Why the universe seems so strange | Richard Dawkins

Richard Dawkins ile "tuhaf" evrenimiz üzerine

1,839,719 views ・ 2007-01-16

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: A. Murat Eren Gözden geçirme: Ahmet Yükseltürk
00:25
My title: "Queerer than we can suppose: the strangeness of science."
0
25000
5976
Benim başlığım: "Tahmin edebileceğimizden daha tuhaf: Bilimin garipliği."
00:31
"Queerer than we can suppose" comes from J.B.S. Haldane, the famous biologist,
1
31416
4142
"Tahmin edebileceğimizden daha tuhaf" söylemi ünlü bir biyolog olan
J.B.S. Haldane'e ait. Haldane şöyle diyor: "Şu anda benim kuşkum,
00:35
who said, "Now, my own suspicion is that the universe is not only queerer
2
35582
4778
evrenin sadece tahmin ettiğimizden daha tuhaf değil,
00:40
than we suppose, but queerer than we can suppose.
3
40384
4059
fakat tahmin edebileceğimizden de daha tuhaf olduğu.
00:44
I suspect that there are more things in heaven and earth
4
44848
2731
Bana kalırsa cennet ve dünyada hayal edilenden,
00:47
than are dreamed of, or can be dreamed of, in any philosophy."
5
47603
4790
ya da herhangi bir felsefe dahilinde hayal edilebilecek olandan daha çok şey var."
Richard Feynman kuantum teorilerinin deneysel öngörülerinin hassasiyetini,
00:54
Richard Feynman compared the accuracy of quantum theories --
6
54213
4815
Kuzey Amerika'nın genişliğini bir saç telinin genişliği kadarlık yanılgı ile
00:59
experimental predictions --
7
59052
1826
01:00
to specifying the width of North America to within one hair's breadth of accuracy.
8
60902
6287
ifade etmenin keskinliği ile kıyaslamıştır.
01:07
This means that quantum theory has got to be, in some sense, true.
9
67649
4069
Bunun anlamı kuantum teorisinin bir anlamda doğru olması gerektiğidir.
01:11
Yet the assumptions that quantum theory needs to make
10
71742
2935
Öte yandan kuantum teorisinin bu tahminleri gerçekleştirmek için
01:14
in order to deliver those predictions are so mysterious
11
74701
3439
yapması gereken varsayımlar o kadar gizemlidir ki,
01:18
that even Feynman himself was moved to remark,
12
78164
3754
Feynman'ın kendisi dahi şu şekilde bir açıklama yapmıştır:
01:21
"If you think you understand quantum theory,
13
81942
2839
"Eğer kuantum teorisini anladığınızı düşünüyorsanız,
01:24
you don't understand quantum theory."
14
84805
2627
kuantum teorisini anlamıyorsunuz."
Öyle tuhaftır ki, fizikçiler teorinin
01:28
It's so queer that physicists resort to one or another
15
88670
3406
01:32
paradoxical interpretation of it.
16
92100
2722
mantığa aykırı görünen izahatlarına başvurmuşlardır.
David Deutsch, bu konferansta da konuşacak, "The Fabric of Reality" isimli kitabında,
01:35
David Deutsch, who's talking here, in "The Fabric of Reality,"
17
95378
4493
01:39
embraces the many-worlds interpretation of quantum theory,
18
99895
5081
kuantum teorisinin "birçok dünya" yorumunu benimsiyor,
01:45
because the worst that you can say about it
19
105000
2021
çünkü bu yorum hakkında söyleyebileceğiniz en kötü şey,
01:47
is that it's preposterously wasteful.
20
107045
2253
budalalık derecesinde boş olduğu.
01:49
It postulates a vast and rapidly growing number of universes existing in parallel,
21
109322
6405
Yorum, geniş ve hızla büyüyen sayıda evrenin birbirine paralel bir şekilde
var olduğunu varsayıyor ve kuantum mekanik deneylerinin
01:55
mutually undetectable,
22
115751
1811
01:57
except through the narrow porthole of quantum mechanical experiments.
23
117586
6419
dar lombozları olmadan, karşılıklı olarak tespit edilemez olduklarını öngörüyor.
Ve bu da Richard Feynman.
02:05
And that's Richard Feynman.
24
125268
1708
Biyolog Lewis Wolpert
02:08
The biologist Lewis Wolpert believes
25
128395
2374
02:10
that the queerness of modern physics
26
130793
1715
modern fiziğin tuhaflığının
02:12
is just an extreme example.
27
132532
1686
çok uç bir örnek olduğuna inanıyor. Bilim, teknolojinin aksine,
02:14
Science, as opposed to technology,
28
134242
2300
02:16
does violence to common sense.
29
136566
2673
sağduyuya zorbalık ediyor.
02:19
Every time you drink a glass of water, he points out,
30
139787
3103
Wolpert, içtiğiniz her bardak suyun içerisindeki
02:22
the odds are that you will imbibe at least one molecule
31
142914
3481
en az bir molekülün, Oliver Cromwell'in mesanesinden
02:26
that passed through the bladder of Oliver Cromwell.
32
146419
2958
geçmiş olması olasılığına işaret ediyor. (Gülüşmeler)
02:29
(Laughter)
33
149401
1807
02:31
It's just elementary probability theory.
34
151232
2227
Yalnızca temel olasılık teorisi.
02:33
(Laughter)
35
153483
1176
02:34
The number of molecules per glassful is hugely greater
36
154683
3217
Bir bardak içerisindeki molekül sayısı, dünyadaki
02:37
than the number of glassfuls, or bladdersful, in the world.
37
157924
3786
bardakların sayısından da, mesanelerin sayısından da çok daha büyük
02:41
And of course, there's nothing special about Cromwell or bladders --
38
161734
3210
ve, elbette, Cromwell ya da mesanelerle ilgili özel bir şey yok.
02:44
you have just breathed in a nitrogen atom
39
164968
2429
Az önceki nefesinizle, uzun palmiye ağacının soldan üçüncü
02:47
that passed through the right lung of the third iguanodon
40
167421
3555
iguandonunun sağ akciğerinden geçen bir azot atomunu
02:51
to the left of the tall cycad tree.
41
171000
2709
içinize çektiniz.
02:56
"Queerer than we can suppose."
42
176555
2323
"Tahmin edebileceğimizden daha tuhaf."
02:59
What is it that makes us capable of supposing anything,
43
179807
3519
Bizi herhangi bir şeyi tahmin edebilir kılan nedir,
03:03
and does this tell us anything about what we can suppose?
44
183350
3540
ve bu bize ne tahmin edebileceklerimize dair bir şey söyler mi?
