Why humans run the world | Yuval Noah Harari | TED

4,469,099 views ・ 2015-07-24

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Banu Ant Gözden geçirme: Ramazan Şen
00:13
Seventy-thousand years ago, our ancestors were insignificant animals.
0
13309
5065
Yetmiş bin yıl önce, atalarımız önemsiz hayvanlardı.
00:18
The most important thing to know about prehistoric humans
1
18398
4099
Tarih öncesi insanların en önemli özelliği
00:22
is that they were unimportant.
2
22521
1952
önemsiz olmalarıdır.
00:24
Their impact on the world was not much greater than that of jellyfish
3
24497
5134
Dünya'ya etkileri denizanasından veya ateş böceklerinden
00:29
or fireflies or woodpeckers.
4
29655
2361
veya ağaç kakanlardan daha fazla değildi.
00:32
Today, in contrast, we control this planet.
5
32643
3583
Bugün tam tersine, gezegeni biz kontrol ediyoruz.
00:36
And the question is:
6
36853
1342
Ve soru şu:
00:38
How did we come from there to here?
7
38219
3122
Oradan buraya nasıl geldik?
00:41
How did we turn ourselves from insignificant apes,
8
41666
3652
Kendimizi, Afrika'nın bir köşesinde
00:45
minding their own business in a corner of Africa,
9
45342
3147
kendi işine bakan önemsiz maymunlardan
00:48
into the rulers of planet Earth?
10
48513
2490
Dünya hükümdarlarına nasıl çevirdik?
00:51
Usually, we look for the difference between us and all the other animals
11
51876
5690
Genelde, diğer hayvanlarla aramızdaki
bireysel farklara bakarız.
00:57
on the individual level.
12
57590
1481
00:59
We want to believe -- I want to believe --
13
59412
2994
Biz, -ben- ayrı bir özelliğimiz olduğuna,
01:02
that there is something special about me,
14
62430
3548
bedenimde ve beynimde beni, köpek, domuz
01:06
about my body, about my brain,
15
66002
3126
ya da şempanzeye oranla daha üstün kılan
01:09
that makes me so superior to a dog or a pig, or a chimpanzee.
16
69152
5283
bir yönüm olduğuna inanmak isteriz.
01:15
But the truth is that, on the individual level,
17
75221
3261
Bireysel seviyedeki gerçek maalesef şu:
01:18
I'm embarrassingly similar to a chimpanzee.
18
78506
3031
utanılacak kadar şempanzelere benziyorum.
01:22
And if you take me and a chimpanzee and put us together on some lonely island,
19
82029
5235
Şempanzeyle beni ıssız bir adaya götürseniz ve
kim daha uzun hayatta kalır diye baksanız,
01:27
and we had to struggle for survival to see who survives better,
20
87288
4248
01:31
I would definitely place my bet on the chimpanzee, not on myself.
21
91560
5216
ben iddiamı şempanze üzerine yapardım kendime değil
01:37
And this is not something wrong with me personally.
22
97419
3026
Kişisel bir hatam olduğundan değil.
01:40
I guess if they took almost any one of you, and placed you alone
23
100469
4126
Sanırım, herhangi birimizi tek başımıza
01:44
with a chimpanzee on some island,
24
104619
1965
bir şempanzeyle adaya bıraksalar
01:46
the chimpanzee would do much better.
25
106608
2467
her zaman şempanze daha iyi iş çıkarır.
01:50
The real difference between humans and all other animals
26
110823
4185
Hayvanlarla insanlar arasındaki asıl fark
bireysel seviyede değildir.
01:55
is not on the individual level;
27
115032
2447
01:57
it's on the collective level.
28
117503
1602
Bu fark toplumsal seviyededir.
01:59
Humans control the planet because they are the only animals
29
119518
4806
İnsanlar gezegeni yönetiyorlar çünkü büyük gruplar halinde
ve uyumlu şekilde ortaklık kurabilen tek tür onlar.
02:04
that can cooperate both flexibly and in very large numbers.
30
124348
5177
Şimdi diğer türlere bakalım
02:10
Now, there are other animals --
31
130167
1768
02:11
like the social insects, the bees, the ants --
32
131959
3171
mesela sosyal böcekler olan arılar ve karıncalara,
02:15
that can cooperate in large numbers, but they don't do so flexibly.
33
135154
4572
bunlar büyük gruplar halinde ortaklık kurabiliyorlar fakat uyumlu değiller.
02:20
Their cooperation is very rigid.
34
140099
2437
Ortaklıkları çok katı.
02:23
There is basically just one way in which a beehive can function.
35
143012
4179
Temelde arı kovanı tek yönlü işler.
