Why work doesn't happen at work | Jason Fried

Jason Fried:Neden iş iş yerinde olmuyor

Çeviri: Taner Tarlakazan Gözden geçirme: Sancak Gülgen

iş ile ilgili konuşacağım,

So I'm going to talk about work;

specifically, why people can't seem to get work done at work,

özellikle neden insanlar iş

yerinde iş yapmak istemiyor,

which is a problem we all kind of have.

ki bu hepimizde olan bir problem.

But let's sort of start at the beginning.

Ama hadi buna baştan başlayalım.

So, we have companies and non-profits and charities

Şirketlerimiz var, kar amacı gütmeyen kurumlar var ve yardım kuruluşları var

and all these groups that have employees or volunteers of some sort.

ve bütün bu grupların

çalışanları ya da bir çeşit

gönüllüleri var.

And they expect these people who work for them

Ve onlar bu insanların onlar için çalışmalarını bekliyor

güzel bir iş çıkarmalarını--

to do great work --

I would hope, at least.

umuyorum ki, en az.

At least good work, hopefully, at least it's good work --

En azından iyi bir iş, umutla, en azından, bu iyi bir iş--

hopefully great work.

umutla iyi iş.

And so what they typically do is they decide

Ve genelde yaptıkları iş yapmak için

that all these people need to come together in one place to do that work.

bütün bu insanların bir yerde

bir araya gelmeleri gerektiğine karar vermek.

So a company, or a charity, or an organization of any kind,

Bir şirket, ya da hayır kurumu, ya herhangi bir çeşit organizasyon

unless you're working in Africa, if you're really lucky to do that --

genel olarak --Afrikada çalışmadığınız sürece,

bunu yapacak kadar şanslıysanız --

most people have to go to an office every day.

genelde çoğu insan her gün ofise gitmek zorundadır.

And so these companies,

Ve bu şirketler,

they build offices.

ofisleri yaparlar.

They go out and they buy a building, or they rent a building,

Bina satın alırlar, ya da bir bina kiralarlar,

or they lease some space,

ya da bir alan kiralarlar,

and they fill this space with stuff.

ve bu alanı eşyalarla doldururlar.

They fill it with tables, or desks,

Tablolar ile doldururlar, ya da masalarla,

chairs, computer equipment,

sandalyalerle, bilgisayar ekipmanları ile,

yazılım,

software, Internet access,

internet erişimi,

maybe a fridge, maybe a few other things,

belki bir buzdolabı, ya da bir kaç başka şey,

and they expect their employees, or their volunteers,

ve çalışanlarından ya da gönüllülerinden,

her gün oraya gelip iyi iş çıkarmalarını beklerler.

to come to that location every day to do great work.

It seems like it's perfectly reasonable to ask that.

Görünüyor ki bunu istemek tam olarak mantıklı.

However, if you actually talk to people

Ama, gerçekte insanlar ile konuşursanız

ve kendinizi sorgularsanız,

and even question yourself, and you ask yourself,

ve kendinize sorarsanız,

where do you really want to go when you really need to get something done?

bir şeyler başarmanız gerektiğinde nereye gitmek istersiniz?

You'll find out that people don't say what businesses think they would say.

insanların düşündükleri işi

söylemediklerini anlayacaksınız.

If you ask people the question:

insanlara bir şeyleri başarmak için nereye

Where do you need to go when you need to get something done?

gitmek istersin sorusunu sorduğunuzda

Typically, you get three different kinds of answers.

Tipik olarak üç çeşit cevap alırsınız.

One is kind of a place or a location or a room.

Birincisi bir çeşit alan yer ya da bir oda.

Another one is a moving object,

İkincisi hareket eden bir obje.

and a third is a time.

Ve üçüncüsü ise bir zaman.

So here are some examples.

O zaman işte bir kaç örnek.

I've been asking people this question for about 10 years:

İnsanlara sorduğumda --ve bunu insanlara 10 senedir soruyorum--

"Where do you go when you really need to get something done?"

onlara,''Bir şeyleri başarmak için nereye gitmek istersin?'' diyorum

Şöyle şeyler duyuyorum, veranda, güverte,

I'll hear things like, the porch, the deck, the kitchen.

mutfak.

I'll hear things like an extra room in the house,

Evin içinde ekstra bir oda gibi şeyler duyuyorum,

bodrum katı,

the basement,

the coffee shop, the library.

kahve dükkanı, kütüphane.