03:07
Are there things about the universe that will be forever beyond our grasp,
45
187724
5358
Evren ile ilgili sonsuza değin kavrayamayacağımız,
fakat bazı daha üstün canlıların kavrayabileceği
03:13
but not beyond the grasp of some superior intelligence?
46
193106
3367
şeyler var mı? Evren ile ilgili, ne kadar üstün olursa olsun
03:16
Are there things about the universe
47
196497
1689
03:18
that are, in principle, ungraspable by any mind,
48
198210
4247
herhangi bir dimağ tarafından kavranamaz
03:22
however superior?
49
202481
1519
şeyler var mı?
03:25
The history of science has been one long series of violent brainstorms,
50
205422
4737
Birbirini takip eden nesiller evrenin giderek artan
tuhaflıkları ile uzlaştıkça, bilim tarihi,
03:30
as successive generations have come to terms with
51
210183
3100
bir dizi uzun ve şiddetli beyin fırtınası
03:33
increasing levels of queerness in the universe.
52
213307
2843
ola geldi.
03:36
We're now so used to the idea that the Earth spins,
53
216863
3050
Güneş'in gökyüzünde hareket ediyor olduğundan ziyade,
03:39
rather than the Sun moves across the sky,
54
219937
2331
Dünya'nın dönüyor olduğu fikrine artık alışığız. Bunun ne kadar
03:42
it's hard for us to realize
55
222292
1309
03:43
what a shattering mental revolution that must have been.
56
223625
3482
allak bullak edici bir düşünsel devrim olmuş olduğunu kavramamız zor.
03:47
After all, it seems obvious that the Earth is large and motionless,
57
227631
3203
En nihayetinde Dünya'nın büyük ve hareketsiz, Güneş'in ise
03:50
the Sun, small and mobile.
58
230858
1779
küçük ve seyyar olduğu aşikar gibi görünüyor. Fakat yine de Wittgenstein'ın
03:52
But it's worth recalling Wittgenstein's remark on the subject:
59
232661
4585
bu konudaki yorumu hatırlamaya değer.
03:57
"Tell me," he asked a friend, "why do people always say
60
237270
3979
"Söyle bana," diyor Wittgenstein bir arkadaşına, "herkes neden sürekli insanın Dünya'nın kendi etrafında dönmesi yerine,
04:01
it was natural for man to assume that the Sun went 'round the Earth,
61
241273
4075
Güneş'in Dünya etrafında döndüğünü varsaymış olması
04:05
rather than that the Earth was rotating?"
62
245372
2659
doğaldı diyorlar?"
04:08
And his friend replied, "Well, obviously,
63
248878
1993
Arkadaşı yanıtlıyor: "Eh, çünkü gerçekten Güneş Dünya'nın etrafında
04:10
because it just looks as though the Sun is going round the Earth."
64
250895
3594
dönüyormuş gibi görünüyor da ondan."
04:15
Wittgenstein replied, "Well, what would it have looked like
65
255114
3762
Wittgenstein şöyle yanıt veriyor: "Peki,
04:18
if it had looked as though the Earth was rotating?"
66
258900
3512
Dünya kendi etrafında dönüyormuş gibi olsaydı nasıl görünürdü?" (Gülüşmeler)
04:22
(Laughter)
67
262436
3975
04:27
Science has taught us, against all intuition,
68
267000
3027
Bilim, tüm önsezilerimize karşın,
04:30
that apparently solid things, like crystals and rocks,
69
270051
3401
kristaller ve kayalar gibi katı cisimlerin dahi
04:33
are really almost entirely composed of empty space.
70
273476
3881
neredeyse tamamen boşluklardan ibaret olduğunu öğretti.
04:37
And the familiar illustration is the nucleus of an atom
71
277706
4295
Ve bildik bir örnek de bir atomun çekirdeğinin bir stadyumun
04:42
is a fly in the middle of a sports stadium,
72
282025
3115
ortasındaki sinek olduğu, sonraki atomun ise bir diğer
04:45
and the next atom is in the next sports stadium.
73
285164
3027
stadyum olduğu.
04:48
So it would seem the hardest, solidest, densest rock
74
288897
3187
Dolayısıyla en sert, en aralıksız, en yoğun kaya bile
04:52
is really almost entirely empty space,
75
292108
3589
gerçekten de neredeyse tamamen birbirinden uzak küçük parçacıklar tarafından bozulan bir
04:55
broken only by tiny particles so widely spaced they shouldn't count.
76
295721
4574
boşluktan ibaret.
05:00
Why, then, do rocks look and feel solid and hard and impenetrable?
77
300835
4135
Öyleyse kayalar neden sert ve içinden geçilemez görünüyor ve hissediliyor?
05:06
As an evolutionary biologist, I'd say this: our brains have evolved
78
306199
4675
Bir evrim biyoloğu olarak şöyle derdim: beyinlerimiz, vücutlarımızın
05:10
to help us survive within the orders of magnitude, of size and speed
79
310898
6078
iş gördüğü büyüklük ve hız koşullarında hayatta kalmamızı sağlayacak şekilde evrildi.
05:17
which our bodies operate at.
80
317000
1740
Hiçbir zaman atomların dünyasında hareket edecek şekilde
05:19
We never evolved to navigate in the world of atoms.
81
319185
2883
evrilmedik.
05:22
If we had, our brains probably would perceive rocks
82
322092
3325
Öyle olmuş olsaydı muhtemelen beyinlerimiz kayaları boşluk ile
05:25
as full of empty space.
83
325441
1446
dolu olarak algılardı. Kayalar ellerimiz tarafından sert ve içine girilemez
05:26
Rocks feel hard and impenetrable
84
326911
2444
05:29
to our hands, precisely because objects like rocks and hands
85
329379
4597
hissediliyor, çünkü kayalar ve eller gibi cisimler birbirlerinin içlerine giremezler.
05:34
cannot penetrate each other.
86
334000
1877
Dolayısıyla beyinlerimizin
05:36
It's therefore useful
87
336537
1792
05:38
for our brains to construct notions like "solidity" and "impenetrability,"
88
338353
6126
"sertlik" ve "nüfuz edilemezlik" gibi kavramlar inşa etmiş olması faydalı,
05:44
because such notions help us to navigate our bodies
89
344503
3473
çünkü içinde hareket etmemiz gereken orta boy dünyada,
05:48
through the middle-sized world in which we have to navigate.
90
348000
4247
vücutlarımızı hareket ettirebilmemize bu gibi kavramlar yardım ediyor.
