
2000
Dünyaya dair görüşümüzü değiştirdi.
01:23
We had never seen our planet from this perspective before.
27
83260
3000
Gezegenimizi bu perspektiften daha önce hiç görmemiştik.
01:26
Many people credit
28
86260
2000
Çoğu insan, gezegenimizin
01:28
a lot of the birth of the environmental movement
29
88260
2000
bu küçük ve kırılgan görüntüsünün
01:30
to our seeing the planet like this
30
90260
2000
ilk kez görüntülenmesini
01:32
for the first time --
31
92260
2000
bir çok çevreci hareketin
01:34
its smallness, its fragility.
32
94260
2000
başlangıcı olarak kabul ediyor.
01:37
Forty years later, this group, more than most,
33
97260
3000
40 yıl sonra, bu grup
01:40
are well aware of the destructive power
34
100260
2000
türümüzün yıkıcı gücünün çevremiz üzerinde
01:42
that our species can wield over our environment.
35
102260
3000
etkisinin tamamen farkındalar.
01:45
And at last, we appear to be doing something about it.
36
105260
3000
Ve sonunda, bu konuda birşeyler yapıyor gibi görünüyoruz.
01:49
This destructive power takes many different forms.
37
109260
3000
Bu yıkıcı güç bir çok farklı şekilde oluşabilir.
01:52
For example, these images taken by Brent Stirton
38
112260
3000
Örneğin, bu görüntüler Brent Stirton
01:55
in the Congo.
39
115260
2000
tarafından Kongo'da çekildi,
01:57
These gorillas were murdered, some would even say crucified,
40
117260
3000
bu goriller öldürüldüler, çarmıha gerildiler bile denebilir,
02:00
and unsurprisingly,
41
120260
2000
ve tabi ki,
02:02
they sparked international outrage.
42
122260
2000
tüm dünyadan insanların öfkesini ateşlediler.
02:04
Most recently,
43
124260
2000
Daha yakın zamana gelirsek,
02:06
we've been tragically reminded of the destructive power of nature itself
44
126260
3000
maalesef Haiti'de olan depremle birlikte
02:09
with the recent earthquake in Haiti.
45
129260
2000
doğanın yıkıcı gücünü hatırladık.
02:12
Well, I think what is far worse
46
132260
3000
Bundan da daha kötüsü bana göre
02:15
is man's destructive power over man.
47
135260
2000
insanın insan üstündeki yıkıcı gücü.
02:17
Samuel Pisar, an Auschwitz survivor, said,
48
137260
3000
Auschwitz'ten sağ kurtulan Samuel Pisar
02:20
and I'll quote him,
49
140260
2000
şöyle demişti,
02:22
"The Holocaust teaches us that nature,
50
142260
2000
"Nazi soykırımı bize, en zalim
02:24
even in its cruelest moments,
51
144260
3000
zamanında bile doğanın, ahlak pusulasını
02:27
is benign in comparison with man,
52
147260
3000
ve var olma sebebini kaybetmiş insandan
02:30
when he loses his moral compass and his reason."
53
150260
3000
daha iyi huylu olduğunu gösterdi."
02:33
There's another kind of crucifixion.
54
153260
3000
Bir başka çarmıha germe de burada.
02:36
The horrifying images from Abu Ghraib
55
156260
2000
Ebu Garip ve Guantanamo'dan
02:38
as well as the images from Guantanamo
56
158260
2000
derin etkiler yaratan
02:40
had a profound impact.
57
160260
2000
görüntüler.
02:42
The publication of those images,
58
162260
2000
Bu resimlerin yayımlanması,
02:44
as opposed to the images themselves,
59
164260
2000
görüntünün aksine,
02:46
caused a government to change its policies.
60
166260
3000
bir hükümetin politikasını değiştirmesine neden oldu.
02:49
Some would argue that it is those images
61
169260
2000
Bazıları bu görüntülerin Irak'taki ayaklanmaları
02:51
that did more to fuel the insurgency in Iraq
62
171260
3000
neredeyse diğer her bir oluşumdan
02:54
than virtually any other single act.
63
174260
2000
daha fazla körüklediğini söyleyebilir.
02:56
Furthermore, those images forever removed
64
176260
3000
Dahası, bu görüntüler işgal güçlerinin
02:59
the so-called moral high ground of the occupying forces.