And then you'll hear things like the train,

Ve sonra şöyle şeyler duyuyorsunuz,

a plane, a car -- so, the commute.

bir uçak, bir araba -- yani evle işe gidiş geliş.

And then you'll hear people say,

Sonra da şöyle şeyler duyuyorsunuz,

"Well, it doesn't really matter where I am,

''Nerede olduğumun bir önemi yok,

as long as it's early in the morning or late at night or on the weekends."

sabah erken olduğu ya da gece çok geç veya hafta sonları olduğu sürece.''

Hiç bir zaman birinin ofis dediğini duymazsınız.

You almost never hear someone say, "The office."

Ama işler bütün bu parayı ofis denen yere harcıyor,

But businesses are spending all this money on this place called the office,

ve insanların her zaman oraya gitmesini sağlıyor,

and they're making people go to it all the time,

henüz insanlar ofiste iş yapamadılar.

yet people don't do work in the office.

Bu da ne şimdi?

What is that about?

(Laughter)

Neden böyle?

Why is that? Why is that happening?

Bu neden böyle oluyor?

And what you find out is,

Ve bulduğunuz şey şu, biraz daha derine bakarsanız,

if you dig a little bit deeper, you find out that people --

insanların--

olan şey şu--

this is what happens:

People go to work,

insanlar işe gidiyor,

and they're basically trading in their work day

ve basitçe iş günlerini

for a series of "work moments" -- that's what happens at the office.

bir seri iş anları ile değiştiriyorlar.

Ofiste olan şey bu.

You don't have a work day anymore. You have work moments.

Artık iş günün yok, iş anların var.

Sanki ofisin giriş kapısı mutfak robotu gibi,

It's like the front door of the office is like a Cuisinart,

and you walk in and your day is shredded to bits,

gün içinde içeri girersiniz ve parçalara ayrılırsınız,

çünkü 15 dakika oradasınızdır 30 dakika başka yerdesinizdir,

because you have 15 minutes here, 30 minutes there,

and something else happens, you're pulled off your work,

ve sonra başka bir şey olur ve işten çekilirsiniz,

ve başka bir şey yapmanız gerekir,sonra 20 dakikanız daha vardır, sonra yemek vakti.

then you have 20 minutes, then it's lunch, then you have something else to do ...

Sonra başka bir şey yapmanız gerekir,

Then you've got 15 minutes, and someone pulls you aside and asks you a question,

sonra 15 dakikanız vardır, ve birisi sizi kenara çekip size o soruyu sorar.

Ve bilmeden önce, saat akşam 5 olmuştur,

and before you know it, it's 5 p.m.,

and you look back on the day,

ve güne bakarsınız,

and you realize that you didn't get anything done.

ve farkedersiniz ki hiç bir şey başaramamışsınız.

Yani, hepimiz bundan geçiyoruz.

We've all been through this.

We probably went through it yesterday or the day before, or the day before that.

Büyük ihtimalle dün bunu yaşadık,

veya daha önceki gün, ya da daha önceki.

You look back on your day,

Gününüze bakarsınız ve bugün hiç bir şey yapmadım dersiniz.

and you're like, "I got nothing done today.

I was at work. I sat at my desk. I used my expensive computer.

İşteydim.

Masama oturdum.Pahalı bilgisayarımı kullandım.

I used the software they told me to use.

Bana kullanmalarını söyledikleri yazılımı kullandım.

I went to these meetings I was asked to go to.

Gitmem istenen toplantılara gittim.

I did these conference calls. I did all this stuff.

Konferans görüşmelerini yaptım.Bütün bunları yaptım.

But I didn't actually do anything.

Ama gerçekten hiç bir şey yapmadım.

I just did tasks.

Sadece görevleri yerine getirdim.

I didn't actually get meaningful work done."

Anlamlı bir iş yapamadım.

And what you find is that, especially with creative people --

Ve bulduğunuz şey ise, genelde yaratıcı insanlarda olan --

designers, programmers, writers, engineers, thinkers --

tasarımcılar, programcılar,

yazarlar, mühendisler,

düşünenler --

that people really need long stretches of uninterrupted time

bu insanlar gerçekten uzun

ve bölünmeyen bir zaman dilimine ihtiyaç duyuyor ki iş yapabilsin.

to get something done.

You cannot ask somebody to be creative in 15 minutes

Bir insandan 15 dakikada yaratıcı olmasını isteyemezsiniz

and really think about a problem.

ve bir problem hakkında düşünmesini.