05:52
Moving to the other end of the scale,
91
352644
1777
Ölçeğin diğer ucuna gittiğimizde, atalarımız hiçbir zaman
05:54
our ancestors never had to navigate through the cosmos
92
354445
3390
kainat içerisinde ışık hızına yakın hızlarla hareket etmek
05:57
at speeds close to the speed of light.
93
357859
2364
zorunda kalmadı. Kalmış olsalardı, beyinlerimiz Einstein'ı anlamakta
06:00
If they had, our brains would be much better at understanding Einstein.
94
360247
4606
çok daha iyi olurlardı. İçinde hareket etme becerisine sahip olacak şekilde
06:05
I want to give the name "Middle World" to the medium-scaled environment
95
365765
4501
evrildiğimiz orta ölçekli ortama "Ortanca Dünya" adını vermek istiyorum
06:10
in which we've evolved the ability to take act --
96
370290
2398
-- Tolkien'in "Orta Dünya"sı ile ilgisi yok.
06:12
nothing to do with "Middle Earth" --
97
372712
1727
"Ortanca Dünya". (Gülüşmeler)
06:14
Middle World.
98
374463
1151
06:15
(Laughter)
99
375638
1338
06:17
We are evolved denizens of Middle World,
100
377000
3009
Ortanca Dünya'nın sakinleri olarak evrildik ve bu da
06:20
and that limits what we are capable of imagining.
101
380033
3476
ne hayal edebileceğimizi kısıtlıyor. Bir tavşanın, diğer Ortanca Dünya
06:23
We find it intuitively easy to grasp ideas like,
102
383533
2781
tavşanları ve objeleri gibi ortalama bir hızla hareket edişini,
06:26
when a rabbit moves at the sort of medium velocity
103
386338
2765
bir diğer Ortanca Dünya objesine, mesela bir kayaya çarpışını
06:29
at which rabbits and other Middle World objects move,
104
389127
2849
06:32
and hits another Middle World object like a rock, it knocks itself out.
105
392000
3852
kolayca kavrayabilir, hayal edebilirsiniz.
06:37
May I introduce Major General Albert Stubblebine III,
106
397846
5762
Size 1983 yılında askeri haber alma şefi olan
06:43
commander of military intelligence in 1983.
107
403632
4333
Tümgeneral Albert Stubblebine III'ü tanıtmak isterim.
06:48
"...[He] stared at his wall in Arlington, Virginia, and decided to do it.
108
408651
5072
Arlington, Virginia'da gözlerini duvarına dikti ve yapmaya karar verdi.
06:54
As frightening as the prospect was, he was going into the next office.
109
414445
4859
Hedefi bitişikteki ofis odasına gitmekti.
07:00
He stood up and moved out from behind his desk.
110
420238
3770
Ayağa kalktı, masasının arkasından çıktı.
07:05
'What is the atom mostly made of?' he thought, 'Space.'
111
425088
3832
Atom ağırlıklı olarak neyden oluşuyor? diye düşündü. Boşluk.
07:09
He started walking. 'What am I mostly made of? Atoms.'
112
429428
5166
Yürümeye başladı. Ben ağırlıklı olarak neyden oluşuyorum? Atomlar.
07:15
He quickened his pace, almost to a jog now.
113
435340
2158
Adımlarını sıklaştırdı.
07:18
'What is the wall mostly made of?'
114
438181
2345
Duvar ağırlıklı olarak neyden oluşuyordu? Atomlar.
07:20
(Laughter)
115
440550
1001
07:21
'Atoms!'
116
441575
1150
07:23
All I have to do is merge the spaces.
117
443588
3262
Tek yapmam gereken boşlukları denk getirmek.
General Stubblebine burnunu ofisinin duvarına sağlam bir şekilde çarpmıştı.
07:28
Then, General Stubblebine banged his nose hard on the wall of his office.
118
448056
5600
16,000 askeri komuta eden Stubblebine, duvardan geçmekteki
07:34
Stubblebine, who commanded 16,000 soldiers,
119
454339
3939
07:38
was confounded by his continual failure to walk through the wall.
120
458302
3927
mütemadi başarısızlığı karşısında şaşkındı.
07:42
He has no doubt that this ability will one day be a common tool
121
462253
3068
Bu becerinin, bir gün, genel bir askeri araç haline geleceğinden şüphesi yoktu.
07:45
in the military arsenal.
122
465345
1627
Kim bunu yapabilen bir orduya dalaşabilirdi?
07:46
Who would screw around with an army that could do that?"
123
466996
3815
Bu, geçen gün Playboy dergisinde
07:50
That's from an article in Playboy,
124
470835
1969
07:52
which I was reading the other day.
125
472828
1715
okuduğum bir makaledendi. (Gülüşmeler)
07:54
(Laughter)
126
474567
1607
07:56
I have every reason to think it's true;
127
476198
1896
Bunun doğru olmadığını düşünmem için sebep yok.
07:58
I was reading Playboy because I, myself, had an article in it.
128
478118
3488
Playboy okuyordum, çünkü içinde benim yazdığım bir makale de vardı. (Gülüşmeler)
08:01
(Laughter)
129
481630
5861
08:07
Unaided human intuition, schooled in Middle World,
130
487515
4650
Ortanca Dünya'da yetişmiş ham insan sezgisi, Galileo,
08:12
finds it hard to believe Galileo when he tells us
131
492189
3307
havanın sürtünmesi yok sayıldığında ağır ve hafif bir obje
08:15
a heavy object and a light object, air friction aside,
132
495520
3394
yere aynı anda düşer dediğinde,
08:18
would hit the ground at the same instant.
133
498938
1976
buna inanamaz.
08:20
And that's because in Middle World, air friction is always there.
134
500938
3554
Çünkü Ortanca Dünya'da havanın sürtünmesi hep oradadır.
08:24
If we'd evolved in a vacuum,
135
504516
1349
Eğer boşluk içerisinde evrilmiş olsaydık,
08:25
we would expect them to hit the ground simultaneously.
136
505889
2806
yere aynı anda çarpmalarını beklerdik. Eğer bakteri olsaydık,
08:29
If we were bacteria,
137
509106
1513
08:30
constantly buffeted by thermal movements of molecules,
138
510643
3315
ve sürekli moleküllerin termal hareketleri ile boğuşsaydık
08:33
it would be different.
139
513982
1151
durum farklı olurdu,
08:35
But we Middle-Worlders are too big to notice Brownian motion.
140
515157
3278
fakat biz Ortanca Dünyalılar Brownian hareketini fark etmek için çok büyüğüz.