02:27
And if there's a new opportunity or a new danger,
36
147215
3811
Eğer yeni bir imkan ya da tehlike olursa
02:31
the bees cannot reinvent the social system overnight.
37
151050
4543
arılar sosyal yapılarını bir gecede değiştiremezler.
02:35
They cannot, for example, execute the queen
38
155617
2880
Mesela, kraliçeyi idam edip
02:38
and establish a republic of bees,
39
158521
1906
işçi arılar komünist yönetimi
02:40
or a communist dictatorship of worker bees.
40
160451
3102
veya bir arılar cumhuriyeti kuramazlar.
Sosyal memeliler olan kurtlar, filler, yunuslar
02:44
Other animals, like the social mammals --
41
164442
2343
02:46
the wolves, the elephants, the dolphins, the chimpanzees --
42
166809
3874
ve şempanzeler gibi diğer hayvanlar
02:50
they can cooperate much more flexibly,
43
170707
2746
daha uyumlu bir topluluk kurabilirler
02:53
but they do so only in small numbers,
44
173477
3341
ancak bu küçük ölçekli gruplarda olur.
02:56
because cooperation among chimpanzees
45
176842
2873
Çünkü şempanzeler arasındaki işbirliği
02:59
is based on intimate knowledge, one of the other.
46
179739
4048
birinin diğeri hakkındaki bireysel bilgisine dayanır.
03:03
I'm a chimpanzee and you're a chimpanzee,
47
183811
2768
Eğer ben bir şempanzeysem, sen bir şempanzeysen
03:06
and I want to cooperate with you.
48
186603
1803
ve seninle işbirliği yapmak istiyorsam
03:08
I need to know you personally.
49
188430
2595
seni kişisel olarak tanımam gerekir.
03:11
What kind of chimpanzee are you?
50
191049
1770
Nasıl bir şempanzesin?
03:12
Are you a nice chimpanzee?
51
192843
1413
İyi bir şempanze misin?
03:14
Are you an evil chimpanzee?
52
194280
1653
Kötü bir şempanze misin?
03:15
Are you trustworthy?
53
195957
1444
Güvenilir misin?
03:17
If I don't know you, how can I cooperate with you?
54
197425
3053
Seni tanımıyorsam seninle nasıl işbirliği yapabilirim?
03:21
The only animal that can combine the two abilities together
55
201676
3751
Bu iki kabiliyeti bir araya getirebilen tek hayvan
03:25
and cooperate both flexibly and still do so in very large numbers
56
205451
5296
ve uyumlu şeklide işbirliğini büyük gruplar halinde başaran
03:30
is us, Homo sapiens.
57
210771
1630
sadece bizleriz, Homo sapiensler.
03:32
One versus one, or even 10 versus 10,
58
212973
4131
Bire bir ya da ona on
03:37
chimpanzees might be better than us.
59
217128
2569
şempanzeler bizden daha iyi olabilirler.
03:40
But, if you pit 1,000 humans against 1,000 chimpanzees,
60
220112
5179
Fakat 1.000 insana karşı 1.000 şempanze koyarsanız,
03:45
the humans will win easily, for the simple reason
61
225315
3618
insanlar kolayca kazanacaktır. Basit bir sebepten,
03:48
that a thousand chimpanzees cannot cooperate at all.
62
228957
3733
çünkü 1.000 şempanze birlikte hareket edemez.
03:53
And if you now try to cram 100,000 chimpanzees
63
233337
4051
Eğer, 100.000 şempanzeyi Oxford Meydanına,
03:57
into Oxford Street, or into Wembley Stadium,
64
237412
3616
Wembley Stadyumuna, Tienanmen Meydanına
04:01
or Tienanmen Square or the Vatican,
65
241052
2532
ya da Vatikan'a toplamak isterseniz
04:03
you will get chaos, complete chaos.
66
243608
2617
sadece kaos oluşur, tam bir kaos.
04:06
Just imagine Wembley Stadium with 100,000 chimpanzees.
67
246249
3859
Wembley Stadyumu'nda 100.000 şempanzeyi düşünün.
04:10
Complete madness.
68
250616
1190
Tamamen çılgınlık.
04:12
In contrast, humans normally gather there in tens of thousands,
69
252219
5942
Oysa, insanlar rahatça orada toplanırlar
ve elde ettiğimiz genelde kaos değildir.
04:18
and what we get is not chaos, usually.
70
258185
3064
04:21
What we get is extremely sophisticated and effective networks of cooperation.
71
261273
6087
Genellikle, çok etkili ve gelişmiş bir işbirliği yapısıdır.