You might have a quick idea,

Hemen bir fikriniz olabilir,

but to be in deep thought about a problem and really consider a problem carefully,

ama bir problem ile ilgili derin düşünce için ve gerçekten bir problemi dikkatli incelemek için,

you need long stretches of uninterrupted time.

uzun ve bölünmemiş zamana ihtiyacınız var.

And even though the work day is typically eight hours,

Ve hatta iş günü tipik olarak sekiz saattir,

how many people here have ever had eight hours to themselves at the office?

buradaki kaç insan ofiste kendine sekiz saat ayırdı?

Yedi mi yoksa?

How about seven hours?

Six? Five? Four?

Altı?Beş?Dört?

When's the last time you had three hours to yourself at the office?

En son kendinize ofiste üç saat ayırdınız?

Two hours? One, maybe?

İki saat?Bir, belki.

Very, very few people actually have

Çok, çok az insan gerçekten

long stretches of uninterrupted time at an office.

ofiste uzun ve bölünmemiş bir zaman geçiriyor.

And this is why people choose to do work at home,

Ve bu yüzden insanlar ofis yerine evde çalışmak istiyorlar,

or they might go to the office,

ya da ofise gitmek isterler,

but they might go to the office really early in the day,

ama gerçekten çok erken olsun isterler,

ya da ortada insanların olmadığı geç saatlere kalmak isterler,

or late at night when no one's around,

or they stick around after everyone's left,

ya da herkes ayrıldıktan sonra kalırlar, ya da haftasonları giderler,

or go in on the weekends,

ya da uçakta işlerini hallederler,

or they get work done on the plane, in the car or in the train,

ya da arabada ya da trende işlerini yaparlar

because there are no distractions.

çünkü dikkat dağıtıcı bir şey yoktur.

Now there are different kinds of distractions,

Şimdi dikkat dağıtıcıların faklı çeşitleri vardır,

but not the really bad distractions, which I'll talk about in a minute.

ama gerçekte dikkat dağıtıcıların gerçekten kötü çeşitleri yoktur

bunun ile ilgili bir dakika konuşacağım.

And this whole phenomenon of having short bursts of time to get things done

Ve bu çeşit fenomen

yani işleri halletmek için gereken kısa süreler

reminds me of another thing that doesn't work when you're interrupted,

bana başka bir şeyi hatırlatıyor

rahatsız edildiğinde işe yaramayan bir şey

and that is sleep.

o da uyku.

I think that sleep and work are very closely related --

Bence uyku ve iş çok yakın ilintili.

Ve bu sadece uyurken çalışabilirsin

not because you can work while you're sleeping and sleep while you're working.

ve çalışırken uyuyabilirsin değil.

That's not really what I mean.

Anlatmaya çalıştığım o değil.

I'm talking specifically about the fact that sleep and work are phase-based,

Spesifik olarak iş ve uykunun

faz bazlı veya seviye bazlı

oluşu gerçeğinden

or stage-based, events.

bahsediyorum.

Sleep is about sleep phases, or stages -- some people call them different things.

Yani uyku, uyku fazları ya da seviyeleri ile ilgilidir--

bazı insanlar başka şekilde adlandırır.

There are five of them, and in order to get to the really deep ones,

Beş tane vardır,

ve gerçekten derin olanına ulaşmak için, gerçekten anlamlı olanına,

the meaningful ones, you have to go through the early ones.

erken olanına gelmeniz gerekir.

If you're interrupted while you're going through the early ones --

Ve eğer erken dönemde uykunuz bölünürse --

biri yatağınızı sallarsa,

if someone bumps you in bed, or there's a sound, or whatever happens --

ya da bir ses, ya da ne olursa olsun --

you don't just pick up where you left off.

nerede kaldıysanız oradan devam etmezsiniz.

If you're interrupted and woken up,

Bölünürseniz ve uyanırsanız,

you have to start again.

baştan başlamanız gerekir.

So you have to go back a few phases and start again.

Yani bir kaç faz geriye gidip baştan başlamalısınız.

And what ends up happening -- you might have days like this

Ve sonunda olan şey -- bazı zamanlar böyle günleriniz olur

sabah sekizde veya yedide kalkarsınız,

where you wake up at eight or seven in the morning, or whenever you get up,

ya da ne zaman kalkarsanız,

and you're like, "I didn't sleep very well.

ve sonra, gerçekten iyi uyuyamadım dersiniz.