08:38
In the same way, our lives are dominated by gravity,
141
518856
3350
Aynı şekilde hayatlarımız yer çekiminin tahakkümünde,
08:42
but are almost oblivious to the force of surface tension.
142
522230
3295
fakat yüzey geriliminden neredeyse habersiziz.
08:45
A small insect would reverse these priorities.
143
525851
2825
Küçük bir böcek bu öncelikleri tersine çevirirdi.
08:50
Steve Grand -- he's the one on the left,
144
530067
2453
Steve Grand -- soldaki.
08:52
Douglas Adams is on the right.
145
532544
1555
Sağdaki de Douglas Adams -- Steve Grand, "Creation: Life and How to Make It"
08:54
Steve Grand, in his book, "Creation: Life and How to Make It,"
146
534123
3698
isimli kitabında maddenin kendisi ile ilgili meşguliyetimizi
08:57
is positively scathing about our preoccupation with matter itself.
147
537845
4803
emin bir şekilde yaralıyor.
09:03
We have this tendency to think that only solid, material things
148
543698
3639
Yalnızca katı, maddi şeyleri gerçek şeylerden saymaya dair bir eğilimimiz var.
09:07
are really things at all.
149
547361
1881
Bir boşluk içerisindeki elektromanyetik dalgalar bize
09:09
Waves of electromagnetic fluctuation in a vacuum seem unreal.
150
549811
4431
gerçek dışı görünüyor.
09:14
Victorians thought the waves had to be waves in some material medium:
151
554750
4846
Muhafazakarlar dalgaların bir şekilde maddesel bir ortam içinde olmak zorunda olduğunu düşündüler --
09:19
the ether.
152
559620
1150
eter (beşinci element). Fakat biz gerçek maddeyi sadece,
09:21
But we find real matter comforting
153
561380
2367
09:23
only because we've evolved to survive in Middle World,
154
563771
3967
maddenin faydalı bir kurgu olduğu Ortanca Dünyada evrildiğimiz için
09:27
where matter is a useful fiction.
155
567762
2746
konforlu buluyoruz.
09:31
A whirlpool, for Steve Grand, is a thing with just as much reality
156
571000
4238
Grand'e göre bir anafor, bir kayanın sahip olduğu kadar
09:35
as a rock.
157
575262
1150
gerçekliğe sahiptir.
09:37
In a desert plain in Tanzania,
158
577978
2650
Tanzanya'daki bir çöl ovasında, Ol Donyo Lengai yanardağının gölgesinde,
09:40
in the shadow of the volcano Ol Doinyo Lengai,
159
580652
3190
volkanik küllerden oluşmuş bir kumul vardır.
09:43
there's a dune made of volcanic ash.
160
583866
2057
09:46
The beautiful thing is that it moves bodily.
161
586651
3000
Güzel olan, bu kumul hareket eder.
09:50
It's what's technically known as a "barchan,"
162
590000
2207
Bu, teknik olarak 'barchan' olarak bilinen olaydır ve
09:52
and the entire dune walks across the desert in a westerly direction
163
592231
4204
bütün kumul çöl boyunca yılda 17 metre hızla
09:56
at a speed of about 17 meters per year.
164
596459
3000
batı istikametinde yürür.
09:59
It retains its crescent shape and moves in the direction of the horns.
165
599825
4491
Hilal şeklindeki gidişatını korur ve hilalin boynuzlarına doğru hareket eder.
10:04
What happens is that the wind blows the sand up the shallow slope
166
604340
3976
Olan şey şu: rüzgar, kum tanelerini diğer taraftan
rampanın tepesine doğru üfler,
10:08
on the other side,
167
608340
1208
10:09
and then, as each sand grain hits the top of the ridge, it cascades down
168
609572
3745
kum sırtın tepesine ulaşınca,
kumulun diğer tarafındaki hilâlin içine doğru akar,
10:13
on the inside of the crescent,
169
613341
1458
10:14
and so the whole horn-shaped dune moves.
170
614823
2996
bu yolla boynuz şekilli kumulun tamamı hareket eder.
10:19
Steve Grand points out that you and I are, ourselves,
171
619803
3490
Steve Grand, sizin ve benim, bizlerin,
10:23
more like a wave than a permanent thing.
172
623317
2932
sabit bir şeyden ziyade dalga gibi olduğumuzu söyler.
10:26
He invites us, the reader,
173
626877
1851
Okuyucusunu düşünmeye davet eder: "çocukluk günlerinizden kalma,
10:28
to think of an experience from your childhood,
174
628752
2405
net bir şekilde hatırladığınız, gerçekten oradaymış gibi
10:31
something you remember clearly,
175
631181
1558
10:32
something you can see, feel, maybe even smell,
176
632763
3034
görebildiğiniz, hissedebildiğiniz bir deneyimi
10:35
as if you were really there.
177
635821
1715
düşünün.
10:37
After all, you really were there at the time, weren't you?
178
637560
3773
Sonuçta gerçekten her an oradaydınız, değil mi?
10:41
How else would you remember it?
179
641357
2104
Yoksa nasıl hatırlardınız?
10:43
But here is the bombshell: You weren't there.
180
643485
2658
Sürpriz ise burada: Orada değildiniz.
10:46
Not a single atom that is in your body today
181
646167
2417
Hatırladığınız olay gerçekleşirken, bugün vücudunuzda olan
10:48
was there when that event took place.
182
648608
2510
hiçbir atom orada değildi. Madde mekândan mekâna akar,
10:51
Matter flows from place to place
183
651142
2143
10:53
and momentarily comes together to be you.
184
653309
2928
"siz" olmak için anlık olarak biraraya gelir.
10:56
Whatever you are, therefore,
185
656261
1352
Dolayısıyla her ne iseniz, aslında sizi meydana getiren şey
10:57
you are not the stuff of which you are made.
186
657637
4082
değilsiniz.
11:01
If that doesn't make the hair stand up on the back of your neck,
187
661743
3048
Bu önemli. Bu yüzden eğer tüyleriniz diken diken
11:04
read it again until it does, because it is important.
188
664815
3316
olmadıysa tekrar okuyun, ta ki olana kadar. Çünkü bu önemli."
11:09
So "really" isn't a word that we should use with simple confidence.
189
669283
4094
Dolayısıyla "gerçekten", yalın bir güven ile kullanabileceğimiz bir kelime değil.
11:14
If a neutrino had a brain,
190
674000
2272
Eğer nötrinonun, nötrino-boy atalarından
11:16
which it evolved in neutrino-sized ancestors,
191
676296
2742
evrilmiş bir beyni olsaydı,
11:19
it would say that rocks really do consist of empty space.