04:28
All the huge achievements of humankind throughout history,
72
268554
4590
İnsanlık tarihindeki büyük başarılar,
Piramitleri inşa etmek ya da Ay'a gitmek gibi
04:33
whether it's building the pyramids or flying to the moon,
73
273168
3283
04:36
have been based not on individual abilities,
74
276475
2575
bireysel yeteneklere dayalı değildir.
04:39
but on this ability to cooperate flexibly in large numbers.
75
279074
3825
Büyük gruplar olarak uyumlu hareket etmeye dayalıdır.
04:43
Think even about this very talk that I'm giving now:
76
283465
3657
Şu an yaptığım bu konuşmayı bile düşünürseniz,
04:47
I'm standing here in front of an audience of about 300 or 400 people,
77
287146
5984
300 - 400 kişilik bir dinleyici önünde duruyorum,
04:53
most of you are complete strangers to me.
78
293154
3124
çoğunuz hiç tanımadığım kişilersiniz.
04:56
Similarly, I don't really know all the people who have organized
79
296928
4984
Aynı şekilde, bu toplantıyı
05:01
and worked on this event.
80
301936
1627
düzenleyenleri de tanımıyorum.
05:03
I don't know the pilot and the crew members of the plane
81
303994
3793
Dün, beni buraya, Londra'ya getiren uçaktaki
05:07
that brought me over here, yesterday, to London.
82
307811
2911
uçuş ekibi ve pilotu da tanımıyorum.
05:11
I don't know the people who invented and manufactured
83
311286
3723
Dediklerimi kaydedenleri, bu mikrofon ve
05:15
this microphone and these cameras, which are recording what I'm saying.
84
315033
4510
kamerayı icat edip üretenleri tanımıyorum.
05:20
I don't know the people who wrote all the books and articles
85
320123
3537
Bu konuşmayı hazırlarken okuduğum kitap
05:23
that I read in preparation for this talk.
86
323684
2393
ve makaleleri yazanları tanımıyorum.
05:26
And I certainly don't know all the people
87
326495
2810
Ve tabii ki internet üzerinden bu konuşmayı
05:29
who might be watching this talk over the Internet,
88
329329
3219
belki de Boenos Aires ya da Yeni Delhi'den seyredecek olan
05:32
somewhere in Buenos Aires or in New Delhi.
89
332572
3027
tüm o insanları da tanımıyorum.
05:36
Nevertheless, even though we don't know each other,
90
336162
3509
Birbirimizi tanımasak da, yine de
05:39
we can work together to create this global exchange of ideas.
91
339695
5853
küresel fikir alış verişini gerçekleştirebiliriz.
İşte, şempanzelerin yapamadığı budur.
05:46
This is something chimpanzees cannot do.
92
346081
3051
Tabii ki haberleşirler, fakat asla bir şempanzeyi
05:49
They communicate, of course,
93
349156
1814
05:50
but you will never catch a chimpanzee traveling to some distant chimpanzee band
94
350994
5799
uzaktaki bir şempanze grubuna muzlar ya da filler hakkında
05:56
to give them a talk about bananas or about elephants,
95
356817
4120
bir konuşma yapmak için seyahat ederken göremezsiniz.
06:00
or anything else that might interest chimpanzees.
96
360961
3008
Ya da onları ilgilendiren başka bir konu hakkında.
06:05
Now cooperation is, of course, not always nice;
97
365389
3490
Tabii ki işbirliği her zaman hoş değildir.
06:08
all the horrible things humans have been doing throughout history --
98
368903
4025
Tarih boyunca insanların yaptığı onca korkunç şey
06:12
and we have been doing some very horrible things --
99
372952
2739
ki bazıları çok daha korkunç,
06:15
all those things are also based on large-scale cooperation.
100
375715
5149
tüm bunlar yine büyük ölçekli işbirliğine dayanır.
06:20
Prisons are a system of cooperation;
101
380888
2596
Hapishaneler, işbirliği sistemidir.
06:23
slaughterhouses are a system of cooperation;
102
383508
2990
Mezbahalar işbirliği sistemidir.
06:26
concentration camps are a system of cooperation.
103
386522
3004
Toplama kampları işbirliği sistemidir.
06:29
Chimpanzees don't have slaughterhouses and prisons and concentration camps.
104
389907
5180
Şempanzelerin mezbahaları, hapishaneleri ve toplama kampları yoktur.
Farz edin ki, sizi bu ihtimale inandırdım.
06:36
Now suppose I've managed to convince you perhaps that yes,
105
396183
3830
Evet, uyum içinde işbirliği yapabildiğimiz için Dünya'yı yönetiyoruz.
06:40
we control the world because we can cooperate flexibly in large numbers.