I did the sleep thing -- I went to bed, I laid down,

Uyuma kısmını yaptım -- yatağa gittim, uyudum --

but I didn't really sleep."

ama gerçekten uykumu alamadım.

People say you go "to" sleep,

İnsanlar size uyumanızı söylerler,

but you don't go to sleep, you go towards sleep; it takes a while.

ama uyumazsınız,sadece uykudan geçersiniz.

Biraz sürer;o fazlardan ve onun gibi şeylerden geçmeniz gerekir.

You've got to go through phases and stuff,

and if you're interrupted, you don't sleep well.

Ve eğer bölünürseniz, iyi uyumazsınız.

So does anyone here expect someone to sleep well

Yani nasıl -- eğer bütün gece boyunca rahatsız

edilirseniz iyi uyumayı nasıl beklersiniz?

if they're interrupted all night?

I don't think anyone would say yes.

Hiç kimsenin evet diyeceğini zannetmiyorum.

Why do we expect people to work well

Bütün iş yerinde insanlar rahatsız ediliyorsa

if they're being interrupted all day at the office?

nasıl iyi bir iş çıkarmalarını bekleyelim?

Eğer insanlar ofise işlerini bölen şeylere rağmen

How can we possibly expect people to do their job

if they go to the office and are interrupted?

gidiyorlarsa nasıl işlerini yapsınlar?

That doesn't really seem like it makes a lot of sense, to me.

Bu bana çok mantıklı gelmiyor.

So what are the interruptions that happen at the office but not at other places?

O zaman iş yerinde olup da başka

yerde olmayan bu rahatsız edici etkenler neler?

Because in other places, you can have interruptions like the TV,

Çünkü başka mekanlarda, rahatsız edici şeyler olabilir,

mesela, televizyon olabilir,

or you could go for a walk, or there's a fridge downstairs,

ya da yürüyüşe gidebilirsiniz,

ya da alt katta buzdolabı vardır,

or you've got your own couch, or whatever you want to do.

ya da kendi kanepeniz, ya da ne isterseniz o.

If you talk to certain managers, they'll tell you

Ve belli yöneticilerle konuşursanız,

çalışanlarının evden çalışmasını istemezler

that they don't want their employees to work at home

because of these distractions.

bu şeyler yüzünden.

They'll sometimes also say,

Aynı zaman da--

bazen de,

"If I can't see the person, how do I know they're working?"

''Kişi elimin altında olmazsa, çalıştığını nerden bileyim?''derler

which is ridiculous, but that's one of the excuses that managers give.

ki bu da tabi ki saçmadır, ama yöneticilerin verdiği bahanelerden biridir.

And I'm one of these managers. I understand. I know how this goes.

Ve ben o tip bir yöneticiyim.

Anlıyorum, bu nereye gidecek biliyorum.

We all have to improve on this sort of thing.

Bu tür bir şeyde hepimiz ilerlemeliyiz.

Ama bazen rahatsız edici şeylerden bahsediyorlar.

But oftentimes they'll cite distractions:

''Birisinin evde çalışmasına izin veremem.

"I can't let someone work at home.

They'll watch TV, or do this other thing."

Televizyon izlerler.Başka şeyler yaparlar.''

It turns out those aren't the things that are distracting,

Ama anlaşılıyor ki bu tür şeyler gerçekten rahatsız edici değil.

Because those are voluntary distractions.

Çünkü bunlar gönüllü rahatsız ediciler.

You decide when you want to be distracted by the TV,

Televizyon tarafından rahatsız edilmeyi seçen sizsiniz.

when you want to turn something on,

Bir şeyleri açmaya siz karar veriyorsunuz.

or when you want to go downstairs or go for a walk.

Alt kata inmeye ya da bir yürüyüş yapıp gelmeye siz karar veriyorsunuz.

At the office,

Ofiste, bölünmelerin ve rahatsız edicilerin çoğu

most of the interruptions and distractions

gönülsüz olarak

that really cause people not to get work done are involuntary.

çalışanlara iş yaptırmaz.

So let's go through a couple of those.

Hadi bunlardan birkaçına bakalım.

Now, managers and bosses will often have you think

Şimdi, yöneticiler ve patronlar

genelde iş yerindeki gerçek rahatsız

that the real distractions at work

are things like Facebook and Twitter

edicilerin Facebook, Twitter, Youtube

and YouTube and other websites,

ve diğer web sitelerinin olduğunu düşünürler.

and in fact, they'll go so far as to actually ban these sites at work.