192
679062
4001
kayaların gerçekten boşluktan ibaret olduğunu söylerdi.
11:23
We have brains that evolved in medium-sized ancestors
193
683833
2793
Bizim, taşların içinden yürüyemeyen,
11:26
which couldn't walk through rocks.
194
686650
2000
orta-boy atalarımızdan evrilmiş beyinlerimiz var.
11:29
"Really," for an animal, is whatever its brain needs it to be
195
689030
4620
Bir hayvan için "gerçekten", beynin hayvanın hayatta kalması için
11:33
in order to assist its survival.
196
693674
2000
ihtiyacı neyse odur,
11:36
And because different species live in different worlds,
197
696075
2747
farklı türler farklı dünyalarda yaşadıkları için de,
11:38
there will be a discomforting variety of "reallys."
198
698846
4087
rahatsız edecek kadar çeşitli "gerçekten"ler ortaya çıkar.
11:45
What we see of the real world is not the unvarnished world,
199
705370
4237
Gerçek dünya olarak gördüğümüz şey yalın dünya değil,
11:49
but a model of the world, regulated and adjusted by sense data,
200
709631
4281
dünyanın, algının sağladığı verilerle düzenlenen ve ayarlanan bir modelidir,
11:53
but constructed so it's useful for dealing with the real world.
201
713936
3983
fakat gerçek dünyayla başa çıkmakta faydalı olacak şekilde inşa edilmiştir.
11:58
The nature of the model depends on the kind of animal we are.
202
718459
3158
Modelin doğası nasıl bir hayvan olduğumuza bağlıdır.
12:02
A flying animal needs a different kind of model
203
722000
3633
Uçan bir hayvan, yürüyen, tırmanan ya da
12:05
from a walking, climbing or swimming animal.
204
725657
2700
yüzen bir hayvandan farklı bir modele ihtiyaç duyar.
12:08
A monkey's brain must have software capable of simulating
205
728381
4420
Bir maymunun beyni yazılımsal olarak ağaç gövdeleri ve dalların
12:12
a three-dimensional world of branches and trunks.
206
732825
3295
üç boyutlu simülasyonunu yapabilir olmalıdır.
12:16
A mole's software for constructing models of its world will be customized
207
736144
4377
Bir köstebeğin dünyayı modelleyen yazılımı,
yeraltı kullanımı için uyarlanmış olur.
12:20
for underground use.
208
740545
1952
12:22
A water strider's brain doesn't need 3D software at all,
209
742521
3867
Bir su sineğinin beyninin üç boyutlu modellemeye ihtiyacı yoktur,
12:26
since it lives on the surface of the pond,
210
746412
2150
çünkü Edwin Abbott'un yaylasındaki
12:28
in an Edwin Abbott flatland.
211
748586
2320
bir göletin yüzeyinde yaşar.
12:32
I've speculated that bats may see color with their ears.
212
752652
4029
Yarasaların renkleri kulakları ile görebileceğini ortaya atmıştım.
12:37
The world model that a bat needs in order to navigate
213
757390
3194
Yarasaların üçüncü boyutta hareket etmek ve böcek yakalamak
12:40
through three dimensions catching insects
214
760608
1977
için ihtiyaç duyduğu dünya modeli,
12:42
must be pretty similar to the world model that any flying bird --
215
762609
3073
kırlangıç gibi gündüz uçan bir kuşun benzer işleri
12:45
a day-flying bird like a swallow -- needs to perform the same kind of tasks.
216
765706
3878
gerçekleştirmek için oluşturduğu modele
epeyce benzer olmalıdır.
12:50
The fact that the bat uses echoes in pitch darkness
217
770000
3290
Serçe modelinin girdileri olarak ışığı kullanırken,
12:53
to input the current variables to its model,
218
773314
2767
yarasanın zifiri karanlıkta ekoları
12:56
while the swallow uses light, is incidental.
219
776105
2769
kullanıyor olması tesadüfidir.
12:59
Bats, I've even suggested, use perceived hues, such as red and blue,
220
779456
5278
Yarasaların, ekoları kullanışlı şekilde etiketlemek için,
13:04
as labels, internal labels, for some useful aspect of echoes --
221
784758
6115
algıladıkları renk tonlarını kullanıyor olduklarını da ortaya atmıştım,
13:10
perhaps the acoustic texture of surfaces, furry or smooth and so on --
222
790897
4547
-- bunlar belki yüzeylerin akustik dokuları; tüylü, pürüzsüz gibi --
13:15
in the same way as swallows or indeed, we, use those perceived hues --
223
795468
4563
aynen kırlangıçların ve tabi bizim algıladığımız renk tonlarını
-- kırmızılık ve mavilik gibi -- ışığın uzun ve kısa dalga boylarını
13:20
redness and blueness, etc. --
224
800055
1604
13:21
to label long and short wavelengths of light.
225
801683
2872
etiketlemekte kullanışımız gibi.
13:24
There's nothing inherent about red that makes it long wavelength.
226
804579
3327
Kırmızının doğasında, onu uzun dalgaboylu yapan hiç bir şey yok.
13:28
The point is that the nature of the model is governed by how it is to be used,
227
808747
4224
Önemli olan ve modelin doğasını terbiye eden şey,
algılama yönteminden ziyade, modelin nasıl kullanılacağı.
13:32
rather than by the sensory modality involved.
228
812995
3887
13:37
J.B.S. Haldane himself had something to say about animals
229
817871
2820
J. B .S. Haldane'in dünyasında kokunun hüküm sürdüğü
13:40
whose world is dominated by smell.
230
820715
2285
canlılara dair söyleyeceği bir şeyi vardı:
13:43
Dogs can distinguish two very similar fatty acids, extremely diluted:
231
823535
5834
Köpekler çok benzer, oldukça seyreltilmiş iki yağ asidini ayırt edebilirler:
13:49
caprylic acid and caproic acid.
232
829393
2684
kaprilik asit ve kaproik asit.
13:52
The only difference, you see,
233
832101
1398
Görebileceğiniz gibi tek fark, zincir içerisindeki ekstra
13:53
is that one has an extra pair of carbon atoms in the chain.
234
833523
3284
iki karbon atomu.
13:56
Haldane guesses that a dog would probably be able to place the acids
235
836831
4488
Heldane'in tahminine göre bir köpek, asitleri kokularından yola çıkarak
14:01
in the order of their molecular weights by their smells,
236
841343
3444
moleküler ağırlıklarına göre, aynen bir insanın piyano tellerini
14:04
just as a man could place a number of piano wires
237
844811
3122
seslerinden yola çıkarak uzunluklarına göre
14:07
in the order of their lengths by means of their notes.