106
400037
5058
06:45
The next question that immediately arises
107
405516
2948
O zaman, meraklı dinleyicilerin aklına
06:48
in the mind of an inquisitive listener is:
108
408488
2883
hemen ikinci bir soru gelir:
06:51
How, exactly, do we do it?
109
411395
2284
Tam olarak bunu nasıl yapıyoruz?
Böyle bir işbirliği için tüm hayvanlar arasından sadece bizi etkileyen ne?
06:54
What enables us alone, of all the animals, to cooperate in such a way?
110
414083
5782
07:01
The answer is our imagination.
111
421714
2546
Bunun cevabı hayal etme gücümüzdür.
07:04
We can cooperate flexibly with countless numbers of strangers,
112
424998
5432
Sayısız yabancıyla uyumlu bir işbirliği yapabiliriz, çünkü
07:10
because we alone, of all the animals on the planet,
113
430454
3696
bu gezegendeki hayvanlardan sadece biz
07:14
can create and believe fictions, fictional stories.
114
434174
4623
hayal ürünü şeyleri kurgular ve inanırız.
07:19
And as long as everybody believes in the same fiction,
115
439326
4588
Herkes aynı hayal ürününe inandığı sürece
07:23
everybody obeys and follows the same rules,
116
443938
3542
herkes aynı kurallara uyar ve itaat eder,
07:27
the same norms, the same values.
117
447504
2289
aynı kalıplar ve aynı değerlere.
07:30
All other animals use their communication system
118
450639
3899
Tüm diğer hayvanlar, haberleşirken
07:34
only to describe reality.
119
454562
2496
sadece gerçeği tanımlarlar.
07:37
A chimpanzee may say, "Look! There's a lion, let's run away!"
120
457590
4217
Örneğin şempanze "Bak, bir aslan hadi kaçalım." ya da
07:41
Or, "Look! There's a banana tree over there! Let's go and get bananas!"
121
461831
4106
"Bak bir muz ağacı, hadi gidip toplayalım." diyebilir.
07:45
Humans, in contrast, use their language not merely to describe reality,
122
465961
6277
Tam tersine insanlar, sadece gerçeği anlatmak için konuşmazlar.
07:52
but also to create new realities, fictional realities.
123
472262
4524
Aynı zamanda yeni gerçeklikler ve uydurma gerçeklikler yaratırlar.
07:57
A human can say, "Look, there is a god above the clouds!
124
477278
3954
Bir insan "Bak, yukarıda bulutların üstünde Tanrı var." diyebilir.
08:01
And if you don't do what I tell you to do,
125
481256
2080
"Eğer dediğim şeyi yapmazsanız,
08:03
when you die, God will punish you and send you to hell."
126
483360
3205
öldüğünüzde,Tanrı sizi cezalandırıp cehenneme atar."
08:06
And if you all believe this story that I've invented,
127
486986
3772
Ürettiğim bu hikayeye hepiniz inanırsanız,
08:10
then you will follow the same norms and laws and values,
128
490782
3815
aynı kalıpları, kural ve değerleri benimsersiniz
08:14
and you can cooperate.
129
494621
1292
ve işbirliği yapabilirsiniz.
08:16
This is something only humans can do.
130
496278
2350
Bunu ancak insanlar yapabilir.
08:19
You can never convince a chimpanzee to give you a banana
131
499207
3841
"Öldükten sonra şempanzeler cennetine gideceksin..."
diyerek bir şempanzeyi, size muz vermesi için kandıramazsınız.
08:23
by promising him, "... after you die, you'll go to chimpanzee heaven ..."
132
503072
3793
08:26
(Laughter)
133
506889
1023
(Gülüşmeler)
08:27
"... and you'll receive lots and lots of bananas for your good deeds.
134
507936
3262
"...ve iyi davranışın için pek çok muz alacaksın."
08:31
So now give me this banana."
135
511222
1422
Şimdi ver o muzu bana."
08:32
No chimpanzee will ever believe such a story.
136
512668
2758
Böyle bir hikayeye hiç bir şempanze inanmayacaktır.
08:35
Only humans believe such stories,
137
515776
2690
Sadece insanlar böyle bir şeye inanır.
08:38
which is why we control the world,
138
518490
2083
Dünyayı yönetme sebebimiz olan,
08:40
whereas the chimpanzees are locked up in zoos and research laboratories.
139
520597
4845
şempanzelerin hayvanat bahçeleri ve laboratuvarlara kilitlenmesine sebep olan.
08:46
Now you may find it acceptable that yes,
140
526904
2940
Bunu kabul edilebilir bulabilirsiniz, evet,
08:49
in the religious field, humans cooperate by believing in the same fictions.