Ve aslında, biraz daha ileri gidip

bunları iş yerinde yasaklarlar.

Some of you may work at places where you can't get to certain sites.

Bazılarınız bu tür sitelere erişimin yasak olduğu yerlerde çalışıyor olabilir.

Yani, burası Çin mi?Burada neler oluyor?

I mean, is this China? What the hell is going on here?

You can't go to a website at work, and that's the problem?

İş yerinde bir siteye giremiyorsun,

ve problem bu, insanlar bu yüzden iş yapamıyor,

That's why people aren't getting work done,

çünkü Facebook'a giriyorlar çünkü Twitter kullanıyorlar?

because they're on Facebook and Twitter?

Bu çok saçma.Bu kesinlikle bir tuzak.

That's kind of ridiculous. It's a total decoy.

Today's Facebook and Twitter and YouTube,

Ve günümüzün Facebook, Twitter ve Youtube,

these things are just modern-day smoke breaks.

gibi siteleri sadece modern sigara molaları.

No one cared about letting people take a smoke break for 15 minutes 10 years ago,

Hiç kimse birisine 15 dakikalık sigara molasını

çok görmüyordu 10 sene önce,

so why does anyone care if someone goes to Facebook

o zaman neden insanlar birilerinin Facebook'a Twitter'a

or Twitter or YouTube here and there?

veya Youtuba'a girmesinden endişe ediyor_

Bunlar ofisteki gerçek sıkıntılar değil.

Those aren't the real problems in the office.

The real problems are what I like to call the M&Ms,

Gerçek problemler benim

Y&T ler demeyi sevdiğim

the Managers and the Meetings.

şeyler yani Yöneticiler ve Toplantılar.

Those are the real problems in the modern office today.

Bunlar modern ofis yaşamının gerçek problemleri.

Ve bu yüzden iş yerinde iş yapılmıyor,

And this is why things don't get done at work,

it's because of the M&Ms.

Y&T'ler yüzünden.

Now what's interesting is,

İlginç olan insanların iş yapmak

if you listen to all the places that people talk about doing work,

için konuştuğu yerlere bakarsanız

like at home, in the car, on a plane, late at night, or early in the morning,

mesela ev ya da araba ya da uçak,

ya da gece geç saat, ya da sabah erken saat --

you don't find managers and meetings.

yöneticiler ya da toplantılar göremezsiniz;

You find a lot of other distractions, but not managers and meetings.

birçok başka rahatsız edici şey bulursunuz,ama yönetici ve toplantı bulamazsınız.

Yani bu tür şeyler ofiste bulup da

So these are the things that you don't find elsewhere,

başka yerde bulamayacağınız şeylerdir.

but you do find at the office.

And managers are basically people whose job it is to interrupt people.

Ve yöneticiler basitçe yaptıkları iş

insanları rahatsız etmek olan kimselerdir.

That's pretty much what managers are for. They're for interrupting people.

Bu yöneticilerin ne için olduklarıdır,bu yüzden insanları bölerler.

They don't really do the work, so they make sure everyone else is doing work,

Gerçekten iş yapmazlar,

sadece her şeyin yolunda gittiğinden emin olmak isterler ki bu da rahatsız etmektir.

which is an interruption.

Ve dünyada birçok yönetici var şu anda.

We have lots of managers in the world now, and a lot of people in the world,

Ve dünyada bir çok da insan var.

and a lot of interruptions by these managers.

Ve dünyada bu yöneticiler yüzünden bir çok rahatsız edilme var.

They have to check in: "Hey, how's it going?

Onlar mutlaka kontrol etmek zorunda: ''Hey, nasıl gidiyor?

Show me what's up." This sort of thing.

Bana göster,'' ve bu gibi şeyler.

They keep interrupting you at the wrong time,

Ve sizi yanlış zamanda rahatsız etmeyi sürdürürler,

size para ödedikleri işi yapmaya çalışırken,

while you're actually trying to do something they're paying you to do,

sizi rahatsız etmeye meyillidirler.

they tend to interrupt you.

That's kind of bad.

Bu çok kötü.

But what's even worse is the thing that managers do most of all,

Ama yöneticilerin her zaman yaptığı daha da kötü olan şey ise,

which is call meetings.

toplantılar.