65
179260
3000
meşruiyet zeminini ilelebet ortadan kaldırdılar.
03:02
Let's go back a little.
66
182260
2000
Biraz gerilere gidelim.
03:04
In the 1960s and 1970s,
67
184260
2000
1960'lar ve 70'ler,
03:06
the Vietnam War was basically shown
68
186260
2000
hergün Amerika'lıların oturma odalarında
03:08
in America's living rooms day in, day out.
69
188260
2000
Vietnam Savaşından görüntüler gösterildi.
03:10
News photos brought people face to face
70
190260
3000
Haber fotoğrafları insanları savaşın kurbanları
03:13
with the victims of the war: a little girl burned by napalm,
71
193260
3000
ile yüzyüze getirdi, napalm bombasından yanmış bir kız,
03:17
a student killed by the National Guard
72
197260
2000
protesto sırasında Ulusal Muhafızlar tarafından öldürülen
03:19
at Kent State University in Ohio during a protest.
73
199260
3000
Ohio'daki Kent State Universitesi öğrencisi.
03:22
In fact, these images became
74
202260
2000
Aslına bakarsanız, bu görüntüler
03:24
the voices of protest themselves.
75
204260
2000
protestoların sesi oldular.
03:26
Now, images have power
76
206260
2000
Görüntüler şüphe, habersiz kalma
03:28
to shed light of understanding
77
208260
2000
durumlarını anlamamız için bizlere
03:30
on suspicion, ignorance,
78
210260
2000
ışık tutuyor,
03:32
and in particular -- I've given a lot of talks on this
79
212260
2000
--aslında bu konuda birçok konuşma yaptım ama
03:34
but I'll just show one image --
80
214260
3000
şimdi sadece bir görüntü göstereceğim--
03:37
the issue of HIV/AIDS.
81
217260
2000
HIV/AIDS konusunda.
03:40
In the 1980s, the stigmatization of people with the disease
82
220260
3000
1980'lerde insanların hastalıkları damgalaması
03:43
was an enormous barrier
83
223260
2000
onları tartışmak ve ele almak konusunda
03:45
to even discussing or addressing it.
84
225260
2000
bile çok büyük bariyer idi.
03:47
A simple act, in 1987, of the most famous woman in the world,
85
227260
3000
1987'de dünyanın en ünlü kadınından basit bir eylem,
03:50
the Princess of Wales, touching
86
230260
2000
Galler Prensesi, HIV/AIDS virüslü bir
03:52
an HIV/AIDS infected baby
87
232260
2000
bebeğe dokunuyor, özellikle Avrupa'da
03:54
did a great deal, especially in Europe, to stop that.
88
234260
3000
bu hastalığı durdurmak için çok önemli bir iş başardı.
03:57
She, better than most, knew the power of an image.
89
237260
3000
O, görüntünün gücünü çoğu insandan çok daha iyi biliyordu.
04:01
So when we are confronted by a powerful image,
90
241260
2000
Etkili bir görüntü ile karşılaşırsak,
04:03
we all have a choice:
91
243260
2000
hepimizin bir tercihi vardır.
04:05
We can look away, or we can address the image.
92
245260
3000
Ya kafamızı başka yöne çeviririz, ya da o resim üstüne düşünebiliriz.
04:08
Thankfully, when these photos appeared in
93
248260
2000
Neyse ki, bu fotoğraflar 1998 yılında
04:10
The Guardian in 1998,
94
250260
2000
the Guardian'da yayınlandıklarında,
04:12
they put a lot of focus and attention and, in the end, a lot of money
95
252260
3000
çok büyük ilgi çektiler ve sonunda da Sudan'daki kıtlıkla
04:15
towards the Sudan famine relief efforts.
96
255260
2000
mücadele için büyük miktarda para toplandı.
04:17
Did the images change the world?
97
257260
2000
Görüntüler dünyayı değiştirdi mi?
04:19
No, but they had a major impact.
98
259260
2000
Hayır, ama çok büyük bir etkileri oldu.
04:22
Images often push us to question our core beliefs
99
262260
2000
Görüntüler genellikle bizleri temel inançlarımızı
04:24
and our responsibilities to each other.