141
529868
6140
dini alanda, insanlar aynı kurguya inanarak işbirliği yaparlar.
08:56
Millions of people come together to build a cathedral or a mosque
142
536032
4952
Bir katedral ya da cami yapmak için, haçlı seferi ya da cihada katılmak için
09:01
or fight in a crusade or a jihad, because they all believe in the same stories
143
541008
5742
milyonlarca insan bir araya gelir, çünkü hepsi Tanrı, cennet
09:06
about God and heaven and hell.
144
546774
2713
ve cehennem hakkında aynı hikayeye inanmışlardır.
09:09
But what I want to emphasize is that exactly the same mechanism
145
549979
5239
Fakat vurgulamak istediğim şey,
sadece dini alanda değil, diğer tüm kitlesel işbirliklerinde de
09:15
underlies all other forms of mass-scale human cooperation,
146
555242
5864
aynı mekanizmanın geçerliliğidir.
09:21
not only in the religious field.
147
561130
2520
09:23
Take, for example, the legal field.
148
563674
2278
Mesela hukuk alanını ele alın.
09:26
Most legal systems today in the world are based on a belief in human rights.
149
566531
5977
Bugün Dünya'yadaki çoğu hukuk sistemi, insan hakları inancına dayanır.
09:33
But what are human rights?
150
573247
1777
Peki ama, insan hakları nedir?
09:35
Human rights, just like God and heaven, are just a story that we've invented.
151
575596
4702
İnsan hakları, Tanrı ve cennet gibi bizim yazdığımız bir hikayedir.
09:40
They are not an objective reality;
152
580322
2318
Nesnel gerçeklik değillerdir.
09:42
they are not some biological effect about homo sapiens.
153
582664
3666
Homo sapiens olmanın biyolojik etkisi değillerdir.
09:46
Take a human being, cut him open, look inside,
154
586719
3799
Bir insanı alıp, kesip içine baksak
09:50
you will find the heart, the kidneys, neurons, hormones, DNA,
155
590542
5127
kalp, böbrekler, nöronlar, hormonlar ve DNA bulursunuz,
09:55
but you won't find any rights.
156
595693
1888
ama tek bir hak bulamazsınız.
09:58
The only place you find rights are in the stories
157
598200
3921
Hakları sadece hikayelerde bulursunuz.
Kendi yazdığımız ve bir kaç yüzyıldır etrafa yaydığımız hikayelerde.
10:02
that we have invented and spread around over the last few centuries.
158
602145
4133
10:06
They may be very positive stories, very good stories,
159
606607
4930
Belki çok iyi hikayelerdir ya da çok olumlu hikayeleridir,
10:11
but they're still just fictional stories that we've invented.
160
611561
3563
ancak halen bizim uydurup yazdığımız hikayelerdir.
10:15
The same is true of the political field.
161
615664
2520
Aynı şey politik alanda da doğrudur.
10:18
The most important factors in modern politics are states and nations.
162
618565
6370
Modern politikanın en önemli faktörleri devletler ve milletlerdir.
İyi de devlet ve millet nedir?
10:25
But what are states and nations?
163
625333
1800
10:27
They are not an objective reality.
164
627593
2125
Nesnel gerçeklik değillerdir.
10:29
A mountain is an objective reality.
165
629742
2713
Bir dağ nesnel bir gerçektir.
10:32
You can see it, you can touch it, you can even smell it.
166
632479
3284
Görebilir, dokunabilir, hatta koklayabilirsiniz.
10:36
But a nation or a state,
167
636223
1772
Fakat millet ya da devlet
10:38
like Israel or Iran or France or Germany,
168
638019
3780
İsrail, İran, Fransa ya da Almanya gibi
10:41
this is just a story that we've invented
169
641823
2740
bunlar sadece bizim yazdığımız
ve kuvvetli bağlar kurduğumuz hikayelerdir.
10:44
and became extremely attached to.
170
644587
1974
10:46
The same is true of the economic field.
171
646949
2504
Aynı şey ekonomik alanda da geçerlidir.
10:49
The most important actors today in the global economy
172
649892
3706
Bugün küresel ekonominin en önemli aktörleri
10:53
are companies and corporations.
173
653622
2262
şirketler ve kuruluşlardır.
10:56
Many of you today, perhaps, work for a corporation,
174
656407
3731
Bugün pek çoğunuz belki de Google, Toyota
11:00
like Google or Toyota or McDonald's.
175
660162
3050
ya da McDonald's gibi kuruluşlarda çalışıyorsunuz.
11:03
What exactly are these things?
176
663577
1818
Aslında bunlar nedir?