And meetings are just toxic,

Ve toplantılar iş günü

terrible, poisonous things

boyunca zehirlidir, kötüdür

during the day at work.

kirleticidir.

(Laughter)

Hepimiz biliyoruz bu doğru.

We all know this to be true,

and you would never see a spontaneous meeting called by employees.

Ve hiçbir zaman çalışanlar tarafından yapılan spontane bir toplantı göremezsiniz;

o şekilde işlemez.

It doesn't work that way.

The manager calls the meeting

Yönetici toplantıyı ayarlar,

so the employees can all come together,

bütün çalışanlar bir araya gelsin,

and it's an incredibly disruptive thing to do to people --

ve muhteşem bir dikkat dağıtıcılık oluşsun diye --

''Hey bakın,

to say, "Hey look,

we're going to bring 10 people together right now and have a meeting.

bugün 10 kişiyi bir araya getireceğiz ve toplantı yapacağız.

I don't care what you're doing,

Ne yaptığınız umurumda değil.

you've got to stop doing it, so you can have this meeting."

Ne yapıyorsanız onu bırakın ki bu toplantıya gelesiniz.''

I mean, what are the chances that all 10 people are ready to stop?

Yani o 10 kişinin birden bir şey yapmıyor olup da toplantıyı bekliyor olma ihtimalleri nedir?

What if they're thinking about something important, or doing important work?

Ya önemli bir şey düşünüyorlarsa?

Ya önemli bir iş yapıyorlarsa?

All of a sudden you tell them they have to stop doing that to do something else.

Birden onlara o işi bırakıp başka bir

iş yapın diyorsunuz.

So they go into a meeting room, they get together,

Toplantı odasına gidiyorlar, bir araya geliyorlar,

and they talk about stuff that doesn't really matter, usually.

ve gerçekte kullanışlı olmayan şeylerden bahsediyorlar genel olarak.

Because meetings aren't work.

Çünkü toplantılar işe yaramaz.

Meetings are places to go to talk about things

Toplantılar daha sonra yapıyor olmanız gereken şeylerin konuşulduğu yerlerdir.

you're supposed to be doing later.

Ama toplantılar aynı zamanda üreyebilir.

But meetings also procreate.

Bir toplantı başka bir tanesine gider

So one meeting tends to lead to another meeting,

o da başka birine .

which leads to another meeting.

There's often too many people in the meetings,

Genelde toplantılarda bir çok insan vardır,

ve onlar organizasyon için çok, çok pahalı olurlar.

and they're very, very expensive to the organization.

Companies often think of a one-hour meeting as a one-hour meeting,

Şirketler genelde bir saatlik bir toplantıyı bir saat olarak düşünürler,

ama bu gerçek değil, o toplantıda bir kişi olmadıktan sonra.

but that's not true, unless there's only one person.

If there are 10 people, it's a 10-hour meeting, not a one-hour meeting.

Eğer toplantıda 10 kişi varsa, bu 10 saatlik bir toplantıdır, bir saatlik değil.

Organizasyonun geri kalanından 10 dakikalık üretkenliği çalan bir toplantıdır

It's 10 hours of productivity taken from the rest of the organization

bu bir saatlik toplantı,

to have this one-hour meeting, which probably should have been handled

ki aslında iki veya üç kişi ile birkaç dakika konuşma

by two or three people talking for a few minutes.

ile halledilebilecek şeylerdir konular.

But instead, there's a long scheduled meeting,

Ama onun yerine, uzun takvimde yerini alan toplantı olur,

because meetings are scheduled the way software works,

çünkü toplantılar yazılımların çalıştığı gibi ayarlanır,

which is in increments of 15 minutes, or 30 minutes, or an hour.

yani 15, 30 ya da bir saatin katları gibi.

You don't schedule an eight-hour meeting with Outlook; you can't.

Outlook'ta sekiz saatlik bir toplantı ayarlamazsınız.

Yapamazsınız.Yapabilir misiniz onu da bilmiyorum.

You can go 15 minutes or 30 minutes or 45 minutes or an hour.

15,30,45 dakika ya da bir saat olarak gidebilirsiniz.

And so we tend to fill these times up

Ve biz de o zamanları işlerin gerçekten çok

when things should go really quickly.

hızlı gitmesi gereken yerde, doldurmaya çalışırız.

So meetings and managers are two major problems in businesses today,

Yani toplantılar ve yöneticiler özellikle ofislerde günümüz

iş dünyası için çok büyük iki problem.

especially at offices.