238
847957
3205
sıralayabileceği gibi sıralayabiliyor.
14:11
Now, there's another fatty acid, capric acid,
239
851726
3787
Şimdi, bir yağ asidi daha var, kaprik asit,
14:15
which is just like the other two,
240
855537
1612
diğer ikisi gibi,
14:17
except that it has two more carbon atoms.
241
857173
2554
tek farkı iki tane daha karbon atomu.
14:20
A dog that had never met capric acid would, perhaps,
242
860481
2823
Daha önce kaprik asit ile hiç karşılaşmamış bir köpek, muhtemelen,
14:23
have no more trouble imagining its smell
243
863328
2953
onun kokusunu hayal etmekte, daha önce duyduğumuz trompet notalarından
14:26
than we would have trouble imagining a trumpet, say,
244
866305
3156
bir nota daha yüksekten çalan bir trompeti hayal ederken
14:29
playing one note higher than we've heard a trumpet play before.
245
869485
4390
zorlanacağımız kadar zorlanır.
14:36
Perhaps dogs and rhinos and other smell-oriented animals smell in color.
246
876549
6282
Belki köpekler, gergedanlar ve diğer koku odaklı hayvanlar
renklerle kokluyorlar. Ve iddia yarasalarla ilgili olanın
14:43
And the argument would be exactly the same as for the bats.
247
883268
2865
aynısı olurdu.
14:48
Middle World -- the range of sizes and speeds
248
888253
3687
Ortanca Dünya, -- sezgisel olarak rahat hissedecek
14:51
which we have evolved to feel intuitively comfortable with --
249
891964
3588
şekilde evrildiğimiz büyüklükler ve hızlar --
14:55
is a bit like the narrow range of the electromagnetic spectrum
250
895576
3768
elektromanyetik tayfın, ışığı çeşitli renkler olarak gördüğümüz
14:59
that we see as light of various colors.
251
899368
2828
dar aralığı gibidir.
15:02
We're blind to all frequencies outside that,
252
902220
2320
Bir takım araçlardan yardım almadığımız sürece,
15:04
unless we use instruments to help us.
253
904564
2504
bu aralığın dışında kalan frekanslara körüz.
15:09
Middle World is the narrow range of reality
254
909000
3142
Ortanca Dünya, gerçekliğin, çok küçük, çok büyük ve
15:12
which we judge to be normal, as opposed to the queerness
255
912166
3254
çok hızlı olanın tuhaflığı aksine "normal" kabul ettiğimiz
15:15
of the very small, the very large and the very fast.
256
915444
3560
dar bir aralığı.
15:20
We could make a similar scale of improbabilities;
257
920000
2849
Olasılıksızlıkların benzer bir ölçeklendirmesini yapabilirdik;
15:22
nothing is totally impossible.
258
922873
2611
hiçbir şey tamamen imkansız değil.
15:25
Miracles are just events that are extremely improbable.
259
925508
3261
Mucizeler, muazzam düşük olasılıklardan başka bir şey değiller.
15:29
A marble statue could wave its hand at us;
260
929230
2829
Mermer bir heykel bize el sallayabilirdi; kristal yapıyı meydana getiren
15:32
the atoms that make up its crystalline structure
261
932083
2863
atomlar, zaten hali hazırda ileri geri titreşiyorlar.
15:34
are all vibrating back and forth anyway.
262
934970
2217
15:37
Because there are so many of them,
263
937211
1658
Çok fazla oldukları için ve
15:38
and because there's no agreement among them
264
938893
2083
tercih ettikleri hareket
15:41
in their preferred direction of movement,
265
941000
2076
yönüne dair bir anlaşmaları olmadığı için,
15:43
the marble, as we see it in Middle World, stays rock steady.
266
943100
4065
Ortanca Dünya'da gördüğümüz mermer, kaya gibi hareketsiz.
15:47
But the atoms in the hand could all just happen to move
267
947189
2610
Fakat eli oluşturan atomlar aynı anda
15:49
the same way at the same time, and again and again.
268
949823
2624
aynı yöne tekrar tekrar hareket etselerdi,
15:52
In this case, the hand would move,
269
952471
1649
Ortanca Dünya'da elin hareket ettiğini ve bize el salladığını
15:54
and we'd see it waving at us in Middle World.
270
954144
3783
görürdük. Elbette bunun olma ihtimali çok çok düşük, öyle ki,
15:57
The odds against it, of course, are so great
271
957951
2586
16:00
that if you set out writing zeros at the time of the origin of the universe,
272
960561
4480
virgülden sonraki sıfırları yan yana yazmaya evren
oluştuğu anda başlamış olsaydınız, bu gün,
16:05
you still would not have written enough zeros to this day.
273
965065
3015
halâ yazıyor olurdunuz.
16:09
Evolution in Middle World has not equipped us
274
969206
3028
16:12
to handle very improbable events; we don't live long enough.
275
972258
3627
Ömrümüz kısa, bu yüzden
Ortanca Dünya'da olasılığı çok düşük olayları kavrayacak
16:16
In the vastness of astronomical space and geological time,
276
976497
4691
şekilde evrilmedik. Ortanca Dünya'da "imkansız" görünen bir şey,
16:21
that which seems impossible in Middle World
277
981212
2798
evren ve zamanın enginliği içerisinde
16:24
might turn out to be inevitable.
278
984034
2249
"kaçınılmaz" olabilir.
16:28
One way to think about that is by counting planets.
279
988135
3565
Gezegenleri sayarak bunu düşünebiliriz.
16:31
We don't know how many planets there are in the universe,
280
991724
2682
Evrende kaç gezegen olduğunu bilmiyoruz,
16:34
but a good estimate is about 10 to the 20, or 100 billion billion.
281
994430
3451
ama iyi bir tahminle 10, 20 ya da 100 milyar kere milyar taneler.
16:38
And that gives us a nice way to express our estimate of life's improbability.
282
998374
4949
Bu da bize canlılığın olasılıksızlığını ifade için
iyi bir yol veriyor.
16:44
We could make some sort of landmark points along a spectrum of improbability,
283
1004710
3693
Bir olasılıksızlık spektrumunda,
gördüğümüz elektromanyetik tayf gibi
16:48
which might look like the electromagnetic spectrum we just looked at.
284
1008427
4276
bir takım sınır noktaları belirleyebilirdik.