100
264260
3000
ve birbirimize karşı sorumluluklarımızı sorgulamaya itiyor.
04:27
We all saw those images after Katrina,
101
267260
2000
Katrina sonrası görüntüleri hepimiz gördük,
04:29
and I think for millions of people
102
269260
2000
ve sanırım milyonlarca kişi için
04:31
they had a very strong impact.
103
271260
2000
bu görüntülerin çok büyük etkisi oldu,
04:33
And I think it's very unlikely
104
273260
2000
ve sanırım Amerikalılar Kasım 2008'de
04:35
that they were far from the minds of Americans
105
275260
2000
seçim sandığına gittiklerinde de bu
04:37
when they went to vote in November 2008.
106
277260
3000
görüntüler hala akıllarındaydı.
04:41
Unfortunately, some very important images
107
281260
3000
Maalesef, bazı çok önemli görüntüler
04:44
are deemed too graphic or disturbing for us to see them.
108
284260
3000
çok çarpıcı ve rahatsız edici olarak algılanıyorlar.
04:48
I'll show you one photo here,
109
288260
2000
Size burada bir fotoğraf göstereceğim,
04:50
and it's a photo by Eugene Richards of an Iraq War veteran
110
290260
3000
Irak Savaşı gazisi Eugene Richards'ın çektiği
04:53
from an extraordinary piece of work,
111
293260
2000
olağanüstü bir görüntü,
04:55
which has never been published, called War Is Personal.
112
295260
3000
daha önce hiç bir yerde yayınlanmadı, adı "Savaş Kişiseldir".
04:58
But images don't need to be graphic
113
298260
2000
Ama görüntülerin bizlere savaşın trajedisini
05:00
in order to remind us of the tragedy of war.
114
300260
2000
hatırlatması için çarpıcı olması gerekmez.
05:02
John Moore set up this photo at Arlington Cemetery.
115
302260
3000
John Moore bu fotoğrafı Arlington mezarlığında çekti.
05:05
After all the tense moments of conflict
116
305260
2000
Çatışmanın yarattığı o tüm gergin anlardan sonra,
05:07
in all the conflict zones of the world,
117
307260
3000
dünyadaki tüm çatışma bölgelerinden sonra,
05:10
there's one photograph from a much quieter place
118
310260
3000
beni diğerlerinden çok daha fazla etkileyen fotoğraf,
05:13
that haunts me still, much more than the others.
119
313260
3000
en sessiz mekanda çekilmiş olan bu fotoğraf.
05:17
Ansel Adams said, and I'm going to disagree with him,
120
317260
3000
Ansel Adams'ın katılmadığım bir sözü var,
05:20
"You don't take a photograph, you make it."
121
320260
3000
"Siz fotoğraf çekmezsiniz, onu yaparsınız."
05:23
In my view, it's not the photographer who makes the photo,
122
323260
2000
Bana göre, fotoğrafı yapan fotoğrafçı
05:25
it's you.
123
325260
2000
değildir, sizsiniz.
05:27
We bring to each image
124
327260
2000
Her resme kendi değerlerimizi,
05:29
our own values, our own belief systems,
125
329260
2000
kendi inanç sistemimizi getiririz
05:31
and as a result of that, the image resonates with us.
126
331260
3000
ve sonuç olarak da resim bizim ile birlikte yankılanır.
05:34
My company has 70 million images.
127
334260
2000
Şirketim 70 milyon görüntüye sahip.
05:36
I have one image in my office.
128
336260
3000
Ofisimde ise sadece bir görüntü var.
05:39
Here it is.
129
339260
2000
İşte bu.
05:41
I hope that the next time you see
130
341260
2000
Umarım ki bir daha ki sefere bir görüntü
05:43
an image that sparks something in you,
131
343260
2000
içinizdeki bir şeyleri harekete geçirdiğinde,
05:45
you'll better understand why,
132
345260
2000
neden olduğunu daha iyi anlayacaksınız,
05:47
and I know that speaking to this audience,
133
347260
3000
ve eminim ki
05:50
you'll definitely do something about it.
134
350260
2000
kesinlikle birşeyler yapacaksınız.
05:52
And thank you to all the photographers.
135
352260
2000
Ve tüm fotoğrafçılara teşekkür ederim.
05:54
(Applause)
136
354260
2000
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7