These things don't exist outside of the office.

Bu şeyler ofis dışında olmaz.

So I have some suggestions to remedy the situation.

Bu sorunun üstesinden gelmek için

bazı tavsiyelerim var.

What can managers do --

Yöneticiler ne yapabilir --

enlightened managers, hopefully --

aydınlanmış yöneticiler, umarım --

what can they do to make the office a better place for people to work,

ofisi iş yapmak için daha elverişli bir hale getirebilirler,

so it's not the last resort, but it's the first resort,

yani bu sığınılacak son yer değil, ama ilk yer mi?

so that people start to say,

insanlar bunu sorar,

"When I really want to get stuff done, I go to the office."

''Eğer gerçekten bir şeyler yapmak istiyorsam, ofise giderim.''

Because the offices are well-equipped;

Çünkü ofisler insanlar işlerini iyi yapsınlar

everything is there for them to do the work.

diye ne lazımsa bulunan yerlerdir,

But they don't want to go there right now, so how do we change that?

ama şu an da oraya gitmek istemezler, o zaman bunu nasıl değiştirmeli?

Bunu çözmek için sizinle paylaşacağım üç öneri var.

I have three suggestions to share with you.

Yaklaşık üç dakikam var,yani tam olacak.

I have about three minutes, so that'll fit perfectly.

Hepimiz rahat cuma günü olayını duyduk.

We've all heard of the Casual Friday thing.

I don't know if people still do that.

İnsanlar bunu hala yapıyor mu bilmiyorum.

But how about "No-talk Thursdays?"

Ama konuşmanın yasak olduğu perşembelere ne dersiniz.

(Laughter)

Sadece ayda bir kere

Pick one Thursday once a month,

perşembeyi seçip

and cut it in half, just the afternoon -- I'll make it easy for you.

ve o günün de yarısını alıp mesela öğleden sonra-- sizin için kolay hale getiriyorum.

So just the afternoon, one Thursday.

Öğleden sonra, bir perşembe.

First Thursday of the month, just the afternoon,

Ayın ilk perşembesi -- öğleden sonra --

nobody in the office can talk to each other.

ofiste kimse birbiri ile konuşamaz.

Sadece sessizlik.Bu kadar.

Just silence, that's it.

And what you'll find

Ve sonunda bulacağınız

is that a tremendous amount of work gets done

işlerin gerçekten halledildiği anlardır

when no one talks to each other.

kimse kimse ile konuşmazsa.

This is when people actually get stuff done,

Bu insanların onları rahatsız eden olmayınca, onları bölen

is when no one's bothering them or interrupting them.

olmayınca işleri hallettikleri anlar.

Giving someone four hours of uninterrupted time

Ve birisine -- birisine dört saatlik bölünmemiş zaman dilimi verirsiniz

is the best gift you can give anybody at work.

iş yerindeki birine verilecek en iyi hediye.

Bir bilgisayardan daha iyi.

It's better than a computer,

better than a new monitor, better than new software,

Yeni bir monitörden daha iyi.Yeni bir yazılımdan daha iyi,

or whatever people typically use.

ya da insanlar ne kullanıyorsa ondan daha iyi.

Giving them four hours of quiet time at the office

Onlara iş yerlerinde geçirecekleri dört saatlik

is going to be incredibly valuable.

sessiz zaman dilimi inanılmaz değerli olacaktır.

If you try that, I think you'll agree, and hopefully you can do it more often.

Ve eğer bunu denerseniz, öyle olduğuna katılacaksınız.

Ve belki, umarım bunu daha sık yapacaksınız.

So maybe it's every other week,

Belki diğer haftalarda da olacak,

or every week, once a week,

ya da her hafta, ya da haftada bir kere,

afternoons no one can talk to each other.

öğleden sonra kimse başkası ile konuşmayacak.

That's something that you'll find will really, really work.

Bu gerçekten ama gerçekten işe yarar bulacağınız bir şey.

Another thing you can try,

Deneyebileceğiniz başka bir şey ise

is switching from active communication and collaboration,

aktif iletişim ve katkı sağlama yerine

yani yüz yüze, veya insanlara omuzundan

which is like face-to-face stuff -- tapping people on the shoulder,

dokunup merhaba diyip

toplantılarda alıkoymak yerine,

saying hi to them, having meetings,

and replace that with more passive models of communication,

iletişimin biraz daha pasif yolları ile değiştirmek

yani email ve anlık mesaj servislerini kullanmak gibi,

using things like email and instant messaging,

or collaboration products, things like that.

ya da katkı sağlama ürünleri -- bunun gibi.