16:53
If life has arisen only once on any --
285
1013568
2841
Eğer hayat her bir şey için --
16:57
life could originate once per planet, could be extremely common
286
1017850
5223
eğer --- demek istediğim, hayat her gezegende
ortaya çıkmış olabilirdi, çok sıradan olabilirdi, ya da her yıldız ya da galaksi başına
17:03
or it could originate once per star
287
1023097
2564
17:05
or once per galaxy or maybe only once in the entire universe,
288
1025685
4992
bir kez ortaya çıkabilirdi, ya da belki evren başına bir tane, ki bu durumda da hayat sadece
17:10
in which case it would have to be here.
289
1030701
2185
burada olurdu. Ve oralarda bir yerlerde,
17:12
And somewhere up there would be the chance
290
1032910
2051
17:14
that a frog would turn into a prince,
291
1034985
1801
bir kurbağanın prense dönüşmesine benzer
17:16
and similar magical things like that.
292
1036810
2881
büyülü şeyler için bir şans olabilirdi.
17:20
If life has arisen on only one planet in the entire universe,
293
1040207
3868
Eğer hayat evrende sadece bir gezegende ortaya çıktıysa,
17:24
that planet has to be our planet, because here we are talking about it.
294
1044099
3996
o gezegen bu olmak zorunda, çünkü buradayız ve hakkında konuşuyoruz.
17:28
And that means that if we want to avail ourselves of it,
295
1048119
2652
Bu durumda bundan bir yarar sağlamak istersek,
17:30
we're allowed to postulate chemical events in the origin of life
296
1050795
3837
hayatın ortaya çıkmasına yol açacak kimyasal olayların
17:34
which have a probability as low as one in 100 billion billion.
297
1054656
3880
olma olasılığının 100 milyar milyarda bir olduğunu öne sürebilirdik.
17:39
I don't think we shall have to avail ourselves of that,
298
1059036
2633
Öte yandan bence, bundan böyle bir yarar sağlamamalıyız,
17:41
because I suspect that life is quite common in the universe.
299
1061693
2967
çünkü hayatın evren içerisinde bayağı sıradan olduğundan şüpheleniyorum.
17:44
And when I say quite common, it could still be so rare
300
1064684
3038
Bayağı sıradan derken, halâ o kadar ender olabilir ki
17:47
that no one island of life ever encounters another,
301
1067746
4125
üzücü bir şekilde, hiçbir yaşam formu diğeri ile
17:51
which is a sad thought.
302
1071895
1580
hiç karşılaşmayabilir.
17:54
How shall we interpret "queerer than we can suppose?"
303
1074665
3263
"Hayal edebileceğimizden daha tuhaf"ı nasıl yorumlayalım?
17:58
Queerer than can in principle be supposed,
304
1078397
2255
Esas olarak hayal edilebilirden daha tuhaf olarak mı,
18:00
or just queerer than we can suppose, given the limitations
305
1080676
3438
yoksa Ortanca Dünya'da evrilmiş beyinlerimizin koyduğu
18:04
of our brain's evolutionary apprenticeship in Middle World?
306
1084138
4262
limitler yüzünden, "bizim" hayal edebileceğimizden daha tuhaf olarak mı?
18:09
Could we, by training and practice,
307
1089000
1854
Kendimizi eğitim ve pratik ile Ortanca Dünya'dan azat edip,
18:10
emancipate ourselves from Middle World
308
1090878
2190
hem matematik hem de sezgisel bir seviyede
18:13
and achieve some sort of intuitive as well as mathematical understanding
309
1093092
4643
çok küçük ve çok büyük olanı anlayabilir miyiz?
18:17
of the very small and the very large?
310
1097759
2139
Yanıtı gerçekten bilmiyorum.
18:19
I genuinely don't know the answer.
311
1099922
2112
18:22
I wonder whether we might help ourselves to understand, say, quantum theory,
312
1102058
3634
Merak ediyorum kendimize, kuantum teorisini
18:25
if we brought up children to play computer games
313
1105716
3260
anlamak için yardım edebilir miyiz. Çocukları erken yaşlardan
18:29
beginning in early childhood,
314
1109000
1582
itibaren ekran üzerindeki yarıklardan geçen
18:30
which had a make-believe world of balls going through two slits on a screen,
315
1110606
3921
topların olduğu inandırıcı bilgisayar oyunları oynatsak,
18:34
a world in which the strange goings-on of quantum mechanics were enlarged
316
1114551
3988
içinde kuantum mekaniğinin garipliklerinin döndüğü
bir dünyayı büyüterek bilgisayarın inandırıcılığı ile önlerine koysak,
18:38
by the computer's make-believe,
317
1118563
1894
18:40
so that they became familiar on the Middle-World scale of the stream.
318
1120481
3845
bu şekilde Ortanca Dünya ölçeğindeki akış içinde anlaşılır hale gelseler.
18:44
And similarly, a relativistic computer game,
319
1124350
2554
Ya da mesela, çocukları üzerinde düşünecek noktaya
18:46
in which objects on the screen manifest the Lorentz contraction, and so on,
320
1126928
5316
getirmek için nesnelerin Lorenz Transformasyonu'nu
18:52
to try to get ourselves -- to get children into the way of thinking about it.
321
1132268
4424
ekranda gösteren bir
rölativistik bilgisayar oyunu, vesaire.
18:57
I want to end by applying the idea of Middle World
322
1137124
3881
Ortanca Dünya fikrini birbirimizin algılarına
19:01
to our perceptions of each other.
323
1141029
1971
uygulayarak bitirmek istiyorum.
19:03
Most scientists today subscribe to a mechanistic view of the mind:
324
1143735
4287
Bugün bir çok bilim insanı algıya dair mekanik bir görüşe bağlı:
19:08
we're the way we are because our brains are wired up as they are,
325
1148046
3404
biz olduğumuz gibiyiz, hormonlarımız oldukları gibiler,
19:11
our hormones are the way they are.
326
1151474
1652
çünkü beynimiz bu şekilde kablolanmış.
19:13
We'd be different, our characters would be different,
327
1153150
2511
Eğer nöroanatomimiz ve fizyolojik kimyamız
19:15
if our neuro-anatomy and our physiological chemistry were different.
328
1155685
3863
farklı olsaydı, karakterlerimiz farklı olurdu, biz farklı olurduk.
19:19
But we scientists are inconsistent.
329
1159868
2016
Fakat bilim insanları olarak çelişkiliyiz. Tutarlı olsaydık,
19:22
If we were consistent,
330
1162424
1381
19:23
our response to a misbehaving person, like a child-murderer,
331
1163829
3313
yanlış davranan birisine, mesela bir çocuk katiline karşı
19:27
should be something like:
332
1167166
1334
tutumumuz şöyle olurdu: "bu fert hatalı bir bileşene sahip,
19:28
this unit has a faulty component; it needs repairing.