11:05
They are what lawyers call legal fictions.
177
665982
3947
Avukatların dediği gibi hukuki kurgulardır.
11:10
They are stories invented and maintained
178
670359
3476
Avukat dediğimiz güçlü büyücülerin
11:13
by the powerful wizards we call lawyers.
179
673859
3333
keşfedip sürdürdüğü hikayelerdir.
11:17
(Laughter)
180
677216
1445
(Gülüşmeler)
11:18
And what do corporations do all day?
181
678685
3419
Peki ya kuruluşlar bütün gün ne yaparlar?
11:22
Mostly, they try to make money.
182
682128
2853
Çoğunlukla, para kazanmaya çalışırlar.
11:25
Yet, what is money?
183
685411
1333
O zaman, para nedir?
11:26
Again, money is not an objective reality; it has no objective value.
184
686768
5166
Gene, para nesnel bir gerçek değildir; nesnel değeri yoktur.
11:31
Take this green piece of paper, the dollar bill.
185
691958
3317
O yeşil kağıt parçasını elinize alın dolar banknotunu.
11:35
Look at it -- it has no value.
186
695299
2377
Ona bakın, değeri yoktur.
11:37
You cannot eat it, you cannot drink it,
187
697700
2234
Onu yiyemezsiniz, içemezsiniz,
11:39
you cannot wear it.
188
699958
1292
giyemezsiniz.
11:41
But then came along these master storytellers --
189
701633
4041
Daha sonra büyük hikaye anlatıcılar ortaya çıktılar.
11:45
the big bankers,
190
705698
1484
Büyük bankacılar,
para bakanları,
11:47
the finance ministers,
191
707206
1440
11:48
the prime ministers --
192
708670
1354
başbakanlar ve bize
oldukça ikna edici bir hikaye anlattılar:
11:50
and they tell us a very convincing story:
193
710048
2478
11:52
"Look, you see this green piece of paper?
194
712550
1958
"Bak, bu yeşil kağıdı görüyor musun?
11:54
It is actually worth 10 bananas."
195
714532
2583
Bu tam olarak 10 muz değerinde."
11:57
And if I believe it, and you believe it,
196
717591
2109
Eğer buna ben inanırsam, siz inanırsanız,
11:59
and everybody believes it,
197
719724
1516
ve herkes inanırsa,
12:01
it actually works.
198
721264
1864
bu gerçekten işe yarar.
12:03
I can take this worthless piece of paper,
199
723152
2913
Bu değersiz kağıdı alıp,
markete gidip,
12:06
go to the supermarket,
200
726089
1637
12:07
give it to a complete stranger whom I've never met before,
201
727750
4007
hiç karşılaşmadığım bir yabancıya verip,
12:11
and get, in exchange, real bananas which I can actually eat.
202
731781
4685
karşılığında yiyebileceğim gerçek muzlar alabilirim.
12:16
This is something amazing.
203
736870
1721
Bu şaşırtıcı bir şeydir.
12:18
You could never do it with chimpanzees.
204
738615
2078
Bunu şempanzelerle yapamazsınız.
12:20
Chimpanzees trade, of course:
205
740717
1945
Tabii ki, şempanzeler takas ederler:
12:22
"Yes, you give me a coconut, I'll give you a banana."
206
742686
2750
"Evet, bana hindistan cevizi ver, ben muz vereceğim."
12:25
That can work.
207
745460
1238
Bu olur.
12:26
But, you give me a worthless piece of paper
208
746722
2992
Ancak, bana değersiz bir parça kağıt ver
12:29
and you except me to give you a banana?
209
749738
2014
ve sana muz vermemi bekle?
12:31
No way!
210
751776
1152
Asla !
12:32
What do you think I am, a human?
211
752952
1581
Beni ne sandın, insan mı?
12:34
(Laughter)
212
754557
2373
(Gülüşmeler)
12:36
Money, in fact, is the most successful story
213
756954
4119
Para, aslında, insanlarca icat edilip
anlatılmış en başarılı hikayedir.
12:41
ever invented and told by humans,
214
761097
2656
12:43
because it is the only story everybody believes.
215
763777
4343
Çünkü herkesin inandığı tek hikayedir.
12:48
Not everybody believes in God,
216
768692
2790
Herkes Tanrı'ya inanmıyor,
12:51
not everybody believes in human rights,
217
771506
3025
herkes insan haklarına inanmıyor,
12:54
not everybody believes in nationalism,
218
774555
2785
herkes milliyetçiliğe inanmıyor,
12:57
but everybody believes in money, and in the dollar bill.
219
777364
3743
ama herkes paraya ve dolar banknotuna inanıyor.