Now some people might say email is really distracting,

Şimdi bazı insanlar diyebilir ki email çok dikkat dağıtıcı

I.M. is really distracting, and these other things are really distracting,

ve anlık mesaj sistemi de öyle,

ve diğer bunun gibi şeylerde,

but they're distracting at a time of your own choice and your own choosing.

ama sizin seçtiğiniz zaman diliminde ve seçiminde zararlılar.

Email uygulamasını kapatabilirsiniz,patronunuzu kapatamazsınız.

You can quit the email app; you can't quit your boss.

You can quit I.M.;

Anlık mesajı kapatabilirsiniz,

you can't hide your manager.

ama yöneticinizi gizleyemezsiniz.

You can put these things away,

Bu tür şeyleri gözden uzakta tutabilirsiniz,

and then you can be interrupted on your own schedule, at your own time,

ve kendi takviminize göre, kendi zamanınızda rahatsız edilirsiniz,

when you're available, when you're ready to go again.

ne zaman müsaitseniz, yeniden başlamak için hazır olduğunuzda.

Çünkü iş, uyku gibidir, fazlar halinde gerçekleşir.

Because work, like sleep, happens in phases.

So you'll be going up, doing some work,

Yani yukarı çıkar iş yaparsınız,

and then you'll come down from that work,

ve sonra o işten aşağı inersiniz,

and then maybe it's time to check that email or I.M.

ve sonra işte o zaman belki mail kontrol zamanıdır ya da anlık mesaj kontrolü.

There are very, very few things that are that urgent,

Ve gerçekten çok çok az şey vardır ki

that need to happen, that need to be answered right this second.

hemen o anda cevap verilmelerine gerek olsun.

So if you're a manager,

Eğer yönetici iseniz,

start encouraging people to use more things like I.M. and email

elemanlarınızı anlık mesajlaşma ve email konusunda cesaretlendirin

and other things that someone can put away

ve kendi zamanlarında açıp kapatabilecekleri

and then get back to you on their own schedule.

diğer şeyler içinde bunu yapın.

And the last suggestion I have is that,

Ve son tavsiyem

yaklaşan bir toplantınız varsa,

if you do have a meeting coming up,

if you have the power, just cancel it.

gücünüz varsa,

sadece iptal edin, bir sonraki toplantıyı iptal edin.

Just cancel that next meeting.

(Laughter)

Today's Friday, usually people have meetings on Monday.

Bugün Cuma -- yani Pazartesi, insanlar genelde pazartesi toplanır.

Yapmayın.

Just don't have it.

I don't mean move it;

Taşıyın demiyorum,

I mean just erase it from memory, it's gone.

Hafızadan silin diyorum.Gitti.

And you'll find out that everything will be just fine.

Ve göreceksiniz ki herşey tamamen güzel olacak.

All these discussions and decisions you thought you had to make

Bütün bu sabah dokuzda yapmanız gerektiğini

düşündüğünüz toplantılar ve tartışmalar,

at this one time at 9 a.m. on Monday,

just forget about them, and things will be fine.

onları unutun, ve işler yoluna girecek.

İnsanlar daha açık bir sabaha sahip olur, gerçekten düşünebilirler,

People will have a more open morning, they can actually think.

ve göreceksiniz ki söylemeniz gerektiğini düşündüğünüz her şey,

You'll find out all these things you thought you had to do,

söylemenize gerek yoktur.

you don't actually have to do.

Bunlar sizlere sunduğum üç öneriydi

So those are just three quick suggestions I wanted to give you guys to think about.

bunun hakkında düşünmek için.

Ve umuyorum ki bu fikirlerin bazıları

I hope that some of these ideas were at least provocative enough

en azından yöneticiler patronlar

for managers and bosses and business owners

iş sahipleri, organizatörler ve diğer insanlardan

and organizers and people who are in charge of other people,

sorumlu olanlar için onları biraz rahat bırakmak

to think about laying off a little bit,

adına provokatif olur

and giving people more time to get work done.

ve insanlara biraz daha iş yapmaları için zaman verir.

I think it'll all pay off in the end.

Ve bunlar sonunda haklılığa kavuşur.

So, thanks for listening.

Dinlediğiniz için çok teşekkürler.

(Applause)

(Alkışlar)