333
1168524
3246
düzeltilmeye ihtiyacı var". Fakat öyle demiyoruz.
19:31
That's not what we say.
334
1171794
1182
19:33
What we say -- and I include the most austerely mechanistic among us,
335
1173000
4163
Aramızdaki en mekaniksel kişileri de -- ki en mekanik kişi ben olabilirim -- içine dahil ettiğim
19:37
which is probably me --
336
1177187
1214
bizler bile,
19:38
what we say is, "Vile monster, prison is too good for you."
337
1178425
3810
"Alçak canavar, hapis senin için fazla iyi" diyoruz.
19:42
Or worse, we seek revenge, in all probability thereby triggering
338
1182259
3717
Ya da daha fenası, bunu bugün dünyanın her yanında gördüğümüz gibi,
19:46
the next phase in an escalating cycle of counter-revenge,
339
1186000
3570
bir sonraki döngüsünde muhtemelen daha kuvvetli
19:49
which we see, of course, all over the world today.
340
1189594
2458
karşı intikamları doğuracak intikamlar arıyoruz.
19:52
In short, when we're thinking like academics,
341
1192496
2276
Kısacası, akademikler gibi düşündüğümüzde,
19:54
we regard people as elaborate and complicated machines,
342
1194796
3299
insanları ayrıntılı ve karmaşık makineler olarak görüyoruz,
19:58
like computers or cars.
343
1198119
2145
arabalar ya da bilgisayarlar gibi, fakat insan olmaya döndüğümüzde,
20:00
But when we revert to being human,
344
1200663
2014
20:02
we behave more like Basil Fawlty, who, we remember,
345
1202701
3711
daha çok, bir gurme gecesinde bir türlü çalışmayan arabasına
20:06
thrashed his car to teach it a lesson,
346
1206436
1839
bir ders vermek için onu hurdaya çeviren
20:08
when it wouldn't start on "Gourmet Night."
347
1208299
2275
Basil Fawlty gibi davranıyoruz. (Gülüşmeler)
20:10
(Laughter)
348
1210598
1353
20:12
The reason we personify things like cars and computers
349
1212308
3984
Arabalar, bilgisayar gibi şeylere kişilik verişimizin nedeni,
20:16
is that just as monkeys live in an arboreal world
350
1216316
3368
maymunların bir ağaç dünyasında,
20:19
and moles live in an underground world
351
1219708
2662
köstebeklerin bir yeraltı dünyasında,
20:22
and water striders live in a surface tension-dominated flatland,
352
1222394
3814
su sineklerinin yüzey geriliminin hakim olduğu ovalarda yaşaması gibi,
20:26
we live in a social world.
353
1226232
2129
bizim de sosyal bir dünya içinde yaşıyor olmamız. Bir insan denizinde yüzüyoruz --
20:28
We swim through a sea of people --
354
1228385
2186
20:30
a social version of Middle World.
355
1230595
2333
-- Ortanca Dünya'nın sosyal versiyonu.
20:33
We are evolved to second-guess the behavior of others
356
1233562
3715
Başkalarının davranışlarını tahmin edecek müthiş,
20:37
by becoming brilliant, intuitive psychologists.
357
1237301
3727
sezgisel psikologlar olarak evrildik.
20:41
Treating people as machines
358
1241464
1392
İnsanlara makine gibi muamele etmek
20:42
may be scientifically and philosophically accurate,
359
1242880
3515
bilimsel ve felsefik olarak isabetli olabilir,
20:46
but it's a cumbersome waste of time
360
1246419
1913
fakat bu yöntemle
20:48
if you want to guess what this person is going to do next.
361
1248356
3161
bir kişinin yapacağı sonraki şeyi tahmin etmek istiyorsanız, bu vakit kaybıdır.
20:52
The economically useful way to model a person
362
1252000
2976
Bir kişiyi hesaplı şekilde moedellemenin yolu
20:55
is to treat him as a purposeful, goal-seeking agent
363
1255000
3611
onu zevk ve acı duyan, arzu ve gaye sahibi,
20:58
with pleasures and pains, desires and intentions,
364
1258635
2416
suçluluk hisseden, amaç sahibi ve başarı odaklı birisi
21:01
guilt, blame-worthiness.
365
1261075
1682
olarak görmektir.
21:03
Personification and the imputing of intentional purpose
366
1263456
4110
Kişileştirme, insanları modellemek için öylesine başarılı bir yoldur ki,
21:07
is such a brilliantly successful way to model humans,
367
1267590
3643
kullanılmasının uygun olmadığı varlıklar üstünde
21:11
it's hardly surprising the same modeling software
368
1271257
3121
çalıştırıldığında Basil Fawlty ve arabası
21:14
often seizes control when we're trying to think about entities
369
1274402
3574
ya da evrenin tamamı ile ilgili yanlış fikirlere sahip milyonlarda olduğu gibi,
21:18
for which it's not appropriate, like Basil Fawlty with his car
370
1278000
3371
aynı modelleme yazılımının
21:21
or like millions of deluded people, with the universe as a whole.
371
1281395
4941
kontrolü sık sık ele geçirdiğini görmek şaşırtıcı değildir. (Gülüşmeler)
21:26
(Laughter)
372
1286717
2259
21:29
If the universe is queerer than we can suppose,
373
1289000
3141
Eğer evren varsayabileceğimizden daha tuhaf ise,
21:32
is it just because we've been naturally selected
374
1292165
2502
bunun sebebi buzul çağının Afrika'sında hayatta kalmak için,
21:34
to suppose only what we needed to suppose
375
1294691
2969
"sadece varsaymamız gerektiği kadarını" varsaydığımız için
21:37
in order to survive in the Pleistocene of Africa?
376
1297684
2316
doğal seçilmiş olmamız olabilir mi?
21:40
Or are our brains so versatile and expandable that we can train ourselves
377
1300863
5700
Yoksa beyinlerimiz evrimimizin yarattığı ilk izlenimi
kıracak şekilde eğitilecek kadar çok yönlü ve genişleyebilir bir şey mi?
21:46
to break out of the box of our evolution?
378
1306587
2655
21:49
Or finally, are there some things in the universe so queer
379
1309909
4413
Ya da, son olarak, evrende, ne kadar tanrısal olursa olsun
21:54
that no philosophy of beings, however godlike, could dream them?
380
1314346
5867
hiçbir şey tarafından hayal edilemeyecek kadar tuhaf şeyler var mı?
22:00
Thank you very much.
381
1320737
1152
22:01
(Applause)
382
1321913
2499
Çok teşekkürler.
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7