13:01
Take, even, Osama Bin Laden.
220
781514
1981
Hatta Osama Bin Laden bile.
13:03
He hated American politics and American religion
221
783519
3687
Amerikan politikalarından ve dininden nefret ediyor
13:07
and American culture,
222
787230
1449
ve Amerikan kültüründen,
13:08
but he had no objection to American dollars.
223
788703
2806
fakat Amerikan dolarına bir itirazı yok.
13:11
He was quite fond of them, actually.
224
791533
2095
Aslında, onlara oldukça düşkün.
13:13
(Laughter)
225
793652
1903
(Gülüşmeler)
13:16
To conclude, then:
226
796166
1700
Sonuç olarak:
13:17
We humans control the world because we live in a dual reality.
227
797890
5768
Biz insanlar Dünya'yı kontrol ediyoruz, çünkü ikili gerçeklik içinde yaşıyoruz.
13:24
All other animals live in an objective reality.
228
804531
3913
Tüm diğer hayvanlar nesnel tek bir gerçeklik içinde yaşıyorlar.
13:28
Their reality consists of objective entities,
229
808992
4552
Gerçeklikleri, nehirler, ağaçlar, filler ve aslanlar gibi
13:33
like rivers and trees and lions and elephants.
230
813568
3943
nesnel unsurlardan ibaret.
Biz insanlar da nesnel gerçeklikte yaşarız.
13:38
We humans, we also live in an objective reality.
231
818067
3683
13:41
In our world, too, there are rivers and trees and lions and elephants.
232
821774
5068
Bizim dünyamızda da nehirler, ağaçlar, aslanlar ve filler vardır.
13:47
But over the centuries,
233
827421
1845
Ancak yüzyıllar içinde,
13:49
we have constructed on top of this objective reality
234
829290
4727
bu nesnel gerçekliğin üzerine
kurgulanmış ikinci bir gerçeklik katmanı inşa ettik.
13:54
a second layer of fictional reality,
235
834041
3493
13:57
a reality made of fictional entities,
236
837558
3564
Uluslar, tanrılar, para, kuruluşlar gibi
14:01
like nations, like gods, like money, like corporations.
237
841146
4533
kurgulanmış unsurlardan oluşmuş bir gerçeklik.
14:06
And what is amazing is that as history unfolded,
238
846481
4634
Şaşırtıcı olansa, zaman ilerledikçe
bu kurmaca gerçeklik giderek çok daha güçlendi
14:11
this fictional reality became more and more powerful
239
851139
5396
14:16
so that today, the most powerful forces in the world
240
856559
4501
ve bugün, Dünya'nın en güçlü kuvvetleri
14:21
are these fictional entities.
241
861084
1965
bu kurgusal unsurlardır.
14:23
Today, the very survival of rivers and trees and lions and elephants
242
863715
6794
Bugün, geriye kalan nehirler, ağaçlar, aslanlar ve fillerin kaderi;
14:30
depends on the decisions and wishes of fictional entities,
243
870533
5105
Birleşik Devletler, Google ve Dünya Bankası gibi
bu kurgusal unsurların karar ve isteklerine tabidir ki
14:35
like the United States, like Google, like the World Bank --
244
875662
4537
14:40
entities that exist only in our own imagination.
245
880223
4039
bunlar sadece bizim hayalimizde var olan unsurlardır.
14:44
Thank you.
246
884929
1152
Teşekkürler.
14:46
(Applause)
247
886105
4571
(Alkışlar)
Bruno Giussani: Teşekkürler. Yuval, yeni bir kitabın çıktı.
"After Sapiens" (Sapiens sonrası) yeni bir tane yazdın
14:56
Bruno Giussani: Yuval, you have a new book out.
248
896299
2210
14:58
After Sapiens, you wrote another one,
249
898533
1803
ve Hibruca yayınlandı, ancak henüz ingilizceye çevrilmedi
15:00
and it's out in Hebrew, but not yet translated into ...
250
900360
2587
15:02
Yuval Noah Harari: I'm working on the translation as we speak.
251
902971
2929
Yuval Noah Harari : Çevirisi için çalışıyorum.
BG: Kitapta, eğer doğru anladıysam,
15:05
BG: In the book, if I understand it correctly,
252
905924
2168
şu anda deneyimlemekte olduğumuz müthiş atılımları tartışıyorsun
15:08
you argue that the amazing breakthroughs that we are experiencing right now
253
908116
5629
sadece potansiyel olarak hayatlarımızı iyileştirmeyecek
15:13
not only will potentially make our lives better,
254
913769
2259
15:16
but they will create -- and I quote you --
255
916052
2236
hatta - yinelemek isterim -
15:18
"... new classes and new class struggles, just as the industrial revolution did."
256
918312
4618
"...endüstriel devrimin yaptığı gibi yeni sınıflar ve yeni sorunlar." yaratacak.
15:22
Can you elaborate for us?
257
922954
1223
Bize ayrıntıları verebilir misin?
15:24
YNH: Yes. In the industrial revolution,
258
924670
1924
YNH: Evet, sanayil devriminde,
15:26
we saw the creation of a new class of the urban proletariat.
259
926618
4902
şehirli işçilerin yeni bir çeşidinin oluştuğunu gördük.
15:31
And much of the political and social history of the last 200 years involved
260
931544
5110
Ve son 200 yılı içeren politik ve sosyal tarih daha çok
15:36
what to do with this class, and the new problems and opportunities.
261
936678
3626
bu sınıfla ve yeni sorun ve imkanlarla ne yapılacağıyla ilgilenmiş.
15:40
Now, we see the creation of a new massive class of useless people.
262
940328
4632
Faydasız insanlardan oluşan büyük ve yeni bir sınıfın oluştuğunu görüyoruz.
15:44
(Laughter)
263
944984
1001
(Gülüşmeler)
15:46
As computers become better and better in more and more fields,
264
946009
5361
Bilgisayarlar çok daha fazla alanda, çok daha iyileştikçe,
15:51
there is a distinct possibility that computers will out-perform us
265
951394
4892
bariz bir ihtimal olarak, çoğu alanda bilgisayarlar bizi aşacaklar
15:56
in most tasks and will make humans redundant.
266
956310
3603
ve insanları gereksiz kılacaklar.
15:59
And then the big political and economic question
267
959937
2737
Ardından, 21. yüzyılın politik ve ekonomik büyük sorusu
16:02
of the 21st century will be,
268
962698
2363
"İnsanlara ne için ihtiyacımız var?"
16:05
"What do we need humans for?",
269
965085
2162
olacaktır.
16:07
or at least, "What do we need so many humans for?"
270
967271
3367
En azından "Bu kadar çok insana ne için ihtiyacımız var?"
16:10
BG: Do you have an answer in the book?
271
970662
2458
BG: Kitabında bir cevap var mı?
16:13
YNH: At present, the best guess we have is to keep them happy
272
973144
4020
YNH: Şu anda, elimizdeki en iyi tahmin,
haplar ve bilgisayar oyunlarıyla onları mutlu etmek.
16:17
with drugs and computer games ...
273
977188
1797
16:19
(Laughter)
274
979009
1001
(Gülüşmeler)
16:20
but this doesn't sound like a very appealing future.
275
980034
3271
Ancak bu pek de ilgi çekici bir gelecek gibi görünmüyor.
16:23
BG: Ok, so you're basically saying in the book and now,
276
983329
2809
BG: O zaman kitapta şöyle diyorsun, şu anda,
16:26
that for all the discussion about the growing evidence
277
986162
2786
belirgin ekonomik eşitsizliklerin gelişme bulguları hakkındaki,
16:28
of significant economic inequality, we are just kind of at the beginning
278
988972
3763
tüm o tartışmalar,
henüz sürecin başlangıcında gibi bir durumda mıyız?
16:32
of the process?
279
992759
1157
16:34
YNH: Again, it's not a prophecy;
280
994225
1526
YNH: Bu bir kehanet değil.
16:35
it's seeing all kinds of possibilities before us.
281
995775
3943
Her tür ihtimali bizden önce görüyor.
16:39
One possibility is this creation of a new massive class of useless people.
282
999742
4982
İhtimallerden biri, kitlesel faydasız insan sınıfının oluşumu.
16:44
Another possibility is the division of humankind
283
1004748
3140
Bir diğer ihtimalse, zenginler sanal tanrılığa yükselirken,
16:47
into different biological castes,
284
1007912
2991
fakirlerin faydasız insanlar seviyesine inişiyle
16:50
with the rich being upgraded into virtual gods,
285
1010927
4291
insan türünün
16:55
and the poor being degraded to this level of useless people.
286
1015242
4308
farklı biyolojik sınıflara bölünmesi.
16:59
BG: I feel there is another TED talk coming up in a year or two.
287
1019574
3022
BG: Sanırım bir iki sene içinde yeni bir TED konuşması geliyor.
17:02
Thank you, Yuval, for making the trip.
288
1022620
1822
YNH: Belki de, teşekkürler. BG: Yuval, gezinti için teşekkürler.
17:04
YNH: Thanks!
289
1024466
1156
(Alkışlar)
17:05
(Applause)
290
1025646
1665
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7